2.2. Ticari İşletmenin Devri ve Kanunla Düzenlenmesi 2
Ticari işletme kavramı Türk Ticaret Kanunu’nun merkezini oluşturmaktadır. Çünkü Kanun’da ticari işletme ağırlıklı modern sistemi ön plandadır. Bu bağlamda ticari işletmenin devri oldukça önemli bir konuyu oluşturmaktadır. Bir ticari işletme ticaretin sonlandırılması ya da ticaret alanının değiştirilmesi gibi çeşitli nedenlerle yapılabilmektedir ve ticari faaliyet gösteren işletmeler için uygulamada önemli bir ihtiyaçtır.
İşletme iktisat biliminin temel ve yapı taşı kavramlarından birisidir ve ekonomi bilimiyle de yakından ilişkilidir. En temel görevi insan gereksinimlerini karşılamak için iktisadi ürün ve hizmetleri üreten hukuki, teknik ve ekonomik bir birimdir (Mucuk, 2019). İşletmeler ticari ve ticari olmayan biçiminde esas açısından iki türdür. Eğer bir işletmede sadece insan gereksinimlerine yanıt vermek amaçlanmışsa, bu işletme ticari değildir. Vakıf, siyasi parti ve dernek ticari olmayan işletmelere örnektir. Öte yandan bir işletmede insan gereksinimlerine yanıt vermenin yanı sıra toplumsal sorumluluk (işletmede çalışanların sağlık ve eğitimiyle ilgilenmek, çevreyi kirletmemek gibi), faaliyetlerini sürdürmek (plan ve araştırma yapmak gibi), topluma hizmet ve kar etmek gibi amaçlar da varsa, ticari işletmedir (Karcıoğlu, 2020).
Ticari işletme, Türk Ticaret Kanunu’nun merkezinde yer almaktadır. Çünkü Türk Ticaret Kanunu (TTK) ticari işletme ağırlıklı modern temelinde işlemektedir (Arkan, 2017). Bu modern sistem 20. yy’da ortaya çıkmıştır. Ekonomik yaşamın gelişmesi ile birlikte ticari faaliyetler ticari iş ve tacir kavramlarının önüne geçmiş ve söz konusu faaliyetlerin yürütüldüğü ticari işletmeler onları işleten ve yöneten tacirlerden daha önemli hale gelmiştir (Bahtiyar, 2020).
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda ticari işletme, “esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletmedir.” şeklinde yapılmaktadır.
Ticari işletme ilk olarak teknik yani iktisadi bir kavramdır, daha sonra hukuki bir kavramdır (Acemoğlu, 1971). Bu bağlamda ticari işletmenin devri de hukuki bir konuyu oluşturmaktadır.
Ticari işletmelerin taşıdığı hukuki nitelik, ticari işletmenin devri açısından oldukça önemlidir. Bir ticari işletme nicelik ve nitelik açısından farklı unsurlardan oluşsa da bir bütün olarak değerlendirildiğinde çeşitli sözleşmelere konu olabilmektedir ve bunların en önemlisi “ticari işletmenin devri sözleşmesidir” (Kendigelen, 2016).
Ticari işletmenin devri hem TTK hem de TBK (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu)’da ele alınmaktadır. İşletmelerin devri TBK 202. madde olan “malvarlığının veya işletmenin devralınması” hususuyla düzenlenmiştir. Madde ile sadece ticari işletme değil; bütün işletme ya da malvarlıklarının pasif ve aktif ile devredilmesi ele alınmaktadır. Yani ticari işletmenin tümüyle devredilmesi TTK’da; pasiflerinin geçişi ise TBK’da yer almaktadır (Bahtiyar, 2020).
Ticari işletmenin devri en genel haliyle “yapılan sözleşme ile işletmenin aktifinde yer alan hakların ve pasifinde yer alan borçların tümünün bir kişiden diğer bir kişiye devredilmesi konusunda tarafların anlaşması ve bu sözleşme uyarınca hakları ve borçları nakletmesi” şeklinde tanımlanmaktadır (Topuz, 2012). Diğer bir tanıma göre ticari işletmenin devri, ticari işletme sahibinin devir sözleşmesine dayalı şekilde el değiştirmesidir (Arıcı, 2008). Bu tanımlar doğrultusunda mevzuat ışığında değerlendirilecek olursa ticari işletmenin devri, bütünlüğünü bozmadan ticari işletmenin faaliyetlerini devam ettirecek şekilde tarafların yazılı sözleşme ışığında borç ve haklarını nakletmesi şeklinde tanımlanabilir (Cerenoğlu, 2022).
TTK’ya göre ticari işletmeler bir “bütün” halinde devredilebilmektedir. Bununla ilgili iki görüş ön plana çıkmaktadır. İlk görüşe göre işletmenin devri kavramı geniş, ikinci görüşe göre dar kapsamda ele alınmaktadır. Geniş kapsamda işletmenin devri çok farklı amaçlarla gerçekleştirilebilmekte, bu amaçlar arasında işletmenin ürün kirasına verilmesi, işletme üzerinde intifa hakkı kurulması, ölünceye kadar bakma, bağışlama, satış yer almaktadır. Yani işletme sınırlı olarak belli bir süre kullanılırsa da devir sayılmaktadır. Dar kapsamda ise ticari işletmenin devri yalnızca ticari işletmeye dahil olan malvarlığı öğeleri ve mülkiyetin devredilmesi işlemlerinden oluşmaktadır (Akçaal, 2014). Genel olarak ticari işletmenin devri denildiğinde ise dar görüş kabul görmektedir.
Ticari işletmenin devri hem TTK hem de TBK ile düzenlenmektedir. TTK’nın 11. maddesi uyarınca ticari işletme bir bütün halinde zorunlu tasarruf işlemleri ayrı ayrı yapılmadan tüm mal varlığı öğeleri ile devredilebilmekte ya da malvarlığı aktiflerinin bir kısmı devre dışı bırakılabilmektedir.
Ticari işletmenin devri sözleşmesinin biçimi ve ne şekilde yapılacağı ile sözleşme kapsamındaki aktiflerin devredilmesi ve devir sözleşmesi içeriği de yine TTK 11. maddede düzenlenmektedir (11/3). Pasiflerin devri ise TBK’nın 202. maddesine göre yapılmaktadır. Yani aktiflerin bütün şekilde devri TTK 11. maddede; pasiflerin bütün şekilde devri ise TBK 202. maddede düzenlenmektedir (Ülgen ve ark., 2015).
Genel olarak ticari işletmenin devri için doktrinde TTK 11/3. maddede ticari işletmenin bir “bütün” şeklinde ele alındığı ve işletmeye asit pasiflerin bahsedilmediği görülse de; birçok araştırmacı maddede açıkça belirtilmemesine rağmen pasiflerin de bu kapsama girdiğini öne sürmektedir. Ticari işletme devredilirken bu madde uyarınca kendiliğinden borçlar devralana geçmekte ve TBK 202 maddenin uygulanmasına gerek olmamaktadır (Akdağ, 2014).
Ancak TBK 202. madde içerdiği özel düzenleme ile ticari işletmenin devrinde önem arz etmektedir. Borç üstlenme konusunda TBK 195-197. maddelere göre naklin alacaklıya devrinde “alacaklı rızası” esastır. Yani borcun nakline rıza gösterilmediği zaman borç nakli olmayacaktır. Ticari işletme devri hususunda alacaklı rızası gözetilmesi sorunlu bir husustur. Çünkü rızanın giderilmesi satışı neredeyse imkânsız hale getirecektir. Burada TKB’de yer alan 202. madde devreye girmektedir. Buna göre işletme devredilirken alacaklı rızasına bakılmaksızın borçlar da devredilmektedir ve işletme alacaklılarını korumak için “İki yıl süreyle önceki borçlu da devralanla birlikte müteselsil borçlu olarak sorumlu kalır” düzenlemesi devreye girmektedir. Böylece iki yıl boyunca borçlardan devreden de müteselsil sorumlu olacak ve devrin meydana getireceği risklerden korunacaktır (Bahtiyar, 2020).
Ticari işletmelerde aktif ve pasiflerin birlikte ve bütün olarak devri ticari işletme devrinin ilk şartını oluşturmaktadır. Bunun yanı sıra ticari işletme devrinin gerçekleşebilmesi için devir sözleşmesinde yazılı şekil şartı ve rekabet kurulu izni de olması gerekmektedir. Ticari bir işletmenin devredilebilmesi için TBK 202. madde uyarınca ticari işletme devrini öngören sözleşmenin var olması ve geçerli olması gerekmektedir. Yazılı şekil şartı da vardır. TTK’nın 11. maddesi ile birlikte bir bütün halinde ticari işletmeyi devretmede sözleşmenin yazılı olması şartı getirilmiştir. Öte yandan sözleşme imzalandıktan sonra “4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun ”un 7. maddesi uyarınca Rekabet Kurulu’ndan devre izni alınması gerekmektedir. Böylece devralma, birleşme gibi hususların hukuki açıdan geçerli olması için kuruldan izin alınması zorunludur. (Aydın ve ark., 2013).
Bu şartlar sağlanarak ticari işletme devredildiğinde iş hukuku açısından da bazı sonuçları olmaktadır. Çünkü devir gerçekleştiğinde işyeri bir işverenden diğerine geçmektedir. Klasik Borçlar hukuku açısından sözleşme yalnızca taraflkarı ilgilendirdiği için devredenin yapmış olduğu sözleşmeler devralanı bağlamamaktadır. Bu da çalışanların iş sözleşmelerini sonlandırmaktadır. Ancak modern iş hukukunda devretme durumu göz önünde bulundurulmuş ve iş sözleşmesinin devralan ile devamına önem verilmektedir. İş Kanunu 6/1. maddeye göre bir işyerinin tamamı ya da bir kısmı devredildiği zaman mevcut iş sözleşmeleri de devralana geçmekte ve işçilerin hakları korunmaktadır (Süzek, 2011).
Bu çalışmada ticari işletmenin devri konusu ele alınmıştır. Genel olarak ticari işletme kavramı açıklanmış ve ticari işletmenin devri ve hukuki niteliği açıklanmıştır. Günümüzde ticari işletme, modern Ticaret Kanunu’nun merkezini oluşturmaktadır. Ticari işletmelerin devri hem TTK hem de TBK ile düzenlenmektedir. Bu kanunlar ile işletmelerin devriyle ilgili hususlar belirlenmekte ve tarafların mağduriyet yaşamalarının önüne geçilmektedir. Çalışanlar açısından herhangi bir mağduriyet olmaması için ise iş hukuku uygulamaları yapılmaktadır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu, 11 Ocak 2011.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu, 1 Temmuz 2012.
Acemoğlu, K. (1971). Borçlar Kanununun 179. Maddesine Göre Malvarlığı veya Ticari İşletmenin Devri. İstanbul: Fakülteler Matbaası.
Akçaal, M. (2014). İşletmenin Devri. Ankara: Yetkin Yayınları.
Akdağ, G. N. (2014). Anonim Şirketlerde Kuruluş. İstanbul: Vedat Yayınları.
Arıcı, M. F. (2007). Ticari İşletmenin Aktif ve Pasifi ile Devri. İstanbul: Vedat Kitapçılık.
Arkan, S. (2017). Ticari İşletme Hukuku. Son Değişikliklere Göre Hazırlanmış ve Genişletilmiş 23. Bası. Ankara: Banka ve Ticaret Hukuku Araştırma Enstitüsü.
Aydın, S., Kaplan, H. A., & Kalyon, A. Ş. (2013). Ticari İşletme Devri ve Devrin Hukuki Sonuçları. Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 17(2), 229-260.
Bahtiyar, M. (2020). Ticari İşletme Hukuku. Güncellenmiş 21. Bası. İstanbul: Beta Basım Yayın.
Cerenoğlu, C. (2022). Ticari İşletmenin Devri. Doktora Tezi, Yeditepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Demir, K. (2013). Ti̇cari̇ i̇şletmeni̇n devri̇nde yeni̇ dönem: eski̇ ve yeni̇ sorunlar. Journal of Istanbul University Law Faculty, 71(2), 103-120.
Karcıoğlu, R. (2020). İnsan-İktisat-İşletme ve Muhasebe. Atatürk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, 34(4), 1581-1589.
Kendigelen, A. (2016). Türk Ticaret Kanunu Değişiklikler, Yenilikler ve İlk Tespitler, Değişiklikler İşlenmiş ve Güncellenmiş 3. Bası. İstanbul: , Onikilevha.
Mucuk, İ. (2019). İşletme. İstanbul: İstanbul Üniversitesi Açık ve Uzaktan Eğitim Fakültesi.
Süzek, S. (2011). İş Hukuku. İstanbul.
Topuz, M. (2012). Ticari İşletmenin Devrinde Tasarruf İşlemlerine İlişkin Şekil Sorunu. Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk Araştırmaları Dergisi, 18(2), 19-79.
Ülgen, H., Helvacı, M., Kendigelen, A., Kaya, A., & Ertan, N. F. N. (2015). Ticari işletme hukuku. On İki Levha Yayıncılık.
25.08.2022
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.