Bugünlerde boyuna tarihte dolaşıyoruz, özellikle de 1930 larda.
1950 li yıllarda okuduğumuz okulda İngiltere’nin ve özellikle Londra’nın hava kirliliğinden bahsedilir ve SMOG ismi verilen sisten sisin kötülüklerinden insanlar bilgilendirilirdi.
İnternetten aldığım bilgileri de paylaşıp kullanarak, tekrar tarihe dönersek,
Avrupa’nın 1852 de ve 1870 lerden sonra İngiltere ve Almanya’daki Ruhr havzasının sanayi tesislerinin sera gazlarını atmosfere saldığı ve bunların da asit yağmurlarını sebep olduğunu görüyoruz. İkinci cihan harbinden sonra Avrupa’nın çevre felaketinin farkına vardığı ve çok ciddi önlemler aldığını, ormanların, nehir ve göllerin tekrar temizlenmesinden de bu önlemlerin işe yaradığını anlıyoruz.
Asit yağmuru, asidik kimyasalların yağmur, kar, sis, çiy veya kuru
parçacıklar hâlinde yeryüzüne düşmesine verilen isimdir. Atmosfere yayılan kükürt dioksit, azot dioksit ve karbondioksit gazlarının kimyasal dönüşümlerden geçtikten sonra bulutlardaki su damlacıkları tarafından emilmesi ile oluşur. Böylece sülfürik asit ve nitrik asit damlaları oluşur. Bunlar da yağmur olarak dünyaya geri döner.
Sonuçta oluşan, çok miktarda kükürt ve azot içeren bu tip yağmurlara “asit
yağmurları” denir. Atmosferdeki asit, yalnızca yağmurlarla değil, kar, sis, havadaki gazlar ve tanecikler yoluyla da yeryüzüne iner. Bu tür yağmurda tanecikler siste asılı olarak süspansiyon oluşturabilir ya da en kuru halde birikebilirler.
Asit yağmurları, özellikle sanayi devriminden sonra kükürt ve azot
gazlarının atmosferde hızla birikmesiyle etkisini hissettirmeye başlamıştır.
Avrupa ve ABD asit yağmurlarını karşı tedbir almış fakat yeni
sanayileşmekte olan Çin, Doğu Avrupa, Rusya gibi yerlerde ve rüzgarın bulutları bu ülkelerden taşıyıp yağmur bıraktıkları yerlerde asit yağmurları ciddi bir problem olmaya başlamıştır.
1997 yılında 160 ülkenin katılımıyla Kyoto Protokolü imzalanmıştır ve bu
protokole göre her ülke azot ve karbon salınımını 1990 yılındaki düzeylere düşürmek zorundadır.
Öncelikle nüfusun, sanayinin ve trafiğin yoğun olduğu yerlerde hava kirliliğini azaltıcı önlemler alınmalıdır.
Bu nedenle;
İşin ciddiyeti ülkelerce anlaşılmış olup dünya artık kendi ekosistemini
otomatik olarak yenileyememektedir. Düşünün 1800 lerde nüfusu 1 (bir) milyar olan dünyanın nüfusu şu anda 8 (sekiz) milyar olmuştur. İşin şakası yoktur.
Dediğimiz gibi dünya bunun farkına varmıştır. Bu sebeple muhasebe
mesleğinde çalışan bizlere de bir görev verilmiştir. Sürdürülebilirlik konusunda raporlar yapılması, Yeşil mutabakat konusunda raporlar yapılması. Kısaca insanlık her meslekte dünyanın ekosisteminin kendi kendini besleyebilmesi için çalışmalı ve elinden geleni yapmalıdır. Bağımsız Denetçiler, birkaç yıl içinde raporlarında sürdürülebilirlik konusunu da işleyeceklerdir. Meslektaşlar buna göre hazırlanmalıdır.
30.10.2024
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.