Bu çalışmamızda Türk Ticaret Kanunu hükümleri tatbik edilirken kafa karıştırıcı iki hususa kısa ve öz cevaplar verilecektir. Bu kapsamda önce sınai fikri mülkiyet haklarının tüzel kişilere sermaye olarak konulup konulamayacağı sorusu yanıtlanacak, akabinde Anonim şirketlerin pay senedi ve geçici ilmühaber çıkarma haklarının var olup olmadığı, varsa çıkarılan senetlerin önünde herhangi bir devir yasağının olup olmadığı sorusu cevaplanacaktır. İkinci hususa cevap verilirken önce ‘pay senedi ve geçici ilmühaber’ kavramlarına yönelik tanımlamalar yapılacaktır.
Cevap-1: Gerek A.Ş.lere gerekse de Ltd. Şti.lere ayni sermaye olarak; üzerlerinde sınırlı ayni bir hak, haciz ve tedbir bulunmayan, nakden değerlendirilebilen ve devrolunabilen (fikri mülkiyet hakları ile sanal ortamlar da dahil) malvarlıkları konulabilmektedir. Hizmet edimleri, kişisel emek, ticari itibar ve vadesi gelmemiş alacaklar sermayeye konu olamamaktadır. Bundan hareketle sınai bir mülkiyet olan patent hakkı sermaye olabilmektedir.
Cevap-2:
Cevap-3: Evet vardır. Fakat eski ve yeni TTK farklı hükümler ihtiva ettiğinden mütevellit konunun etraflıca bilinmesi önemi haizdir. Dolayısıyla bu konuda öncelikle bilgi kirliliğini önlemek için 6762 sayılı Eski TTK ile 6102 sayılı Yeni TTK hükümlerine değinmekte fayda bulunmaktadır.
Yeni TTK’nın 484. Maddesine göre pay senetleri, hamiline veya nama yazılı olur. Bedelleri tamamen ödenmemiş olan paylar için hamiline yazılı pay senetleri çıkarılamaz. Bu hükme aykırı olarak çıkarılanlar geçersizdir. Yeni TTK’nın bu hükmü, pay senetlerinin türünü düzenlemekte olup, hamiline yazılı pay senedi için önkoşul, hamiline yazılı pay bedelinin tamamen ödenmiş olmasıdır. Esasen hamiline payın sahibinin kim olduğunun belli olmaması ve payın devrinin de zilyetliğin devri ile mümkün olması bu koşulu zorunlu kılmaktadır. Zaten bu hükme aykırı olarak, yani pay bedeli tamamen ödenmemiş hamiline pay yerine çıkarılan hamiline yazılı pay senedi de geçersiz, yani hukuk alanına hiç doğmamış olacaktır.
Yeni TTK’nın 486. Maddesi hükümlerine göre ise şirketin ve sermaye artırımının tescilinden önce çıkarılan paylar geçersizdir; ancak iştirak taahhüdünden doğan yükümlülükler geçerliliklerini sürdürür. Paylar hamiline yazılı ise yönetim kurulu, pay bedelinin tamamının ödenmesi tarihinden itibaren 3(üç) ay içinde pay senetlerini bastırıp pay sahiplerine dağıtır. Yönetim kurulunun hamiline yazılı pay senetlerinin bastırılmasına ilişkin kararı tescil ve ilan edilir, ayrıca şirketin internet sitesine konulur. Pay senedi bastırılıncaya kadar ilmühaber çıkarılabilir. İlmühaberlere kıyas yoluyla nama yazılı pay senetlerine ilişkin hükümler uygulanır. Azlık istemde bulunursa nama yazılı pay senedi bastırılıp tüm nama yazılı pay senedi sahiplerine dağıtılır. Tescilden önce pay senedi çıkaran kimse, bundan doğan zararlardan sorumludur. Yine anılan maddeye göre azlık isterse nama yazılı pay senedi bastırılıp tüm nama yazılı pay senedi sahiplerine dağıtılabilecektir. Böylece (halka) kapalı anonim şirketlerde özellikle aile şirketlerinde pay senedinin bastırılmaması ve dağıtılmaması yoluyla baskı yapılması, pay sahiplerinin bu sıfatlarını ispattan yoksun bırakılmaları, devir olanaklarının sınırlandırılması gibi hukuka aykırı yöntemlerin önüne geçilmiştir.
Çıkarılan senetlerin (hisse senedi/ geçici ilmühaber) devri ile ilgili unutulmaması gereken hususlardan en önemlisi eski TTK’da ayni ve nakdi karşılık olarak iki farklı belirmenin olmasıdır. Fakat yeni TTK’da bu ayrım ve belirlenen şartlar ciddi değişikliğe uğramıştır. Detaya girmek gerekirse 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanununun ‘devir yasağı’ başlıklı 404. Madde hükmü çok açık bir şekilde belirlemeler yapmıştı. Buna göre; ‘Ayın karşılığı olan hisse senetlerinin şirketin tescilinden itibaren iki yıl geçmeden başkalarına devri hükümsüzdür.’ Bu hüküm yeni TTK’da yer almamış ve devir şartları farklı kıstaslara tabi tutulmuştur. Yeni TTK’nın 489 ve 490. Maddelerine bakacak olursak hamiline yazılı pay senetlerinin devri, şirket ve üçüncü kişiler hakkında, ancak zilyetliğin geçirilmesiyle hüküm ifade edeceği, TTK’da veya esas sözleşmede aksi öngörülmedikçe, nama yazılı payların, herhangi bir sınırlandırmaya bağlı olmaksızın devredileceği hükme bağlanmıştır. Yeni TTK, anonim şirkette ilke olarak, nama yazılı payın serbestçe devredilebilmesini esas almıştır. Bu ilkenin TTK’da öngörülen tek istisnası bedellerinin tümü ödenmemiş nama yazılı paylardır. Söz konusu paylar, esas sözleşmede belirtilmemiş olsa bile, ancak şirketin onayı ile devredilebilir. Bu hüküm ödenmemiş pay bedelinin güvencesidir. Diğer taraftan yeni TTK’nın 492 maddesi mucibince, devre sınırlama esas sözleşmeye hükümler getirilebilir. Örneğin nama yazılı payların ancak şirketin onayıyla devredilebileceği öngörülebilir. Esas sözleşme, böyle bir sınırlama getirmemişse payın serbestçe devri kuralı geçerli olur.
Yukarıda etraflıca değerlendirildiği üzere eski TTK’da hisse senedi/geçici ilmühaber’lerin devrinde 2 yıllık kısıt konmuşken yeni TTK’da bu 2 yıllık devir kısıtı kaldırılmış, bedeli ödenmiş payların serbestçe devri esas alınıp, gerek süre sınırı, gerekse de yasaklama gibi kısıtlar esas sözleşmeye dercedilmek şartıyla ihtiyari hale getirmiştir.
Anahtar Kelimeler: 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (Yeni), 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu (Eski), Sınai mülkiyet hakkı, Pay Senedi, Geçici ilmühaber
18.12.2023
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> YIL SONU KAMPANYASI: Muhasebecilere Özel Web Sitesi 1.249 TL yerine 999 TL + KDV
Ayrıntılar için tıklayın.
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.