GİRİŞ
Türkiye’de, 1980’li yıllardan sonra varlığını daha çok hissettirmeye başlayan ve kayıt dışı ekonominin önemli bir bölümünü oluşturan kayıt dışı istihdam, birçok ülkenin önde gelen sorunu olduğu gibi, Türkiye’nin de önemli sorunlarındandır. SGK ve TÜİK verilerine göre 2016 yılı itibariyle Türkiye’de kayıt dışı istihdam oranı yaklaşık %33’tür. Yani toplam istihdamın yaklaşık üçte birini kayıt dışı istihdam oluşturmaktadır. Kayıt dışı istihdamın azaltılmasında etkin bir denetim, kuşkusuz önemli rol oynamaktadır. Bu yazımızda, Türkiye’de Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bünyesinde hâlihazırda çalışma hayatının denetimini yürüten üç farklı denetim biriminin rolü, istatistiksel veriler ışığında ele alınarak incelenecektir.
A – TÜRKİYE’DE ÇALIŞMA HAYATININ DENETİMİNDEKİ MEVCUT DURUM
Bilindiği üzere Türkiye’de Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bünyesinde hâlihazırda çalışma hayatının denetimini yürüten üç farklı denetim birimi mevcuttur. Bu denetim birimlerinde; iş müfettişi ve müfettiş yardımcıları, SGK müfettişi ve müfettiş yardımcıları, sosyal güvenlik denetmeni ve denetmen yardımcıları görev yapmaktadırlar. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bünyesindeki üç denetim birimi yasalarda aynı yetkilerle donatılmış olmasına rağmen, uygulamada aralarında yeterli düzeyde koordinasyon bulunmamakta ve görevleri de, yapılacak işler bazında ayrılmış durumdadır. Bu durum, Çalışma Bakanlığı’ndaki denetim mekanizmasının kilitlenmesine ve etkinliğinin azalmasına neden olmaktadır. Örneğin; sigortasız çalışırken iş kazası geçiren ve sonucunda ücretini alamadan işten çıkarılan bir işçi; sigortasız çalıştırılma ile ilgili sosyal güvenlik denetmenlerine, iş kazası ile ilgili SGK müfettişlerine, işten çıkarılma ve ücret alamama ile ilgili de iş müfettişlerine giderek ayrı ayrı şikâyette bulunmak zorundadır. Bu kişi ile ilgili incelemeyi de haliyle aynı anda üç denetim görevlisi, birbirlerinden habersiz ayrı ayrı incelemektedir. Oysaki aynı incelemeyi bir denetim elemanı tek başına inceleyerek rahatlıkla sonuçlandırabilir. Söz konusu bu durum, bakanlık denetim görevlilerinin ellerindeki iş yükü artırmakla birlikte işverenlerin de mükerrer bir şekilde denetlenmesine neden olmaktadır (Özbolat 2014: 1).
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın 2015 yılı verilerine göre üç denetim birimi tarafından 2014 yılında hastaneler, eczaneler ve diğer sağlık kuruluşlarının denetimleri dâhil olmak üzere işçi şikâyetleri, iş kazaları vb. nedenlerle işyeri bazında toplam 65.401 işyeri denetlenmiştir. Bu denetimlerin 46.962’sini sosyal güvenlik denetmenleri, 12.046’sını iş müfettişleri, 6.433’ünü ise Sosyal Güvenlik Kurumu müfettişleri gerçekleştirmiştir (ÇSGB 2015: 36). Denetim elemanlarının, toplam işyeri denetimindeki oranları ise aşağıdaki grafikte gösterilmiştir.
Kaynak: ÇSGB.
Şekil 1. Denetlenen İşyeri Sayısı Oranları, 2014
Grafiğin incelenmesinden anlaşılacağı üzere işyeri bazında denetimlerin %72’sini sosyal güvenlik denetmenleri gerçekleştirmektedir. Fakat sosyal güvenlik denetmenleri, taşra teşkilatında birbirinden kopuk biçimde istihdam edilmektedir. Denetimler, her il müdürünün inisiyatifi ve bazen de yönlendirmeleri çerçevesinde gerçekleşmekte ve denetim konusunda bir strateji bulunmamaktadır. Ayrıca denetim elemanları, yerelleşme nedeniyle denetimi etkin yerine getirememe riski ile karşı karşıya kalabilmektedirler. Son yıllarda sosyal güvenlik denetmenlerinin sayıca artmalarına karşılık il müdürlüklerinde etkin istihdam edilmeleri konusunda sorunlar yaşanmaktadır. İl müdürlüklerinde yaptıkları işlerin birçoğu kayıt dışı çalışma ile ilgili değildir. Müdürlüklerdeki servislerin birçoğu, yazışma ile sonuçlandırılabilecek işleri denetmenlere havale etmektedirler. Böylelikle denetim elemanları sosyal güvenlik sisteminde kayıtlılığı artıracak iş ve işlemlerle uğraşamamakta ve etkinsiz çalışmaktadırlar. Denetmenler, aşırı iş yükünün altında boğulmakta ve kayıt dışı istihdamla mücadele için denetim gerekçelerine gerekli zamanı ayıramamaktadırlar (Karadeniz 2012: 31).
B – SOSYAL GÜVENLİK DENETMENLERİNİN MEVCUT DURUMUNUN ANALİZİ
SGK’nın kayıt dışı istihdam denetimini yapan ve sosyal güvenlik il müdürlükleri bünyesinde yerelde denetim yapan sosyal güvenlik denetmenleri, merkez teşkilatına bağlı grup başkanlıklarında görev yapan SGK müfettişleriyle 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 59. maddesinde “kurumun denetim ve kontrolle yetkilendirilmiş memurları” şeklinde beraber anılmasına ve yine aynı maddede “Bu Kanunun uygulanması bakımından, Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurları, 4857 sayılı İş Kanununda belirtilen denetim, teftiş ve kontrol yetkisini de haizdir.” denilmesine rağmen iş yoğunluğu, denetimlerin bağımsızlığı ve tarafsızlığı, denetimlerdeki koordinasyon, norm ve standart birliği ve personel özlük hakları gibi birçok yönden iş müfettişleri ve SGK müfettişleriyle aynı haklara sahip değillerdir. Sosyal güvenlik denetmenleri, tüm denetmenlerden hatta birçok kurumun müfettişinden daha fazla yetkiye sahiptir. Oysa uygulamada il müdürlüklerinde, büyük şehirlerde ise merkez müdürlüklerinde idarecilerin etki ve tesiri altında dağınık, denetim elemanına yakışmayacak bir şekilde istihdam edilmektedirler (Tezel 2014: 31).
Son yıllarda, Maliye Bakanlığı’ndaki dört farklı denetim biriminin “Vergi Denetim Kurulu” çatısı altında birleştirilerek Vergi Müfettişlerine “Bakan Adına” denetim yapma yetkisi verilmek suretiyle, kayıt dışı ekonomiyle mücadelede denetim elemanının bağımsız bir şekilde görevlerini yapmaları sağlanmaya çalışılırken; kayıt dışı istihdamla mücadele eden ve çalışma hayatının denetiminin yaklaşık %75’ini ve SGK’nın denetimlerinin ise yaklaşık %80’ini yerine getirerek kayıt dışı istihdamın %52’den, 2016 yılı itibariyle %33’e kadar düşürülmesinde büyük rolü ve emeği olan sosyal güvenlik denetmenlerinin, görev yaptıkları idari birimlerde hiyerarşik olarak çok sayıda idari amire bağlı olması, denetimin bağımsızlığına gölge düşürmekte olup denetimin özüne ve ruhuna da aykırı düşmektedir (Elma 2015: 74).
SONUÇ
Denetim sisteminde Türkiye’de olduğu gibi çok başlılığa yer vermeyen Avrupa ülkelerindeki mevcut iş kazaları ve çalışma hayatı istatistikleri göz önüne alındığında, Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ve Avrupa Birliği Hukukunda belirtildiği şekilde Türkiye’de de denetim sisteminin köklü bir revizyona ihtiyaç duyduğu açıktır (Özbolat 2014: 2). İç hukuk kaynaklarının denetim ile ilgili düzenlemeler getirmesinin yanında, uluslararası kaynakların da denetim düzenlemeleri getirmesi, sistemin daha iyi işlemesine katkı sağlamaktadır. Bilhassa Türkiye’nin üyesi olduğu ILO ve Avrupa Birliği normlarının çalışma hayatının denetimi ile ilgili getirdiği düzenlemelerin sağlıklı bir biçimde uygulanması çalışma hayatının denetiminde beklenen sonuçların alınmasına imkân sağlayacaktır (Aktay 2012: 34).
Türkiye’nin de imzalamış olduğu ILO’nun Çalışma Hayatının Denetimine Dair 81 No’lu Sözleşmesine göre çalışma hayatının denetiminin; tek elden, bağımsız, bütüncül ve etkin olması gerekmektedir. Usulünce yürürlüğe konulmuş uluslararası anlaşmalar kanun hükmünde olduğu için Türkiye’nin de ILO standartlarına uyması gerekmektedir. Avrupa’da hiçbir ülkede Türkiye’deki gibi çalışma hayatını denetleyen üç birim bulunmamaktadır. Avrupa ülkelerinde çalışma hayatının denetimi tek unvanlı “Çalışma ve Sosyal Güvenlik Müfettişliklerince” yapılmaktadır (Esen 2014: 1). Çalışma hayatının etkin, verimli ve risk odaklı bir şekilde denetimi için çalışma hayatı denetimindeki bu çok başlılığın giderilmesi gerekmektedir. Yakın zamanda Maliye Bakanlığı’ndaki dört farklı denetim biriminin “Vergi Denetim Kurulu” çatısı altında birleştirildiği gibi çalışma hayatını denetleyen denetim elemanlarının da “Çalışma ve Sosyal Güvenlik Denetim Kurulu” çatısı altında “İş Müfettişi” veya “Çalışma Müfettişi” unvanlarından biri altında birleştirilmesi yerinde atılmış bir adım olacaktır. Böylelikle diğer bakanlıklarda olduğu gibi Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’ndaki denetim elemanlarının da, tek çatı altında toplanarak “Bakan Adına” idari vesayetten ve amir baskısından arındırılmış bir şekilde denetim yapmaları sağlanmış olacaktır.
KAYNAKÇA
1) Aktay, Nizamettin (2012). ‘’Sosyal Güvenliğin Sağlanmasında Önemli Bir Unsur Olarak Çalışma Yaşamının Denetimine İlişkin Uluslararası Düzenlemeler’Sosyal Güvenlik Dergisi.2:9-34.
2) ÇSGB (2015). “2015 Yılı Bütçe Sunuş Konuşması” erişim tarihi: 2 Mart 2015 http://www.csgb.gov.tr/csgbPortal/ShowProperty/WLP%20Repository/sgb/dosyalar/2015planbutce/
3) Elma, Ramazan (2015). Sosyal Güvenlik Hukuku. Ankara: Seçkin Yayıncılık
4) Esen, Bünyamin (2015). “Çalışma Hayatının Denetimi Reform Bekliyor” erişim tarihi: 30 Mart 2015 http://www.sgd.org.tr/calisma-hayatinin-denetimi- reform-bekliyor-haber,130.html
5) Karadeniz, Oğuz (2012). “T.C. Kalkınma Bakanlığı Onuncu Kalkınma Planı (2014-2018)
Sosyal Güvenlik Sisteminin Sürdürülebilirliği”. Özel İhtisas Komisyonu 1. Taslak Rapor.
6) Özbolat, Osman (2014). “Çalışma Hayatının Denetim Karmaşası” erişim tarihi: 30 Mart 2015
http://www.calismarehberi.com/calisma-hayatinin-denetim-karmasasi-haber,1059.html
7) Tezel, Ali (2014). “SGK Denetmenleri Gruplaşmalı”. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Hayatına Denetmenlerin Bakış Açısı Dergisi 1: 31.
8)http://www.sgk.gov.tr/wps/portal/sgk/tr/calisan/kayitdisi_istihdam/kayitdisi_istihdam_oranlari/kayitdisi_istihdam_orani (Erişim Tarihi: 11.12.2017).
9) 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu
13.12.2017
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.