Son zamanlarda, bir çok mükellef hakkında yazılan vergi inceleme raporlarında; ilişkili kişilere yapılan satış ve teslimlerin fiyatları baz alınarak, cins olarak benzer malların ilişiksiz kişilere daha yüksek fiyatla satıldığı bu nedenle, Kurumlar Vergisi Kanununun 13. Maddesi uyarınca “Transfer Fiyatlandırması Yoluyla Örtülü Kazanç Dağıtımı” yapıldığı var sayılarak, bulunan emsal fiyat ya da emsal fiyat aralığı yoluyla bulunan ortalama emsal fiyat, ilişkili kişilere yapılan satışlara uygulanmak suretiyle aylık KDV farkı hesaplanmaktadır.
Genellikle aynı yöntemin kullanılması ve önceki inceleme raporlarının örnek alınması nedeniyle bu incelemelerde örtülü kazanç dağıtımı bakımından kurumlar vergisi tarhiyatı yanında KDV yönünden de örtülü kazanç aktarımına bağlı tarhiyat önerilmektedir.
Üstelik bu KDV tarhiyatının;
- Bazı durumlarda transfer fiyatlandırması yoluyla aktarılan yıllık kazanç tutarı bir mal ya da hizmet teslimi gibi değerlendirilmekte ve hesaplanan bu farazi kazanç tutarı üzerinden KDV hesaplanmaktadır.
-Bazı durumlarda ise ilişkili kişiye yapılan aylık teslimler esas alınarak, bulunan emsal fiyat ya da ortalama emsal fiyat üzerinden aylık bazda KDV farkı hesaplanmaktadır.
Sözünü ettiğimiz türdeki vergi incelemelerindeki ortak özellikler şu şekildedir ;
-Şirket sahip ve yöneticilerinin yan soy hısımlığı nedeniyle KV Kanununun 13. Maddesinde sözü edilen “İlişkili Kişi” sayılanlara yapılan satışlar ile 3. Kişilere satılan mallar arasında karşılaştırma yapılmakta ve emsal fiyat farklılığı (ya da ortalama fiyat farklılığı) ortaya konulmaktadır.
-Gerek ilişkili kişiye gerekse 3. Kişilere yapılan satışlarda tek bir fiyatın söz konusu olmaması ve uygulanan fiyatlardaki farklılıklar nedeniyle tek bir emsal fiyat tespit edilemediğinde, “Emsal Fiyat Aralığı” hesaplanmaya çalışılmakta ve emsal fiyat aralığından bir “ortalama değer” alınarak emsal fiyat olarak kabul edilmektedir.
- Emsal Fiyat Aralığı yoluyla bulunan değerin, emsal fiyat olarak kabul edilmesiyle, ilişki kişiye yapılan tüm satışlar “emsal fiyata göre” düzenlenerek dönemler itibariyle KDV matrahları ve vergi farkları yeniden hesaplanmaktadır.
Bu yazımızda, gerek emsal fiyat uygulama mantığı gerekse transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı olayının KDV’ne tabi olup olmayacağı konusu üzerinde durmak istiyoruz.
Bunu yaparken de konuyla ilgili üç önemli konuya açıklık getirmek istiyoruz;
Bu konuda hassasiyet gösterilmesi gereken hususları sıralamadan önce transfer fiyatlandırması kavramı hakkında bir ön açıklama yapmak uygun olacaktır.
“Transfer Fiyatlandırması” tabiri, “ aktarılan/transfer edilen” kazancın değerinin hesaplanması ile ilgili bir kavramdır. Transfer edilen mal ya da hizmetin kendisi değil bu yolla aktarılan kazanç kısmı hedef alınmaktadır. Bu nedenle yasal tabir olarak “transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı” ifadesi kullanılmaktadır.
Hemen belirtmek gerekir ki, transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç aktarımı aslen uluslararası matrah kaymalarıyla ilişkili bir durumdur. Aynı ülke içindeki ilişkili kişiler arasında meydana gelen örtülü kazanç aktarmasında, kazanç aktarılan kişilikte normal ve makul bir vergileme yapılıyorsa “hazine zararından” kolaylıkla söz edilemeyecektir. Sadece kurumlar vergisi matrahı yer değiştirecektir.
Transfer fiyatlandırması yoluyla kazanç dağıtımının kontrol altına alınmasına ilişkin düzenleme esas itibariyle OECD’nin bir çalışmasıdır. Ülke içi değil, OECD ülkeler arası matrah kaymaları (matrah erozyonu) üzerinde duran bir kuruluştur. Ülke içi transfer fiyatlandırması işlemlerinde Hazine zararı kavramının ele alınmasında bu özelliğin gözden uzak tutulmaması gerekmektedir.
Transfer fiyatlandırması yoluyla kazanç aktarımı konusu önceki Kurumlar Vergisi Kanununda da yer almaktaydı. O zamanki ismi “örtülü kazanç dağıtımı”ydı. Kanunda yer alan örtülü kazanç tanımının tespit yöntemi belli değildi. Uygulanması mali idarenin yorumu ile yapılmaktaydı. Çok uluslu şirket kavramının pek yaygın olmadığı bu dönemde, sermaye üzerinden örtülü kazanç dağıtımı konusu daha önemliydi.
Yeni Kurumlar Vergisi Kanununun çıkışında, transfer fiyatlandırması ibaresi artık Kanuna konulmuş ancak uygulamanın asli şartı olan “Hazine Zararı” yer almamıştı. Transfer fiyatlandırması gereken işlemlerde “Hazine Zararının” aranması ile ilgili düzenleme, Kurumlar Vergisi Kanununa sonradan eklenmiş ve yurt içi ilişkilerdeki örtülü kazanç transferinin “her halükarda var sayılması” anlayışının önüne geçilmek istenmiştir.
Kazanç dağıtan kurumda ilave vergileme yapılmasına bakılarak, kazanç aktarmasında hazine zararının karine olarak bulunduğunu iddia etmek mümkün değildir.
Zira, hazine zararının, “mükellef itibariyle” mi yoksa genel anlamda “hazineye giren vergi tutarı” anlamında mı ele alınacağı çok tartışılacak bir husustur. Mükellef itibariyle dikkate alındığında, matrah kaydırması hazine zararına yol açacak, ülke geliri açısından ele alındığında hazine zararının var olup olmadığı ilişkili kişiler nezdinde birlikte değerlendirilecektir.
Transfer fiyatlandırması yoluyla hesaplanan ve ilişkili kişiye aktarılan kazanç kısmı, dağıtan kurumda – KKEG sayılarak- vergilendirilirken, yararlanan kurumda kayıt düzeltmesi yapılarak aynı kazanç kısmı üzerinden mükerrer vergileme yapılması önlenmektedir.
Transfer fiyatlandırması yoluyla aktarılan kazancın değerin tespiti konusunda bir çok yöntem bulunmakla beraber asıl olan şey emsal fiyatın tespitidir. Bu emsal fiyat ya da değer VUK hükümleri açısından değil, OECD kuralları yönünden anlam ifade etmektedir. OECD, transfer fiyatlandırması hesaplama metodolojisini ortaya koymakta, bu yöntemler vergi kanunlarımıza (usul kanununa değil) ve ikincil mevzuata monte edilmektedir.
Transfer fiyatlandırması uygulamasında, emsal fiyat tespiti hakkındaki temel bazı bilgiler aşağıda açıklanmıştır.
Emsallere Uygunluk İlkesi
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 13’üncü maddesinin 1’inci fıkra hükmüne göre; kurumlar, ilişkili kişilerle emsallere uygunluk ilkesine aykırı olarak tespit ettikleri bedel veya fiyat üzerinden mal veya hizmet alım ya da satımında bulunursa, kazanç tamamen veya kısmen transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılmış sayılacaktır.
Emsallere uygunluk ilkesi ise aynı maddenin 3 numaralı fıkrasında; ilişkili kişilerle yapılan mal veya hizmet alım ya da satımında uygulanan fiyat veya bedelin, aralarında böyle bir ilişkinin bulunmaması durumunda oluşacak fiyat veya bedele uygun olması şeklinde tanımlanmıştır.
Söz konusu Kanun hükmü uyarınca mükellefler ilişkili kişilerle yaptıkları işlemlerde uygulayacağı emsallere uygun fiyat veya bedeli tespit etmek için; karşılaştırılabilir fiyat yöntemi, maliyet artı yöntemi veya yeniden satış fiyatı yöntemi gibi geleneksel işlem yöntemleri olarak adlandırılan yöntemleri veya işlemlerin mahiyetine uygun olarak diğer yöntemleri kullanabileceklerdir.
Bu yöntemlerin emsallere uygunluk ilkesi çerçevesinde fiyat ya da bedel tespitine olanak vermemesi durumunda ise mükelleflerin kendi belirleyebileceği ve daha doğru sonuç verdiğine inandığı bir yöntemi de kullanabileceği belirtilmiştir.
Yasal mevzuatta öngörülen yöntemlerin, yapılan işlemlerin mahiyetine uygun düşmemesi durumunda, mükelleflere emsallere uygunluk ilkesini esas alarak transfer fiyatlandırması yöntemini kendilerinin belirlemesine de bu suretle olanak sağlanmıştır.
İlişkili kişilerle yapılan işlemlerde uygulanan fiyat veya bedelin emsallere uygunluğu, yukarıda belirtilen transfer fiyatlandırması yöntemlerinin uygulanması sonucunda bulunacak emsal fiyat veya bedele göre belirlenecektir.
Emsallere uygunluk ilkesinin uygulanabilmesi, ilişkili kişiler arasındaki işlemlerle ilişkisiz kişiler arasındaki işlemlerin karşılaştırılabilir olmasına dayanmaktadır.
Bu nedenle, kontrol altındaki işlem ile kontrol dışı işlemin koşullarının karşılaştırılmasına dayanan karşılaştırılabilirlik analizlerinin yapılması gerekmektedir.
Karşılaştırılabilirlik analizi, genel olarak ilişkili kişiler arasındaki mal veya hizmet alım ya da satım işlemlerindeki koşullarla, aralarında ilişki bulunmayan kişiler arasındaki benzer nitelikteki işlemlerin koşullarının karşılaştırılmasına dayanmaktadır.
“Transfer Fiyatlandırması Yoluyla örtülü Kazanç Dağıtımına İlişkin Tebliğ” de ayrıntılı olarak açıklandığı gibi ;
- işlemin niteliğine,
- tarafların yerine getirdikleri işlevlere,
- sahip oldukları varlıklara ve üstlendikleri riskler ile iş stratejilerine,
- işlemin gerçekleştiği pazarın yapısına ve ekonomik koşullarına
yönelik karşılaştırılabilirlik analizlerinin yapılması bir gerekliliktir. Emsal bedel ya da emsal fiyat, işletmenin ilişiksiz kişilerle yaptığı iktisadi işlemde uyguladığı fiyatı veya sektörde aynı işi yapan başka firmalar arasında, aynı tarihlerde ve aynı nitelikteki mal/hizmet için oluşan fiyattır.Dolayısıyla ilişkili kişiler arasındaki fiyat ile üçüncü kişilerle olan iktisadi işlemlerde uygulanan fiyat arasındaki her farklılık emsal fiyat ya da değere aykırılık ve örtülü kazanç dağıtımı anlamına gelmemektedir. Fiyat farklılığını belirleyen yan etmenlerin de analiz yapılırken dikkate alınması zorunludur.
- Karşılaştırılabilirlik Deyimi
Karşılaştırılabilirlik analizinin temel unsuru, karşılaştırmaya alınacak “ Mal ve Hizmetin benzerliği”dir. İkinci önemli unsur ise benzer mallar arasındaki fiyat/bedel farklılığının ortaya konulmasıdır.
Dolayısıyla, transfer fiyatlandırması uygulamasında en önemli husus, nitelik itibariyle aynı veya yakın malların, kontrol edilebilir ve kontrol dışı işlemlerde ortaya çıkan fiyatlarının karşılaştırılabilir olmasıdır.
Dikkate alınan fiyat emsal olduğu için, fiyatın oluşumunda rol oynayan unsurların da özellikle dikkate alınması (emsal olması) gerekmektedir. Emsal fiyatın dikkate alınabilmesi için, aynı sektörde, aynı zamanda, aynı iş kolunda ve aynı teknoloji bazında olması yanında, maliyet, pazar payı, marka etkisi, üretim hacmi, konjonktür, ticari ilişki devamlılığı, ihraç kayıtlı satış ve benzeri faktörlerin de dikkate alınması gerekmektedir.
Ayrıca, karşılaştırılabilirlik, bir emsal bedel ya da fiyat tespiti ile ilgili olduğu için, dikkate alınacak kontrol dışı fiyatın emsal niteliği yaratacak kadar sayısal değere sahip olması da zorunludur. Zira, burada tespit edilecek değer ya da fiyat tüm işlemlere uygulanacaktır. Örneğin, 500 birim üretim yapan bir işletmenin, sadece 5 adet kontrol dışı satışı varsa ve fiyat farklıysa bu durum emsal olarak alınıp ilişkili kişilerle yapılan 495 adet birim alış-verişi için de emsal fiyat olarak kabul edilemez.
Emsal fiyat tespiti açısından karşılaştırılabilirlik analizi yapılacaksa öncelikle, kontrol dışı işlemin, aynı nitelikteki toplam üretim-satış-hizmet içerisindeki payına bakılacaktır. Sadece birkaç işlemlerde oluşan fiyatlardan hareket edilerek emsal fiyat belirlemesinde en büyük hata, kontrol dışı teslimlerin kontrol altındaki teslimlerden ne kadar farklı ya da benzer olduğunun ortaya konulmamasıdır.
Özellikle proje bazında üretime bağlı işlemlerde imalatın maliyeti, üretilen malın teknik niteliği, müşterinin üretilen mala olan ihtiyacı ve ödemeye razı olduğu bedel ile üretim döneminde ortaya çıkan dış etmenler fiyat ve bedelin emsal olma niteliğini bozar.
Bu nedenle ilişkisiz kişilere yapılan satışlara konu mallarla ilişkili kişilere yapılan satışlara konu malların farkının olmadığının -tereddüte yer vermeyecek biçimde- ortaya konulması gerekir.
- Emsal Fiyat Aralığı Uygulaması:
Transfer Fiyatlandırması Tebliği’nin 4.2 nolu bölümünde yapılan açıklamalara göre, emsallere uygunluk ilkesi açısından en güvenilir sonuç, karşılaştırmalar sonucunda ulaşılan tek bir fiyat veya bedeldir. Bununla birlikte, yapılan karşılaştırmalar ve uygulanan yöntemler sonucunda tek bir fiyat veya bedelden ziyade birbirine yakın birden çok sonucu içeren belli bir fiyat veya bedel aralığına ulaşılması da mümkündür. Tebliğ’de emsal fiyat aralığı, aynı yöntemin farklı karşılaştırılabilir kontrol dışı işlem verilerine uygulanmasından veya aynı verilere farklı transfer fiyatlandırması yöntemlerinin uygulanmasından elde edilen değişik emsal fiyatların oluşturduğu bir fiyat dizisi olarak tanımlanmıştır.
Dolayısıyla, mükellefin emsal fiyat aralığının içinde bulunması şartıyla belirleyeceği bu fiyat ya da bedel kabul edilecektir. Ancak, belirlenen emsal fiyat aralığının içindeki fiyatların birbirinden büyük ölçüde farklı olması durumunda, karşılaştırılabilirlik analizindeki unsurların veya yapılan düzeltim işlemlerinin yeniden değerlendirilmesi gerekmektedir.
Transfer fiyatlandırması uygulamasında kontrol altındaki işlemin emsallere uygunluğunun, eş zamanlı gerçekleştirilen karşılaştırılabilir kontrol dışı işlemlerin koşulları ile kıyaslanarak test edilmesi ve tek bir emsal tutara ulaşılması ideal durumdur. Bu şekilde elde edilecek bilgiler, işlemin gerçekleştiği anın ekonomik şartlarını en iyi yansıtan veriler olacağından, karşılaştırılabilirlik analizinde kullanılabilecek en güvenilir bilgiler olacaktır. Ancak, kontrol edilen bir işlemin test edilmesi esnasında, özellikle de bu testin yapıldığı sırada değerlemede belirsizliğe neden olan öngörülemeyen gelecekteki olayların transfer fiyatlandırması analizinde dikkate alınıp alınmayacağı ve dikkate alınacaksa, bunun nasıl yapılacağı sorusu
Mükelleflerin işlem anında uygulayacakları fiyat veya kar marjını belirlerken, karşılaştırılabilir işlemlere ilişkin eş zamanlı bilgilere ulaşabilmesi çoğu durumda mümkün değildir. Bu nedenle, işlem anında ve geriye dönük test edilmesinde karşılaştırılabilirlik analizlerinin sonucunda ulaşılan birden fazla güvenilir emsalden oluşan aralık dikkate alınacaktır.
Emsal aralıkta yer alacak değerlerin her birinin de göreceli olarak eşit derecede güvenilir emsal olması gerekir.
Emsal Fiyat kavramı, KDV Kanunundaki emsal bedel tanımı ile de ilgili değildir.
Bunu netleştirebilmek için şu hususların özellikle belirtilmesi gerekmektedir;
Transfer Fiyatlandırması konusu, gerçek ve tüzel kişiler arasındaki hısım ve akrabalık bağlarına veya doğrudan ya da dolaylı ortaklık ya da kontrol yetkisine bağlı olarak ortaya çıkmaktadır. KDV mal teslimine veya hizmet ifasına bağlı olarak kendiliğinden oluşan bir işlem vergisidir. Kazancın örtülü olarak İLİŞKİLİ bir tarafa aktarılmasını önlemek amacıyla getirilen bu düzenleme özellikle çok uluslu şirketlerin kazanç elde ettikleri ülke mevzuatını dolanarak kazancın bir kısmını ya da tamamını başka ülkelere aktarmalarının önüne geçmeyi hedeflemektedir.
Transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç aktarımı hesap dönemi bittikten sonra ortaya çıkabilmektedir. Yıl bittikten sonra, kazancın aktarıldığı ve bedelin daha yüksek olması gerektiği iddia edilerek ilave KDV hesaplamasında ilişkili şirketten tahsil edilemeyen bir vergi kısmı ilaveten ödenmektedir.
KDV’nin konusu ticari, sınai, zirai ve mesleki teslim ve hizmetlerdir. Kazanç kısmının aktarımı bu anlamda bir teslim veya hizmet ifası değildir. Gelir ve kurumlar vergisi açısından, kayıt düzeltmeleri yoluyla mükerrer vergileme önenebilmektedir. Ancak bu kazanç aktarımı KDV konusu edilecek edilirse, böyle bir vergi düzeltmesi olanağı bulunmayacaktır.
Bu arada bir hususun daha altını çizmekte fayda bulunmaktadır. Örtülü kazanç dağıtımı için ilişkili kişinin dağıtılan bu kazanç kısmından ticari anlamda yarar sağlıyor olmalıdır. Örneğin, ilişkili kişiye verdiği ödünç “finansman hizmeti” olarak değerlendirilen bir olayda, ilişkili kişinin, tasfiye, iflas, işi terk, konkordato gibi nedenleriyle alacak geri dönmemişse, ilişkili kişiye hala menfaat temin edildiği ileri sürülerek ilerleyen zamanlarda da örtülü kazançtan söz edilmesi olanaklı değildir. Zira, ticari-sınai faaliyeti son bulmuş bir işletmenin finansal fayda sağladığından söz edilemez.
Görüldüğü gibi, transfer fiyatlandırması uygulamasında ortaya çıkan emsal bedel ya da emsal fiyat, genel olarak yıl sonunda söz konusu olabilen bir kavramdır. Dolayısıyla, bu fiyat, aktarılan kazanç kısmının hesaplanabilmesi için kullanılan randıman ölçüsü olarak değerlendirilir.
Farazi olarak tespit edilen bir fiyatla, geriye doğru, gerçek ekonomik muamelelerin yeniden hesaplanması ve hesaplanan KDV’nin satıcı üzerinde kalması KDV Kanununa ve sistematiğin aykırıdır.
10.02.2022
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.