18 Nisan 2020 tarihinde Resmi gazetede yayımlanan 60 Sıra Numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi, gerek Hazine ve Maliye Bakanlığının teşkilat yapısında gerekse vergi denetim sistemi ile mükellef hakları konularında bazı önemli değişiklikler yapmıştır. Yapılan değişiklikler 1 sayılı Cumhur Başkanlığı Kararnamesinde belirlenen örgütlenme modelinin değiştirilmesi ve buna bazı eklemeler yapılmasıyla sağlanmıştır.
Mevcut yapılanmada, vergi inceleme görevini yerine getiren Vergi Denetim Kurulu;
-Küçük ve Orta Ölçekli Mükellefler Grup Başkanlığı
- Büyük ölçekli Mükellefler Grup Başkanlığı
-Organize Vergi kaçakçılığıyla Mücadele Grup Başkanlığı
-Örtülü Sermaye, Transfer Fiyatlandırması ve Yurt Dışı Kazançlar Grup Başkanlığı
Şeklinde örgütlenmiştir.
60 Sıra Numaralı Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile bu yapıda bazı radikal değişiklikler yapılmıştır.
Yapılan değişiklik, VDK nın vergi inceleme fonksiyonuna değil ama inceleme metodolojisi ve örgütlenme biçimine yöneliktir. Bu yeniden yapılanmanın sistematiğine geçmeden önce bazı konuları hatırlamakta yarar vardır;
Vergi incelemesinde kantite kaliteden ayrılamaz. Yani eleman sayısı tek başına çözüm değildir. Önemli olan inceleme elemanının bilgili ve tecrübeli olmasıdır. Bu nedenle, organizasyonu, uzmanlaşmaya göre yapıp içini dolduramayınca baştan hedeflenen sonuçlar da alınamıyor.
Bu defa, mevcut iş gücünü de dikkate almak suretiyle normal ve rutin vergi incelemeleri diğer ihtisas alanlarından ayrı tutulmaktadır.
Yeni Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile VDK’nın yapısı şu şekilde organize edilmektedir;
Değişikliği sadece idari birimlerin yeniden isimlendirmesi olarak görecek olursak mevcut yapının “yetki, karar, işlem, değerlendirme ve sonuç” sürecindeki eksiklikler aynen kalacak demektir.
Bu yapılanma biçiminde Daire Başkanlıkları ara Karar Kademesi olarak çalışabileceği için (kaliteli ve liyakatli elemanı yerinde tutabilecek mali olanaklar bir tarafa) aşağıya veya bölgelere yayılan bir “Grup Başkanlıkları” teşkilatlanması devam ettirilebilir.
Yapılan düzenleme bir ihtiyaçtan kaynaklanmıştır. İnceleme elemanlarının görev ve mekan kaydırmaları sonucu incelemeler sürüncemede kalıyordu.
Birçok yerde çok uzun süreler vergi incelemesi yapılamıyor, incelemeler kısa süreli turnelerle yürütülüyordu.
Şimdi, bu yapılanmada, (sanırım önemli sayıda eleman tahsis edilerek) rutin vergi incelemelerine imkan sağlanacaktır. Zaten bu tür incelemelerin büyük kısmını, risk analizi sisteminden gelen şüpheli sonuçlar, ihbar ve şikayetler ile sahte fatura tespitine yönelik “VTR” yansımaları oluşturmaktaydı.
Vergi inceleme sürelerinin mevzuatla sınırlandırılması, merkezde vergi iadesi inceleme yapan bir inceleme elemanının aynı nitelikte olmayan bir başka incelemeyi de paralel götürmesine engel teşkil ediyordu.
Şimdi, yerel, bölgesel, rutin ve özel uzmanlık gerektirmeyen incelemeler ayrık tutularak, bu tür incelemelerin hızlanması sağlanabilecektir.
Vergi İadeleri konusundaki incelemelerin neredeyse tamamı vergi dairelerinin, tereddüt ve şüphelerinden kaynaklanmaktadır. Sınırlı sayıda, teknik değerlendirme ve hukuki yorum yapmayı gerektiren husus bulunmaktadır.
Ancak, vergi iadesi mükellef için bir imtiyaz değil, bir haktır. Fazladan kesilen ya da tahsil edilen parasının/vergisinin iadesi işlemidir. Hem işletmelerin finans gücü açısından hem de mükelleflerin mali idareye olan uyum ve inancının güçlenmesi açısından önem taşımaktadır.
Mevcut konjonktürde, banka teminat mektubu verilerek hızlı iade almanın yolu tıkanmıştır. YMM İade Tasdik Raporlarının hazırlanması (tamamlayıcı bilgilere ve karşıt inceleme bilgisine erişim güçlüğü nedeniyle) aylar alabilecektir. Dolayısıyla, bir çözüm yolu olarak vergi incelemesine dayalı iade sistemi yaygınlaşacak ve üstelik hem mükellef hem de vergi idaresi bakımından daha garantili bir yol olacaktır.
Değişiklik isabetli olmuştur. Ancak, bu grubun üzerindeki iş yükünün diğerleriyle kıyaslanamayacak kadar artacağından hiç şüphe yoktur.
VDK organizasyonu içinde yer alan bir başka birim de “Danışma Komisyonu” oluşturulmasıdır. Bu komisyon, VDK nın akil insanlarından oluşacak ve tecrübelerini inceleme gruplarıyla paylaşacaktır.
İyi niyetli çabalar bazen kişilere bağlı kalıyor ve ihmallerin kurbanı olabiliyor. Umarız Danışma Komisyonunun etkin çalışması sağlanabilir.
Cumhur Başkanlığı Kararnamesiyle Hazine ve Maliye Bakanlığı bünyesinde oluşturulan Risk Analizi Genel Müdürlüğü, veri modellemeleri, veri toplama ve veri işleme işiyle uğraşacak. Bu genel Müdürlük, ekonomik kurum ve kuruluşlardan topladığı verileri işlediği gibi değerlendirilen verileri kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarıyla da (TURMOB, TOBB gibi) paylaşabilecek ve izleme faaliyetini sürdürecek.
Vergi İnceleme Danışma Komisyonu da bu verilerden ve risk analiz sonuçlarından yararlanarak teklif ve önerilerini VDK Başkanlığına iletebilecektir.
Cumhurbaşkanlığı Kararnamesiyle getirilen ikinci önemli kurum, Mükellef Hakları Kuruludur. Bu kurul yine Maliye Bakanlığı nezdinde faaliyette bulunacaktır. Ancak, kurul şeklinde örgütlenmesinin bir sonucu olarak çalışmalarında hem bağımsız hem de diğer birimlerle koordinasyon içinde çalışabilecektir.
Kurulun amacı ve görevi; “mükellef haklarının korunmasına yönelik temel ilke ve kuralları belirlemek, benimsenip uygulanmasını sağlamak” şeklinde tanımlanmıştır.
Mükellef hakları, özellikle vergi usul hukukumuzda farklı biçimlerde düzenlenmiş ve uygulanması çoğu zaman idarenin yorumuna bırakılmıştır. Mükellef haklarının “mükellef hukukuna” dönüştürülmesi şarttır. Mükelleflerin haklarının, her vergi haftasında zikredilmesi değil, farkındalığının yaygınlaştırılmasıyla etkin hale gelecektir. İngiltere, Fransa, Almanya, Hollanda gibi birçok batı ülkesinde ve ABD’de bu konu uzun zaman önce hukuki zemine kavuşturulmuştur. Bizde de, öncelikle, yasalarda var olanlar ile uygulamada ortaya çıkan “kabuller” dikkate alınarak bir “hukuki zemine” kavuşturulması şarttır.
Bu kurulun üyelerinin seçimi ve çalışma usulleri bir yönetmelikle belirlenecektir. Asli görevi mükellefe danışmanlık, rehberlik ve idare ile olan ilişkisinde yardımcılık olan YMM örgütünden ve Mükellef teşekküllerinden bu Kurula üye verilmesi son derece yararlı olacaktır.
Kurulun yaptırım yetkisi belli değildir. Kurul, sadece bir “danışman” niteliğinde kalırsa, ortaya konulan iyi niyet boşa çıkacaktır. Yetki konusu sadece yönetmelikle düzenlenirse, daha işin başında hukuki bir hata işlenmiş olacaktır.
21.04.2020
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.