Kanun yapıcı vergi toplamayı güvenlik altına alabilmek için vergi güvenlik tedbirlerini düzenlemiştir. Vergi güvenlik tedbirleri VUK’da sayıldığı üzere aşağıdaki gibidir.
- Yoklama
- Vergi İncelemesi
- Arama
- Bilgi Toplama
Yoklama; mükellefleri ve mükellefiyetle ilgili maddi olayları, kayıtları ve mevzuları araştırmak ve tespit etmektir, şeklinde tanımlanmaktadır. Yoklamaya yetkili memurlar, aşağıda yazılı konularda ayrıca tespitler yapmaya yetkilidirler.
- Maliye ve Gümrük Bakanlığınca belirlenmiş usuller dâhilinde özel yetki verilmiş olmak kaydıyla günlük hasılatı tespit etmek,
- 3100 Sayılı Kanun kapsamına girip ödeme kaydedici cihaz kullanmak mecburiyetinde olanların bu mecburiyete uyup uymadıklarını, bu cihazları belli edilmiş esaslara göre kullanıp kullanmadıklarını ve günlük hasılatı tespit etmek,
- Günü gününe kayıt yapılması zorunlu defterlerin iş yerlerinde bulundurulup bulundurulmadığını, tasdikli olup olmadığını usulüne göre kayıt yapılıp yapılmadığını, vergi kanunları uyarınca düzenlenmesi icap eden belgelerin usulüne göre düzenlenip düzenlenmediği ile kullanılıp kullanılmadığını, faturasız mal bulunup bulunmadığını, levha asma veya kullanma mecburiyetine uyulup uyulmadığını tespit etmek, kanuni defter ve belgeler dışında kalan ve vergi kaybının bulunduğuna emare teşkil eden defter, belge ve delillerin tespit edilmesi halinde bunları almak,
- Nakil vasıtalarını, Maliye ve Gümrük Bakanlığının belirleyeceği özel işaretle durdurmak ve taşıtta bulundurulması icap eden taşıt pulu, yolcu listesi, fatura veya sevk irsaliyesi, yolcu bileti ile taşıma irsaliyelerinin muhtevası ile taşınan yolcu ve malların miktar ve mahiyetlerini ölçmek, tartmak, saymak suretiyle tespit etmek,
- Taşıma irsaliyesi, sevk irsaliyesi ve faturanın taşıtta bulunmaması, halinde bu belgelerin ibrazına kadar nakil vasıtalarını trafikten alıkoymak, taşınan malın sahibi belli değilse tespitine kadar malı bekletmek ve muhafaza altına almak
Görüldüğü üzere yoklama, mali idarenin bir bilgi edinme yöntemidir aslında. Ülkemiz mevzuatında vergi sistemi mükellefin beyan esasına dayanmaktadır. Mükellefin yaptığı beyanın dışında mali idare de ayrıca bilgi edinmeye ihtiyaç duymakta ve mükellefin beyanını edindiği bilgilerle doğrulamaktadır. Yoklama ve özellikle yol kontrollerinin yapılması ticari hayata paralel giden ve vergi kayıp ve kaçağının önlenmesinde kilit bir idari önlemdir. VUK 128. maddede yazıldığı üzere yoklamaya yetkili kişiler aşağıdaki gibidir.
Vergi dairesi müdürleri,
Yoklama memurları,
Yetkili makamlar tarafından yoklama işi ile görevlendirilenler,
Vergi incelenmesine yetkili olanlar,
Gelir uzmanları
Bu kişiler yoklamaya yetkili olduklarına dair fotoğraflı belgelerini yoklama sırasında ibraz etmek suretiyle yoklama yapmak zorundadırlar. Belge ibraz etmeleri, kendilerinden istenmese dahi zorunludur. Yoklama yapmak için zaman mefhumu söz konusu değildir. Yoklama her zaman yapılabilir, gece, gündüz, hafta sonu, resmi tatil günleri, mali tatil v.s. ayrıca; yoklama için önceden haber verilmez.
Yoklama neticeleri tutanak mahiyetinde olan "yoklama fişine" geçirilir. Bu fişler yoklama yerinde dört nüsha tanzim olunarak tarihlenir, bulunursa nezdinde yoklama yapılana veya yetkili adamına imza ettirilir; bunlar bulunmaz veya imzadan çekinirlerse keyfiyet fişe yazılır ve yoklama fişi polis, jandarma, muhtar veya ihtiyar meclisi üyelerinden birine imzalatılır.
Yoklama fişlerinin birinci nüshası yoklaması yapılan şahıs veya yetkili adamına bırakılır. Bunlar bulunmazsa bilinen adresine 7 gün içinde posta ile gönderilir. Vergi uygulamalarının gerektirdiği hallerde toplu yoklamalarda yapılabilmektedir.
Yoklama, vergi güvenlik tedbirlerinin başında gelmekte ve diğer vergi güvenlik tedbirlerinin uygulanıp uygulanmamasında önem teşkil etmektedir. Yoklamaya yetkili kişilere bilgi verilmemesi ve belge ibraz edilmemesi özel usulsüzlük cezası ve ayrıca inceleme sebebi olarak karşımıza çıkmaktadır. Yoklamaya yetkili kişilere ibraz etmemenin cezası VUK’un “Özel usulsüzlükler ve cezaları” başlıklı bölümünde, 353/4 ve mükerrer 355. maddelerinde düzenlenmiştir.
Yoklamaya yetkili kişilere belge ibrazı için VUK 14. madde işletilebilir mi? VUK 14. madde, sürelere ilişkin düzenlemeyi yapan maddedir ve mükelleflere süre vermeyi düzenlemektedir.
VUK’un yoklamaya ilişkin hükümlerinde, yoklama anında ibraz edilmesi istenilen belge ve bilgilerin tamamının o anda verilmesi zorunludur diye bir ibare bulunmamaktadır. Örneğin vergi levhasının bulundurulması ve asılması o anda istenilebilecektir ama defterlerin ibrazı o anda yerine getirilecektir diye bir düzenleme söz konusu değildir. Ayrıca ticari gerçeklik içerisinde düşünüldüğünde bazen bazı belgelerin iş yerinde bulundurulması mümkün olamayabilmektedir. Mahkemelerde, bilirkişilerde, denetim şirketlerinde bazı belgelerin ve defterlerin olması söz konusu olabilmektedir.
Bu durumda, Yoklamaya yetkili kişilerden VUK 14. madde kapsamında süre istemek mümkündür. Ancak süre isteme hakkının, ibrazı o anda mümkün olmayan bilgi ve belgeler için kullanılması gerekmektedir, aksi takdir de yoklama’nın ruhuna aykırı hareket edilmiş olur. Mükellefler tarafından özellikle defterlerin ibrazı önem arz etmektedir. Defterlerini yoklamaya yetkili kişilere o anda ibraz edememiş ve gerekli süreyi istememiş birçok mükellefin yaşadığı sıkıntılar hemen herkesin bilgisi dâhilindedir. En çok yaşanan sıkıntıların başında da indirim konusu yapılan KDV’lerin reddi gelmektedir.
Bir başka süre konusu da KDVK 9. maddede düzenlenmektedir. Madde hükmünde; Belgesiz mal bulundurdukları veya hizmet satın aldıkları tespit edilen mükelleflere, bu mal ve hizmetlere ait alış belgelerinin ibrazı için tespit tarihinden itibaren 10 günlük bir süre verilir, denilmektedir. Bilindiği üzere envanter incelemeleri de yoklamaya yetkili kişilerin yoklamaları neticesinde yapılmaktadır. Belgesiz mal bulundurduğu tespit edilen mükellefe, alış belgelerini ibraz etmesi için 10 günlük süre verilmeden KDV salınamayacağı Danıştay 4. Dairesi’nin 14.03.2006 tarih ve 2006/151 esas no.lu ve 2006/443 kararı ile de desteklenmiştir.
Belirtilen kararın özeti aşağıdaki gibidir.[1]
İstemin Özeti: 2003 yılı işlemleri incelenen davacı adına bir kısım emtia alımlarının belgesiz olduğu belirtilerek 2003/7. ayı için katma değer vergisi salınmış, vergi ziyaı cezası kesilmiştir. (…) Vergi Mahkemesi Kararıyla; 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 9. maddesinin 2. fıkrasında, fiili veya kaydi envanter sırasında belgesiz mal bulundurulduğu veya belgesiz hizmet alındığının tespiti halinde, bu alışlar nedeniyle ziyaa uğratılan katma değer vergisinin, belgesiz mal bulunduran veya hizmet satın alan mükelleften aranacağı, belgesiz mal bulundurdukları veya hizmet satın aldıkları tespit edilen mükelleflere, bu mal ve hizmetlere ait alış belgelerinin ibrazı için tespit tarihinden itibaren 10 günlük bir süre verileceği, bu süre içinde alış belgelerinin ibraz edilmemesi halinde, belgesi ibraz edilemeyen mal ve hizmetlerin tespit tarihindeki emsal bedeli üzerinden hesaplanan katma değer vergisinin, alışlarını belgelemeyen mükellef adına re’sen tarhedileceği, bu tarhiyata vergi ziyaı cezası uygulanacağı hükmüne yer verildiği, dosyanın incelenmesinden, davacı hakkında düzenlenen inceleme raporunda, fiili envanter sonucu ortaya çıkan farkın faturası gelen ancak henüz teslim alınmamış olan çimento emtiasından kaynaklandığı yolundaki beyan üzerine söz konusu çimento miktarının fiili envanter sonucuna eklenmesi gereken tutar olarak dikkate alınmasıyla matrah farkı tespit edilmişse de, davacının, beyanın sehven verildiği yolundaki iddiası ve ibraz ettiği sevk irsaliyelerinden söz konusu çimentonun fiili envanterin yapıldığı 15.07.2003 tarihinden önce işletmeye girdiği, davacının (…) Çimento fabrikasından belgesiz emtia alımı bulunmadığı gibi Kanun’da belirtildiği şekilde 10 günlük süre verilip, belgesiz olduğu ileri sürülen emtiaya ilişkin faturaların istenmesi yoluna gidilmeden ve inceleme elemanınca, beyan dönemi beklenip eksik beyan halinde tarhiyat yapılması önerilmesine rağmen beyan dönemi beklenmeden davacının inceleme raporunda belirtildiği şekilde eksik beyanda bulunduğu tespit edilmeden varsayıma dayalı olarak yapılan tarhiyatta isabet görülmediği gerekçesiyle tarhiyatın kaldırılmasına karar vermiştir. Davalı idare, yapılan işlemlerin yasal olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedir.
Karar: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, bozulması istenilen kararın dayandığı gerekçeler karşısında, yerinde ve kararın bozulmasını sağlayacak durumda görülmemiştir. Bu nedenle, temyiz isteminin reddine, Vergi Mahkemesinin, kararının onanmasına oybirliğiyle karar verildi.
KDVK 9. maddenin VUK 14. maddeden bir farkı bulunmaktadır, bu fark, idarenin 10 günlük süreyi vermesinin zorunlu olması şeklindedir. VUK 14. madde de ise süreyi mükellefin istemesi (yukarıda bahsedilen durumların varlığı veya idarenin aksine hareket ettiği durumlarda) gerekmektedir.
[1] Kızılot, Şükrü; Danıştay Kararları ve Özelgeler, Yaklaşım Yayınları, Sekizinci Baskı sayfa 1092
04.07.2008
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.