Dijital Hizmet Vergisi Kanunu ve Bazı Vergi Kanunlarında Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi TBMM Başkanlığı’na sunulalı birkaç gün oldu. Elimden geldiğince turizmci dostlarımızın tepkilerini takip etmeye çalışıyorum. Hepsi şaşkın, sektör tam kendini toparlarken hiç beklemedikleri yerden bir darbe aldıkları kanaati ağır basıyor. Getirilen verginin küresel rekabette ellerini zorlaştıracağını dile getiriyorlar. Güzel espriler de duymuyor değilim. Kimisi bu bir konakla-ma vergisi diyor. Yani devlet kimsenin konaklamasını istemiyor diye ekliyor. Bir kısım arkadaş ise bu ancak kundaklama vergisi olabilir diyor. Çünkü bu vergiyle ocaklarına ateş düştüğü fikrindeler. Bu yüzden bu yazımızda konaklama vergisini ele alalım istedim. Doğrusuyla yanlışıyla bu vergiyi değerlendirelim.
Konaklama vergisi veya benzeri bir vergi haksız bir uygulama değil. Hatta yıllardır ülkemizde neden olmadığına şaşırdığım bir vergi. Yurtdışını gezmeyi seviyorsanız turistlerin favorisi olan çok sayıda ülkede benzeri vergilerin uygulandığını görmüşsünüzdür. Bunların adı turist vergisi, konaklama vergisi, belediye vergisi, şehir vergisi şeklinde değişiklik gösterir. Örneğin bu yazının yazıldığı tarih itibariyle Paris’te iki kişi, iki yıldızlı bir otelde 10 gece kalmak isterseniz (1,13 Avro × 2 konuk × 10 gece = ) 22,60 Avro turist vergisi ödersiniz. Aynı koşullarda Barselona’da kalmak için ödeyeceğiniz tutar (0,72 Avro × 2 konuk × 10 gece =) 14,40 Avro kadardır. Roma’da ödeyeceğiniz vergi ise (3,00 × 2 konuk × 10 gece =) 60 Avroyu bulur. Yıldız, kişi ve gece sayısı arttıkça ödeyeceğiniz tutar da artar. Bu yüzden konaklama vergisinin varlığına alışalım biz de neden olmasın.
Uygulaması en kolay vergilerden birisi maktu vergidir. Çeşitli kriterlere göre sabit bir vergi tutarı uyguluyorsanız bundan daha efektif bir vergiye sahip olamazsınız. Kulağınız alışsın diye konaklama vergisi adıyla devam edeceğim. Bazı ülkeler bu vergiyi maktu olarak konaklama yerinin özelliğine, kalınan gece ve kalan kişi sayısına göre uyguluyor. Hatta şehrin turizm potansiyeline göre ödenecek tutarlar değişiyor. Bana göre de bu verginin en güzel uygulanma şekli bu. Bodrum’a giden turist ile Alanya’ya giden turist aynı turist mi? Beş yıldız otelle, dört yıldızlı oteli ve hatta iki yıldızlı oteli aynı kefeye koyamazsınız. Bunların gelir – gider düzeyi ve müşteri kitlesi belli. Ayrıca maktu vergide müşteri de en azından basit bir bakkal hesabı ile ödeyeceği vergiyi daha net algılayabiliyor.
Fransa, İspanya, İtalya örneklerine bakarak hemen galeyana gelmenizi de istemem. Bu vergiyi bizim uyguladığımız gibi uygulayan ülkeler de var. Örneğin Amsterdam’da konaklamak istediğinizde kahvaltı hariç oda bedelinin %7’si kadar konaklama vergisi ödemek zorundasınız. Aynı şekilde Budapeşte’de %4, Berlin’de %5 vergi öderseniz. Yani bu bir uygulama tercihi. Buna karşın, uygulamadaki belki de en önemli yanlışlardan birisinin verginin oran üzerinden uygulanması diye düşünüyorum. Bu verginin uygulanmasına çok daha yumuşak bir başlangıç yapılabilirdi. Yani bünyeler henüz hazır değilken hizmet bedeli üzerinden %2 biraz sert oldu gibi. Maktu vergiyle başlamak çok daha isabetli olabilirdi.
Türkiye’de bir konu hakkında herhangi bir bilgiye sahip değilseniz ve sizden bir yorum yapmanız bekleniyorsa, önünüzdeki bardaktan bir yudum alın ve boşluğa bakarak “zamanlaması manidar” deyin. Emin olun daha fazlasına gerek yok. Konaklama vergisi konusundaki zamanlama hususu da gündeme gelmiş durumda. Ancak bu sefer duyduğunuz zamanlaması manidar cümlelerinin bazılarına ister istemez hak veriyorsunuz. Birkaç örnek cümle kurayım isterseniz: “Tam da turizm yeni yeni toparlanırken bu verginin zamanlaması manidar.” “2020 yılının rezervasyonları 2019 yılından yapılırken ve hepsi tamamlanmışken verginin 2020 başından itibaren uygulanmasının zamanlaması manidar.” “Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı’na binde 7,5 oranında turizm payı ödemesi zorunluluğu getirilmesi ile bu verginin gelişinin zamanlaması manidar.” Arka planda ne tarz bir araştırma yapıldı, sektör temsilcileri ile görüşüldü mü veya sektör dinamikleri dikkate alındı mı bilmiyorum. Yani bu konuda bildiğim pek bir şey yok dolayısıyla benim için de “zamanlaması manidar”.
Konaklama vergilerinin en önemli özelliği bu vergileri yerel yönetimlerin topluyor olması. Bu şekilde bir vergi toplanmasının gözle görülür ve oldukça mantıklı iki sebebi var. Birincisi turizmin ve turistin yarattığı nüfus artışı, hizmet talebi ve kirlilik. Turist çeken yerlerde ulaşım, temizlik gibi belediye hizmetlerine duyulan ihtiyaç fevkalade artıyor. İkincisi ise turizm potansiyeli olan yerlerin yurtiçinde ve yurtdışında tanıtımı. Broşür basılması, tanıtım filmleri, gazete ve dergi reklamları yayınlanması gibi faaliyetler gerçekleştirilebiliyor. Dünya bu konuda yerel yönetimlere güveniyor. Bence de böyle olması gerekir. Çünkü hem yerel yönetim yerel müteşebbisin ihtiyaçlarına daha vakıf, hem de turizm giderine doğrudan katlanıyor. Bizim uygulayacağımız konaklama vergisinin geliri ise doğrudan genel bütçeye gidecek. Nereye harcanacağı konusunda bir netlik göremiyoruz. Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı’na bir pay verilecek mi veya ne kadarı Türkiye’nin tanıtımı için kullanılacak diye merak ediyorum. Çünkü gerçekten böyle bir ihtiyaç var.
Yakın tarihte Burdur ilinde görevli olduğum sırada Sagalassos antik şehrinin varlığını öğrendim. Muazzam bir tarih, memleketin her yerinden tarih fışkırıyor. Benim haberim yok. Eğer sizin de haberiniz yoksa üzülmeyin. Yerel halkın da çok fazla haberi yok. İsmini doğru olarak söyleyebilen kişi sayısının azlığı kayda değer. Nasıl bir yer olduğunu sorduğunuzda pek çok kişinin Burdur da oturmasına rağmen burayı ziyarete gitmediğini görüyorsunuz. Yahut bilgi istediğinizde, sizlere aktarılan bilgiler bir cümleyi geçmiyor. Elbette, antik kentin bilinmemesi bu güzel ve misafirperver insanların günahı değil. Sonuçta Mahmut Orhan’ın klipleriyle ülkemizi Turizm ve Kültür Bakanlığından daha iyi tanıttığı bir dönemden geçiyoruz. Gel güzel kardeşim burada da bir klip çek.
Bu verginin varlığına isyan edenler haksızsınız. Verginin uygulanma şekline itiraz edenler haklı olduğunuz yönler var ancak bu bir uygulama tercihi. Zamanlaması manidar diyenler, bilemiyorum, olabilir. Genel bütçeye neden gidiyor diyenler, gittiği yere değil de harcandığı yere odaklanmalıyız. Belki ileride olumlu gelişmeler yaşanır veya bu konuda bir karar alınır. Açıkçası ben yerel yönetimlerden de çok umutlu değilim. Sadece katlandıkları belli giderler karşılansın isterdim. Tanıtım konusunda ise Türk dizilerine ve müzik piyasasına daha fazla güveniyorum.
NOT: Makalemiz www.vergisorunlari.com.tr adresinde yayınlanmıştır.
28.10.2019
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.