Değerli okurlar, zaman hızla ilerlemekte. Ülkemiz sanayileşmeyle birlikte, gelişen ve günden güne büyüyen bir ivme ile dünya sıralamasında G-20 diye adlandırılan klasmanın içine girmiş bulunuyor. Bilindiği gibi liberal ekonomiye geçmemiz 24.Ocak.1980 tarihli kararla olmuştur. Bizler bugün ekonomide yenileşmenin, liberal bir bakış açısıyla rekabetçi ve özel sektöre teslim edilmiş tüm üretim ilişkilerinin geliştirdiği şirketleşme süreci sonucunda yeni bir dönemin uzantısıyız. Bu sürecin gelişip büyümesi, bunun sonucunda da şirketleşmenin yarattığı bu ekonomik ortamda neredeyse 40 ve 50 yıllık şirketlerin çoğaldığı hepimizin bildiği bir gerçektir. İnsan ömrü sınırlıdır. Hepimiz faniyiz ve bir gün öleceğiz. Hiçbir şirketin yaşı şirket kurucusunun yaşından büyük değildir, olamazda. Bu nedenle, gazete sayfalarında ölüm ilanlarında çoğu kez “değerli büyüğümüz, şirketimizin kurucusu” şeklinde ilanları görmekteyiz. Bu son derece normal bir sonuçtur. İnsan, doğar, büyür, yaşar ve ölür. Ölüm her canlı için kaçınılmaz bir hakikattir.
Bu yazımızın konusu da tam olarak bu kaçınılmaz sondan sonra başlamaktadır. Şirket ortağının ölümü ile birlikte kalanların bu ölüm sonucunda manevi görevleri kadar yapmaları gereken bir takım iş ve işlemlerde bulunmaktadır.
Şirket paylarının miras yoluyla kazanımı Türk Medeni Kanunun 599. ve 640.maddelerinde değinilmiş olup, terekenin tamamının mülkiyet ve zilyetliğinin, külli halefiyet ilkesi uyarınca kanunen ve herhangi başka bir işlem tesis etmeksizin geçmektedir.
TMK 599. A-Kazanma; mirasçılar, miras bırakanın ölümü ile mirası bir bütün olarak, kanun gereğince kazanırlar denmektedir. TMK 640. A-Mirasın geçmesinin sonucu, birden çok mirasçının bulunması halinde, mirasın geçmesiyle birlikte paylaşmaya kadar, mirasçılar arasında terekedeki bütün hak ve borçları kapsayan bir ortaklık meydana gelir.
Bu durumda, mirasçıların terekeye elbirliği ile sahip olabilmeleri için durumu şirkete bildirmek ve mirasçı olduklarını yasal bir belgeyle ispatlamak durumundadırlar. Mirasçılık belgesi şirket yönetim kuruluna bildirdikten sonra, yönetim kurulu kayıttan “imtina etmemek şartı” ile yönetim kurulu karar defterine bir karar aldıktan ve ortaklık pay ve haklarını “ortak pay defterine” kayıt etmek zorundadır. Bu işlemden sonra, mirasçılar şirkette malvarlığı haklarının yanında yönetim haklarına da sahip olmaktadırlar.
TTK şirket paylarının devir ya da miras yoluyla intikalini bazı hallerde sınırlamıştır. Şöyle ki; TTK 491.maddesi devir sınırlandırması konusunda, “Bedeli tamamen ödenmemiş nama yazılı paylar, ancak şirketin onayı ile devrolunabilir; Meğerki, devir, miras, mirasın paylaşımı, eşler arasındaki mal rejimi hükümleri veya cebri icra yoluyla gerçekleşsin.” Yine TTK 492.maddesinde Esas sözleşme ile sınırlama getirilebileceğinden bahsedilmekte olup, “ Esas Sözleşme, nama yazılı payların ancak şirketin onayıyla devredilebileceği öngörülebilir.” Yine 493.maddenin 4.fıkrasında, “Borsaya kote edilmemiş nama yazılı paylar, miras, mirasın paylaşımı, eşler arasındaki mal rejimi hükümleri veya cebri icra gereği iktisap edilmişlerse, şirket, payları edinen kişiye, sadece paylarını gerçek değeri ile devralmayı önerdiği takdirde onay vermeyi reddedebilir. “
TTK 493/4.madde gerekçesi bu görüşü şöyle kuvvetlendirmekte; Hükme sayılan geçiş halleri sınırlı sayı (numerus clausus) değildir. Anılan hallerde anonim şirket kural olarak onay vermekle yükümlüdür, ancak, söz konusu pay senetlerini gerçek değeri üzerinden almayı önerdiği takdirde onay vermeyi reddedebilir. Hüküm hisse senetlerinin anonim şirket tarafından alınmasını öngörmektedir.
Sonuç olarak; her ne kadar Türk Medeni Kanunu miras bırakılan gayrimenkul hakların sarih biçimde intikalinde kesin bir tanım ortaya koymaktayken, yani soy ve kan bağı ile başkaca bir işlem tesisine gerek kalmaksızın malların intikaline cevaz vermekteyken, kavram özellikle şirket hisseleri üzerindeki haklar bakımından TTK çerçevesinde bir takım kısıtlayıcı hükümler barındırmaktadır. Burada yasal mirasçılar bakımından kesin hüküm ifadesi yanında atanmış mirasçılarında bu haklar üzerinde bir takım tasarrufları olduğu görülmektedir. Şirket anasözleşmeleri düzenlenirken bu konularda özenli bir çalışma yapılması önerilmekte olup, özellikle iş çevresinde işle herhangi bir bağı bulunmayanların şirketlerde ortak olmaları ve bu ortaklığın sonucunda da şirketin belki de geleceğinde olumsuz bir etki ile iflasına kadar götüreceği hepimizin malumudur.
Tüm meslek mensuplarının 1 Mayıs işçi bayramını kutlarım. Önümüzdeki günlerde çıkması kesinleşen ve yanlış bilmiyorsam Cumhuriyet Tarihimizin 36. affının “içinde bizim konularımızın da bolca olduğu” ve bizce mesleğimizin değerini azaltan bu ve buna benzer tüm af yasalarını doğru bulmadığımı peşinen belirtmek isterim. Öncelikle yükümlülüğünü yerine getirenler için bariz bir haksızlık olduğunu düşünüyorum. Binaenaleyh, mali çerçeveli aflar sermayesi eğitim be bilgiye dayalı mesleğimizin değerini alaşağı etmektedir. Muhtemel af beklentisi nedeniyle hangi işveren sizin bilginizin üstünlüğüne inanıp size hak ettiğiniz ücreti vermek isteyecektir. Kanaatimizce mükellef bundan böyle “aman ya nasılsa bir af çıkar bende o zaman bakarım” cümlesi ile vergi ödeme ve muhasebeye yaklaşımındaki o ciddi tutumdan uzaklaşmak isteyecektir. Bu tutum tamamen bizim etik ve meslek normlarımızı bilhassa kıymetsizleştirecektir. Bu yaklaşımıma kurban edilen emeğimizi kimsenin tekeline bırakmamak umuduyla sağlıkla kalın.
Kaynaklar: Türk Ticaret Kanunu ve Türk Medeni Kanun.
04.05.2018
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> YIL SONU KAMPANYASI: Muhasebecilere Özel Web Sitesi 1.249 TL yerine 999 TL + KDV
Ayrıntılar için tıklayın.
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.