Değerli okurlarımız, 22.04.2013 tarihinde bu köşede “Bağımsız denetimde yetki karmaşası ve SPK tebliğ taslağının sıkıntıları” başlıklı yazıyı kaleme almıştım. 28.05.2013 tarihli Resmi Gazete’de “Sermaye Piyasasında Bağımsız Dış Denetleme Hakkında Yönetmeliğin Yürürlükten Kaldırılmasına Dair Yönetmelik” yayımlanarak, 13/12/1987 tarihli ve 19663 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan “Sermaye Piyasasında Bağımsız Dış Denetleme Hakkında Yönetmelik”28.05.2013 tarihi itibariyle yürürlükten kaldırılmıştır.
Bilindiği üzere, 6102 sayılı Yeni TTK hazırlanırken tüm şirketlerin bağımsız denetime tabi olması öngörülmüş, ancak 6335 sayılı Kanunla bundan vazgeçilerek Bakanlar Kuruluna bağımsız denetime tabi olacak firmaları belirleme yetkisi 397’nci madde ile verilmişti. Nitekim, Bakanlar Kurulu da bu yetkisini kullanarak bağımsız denetime tabi olacak firmaların kapsamını 2012/4213 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile belirlemişti.
Diğer taraftan ise, Kamu Gözetimi Kurumunun (KGK) bağımsız denetim konusunda tek yetkili olması öngörülmekte idi. Bu amaçla da Bakanlar Kurulu’nca 26.09.2011 tarihinde 660 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) çıkartılmıştı. Beklenti bağımsız denetim kapsamının Bakanlar Kurulunca belirlenmesi ve bağımsız denetim ve bağımsız denetçiye ilişkin düzenlemelerde ise tek yetkili kuruluşun KGK olması idi. Böylelikle bağımsız denetime ilişkin süreç tek bir kurum aracılığı ile yürütülecekti. KGK’da 26.12.2012 tarihli Resmi Gazete’de “Bağımsız Denetim Yönetmeliği”ni yayımlamıştı. KGK tarafından Bağımsız Dentim Yönetmeliği yayımlanmış olmasına rağmen, 13/12/1987 tarihli ve 19663 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan “Sermaye Piyasasında Bağımsız Dış Denetleme Hakkında Yönetmelik” yürürlükte idi. Böylelikle SPK tarafından 13.12.1987 tarihinde yayımlanan bu yönetmelik 28.05.2013 tarihi itibariyle yürürlükten kaldırılmış oldu. Bu aslında olması gereken ve beklenen bir düzenleme idi.
6102 sayılı Yeni TTK ve 660 sayılı KHK öncesi, SPK, BDDK, Hazine Müsteşarlığı, EPDK gibi kurum ve kuruluşlar bağımsız denetime ilişkin kapsam, denetim ve denetçiye ilişkin belirlemeleri yapmakta idi. Değişiklikler sonrası beklenildiği gibi tek yetkili kurum KGK olmuş mudur diye sorulacak olur ise, bu soruya verilecek cevap hayırdır. Çünkü, SPK kendi alanında faaliyette bulunan firmaların bağımsız denetiminde 6362 sayılı Kanunun 14, 15, 62, 63 ve 64’üncü maddeleri ile bağımsız denetime ve denetçilere ilişkin olarak tekrar yetkiye kavuşmuştur. 5411 sayılı Kanunun 15, 24, 33, 36, 39, 40 maddeleri ile de BDDK’ya yetki verilmiştir.
Bu düzenlemelerden çıkan sonuç, eski düzenlemelerde olduğu gibi her kurum tekrar kendi faaliyet alanındaki firmaların bağımsız denetimine ilişkin olarak yetkiye kavuşmaktadır. Ancak, önemle vurgulanması ve gözden kaçırılmaması gereken husus bağımsız denetime tabi olacak firmaların kapsamının Bakanlar Kurulu Kararı ile çizilmiş olmasıdır. Bakanlar Kurulu Kararı ile kapsam çizildiği için, bu kapsam aşılarak bağımsız denetime tabi olmayan şirketleri SPK, BDDK, EPDK gibi kurum ve kuruluşlar bağımsız denetime tabi tutamayacaklardır.
Ayrıca daha önceki yazılarımızda da vurguladığımız üzere, kanaatimiz ve olması gereken KGK bağımsız denetim alanında tek yetkili olmalı ve tek elden düzenlemeler yapılmalıdır. Aksi türlü KGK’nun oluşturulması anlamını yitirecektir. Her kurum bağımsız denetime ilişkin olarak düzenlemeler yapacak ise KGK’nun yaptığı düzenlemeler önemini kaybedecektir.
Nitekim, SPK tarafından bağımsız denetime ilişkin olarak çıkarılan Tebliğ Taslağı, KGK’nun çıkardığı “Bağımsız Denetim Yönetmeliği”ne aykırı düzenlemeler içermektedir. KGK Bağımsız Denetim Yönetmeliği’nde, kamu yararını ilgilendiren kuruluşları (KAYİK);
“Halka açık şirketler, bankalar, sigorta, reasürans ve emeklilik şirketleri, faktöring şirketleri, finansman şirketleri, finansal kiralama şirketleri, varlık yönetim şirketleri, emeklilik fonları, 28/7/1981 tarihli ve 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununda tanımlanmış olan ihraççılar ve sermaye piyasası kurumları ile faaliyet alanları, işlem hacimleri, istihdam ettikleri çalışan sayısı ve benzeri ölçütlere göre önemli ölçüde kamuoyunu ilgilendirdiği için Kurum tarafından bu kapsamda değerlendirilen kuruluşları” şeklinde tanımlamıştır.
Bu tanımdan da görüleceği üzere, SPK kapsamında faaliyet gösteren firmalar da KGK tarafından çıkarılan “Bağımsız Denetim Yönetmeliği’nin kapsamına girmektedir. Hatta Bankacılık kanununa göre faaliyette bulunan firmalar da kapsama girmektedir. Öyleyse, her kurumun ayrı ayrı bağımsız denetimle ilgili belirleme yapması karmaşaya yol açmaktan öte anlam ifade etmeyecektir. Bu kurumların düzenleme yapması halinde de, bu düzenlemelerin KGK’nun düzenlemelerine aykırı olmaması gerekir. Hem bağımsız denetimi yapacak olanlar için hem de bağımsız denetime tabi olacaklar için farklı kriterlerle uğraşmak anlamsızdır.
Nitekim, SPK tarafından yayımlanan Tebliğ Taslağı birçok bakımdan KGK tarafından çıkarılan “Bağımsız Denetim Yönetmeliği”ne aykırıdır. Aykırı olan hususları daha önce ele aldığım için burada tekrardan değinilmeyecektir. Sonuç olarak, 13/12/1987 tarihli ve 19663 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan “Sermaye Piyasasında Bağımsız Dış Denetleme Hakkında Yönetmeliğin” 28.05.2013 tarihi itibariyle yürürlükten kaldırılması yerinde olmuştur. SPK Tebliğ Taslağı’nın da çıkartılmaması, ya da çıkartılacak ise KGK tarafından çıkarılan Bağımsız Denetim Yönetmeliği’ne uygun olması zorunluluktur.
30.05.2013
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> YIL SONU KAMPANYASI: Muhasebecilere Özel Web Sitesi 1.249 TL yerine 999 TL + KDV
Ayrıntılar için tıklayın.
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.