2019 yılı vergiler anlamında oldukça hareketli bir yıl oldu. Bunda elbette vergi politikasının kriz dönemlerinde kullanılan en güvenilir politikalardan biri olmasının büyük payı var. Yeni vergilerle tanıştık, mükelleflere yeni alternatifler sunulduğunu gördük, yıllarca süregelen bazı dogmalardan vazgeçtik, Gelir İdaresi Başkanlığının bazı uygulamalardaki politika değişikliğine gitmesini izledik, vergisel anlamda çok fazla tartıştık ve çok fazla yazdık.
Vergilerin ön plana çıkması vatandaşlarımızı bir miktar üzse de, vergiye ve vergilendirmeye atfedilen önemin artışı karşısında, mali hayatın içerisinde yer alan çalışanlar olarak belki de kendimizi bir miktar daha önemli hissetmeye başladık. Bu yüzden muhasebe personeli, mali müşavirler, denetçiler, mali idare personeli, inceleme elemanları, vergi politikası yapıcıları gibi mali evrensel kümenin tüm parçalarının 2019 yılında hayatlarına dokunan bazı vergisel gelişmeleri bir listede toplamaya çalıştık.
Subjektif bir değerlendirmeye tabi olarak sıraladığımız bu listede atfedilen önemin kişiye göre değişebileceğini, kimileri için başlarda yer alan olayların kimileri için sonlarda yer alabileceğini veya listede yer almayan bazı başlıkların daha fazla önem arz edebileceğini kabul etmek zorundayız. Yine de 2019 yılına özetlemek ve yeni yıla geride bıraktıklarımızı hatırlayarak girmek anlamında ufak bir zaman yolculuğuna çıkmanın hoş olacağını düşünüyoruz.
7194 sayılı Kanunla, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 103 üncü maddesinde yapılan değişiklik ile gelir vergisi tarifesine yeni bir dilim ve %40 oranı eklendi. Bu şekilde 500.000 TL üzeri gelir elde edenlerin %40 oranında gelir vergisine tabi olması sağlandı. Yürürlüğe ilişkin 53’üncü madde, tarifenin 01.01.2019 tarihinden itibaren elde edilen gelirlere uygulanacağını ifade ediyordu.
Tartışma da bu noktada başladı. Bazı yazarlar Gelir Vergisinin geriye yürüdüğünü dile getirdi. Mali idare ise ileri yürüdüğü kanaatindeydi. Tarife konusunda kesin olan husus, tarifenin ciddi ciddi 500.000 TL üzerinde gelir elde eden mükelleflere doğru yürüdüğüydü. Bu mükellefler için ödenecek vergi tutarı arttırılmış oldu.
Mali tarihimizin en bereketli Tebliğlerinden biri olan 509 Sıra No.lu Tebliğle birlikte gelen önemli bir gelişme, istatistik toplanmasıyla ilgiliydi. Format ve standardı belirlenen ve ebelge.gib.gov.tr adresinde yayımlanan mal ve hizmetlerin sınıflandırılması veya tanımlanmasına ilişkin standart birim veya kodların e-Belgelerde yer almasına ilişkin olarak zorunluluk getirme yetkisi Gelir İdaresi Başkanlığına verildi.
Yetki alınan sistem kurulabilir ve geniş bir uygulama alanı oluşturulabilirse, Cumhuriyet tarihindeki en geniş kapsamlı mal ve hizmet dolaşım istatistiği de elde edilmiş olacak. Veri analizi açısından bu tarz bir verinin açabileceği kapılar ve ekonomik hareketliliğin yorumlanmasına yapacağı katkı ise muazzam.
2019 yılı dövizdeki iniş çıkışlarla anılan bir yıl oldu. Örneğin 2014 yılı ve takip eden yıllarda başarılı bir öğrencinin not ortalamasının görünümüne sahip dolar kuru, 2019 yılına gelindiğinde üniversite sonrası işsiz kalan bir gencin asabiyetine büründü ve 5, 6 TL’lere dayandı. Dövizin ateşini söndürecek bir çözüm aranırken devreye yine eski bir dost vergi politikası yetişti.
Mayıs ayının ortalarından itibaren banka ve döviz satış bürolarından döviz alırken binde bir BSMV ödenmeye başlandı. Vatandaşların döviz satımına BSMV uygulanmazken, kur dengesizliği ile mücadelede para politikasının yanında vergi politikasının da hatırlanması açısından BSMV uygulanması önemli bir hamleydi.
Gelir Vergisi Kanununun 18’nci maddesinde belirtilen serbest meslek (Müellif, mütercim, bilgisayar programcısı, roman, makale vb.) kazançları gelir vergisinden istisna tutulmaktaydı. Bu kazançlar için nihai vergiyi ise GVK madde 94/2-a uyarınca yapılan %17 oranında stopaj oluşturmaktaydı.
7194 sayılı Kanunla, 1.1.2020 yılından itibaren elde edilecek kazançlara uygulanmak üzere, (Gelir vergisi tarifesinin 4 üncü gelir diliminde yer alan tutarın)500 Bin TL üzerinde telif kazancı elde edenlerin, istisnadan faydalanamaması ve kazançlarının tamamı için beyanname vermeleri kararlaştırılmış oldu. Bu kişilere uygulanan stopaj ise beyannamede indirilebilecek.
Başkanlık, 509 Sıra No.lu Tebliğ uyarınca, düzenlenmesi gereken e-Belgelere uzaktan erişme imkânını elde etti. Erişim gereklerinin yerine getirilmiş olması mükelleflerin muhafaza ve ibraz ödevlerini ortadan kaldırmaz diye de ilgili Tebliğ’de vurgulanmış oldu. Erişimin ne amaçla yapılacağına ilişkin Tebliğ’de bir açıklama bulunmaması bu konudaki teorileri de beraberinde getirdi. Başkanlık tarafından bir sürekli gözetim sistemi kurulmak istenmesi teoriler arasında yer aldı.
Elbette mükelleflerin detayları bilmek istemesinde haklılık payı var. Sonuçta bu ülke birkaç sezon Biri Bizi Gözetliyor formatını izledi; Filozof Eraylar, Melihler ülke gündemini meşgul ederken ülkemizde bu yarışmacılardan diş macunu diş fırçasına nasıl sürülür gibi değerli bilgileri öğrendi.
Bu sistemden hangi bilgilerin alınacağı, bu bilgilerin ne kadar işe yarayacağı ve hangi amaçla kullanılacağının halen merak konusu olması nedeniyle 2020 yılında bir açıklama yapılabilir. Kesin olan şey ise Başkanlık tarafından denetim teknolojileri bakımından başka bir boyuta geçme iradesinin gösterilmiş olması. Bu yüzden uzaktan erişim konusu 2019 yılının önemli gelişmeleri arasında yer aldı.
Kiralama yoluyla edinilen binek otomobillerinin her birinde
gider olarak yazılabilmesi ve binek otomobillere ilişkin giderlerin en fazla %70’inin indirilebilir olması 2019 yılında hesap makinelerinin yeniden ele alınmasına neden oldu.
Özel tüketim vergisi ve katma değer vergisi hariç ilk iktisap bedeli 135.000 Türk lirasını, söz konusu vergilerin maliyet bedeline eklendiği veya binek otomobilin ikinci el olarak iktisap edildiği hâllerde, amortismana tabi tutarı 250.000 Türk lirasını aşan binek otomobillerinin her birine ilişkin ayrılan amortismanın en fazla bu tutarlara isabet eden kısmının gider yazılabilmesi amortisman hesaplamalarında değişikliğe gidilmesine sebebiyet verdi. Sonuçta 7194 Sayılı Kanun’dan binek otolar için güzel haber çıkmadığını ifade edebiliriz.
Bundan iki yıl öncesine kadar Kanunun Yolundan Vazgeçme nedir diye sorsalar, geçim sıkıntısı nedeniyle suça bulaşan Teksaslı eski bir şerif ile bir sokak köpeğinin sıra dışı dostluğunu anlatan bir western filmi olarak cevaplardık muhtemelen. Çünkü bu kadar iddialı bir isim başka bir yapıtta olamazdı. 2019 yılında kanun yolundan vazgeçme beyaz perdede yerini aldı. Beklendiğinin aksine senaryonun bir aile filmi olduğunu gördük. 7194 sayılı Kanunla Vergi Usul Kanununun mülga 379’uncu maddesi yeniden düzenlendi.
Mali idare, yargılama aşamasında mükelleflerin istinaf veya temyiz yolundan vazgeçmeleri halinde verilen karara göre, dava konusu edilen verginin bir kısmı ve/veya cezanın bir kısmı ya da tamamından vazgeçilmesi ve idarece de ihtilafların sürdürülmemesi yönünde düzenlemeye gitmişti. Kanun yolundan vazgeçenlere kanunsuz bir yolun teklif edilmemesi yüreklere su serpti diyebiliriz. Diğer gelişmelerin yanında biraz sönük kalsa bile kanun yolundan vazgeçme 2019 yılının en olumlu olayları arasında gösterilmeyi hak etti.
Aldıkları ücretler diğer çalışanlara nazaran yüksek ve 2019 öncesi yıllarda aynı yıl içerisinde iş değişikliği gibi sebeplerle birden fazla işverenle çalışan çalışanların vergi dairesine çağrılması, 2019 yılının önemli olayları arasında yer aldı. Stopaj uygulamasının sağladığı kolaylığın farkına varan ve Google haritalarda vergi dairesi müdürlüklerin bulunduğu yerlere şaşıran çalışanlarımız mali personel tarafından güler yüzle karşılandı.
İkinci işverenin tevkifat matrahını kümülatif olarak dikkate alınıp alınmamasına veya ikinci işverenden alınan ücretin kanuni sınırı aşmasına bağlı olarak vergi dairesi müdürlüklerine çağırıldıklarını öğrendiler. Bir kısmı için ödenecek vergi hesaplandı. 7194 sayılı Kanunla da ücret gelirlerine beyan zorunluluğu getiren hükümler yeniden düzenlendi. Sonuç olarak 2019 yılı ücret geliri elde eden mükellefler için de hareketli bir yıl olmuş oldu.
Vergi Usul Kanununun 376’ncı maddesinde yapılan değişiklik ile vergi cezalarında indirim müessesi 7194 sayılı Kanunla mükellef lehine yeniden düzenlendi. Öncelikle müesseseden yararlanma şartı olarak süresinde ödeme hususu ön plana çıkarılarak indirim oranı, vergi ziyaı cezalarında ilk defa işlenip işlenmediğine bakılmaksızın, %50 olarak belirlendi. Uzlaşmanın vaki olması durumunda, üzerinde uzlaşılan verginin veya vergi farkının ve vergi ziyaı cezasının %75’inin ödeme süreleri içinde ödenmesi ile üzerinde uzlaşılan cezanın %25’i indirilecek şekilde düzenleme yapıldı.
Cezada indirim müessesinin tekrar düzenlenmesi eski haliyle ile çoğunlukla tercih edilmeyen müessese mükellefler için daha cazip hale getirildi, tabiri caizse cezada indirime yeniden hayat verildi.
Gelir İdaresi Başkanlığının, yapacağı analiz çalışmalarıyla riskli ya da vergiye uyum düzeyi düşük mükelleflere ve Başkanlıkça belirlenen diğer mükellef gruplarına yazılı bildirimle süre vermek suretiyle e-Fatura, e-Defter ve e-Arşiv Fatura uygulamalarına geçme zorunluluğu getirilebilmesi 509 Sıra No.lu Tebliğin detaylarında yer alan önemli bir gelişmeydi.
Ayrıca Başkanlık, sistemlerinde var olan her türlü bilgileri kullanarak analizler yapmaya ve bu analizler sonucunda riskli olduğu değerlendirilen belgeleri(belge içeriğinin sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge olduğu hususunda tereddüt edilen durumların varlığı halinde ilgili belgeler riskli olarak değerlendirilir) muhataplarına iletilmesini durdurmaya yetkili kılındı.
Böylece, riskli mükelleflerin gerçekleştirilen risk analiziyle elektronik defter ve belge uygulamalarına dâhil edilerek aynı analizler sonucunda riskli faturaların gönderilmesinin engellenebileceği bir dönemin sinyalleri verilmiş oldu. Elektronik fatura henüz havada durabildiğini şahitler eşliğinde ispatlayamamış olsa dahi bu yeni yeteneği önümüzdeki günlerde gündemi meşgul edebilir.
507 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği(01.06.2019) ile “Güvenli Mobil Ödeme ve Elektronik Belge Yönetim Sistemi” olarak tanımlanan sistem yoluyla elektronik belge düzenlenebilmesine usul ve esaslar açıklanmıştır. 2019 yılındaki diğer gelişmeler kadar ön plana çıkmasa da bu sistem ödeme ve tahsilatların belgelendirilmesi süreçlerinde yeni bir dönemi de beraberinde getirdiğini söyleyebiliriz. Gelir İdaresi Başkanlığı’nın önderliğinde finans kuruluşları, ödeme kaydedici cihaz üreticileri ve özel entegratörlerin katılımıyla kurgulanan sistem sayesinde (e-fatura, arşiv fatura)elektronik belge düzenlenmesi süreçlerinde ciddi bir otomasyon sürecinin hayata geçirilmesi ve mükelleflere kolaylık sağlanması hedefleniyor.
2019 yılının esasın biraz daha fazla usulün önüne geçtiği, vergisel amaçların daha fazla ön plana çıktığı bir yıl olduğunu gördük. Bunun en güzel göstergelerinden birisi de geçmiş dönemlerde mükelleflerin incelemelerde eleştiri aldığı başlıklardan birisi olan geçmiş dönem faturalarındaki KDV’lere ilişkin durumun, 7104 sayılı Kanun ile yeniden düzenlenmesiydi.
Katma Değer Vergisi Kanunu’nun Vergi İndirimi Başlıklı 29.maddesinin üçüncü fıkrasına “takvim yılını takip eden” ibaresi eklenerek yıl bittikten sonra gelen faturalarda yer alan KDV’nin, içinde bulunulan dönemde indirim konusu yapılmasına olanak sağlandı. Böylece KDV’li faturalar da vergi aleminin zaman yolcuları haline geldi. Yıllara sari inşaat işleri gibi kendisine bir portal açamamış olsa da KDV’li faturalar için küçük dönemsellik kültü açısından şaşırtıcı bir adım olduğu ifade edebiliriz.
2019’un en fazla konuşulan vergi gündemlerinden birisi de Arşiv Fatura uygulamasının taban indirilmesi çabalarıydı. 509 Sıra No.lu VUK Genel Tebliği ile beraber arşiv fatura uygulamasına kayıtlı olmayan mükelleflerin, 01.01.2020 tarihinden itibaren düzenleyecekleri faturaların vergiler dâhil toplam tutarının 30.000 TL’yi aşması halinde, söz konusu faturaların bazı istisnalar dışında arşiv fatura olarak düzenlenmesi zorunluluğu getirildi. Bu sınır vergi mükelleflerine düzenlenenler açısından vergiler dâhil 5.000 TL olarak belirlendi ve arşiv fatura portalı mükelleflerin hizmetine sunuldu.
Arşiv fatura, bu düzenlemelerle beraber 2020 yılında elektronik dönüşüm denizinde en derine inen belgelerden biri olmaya aday görünüyor. Böylece önümüzdeki yıl arşiv fatura daha geniş bir kullanıcı kitlesiyle tanışacak ve sınırlı da olsa Defter Beyan Sisteminin hüküm sürdüğü habitatı yerinde gözlemle şansına sahip olacak. Teknoloji direncinin yüksek ve alışkanlıkların ön plana çıktığı bu iklimde arşiv faturanın dehidrasyon ve sert iklim koşulları ile mücadelesini hep beraber izleyeceğiz.
2019 yılında Türkiye sınırları içinde bulunan, bina vergi değeri veya Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü’nce belirlenen değeri 5 milyon Türk Lirası ve üzerinde olan mesken nitelikli taşınmazlara değerli konut vergisi getirildi. Yumurta ve kapı arasındaki mesafe ile vergi ödeme bilinci arasındaki negatif korelasyon nedeniyle başlarda çok fazla gündem olmayan Değerli Konut Vergisinin yıl sonunda gündemi zorlamaya başladığını gördük.
Vergi tekniği açısından içerdiği hatalar dolayısıyla mıdır bilinmez, çok fazla seveninin olmadığını anladığımız bu verginin uygulaması için bir yıllık erteleme sinyali geldi. Vergi camiasını ikiye bölen ve servet vergilerini neden sevmediğimiz sorusunu tekrar gündeme getiren Değerli Konut Vergisi kuşkusuz 2019 yılının en önemli vergi olayları arasında yer aldı. Değerli konut vergisi ile hatırlanacak en güzel söylemler ise 5 Milyonluk evin mi var derdin var gibi söylemler oldu. Bu söylemler nedeniyle butona basıldığını tahmin ediyoruz. Birkaç kez…
Türk insanının poşet vergisi olarak tanıdığı “Geri kazanım katılım payı” 10 Aralık 2018 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 7153 sayılı Kanun’la Çevre Kanunu’na eklendi. Ödeme ve tahsilatlara ilişkin olarak 2019 Nisan ayında yayınlanan Tebliğle beraber poşet vergisi 2019 yılının gündemleri arasında yer aldı.
Poşetlere getirilen birkaç kuruşluk vergiyle insanımızın çevreye ne kadar duyarlı olabileceğini kanıtlayan poşet vergisi, özünde vergi benzeri bir mali yükümlülük olma özelliği taşıyor. Ülkemiz açısından çevrenin korunması anlamında kayda değer ve güzel bir vergi benzeri uygulaması olarak takdir topladığını söyleyebilir. Temiz bir çevre için yarattığı pozitif dışsallık yanında annelerin evdeki poşet istifini azaltıcı etkisinin yaratığı negatif dışsallığın da değerlendirilmesi herkesin menfaatine olabilir.
7194 Sayılı Kanun ile hayatımıza giren Konaklama vergisi, 2019 yılının en önemli gelişmelerinin arasında yer aldı. Turizm işletmelerinin tepkisini de çeken vergi, geniş bir kesim tarafından değerlendirme konusu edildi. Bu arada vergi uygulaması maktu vergi ve nispi vergi arasında gidip geldi. Sonuçta Konaklama Vergisi 31.12.2020 tarihine kadar %1 olarak uygulanmak üzere %2 oranı üzerinden yasalaştı. Böylece yurtdışında örneklerini fazlasıyla gördüğümüz bir verginin ülke uygulamasını da deneyimlemiş olduk.
İddia edildiği üzere turizm gelirlerinde bir düşüşe sebep olup olmayacağı belirsiz olmakla beraber tek tek işletme tipleri sayıldıktan sonra (yeme, içme, aktivite, eğlence hizmetleri ve havuz gibi) hizmet sunumu gibi bir kriter üzerinden bir vergi uygulanmasının benimsenmesi ve konaklama işletmesi tanımının net olmaması ilerleyen dönemlerde konaklama vergisinin yeniden gündeme gelmesine neden olabilir.
2013/3 Esas ve 2019/1 No.lu Karar’ın 25 Temmuz 2019 tarih ve 30842 sayılı Resmî Gazete’de yayınlanması ile defter ve belgelerini vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlara ibraz edemeyenlerin vergi mahkemelerine bunları ibraz etmesi halinde izlenmesi gereken süreç açıklığa kavuşturulmuştur. Vergilendirmenin konusunu oluşturan KDV indiriminin dayandığı faturalarda bu verginin ayrıca gösterilip gösterilmediği, belgelerin yasal defterlere usulüne göre kaydedilip edilmediği ve temsil ettiği hukuki muamelenin gerçek olup olmadığına ilişkin bir değerlendirme yapmak suretiyle karar verilmesi gerektiği kararda belirtilmektedir.
İnceleme elemanları açısından şok mahiyetindeki bu karar, bazı (bir kısmı sahteci)mükelleflerin defterinde yer alan kalpler kadar temiz o sayfaların mahkemelere ayrılmış olması sonucunu doğuracaktır ki her deftere bir hatıra yazmak mahkemelerin fevkalade zamanını alacaktır. Vergi mahkemelerini sahtecilerin en sevdiği arkadaşı Berktuğ(Berktuğlar alınmasın) haline getireceğini düşündüğümüz bu kararın yansımalarını 2020 yılında daha net görebileceğiz.
Elektronik defter ve belge uygulamalarındaki en önemli mükellef arttırma hamlesinin 509 No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği (19.10.2019) ile beraber 2019 yılında geldiğini söylersek yanlış bir ifade kullanmamış oluruz. Elektronik defter ve fatura kullanma zorunluluğundaki ciro sınırının 5 Milyon TL’ye çekilmesi; E-Ticaret Aracı Hizmet Sağlayıcıları, İnternet Reklamcılığı Hizmet Aracıları ile İnternet Ortamında İlan Yayınlayan mükelleflere arşiv faturaya; şehirlerarası tarifeli yolcu taşımacılığı yapan mükelleflere ve sinema işletmelerine e-bilet uygulamasına geçiş zorunluluğu getirilmesi, 509 No.lu Tebliğle gelen ve çok konuşulan gelişmeler arasında yer alıyor.
Aynı Tebliğle, e-İrsaliye, e-Serbest Meslek Makbuzu, e-Müstahsil Makbuzu uygulamalarına zorunlu olarak dâhil olması gereken mükellef gruplarının yeniden düzenlendiğini; e-Dekont, e-Sigorta Poliçesi, e-Sigorta Komisyon Gider Belgesi, e-Döviz Alım-Satım Belgesi, e-Gider Pusulası gibi yeni elektronik belgelerin hayata geçirildiğini belirtmesek olmaz. Tüm bu hamleler 2020 yılının kağıt sanayi zor bir yol olacağını gösteriyor. Ancak uzmanlar, işletmelerin muhasebe organizasyonlarının bu belgelerin çıktılarını alarak geçmiş dönemlerde olduğu gibi şokun etkisini bir miktar azaltacağı kanaatinde birleşiyor.
Tarihler 15 Mayıs 2019’u gösterdiğinde 1111 Sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararıyla Önemli Değeri Olmayan Eşyaya uygulanan gümrük muafiyeti kaldırıldı. Posta veya hızlı kargo yoluyla ülkemize gelen ve önemli değere sahip olmadığı için muafiyet uygulanan bu eşya, çoğunlukla yurtdışı internet alışverişlerinin konusunu oluşturan eşyaydı. Gümrük Kanunu uyarınca bu şekilde yurtiçine sokulan bu mallara, bedellerine ve diğer bazı kriterlere bağlı olarak, gümrük muafiyeti uygulanıyordu. Elektronik Ticaret Gümrük Beyanlarının kullanılması yoluyla da bu mallar zaman alan gümrük prosedürlerine tabi tutulmadan alıcılarına ulaştırılıyordu.
Muafiyetinin kaldırılması ile birlikte 1500 Avroya kadar olan eşya için %18 veya %20 oranında maktu vergi uygulanamaya başladı. Bu uygulama sonucunda ülkemize giren stres çarkı sayısında yaşanan azalmanın, yurtdışı alışverişlerini seven vatandaşlarımızın stres düzeylerine etkisi üzerine ampirik bir çalışma yapılması bekleyen başlıklar arasında. Mali idare bu hamleyle Post Travmatik Ekspress Bozukluğu şeklinde yeni bir hastalığın nüksetmesine sebep olmuş olabilir. Bu yüzden yurtdışı alışverişi seven vatandaşlarımız için zor bir sene oldu diyebiliriz. Neyse ki Trendyol yayınladığı reklamlarla bu hastalıkla mücadele eden vatandaşlarımızın rehabilite sürecine katkı sağlamış görünüyor.
2019 yılının en önemli gündemlerinden birisi de Dijital Hizmet Vergisi oldu. Dijital ortamda kullanıcılara sağlanan her türlü reklam hizmeti; sesli, görsel ya da kayıt edilmesine yönelik olarak dijital ortamda sunulan hizmetler ve kullanıcıların birbirleriyle etkileşime geçebilecekleri dijital ortamın sağlanması ve işletilmesi hizmetinin dijital hizmet vergisine tabi tutulması pek çok yabancı teknoloji devinin aday mükellefler arasında yer almasını sağladı.
Dijital hizmet vergisinin fiilen uygulamaya koyulması gibi cesur bir hamle ise verginin sadece ülke gündeminde kalmayıp uluslararası bir boyutta da tartışılmasına sebebiyet verdi. Bu hamle aynı zamanda dijital hizmet vergisini bizim listemizde de birinci sıraya taşıdı. Bazen trendi takip etmek yerine trendi belirlemek gerekebiliyor. Özellikle vergi gelirine ihtiyaç duyduğunuz dönemlerde.
Yurtdışından alındığı konusunda eleştiriler alan ve Fransa’nın aynı konuda uyguladığı vergiden “ler” eki ile ayrılan dijital hizmet vergisinde; global sistemin hocalığını üstelenen ABD’nin aynı kağıdı ikinci kez görmesi karşısında vereceği tepki ve mükellef gelirlerinin nasıl ölçüleceği merak konusu olmaya devam ediyor. Artık alışık olduğumuz üzere, ABD’nin verdiğimiz kağıdı çok beğenmese bile en azından gidiş yolundan bir yaptırım uygulamasını bekliyoruz.
30.12.2019
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.