Çok ve sık olarak karşımıza çıkıyor bu “Vergi Tekniği İnceleme Raporu”, ama çoğumuz ya yeterince bilmiyoruz ya da yeterince ciddiye almıyoruz. Oysa bu rapor, -mükellef ve meslek mensupları açısından- raporların en çok kötüye kullanılanı ve en başedilmezidir.
Bu dediklerimi geniş biçimde ve örnek vererek anlatacağım, ama önce şu “Vergi Tekniği İnceleme Raporu” ne menem şeymiş bir bakalım:
8.7.1970 Gün ve 13542 Sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan “Maliye Bakanlığı Hesap Uzmanları Kurulu Yönetmeliği”nin 105. maddesinde “Hesap Uzmanlarının her türlü çalışmalarının sonuçları raporlarda toplanır ve belirtilir. Çeşitli çalışmalara ait rapor ve etüdler, 100 üncü maddede gösterilen vergi incelemeleri dışında, aşağıdaki konulara ilişkin olurlar.Aşağıda gösterilen konuların incelenmesi sonunda ayrı ayrı rapor düzenlenir. Konu, raporun yazıldığı makamın adının altında kerre içinde gösterilir. Her konuya ait inceleme sonuçları, istatistik fiş ve tablolarında ayrı ayrı gösterilmek sureti ile değerlenir” dendikten sonra, bu maddenin “b” bendinde “Vergi tekniği incelemeleri” başlığı altında, “Vergi Tekniği Raporuna” ilişkin olarak şu bilgilere yer veriliyor: “ b)Vergi tekniği incelemeleri: Vergi beyanname incelemeleri dışında kalan, fakat Vergi Kanunları uygulamalarıyla ilgili bulunan incelemelerdir. Kayıt nizamı incelemeleri, sınırlı incelemeler, karşılık, seçim ve ayıklama incelemeleri, ilk madde indirimi, vergi ve stopaj iadeleri, servet beyanı, özel hesap dönemi, kayıt serbestliği, defter sistemleri gibi incelemeler. Bu incelemeler sonunda “Vergi Tekniği İnceleme Raporu” düzenlenir.”
Bu tanımdaki masum ifadelere bakıp da aldanmayın, Vergi Tekniği İnceleme Raporu, masa başında bazı verilere dayanılarak hazırlanan rapordur aslında. İşin Türkçesi bu.
Evet, uzun söze ne hacet, örneğe gelelim ve işi somutlayalım:
Sözgelimi, Yeminli Mali Müşavir AA, tam tasdik sözleşmesi bulunan B Şirketi’ne bir mal satışı sebebiyle fatura kesen X Şirketi’nin faturasında yazılı adresine “Karşıt İnceleme” yapmak amacıyla posta ile iadeli-taahhütlü tebligat yapıyor. Ancak X Şirketi adresinde bulunamıyor ve tebligat yapılamıyor. YMM AA, X Şirketi’nin Vergi Dairesi’ne bir yazı yazarak, mükellefin yeni adresini bilip bilmediklerini, beyannamelerinin verilip verilmediğini ve veriliyorsa matrah bilgilerinin kendisine verilmesini talep ediyor. YMM’nin bu yazısına Vergi Dairesi 3 ay sonra (15 günde cevap vermesi gerekirken) ve de yılını aşırmak suretiyle cevap veriyor. Mükellef bilinen adresini terk etmiştir, yeni adresi de bilinmemektedir. YMM’ye bir de uyarı vardır bu yazıda “Sahte belge düzenleme ihtimali yüksektir”. “İhtimalle” yapılacak bir işlem olmadığı için YMM, tam tasdik işlemi yaptığı firmaya dönüyor ve bu mükellefin durumunu yeniden inceliyor. Yapılan alış-veriş gerçek gibi gözükmektedir, sevk irsaliyeleri vardır, ödemeler de çekle yapılmıştır. Katma Değer Vergisi Kanunu 84 nolu Genel Tebliği’nin “Müteselsil Sorumluluk” başlıklı bölümü ve 306 seri nolu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’ni dikkate alarak, indirilen katma değer vergilerinin reddi cihetine gitmiyor.
Aradan bir müddet geçiyor. YMM’nin tam tasdik sözleşmesi yaptığı B firmasının kod:7 listesine alındığı öğreniliyor. Sebep, yukarıda sözü edilen, adresinde bulunulamayan X adlı Şirket’tir. Vergi Dairesi, YMM’nin yazısı üzerine, Devlet imkânlarını kullanarak/ya da kullanamayarak bulamadığı ve “sahte belge düzenleme ihtimali yüksek “ olarak nitelediği (YMM yazıncaya kadar böyle bir ihtimal yoktu demek ki) mükellefin durumunu, üst makamlara durumu bildirmiş, o makamlar da bu işi bir denetmene havale eylemiş, denetmen de, mükellefi bulamadığı için (B Şirketi’ne gelip herhangi bir inceleme yapılmadan), oturup masa başında vergi tekniği raporu düzenlemiştir.
Şimdi gel de çık işin içinden, siz 84 nolu tebliğin “Müteselsil Sorumluluk” bölümünden bahsedersiniz, onlar aynı tebliğin 3.1.1 bölümünden. Nalıncı keseri gibi yani. Onlar “İndirilen KDV’lere göre beyanlarını düzelt, KDV çıkarsa öde, sonra başvur, kara listeden çık! Ya da bir gün gelir inceleriz, bu dediklerimizi biz yaparız, sana daha pahalıya oturur.” demekteler, YMM ise bir yandan İdare’ye, bir yandan mükellefine, bir yandan da KDV iadesi almak isterken B Şirketi’nden aldığı bir fatura yüzünden Vergi Dairesi’nce işine taş koyulan firmaların YMM’lerine laf anlatmak zorundadır.
Evet işte aynen böyle.
Bu “vergi tekniği raporu” denilen heyula, bazı yargı organlarınca da kabul görmektedir. Ortada Danıştay’ın bir “İçtihadı Birleştirme Kararı” da olmadığı için (Benim bildiğim yok), Danıştay’ın farklı daireleri farklı kararlar verebiliyor. Danıştay son zamanlarda çekle yapılan ödemelerde de aynı tutumu takınmaktadır.
Yani kısacası iş İskender Düğümü olup çıkmıştır. Bir İskender çıkıp, kılıç vurup, bu vergi tekniği inceleme raporlarına bir çekidüzen vermezse, bu işin mağduru çok olacak.
Bizden söylemesi...
08.10.2007
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.