Katma Değer Vergisi Kanunumuz 3065 sayı ile 25. 10.1984 tarihinde kabul edilmiş ve dünyanın hayret ettiği bir şekilde birkaç ay içinde tam olarak, hiçbir aksaklıkla karşılaşılmadan tatbik edilmeye başlanmış bir kanundu.
O zaman %10 olarak getirilmiş genel oran bugün % 18’e çıkarılmış, ayrıca %1-%8 ve lüks tüketim mallarına ait oranları içeren bir hale gelmiştir. Katma Değer Vergisi ilk çıktığı zaman yasa 15-20 sayfalık bir yasa idi. Devlet, gelire ihtiyacı olduğu an KDV artırdı. İhtiyacı olduğu an tebliğ, sirküler ve benzeri kararlar çıkardı. Bugün KDV mevzuatı da diğer yasalar gibi yüzü aşkın genel tebliğ, karar, sirküler, özelge ve açıklamalarla ve düzenlemelerle, çelişkilerle dolu yüzlerce sayfalık bir mevzuat haline gelmiştir.
Mevzuatı basitleştirmek için yapılan her düzenleme daha da karışık hale getirmeye yaramıştır. Son birkaç senedir KDV’de indirim istekleri artmıştır. Bu isteklerin sonucunda devlet de bazı tekstil maddelerindeki genel oranı %18’den %8’e indirmiştir. Bugün, devlet bütçesine baktığımız zaman bütçedeki vergi gelirlerinin %65’ inin dolaylı %35’inin direkt vergilerden meydana geldiğini görüyoruz ki; %35’lik direkt (dolaysız) verginin en büyük kısmının da gelir vergisi stopajı olduğunu göz önünde bulundurursak dolaylı vergilerin ülkemiz vergi sisteminde önemini anlarız. Gerek yurtiçinde ve gerekse ithalde alınan KDV ise tek başına vergi gelirleri arasında %30-35 arasında bir orandadır. Şimdi bütçe gelirleri arasındaki KDV’nin %30-35 oranında olduğunu aklımızın bir köşesine yazalım ve benzer ülkelerdeki tatbikata bakalım.
Ülkemiz, isteyelim istemeyelim, onlar istesin veya istemesin birtakım uluslararası taahhütlere girmiştir. Bunlardan biri de Avrupa Birliği’dir. Ben fazla rakamlarla oynamadan, sadece gezdiğim bazı ülkelerdeki faturaları elime aldım ve bazı Avrupa Birliği ülkelerinde KDV oranları olarak şu oranları tesbit ettim:
1) Avusturya %10 ve %20
2) Çekoslovakya %5 ve %19-%20
3) Fransa %5 ve %16
4) Yunanistan %9 ve %19
Hollanda, Fransa, İspanya, Almanya, İngiltere ve diğer AB ülkelerinin tatbik ettiği KDV oranlarını kafa karıştırmamak için saymıyorum. Görüldüğü gibi bu ülkelerde de genel oran %15-20 arasında, indirimli oran % 5-9 arasında Ülkemizde ise %1-8 ve 18. Efendim; bizim ülkemiz daha fakir, fert başına milli gelir daha az. Fakire bu KDV oranları fazla gelir, değilmi? İtirazlarını duyuyor gibiyim. Beyler, efendiler, ev hanımları; doğru, haklısınız. Ama devletin vergi gelirlerinin %30-35’i KDV’den. Devlet de (ben bu KDV oranlarından gerek uluslararası anlaşmalar ve gerekse gelire ihtiyacım olduğu için vazgeçmem) diyor.
Nasrettin Hoca’nın dediği gibi veya karakuş hakimin dediği gibi devlet de haklı. Her yazımda söz konusu ediyorum. Herkes faturasını, fişini alsın. Devlete herkes vergisini versin. O zaman KDV’de indirim veya vergide indirim isteme hakkımız olur. Diğer yandan, bu devlet görevlileri vergi indiriminin vergi geliri artışına sebep olacağına inanmıyorlaaar!
Öyle ise gelin yiğitlik, vatandaş olarak bizde kalsın.
1) Vergimizi tam verelim.
2) Bütçede korkunç, tahmin edilmeyecek kadar büyük bir gelir artışı olsun,
3) Ondan sonra vergi indirimi yapmayan hükümetleri oyumuzla biz paat diye indirelim. Ne dersiniz?
Not: Bu yazı Eko Haber gazetesinden iktibas edilmiştir.
15.03.2007
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> YIL SONU KAMPANYASI: Muhasebecilere Özel Web Sitesi 1.249 TL yerine 999 TL + KDV
Ayrıntılar için tıklayın.
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.