Vergi İdaresi Hazine Genel Müfettişliği gerçekleştirdiği denetimde, 2014 – 2016 yılları arasında vergilendirmeye (beyan vermeme)ilişkin yükümlülüklerini yerine getirmeyen 879.415 adet yüksek gelirli mükellefle ilgili olarak IRS’in ciddi ihmalleri olduğunu tespit etti. İşin ilginç yanı bu kişiler zaten ABD Gelir İdaresi IRS(Internal Revenue Service) tarafından yıllar önce tespit edilmiş mükelleflerdi. Genel Müfettişliğin denetimi ise esasen IRS’in mevzu bahis mükellefleri ne şekilde değerlendirdiğiyle ilgiliydi.
Gerçekleştirilen denetimin sonuçlarına göre IRS tarafından 369.180 adet vergi mükellefi üzerinde hiç çalışılmadı. Bu mükelleflerin Amerikan halkına maliyeti 20,8 Milyar Amerikan Doları. Bunlardan 326.579 adet mükellef iş havuzuna hiç alınmazken 42.601 mükellef havuzdayken üzerinde hiç çalışılmadan işler kapatıldı. 510.235 mükellef ise halen iş havuzunda sıranın kendisine gelmesini bekliyor. 37.217 mükellef ise muhtemelen üzerinde bir daha çalışılmamak üzere IRS tarafından havuzdan çıkarıldı. Bu son grubun maliyetinin de eklenmesi ile beraber IRS’in iç süreçlerinden kaynaklanan zafiyetin toplam maliyeti 45,7 Milyar Amerikan Dolarına ulaşmış vaziyette.
IRS şu an mevcut konjonktürde Dünya’nın bir numaralı ülkesinin Gelir İdaresi olma rolünü üstlenmiş durumda. Hal böyle olunca sadece isminin anılması bile vergi kayıp kaçağıyla mücadelede akla zarar teknolojilerin kullanıldığı bir İdareyi insanların aklına getiriyor. Oysa Dünya’nın geri kalan tüm Gelir İdarelerinde olduğu gibi IRS’in sistemleri de belli bir miktar emek ve teknolojinin harmanlanmasından ibaret. Bunlardan birisinde zafiyet söz konusu olduğunda işlerin sarpa sarması gayet doğal.
IRS’in sistemleri ağırlıklı olarak artık bir antika sayılan COBOL tarafından kodlanmış durumda. COBOL yazılım dili 1959 yılından günümüze ulaşan hoş bir hatıra. Kolay okunabilir ancak sentaksı geniş bir dil. Başka dillerde yazdıklarınızı COBOL’da biraz daha uzun yazmak zorundasınız. Artık birçok üniversitenin eğitim müfredatında bulunmuyor. Bir milyon yazılımcı projesinde de böyle bir eğitimin yer aldığını sanmıyorum. Dahası COBOL ile ilgili verilen iş ilanları giderek azalma eğiliminde. Buna karşın yüzlerdeki kibirli gülümsemeyi silmek için söylemeden de geçemeyeceğim. Dünya’da 220 milyar satır COBOL kodu[1] halen kullanımda. Finans teknolojileri bakımından ele alındığında ise yine Dünya’daki finans işlemlerinin %70 – 80’inin COBOL sistemleri[2] üzerinden işlendiği tahmin ediliyor.
COBOL iş dünyası için tasarlanmış bir dil. Yeni dillere göre bazı üstünlükleri halen bulunuyor. Bu yüzden COBOL ile yazılmış sistemlerin yerini alacak yeni sistemlerin kurgulanması o kadar kolay bir iş değil. Bununla beraber COBOL yeterince efektif ve güçlü bir dil[3]. Dolayısıyla sorun COBOL’dan kaynaklanıyor diyemeyiz. Buna karşın, geçmişte öyle olmadığı savunulsa bile, IRS ve diğer finansal kurumlar için en büyük sıkıntı COBOL yazılımcılarının bulunması ve istihdam edilmesi. COBOL programcılarının yaş ortalaması oldukça yüksek ve talebi karşılayacak kişi sayısı giderek azalıyor[4]. (Yurtdışında yaşamak isterken bir şeyler yapmazsa muhtemelen Yozgat’ta hayata gözlerini yumacak genç, senin çıkış biletin COBOL olabilir.)
IRS, diğer gelir idarelerinin önemli bir kısmı gibi, beyanname verme gibi vergilendirmeye ilişkin yükümlükleri yerine getirmeyen mükelleflerin tespitinde, mükelleflerin geçmiş dönem verilerini ve üçüncü parti verileri kullanıyor. Zafiyetin oluştuğu departmanı ele alırsak, teknik sistemleri çalıştırıp gerekli analizler yürütüldükten tespit edilen mükelleflerin Küçük Mükellefler/Bağımsız Çalışanlar bölümünde görev yapan bir analiz ekibi(Nonfiler Inventory and Analysis Group) tarafından gözden geçirilmesi gerekiyor. Bu konudaki tespit ve gözden geçirme (Case Creation Nonfiler Identification Process)bir yılda iki kez gerçekleştiriliyor. Sonrasında mükelleflerin kodlanması, sınıflandırılması, önceliklendirilmesi gibi işlemler var.
Oldukça efektif ve maliyetsiz bir sistem olarak beyan vermeyen mükelleflere cevap verme durumuna bağlı olarak bir veya iki adet bildirim(Return Delinquency Notices) gidiyor. Mükelleften cevap alınamazsa mükellefin beyanı gecikmiş beyan(delinquent return) olarak işlem görüyor ve bu durumdaki mükellefler denetim sürecine[5] (Taxpayer Delinquency Investigation) dâhil ediliyor. Mükellef dosyaları bu statüde 6 yıl bekleyebiliyor. Aslında IRS’in bu konumdaki dosyalar için duruma göre bir matrah tayin etme yetkisi de var. İşte Vergi İdaresi Hazine Genel Müfettişliğinin denetimi bu iş akışında aksama olduğunu gösteriyor. IRS’nin bu konudaki savunması ise kurum bütçesinde gerçekleştirilen kesintiyi ve yeterince personel istihdam edilememesini işaret ediyor.
Vergi İdaresi Hazine Genel Müfettişliği, 1998 yılındaki IRS Reformu ile beraber 1999 yılı başında kurulan, ABD Hazine Bakanlığı içerisinde yer alan ancak Bakanlıktan ve Bakanlığın diğer tüm departmanlarından tamamen bağımsız bir denetim mekanizması. Tüm iş yoğunluğu vergi idaresinin iş, işlem ve yükümlüklerinin denetlenmesi üzerine kurulu olup denetçi ve müfettişlerden oluşan bir yapı olma özelliği taşıyor. Bugüne kadar yayınladığı raporlar bir kriter olarak dikkate alınacak olursa oldukça etkin çalıştığını söyleyebiliriz[6]. Öyle ki IRS’in bazı mükellefleri takibinde teklediğini ve bu teklemenin ABD halkına maliyetinin milyar dolarları bulduğunu bu kurumun raporlarından öğreniyoruz. Aklıselim insanlar için bu örnekten alınacak çok fazla ders var. Çünkü sahip olduğumuz mali kurumlar itibariyle biz de belirli oranlarda emek ve teknoloji faktörlerinin birleşiminden ibaretiz.
İnsan faktörünün bulunduğu her yerde hata, ihmal ve bazen de kasıt bulunması ihtimal dahilinde. Emek yoğun süreçlerden teknoloji yoğun süreçlere geçildikçe karşılaşılan hatalar azalırken hatanın tespitini de giderek güçleştiriyoruz. Bu yüzden bir yandan süreçlerde otomasyon sağlarken diğer yandan sağlıklı ve efektif bir denetim sisteminin kurulması, yetkin kişilerden oluşması ve bu kişilerin gerekli teknik altyapıyla donatılması elzem. Bu yapının bağımsızlığı sağlanmakla beraber denetlenen kurum veya kuruluşun iş süreçlerine de hâkim olunması gerekli. Bir mega denetim kurulunun tüm kurum ve kuruluşları denetlediği günleri geride bırakmış bulunuyoruz. Dünya’da iç denetimin tesis edildiği, birimlerin izleyeceği adımların tek tek yönergeleştirildiği, iş ve performans tanımlarının yapıldığı ve izlendiği, dış denetimin ise tüm bunlardan beslendiği, uzmanlaştığı ve bağımsızlığının gerçek anlamda tesis edildiği bir dönemden geçiyoruz. Sormak gerekir ülkemizde bu birimlere ve anlayışa ne kadar sahibiz? Sonuçları kamuoyu ile paylaşılsın ya da paylaşılmasın, bu yazıda koyduğumuz kriterler ışığında GİB, VDK, KGK, TÜRMOB gibi denetleyenlerin de rutin olarak denetlendiği bir mali ortama acaba ne zaman erişiriz?
[1]COBOL blues, http://fingfx.thomsonreuters.com/gfx/rngs/USA-BANKS-COBOL/010040KH18J/index.html
[2]COBOL Is Everywhere. Who Will Maintain It? https://thenewstack.io/cobol-everywhere-will-maintain/
[3] Fortran, Cobol, Lisp, C, Basic gibi diller yazılımcı turnusolüdür.
[4] Closing the COBOL Programming Skills Gap, https://ibmsystemsmag.com/IBM-Z/10/2019/closing-cobol-programming-skills-gap
[5]Delinquent Return Investigations, https://www.irs.gov/irm/part5/irm_05-001-011r
[6] Audit Reports - FY2020, https://www.treasury.gov/tigta/oa_auditreports_fy20.shtm
23.07.2020
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.