Değerli okurlarımız bilindiği üzere genel kurulların Mart ayı sonuna kadar yapılması gerekiyor ve kar dağıtımı yapılıp yapılmayacağı genel kurul gündeminde karara bağlanmalıdır. Genel kurulların Mart ayı sonuna kadar yapılmaması halinde (örneğin Nisan, Mayıs, Haziran’da yapılması hallerinde) cezai bir yaptırım olmadığından birçok şirket genel kurulunu yapmış değil. Yeni Ticaret Kanunu ile sanki geçmiş yıl karların tamamının dağıtımının zorunlu hale geldiği gibi bir algı var. Bu algı doğru bir algı olmayıp kar payı dağıtımına ilişkin olarak yapılan değişikliğin ne anlama geldiği bu yazımızla ele alınacaktır.
Yeni Ticaret Kanununun 519’uncu maddesine göre;
(1) Yıllık kârın yüzde beşi, ödenmiş sermayenin yüzde yirmisine ulaşıncaya kadar genel kanuni yedek akçeye ayrılır.
(2) Birinci fıkradaki sınıra ulaşıldıktan sonra da;
a) Yeni payların çıkarılması dolayısıyla sağlanan primin, çıkarılma giderleri, itfa karşılıkları ve hayır amaçlı ödemeler için kullanılmamış bulunan kısmı,
b) Iskat sebebiyle iptal edilen pay senetlerinin bedeli için ödenmiş olan tutardan, bunların yerine verilecek yeni senetlerin çıkarılma giderlerinin düşülmesinden sonra kalan kısmı,
c) Pay sahiplerine yüzde beş oranında kâr payı ÖDENDIKTEN sonra, kârdan pay alacak kişilere dağıtılacak toplam tutarın yüzde onu,genel kanuni yedek akçeye eklenir.
(3) Genel kanuni yedek akçe sermayenin veya çıkarılmış sermayenin yarısını aşmadığı takdirde, sadece zararların kapatılmasına, işlerin iyi gitmediği zamanlarda işletmeyi devam ettirmeye veya işsizliğin önüne geçmeye ve sonuçlarını hafifletmeye elverişli önlemler alınması için kullanılabilir.
(4) İkinci fıkranın (c) bendi ve üçüncü fıkra hükümleri, başlıca amacı başka işletmelere katılmaktan ibaret olan holding şirketler hakkında uygulanmaz.
(5) Özel kanunlara tabi olan anonim şirketlerin yedek akçelerine ilişkin hükümler saklıdır.
519/2-c bendi Eski TTK’nın 466/3’ünde, “Safi kardan, birinci fıkrada yazılı yedek akçeden başka pay sahipleri için %5 kar payı AYRILDIKTAN sonra…” şeklinde idi.
Bu noktada Yeni TTK 519’un gerekçesine bakmak gerekiyor. 519’un gerekçesinde maddenin Eski TTK’nın 466’ncı maddesinden alındığı, ancak, 466’ncı madde ifadesinin uygulamada yorum güçlükleri doğurduğu, gerek kelimelerin seçiminde, gerek söz diziminde önemli değişiklikler yapıldığı, ancak içeriğe temel olan düşünce ve hükümlerin değişmediği ifade edilmektedir.
Gerekçeden anladığımız kadarıyla maddenin içeriğinde düşünce olarak bir değişiklik yapılmak istenilmediği anlatılmak isteniyor. Ancak Kanun maddesinin lafzı değişiklik yaptığını ortaya koyuyor. 466’ncı madde de Kanunun lafzında “ayrıldıktan sonra” denirken 519’uncu maddenin lafzında “ödendikten sonra” denilmektedir.
İşte tam da bu nokta da Yeni TTK ile kar dağıtımının artık zorunlu hale geldiği iddia edilmektedir. Hemen belirtelim ki, kar dağıtımının zorunlu hale geldiği 519’uncu madde lafzından çıkmaktadır, ancak dağıtılacak kar sınırlı bir kardır.
Ne zaman kar dağıtımı zorunlu hale gelecektir ve hangi tutarda karın dağıtılması zorunludur?
519’uncu madde düzenlemesine göre, yıllık kârın yüzde beşi, ödenmiş sermayenin yüzde yirmisine ulaşıncaya kadar genel kanuni yedek akçeye ayrılır. Yıllık kârın yüzde beşi, ödenmiş sermayenin yüzde yirmisine ulaşmadığı sürece kar dağıtımı da yapılmayacaktır.
Yıllık kârın yüzde beşi, ödenmiş sermayenin yüzde yirmisini aştıktan sonra, pay sahiplerine yüzde beş oranında kâr payı ÖDENMESİ gündeme gelecektir. Konun maddesinden görüleceği üzere dağıtılması istenilen kar sınırlı bir kardır. Yoksa karın tamamının dağıtılması zorunluluğu bulunmamaktadır.
Genel kurulda karın dağıtılmaması yönünde karar alınabilir mi?
Genel kurulda karın dağıtılmamasına oy birliği ile karar verilmesi durumunda kar dağıtımının zorunlu olmayacağı yönünde görüşler vardır. Ancak bu görüş kanaatimce kanun metninin lafzına sıkı sıkıya bağlı kalınması halindeyüzde beş oranında kâr payı ÖDENMESİ gerekeceğinden bu görüş yanlış olacaktır. Kanun gerekçesini dikkate aldığımızda ise karın dağıtılmaması yönünde karar almak mümkün gözükmektedir.
Kar dağıtımı yapmamanın cezai yaptırımı var mıdır?
Kanunda böyle bir ceza öngörülmemiştir. Ancak, sicilden genel kurul tutanaklarının tescili ve ilanı istendiğinde kar dağıtımına ilişkin belirleme yapılmamış olması nedeniyle tescil ve ilan yapılmayabilir. Diğer yandan, olayın vergisel boyutu ile sıkıntılar da gündeme gelebilir. Yani vergi inceleme elemanı TTK uyarınca kar dağıtımının zorunlu olduğunu ileri sürerek, zorunlu olarak dağıtılması gereken kısım için kar dağıtımı yapıldığını kabul ederek stopaj yapılmadığını ileri sürebilir.
Konu hakkında Gümrük ve Ticaret Bakanlığı düzenleme yaparak görüşünü ortaya koymalıdır.
07.04.2014
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.