Değerli okurlarımız, Sayıştay Denetçileri 2010 yılına ilişkin olarak yaptıkları incelemelerde, Merkezi Uzlaşma Komisyonu ile diğer uzlaşma komisyonlarının (VDK bünyesinde oluşturulan uzlaşma komisyonları ile Vergi Dairesi Başkanlıkları bünyesinde oluşturulan uzlaşma komisyonları) uzlaşmalarda farklı oranlarda indirim yaptıklarını tespit etmişler ve buna yönelik haberler de bazı basın organlarında yer aldı.
Haberlere göre, Sayıştay Denetçileri, Merkezi Uzlaşma Komisyonu’nun ve taşra uzlaşma komisyonlarının yaptığı indirimleri tek tek incelemiş, inceleme sonucunda, 2010 yılında Merkezi Uzlaşma Komisyonu’nun vergi aslında yüzde 89 oranında (%11’i tahsil edilmiştir) ve vergi ziyaı cezalarında ise %99 oranında (%1’i tahsil edilmiştir) indirim yaptığı, 81 ilin tamamındaki uzlaşma komisyonlarında ise, aynı yıl ortalama olarak indirim oranının yüzde 42 olduğunun belirlendiği vurgulanmaktadır.
Sayıştay’ın tespitine göre, “2010 yılında uzlaşmaya konu olan vergi tutarı 249.043.184 TL iken, uzlaşılan vergi tutarı 145.676.717 TL olup uzlaşmaya konu tutarın yüzde 58.5’idir. Benzer şekilde 2010 yılında uzlaşmaya konu olan ceza tutarı 431.814.346 TL iken, uzlaşılan ceza tutarı 23.241.220 TL olup uzlaşmaya konu tutarın yüzde 5.4’üdür. Merkez ve taşrada yapılan tarhiyat sonrası uzlaşmalar karşılaştırıldığında; Merkezde yapılan uzlaşmalarda uzlaşmaya konu vergi tutarının % 11.3’ü üzerinde uzlaşma sağlanmışken, taşrada yapılan uzlaşmalarda uzlaşmaya konu vergi tutarının % 58.5’i üzerinde uzlaşma sağlanmıştır.”
Bilindiği üzere, zaman zaman basında bazı şirketlerin tüm vergi ve cezalarının sıfırlandığına yönelik haberler yer almaktadır. Nitekim, birkaç gün önce de bu yönde haberler basında yer almış ve Maliye Bakanı açıklama yapmıştır.
Bu tür haberler hem VERGİDE ADALET DUYGUSUNU çok ciddi bir şekilde yaralamakta, hem de MALİYE BÜROKRASİSİNE zarar vermektedir. Maliye Bakanlığı devlette iyi yetişmiş bürokratların bulunduğu bir bakanlıktır. Nitekim Maliye Bakanlığından diğer birçok bakanlığı da üst düzeyde bürokratlar gitmektedir.
Vergi nasıl konulur, nasıl kaldırılır?
Anayasanın 73. maddesi; “vergi resim harç ve benzeri mali yükümlülükler, kanunla konur, değiştirilir ve kaldırılır”denilmek suretiyle, verginin yasallığı ilkesi tanımlanmaktadır. Uzlaşma müessesesi ile mükelleflerin zamanında ve eksiksiz olarak ödemeleri gereken vergileri, herhangi bir kanuni düzenleme olmadan ve yalnızca idareye verilen takdir yetkisi kullanılarak indirilmekte veya kaldırılabilmektedir. Halbuki yukarıdaki anayasa maddesi, tüm vergilerin ancak kanunla konulabileceğini ve kaldırabileceğini hüküm altına almıştır. İdareye verilen takdir yetkisi ile vergilerin indirilmesi veya kaldırılması anayasal açıdan mümkün değildir.
Anayasanın 10. maddesindeki eşitlik ilkesine göre, “herkes dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayrım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz. Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.” Uzlaşma müessesesinin bu haliyle anayasanın yukarıda belirtilen kanun önünde eşitlik ilkesine aykırı olduğunu düşünmekteyim. Zira eşitlik ilkesi uyarınca, vergisini zamanında ve eksiksiz olarak ödeyen mükellefler ile idare ile ödeyeceği vergi miktarı konusunda pazarlığa girme şansına sahip mükellefler arasında farklılık olması eşitsizlik yaratmaktadır. Anayasanın 10. maddesi, ödenmesi gereken bir verginin, değişik uzlaşma komisyonlarınca aynı durumda olan iki mükelleften farklı tutarlarda uzlaşılarak alınması durumunda da ihlal edilmektedir. Örneğin, aynı şekilde vergi kaybı yaratmış iki mükellefin, girdiği uzlaşma komisyonlarının birinde vergide % 20, diğerinde ise % 30 oranında indirim yapılması bu iki mükellef arasında da eşitsizlik yaratacaktır.
Uzlaşma komisyonunun yetkileri sınırsız mıdır?
İki tür uzlaşma vardır. Birincisi tarhiyat öncesinde, ikincisi ise tarhiyat sonrasında kurulacak komisyonlarca sağlanabilmektedir. Tarhiyat öncesinde genel olarak vergi inceleme elemanlarından oluşturulan komisyon, tarhiyat sonrasında ise belirli kriterlere göre ilçe, il ve merkezi uzlaşma komisyonları kurularak sağlanmaktadır.
Tüm komisyonlar için kanun ve yönetmeliklerle yapılan düzenlemelerde uzlaşılabilecek tutarlar ile ilgili olarak hiçbir belirleme yapılmamıştır. Belirleme yapılmamış olması uzlaşma komisyonlarının takdir yetkilerinin sınırsız olduğu düşüncesinin oluşumuna neden olmaktadır. Böyle bir düşüncenin varlığı zaman zaman uzlaşma komisyonlarının vergiyi tamamen ortadan kaldıran kararlar almasına yol açmaktadır. Uzlaşma komisyonlarının takdir yetkisinin kanunlar önünde bir sınırı vardır. Özellikle verginin tamamen kaldırılması, kişiye yönelik bir vergi affı niteliği taşıdığından, Anayasamızın 73. maddesine aykırıdır. Böyle bir af, bir mükellefe yönelik hiçbir zaman olamayacağı gibi, genel olarak ancak kanunla mümkündür.
Anayasanın 73’üncü maddesi bağlamında bakıldığında, mevcut yasal düzenlemeler ışığında uzlaşma komisyonlarının yetkileri olmakla birlikte (bu yetki anayasaya uygun değildir), vergi asıllarını tamamen kaldırmak gibi bir uygulamaya gitmeyip, ceza tutarlarında indirim yapmak veya tamamen kaldırmakla sınırlı olmalıdır. Uzlaşma müessesesinin işlevi, ödenmesi gereken verginin bir an önce hazineye intikalini sağlamaktır. Bu nedenle uzlaşma komisyonları cezalarda mükellef lehine ödün verme yetkisini kullanabilecektir. Zaten vergi inceleme elemanlarından oluşan, tarhiyat öncesi uzlaşma komisyonlarında alınan kararlarda bu yönde bir teamül oluşmuştur. Vergi aslında ciddi bir indirim yapılmamaktadır. Uzlaşmada tarhiyat öncesi komisyonlarının verdiği ödün genel olarak ceza tutarlarında olmaktadır.
Gelişmiş bazı ülkelerde uzlaşma müessesesi nasıl işlemektedir?
Türkiye’de düzenlenen uzlaşma müessesesi, Almanya’da uygulanan uzlaşma müessesesinden örnek alınmıştır. Fakat Almanya’daki uzlaşma müessesesi Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesi ile 1977 yılında kaldırılmıştır. Fransa’da ise uygulama yalnızca vergi cezalarını kapsamaktadır. Vergi aslı uygulamaya konu edilmemektedir. Bunun bir istisnası vardır, yalnızca dolaysız vergilerde geçerli olmak üzere ve mükellefin ödeme gücünde acziyet oluşması durumunda, bizim ülkemizde Danıştay, Yargıtay ve Sayıştay’a karşılık gelen kurumlardan uygun görüş alınması koşuluyla ve ancak mali anlaşmazlıklar komisyonunun kararı ile vergi aslında indirim olabilmektedir. Görüldüğü üzere Fransa’da vergi aslından indirim, ciddi prosedür gerektiren ve bu nedenle çok özel durumlarda birçok kurumun ortak görüşü sonucunda olabilmektedir. Amerika Birleşik Devletlerinde de ödemede acziyete düşülmüş olması halinde vergide indirim yapılabilmektedir. Bu ülkelerdeki uygulama örneklerine baktığımızda, Türkiye’deki uzlaşma uygulaması çok geniş yetkilerle ve birazda hukuki olmadan kullanılmaktadır. Örnek aldığımız ülke olan Almanya’da bu uzlaşma sistemi Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesi ile kaldırılmıştır.
Uzlaşma sistemi nasıl olmalıdır?
Uzlaşma sistemi kişiye göre farklılık göstermeyen, aynı durumda olan mükelleflerin tamamına aynı indirim oranının uygulandığı ve adalet duygusunu zedelemeyecek, haksız rekabet doğurmayacak şekilde olmalıdır. Mükellefler bilmelidir ki, kendisiyle aynı durumda olan herkese eşit işlem yapılacaktır. Bu nedenle de ödediği vergiyi sorgulamayacaktır. Aslında bu Anayasamızın da emrettiği bir uygulamadır. Mükellefler bilmelidir ki, ödenecek vergi politik görüşe göre asla değişmeyecektir. Dün farklı bir politik görüşe tabi olan, bugün başka bir politik görüşe sahip olan veya gelecekte daha farklı bir politik görüşe sahip olanlar aynı koşullarda farklı vergi ödememelidir. Vergide adalet duygusunu zedelemek vergi toplamanın da önündeki en büyük engeldir. Bu nedenle, Türk vergi sistemindeki uzlaşma sistemi değişmeli, takdir yetkisi sınırlandırılmalı ve aynı durumda olanlara tamamen eşit işlem yapılacak standartlar getirilmelidir. Bugünün Türkiyesinde olması gereken de budur.
Sonuç olarak, uzlaşma müessesesi bu haliyle anayasanın eşitlik ilkesine ve vergilerin yasallığı ilkesine aykırıdır. Vergi mükelleflerinin adalet duyguları ciddi ölçüde zedelenmektedir. Takdir yetkisi kaldırılarak standartlar getirilmeli ve aynı durumda olan tüm mükelleflere eşit işlem yapılmalıdır.
28.06.2013
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.