GİRİŞ:
Sevgili meslektaşlarım ve değerli Muhasebetr izleyenleri, şimdiye kadar ki çalışmalarımızı Sosyal Sigortalar Kanunu ile ilgili merak edilenleri irdelemeye çalıştık. Anayasa Mahkemesi’nin 15.12.2006 tarihinde 5510 sayılı Sosyal Güvenlik ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’na öldürücü darbeyi vurması nedeniyle, bu kanunda merak edilen konularla ilgili çalışmalarımızı askıya almak zorunda kaldık. Daha önceki çalışmalarımızda sosyal güvenlik destek primini ele almıştık ve o çalışmamızda emekli çalışanlarımıza yapılacak bir zulümden başka bir şey olamayacağını dile getirmiştim. Anayasa Mahkemesi’nin bu düzenlemeyi iptal etmesini memnuniyetle karşıladım. Şimdi herkesin büyük bir şaşkınlıkla beklediği bundan sonra ne olacak sorusu. Hükümet nasıl bir düzenlemeye gidecek, 5510 sayılı yasa yürürlüğe girmeden mezara mı gömülecek, askıya mı alınacak yoksa yeni düzenlemeler mi yapılacak bu sorulara şimdilik net bir cevap yok. Temennimiz vatandaşlarımızın mağdur olmadan bu geçiş sürecinin atlatılması..
22.05.2003 tarihinde TBMM tarafından kabul edilen ve 10.06.2003 tarihinden resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 4857 sayılı iş kanunu önceki yasaya nazaran bir iş yerinde hizmet akdi ile çalışan işçilere birçok alanda yasal güvenceler getirmiştir. 4857 sayılı İş Kanunu düzenlenirken 1475 sayılı iş kanunun birçok maddesi aynen bu kanunda da yer almıştır. İşçi veya işveren tarafından yapılacak bildirim süreleri de aynen yer almıştır. Bu çalışmamızda bir okurumdan gelen bir soruyu iş kanunu çerçevesinde irdelemeye çalışacağım.
4 yıldır firmamızda çalışan bir personelimizin iş sözleşmesi feshedilecek. Fesih süresi boyunca yasal yükümlülüklerimizi izah edebilir misiniz? EBRU SOYLU
İşçilerin Yasal Hakları:
Daha önceki çalışmalarımızdan haklı bir nedene dayanmadan iş sözleşmesi feshedilen işçilerin, işe iade davasını ele almıştık bu çalışmamızda da iş sözleşmesinin feshinde bildirim süresini, ihbar tazminatı hesaplamasını ve iş arama iznini ele alacağız.
İş kanunumuz işçi ile işveren arasında imza altına alınan iş sözleşmesini, bir tarafın (işçi) bağımlı olarak iş görmeyi, diğer tarafın (işveren) da ücret ödemeyi üstlenmesinden oluşan sözleşme olarak tanımlamıştır. İş kanunu ile işverenin keyfi davranışlarının önüne geçilebilmesi için bazı yaptırımlar konulmuştur. Bu yaptırımların başında da iş sözleşmesinin işveren tarafından feshedilmesi halinde işverenin, işçiye iş sözleşmesini feshedeceğini işçiye tebliğ etmesini, işçinin kıdemine göre değişen bildirim sürelerine riayet etmesi, bildirim süresi boyunca işçiye yeni iş arama izni vermesi geliyor.
İş Kanunu’nda Bildirim Süreleri:
İş kanunumuz taraflardan sadece birine mutlak üstünlük getirmeden her iki tarafa da uyulması gereken yükümlülükleri düzenlemiştir. Bu yükümlülüklerden biri de, iş sözleşmesi feshinde uyulması gereken bildirim süresidir.
İş Kanunu’nun 17. maddesinde bildirim süreleri düzenlenmiştir bu bildirim sürelerinde dikkatimizi çeken husus; belirsiz süreli iş sözleşmeleri için geçerli olması. İş sözleşmesinde işin bitim tarihine bir süre öngörülmüşse, iş sözleşmesi belirli süreli olacak ve bu sözleşmenin bitim tarihinde bildirim önellerine uyulmayacaktır. İş kanunu, bir işin süresi 30 günden fazla sürecek ise bu tür işleri sürekli iş, işin bitiş tarihi sözleşme tarihinde belirlenmiş ise bu tür işlere de belirli süreli işler olarak tanımlamıştır. İşçi ve işverenin bildirim şartına uymaları için işin belirsiz süreli olması gerekir. İşçinin kıdemine göre değişen bildirim süreleri şunlardır:
a) İşi altı aydan az sürmüş olan işçi için, bildirimin diğer tarafa yapılmasından başlayarak iki hafta sonra,
b) İşi altı aydan bir buçuk yıla kadar sürmüş olan işçi için, bildirimin diğer tarafa yapılmasından başlayarak dört hafta sonra,
c) İşi bir buçuk yıldan üç yıla kadar sürmüş olan işçi için, bildirimin diğer tarafa yapılmasından başlayarak altı hafta sonra,
d) İşi üç yıldan fazla sürmüş işçi için, bildirim yapılmasından başlayarak sekiz hafta sonra,
Feshedilmiş sayılır.
Sözleşmeyi feshetmeyi düşünen taraf bu düşüncesini diğer tarafa bildirmesi gerekiyor. Bildirimin karşı tarafa tebliğ edildiği gün sürenin başlangıcıdır. Karşı tarafa tebliğ edilen her fesih bildirimin kabul edilmesi gerektiği anlamına gelmemeli. İşe iade davasında bu konuya değinmiştik eğer işçi iş sözleşmesinin geçerli bir nedene dayanmadığını iddia etmesi halinde bir ay içinde iş mahkemesine dava açabilir.
İş kanunu,gerek işverenlerin gerekse de işçilerin, sözleşmenin feshedilmesi durumunda mağdur olmamaları için ihbar süresi mecburiyetini getirmiştir. İş sözleşmesi işveren tarafından fesih edilecekse; işçinin kendisine yeni bir iş bulması için yukarıdaki bildirim sürelerine riayet etmek zorundadır. Taraflardan birinin bu usule uymamaları halinde tazminat ödemekle yükümlü olacaktır. Kamuoyunda ihbar tazminatı olarak bilinen fesih süresine riayet edememe tazminatı, sadece işverenin yükümlülüğü olarak düşünülür oysaki bu yükümlülük işçi için de geçerlidir. İşçi, iş sözleşmesini feshedeceğini ve çalışma yıllarına göre değişen bekleme süresini, beklemeksizin işten ayrılacağını beyan ederse ve bu bildiriminin derhal fesih nedenlerinden birine de girmiyorsa işverenin, işçiden ihbar tazminatını isteme hakkı vardır. Taraflardan birinin iş sözleşmesini feshedeceğini karşı tarafa tebliğ etmesi ve karşı tarafında bu tebliği kabul etmesi halinde bekleme süresinin tamamlanması durumunda gerek işçi gerekse işverenin ihbar tazminatı ödeme yükümlülüğü de ortadan kalkacaktır.
İhbar tazminatı hesaplaması:
Bildirim süresini beklemeksizin ihbar tazminatı ödenecekse; bu sürenin ücreti de en son alınan brüt kazanç üzerinden hesaplanacaktır. İhbar tazminatı hesaplamasında bir hafta 7 gün olarak dikkate alınacaktır. Soruda işçinin 4 yıllık kıdemi olduğuna göre bu işçinin 8 haftalık ihbar tazminatı hakkı vardır. İhbar tazminatı hesaplamasında öncelikle günlük kazanç bulunur. Brüt günlük kazanç tespit edildikten sonra, bildirim süreleri gün sayısına çevrilerek bu kazançla çarpılır bulunan kazanç brüt ihbar tazminatıdır.bu kazanç üzerinde işçinin yıllık kümülatif gelir vergisi matrahının hangi tevkifat dilimine giriyorsa bu tevkifat oranı üzerinde gelir vergisi ve yine brüt kazanç üzerinde %0,6 oranında damga vergisi kesintisi yapılır İşçimizin aylık brüt kazancı 800,00 YTL olduğunu ve gelir vergisi matrahının dilimi de % 15 tevkifat kapsamında olduğunu varsayarsak;
Aylık brüt maaş/30 gün = 1 günlük kazanç--- 800.00/ 30 gün= 26.67
Günlük kazanç*İhbar bildirimi gün sayısı= brüt ihbar tazminatı—26.67*56 gün= 1,493.33 Gelir vergisi : 1493.33 * 0,15= 224.00
Damga vergisi : 1,493.33*0,006= 8,96
Ödenecek net ihbar tazminatı : 1,493.33-( 224.00+8.96) = 1,260.37
İş sözleşmesi fesih bildiriminin, işçi tarafından kabul edilmesi halinde işçinin yasadan belirtilen bir hakkı ortaya çıkacaktır. Bu hak, İş Kanunun 27. maddesinde düzenlenen yeni bir iş arama izni.
İş Arama İzni Nasıl Uygulanacak?
İş arama izni, iş sözleşmesi feshinin işçi tarafından kabul edilmesi halinde uygulanmaya başlanacaktır. İş arama izin süresi, bildirimin yapıldığı tarihten başlar ve bu süre bildirim süresi boyunca devam eder. İşveren işçiye bu bildirim süresi boyunca günde en az 2 (iki) saatten az olmamak üzere iş arama izni vermek zorundadır. Bu izin süresi çalışılan süreler olarak ücret hesaplamasında dikkate alınacaktır. Kanun, iş arama izni konusunda işçiye bir seçimlik hak tanımıştır. İşçi isterse bu süreleri toplu olarak ta kullanabilir. Bu konuyu bir örnek vererek somutlaştıralım:
İşçi Ahmet, 4 yıldır X Ltd Şti’nde çalışmaktadır.01.12.2006 tarihinde işvereni tarafından, iş sözleşmesinin feshedileceği kendisine bildirilmiştir. İşveren, işçi Ahmet’e ihbar tazminatı ödemeksizin bildirim süresince çalışmasını istemiştir. İşçi Ahmet, bildirimi kabul ederse; bildirim süresi 01.12.2006 tarihinde başlayacaktır. İşçinin 4 yıllık bir kıdemi olduğuna göre işveren iş sözleşmesini feshetmeden durumu 8 hafta önceden işçiye bildirmesi gerekiyor. Bu tarihten itibaren başlayan iş arama izni de 8 hafta boyunca yani 26.01.2006 tarihine kadar devam edecektir.
İşçi, bu bildirim süresi boyunca iş arama iznini toplu olarak kullanmak istemişse; işyerinde bir haftalık çalışılan mesai günler göz önünde bulundurularak toplu olarak kullanacağı izin süresi belirlenir. İşyerinde haftanın beş işgünü çalışılıyorsa işçinin bir hafta süresince 10 saatlik iş arama izin süresi olacaktır. İşçi bu süreyi toplu olarak kullanmak istiyorsa önceden işverene bildirmek zorundadır. İşyerinde haftada beş gün mesai yapılıyorsa:
5 gün x 2 saat= 10 saat
işçinin talebi olması halinde bir hafta boyunca çalışıp izleyen hafta ilk günü işe gelmeyebilir.
İş Arama İzin Süresinde Ücret Hesaplaması:
İş arama izin süresi, prime esas kazancın tespitinde çalışılan süreler olarak dikkate alınır. İş arama iznini mesai saatler içinde iş aramak için kullanmak istiyorsa çalışılmayan günlük 2 saatlik ücretini de işveren ödeyecektir. Bu bildirim süresince işveren tarafında çalıştırılmışsa mesai saatler içinde kullanamadığı 2 saatlik ücretini % 100 zamlı ödeyecektir. Eğer toplu olarak iznini kullanacaksa; çalıştığı günlerde normal ücreti hesaplanır. İzine ayrıldığı günde çalışılan günler olarak hesaplanacaktır.
SONUÇ:
Kamuoyunda iş güvencesi yasası olarak ta bilinen 4857 sayılı iş kanunu, birçok konuda emekçilerimize yasal güvenceler getirmiştir. Bu köşemizde elimizden geldiğince bu yasal haklara değinmeye çalışacağız. İş aram izin süresi, çalışanlar arasında en az bilinen haklardan biridir. Belirsiz süreli iş sözleşmesini feshetmek isteyen tarafın kim olduğu önemli değildir. Bu taraf işçi veya işveren olabilir fark etmez. Bildirim süresi boyunca işçinin günde 2 saat iş arama izin hakkı vardır. Her ne kadar kanunda bununla ilgili bir net açıklama olmasa da işçinin de, belirsiz süreli iş sözleşmesini feshetmeyi istemesi halinde de işçinin iş arama izin hakkı vardır. İşçi bu sürede çalıştırılırsa günlük saat başına düşen kazancını ve buna ilaveten 2 saatlik çalışmanın kazancını % 100 zamlı olarak alacaktır. Bu hesaplama da işçinin 2 saatlik çalışması halinde normal çalışma saatlerinde elde ettiği kazancın 3 katını alacaktır. Son olarak şu hususu da unutmamalıyız: işveren bildirim süresinin tamamlamasını beklemeksizin ihbar tazminatını ödeyerek iş sözleşmesini feshedebilir.
YARALANILAN KAYNAKLAR
10.01.2007
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.