Bilindiği üzere vergi mükellefleri gelirlerini üçer aylık dönemler itibariyle beyan edip ödemektedirler. Gerçek usulde vergilendirilen ticari kazanç sahipleri, serbest meslek erbapları ve kurumlar vergisi mükellefleri, kazançları üzerinden geçici vergi ödemek durumundadır. Buna ek olarak adi ortaklıklar, kollektif şirketler ve adi komandit şirketler geçici vergi mükellefi olmasa da şirket ortaklarının elde ettikleri kazançlar geçici vergi kapsamına girmektedir.
Geçici verginin %10'u aşan tutarda eksik beyan edildiğinin tespiti halinde, eksik beyan edilen bu kısım için re'sen veya ikmalen geçici vergi salınacağı VUK ‘un 29 ve 30 ‘cu maddesine göre belirlenmiştir.
Ancak bu belirlemeye rağmen %10 ‘nun hangi tutar üzerinden hesaplanacağı yargı kararları ile idarenin görüşü arasında bir farklılık bulunmaktadır. Verginin açık olması ve mükelleflerin doğru karar vermesi açısından vergi tekniğinde önemli bir durum oluşturmaktadır.
Şu günlerde enflasyon düzeltmesinin yapılması ve vergi matrahının tespitinin uygulayıcılar açısından bile anlaşılmasının zor olduğu zamanlarda, geçici vergi beyannamesi ile beyan edilen vergi tutarı daha da bir önem kazanmaktadır.
Gelir vergisi Kanunun mükerrer 120 ‘ci maddesinde “Ticari kazanç sahipleri ile serbest meslek erbabı cari vergilendirme döneminin gelir vergisine mahsup edilmek üzere, bu Kanunun ticari veya mesleki kazancın tespitine ilişkin hükümleri uyarınca ilgili hesap döneminin ilk dokuz ayı için belirlenen üçer aylık dönem kazançları üzerinden 103 üncü maddede yer alan tarifenin ilk gelir dilimine uygulanan oranda (KVK 32’ci Maddesine göre) geçici vergi öderler. …”Yapılan incelemeler sonucunda, geçmiş dönemlere ait geçici verginin % 10’u aşan tutarda eksik beyan edildiğinin tespiti halinde, eksik beyan edilen bu kısım için re’sen veya ikmalen geçici vergi tarh edilir. Mahsup süresi geçtikten sonra, kesinleşen geçici vergiler terkin edilir, ancak gecikme faizi ve ceza tahsil edilir.”
Kanun maddesinde görüldüğü gibi, % 10 u aşan beyan eksikliğinin tespiti halinde, eksik beyan edilen bu kısmın re’sen veya ikmalen geçici vergi tarh edileceği belirtilmektedir. Ancak yargı kararları ile idarenin görüşü arasında önemli bir farklı bulunmaktadır. Bir % 10’ luk fark var ama bu %10’luk fark hangi tutar üzerinden belirlenecek, matrah üzerinden mi? vergi üzerinden mi? bu açık değil.
Birden çok yargı kararında bu yanlıma tutarının vergi matrahı üzerinden eksik beyan edildiğinde, eksik beyan edilen tutarın tamamı üzerinden, maliye idaresinin görüşü ise eksik beyan edilen matrah üzerinden olmaktadır.[1] Bu ayrı görüşler giderilerek açık olarak hangi tutar üzerinden yanılma payının hesaplanacağı belirlenmelidir. Çünkü vergi mükellefi vergiyi değil, vergi matrahını beyan etmekte, idare ise bu matrah üzerinden vergiyi tahakkuk ettirmektedir.
Vergi idaresi %10 ‘luk yanılma payını hesaplarken vergi mükellefinin lehine bir durum benimsese de, yargı kararları ters istikamettedir. Uygulamada idare genel olarak vergi matrahı üzerinden yanılma payını hesaplamaktadır. Geçici verginin %10 ‘nu eksiğine bir işlem yapılmamaktadır. İdarenin yayınlamış olduğu tebliğ (GVK Tebliğ 217)[2] ve sirküler de ( GVK Sirküler 25)[3] Gelir İdaresi tarafından yanılma payının, beyan edilmesi gereken geçici vergi matrahı üzerinden hesaplanması gerektiği belirtilmektedir.
Beyanname vermeyen mükellefler ile beyanname verip matrahı olduğu halde beyan edilmeyen mükelleflerde yanılma payı hesaplaması ise;
İdarece benimsenmiş bir görüş olarak uygulanmaktadır.
Geçici vergi üzerinden yapılan tarhiyatlarda idarenin görüşü matrah üzerinden %10’nu eksik beyan edilmiş ise %10’ nu aşan kısım üzerinden tarhiyat yapılırken, Danıştay kararında, geçici vergi matrahının % 10’u aşan tutarda düşük beyan edilmesi durumunda, eksik beyan edilen tutarın tamamı üzerinden tarhiyat yapılır denilmektedir.
Noksan bildirimin %10'u aşması halinde, beyan dışı bırakılan tutarın tümünün re'sen veya ikmalen vergilendirmeye esas alınmasının Vergi Usul Kanunu’nun 29 ve 30’cu maddelerinin gereği olduğu yargı kararlarında da belirtilmektedir.
Enflasyon düzeltmesi tam yapılırken arka arkaya gelen uzatmalar, yolda yürürken alınan kararların bir kısmının değiştirilerek uygulanmasının, Gelir İdaresince uygun bulunması birçok uygulamacının kafasının karışmasına neden olmaktadır. Geçici vergi dönemleri kanun maddesinde de belirtildiği üzere” Bir önceki takvim yılında “üçer” aylık dönemler halinde tahakkuk ettirilerek tahsil edilen geçici vergi, yıllık beyanname üzerinden hesaplanan gelir vergisinden mahsup edilir.”denilmektedir.
Ancak bunun bir sınırının olduğu ve bu sınırın yanlış veya eksik beyan edilmesi durumunda idarece beyan dışı bırakılan tutarın tümünün re'sen veya ikmalen vergilendirmeye esas alınmasının, Vergi Usul Kanunu’nun 29 ve 30’cumaddelerinin gereği olduğu belirtilmektedir.
Enflasyon hesaplamaları yapılırken matrahta ortaya çıkan %10 eksik hesaplamaların mükelleflere ek yük getireceği de görülmektedir. Bu kargaşa içerinde meslek mensuplarının karşısında uygulama açıklığının ve bütünlüğünün olmadığı durumlarda bekleyen tehlike olarak durmaktadır.
Geçici vergide matrahın %10 ‘nun eksik hesaplanması, çoğu zaman beyan aşamasında atlanılan bir durum olarak görünmektedir. Uygulamada İdare bazı durumlarda matrah üzerinden hesaplarken, indirim ve istisnalar konusunda yapılan bir eksiklikten dolayı standart matrah beyanının vergi eksikliği üzerinden tarhiyat yapmaktadır. Danıştay kararında, geçici vergi matrahının % 10’u aşan tutarda düşük beyan edilmesi durumunda, eksik beyan edilen tutarın tamamı üzerinden tarhiyat yapılır kararları verilmektedir.
Bu ikili durumun vergi tekniği açısından yeniden ele alınarak uygulama birliğinin sağlanması önemli bir eksikliği giderecektir.
Meslek mensupları açısından bu durum enflasyon uygulamasındaki yetersizliklerin ve açıklamaların eksikliğinden dolayı bir risk olarak durmaktadır.
Enflasyon düzeltmesinde yapılacak bir hatanın( çünkü parasal olamayan kalemlerin giriş tarihlerinin ve tutarlarının doğru tespit edilememesi, yanlış taşıma ve düzeltme katsayıları ile taşınması vb.) istisnaların uygulanmasındaki hataların varlığı, matrahta ve verginin hesaplanmasında yanılmalara neden olabilmektedir.
[1] Danıştay Üçüncü Dairesinin 20.09.2005 tarih ve E:2005/1149 K:2005/1925 sayılı, Danıştay Dokuzuncu Dairesinin 25.05.2022 tarih ve E:2019/1731 K:2022/2086 sayılı, Danıştay Dokuzuncu Dairesinin 01.06.2022 tarih ve 2020/2712 K:2022/2395 sayılı kararları.
[2] GVK Tebliğ 217,27.12.2018 tarih 23566 sayılı gazete, ( 5. geçici verginin hesaplanması, beyanı ve ödenmesi bölümü)
[3] GV Sirküleri,25,09/07/2004, GVK-25/2004-17/Gayrimenkul Sermaye İradı 1
06.09.2024
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.