Geçtiğimiz hafta Maliye Bakanı KDV Kanunu’nun değişeceğini ve “sonraki döneme devreden KDV”nin mükelleflere iade edileceği açıklamasını yaptı. Bu değişiklik mükellefler bakımından finansal açıdan rahatlatma sağlayabilir. Nitekim mükellefler ödeyip de indirim konusu yapamadığı KDV’yi sonraki döneme devreden olarak taşımak zorunda kalmayacaklardır. Fakat bu düzenleme yapılırken yazımızda ele alacağımız kritik bir konu bulunmaktadır ve bu konu atlanmamalıdır.
Daha önce “KDV Kanunu’ndaki en büyük problem” başlıklı yazımda da konuya değinmiştim. Bugün ise konunun indirim tarafından çok iade tarafına dikkat çekmek istiyorum.
KDV Kanunu'nda değişiklik yapılacak ise, tartışılması gereken ve uygulamada mükellefleri en ciddi sıkıntıya sokan “vergiyi doğuran olay” konusu öncelikle tartışılmalıdır. Mevcut uygulamada esas olarak malın teslimi veya hizmetin ifası hallerinde ya da faturanın mal teslimi ve hizmet ifası öncesinde düzenlemesi halinde faturanın düzenlenmesi ile vergiyi doğuran olay gerçekleşmektedir.
Bunun anlamı mal teslim edildiğinde veya hizmet verildiğinde fatura kesilecektir. Mükelleflerin faturayı kesmesi ile KDV doğacak ve izleyen ayın 24'üncü günü akşamına kadar beyanname verilecek ve 26'ncı günü akşamına kadar da ödeme yapılacaktır.
Mal teslim eden veya hizmet ifa eden faturayı kesecek ancak malı teslim alan veya hizmetten yararlanan ödemeyi yapmayacak olur ise vergi yükü mal teslim eden veya hizmet ifa edenin üzerinde kalacaktır.
Örneğin, bir X Anonim Şirketi 13 Kasım 2017 tarihinde Y Limited Şirketine KDV hariç 1.000.000.-TL değerinde mal sattı (180.000.-TL KDV) ise faturasını kesecek ve 24 Aralık 2017 tarihine kadar KDV Beyannamesini vererek bu tutarı beyan edecek ve X Anonim Şirketinin Kasım 2017 döneminde 80.000.-TL indirilecek KDV'si olduğu kabul edilirse, 100.000.-TL KDV ödemesini de 26 Aralık 2017 tarihine kadar yapacaktır.
Buraya kadar bir problem gözükmüyor ama asıl problem bundan sonra başlayabiliyor. Eğer ki, malı satın alan Y Ltd. Şti. X A.Ş.'ye KDV dahil 1.180.000.-TL'yi 26 Aralık 2017 tarihine kadar ödeyemez ise X A.Ş. ödeme gücü var ise 100.000.-TL KDV'yi 26 Aralık 2017 tarihine kadar ödeyecektir. X A.Ş.'nin ödeme gücü yok ise beyan etmiş olduğu 100.000.-TL KDV'yi ödeyemeyecektir. X A.Ş. ödenmesi gereken 100.000.-TL'lik bu tutarı kısa vadede ödeyemeyecek ise muhtemeldir ki, Şubat 2018 gibi vergi dairesinden ödeme emri gelecek ve X A.Ş. yine ödeyemez ise banka hesaplarına ve mal varlıklarına haciz konulacaktır. X A.Ş. banka hesaplarını kullanamayacağından ödeme sıkıntısı bir kat daha artacaktır.
X A.Ş. ne yapsın? Y Ltd. Şti.'den tahsil edemediği 1.180.000.-TL'yi mi düşünsün, vergi dairesinin haczini mi düşünsün, ödeme sıkıntılarının katlanmasını mı düşünsün? Bu ortamda nasıl iş yapılabilir onu mu düşünsün? Aslında X A.Ş.'nin derdi sadece KDV ile bitmiyor. Diğer yandan X A.Ş. Şubat 2018'de 2017'nin dördüncü dönem Kurum Geçici Vergi Beyannamesini verecek ve maliyet durumuna göre maksimum 200.000.-TL'ye kadar da vergi buradan gelecektir. Toplam yük 380.000.-TL'ye kadar çıkabilecektir.
Diğer taraftan yapılacak düzenleme ile “Sonraki döneme devreden KDV” iade edilecek olur ise malı satın alan Y Ltd Şti. ödemediği 180.000.-TL KDV’yi devletten iade alabilecektir. Bu halde X A.Ş. tahsil edemeyip devlete ödemek zorunda kaldığı ya da ödeyemez ise devlete faiz ödediği bir konuda devlet bu ödemeyi yapmayan Y Ltd. Şti.’ne KDV iadesi yapacaktır. Baktığımızda karşımıza oldukça ironik bir durum çıkmaktadır.
Bilindiği üzere Maliye Bakanlığı tahsil etmediği KDV’yi iade etmemektedir. Yapılan iadelerin haksız yapıldığı sonradan anlaşıldığında ise cezalı tarhiyat yapılmakta ve iade edilen tutar geri alınmaktadır. Bu çok doğru ve KDV’nin ruhuna uygun bir yaklaşımdır. Öyle ise, devlet mal aldığı veya hizmet ifasından yararlandığı mükelleflere ödemesini yapmayan mükelleflerin sonraki dönemlere devreden KDV’sini de iade etmemelidir. Devlet kendisini korurken haklı konumda olan mükelleflerini de korumalıdır. Ödeme yapmayanlara git ödemeni yap ondan sonra bana iade için başvur demelidir. Aksi türlü haksızlık katmerlenerek devam etmektedir.
Serbest meslek kazancı elde edenlerde olduğu gibi birçok sektörde bu problem yaşanmaktadır ve çözüme kavuşturulması bütün mükelleflerin isteği ve talebidir.
KDV'deki bu uygulama haklıyı cezalandıran haksızı koruyan bir yapıya dönüşmektedir. KDV Kanunu değişecek ise bu konu mutlaka ele alınmalı ve düzeltilmelidir. Bu konu aslında tüm mükelleflerce şikayet konusu olmakta ama sistem bir türlü değişmemektedir.
Kanaatimce mal aldığı kişiye ödemesini yapmayanların indirim ve iade hakkı elinden alınmalı ve ödemeyi ne zaman yapıyor ise o dönemde indirim KDV'yi indirim konusu yapabilmeli ve iade talep edebilmelidir. Diğer yandan tahsilat yapamayan mükellefler de tahsilat yaptıkları dönemde devlete KDV ödemesi yapmalıdır. Aksi türlü mevcut durumda tahsilat yapamayan mükellefler çok ciddi bir şekilde cezalandırılmakta, üstüne vergi dairesi tarafından hacze dahi muhatap olmakta ve iş yapamaz duruma gelebilmektedir. Ödemesini yapmayan mükellef ise ödemediği KDV’yi devletten iade olarak alarak avantajını daha da artırmış olacaktır.
12.02.2018
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.