3 bölümlük bu anımızı çok enteresan bulacağınızı zannediyorum.
1959 yılında Bursa’da o zamanların en meşhur sigorta acentelerinden rahmetli Erdoğan Benöz’ün yanında çalışmaya başladım, aynı zamanda da Bursa Ticaret Lisesi orta kısımda okuyorum.
Benden sonra 35-40 yaşlarında Ümit Bey isimli muhterem, uzun boylu, çok yakışıklı bir beyefendi de işe başladı. Eşini de unutamıyorum. Onun tersine kısa boylu idi ve bir bankada çalışan muhterem bir hanımefendi idi. Ümit beyden çok şeyler öğrendim, ertesi sene zaten 1960 ihtilali olmuştu ve ben işten ayrıldım.
Ümit beyle ve Erdoğan Benöz’le ilişkilerimiz devam etti. Aradan yıllar geçti. Ben Türkiye’nin sayılı firmalarından birinde muhasebe müdürü oldum. 1980 li yıllardan birindeyiz. Firmada, taşıtlarda görünen 1952 model bir kamyon var. Bir bakıyorsunuz, ana yolun ortasında kalmış, bir bakıyorsunuz çalışmıyor. Satmak istiyorsunuz satamıyorsunuz. Sonuçta tam bir baş belası. Trafikten de kaydını sildiremiyorsunuz.
Biz de yöneticiler olarak çok akıllıyız ya. Bir şekilde kamyonu pert edelim ve sigorta raporuyla trafikten sildirelim, hurda demir olarak satalım dedik. Firmanın mutabakatlı sigortası var. Sigorta için büyük de para veriyoruz. Bu isteğimizi uygun bir dille anlatırsak, sigortanın derdimizi çözeceğini düşünüyoruz. Neyse müracaatımızı yaptık. Eksper olarak gele gele kim gelsin? Ümit bey.!
Her ikimiz de çok sevindik. Sarıldık, anılara daldık. Tabii Ümit bey beni tebrik ediyor. Çok mutluyuz. Derken derdimizi anlattım ve bu konuda yardımcı olmasını istedim.
Ümit bey, sarardı, soldu. Lafı şu oldu. “Cevdet, biz seni böyle şeyler için mi yetiştirdik, bak kulağını çekerim ha.” Tabii benim nasıl karardığımı tahmin edersiniz. Ümit bey, Allahaısmarladık dedi ve gitti. Ben işi başaramadığım için üzgünüm. Hemen sigorta şirketini aradım. Bir daha hiçbir ekspertiz için Ümit beyi istemediğimi belirttim Hakikaten bir daha gelmedi. Ama görüşmelerimiz ve dostluğumuz ölünceye kadar devam etti. Bu konuda da bana hiçbir zaman hiçbir şey söylemedi.
Aradan yıllar geçti. 1990 da ben yeminli mali müşavir oldum. (A ) firması ile iş yapıyoruz. Dışarıda muhasebe bürosu da olan bir arkadaş aynı zamanda muhasebe müdürlüğünü yapıyor. Firma büyüyor, Kadrolar tamamlanıyor. Yeğeni de muhasebe mesleğinde üniversiteyi bitirmiş. Onu da işe aldık. Daha sonra muhasebe müdürlüğünü de yapan arkadaşımız YMM oldu. Ben firmayı kendine bıraktım. Bu arada yeğeni de takip ediyoruz. Ateş gibi bir insan, bir müddet sonra muhasebe müdürü oldu. Firma da dev gibi oldu.
Bu arada yeminli mali müşavir olan akrabası ile tam tasdik sözleşmelerini de bir sebepten dolayı iptal etmiş. Arkadaşım adına buna üzüldük.
Geldik Bağımsız denetim zamanına. Bursa’da 10 YMM birleşerek bir bağımsız denetim firması kurduk. Bahsettiğim YMM de ortaklarımız arasında, ben yönetim kurulu başkanı, o da başkan vekili.
Bağımsız denetim firması sayısı çok az. Bizler de Bursa’da iyi tanınan YMM leriz. Yukarıda bahsettiğim A firması da bağımsız denetimini bize verdi. İlk bağımsız denetimini de benim yapmam istendi.
Muhasebe müdürü genç 20 yıldan fazladır orada. Ama bizim için hala küçük. Yani Ümit beyin kulağını çekerim ha dediği gibi, hareket edebileceğimizi zanneder bir haldeyim. Biliyorsunuz, bağımsız denetimin ilk yıllarında firmalardan bilgi almak, bilgileri düzenlemek çok zordur. Bir de titizseniz, en ufak bir hata istemiyorsanız, firmayı fazlasıyla sıkıştırıyorsunuz. Firmaya gidip geldikçe elemanların suratlarının ekşidiğini farkediyorum, ama ne yapalım? Bu iş en iyi şekilde yapılacak.
Bir gün, muhasebe müdürü genç, beni çağırdı. Cevdet bey, elemanlarıma sert davranıyorsunuz. Siz dahi olsanız elemanlarımı size ezdirmem dedi. Bu bir yandan hoşuma giderken diğer yandan üzüldüm. Derken sıra geldi genel kurula. Genel Kurulu yaptık.
Benim YMM kardeşim büroda yanıma geldi. Cevdet bey sizi istemiyorlar dedi. E ne yapalım olabilir dedim. Aradan bir hafta geçti. Cevdet üstat, benim bağımsız denetimi yapmamı istiyorlar dedi. Ona da olur dedim ve bir müddet sonra zaten o bağımsız denetim şirketindeki hisselerimi devrederek ayrıldım. Şimdi başka bir Bağımsız Denetim Şirketi ortağıyım.
Yukarıda iki kısımda anlattığım anılar neyi gösteriyor? Ben, belli bir mevki’e ulaşınca, istediğimi yapmayan birine karşı ters bir hareket yaptım, Allah tarafından 30 yıl sonra aynı şey benim başıma geldi. Yani keser döner, sap döner, hesap döner.
Demek ki yaptığım yanlış ve haksızmış. Karşılığını bir şekilde gördüm. Kişi işini yaparken insanları kırmamaya dikkat etmeli. Siz kırmadığınızı zannetseniz bile o kişinin içinden size karşı olumsuz bir duygu meydana getirmişseniz, benim inancıma göre, eninde sonunda siz de bunu yaşıyorsunuz.
31.03.2020
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.