2011 yılında 6111 sayılı kanunla, özellikle kasa affından sonra işletmelerin bilançolarında, özsermayeyi azaltan bir (kanunen kabul edilmeyen giderler) veya geçmiş yıl zararları rakamı doğdu.
Şimdiki 6552 sayılı yasadan yararlanıldığında yine şirketlerin özsermayeleri azalacak ve Türk Ticaret Kanunu hükümleri açısından çook önemli bir durumla karşılaşılacaktır.
Nedir bu önemli durum?
Şirketlerin sermayesinin karşılıksız kalabilme durumu, borca batıklık hali veya şirketlerin tasfiye zorunluluğu ile karşı karşıya kalabilmesidir.
Böyle bir durumda ne yapılmalıdır?
Burada bizim diyebileceğimiz ey işletme sahipleri, durumu öğrenin, af yasasından yararlanmaya çalışırken işinizi sonlandırmayın tavsiyesinde bulunmaktır.
TTK. 376. maddeye göre sermayenin karşılıksız kalması veya azalması halinde genel kurul toplantıya çağırılır, önlemler alınır veya şirket sona erer. Alınabilecek önlemler: Sermaye artırımı bazı birimlerin kapatılması veya küçültülmesi, İştiraklerin satışı, pazarlama sisteminin değiştirilmesi vs. olabilir. Kanunda, af yasalarından doğan geçmiş yıl zararları tipi göz önüne alınmamıştır. Genel olarak geçmiş yıl zararlarından bahsedilmiştir. Oysa, belki de firma karlı bir firmadır. Gayet iyi çalışan bir firmadır. Ama af yasasından yararlanmak, firmanın bilanço dengelerini bozmaktadır. Özellikle borsaya veya halka açık şirketlerde durum daha da ciddi ve acıklıdır. Diğer yandan, ülkemiz, artık Uluslararası Denetim Standartlarını ve Türkiye Denetim Standartları, Türkiye Muhasebe Standartları, ve Türkiye Finansal Raporlama Standartlarını kabul ve ilan etmiş bir ülkedir.
Yukarıda bahsedilen dengeleri bozulmuş bilançolar bağımsız denetim yapılmasını önler. Böyle bir durumda firmanın, bağımsız denetim sonucunda olumlu rapor alması çok ama çok zordur. Olumlu bir bağımsız denetim raporu olmayınca:
a. TTK açısından genel kurul yapamazsınız.
b. Bankalardan kredi alamazsınız.
c. Yabancı ortaklar size gelmez.
Öyle ise bu olaya bir çözüm bulmak gerekmektedir.
Bize göre ÇÖZÜM : Bir defalık yeniden değerleme veya enflasyon düzeltmesi yapılmalıdır..
Son enflasyon düzeltmesi sırasında ve düzeltme yapıldıktan sonra 2004 ve 2014 yılları yeniden değerleme oranları aşağıdaki gibidir.
2014 Eylül sonu yeniden değerleme oranı %8,59
2004 yılı yeniden değerleme oranı
(VUK genel tebliği No:341) % 11.2
Yeniden değerleme oranlarını yıllar itibariyle geometrik dizi artış etkisini bir tarafa bırakarak topladığımızda dahi yüzde 88,48 gibi bir orana ulaşıyoruz.
Yıllar itibariyle tüfe ve tefe enflasyon göstergelerini görelim.
Yıllar Tüfe Endeks rakamı Üfe Endeks rakamı
2004 104,81 107,17
2014 Ekim 243,74 237,79
Endeksin ilk tesbitinden 2014 yılının Ekim sonuna kadar acaba enflasyon ne olmuştur.
1. Tüketici fiyat enflasyonu :
Aşağıdaki formülle bunu bulabiliriz.
243,74/104,81= yüzde 232,55 ARTIŞ OLMUŞTUR.
2. Üretici Fiyat enflasyonunu da bulalım.
237,79/107,17 = yüzde 221,88 ARTIŞ OLMUŞTUR.
Şimdi enflasyon düzeltmesi ile ilgili vergi usul kanunu 298. maddeyi hatırlayalım. Bakanlar kurulu isterse enflasyon düzeltmesi için oranı yüzde 35e kadar indirmeye yetkilidir.
Demek ki, Bakanlar kurulu isterse enflasyon düzeltmesi kararı alabilir. İstenirse VUKa eklenecek bir geçici madde ile sadece 2014 yılı için yeniden değerleme yaptırabilir ve yeniden değerlemeden doğan fonların 6111 ve 6552 sayılı af yasasından doğan kanunen kabul edilmeyen giderlere ve geçmiş yıl zararlarına mahsup edilerek bilanço düzeltmesinin sağlanması ve kalan fon varsa sermayeye eklenmesi şartı konularak çözümü düşünülebilir.
10 YILLIK ENFLASYONSUZLUK DÖNEMİ SONUCU:
Enflasyon düzeltmesi yapıldıktan sonraki 10 yıllık gelişmeye baktığımızda Tüketici fiyatları ile enflasyonun yüzde 232,55, üretici fiyatları ile enflasyonun ise yüzde 221,88 olduğu açıkça görülmektedir.
Bu şekildeki rakamlar neyi gösteriyor biliyor musunuz?
Gayet tabii ki biliyorsunuz.
İşletmelerin bilançoları yine gerçeği göstermemektedir.
ÇÖZÜM:
Yukarıda belirtildiği şekilde bir defalık yeniden değerleme (enflasyon düzeltmesi değil) yapıldığı takdirde şirketlerde bir yeniden değerleme fonu doğacaktır. Doğan yeniden değerleme fonu ile özsermaye kalemi altındaki aftan yararlanmadan doğan KANUNEN KABUL EDİLMEYEN GİDERLER VEYA GEÇMİŞ YIL ZARARLARI İLE karşılaştırılır ve kalan miktar sermayeye ilave edilir.
Bu şekilde
1. Sabit kıymetler bugünkü değere gelecektir.
2. Bilançolardaki kanunen kabul edilmeyen giderlerden doğan geçmiş yıl zararları ortadan kalkacaktır.
3. Bilançolar Uluslararası IFRS VE Türkiye TFRS standartlarına uygun olacaktır.
4. Düzeltmeden sonra kalan miktar sermayeye eklenecektir.
5. Fiktif olarak şirketlerin borca batık durumda olmasının önüne geçilmiş olacaktır.
Bu düzenlemenin özellikle 2014 bilançosunu kapsayacak şekilde yapılması yukarıda da bahsettiğimiz gibi gerek bilançoların düzeltmesi ve gerekse Uluslar arası ve yurtiçi denetim standartları açısından çok önemlidir.
16.12.2014
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.