213 Sayılı VUK’ nun yeniden yazımı ve düzenlenmesi ile ilgili olarak SİSTEMATİK YAPI önerilerimizi aşağıda açıklamaya çalıştık.
213 sayılı Yasa, karekteristiği itibariyle, tarhiyatın usul hukukudur. Tarh, tebliğ ve tahakkuk işlemlerini içerir. Tahsilat usul hukundan farklı olarak verginin ödenmiş olup olmaması Vergi Usul Kanunu’nu ilgilendirmez.
Usul yasalarının özelliği, uygulama biçimini ve uygulama şartlarını ortaya koymaktır. Vergicilikte usul yasası, mükellefi tanımlar, ödevlerini belirler, aykırı davranışların yaptırımını düzenler, vergilendirme sistematiğine bağlı olarak, mükellef-idare ilişkilerini de (Beyan-bildirim, takdir ,inceleme, defter-belge, muhafaza-ibraz, ihbar-tebliğ, uzlaşma, düzeltme, cezalandırma vs. ) ortaya koyarlar.
Vergilemenin yapılacağı konular ile kazancın tespiti usul yasasının değil vergi kanunlarının konusudur. Vergi kanunlarında, vergilendirilecek konular, matrahın tespiti, verginin oranı , ödenme süreleri, stopaj yöntemleri gibi unsurlar düzenlenir.
Amortisman gibi bir çok vergi kanununu ilgilendiren konular ile aslen ticaret hukukunun konusu olmakla birlikte vergiciliğe uygulanabilecek belge ve muhasebe düzeni de usul yasasında yer alır.
Bizim vergilendirme usulümüz tahakkuk sistemine dayanır. Henüz tahakkuk etmeyen vergi, tahsilat konusu olamaz. Tahakkuk ise şu şartlara bağlıdır:
Bizim Usul Yasamız, her dönem ele alınır, yeni baştan yazımdan düzeltme ve ilaveler yapmaya kadar bir çok tartışma yaşanır. Sonuçta, -kısaltılsa bile 300 madde civarında kalacak bir Kanun – çalışmalar tekrar rafa kaldırılır.
Bizim önerimiz iki unsuru kapsamaktadır;
Konunun hiç değilse mesleki ve akademik alanda tartışılabilmesi için önerilerimizi aşağıda belirtiyoruz.
Konu |
içerik |
Öneri |
Mükellef Hakları |
Mevcut kanunda, Mükellef hakları olarak tanımlanan konular, ceza indirimleri ve uzlaşma, iş yerinde inceleme talebi gibi hususlardır. Bunlar mükellefin hukukunu ve mali idare karşısındaki savunma mekanizmasını oluşturmamaktadır. Mevcut uygulamada Gelir İdaresinin Mükellef Hakları olarak duyurduğu unsurların ne yasal ne de İdari bir temeli vardır. Bu ilkelere inanılıyorsa, yasal dayanağının bulunması gerekecektir. Zira, vergi kamusal bir görev ve karşılıksız bir mükellefiyettir ama bu aynı zamanda GÖNÜLLÜ ZORUNLULUKTUR. Vergiden çok vergi idaresinin yapı ve davranışı ile etik değerleri düzenlemek gerekmektedir. |
Vergi usul kanununun 3. Maddesinden sonra gelmek üzere veya mükellefin tanımlandığı 8. Madde içinde/dışında bir düzenlemeyle mükellefin, vergileme ve mali idare ile olan ilişkilerinde hakkının yanında HUKUKUNUN da oluşturulması gerekmektedir. Bunun için, VUK un girişi maddelerinde yer alacak mükellef hakları İSPAT, HİZMET İSTEME VE ALMA, İNCELEMELERDE SAVUNMA ÖZGÜRLÜĞÜ VE İNCELEME ELEMANININ SORUMLULUĞU, UZLAŞMA konuları, bu düzenleme içerisinde yer almalıdır.
|
Tahakkuk Esası |
Vergi usul hukukumuz tahakkuk esasına göre şekillenmiştir. Beyan yöntemine bağlılık ve vergi ziyaının oluşumu tahakkuk esasında değerlendirilmektedir. Bu durum, verginin süresinde tahsili halinde dahi ceza uygulanmasına yol açmaktadır. VUK ta ceza uygulaması tahakkuk işlemine bağlanmıştır. |
Tahakkuk sistemi, özellikle, verginin nakden yada hesaben süresinde ödendiği hallerde gevşetilmelidir. Beyannameler artık elektronik ortamda verilmektedir. Bu nedenle, beyannamenin verilmediği hallerde devreye girecek bir ön uyarı sistemi oluşturulmalı, verginin süresinde ödenmesi kaydıyla, beyanda meydana gelecek kısa süreli gecikmeler ceza konusu olmamalıdır. VUK 341. Maddesinde yapılacak bir değişiklikle, ‘Verginin yasal süresinde ödenmiş olması kaydıyla’ zamanında verilemeyen tahakkuklar ceza dışında kalmalıdır.
Mükellefin beyanına itirazı (İhtirazi kayıtla beyan) imkanı VUK içinde de tanımlanmalıdır. Vergi tutarının yasal süresinde ödenmiş olması ve değişikliğin ödenecek vergi tutarını değiştirmemesi kaydıyla beyannamelerde yapılacak düzeltmeler için ÖUC uygulanmaması sağlanmalıdır. Tahakkuk esasının gevşetilmesi sayesinde, beyana bağlı olarak ortaya çıkan gecikme faizi uygulaması da değişecektir.
|
Vergi İncelemesi |
Vergi İncelemesinin usulleri 6009 sayılı Kanun kapsamına alınmıştır. VUK taki 134 vd. maddelerinde yer alan düzenlemeler, incelemenin tarafsızlığını ve vergi incelemesinde mükellef hukukunun korunmasını sağlamaktan uzaktır. Vergi incelemesi, denetim elemanının olaylara bakış açısı, tutum ve davranışı, tespit yöntemleri, mükellefle olan ilişkiler ve olaylarla yasa maddelerinin değerlendirilmesi bakımından bir süreçtir. Bu sürecin kısaltılmaya çalışılması, arka plandaki, mükellef hukukunu etkileyen ancak mükellefin bilgi sahibi olamadığı çalışmalara dayanılarak inceleme yapılmaktadır. Bu durum mükelleflerin, ani olarak ve uzun zaman öncesine ait olaylarla ilgili vergilendirmeye muhatap olmasına yol açmaktadır.
|
Vergi incelemesi, ödenmesi gereken verginin tam ve doğru olarak araştırılmasına ve tespitine yönelik ise mükellefin veya temsilcisinin, inceleme sürecinde, her türlü iddia, itham,tespit veya kanaat hakkında bilgi alabilmesi şarttır. Bu durum ispat ve savunma hakkının bir gereğidir. Mevcut uygulamada mükellefler, vergi dairesinin, tespitinden, vergi tekniği raporlarından veya alt mükellefler hakkındaki iddialardan haberdar edilmemekte, dava yoluna gidildiğinde, ancak vergi idaresinin cevabından haberdar olmaktadır. Vergi inceleme raporu, tarhiyata esas bir belge ise, bu belgenin mükellef hukukunu da içermesi şarttır. Bu nedenle, VUK’un vergi incelemeleri ile ilgili maddelerinde düzenleme yapılarak, mükellefin vergi inceleme sürecindeki her tespitten haberdar olması, mükellef hukukunun açıkca ihlalinin görev suçu olduğunu belirtilen ifadeler kullanılmalıdır. Vergi incelemesi sırasında veya vergi incelemesinden önce mükellefe muhtemel tarhiyat nedenleri açıklanarak pişmanlık ve beyanname ıslahına imkan veren bir sistem getirilmelidir.
|
Kaçakçılık Suçları |
VUK 359. Maddesinde düzenlenen Kaçakçılık suçu ‘mali sistem aleyhine cürümleri’ anlatmaktadır. Bu madde, sadece defter, belge ve muhasebe hileleri ile ilgilidir. Ekonomik suça ekonomik ceza ilkesinden sapılan bir uygulamadır. İthamı ve uygulaması kolay ancak hata payı yüksek Vergi ziyaının olup olmaması önem taşımamaktadır. Suçun manevi unsuru yoktur. Belgelerin kullanılması manevi unsuru oluşturmaktadır. Fiiller için tertip olunan cezalar, genel ceza sistematiğinin dışındadır. Madde bu haliyle ceza hukukunun genel prensiplerine aykırıdır. |
VUK 359. Maddesi, genellikle, mükellef dışındaki tespitlere dayanılarak uygulanmakta ve adli yargı konusu olmaktadır. Hazine zararı olup olmadığı dikkate alınmadığı için, bazı hallerde gereksiz yere mükellefin mağduriyetine yol açmaktadır. Bu konuda aşağıda belirtilen düzenlemeler yapılmalıdır.
Bu durumda, her vergi türü için üç kat vergi ziyaı cezası uygulanması, aynı matrahın vergileri için 9 kat ceza uygulanması anlamına gelmektedir. Bu durum, Yasanın uygulanmasına ve ifadesine uygun, ancak, hukuk mantığına ve suç-ceza dengesine aykırıdır. Bu nedenle, aynı fiille yada belge ile birden çok vergi türünden kayıp ortaya çıkan hallerde, bunlardan biri için 359. Maddenin uygulanması, diğerlerine normal, bir kat vergi ziyaı cezasının kesilmesi sağlanmalıdır.
|
Takdir Uygulamaları |
Vergileme sisteminde, geleneksel olarak takdir, tahrir ve Beyan yöntemleri kullanılmaktadır. Modern vergileme yöntemi beyandır. Takdir yöntemi vergi idaresinin beyan yokluğu, eksikliği veya yanlışlığı gibi hallerde ortaya çıkmaktadır. Takdir yetkisi esas itibariyle bu işle ilgili olarak oluşturulmuş ve mükellefin meslek mensuplarının da üye bulunduğu bir komisyonundur. Temeli, vergilemede doğruluk ve hakkaniyetin sağlanmasıdır. Bu nedenle inceleme elemanları matrah takdir edemez sadece buldukları vergi takdir edilmiş vergi olarak kabul edilir. Bu durum, Re’sen tarhiyatın gereklerinden biridir. Ancak, mevcut düzenleme, takdir işleminin, zaman aşımı süresinin sonunda, inceleme elemanları ile vergi idaresinin mükellefe karşı kötüye kullanımını engellememektedir.
|
Takdir hakkı kadar özellik taşıyan husus idarenin vergilemede adaleti sağlamasıdır. Bu adaletin vaz geçilmez bir parçası da işlemlerin süresinde ve doğru olarak yapılmasıdır. Vergi idareleri ve inceleme elemanları, zamanında yapılmayan işlemleri, zaman aşımı süresinin son ayında hatta son günlerinde yapmaya çalışarak, konuyu takdir komisyonlarına aktarmakta, zaman aşımı kesilmekte, bu arada inceleme ve araştırma çalışmaları sürdürülmektedir. Böylece, VUK un bir maddesiyle, diğer bir maddesi (tarh zamanaşımı ) işlemez hale getirilmektedir. Bu nedenle, takdir işlemlerinin, her halükarda tarh zamanaşımı içerisinde gerçekleştirilmesini sağlayacak bir düzenleme yapılmalıdır. |
27.08.2019
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.