DİJİTALLEŞME SÜRECİNDE DEĞİŞEN İŞ HAYATI ve MUHASEBE MESLEĞİNİN YENİDEN YAPILANMASI
GİRİŞ
Meslek mensuplarımızın dikkatini çekeceği gibi bu başlığı 5-6 Ekim 2018 tarihlerinde İstanbul’da, TÜRMOB ev sahiplinde gerçekleşecek olan XX. Türkiye Muhasebe Kongresi’ne ele alınacak, dijitalleşme sürecinde muhasebe mesleğinin gideceği yer tartışılacak.
Konu başlığına bakıldığında konu çok merak uyandıran bir başlık ve geleceği biraz “yakınlaştırma çabası” na ışık tutma arayışı olarak ortaya çıkmaktadır. Ancak TÜRMOB un şimdiye kadar ortaya koymuş olduğu mesleğe bakış açısıyla çok da uyumlu değil. Bu kanaate götüren şey, bu güne kadar meslek mensuplarının elde etmiş olduğu üretimdeki, muhasebe mesleğinin, meslektaşların ekonomik ve sosyal hayattaki konumlanışı, bu mesleği yapmaktan dolayı ortaya çıkan çıktılar.
Toplumların, geçirmiş olduğu evrelere baktığımızda yerleşik hayata geçişleri, önce tarım toplumu daha sonra sanayi toplumuna geçiş ve şimdide tartışılan Endüstri (Dijitalleşme) 4,0 ile bilişim toplumuna geçileceği (bazılarına göre geçildiği, bazılarına göre ise daha net olarak belirtilerinin ortaya tam olarak çıkmadığı vb.) gibi tartışmaları da içinde taşıyan birçok meslekte değişimler yaratacağı hatta ortadan kaldıracağı tartışmaları sürüp gitmektedir.
Bu tartışmalar altında makalemde, Endüstri (Dijitalleşme) 4.0 mesleğimizde ne gibi değişiklikler yaratabilir, sonuçları bu mesleği yapanları nasıl etkiler, bunları ele almaya çalışacağız.
1.TOPLUMLARIN KAREKTERİNİ ORTAYA ÇIKARAN ÜRETİM İLİŞKİLERİ
Toplumlar göçebe yaşamdan yerleşik duruma geçtiklerinde toplumsal üretim ilişkileri toprağa bağlı olarak yaşamaya başladılar. Toprağı sahiplenerek etrafını çitlerle çevirmeleriyle birlikte özel mülkiyetin ortaya çıkması üretim birimini ve insan ilişkilerini değiştirdi. Toprak aracılığıyla üretilen bu maddeler başka maddeler ile değiştirilmeye başlandı. Zamanla üretimin kolaylaşmasını sağlayan üretim araçlarının gelişmesi daha fazla ürün elde edilmesine neden oldu. Bu değişim zaman içerisinde paranın da ortaya çıkması ile ticaretinin yapılır hale gelmesine neden oldu ve yeni üretim ilişkisini ortaya çıkardı. Üretim araçların ortaya çıkması üretim biçimini ve ihtiyaç skalasının da değişmesine neden oldu.
Makinelerin bulunması, üretimin artmasını sağlayarak, kitlesel üretime geçişe neden oldu. Sermaye birikimi zaman içerisinde üretim artışı, üretimde geçen zamanın iyi kullanılması arayışları, dolayısıyla uzmanlıkların doğmasına neden olmuştur. Üretimin biçimindeki değişme ile yeni bulunan yönetim teknikleri, yeni bir sermaye birikim sistemini ortaya çıkarmıştır. Geldiğimiz zaman durumunda ise sermaye önündeki engeller kaldırılarak bir dönüşüm sağlanmıştır. Her dönüşüm başka bir biçime geçmeyi ifade etmektedir. Sermaye birikimi üzerindeki engeller ortadan kaldırılarak globalleşme ortaya çıkmıştır. Rekabetçiliğin ve sürdürülebilir ekonomik büyümenin en önemli sağlayıcılarından birinin verimlilik artışı olduğu bilinmektedir. Bilgi toplumuna dönüşümde, ana sağlayıcı olan bilgi ve iletişim teknolojilerini gelişmesi üretim, tüketim ve tüm ekonomik, sosyal alanların belirleyici faktörü olmaktadır.
Bilgi ve iletişim teknolojileri verimlilik artışının yaratılmasında anahtar rol oynamaktadır. Kablolanmış bir dünyada, planlama, bütçelendirme ve denetleme gibi temel yönetim islerinin; posta, tele-konferans veya grup yazılımlar gibi araçlarla aradaki mesafe farkını kaldırması ve ağlarla silinen şirket sınırlarına aldırış etmeden birlikte çalışma imkânı vermesi gibi nedenlerle daha farklı yapılmasını gerektirmektedir. Son yıllarda bilgi teknolojilerindeki gelişmelere bağlı olarak gelişen, bilgi işleme teknikleri ve muhasebe sistemleri, finansal verilerin ve muhasebe işlemlerinin elektronik ortama aktarılmasını sağlamıştır. Bu nedenle bilişim sistemleri, içinde yer aldığı organizasyon ve bulunduğu çevredeki, konular, yerler ve insanlar hakkında önemli bilgilere sahiptir. Bilindiği gibi bilgi, kişisel ve örgütsel kararların temelini oluşturur. Çünkü kişisel ve örgütsel hedeflere ulaşmak için, organizasyonun her aşamasında bilgiye ihtiyaç duyulsa da her bilgi kullanıcısının bilgi ihtiyacı, birbirinden farklılık göstermektedir.
Ekonomik faaliyetlerde bilginin artan etkisi, önemli bir bölümü bilgiye dayalı olan ekonomilerin bilgi ekonomisi olarak tanımlanmasını gündeme getirmiştir. Bu süreç üretim faktörlerindeki basit bir değişiklik olmayıp, bilgi yoğun üretimin yapıldığı, nitelikli insan faktörünün ve hayat boyu eğitimin ön plana çıktığı, bilginin ve ticaretin internet gibi elektronik ağlar aracılığıyla yapı değiştirdiği bir ortamda toplumun ekonomik, sosyal ve kültürel olarak gelişme kaydetmesini sağlayan kapsamlı ve kalıcı bir dönüşümü ortaya çıkarmış ve bu gelişmeler sonucunda şekillenen yeni toplumsal yapı, bilgi toplumu olarak tanımlanmaya başlanmıştır.([1])
2.BİLİŞİM TEKNOLOJİ KAVRAMI
Bilişim teknolojisi, bilginin toplanmasında, işlenmesinde, depolanmasında, ağlar aracılığıyla bir yerden bir yere iletilip kullanıcıların hizmetine sunulmasında kullanılan iletişim ve bilgisayarlar dâhil bütün teknolojileri kapsayan teknolojilerdir.([2]) Bilişim teknolojisi kavram incelendiğinde, bu kavram ile; kuruluşlara bilgi sağlamak için kullanılan ve hızla gelişmekte olan araçların (bilgisayar, veri toplama araçlar, ağ ve iletişim araçları), uygulamalar ve hizmetlerin tamamının kastedildiği görülmektedir.([3])Bilişim teknolojisi iletişim ve bilgisayar sistemleriyle bağlanabilen bilgi hizmetlerinin tamamı için kullanılan bir kavramdır. Yani bu kavramı sadece bilgisayar donanım ve yazılımlarıyla sınırlı tutamayız. Bilişim teknolojisinin dört temel kategorisi bulunmaktadır.[4]
1. Yazılım
2. Hizmetler
3. Donanım
4. Ekipmanlar
Bilişim teknolojileri devrimsel nitelikli değişimlere neden olmaktadırlar. Bu teknolojiler, ülkelerin birinci veya üçüncü sınıf olmalarını belirleyecek kadar büyük bir öneme sahiptirler. Bilişim teknolojileri vasıtasıyla bilgiler istenilen noktalara geleneksel yollardan milyonlarla ifade edilebilecek bir oranda daha hızlı ulaştırılabilmektedir. Bilişim toplumunun yolunun açılması ve gerçekleşmesi, "içerik" (bilgi) ve ''teknoloji"nin (bilgi teknolojisi) bütünleşmesiyle sağlanacaktır. Bilişim teknolojisinin altyapısı bilgisayar ve diğer iletişim araçlarına dayanır ancak bu teknolojide insani unsuru yok sayılamaz. Bu teknolojiyi yarısı donanım, yarısı yazılımdan oluşan bir elmaya benzetirsek; insanı da bu elmanın oluşumunu sağlayan özsuya benzetebiliriz. Zira donanımın da yazılımın da geliştirilmesi insanın yaratıcılığına ihtiyaç duymaktadır. Bu teknolojiler esasen insan aklının yansımasından başka bir şey değildirler. Bilişim teknolojisi, yaşamımızın her alanında her türlü işimizin yapılmasında bize yardımcı olmakla beraber bizi birçok angaryadan da kurtarmaktadır. Yani bize özümüze daha fazla zaman ayırma ve yoğunlaşma imkânı ermektedir. Buna imkân bulmuş insan zekâsının daha neler başarabileceğini hayal etmek bile gerçekten zordur.
Bilişim teknolojisi diğer bütün disiplinler ile ilgidir ve bunun neticesi olarak çok farklı biçimlerde uygulanarak bize sınırsız bir etki ve gelişme olanağı sunuyor. Bilişim teknolojileri, bilişim toplumunun hammaddesi olan bilgiye istenildiği zaman ve mekânda hızlı bir şekilde ulaşılmasını sağlar. Bununla da yetinmeyip sürekli olarak yeni bilgilerin üretilmesine aracılık ederler. Bu teknolojilerle birlikte toplum yeniden şekillendirilmektedir. Tarım toplumunda dönüşümün motoru saban, sanayi toplumunda buhar makinesi, bilişim toplumunda ise bilgisayardır. Bilgi akış hızının artması beraberinde, bilim, teknoloji ve üretim üçgenin çevrimini hızlandırmaktadır. Bilişim teknolojileri yeni ekonomik yapının kaynağını oluşturmaktadır.
3.BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİNİN DENETİMDE KULLANILMASI
Bilgisayar destekli denetim teknikleri 1960’lardan beri sürekli gelişmektedir: 1960 ’larda ICL1900 gibi ana bilgisayarların ortaya çıkmasıyla çok sayıda bilginin elektronik olarak saklanması mümkün hale geldi. Veri girişine/elde edilmesine ilişkin metotlar oluşturuldu. Ayrıca büyük dosyaların hızla incelenmesi de olanaklı hale geldi. Denetim raporlarından, bir dosyanın güvenilirliğinin kanıtlanmasında yararlanılmaya başlandı. Ayrıca endeksleme, toplam alma ve istisnaî raporlama gibi verilerin basit şekilde incelenmesi/belli amaçlar için kullanılması da olanaklı hale geldi.
Devamlı gelişen bilgi teknolojileri ve artan bilgisayar kullanımı, denetçilerin, denetim sürecinde elde edecekleri denetim kanıtlarının bir kısmının elektronik ortamda elde etmesini zorunlu hale getirmiştir. Bu durum, ortak bir “elektronik delil kavramının” geliştirilmesini ve bu kavramın meslek standartları içerisine dâhil edilmesini gerektirmiştir. “The American Institute of Certified Public Accountants (AICPA)”nın, “Denetim Standartları Kurulu” tarafından çıkarılan 80 no’lu denetim standardı tebliği, (Satatement on Auditing Standarts-SAS- No.80) ve delillendirme ile ilgili 31 no’lu denetim standardında değişiklik (Amendmentto SAS No.31) yapan tebliğ ve “Bilgi Teknolojisi Çağında Delillendirme Sorunu” isimli denetim süreciyle (AuiditingProceduresStudy) ilgili yayınlamış olduğu çalışma ile denetçilere 80 no’lu tebliğ hükümlerinin uygulanması konusunda yardımcı olmaya çalışmıştır. AICPA’nın bilgisayarlı denetim ile ilgili denetim alt komitesi de (Computer Auditing Subcommittee-CAS) finansal tabloların denetiminin planlanması sırasında denetçilerin dikkate alması gereken 11 temel bilgi teknolojisi üzerinde çalışmaktadır (Helms ve Mancino, 1998; 48). ([6])
AICPA tarafından çıkartılan bu standartlardan ilki, SAS No: 80’dir. Bu standart içerisinde yer alan maddeler, denetçilerin, elektronik bir formatta denetim işlemlerini gerçekleştirebilmelerinde önemli bir konu olan “delile dayanma” konusunda ortak bir kavram geliştirilebilmesini sağlamıştır. Denetçiler, alan çalışmalarının bir kısmını oluşturan “yeterli ve doyurucu denetim kanıtı elde etme” gereğini yerine getirmeye çalışırken, firmaların düzenledikleri finansal tablolarda yer alan verilerin altında yatan yönetim öngörülerini de değerlendirmeye çalışmalıdırlar. SAS No: 80, finansal verilerin altında yatan temel faktörler ve ilave destekleyici bilgiler ile denetim kanıtı arasında temel bir ilişki kurmaya çalışır. Ancak denetim kanıtlarının doğasında meydana gelen değişimleri içermez (AICPA,1997). ([7])
Elektronik kanıt denetçinin yapacağı değerlendirmelere yeni açılar ekler. Örneğin, sistemin ürettiği ve kontrol ettiği kanıtların güvenilirliği gibi. Elektronik kanıt, genelde, oluşmasını sağlayan bilgi teknolojisine bağlıdır. Ayrıca raporların basılması gibi konularda da geleneksel kanıtların üretimine yardımcı olacaktır. Satın alma emirlerinin elektronik ortamda işlenmesi elektronik kanıtların oluşmasını sağlayacaktır. Bu emirin bilgisayar sistemi içerisinde onaylanması yeni elektronik kanıtların oluşumuna neden olacaktır.
Denetim süreci içerisinde yer alan veriler gittikçe elektronikleşirken, denetçilerin, bu verilerin geçerliliğini, güvenilirliğini ve eksiksizliğini test etmeleri gerekmektedir. Özellikle 80’no’lu standart, denetçilerin, müşterilerinin önemli ölçüdeki elektronik bilgi içeren gönderi, süreç ve girişlerini, elektronik kanıtlarının sağlıklılığı açısından test edilmesini istemektedir. Böylece olumlu veya olumsuz denetçi görüşü ortaya çıkacaktır. Esas (defter-i kebir gibi muhasebe defterleri) veya ikincil muhasebe defterleri, elektronik fon transferleri (EFT), gönderilen faturalar, anlaşmalar gibi bilgilerin hepsi de muhasebe verileri içermektedir. Ayrıca, bu belgelerin bir kısmı, sadece elektronik formda alınabilmektedir. ([8])
4.MUHASEBE MESLEĞİ, BİLGİ TEKNOLOJİSİYLE YOK OLMAYA MI GİDİYOR
Bilgi teknolojilerinin gelişmesi aynı zamanda çeşitli mesleklerin ortadan kalkmasına da neden olmaktadır. Bilgi teknolojisinde ortaya çıkan data yazılımlarının gelişmesi bir taraftan çalışma biçimini değiştirirken diğer taraftan bilginin ve bilgi teknolojilerin üretim güçlerinin de dönüşümüne neden olmaktadır. Mesleklerin ortaya çıkması gibi ortadan kalkması da bir dönüşümün ortaya çıkmasıyla oluşmaktadır.Peki, günümüzde meslekleri tehdit eden nedir. Bilgi teknolojilerinde ortaya çıkan yazılım algoritmalarının gelişim düzeyi yapay zekânın ortaya çıkmasına neden oldu.
Üretimin robotlara devredildiği ve yapay zekânın insanların yaptığı pek çok işte kullanıldığı biliniyor. Uzmanlara göre önümüzdeki yıllarda işsizlik sayısı giderek artacak ve bazı meslekler yok olacak.Yok olacak meslekler içerisinde biride muhasebe mesleğidir. Muhasebe ile yakından alakalı olan hesaplamalar ve parasal işlemler giderek dijital dünyanın hâkimiyetine giriyor. Tüm hesapların bilgisayar kaydı altında gerçekleştirildiği ve analizlerin bilgisayarlar ve çeşitli programlar aracılığıyla yapıldığı düşünülürse yakın gelecekte muhasebeciler ve analistler işsizlikle karşı karşıya kalacak.[9]
Birçok mesleğin yok olmaya yüz tutması bu alanlarda istihdam edilen iş gücünün ne yapacağına kilitlenmektedir. Birçok üniversite geleceğin nesillerini yeni gelişen meslekler için eğitim için bölümler açmaktadır. İş Kur kod yazım kursları açarak genç neslin gelişen ekonomik isteme ve iş gücünün hazırlanmasını sağlamak rekabetçi ve verimli bir ekonomik sistem kurma çabası içerisine girmektedir.
Hal böyle iken Ülkemizde Muhasebe mesleğine yöneliş ve giriş, yaşanan işsizlikle birlikte had safhaya ulaşmıştır. Üniversitelerde mesleğe giriş bölümleri (İİBFve Hukuk Fakülteleri) hızla çoğalmaktadır. Buralarda verilen klasik eğitim düzeyi günümüzü anlamada ve geleceğe çözüm üretecek düzeyde henüz değildir. Meslek örgütleri yeterli düzeyde ülkenin ekonomik ve sosyal yapısını anlama düzeyinde bir birikime sahip değildir. Üretim biçiminin ve üretim araçlarının değişiminin meslektaşlar üzerindeki etkileri konusunda herhangi bir çalışması da yoktur. Bilgi teknolojileri, iş yapma biçimini kolaylaştırırken yüksek derecede nitelikli bilgi yoğunluğu istemektedir. Bilgi girişi, analiz ve sonuçlarının doğru sunumu algoritmik işlemler ve data yazılımı (yapay zeka) bu hızla giderse çok da uzak olmayan bir zamanda muhasebe mesleğini tehdit eder hale gelecek hatta ortadan kaldırabilecektir.
E- Maliye dönüşüm planı içerisinde mesleğimizde hızlı değişimler olmaktadır. “E-Dönüşüm ilk olarak 2003-2004 yılı eylem planında ‘Vergi beyanı, tahakkuku ve ödemelerinin elektronik ortamda yapılması’ şeklinde açıklanmış, 2005 tarihinden itibaren de elektronik beyanname ile uygulanmaya başlamıştır. Daha sonra ise elektronik fatura ve elektronik defter olarak iki önemli hedef belirlenmiştir. E-Dönüşüm, işletmelerin muhasebe düzenlerini büyük ölçüde etkilemiş ve değiştirmiştir. Bu etkiler kayıt, defter, belge ve arşiv gibi alanlarda muhasebe sisteminin elektronik ortama aktarılması şeklinde gerçekleşmiştir. E dönüşümün Muhasebe mesleğine etkileri;
Açısından ele alınmıştır.[10] Bu kolaylılar sağlanmış olsa bile muhasebe mesleğinin tanımı açısından gelinen bilgi teknolojileri (yapay zeka vb uygulamalar )açısından çok daha ileri bir noktaya gelinmiştir.
Her ne kadar 23.06.2018 tarih 30457 sayılı RG’ de yayınlanan Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği Sürekli Mesleki Geliştirme Eğitimi Yönetmeliğinde, ana başlıklar halinde bazı konular yazılmış ve amacı” Serbest Muhasebeci Mali Müşavir ve Yeminli Mali Müşavirlerin, yaşam boyu öğrenme sürecini benimsemelerini, uzmanlık alanları, üst unvanlar ve yeni iş alanları için hazırlanmalarını, uygulama, mevzuat ve yöntem bilgilerinde yeterli ve yetkin olmalarını, müşterilerine ve diğer paydaşlara yüksek kaliteli hizmet sunmaları için mesleki yetkinliklerini artırmalarını ve geliştirmelerini sağlamak; sürekli mesleki gelişim fırsat ve kaynaklarına erişimlerini kolaylaştırmak; kamu çıkarının korunması ve kamu güveninin sağlanması için mesleki yeterliklerini geliştirmek ve korumak; mesleki standartlar ile etik kurallara uyumunu tesis ve teşvik etmek üzere gerçekleştirilecek katılımı zorunlu eğitim faaliyetlerini, bu faaliyetlerin gerçekleştirilme yöntemlerini, zorunlu eğitim faaliyetlerine katılmama halinde uygulanacak yaptırımları belirlemektir.” şeklinde belirtilmiş olsa da mesleğin sürdürülebilir olmasını sağlayamayacaktır. Bilgi teknolojilerindeki gelişmelerin önüne geçemeyecektir.
TÜRMOB gelini anlamada ve buna çözüm üretmede meslek mensuplarını sadece sistemin bir parçası haline getirme ve bunları devletin dönüşümünde ücretsiz işçi olmalarına itiraz etmemiş bundan kısa dönemde fayda sağlayacağı konusunda yanılmıştır. Meslek mensupları teknolojik dönüşümde sadece elektronik araçları sağlayan ve bunlara belge kayıt yapan olarak düşünülmüştür. E-Dönüşüm hızla sürmekte e-fatura, e-defter gibi kayıt sisteminin alt yapısının oluşturulmasının zaman içerisinde daha da gelişeceğidir. Örneğin gerçek kişilerin T.C. kimlik numarası üzerinden gelir ve giderlerin, tüzel kişiliklerin vergi veya mal ve hizmetin türüne göre barkot numarası üzerinden yerinde kayıt sistemi oluşturulabilecektir. Bu basit bir data yazılımıyla doğrudan yapılabilecek işlemler haline gelmiştir. Zaten E-Dönüşümde muhasebeciler hızla veri sağlayıcılar(operatör) konumuna gelmektedirler.
Muhasebe mesleği teknolojideki değişimle(yapay zekânın da gelişmesiyle) ortadan kalkmaya hızla aday bir meslek olarak durmaktadır.
5.SONUÇ
Bilgi teknolojilerindeki hızlı gelişim üretim biçimi ve üretim araçlarının kullanımında bir dönüşüm sağlamaktadırlar. Bu üretim araçları hayatı bazen kolaylaştırırken, bezende yıkıcı etkiler ortaya çıkarmaktadır.
Muhasebe mesleği açısından da ilk zamanlarda gelişen bu teknolojiden yararlanmış, temel iş yapma biçimlerini değiştirerek zaman ve maliyetten önemli ölçüde fayda elde etmiştir. Son zamanlardaki bilgi teknolojilerindeki gelişmeler sadece muhasebe mesleğinde değil hayatımızda önemli değişiklikler yapacak düzeye gelmiştir. İnsan beyninin faaliyetlerinin keşfedilmesiyle, yazılım algoritmalarında önemli değişimler oluşmuştur. Yapay zekânın gelişim seyri bir çok mesleği tehdit eder hale gelmiş hatta ortadan kalkmasına neden olmaktadır. Bu konu üzerine kafa yoran insanlar ortadan kalkacak mesleklerin başında muhasebe mesleğinin geldiğini ifade etmektedirler.
Dijitalleşme sürecinde iş hayatında yaşanacak değişimler mesleğin yeniden ele alınması ve yeniden uygun sonuçlar ortaya çıkaracak şekilde düzenlenmesi önem arz etmektedir. Binlerce insanın iş yaptığı ve nitelikli bir meslek olarak gördüğü sosyal bir alanın ortadan kalkması yeni toplumsal sorunlar da ortaya çıkaracaktır. Devlet-İşveren ve Meslek örgütlerince bu gelişmeler dikkatice yeniden ele alınmalı bu mesleğe gireceklerin eğitimini yeniden düzenleyerek günümüz koşullarına uygun hale getirilmesi konusunda hemfikir olmaları kaçınılmaz olarak ortaya çıkmaktadır.
TÜRMOB’un XX. Türkiye Muhasebe Kongresindeki arayışlarında bu mesleği icra edenler için yeni bir arayış toplantısı olması, sonuçlarının sadece konuşmak değil, aynı zamanda geleceği anlamada ve anlamlandırmada bir yol açmasını beklemek olmaktadır.
KAYNAKÇA
[1]T.C Başbakanlık DPT” 9.Kalkınma planı”, 2007-2013.
[2]Yaşar Tona,”Bilgi toplumu ve Bilgi Teknolojisi” Türk Kütüphaneciliği 13(4):363-375, 1999(12.11.2011),http://yunus.hun.edu.tr/-tonta /yayınlarbiltop99a.htm
[3]Orhan Güvenen”,Küreselleşme Sürecinde Bilgi Teknolojileri ve Bilgi Sistemleri
Stratejileri,” DPT, Ön Çalışma Raporu, İstanbul, 1998, s.2.
[4] Sönmez Pamuk,”Dünya Parmağınızın Ucunda”, 1 bs, Ankara, Akyıldız Bilgisayar Yay.,1999,s.3.
[5] http://www.sayistay.gov.tr/yayin/yayinicerik/hiz09bildesdentek.pdf (Erişim 25.11.2011).
[6] Cengiz Toraman,”Gelişen Bilgi Teknolojilerinin Denetime Etkisi” Mali Çözüm Dergisi, S,60 S.3,2002.
[7]A.g.e., s.3.
[8]A.g.e, s.4.
[9]Çevirim: http://www.hurriyet.com.tr/galeri-yakin-gelecekte-bu-meslekler-yok-olabilir-40612106?p=2,02.10.2018.
[10] Çevirim: http://journal.mufad.org.tr/attachments/article/920/4.pdf, 03.10.2018.
05.10.2018
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.