Giriş
1980 yılında komisyon takdirine dayanarak başlatılan peşin vergi uygulaması, en son 4369 sayılı kanunun 52.maddesiyle uğradığı değişiklik neticesinde, 30 yıldan beri geçmek! bilmeden devam etmektedir. Uygulamaya konulduğu otuz yıl içerisinde altı kere sistem değişikliğine uğramış bir vergi türü için, halen tek düzen hesap planında (193 nolu hesabı saymazsak) gerçek anlamda bir muhasebe hesabı, uygulamaya yönelik düzenleme bulunmamaktadır.
Geçici verginin son dönemine tekabül eden tahakkuk kaydının ne zaman ve nasıl yapılacağı, ödenmeyen vergilerin ne şekilde kayıt edileceği, ödenmeyen geçici verginin bir sonraki geçici vergiden mahsup edilip edilemeyeceği, iade ve mahsup işlemlerinin prosedürü hakkında mevcut yasal düzenlemeler yetersiz kalmaktadır.
Süregelen boşluk, biz uygulamacıları, anonim bir takım muhasebe kayıtları keşfetmeye, meslek mensuplarının münferit fikirler üretmesine, birbirinden habersiz ve tek düzen olmayan muhasebe işlemleri gerçekleştirmelerine sebebiyet vermektedir.
Aşağıda geçici vergi ile ilgili genel bilgilere yer verildikten sonra, uygulamaya dönük tereddüte yol açan konulara ilişkin açıklamalar, tartışmalı hususlarda alınmış muktezalar ışığında tarafımızca sunulan eleştiri ve öneriler, farklı durumlarda yapılması gereken örnek muhasebe kayıtları, makalemizin öncelikli hedefleri arasında yer almaktadır.
Genel Bilgi
Geçici vergi, kamunun dolaysız vergi gelirlerinde en önemli kalem olan gelir ve kurumlar vergisini, öncelikle enflasyon tahribatına karşı korumaya yönelik ve üç ayda bir talep ettiği, süresinde ödenmeyen vergi tutarına aylık % 1,95 (19.11.2009 günü dahil) gecikme zammı işletilen, 1989 yılında dahili tevkifat sisteminin yerine ihdas edilmiş ve yine 1999 yılında ekonomik gerçeklere uygun hale getirilerek temel hükümleri bu günkü halini almış, niteliği itibari ile nihai vergileme özelliği taşımayan endirekt vergi bir çeşididir.
Mevcut geçici vergi uygulaması, 01.01.1999 tarihinden itibaren başlamış, gerçek usulde vergilendirilen gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin, gelir ve kurumlar vergisine mahsuben (Ocak, Şubat, Mart), (Nisan, Mayıs, Haziran), (Temmuz, Ağustos, Eylül), (Ekim, Kasım, Aralık) üçer aylık kazançları üzerinden hesaplanan bir vergi türüdür. Her ne kadar üçer aylık denilmesine rağmen, geçici vergi matrahları Mart, Haziran, Eylül ve Aralık ayları sonunda hazırlanan gelir tablosu üzerinden, Ocak ayından başlamak üzere kümülatif olarak hesaplanır ve beyan edilir.
Geçici Vergi Kapsamına Giren Mükellefler
* Gelir vergisi mükelleflerinden geçici vergi kapsamında yer alanlar;
Gerçek usulde vergilendirilen bilanço veya işletme hesabı esasına göre defter tutan ticari kazanç sahipleri, serbest meslek erbabı, kollektif şirket ortakları, Adi komandit şirketlerin komandite ortakları, ticari veya serbest meslek kazancı sahibi adi ortaklığın ortakları.
* Kurumlar vergisi mükelleflerinden geçici vergi kapsamında yer alanlar;
- Sermaye şirketleri (Anonim, Limited ve Sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketler ile benzer nitelikteki yabancı kurumlar) , Kooperatifler,
- İktisadî kamu kuruluşları, Devlete, il özel idarelerine, belediyelere, diğer kamu idarelerine ve kuruluşlarına ait veya bağlı olup, faaliyetleri devamlı bulunan ve birinci ve ikinci fıkralar dışında kalan ticarî, sınaî ve ziraî işletmeler iktisadî kamu kuruluşudur,
- İktisadî kamu kuruluşları ile dernek veya vakıflara ait iktisadî işletmelerin kazanç amacı gütmemeleri, faaliyetlerinin kanunla verilmiş görevler arasında bulunması, tüzel kişiliklerinin olmaması, bağımsız muhasebelerinin ve kendilerine ayrılmış sermayelerinin veya iş yerlerinin bulunmaması mükellefiyetlerini etkilemez. Mal veya hizmet bedelinin sadece maliyeti karşılayacak kadar olması, kâr edilmemesi veya kârın kuruluş amaçlarına tahsis edilmesi bunların iktisadî niteliğini değiştirmez.
- Yabancı devletlere, yabancı kamu idare ve kuruluşlarına ait veya bağlı olup, yukarıdaki ilk fıkra dışında kalan ticarî, sınaî ve ziraî işletmeler, iktisadî kamu kuruluşu gibi değerlendirilir.
- Dernek veya vakıflara ait iktisadî işletmeler (sendikalar dernek; cemaatler ise vakıf sayılır),
- İş ortaklıkları: Yukarıdaki fıkralarda yazılı kurumların kendi aralarında veya şahıs ortaklıkları ya da gerçek kişilerle, belli bir işin birlikte yapılmasını ortaklaşa yüklenmek ve kazancını paylaşmak amacıyla kurdukları ortaklıklardan bu şekilde mükellefiyet tesis edilmesini talep edenler iş ortaklıklarıdır. Bunların tüzel kişiliklerinin olmaması mükellefiyetlerini etkilemez.
Adi ortaklıklar, kollektif şirketler ve adi komandit şirketler, ortaklık olarak gelir veya kurumlar vergisi mükellefi olmadıklarından geçici vergi mükellefi değillerdir.
Ancak adi ortaklıklar ile kollektif şirketlerde ortakların, komandit şirketlerde komandite ortakların elde ettikleri kazançlar geçici verginin konusuna girmektedir.
Kimler Geçici Vergi Mükellefi Değildir.?
- Tasfiye halindeki kurumlar vergisi mükellefleri tasfiye dönemlerinde,
- Basit usulde vergilendirilen gelir vergisi mükellefleri,
- Yıllara sari inşaat ve onarma işi yapanlar,
- Ücret geliri elde edenler, menkul ve gayrimenkul sermaye iradı sahipleri,
- Zirai kazanç sahipleri, diğer kazanç ve irat elde edenler,
- Kazançları vergiden istisna edilen serbest meslek erbabı,
- Noter bulunmayan yerlerde Adalet Bakanlığı’nca geçici yetkili noter yardımcısı olarak görevlendirilenler geçici vergi ödemezler.
Ancak yıllara sari inşaat onarma işi yapanlar ile geçici noterlik görevini ifa edenler, bu işlerinden elde ettikleri kazançları dışında kalan ticari veya mesleki kazançları nedeniyle geçici vergi ödemek zorundadırlar.
İşi bırakma veya tasfiye hallerinde işin bırakıldığı veya tasfiyeye girildiği tarihin içinde bulunduğu geçici vergi dönemin sonuna kadar olan sürede son geçici vergi beyannamesi verilir.
Geçici Verginin Eksik Beyan Edilmesi Durumunda Ne Yapılması Gerekir?
Geçmiş dönemlere ilişkin geçici verginin % 10’nu aşan tutarda eksik beyan edilmesi durumunda eksik beyan edilen kısım için, yapılacak re’sen veya ikmalen tarhiyat sonucunda vergi ziyaı cezası ile gecikme faizi uygulanır. % 10’luk yanılma payının beyan edilmesi gereken (beyan edilmiş olan değil) geçici vergi matrahı üzerinden hesaplanması gerekir.
Geçici Verginin Dönemleri, Beyan Tarihleri ve Ödeme Zamanları
Dönemler |
Beyan Tarihi |
Ödeme Zamanı |
1.Dönem (Ocak, Şubat, Mart) |
14 Mayıs akşamına kadar |
17 Mayıs akşamına kadar |
2.Dönem (Nisan, Mayıs, Haz.) |
14 Ağustos akşamına kadar |
17 Ağustos akşamına kadar |
3.Dönem (Temmuz,Ağus.Eylül) |
14 Kasım akşamına kadar |
17 Kasım akşamına kadar |
4.Dönem (Ekim, Kasım, Aralık) |
14 Şubat akşamına kadar |
17 Şubat akşamına kadar |
İşe başlama, işi bırakma veya hesap döneminin değişmesi gibi durumlarda
i) İşe başlamada, işe başlanılan tarihin içinde bulunduğu geçici vergi dönemin sonuna kadar olan sürede ilk geçici vergi beyannamesi verilir.
ii) İşi bırakma veya tasfiye hallerinde işin bırakıldığı veya tasfiyeye girildiği tarihin içinde bulunduğu geçici vergi dönemin sonuna kadar olan sürede son geçici vergi beyannamesi verilir.
iii) Hesap döneminin değişmesi halinde yeni hesap döneminin başladığı tarihe kadar olan süre, ara dönem geçici beyan süresi olarak kabul edilir ve bu şekilde ki dönem ayarlamaları vergi dairelerinin sicil servisleri tarafından gerekli şekilde Vedop sisteminde kayda alınır.
Ödenmeyen Geçici Verginin Mahsubu Hakkında Açıklamalar
Yukarıda yer verilen ilk üç dönemde tahakkuk eden geçici vergiler ödenmese bile, sonraki dönemlerde hesaplanan geçici vergiden mahsup edilebilir. Fakat ödenmeyen geçici vergilerin, yıllık beyanname üzerinden hesaplanan kurum ya da gelir vergisinden mahsup imkanı bulunmamaktadır.
Ödenmeyen geçici vergi yıl sonunda hesaplanan gelir veya kurumlar vergisinden mahsup edilemez. Mahsup edilemeyen ve terkin edilen geçici vergi tutarına, vade tarihinden terkin edilmesi gereken tarihe (gelir vergisi mükellefleri için 1 Mart, kurumlar vergisi mükellefleri için 1 Nisan) kadar gecikme zammı uygulanır. (Gecikme zammı oranı aylık % 1,95)
Ödenmeyen geçici verginin muhasebe kaydında ortaya çıkan sorunların bir çoğunun temelinde, geçici vergiye ait tahakkuk kaydının yapıl-a-madan, verginin ödenmesi ile beraber “193.Peşin Ödenen Vergiler ve Fonlar” hesabının kullanılmasının sebep olduğu görülmektedir.
Ödenmeyen Geçici Verginin Sonraki Geçici Vergi Dönemlerinde Mahsubu Mümkün müdür?
Mahsup edilebileceğini hemen belirtelim. Peki uygulamacıları farklı düşüncelere sevk eden noktalar nelerdir?
4369 sayılı kanunla bu günkü şeklini alan geçici verginin temel esaslarını 217 nolu Gelir Vergisi Genel Tebliği belirlemiştir.
Mezkur tebliğin, “5.1. Geçici Verginin Hesaplanması” başlıklı bölümünde yer alan 66.fıkrasındaki “Hesaplanan geçici vergiden varsa o hesap dönemi ile ilgili olarak daha önce ödenmiş geçici vergi ve geçici vergiye tabi kazançlarla ilgili olarak tevkif edilmiş vergiler mahsup edilecektir. Mahsuptan sonra kalan tutar o dönem için ödenmesi gereken geçici vergi olacaktır.” hükmünde yer alan altı çizili “ödenmiş geçici vergi” talihsiz ibaresi sebep olmaktadır.
Ödenmeyen geçici verginin sonraki geçici vergi dönemlerde hesaplanan geçici vergiden mahsup edilmesi, kümülatif hesaplamanın bir gereğidir. Aksi takdirde vergi dairesine her bir dönem için beyan edilen vergi tutarı, sonraki dönem içinde mükerrer beyan edilmiş olacaktır. Zira vergi dairelerinin uygulamaları da bu yöndedir. İlk zamanlarda mükelleflerden gelen düzeltme talepleri ile boğuşan daireler uygulamacıları açıklamalarımız yönünde beyana teşvik etmek durumunda kalmışlardır.
Ayrıca, eskiden beri hazırlanan tüm geçici vergi beyannamelerinde ve 217 nolu Gelir Vergisi Genel Tebliği’nin 5.3 bölümünde yer alan örnekte, ilgili dönemde hesaplanan geçici vergiden mahsup edilebilecek tutar için “önceki dönemlerde hesaplanan geçici vergi” ibaresi yer almaktadır. Bu ifadenin mef’ulü muhalifinden anlaşılması gereken önceki dönemlerde hesaplanan ve beyan edilen ancak ödenip ödenmiş olup olmamasına bakılmadan (beyanı yeter şart olan vergi tutarını) bir sonraki beyanınızdan mahsup edebilirsiniz sonucu çıkmaktadır.
Zira, mezkur tebliğin, 5.3 bölümünde yer alan örneklerinde, 74.fıkrasındaki ifade gereği hesaplanan geçici vergi tutarının mahsup edilmesi suretiyle bulunan tutar, ilgili dönemde ödenecek geçici vergi tutarı olacaktır. Umarız bu açıklamalar sonrasında 66.nolu fıkrada yer alan “ödenmiş” ibaresinin ne derece talihsiz ve kafa karıştırıcı olduğu daha iyi anlaşılmıştır.
Bununla birlikte İstanbul Defterdarlığı’ndan alınan B.07.4.DEF.0.34.11/KVK-44 sayılı muktezada özetle “ geçici verginin, yıllık kurumlar vergisinden mahsubunda mutlaka ödeme koşulu aranacak, ancak dönem içerisindeki diğer geçici vergi dönemlerinde tahakkuk edecek vergiden mahsubunda ödeme koşulu aranmayacaktır.” ifadesi konuyu yer almaktadır.
Ödenmeyen Geçici Verginin Sehven Kurum veya Gelir Vergisinden Mahsup Edilmesi
Üçer aylık kazançlar üzerinden tahakkuk ettirilmiş ancak tahsil edilmemesi dolayısıyla yıllık beyanname üzerinden hesaplanan gelir veya kurumlar vergilerinden mahsup imkanı bulunmayan geçici vergi tutarları terkin edilecektir. Terkin edilen geçici vergi tutarına, vade tarihinden terkin edilmesi gereken tarihe kadar gecikme zammı uygulanacaktır. Terkin edilmesi gereken tarihler; gelir vergisi mükellefleri için takip eden yılın 1 Mart günü, kurumlar vergisi mükellefleri için ise takip eden yılın 1 Nisan günüdür.
Takvim yılı içerisinde tahakkuk eden geçici vergilerin, vadelerinde ve yukarıda detayına yer verilen terkin tarihlerine kadar ödenmemiş olmasına rağmen, gelir veya kurumlar vergisinden sehven mahsup edilmesi durumunda;
a) Eğer yapılan hata gelir veya kurumlar vergisinin beyan döneminin sonuna kadar fark edilerek düzeltme beyannamesi verilirse herhangi bir sorun olmayacaktır.
b) Ancak yapılan hata vergi dairesi tarafından fark edilerek, mükellefe vergi/ceza ihbarnamesi tebliğ edilirse, Vergi Usul Kanunu’nun 341.maddesinde yazılı hallerle vergi ziyaına sebebiyet verildiğinden dolayı sehven indirilen geçici vergi tutarının bir katı kadar vergi ziyaı cezası ayrıca kesilecektir.
ba) Bu durumda mükellef, vergi/ceza ihbarnamesinin tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içinde ilgili vergi dairesine başvurarak vadesinde veya 6183 sayılı kanunda belirtilen türden teminat göstererek vadenin bitmesinden itibaren üç ay içinde ödeyeceğini beyan ederse, vergi ziyaı cezasının ilk seferde yarısı, müteakiben kesilen cezalarda üçte biri indirilir.(VUK.Md.376)
bb) Ayrıca sehven yapılan bir hata nedeniyle vergi ziyaı cezası ile karşılaşan mükelleflerin ihbarnamenin tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde uzlaşma hakkı bulunmakla beraber,
Her türlü vergi/ceza ihbarnamesine mükelleflerin dava açma hakkı da bulunmaktadır. Sözkonusu örnekte ise, beyana dayanan bir tahakkuktan dolayı vergi borcu doğduğundan (vergilemede veya hesaplamada bir hata yapıldığı düşünülmüyorsa) dava açmanın mükellefin yararına olmayacağı aşikardır.
Uzlaşma Süreci ve Sonuçları
Mezkur hata neticesinde mükellefin eline ulaşan vergi ceza ihbarnamesinin tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içerisinde yapacağı bir başvuru ile uzlaşma talebinde bulunması uygulanacak en doğru yol olacaktır.
Vergi dairesi, mükellefin talep edeceği uzlaşma isteğine belli bir tarih vererek uzlaşma (pazarlık) görüşmesini kabul etmek zorundadır. Uzlaşma tarihinde yapılan görüşme neticesinde; ödenmeyen fakat kurumlar vergisinden sehven mahsup edilen geçici vergi tutarının aslı, kurumlar vergisi olarak talep edilecek, ancak bir kat kesilen vergi ziyaı cezası 9/10 oranında indirilerek mükellefin gösterdiği iyi niyet karşılıksız bırakılmayacaktır. Elbette buradaki senaryo bu konuda gerçekleşen uzlaşmaların çoğunluğunda gerçekleşen durumu izah etmek açısından verilmiştir. Tüm uzlaşma görüşmelerinin bu yönde gerçekleşeceğini düşünerek bir genelleme yapmak doğru olmayacaktır.
193 nolu Peşin Ödenen Vergiler ve Fonlar Hesabı ile İlgili Açıklamalar
Açıklaması : Mevzuat gereğince peşin ödenen ve bir yıl içinde indirim konusu yapılabilecek gelir, kurumlar ve diğer vergiler ile fonların kayıt ve takip edildiği hesaptır.
İşleyişi : Peşin ödenen ve bir yıl içinde indirim konusu yapılabilecek gelir, kurumlar ve diğer vergiler ile fonlar, bu hesaba borç yazılır. Dönem sonunda tahakkuk edecek gelir veya kurumlar vergisi ile fon karşılıklarından yapılacak olan indirimi teminen "37. BORÇ VE GİDER KARŞILIKLARI" grubunda bulunan "371. DÖNEM KÂRININ PEŞİN ÖDENEN VERGİ VE DİĞER YÜKÜMLÜLÜKLERİ” hesabının borcuna aktarılır. Ancak aktarılacak tutar "370. DÖNEM KÂRI VERGİ VE DİĞER YÜKÜMLÜLÜK KARŞILIKLARI” hesabının tutarından fazla olamaz. Aktarılamayan tutar, dönem sonunda bu hesabın bakiyesi olarak kalır.
193 nolu hesabın gerek açıklamasında gerekse işleyişinin tanımında yer alan “peşin ödenen” ibaresi, haklı olarak ödenmemiş geçici vergi tutarını 193 nolu hesaba tahakkuk kaydını yapmaktan bizleri alıkoymaktadır.
Makalemizin daha ilk başında ifade ettiğimiz gibi, geçici vergiye ilişkin sistem tam 6 (altı) kez değiştirilmiş olmasına rağmen, uygulamanın muhasebe boyutunun hangi hesaplar vasıtasıyla yapılacağı, raporlaması, denetimi izaha muhtaç bırakılmıştır.
26.12.1992 tarihli ve mükerrer 21447 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 1 sıra numaralı M.S.U.G.Tebliği daha uygulama başlamadan 16.12.1993 tarih ve 21790 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2 sıra nolu M.S.U.G.Tebliği ile, 193 nolu hesabın açıklaması ve işleyişi hakkındaki yasal düzenleme tashih edilerek yukarıdaki halini almıştır. 193 nolu hesap hakkında bu güne kadar başka bir değişiklikde olmamıştır. Ancak bu tarihten (1993) sonra geçici vergi uygulamasında 3 (üç) kere sistem değişikliğine gidilmiştir.
Günümüzde uygulanan geçici vergi sistemi ise 4369 sayılı meşhur kanun ile 1999 yılı başından itibaren geçerli olmak üzere uygulamaya konulmuştur. Hatta sonrasında beyan dönemlerine ilişkin meydana gelen değişikliklerle uygulama nihai durumunu almıştır.
Hasılı, 1993 yılında tesis edilen bir muhasebe hesabının, 6 yıl sonra tamamen değişmiş bir vergi uygulamasına cevap vermekten çok uzak olduğu aşikardır. Hesap planı düzenlenirken uygulama bu günkü haline sahip olsaydı, muhakkak ki hesabın işleyişi veya tanımı hakkında yapılan açıklamalar farklı olurdu.
Dolayısıyla, ilgili hesabın açıklaması veya işleyişinde yer alan “peşin ödenen” ifadesinin, tahakkuku yapılan bir geçici verginin ödenmediğinden bahisle 193 hesabın kullanılmasını yasaklaması vergi ve tekdüzen hesap planının ruhuna aykırılık teşkil edecektir. Nitekim bu aykırılık uygulamada bir çok sorununda temelini oluşturmaktadır.
Akademisyenlerin geçici vergi tahakkukunda önerdikleri mantıklı ve uygulanabilir çalışmaları yok değil elbette. Söylemeye çalıştığımız doğru veya yanlış demeden aynı muhasebe işlemini her şirketin farklı şekilde yapmasının önüne geçmek için mevzuat denilen çizgilerin kullanılması gerektiğidir.
Yeri gelmişken ve detaya girmeden ifade etmek istediğimiz diğer nokta ise, 370 nolu hesabın açıklaması incelendiğinde, dönem kârı üzerinden sadece kurumlar vergisi mükelleflerinin karşılık ayırabileceği, gelir vergisi mükelleflerinin ise karşılık ayıramayacağı anlamı çıkmaktadır. Ortaya çıkan bu anlam, uygulamaya konduğunda, bilanço usulüne tabi gelir vergisi mükelleflerinin mali tablolarını ne şekilde düzenleyeceğini uygulamacının hayal gücüne bırakılmıştır.
Son olarak, geçici vergilerin tahakkuk ettiği dönemlerde 193 nolu hesaba alındığı ancak, ödenmeyen geçici vergilerin ise 368 nolu hesaba aktarıldığı yaygın bir uygulama çeşididir. Bu durum yine mevzuatın değişikliğine hesap planının ayak uyduramamış olmasından kaynaklanmaktadır. Zira, 368 nolu hesabın düzenlendiği dönemde uygulanan geçici vergi uygulamasında ödenecek geçici vergi tutarı hesabında; içinde bulunulan yılda verilen yıllık beyanname üzerinden hesaplanan gelir veya kurumlar vergisinin ticari veya mesleki kazanca isabet eden kısmının % 50’si (01.01.994 tarihinden itibaren % 70) oranında sabit tutarda geçici vergi ödemeleri gerektiği hüküm altına alınmıştı. Başka bir ifadeyle, tutarı, tahakkuk tarihi ve vadesi belli bir vergi borcu ile halihazırda uygulanan geçici vergi uygulaması arasındaki uçurum elbette ki ödenmemesi durumunda yapılacak muhasebe kaydında farklılığa neden olacaktır.
Mevzuatta yapılan düzenlemelere bağlı olarak tek düzen hesap planında gerekli değişikliklere gidilmesi gerektiğini aksi takdirde “Çok Düzen Hesap Planı” sistemsizliğinin oluşturduğu karmaşık iklimin mesleğimize zarar vereceğini belirtelim.
Beğenmediğimiz Çin’de bile “Yeşil Muhasebe” standartlarının uygulama alanı bulduğunu düşündüğümüzde, böylesine yerleşik bir vergi uygulamasını herkesin kendi insiyatifine bırakılmayacak derecede önemli olduğunu bir kez daha vurgulayarak örneğimize geçelim.
Örnek Uygulama
Yaşanmış sorunları içeren örneklere geçmeden evvel, geçici verginin tahakkuku ile ilgili aşağıdaki örneğin temel muhasebe kayıtlarına bir göz atalım.
Veriler:
Örneğimizdeki şirket, yıl içinde düzenli olarak gelirini artırmıştır. 1.geçici vergi döneminde (10.000.-TL), 2.geçici vergi dönemindeki (5.000.-TL.) ‘yi süresinde ödemiştir. Ancak, kurumlar vergisinin beyan döneminin sonu olan sonraki yılın Nisan ayının başına gelindiğinde, yukarıdaki geçici vergi borçlarından 3.döneme ait olan 5.000.- TL. halen ödenememiştir.
Aşağıdaki muhasebe kayıtları bu veriler ışığında gerçekleştirilecektir.
Geçici verginin muhasebe kayıtlarında ortaya çıkardığı sorunların, dönem kârı üzerinden hesaplanan geçici verginin aşağıdaki tahakkuk kaydının yapılmadan, ödemesine bağlı olarak 193 nolu hesaba aktarılmasından kaynaklandığını belirtmiştik.
Dolayısıyla, uygulamacı arkadaşlara bir şirketin geçici vergi borcu doğduğunda, aşağıdaki tahakkuk kaydının yapılmasını ısrarla öneriyoruz.
--------------------------------- 31.03.2009---------------------------------
193- Peşin Ödenen Vergi ve Fonlar 10.000 .-
09.01. 2009/1.Dönem Geçici Vergi
360.09.01- Ödenecek Geçici Vergi 10.000 .-
2009/1.Dönem Geçici Verginin Tahakkuku
----------------------------------------------------------------------------------
Yukarıda 1.Döneme ait (Ocak, Şubat, Mart) geçici verginin hesaplaması Mayıs ayında yapılmasına rağmen, ilgili tahakkuk kaydı dönemsellik ilkesi gereği Mart ayının son gününe işlenecektir. Zira, ilk üç aylık mali tablolar hazırlandığında dönem kârı ve üzerinden ayrılan vergi borcunun bilançoda yer alması sağlanmış olacaktır.
--------------------------------- 18.05.2009---------------------------------
360.09.01- Ödenecek Geçici Vergi 10.000 .-
102.01- Garanti Bankası Merkez Şb. 10.000 .-
2009/1.Dönem Geçici Verginin Ödemesi
--------------------------------------------------------------------------------
Bu kayıt 1.Döneme ait (Ocak, Şubat, Mart) geçici verginin banka yoluyla yapılan ödemesine ilişkindir. Dolayısıyla kısa vadeli yabancı kaynaklar grubunda bir buçuk aydan beri borç gözüken geçici vergi borcu ödenerek kapanmıştır.
Geçici vergi tahakkuku ile ödeme sonucu gerçekleştirilen iki adet muhasebe kaydı sonucunda işletmenin bilançosunda meydana gelen değişiklik, dönen varlıklar içerisinde (102 nolu bankalar hesabından 193 nolu hesaba) peşin ödenen vergi tutarının aktarılmasından ibarettir.
--------------------------------- 30.06.2009---------------------------------
193- Peşin Ödenen Vergi ve Fonlar 5.000 .-
09.02. 2009/2.Dönem Geçici Vergi
360.09.02- Ödenecek Geçici Vergi 5.000 .-
2009/2.Dönem Geçici Verginin Tahakkuku
----------------------------------------------------------------------------------
Yukarıda 2.Döneme ait (Ocak, Şubat, Mart, Nisan, Mayıs, Haziran) geçici verginin hesaplaması Ağustos ayında yapılmasına rağmen, ilgili tahakkuk kaydı dönemsellik ilkesi gereği Haziran ayının son gününe işlenecektir. Zira, ilk altı aylık mali tablolar hazırlandığında dönem kârı ve üzerinden ayrılan vergi miktarı bilançoda yer alacaktır.
--------------------------------- 17.08.2009---------------------------------
360.09.02- Ödenecek Geçici Vergi 5.000 .-
102.01- Garanti Bankası Merkez Şb. 5.000 .-
2009/2.Dönem Geçici Verginin Ödemesi
--------------------------------------------------------------------------------
Bu kayıt 2.Döneme ait (Ocak, Şubat, Mart, Nisan, Mayıs, Haziran) geçici verginin banka yoluyla yapılan ödemesine ilişkindir. Dolayısıyla kısa vadeli yabancı kaynaklar grubunda yine bir buçuk aydan beri yer alan geçici vergi borcu ödenerek kapanmıştır.
Geçici vergi tahakkuku ile ödeme sonucu gerçekleştirilen iki adet muhasebe kaydı sonucunda işletmenin bilançosunda meydana gelen değişiklik, dönen varlıklar içerisinde (102 nolu bankalar hesabından 193 nolu hesaba) peşin ödenen vergi tutarının aktarılmasından ibarettir.
--------------------------------- 30.09.2009---------------------------------
193- Peşin Ödenen Vergi ve Fonlar 5.000 .-
09.03. 2009/3.Dönem Geçici Vergi
360.09.03- Ödenecek Geçici Vergi 5.000 .-
2009/3.Dönem Geçici Verginin Tahakkuku
---------------------------------------------------------------------------------
Ocak-Eylül dönemine ait hesaplanan geçici vergi toplamı (=10.000+5.000+5.000) 20.000.- TL.olup önceki iki dönemde hesaplanan geçici vergi toplamı olan 15.000.- TL. bu tutardan indirildiğinde, 3.geçici vergi döneminde ödenecek tutar olan 5.000.- TL.’nin tahakkuk kaydı yukarıda yapılmıştır.
Ancak bu rakam bir sonraki yılın Nisan ayının 01.günün akşamına kadar ödenmemiştir. (Geçici verginin terkin edildiği başka bir ifadeyle ödenmeyen geçici vergi borcunun kurumlar vergisi borcuna dönüşeceği son tarih)
Örneğimize 4.dönem geçici vergi tahakkuku ve ödemesi ile devam edelim.
--------------------------------- 31.12.2009---------------------------------
193- Peşin Ödenen Vergi ve Fonlar 10.000 .-
09.04 2009/4Dönem Geçici Vergi
360.09.04 Ödenecek Geçici Vergi 10.000 .-
2009/4Dönem Geçici Verginin Tahakkuku
----------------------------------------------------------------------------------
Yukarıda 4.Döneme ait (Ocak, Şubat, Mart, Nisan, Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos, Eylül, Ekim, Kasım, Aralık) geçici verginin hesaplaması sonraki yılın Şubat ayında yapılmasına rağmen, ilgili tahakkuk kaydı dönemsellik ilkesi gereği Aralık ayının son gününe işlenecektir. Zira, dönem sonu mali tablolar hazırlandığında dönem kârı ve üzerinden ayrılan vergi borcunun bilançoda yer alması sağlanmış olacaktır.
--------------------------------- 17.02.2010---------------------------------
360.09.04 Ödenecek Geçici Vergi 10.000 .-
102.04 Garanti Bankası Merkez Şb. 10.000 .-
2009/4.Dönem Geçici Verginin Ödemesi
--------------------------------- ----------------------------------------------
Örnekteki rakamları kısaca toplarlarsak; 2009 yılı kurum kazancından doğan toplam 30.000.-TL.’lık geçici verginin; 1.dönemde 10.000.-TL.’si, 2.dönemde 5.000.-TL.’si, 4.dönemde ise 10.000.-TL.’si olmak üzere toplam 25.000.-TL.’si ödenmiş, 3.dönemde hesaplanan 5.000.- TL. ise ödenememiştir.
4.dönem geçici vergiye ait 10.000.-TL. bir sonraki takvim yılında ödendiğinden 31.12.2009 tarihi itibariyle düzenlenen bilançoda, 360 nolu hesabın (Ödenecek Geçici Vergi) bakiyesi olan 15.000.- TL. (=5.000+10.000) yer alacaktır.
Yukarıdaki veriler ışığında dönem kârı ve üzerinden ayrılan vergi karşılığı ile bununla beraber ödenen geçici vergi tutarları için bazı dönem sonu kayıtlarının yapılmasına gerek doğacaktır. Sözkonusu dönem sonu kayıtlarının sadece konumuzla alakalı muhasebe kayıtları aşağıda yer almaktadır.
--------------------------------- 31.12.2009---------------------------------
691- Dönem Kârı Vergi ve Diğ.Y.Y.Karş. 30.000 .-
370 - Dönem Kârı Vergi ve Diğ.Y.Y.Karş. 30.000 .-
2009 yılı kurumlar vergisi için karşılık ayrılması
--------------------------------- ----------------------------------------------
İşletmenin 2009 yılı dönem kârı üzerinden hesaplanan kurumlar vergisinin dönem kârından indirilerek karşılık ayrılmasına ilişkin muhasebe kaydı
--------------------------------- 31.12.2009---------------------------------
371- Dönem Kârının Peşin Ödenen Vergi ve D.Yük. 25.000 .-
193- Peşin Ödenen Vergi ve Fonlar 25.000 .-
09.01 2009/1Dönem Geçici Vergi 10.000 .-
09.02 2009/2Dönem Geçici Vergi 5.000 .-
09.04 2009/4Dönem Geçici Vergi 10.000 .-
Ödemesi yapılan geçici vergilerin, yıllık vergiden mahsup edilmek üzere pasife devri
--------------------------------- ----------------------------------------------
2009 yılında ödenen 2009/01 ve 2009/02 dönemleri ile 17.02.2010 tarihinde ödenen 2009/4.dönemine ait geçici vergi toplamı olan 25.000 .- TL. yine 2009 yılı dönem kârı üzerinden hesaplanan toplam 30.000 .- TL.’lık kurumlar vergisi borcundan mahsup edilmek üzere pasifteki ilgili hesaba virman edilmiştir.
Başka bir ifadeyle, kurumlar vergisi mükellefleri açısından, bir takvim yılında tahakkuk etmiş dört adet geçici vergi borcu, sonraki yılın 01 Nisan tarihine kadar ödenmesi durumunda, hesaplanan kurumlar vergisinden mahsup edilebilmektedir.
Bu doğrultuda gerçekleştirilen virman kaydı sonrasında, 37-nolu “Borç ve Gider Karşılıkları” hesap grubunun 31.12 tarihli bilanço görünümü aşağıdaki şekilde oluşacaktır.
37- Borç ve Gider Karşılıkları 5.000.- Alacak Bakiyesi
370 - Dönem Kârı Vergi ve Diğ.Yas.Yük.Karş. 30.000 .-(Alacak Bakiyesi)
371 - Dönem Kârının Peşin Öd. Vergi ve D.Yük. 25.000 .-(Borç Bakiyesi)
Aynı şekilde 36-nolu “Ödenecek Vergi ve Diğer Yükümlülükler” hesap grubunun 31.12 tarihli bilanço görünümü aşağıdaki şekilde oluşacaktır.
36- Ödenecek Vergi ve Diğer Yükümlülükler 15.000.- Alacak Bakiyesi
360.09.03- Ödenecek Geçici Vergi Dönem 5.000 .- (Alacak Bakiyesi)
360.09.04- Ödenecek Geçici Vergi Dönem 10.000 .- (Alacak Bakiyesi)
Sözkonusu hesap grubundaki 15.000.-TL.’lık alacak bakiyesi 3.geçici vergi döneminde tahakkuk eden ve ödenmeyen 5.000.-TL.’lık geçici vergi borcu ile 4.geçici vergi döneminde tahakkuk eden ancak vadesi 17 Şubat 2010 tarihi olduğundan, 31.12. tarihi itibariyle ödenmemiş 10.000.-TL.’lık tahakkuk toplamından oluşacaktır.
Yukarıdaki açıklamalarımız ışığında 37 nolu hesap grubunun bakiyesi olan 5.000.-TL. alacak bakiyesinin kurumlar vergisi beyannamesinden indirilemeyeceği anlaşılacaktır.
Uygulamada yaşanılan tereddütlerden bazıları, son dönem geçici vergisinin bilanço tarihi itibariyle istenilse dahi ödenememiş olması nedeniyle, dönem sonunda 193 nolu hesaptan 37 nolu hesap grubuna virman edilip edilemeyeceği noktasında yoğunlaşmaktadır.
Örneğimize dikkat edilirse, son dönem geçici vergi tahakkuk kaydında yer alan 193 hesabın tutarı, ödenmemiş olmasına rağmen kurumlar vergisinden mahsup edilmek üzere 37 nolu gruba virman edilmiştir.
Ancak, 2009/3.dönem geçici vergi borcu olan 5.000.- TL., “37 nolu gruba” virman yapılmadığından 193 nolu hesabın 31.12. tarihli bakiyesinde yer almıştır. Yeri gelmişken “193 nolu hesabın” bilanço görünümüne de bakalım.
193- Peşin Ödenen Vergiler ve Fonlar 5.000.- Borç Bakiyesi
193.09.01- 2009/1.Dönem Geçici Vergi 0 .- (--)
193.09.02- 2009/2.Dönem Geçici Vergi 0 .- (--)
193.09.03- 2009/3.Dönem Geçici Vergi 5.000 .- (Borç Bakiyesi)
193.09.04- 2009/4.Dönem Geçici Vergi 0 .- (--)
“193 nolu hesabın” mezkur bakiyesinin akıbetine aşağıdaki ödeme kaydında sonra değineceğiz.
31.12 Tarihli Geçici Vergiye Bağlı Borç Durumunun Kontrolü
Örneğimizdeki şirketin 31.12 tarihli ödenmemiş geçici vergi borcu 15.000.-TL.’dir. 2009/3.dönem 5.000.-TL. ve 2009/4.dönem 10.000.-TL.’nin toplamından oluşmaktadır.
Yukarıda 36 ve 37 nolu hesap grupları ile 193 nolu hesabın 31.12 tarihli bakiyelerine yer verilmiştir. Bu bakiyelerin toplamına şirketin borçluluğunu doğru yansıtıp yansıtmadığı ve bilançoda yer alan görünümü açısından daha yakından bakalım.
193.09.03- 2009/3.Dönem Geç.Vergi 5.000.- (B) |
360.09.03- Öd.Geç. Vergi 5.000 .- (A) |
|
360.09.04- Öd.Geç. Vergi 10.000 .- (A) |
|
370 - Dönem Kârı Vergi DYYK. 30.000 .- (A) |
|
371 - Dönem Kârının Peşin Öd. VDY (25.000 .-) (B) |
Yukarıda yer alan 5 adet muhasebe hesabının alacak bakiyesi 45.000.-TL.olup borç bakiyesi ise 30.000.-TL.’dir. dolayısıyla ilk cümlemizdeki açıklamayı doğru orantılı olan 15.000.-TL.’lik alacak bakiyesine bilanço değerleri üzerinden de ulaşmak mümkündür.
Son Dönem Geçici Verginin Dönem Sonu İşlemleri Karşısındaki Durumu
Son geçici vergi tahakkuk kaydının ilgili yılda veya tahakkuk fişinin üzerindeki tarih olan bir sonraki yılda yapılması bilançonun görünümünü, finansal tabloların denetimini, incelenebilirliğini etkilemektedir. Bu noktada, uygulamacıların tamamı birbirinden farklı muhasebe kayıtları gerçekleştirmektedir. Aslında hepsi sonuç olarak aynı yerde birleşmesine rağmen, karışıklığa neden olan noktalar mevzuat tarafından çerçevesi çizilmediği takdirde herkes tutabildiği kulptan yoluna devam etmektedir. Aynı işlem için birbirinden çok değişik muhasebe yöntemleri kullanılması, mali tabloları yeknesaklıktan uzaklaştırarak, denetimini ve doğru yorumlara ulaşmayı engellemektedir.
Bize göre ise, son geçici vergi tahakkukunun ilgili yılın 31.12 tarihli son gününde kayda alınması, sonraki yıl ödenecek olan geçici vergi borcunun başka bir ifadeyle daha ödenmemiş geçici vergi borcunun kurumlar vergisi borcundan düşülmek üzere “370 nolu hesaba” aktarılması daha doğru bir yaklaşımdır.
Dikkat edileceği üzere, 31.12.2009 tarihli bilançomuzda ödenmesi gereken geçici vergi borcu toplamı olarak 15.000.- TL. (360 hs.) yer almaktadır. Ancak bunun 10.000.-TL.’si vadesinde (ancak sonraki takvim yılında) ödenmiş ve aşağıdaki şekilde kayıt altına alınmıştır.
--------------------------------- 17.02.2010---------------------------------
360.09.04 Ödenecek Geçici Vergi 10.000 .-
102.04 Garanti Bankası Merkez Şb. 10.000 .-
2009/4.Dönem Geçici Verginin Ödemesi
--------------------------------- ----------------------------------------------
4.dönem geçici verginin ödenmesine ilişkin detaya yer vermek açısından, bu ödemeye ilişkin muhasebe kaydına tekrar yer verilmiştir.
Kurumlar vergisi beyannamesini hazırlama aşaması olan 2010 Nisan ayında; 2009 yılına ilişkin toplam tahakkuk eden geçici vergi borcu 30.000 TL. olup bunun 25.000.-TL.’si yasal süresi içerisinde ödenmiş, 5.000.-TL.’si ise ödenmemiştir.
2009/4.dönem geçici verginin beyanından kurumlar vergisinin beyan tarihine kadar işletmenin faaliyetlerinde kâr/zararı etkileyen herhangi bir değişiklik olmadığını kabul edersek, 2009 yılına ilişkin kurumlar vergisi beyannamesi hazırlanırken tahakkuk eden kurumlar vergisi toplamı yine 30.000.-TL. olarak hesaplanacaktır. Ayrıca son dönem geçici vergi borcu da ödenmiş olacaktır. Dolayısıyla kurumlar vergisi beyannamesinden 2009/3.dönem geçici vergi borcu olan 5.000.- TL. haricinde ki ödenmiş olan 25.000.-TL. tutarındaki geçici vergilerin tamamı mahsup edilebilecektir.
Uygulamada, 4.döneme ait geçici verginin bilanço tarihi itibariyle (31.12) ödenmediğinden bahisle, 368-nolu ”Vadesi Geçmiş Ertelenmiş veya Taksitlendirilmiş Vergi ve Diğer Yükümlülükler” hesabına aktarılmaktadır. Fazla detaya girmeden, bu şekilde yapılan muhasebe kayıtları adına şunları ifade edebiliriz. Gelir/kurumlar vergisi beyannamesi tahakkuk ettiğinde ödenmeyen geçici vergi borçlarının asılları silinip sadece gecikme zammı alınması yoluna gidileceği için 368 nolu hesabın kullanılması doğru bir yaklaşım olmayıp ihtiyaç da bulunmamaktadır.
Ödenmeyen Geçici Vergi Borcunun Muhasebesi
Örnek üzerinden açıklamaya devam edersek, 2009/3.dönem geçici vergi borcu olan 5.000.-TL. kurumlar vergisinin beyan tarihine kadar ödenmediği takdirde (01.04.2010), “360.09.03.Ödenecek Geçici Vergi Hesabı” ile “193.09.03.Peşin Ödenen Vergi ve Fonlar” hesabı ile ters kayıt yapılarak kapatılacaktır.
Bu şekilde yapılacak muhasebe kaydında hepimizin mutabık olduğunu kabul etsek dahi, ilgili kaydın hangi tarihe işleneceği konusu da tartışmaya açıktır. Bizim önerimiz, sözkonusu ters kaydın (360/193) kurumlar vergisi beyannamesinin verildiği tarihte (sonraki yılda) olması yönündedir. Ancak 31.12 tarihinde yapılması durumunda düzenlenen bilançonun daha kolay okunabileceği yaklaşımı da doğrudur. Yorumlarımızın temelinde eleştirmeye dikkat ettiğimiz ana nokta ise, düzenlemelerin veya uygulamaların hatalı olup olmadığından ziyade uygulama birliğinin kaybedilmesine yöneliktir.
Sonuç olarak, 2009/3.döneme ait ödenmemiş geçici vergi borcu, artık yasal defter kayıtlarımızda yani 193 ve 360 nolu hesaplarda yer almayacaktır. İlgili vergi borcunun terkin edileceğini belirtmiştik. İşte terkin edilen 5.000.-TL.’lik geçici vergi borcu “370 nolu Dönem Kârının Peşin Ödenen Vergi ve Diğ.Yük.”(-) hesabının bakiyesi olarak karşımıza ödenecek kurumlar vergisi adıyla çıkacaktır. 370 nolu hesabın ilgili alacak bakiyesi, kurumlar vergisi beyannamesinin verildiği tarihte ise ”360 nolu Ödenecek Vergi ve Fonlar” hesabına aktarılarak, gerekli ödeme yapılana kadar takip olunacaktır.
Kurumlar Vergisi Beyannamesinin ve Bilançonun Görünümü
Yukarıdaki örneğimize devam edersek, şirketin, 2009 yılı Gelir/kurumlar vergisi beyannamesinde;
Kurumlar Vergisi Matrahı : 150.000 .-
Hesaplanan Kurumlar Vergisi : 30.000 .-
Mahsup Edilecek Geçici Vergi : 25.000 .-
Ödenmesi Gereken Kurumlar Vergisi : 5.000 .- TL. ödenecek kurumlar vergisi tahakkuk edecektir.
31.12.2009 tarihli mizanda makalemizi ilgilendiren hesapların bakiyelerine kontrol amacıyla bakalım.
Borç Alacak Bakiye
193- Peşin Ödenen Vergi ve Fonlar 30.000 .- 25.000.- 5.000.- (B)
360- Ödenecek Geçici Vergi 15.000 .- 30.000.- 15.000.- (A)
370 - Dönem Kârı Vergi ve Diğ.Y.Y.Karş. 0 .- 30.000.- 30.000.- (A)
371- Dönem Kârının Peşin Ödenen Vergi. 25.000 .- 0 .- 25.000.- (B)
Toplam 70.000 .- 85.000 .- 15.000.- (A)
Aşağıdaki mizan değerleri 2009/3.dönem de ödenmeyen geçici vergi tutarının 193 nolu hesap ile 360 nolu hesabın ters kayıtla 31.12 tarihi itibariyle kapatılması sonrası düzenlendiğinde ise son durum şöyle oluşacaktır.
Borç Alacak Bakiye
193- Peşin Ödenen Vergi ve Fonlar 30.000 .- 30.000.- ---0---
360- Ödenecek Geçici Vergi 20.000 .- 30.000.- 10.000.- (A)
370- Dönem Kârı Vergi ve Diğ.Y.Y.Karş. 0 .- 30.000.- 30.000.- (A)
371- Dönem Kârının Peşin Ödenen Vergi. 35.000 .- 0 .- 35.000.- (B)
Toplam 85.000 .- 90.000 .- 5.000 .- (A)
Bu uygulamayı tenkit etmekten alıkoyan düşüncemizin temelinde, 193 nolu hesabın ana mantığının bilançoya yansımadır. Şöyle ifade edersek, 193 nolu hesabın bakiyesi 371 nolu hesaba virman edilirken dikkat edilmesi gereken nokta, aktarılacak tutarın 370 nolu hesabın bakiyesinden fazla olmaması gerektiğidir. Dolayısıyla 193 nolu hesabın borç bakiyesinin anlamı, kurumun dönem kârı üzerinden ayrılan vergiden daha az tutarda geçici vergi ödemiş (tahakkuk etmiş) olması anlamına gelir. Yukarıda görüldüğü üzere eğer kurum, dönem kârı üzerinden ayrılan vergi karşılığından daha az geçici vergi beyan etti ise, 31.12 tarihinde 193 nolu hesabın bakiyesi sıfır olmalıdır.
Ödenmeyen Geçici Vergide Gecikme Zammının Hesabı
Bu konuyu açıklayan bazı ifadeler yazı içerisinde dağınık yer aldığından konuyu ayrı bir başlık halinde inceleme gereği hissettik. Yıllık beyanname verilene kadar ödenmemiş geçici vergi borcunun terkin edileceği (vergi borcunu ortadan kaldıran idari işlem), ancak aynı miktardaki geçici vergi borcunun gelir/kurumlar vergisi olarak tahakkuk edeceği bilinmektedir. Terkin edilen geçici vergi borcu üzerinden hangi vadelerde gecikme zammı hesaplanacağı hakkında İstanbul Defterdarlığı tarafından verilen B.07.4.DEF.034.11/GVK-Mük.120 Sayılı müktezasının ilgili bölümünde aynen “terkin edilen geçici vergiye ilişkin olarak gelir vergisi için 1 Mart, kurumlar vergisi için 1 Nisan tarihi dikkate alınarak hesaplanan gecikme zammı tahakkuk fişi ile tahakkuk ettirilecektir.
Diğer taraftan, yıllık beyanname verme süresi geçtikten sonra mükelleflere ikmalen veya re’sen tarhiyat yapılması halinde vergi ziyaı cezası ile birlikte 1 Mart veya 1 Nisan tarihine kadar hesaplanan gecikme faizleri tahakkuk ettirilecektir.
Bu hükümlere göre, ...tahakkuk etmiş ve ödemediğiniz geçici vergilerinize uygulanacak gecikme zammı süresi terkin edilen geçici verginin vade tarihinden terkin edilmesi gereken tarihe kadar olan süredir.” hükmü ile konu yeterli bir şekilde açıklanmıştır.
İade Edilecek Geçici Vergi Çıkması Durumunda Muhasebesi
Dönemsel olarak kârlılığı yüksek olan şirketlerin, yıl içerisindeki 4 adet geçici vergi döneminde ödediği tutar, yıl sonunda beyan edilen gelir/kurumlar vergisi beyanından fazla olduğu takdirde, fazladan ödenen geçici vergi tutarları aşağıdaki usüller dairesinde iade edilecektir.
217 nolu Gelir Vergisi Genel Tebliği’nin “Geçici Verginin Mahsubu” başlığı altında yer alan 81.fıkrasında hüküm altına alındığı üzere “Ödenen geçici vergi tutarının, geçici verginin ilgili olduğu döneme ilişkin olarak verilen beyanname üzerinden hesaplanan gelir veya kurumlar vergisinden fazla olması halinde; mahsup edilemeyen tutar, mükellefin diğer vergi borçlarına mahsup edilecektir. Bu mahsuba rağmen arta kalan bir miktarın bulunması halinde, kalan kısım mükellefin o yılın sonuna kadar yazılı olarak başvurması kaydıyla kendisine nakden iade edilecektir.”açıklamasından da anlaşılacağı üzere,
öncelikle mükellefin diğer vergi borçlarına mahsup edilecek,
mahsup edilecek vergisi bulunmadığı takdirde ancak o yılın sonuna kadar yazı ile istenmesi durumunda kendisine nakden iade edilecektir.
Yukarıdaki örneğimizde mükellefin yıl içerisinde 35.000 TL. tutarında geçici vergi ödediğini varsayarsak, mükellefin 5.000.- TL. tutarında geçici vergi alacağı doğacaktır.
Alacağın doğuşu kurumlar vergisi beyannamesinin verildiği tarihte yasal defterlere kayıt edilecektir.
--------------------------------- 15.04.2010---------------------------------
136.01- 2009 Yılı Geçici Vergi Alacağı 5.000 .-
193- Peşin Ödenen Vergi ve Fonlar 5.000 .-
Kur.Vergisi Beyanı sonucu doğan geçici verginin alacağının tahakkuku
--------------------------------- ----------------------------------------------
Mükellef sözkonusu alacağını 360 hesapta yer alan bir vergi borcu karşılığında mahsup etmek yoluna giderse, 136 nolu hesap, ilgili 360 nolu hesap ile kapatılacaktır.
Mahsup edilecek herhangi bir vergi borcunun bulunmaması durumunda dilekçe ile istenecek vergi alacağı mükellefin banka hesabına aktarıldığında ise, 136 nolu hesapta yer alan tutar ilgili banka hesabı ile karşılıklı kapatılacaktır.
Ayrıca geçici verginin gerek mahsuben gerekse nakden iadesinde herhangi bir miktar sınırlaması olmayıp, geçici verginin ödenmiş olması yeterli olup, teminat ve inceleme raporu aranmayacağı İstanbul Defterdarlığı’nın 03.06.2004 tarih ve B.07.4.DEF.0.34.11/KVK-44 sayılı muktezasının sonunda açıkça belirtilmiştir.
Birleşme ve Devir Halinde Uygulama
Birleşme ve devir hallerinde, birleşme ve devir tarihi itibariyle hukuki varlığı sona eren kurumların birleşme kârı veya devir tarihine kadar elde ettiği kazançlar için otuz gün içinde (03.04.2007 tarih ve 26482 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 1 Seri nolu KVKGenel Tebliği ile beyanname verme süresi 15 günden bir aya çıkarılmıştır.) beyanname verilmesi gerektiğinden, hukuki varlığı sona eren kurumlar, birleşme veya devir tarihinin içinde bulunduğu dönemler için geçici vergi beyannamesi vermeyeceklerdir.
Örneğin, iki şirketin birleşme işlemi, 01 Ekim 2009 tarihi ile 31.12 tarihleri arasında tescil edildiğinde, devir olunan şirket (hukuki varlığı sona eren), tescil tarihinden sonra bir ay içinde (1 seri nolu KVKGT) tasfiye beyannamesi vereceğinden 2009/4.dönem geçici vergi beyannamesini vermek durumunda kalmayacaktır. Bununla birlikte birleşme tarihi itibariyle hazırlanan tasfiye beyannamesinden doğacak borcun vadesi, kurumlar vergisi ödemesinin son günü olan 30.04.2010 tarihi olacaktır.
Yararlanılan Kaynaklar
2- 217 Sıra Nolu GVK.Genel Tebliği.
3- İstanbul Defterdarlığı’nın “02.09.2003 tarih ve B.07.4.DEF.0.34.11./GVK-Mük.120” sayılı muktezası.
4- İstanbul Defterdarlığı’nın “B.07.4.DEF.0.34.11./KVK-44” sayılı 2004 yılında verilen muktezası.
5- İstanbul Defterdarlığı’nın 03.06.2004 tarih ve B.07.4.DEF.0.34.11/KVK-44
6- 1 Seri no’lu Kurumlar Vergisi Kanunu Genel Tebliği
7- Sakıp Şeker, Dönem Sonu İşlemleri 2.Cilt.(Yaklaşım Yayınları)
TÜM YÖNLERİYLE GEÇİCİ VERGİ BÖLÜMÜ AÇILDI
01.02.2010
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> YIL SONU KAMPANYASI: Muhasebecilere Özel Web Sitesi 1.249 TL yerine 999 TL + KDV
Ayrıntılar için tıklayın.
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.