213 sayılı VUK’ un 94. maddesinde, Tebliğ mükelleflere, bunların kanuni temsilcilerine, umumi vekillerine veya vergi cezası kesilenlere yapılır. Tüzel kişilere yapılacak tebliğ, bunların başkan, müdür veya kanuni temsilcilerine, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerde bunları idare edenlere veya temsilcilerine yapılır. Tüzel kişilerin müteaddit müdür veya temsilcisi varsa tebliğin bunlardan birine yapılması kâfidir.
Tebliğ, kendisine tebligat yapılacak kimsenin bulunmaması halinde ikametgâh adresinde bulunanlardan veya işyerlerinde memur ya da müstahdemlerinden birine yapılır. (Muhatap yerine bu şekilde kendisine tebliğ yapılacak kimsenin görüşüne nazaran 18 yaşından aşağı olmaması ve bariz bir surette ehliyetsiz bulunmaması gerekir.)
VUK’ un 101. Maddesinde,
1. Mükellef tarafından işe başlamada veya adres değişikliğinde bildirilen işyeri adresleri,
2. Yoklama fişinde veya ilgilinin imzası bulunmak şartıyla yetkili memurlar tarafından bir tutanakla tespit edilen işyeri adresleri,
3. 25/4/2006 tarihli ve 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununa göre oluşturulan adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen adreslerden sayılmıştır.
Birinci fıkranın (1) ve (2) numaralı bentlerinde yazılı bilinen adreslerden tarih itibarıyla tebligat yapacak makama en son olarak bildirilmiş veya bu makamca tespit edilmiş olanı dikkate alınır ve tebliğ öncelikle bu adreste yapılır.
İşyeri adresinde tebliğ yapılacak olanların bu adresinde bulunamaması, işin bırakılması veya işin bırakılmış addolunması hallerinde tebliğ, gerçek kişilerde kendisinin, tüzel kişilerde bunların başkan, müdür veya kanuni temsilcilerinden birinin, tüzel kişiliği olmayan teşekküllerde ise bunları idare edenler veya varsa temsilcilerinden herhangi birinin adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresinde yapılır.
İşyeri adresi olmayanlara tebliğ, doğrudan adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresinde yapılır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun Limited şirketlerde yönetim temsil başlıklı 623. maddesinde,
“Şirketin yönetimi ve temsili şirket sözleşmesi ile düzenlenir. Şirketin sözleşmesi ile yönetimi ve temsili, müdür sıfatını taşıyan bir veya birden fazla ortağa veya tüm ortaklara ya da üçüncü kişilere verilebilir. En azından bir ortağın, şirketi yönetim hakkının ve temsil yetkisinin bulunması gerekir.”
Anonim şirketlerde temsil yetkisi başlıklı 370. maddesinde,
“Esas sözleşmede aksi öngörülmemiş veya yönetim kurulu tek kişiden oluşmuyorsa temsil yetkisi çift imza ile kullanılmak üzere yönetim kuruluna aittir. Yönetim kurulu, temsil yetkisini bir veya daha fazla murahhas üyeye veya müdür olarak üçüncü kişilere devredebilir. En az bir yönetim kurulu üyesinin temsil yetkisini haiz olması şarttır.
Yukarıdaki yasa hükümlerine göre öncelikle şirketin iş yeri adresine tebliğ evrakının çıkarılması, iş yeri adresinin terk olması dolayısıyla iş yeri adresinde tebliğ yapılması mümkün olmazsa sonrasında şirketi temsile yetkili müdürün adres kayıt sisteminde kayıtlı bulunan mernis ikametgâh adresinde tebligatın adreste bulunanlara yapılması gerekir. Burada ikametgâh adresinde sadece şirket müdürüne değil, adreste bulunan(ikamet etme şartı aranılmaksızın) 18 yaş ve üzerinde, görünüşte akli dengesi yerinde olanlara da tebliğ yapılması mümkündür. Bu nedenle şirket müdürünün ikametgâh adresinde eşine yapılan tebligat geçerli bir tebligat olmaktadır.
Konu ile ilgili yargıya intikal eden uyuşmazlıkta ilk derece mahkemesi olan Vergi Mahkemesi şirket müdürünün ikametgâh adresinde eşine tebliğ edilen vergi-ceza ihbarnamelerinin usulüne uygun olduğu, tebligat konusunda ise Yasa’da herhangi bir sınırlama olmadığı yönünde karar vermiş olup, süre aşımı yönünden davayı reddetmiştir. Davanın temyiz edilmesi neticesinde Danıştay Dördüncü Dairesi, 04.02.2015 gün ve E.2012/5101, K.2015/199 sayılı kararıyla; şirketin adresinde bulunamaması nedeniyle 30.09.2009 tarihinde mükellefiyetinin re’sen terkin edildiği, defter ve belge isteme yazısının şirket müdürü ...’nün kendisine ait işyeri adresi olan “...” adresinde 07.10.2011 tarihinde, dava konusu ihbarnamenin ise şirket yetkilisinin ikamet adresinde eşi ...’ne 03.12.2012 tarihinde tebliğ edildiğinin anlaşıldığı, şirket hakkında tebliğlerin, bunların kanuni temsilcilerine yapılması; bu kişilerin ikamet adresine gidildiği durumlarda ise tebliğin, bizzat ilgilisine yapılması gerektiği, zira böyle bir tebliğin o adreste bulunanı değil şirketi ilgilendirir nitelikte olduğu, dolayısıyla, şirket adına yapılacak tebliğin, ilgilisinin o anda adreste bulunamaması halinde şirketle ilgisi olmayan eşe yapılamayacağı, kaldı ki tebliğ alındısında, tebligatın neden ilgilisine (şirket temsilcisine) değil de eşine yapıldığı yolunda bir açıklama da bulunmadığından, usulsüz tebligata dayanılarak davayı süre aşımı nedeniyle reddeden Mahkeme kararında hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle Vergi Mahkemesinin kararını bozmuştur. Vergi Mahkemesini kararında ısrar etmesi üzerine, dosyayı inceleyen Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunun vermiş olduğu 13.12.2017 gün ve E.2017/536, K.2017/629 sayılı kararıyla Vergi Mahkemesinin kararını onamış, şirket müdürünün ikametgâh adresinde eşine yapılan tebligatın usulüne uygun olduğu yönünde karar vermiştir.
05.12.2018
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.