LİMİTED ŞİRKETLERDE ŞİRKETTEN TAHSİL EDİLEMEYEN VERGİ VE SGK BORÇLARI ÖNCELİKLE ORTAKLARDAN MI, YOKSA MÜDÜRLERDEN Mİ TAHSİL EDİLECEKTİR?
Son yazımda defter ve belgelerin vergi incelemesine yetkili elemanlara ibraz edilememesi halinde doğrudan KDV indirimi reddiyatı yapılması durumunda çıkacak olan Danıştay İçtihadı Birleştirme Kurulu Kararı ile uygulamanın değişeceğini ele almıştım. Bugünkü yazımda ise limited şirketlerden kamu alacağının (vergi-sgk borçları gibi) tahsil edilememesi halinde bu alacağın öncelikle şirketin kanuni temsilcilerinden mi, yoksa şirket ortaklarından mı ya da ikisinden birlikte mi alınacağı yönünde çıkacak olan Danıştay İçtihadları Birleştirme Kurulu Kararını ele alacağım.
Bilindiği gibi, İçtihadları Birleştirme Kurulu Kararları benzer olaylarda mahkemelerce faklı kararlar verilmesi halinde bu kararları bir görüş doğrultusunda birleştirmek için verilmekte ve sonrasında mahkemelerin bu kararlara uyması zorunlu hale gerekmektedir.
Uygulamada limited şirketten tahsil edilemeyen kamu alacakları için şirket kanuni temsilcisi veya temsilcilerine/müdür veya müdürlerine tüm mal varlıkları için ya da şirket ortak veya ortaklarına hisseleri nispetinde gidilmektedir. Bu sorumluluk uygulamasında öncelikle şirketin mal varlığına gidilmesi gerektiği konusunda tartışma bulunmamaktadır. Tartışma, şirketten tahsilat yapılamaması halinde ortağa mı, yoksa kanuni temsilciye mi, ya da ikisine birlikte mi gidileceği noktasındadır.
Çıkacak olan Danıştay İçtihadları Birleştirme Kurulu konuyu karara bağlamıştır. Danıştay İçtihadları Birleştirme Kurulu aşağıdaki iki görüşü dayanak göstermiştir.
Danıştay Vergi Dava Daireleri ile Danıştay Üçüncü, Dördüncü ve Yedinci Dairesinin kararlarında limited şirketten tahsil imkanı kalmayan kamu alacaklarının, ortakların veya kanuni temsilcilerin sorumluluğuna ilişkin kuralara göre tahsilinde kanun koyucunun herhangi bir öncelik–sonralık sırası öngörmediği kabul edilmiştir.
Danıştay dokuzuncu dairesi ise Kurulun ve diğer dairelerin aksine, limited şirket ortaklarının sorumluluğunun, öncelikle kanuni temsilcinin takibine bağlı olduğu görüşünde olup; bu görüşünü 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 10’uncu maddesi ile 6183 sayılı Kanun’un 35’inci maddesinin birlikte değerlendirilmesine dayandırmıştır.
Danıştay İçtihadları Birleştirme Kurulu Kararında ilk görüş esas alınmış olup, buna göre, limited şirket tüzel kişiliğinden tahsil edilemeyen veya edilemeyeceği anlaşılan vergi borcunun takip ve tahsiline ilişkin olarak 213 sayılı VUK’da ve 6183 sayılı Kanun’da, kanuni temsilci ile ortak arasında bir öncelik sıralaması bulunmadığından, limited şirketin vergi borcunun tahsilinde ortağın takibine başlanabilmesi için kanuni temsilcinin takibine başvurulmasının gerekli olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Burada önemle vurgulanmalıdır ki, 213 sayılı VUK’da kanuni temsilciler için öngörülen sorumluluk kusura dayalı sorumluluk olarak kabul edilmekte, kanuni temsilcilerin, vergiye ilişkin ödevlerin yerine getirilmemesinde kusursuz olduğunu ispat ederek, yani “kurtuluş beyyinesi” göstererek sorumluluktan kurtulması olanağı tanınmaktadır.
Sonuç olarak çıkacak olan Danıştay İçtihadleri Birleştirme Kurulu Kararı sonrasında limited şirketten tahsil edilemeyen kamu alacakları için kamu hem kanuni temsilci nezdinde hem de ortak nezdinde takibat başlatabilecektir. Öncelikle kanuni temsilciye gidilmesi gerekmeyecektir.
13.05.2019
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.