İhracat, sürdürülebilir bir ekonomik büyümenin gerçekleşmesinde önemli aktörlerden biridir. 20. yüzyılda ortaya çıkan iktisadi gelişmelere genel çerçeveden baktığımızda ulusal ekonomiler arasındaki bölünme dereceleri azaltılmaya çalışılmış ve bu olgu beraberinde ekonomik bütünleşme (ekonomik entegrasyon) kavramını getirmiştir.
Ekonomik entegrasyon nedir? sorusuna gelindiğinde, yine en basit anlatımla, ticareti engelleyen unsurların ortadan kaldırılması, ülkeler arası faktör dolaşımının serbest bırakılması, ekonomiye yönelik ulusal politikaların ülkeler arasında uyumlaştırılması olarak cevap verilebilir. Bu sayılan unsurlar, günümüzde iç pazar yetersizliklerinin telafisini ve/veya dış pazar satış politikaları ile satış hacminin genişlemesi gerekliliğini ortaya koymuştur.
Görüldüğü üzere son yüzyıl içerisinde yeralan gelişmeler ihracatın önemini gözler önüne sermektedir. Ancak halen ihracat konusunda bir takım eksikliklerimiz olduğu da bilinen bir gerçek; sebeplerine bakıldığında; yurtdışı piyasalara olan güvensizlik, finansal enstrümanlar konusunda bilgisizlik, ürün garantörlüğü hizmetlerindeki eksiklikler gibi bir çok neden sıralanabilir. Yazımızda bu faktörler içerisinde yer alan ve satış sonrası tahsilat sürecinin risk kapsamından çıkarılmasını sağlayan bir sistemden bahsedeceğiz.
Bu sistemin adı “Türk Eximbank Alacak Sigortası”;
Genel olarak tanımlarsak; yaptığımız ihracatın, tahsilatına garantörlük eden bir banka enstrümanı diyebiliriz.
1987 yılında kurulan, sermayesinin tamamı Hazine ve Maliye Bakanlığı’na ait olan Türk Eximbank, ihracatçılarımıza bu hizmeti 1989 yılından bu yana vermektedir. Bu hizmet amacı, ihracatçılarımızın yurtdışı satışlarından kaynaklı alacaklarını sigorta altına almaktır.
Alacak Sigortası, Türk Eximbank’ın belirlediği ülkelere yapılan, 360 güne kadar vadeli yurtdışı satışlarının sigorta kapsamına alındığı, garanti edildiği bir sistemdir.
Bu programın amacı, ihracatçılarımızın daha rahat bir finansal ortamda ihracatlarını gerçekleştirerek, kendisinin belirlediği limitler dahilinde alacaklarına garanti sağlamaktır. Bu sayede ihracat tutarları artacak ve ihracat teşvik edilmiş olacaktır.
Bunun yanında diğer bir amaç ve/veya destek ise, diğer ticari bankalardan alınabilecek ihracat kredileri için Eximbank tarafından yapılan bu alacak sigorta poliçesinin, bir teminat olarak kabul edilmesi ile ihracatçıya artı bir finansal imkan sağlamasıdır. Bir diğer bakış açısı ile bu program sayesinde, daha güvenli bir ortamda ihracat imkanı ve sonrasında finansman olanakları sağlanmış olup, ihracat müşterilerinin kalitesi de dolaylı yoldan arttırılmış oluyor.
Yurtdışına yapılan satışlar neticesinde, vadeli alacak yapısına sahip tüm ihracatçılarımız bu programdan faydalanabilmektedir.
Banka tarafından kısıtlanan bir durum ya da bir üst limit bulunmamaktadır. Sadece biraz sonra bahsedeceğim koşullar çerçevesinde, olası riskin sigorta poliçesi kapsamına dahil edilmesi gerekmektedir.
Bu koşulları maddeler halinde özetleyecek olursak. Kısa vadeli alacak sigortasına ait süreçleri şu şekildedir.
1. İhracatçı firma, Banka tarafından talep edilen şirket evraklarını hazırlar ve elektronik ortamda, Alacak Sigorta Poliçesi düzenlenir. Banka bu süreçte, şirket yetkililerine “e-şube” (Eximbank İnternet Şubesi) kullanıcı yetkileri tanımlar.
2. İhracatçı firma yetkilileri, kendilerine verilen “e-şube” kullanıcı adı ve parolası ile sisteme giriş yapar. Burada yetkililer, vadeli satış yapılan ya da gelecekte vadeli satış yapılması muhtemel müşterilerinin bilgilerini ve satış limitlerini/hacimlerini sisteme girer.
Diyelim ki poliçe tarihinde o müşteriye satış yapılacağı belli değildi ve poliçe kapsamına girmeyen bir müşterimiz var. Bu alıcının Alacak Sigorta poliçesi kapsamına alınma imkanını da tanıyor banka. Herhangi bir ay içerisinde fiilen yapılan tüm ihracatların, takip eden ayın ilk 10 günü içerisinde sisteme girilmesi ile poliçe kapsamına alım süreci tamamlanmış oluyor. Poliçe oluşturulma aşamasında tanımlanan alıcılar gibi, artık bu yeni müşterinin de tahsilat riski poliçe kapsamında değerlendiriliyor. Burada önemli ve atlanmaması gereken bir nokta olarak belirtmekte fayda var ki, daha önce ödenmiş olan poliçe bedeline, ilave yapılan bu müşterinin poliçe priminin de ayrıca takip eden ay başında bankaya ödenmiş olma koşulu bulunuyor.
3. İhracat gerçekleştikten sonra, risk olarak poliçe içerisine tanımladığımız müşterilerden herhangi birinden, vadenin geçmesine rağmen tahsilat yapılamaz ise, bu durumda sözleşme sürecinde ihracatçının kullanımına açılan “e-şube” üzerinden “Vadesi Geçmiş Alacak Bildirim (VGAB) formu doldurulur.
Burada fatura vadesini takip eden ilk 60 gün içerisinde “e-şube” aracılığı ile başvurmak önem arzetmektedir. Tabi ki, ekstra güvence ve bir dayanak olarak müşteri ile yapılan sözleşmelerde de faturaya ilişkin bu vadenin belirtilmesi tahsilat sürecinde elimizi güçlendirecektir. Buradaki 60 günlük süre talep hakkı süresidir. İlgili sürede yapılmayan başvurular için sigorta kapsamında bir tazmin sözkonusu değildir.
4. Diğer aşama ise tazminat başvurusudur. Bu başvuru için ihracatçı yetkililerinin fatura vadesinden başlayarak ilk 60 gün içerisinde “Vadesi Geçmiş Alacak Bildirimi” doldurması ve takip eden 30 gün içerisinde tahsilatı yapamayacağının kesinleşmiş olması gerekmektedir. Yani fatura vadesinden 90 gün sonra bile tahsilatın yapılamamış olması gerekir.
5. 90. günden sonra banka, ihracatçıdan gümrük beyannamelerini, fatura ve mal teslim belgelerini talep etmektedir.
6. Poliçe sürecinde risk kapsamında olduğu ihracatçı yetkilileri tarafından bildirilmiş olan müşteri alacağı, banka tarafından incelenir. Poliçe kapsamında olduğu onaylanır ve banka tarafından tazminat işlemlerine başlanır. İlk etapta genellikle %90 oranında alacak, banka tarafından sigortalı ihracatçıya ödenir. Bu ödeme, fatura vadesini takip eden 4 ay içerisinde ihracatçının tanımlı banka hesabına yapılır. Diğer bir deyişle, fatura vadesinden itibaren, maksimum 120 gün içerisinde tahsilatın yaklaşık %90 ‘ı yapılmakta / ihracatçı banka hesabına aktarılmaktadır.
7. İhracatçının banka hesabına aktarılan alacak tutarı sonrasında, ihracatçıdan devralınan borç için, banka takip işlemlerine başlar. Tahsilat gerçekleşir ise dava ve takip masrafları düşüldükten sonra kalan tutar yine ihracatçı tanımlı banka hesabına aktarılır. Böylelikle masraflar düşüldükten sonra ihracatçı tüm tahsilatını gerçekleştirmiş olur.
Diğer bir senaryo da ihracatçıya yapılan %90 lık ödeme sonrasında, banka tarafından yapılan takibe rağmen tahsilatın Eximbank tarafından yapılamama durumudur. Bu durumda alıcıdan kalan %10 luk tahsilat için banka herhangi bir ödeme yapmıyor. Özetle tahsili şüpheli hal almış olan bir alacağın, tahsil imkanının bulunmadığının tespitinde %10’luk risk ihracatçı üzerinde kalıyor
Ancak Türk Eximbank’ın bu programı kapsamına dahil olunmamış olsaydı. İhracatçının tahsilat riski % 100 oranında olacak ve önemli miktarda finansal kayıplar gerçekleşecekti.
Akıllara, böyle avantajlı bir poliçenin maliyetinin ne kadar olduğu sorusu takılmaktadır. Aslında poliçe prim tutarı riske oranla oldukça uygun, alıcı firmaların finansman sorgusuna bağlı olarak %0,02 (Onbinde 2) ‘den başlayan fiyatlarda Eximbank tarafından Alacak Sigorta Poliçesi tanzim edilebilmektedir. Ayrıca poliçe kapsamında ihracatçı firma tarafından beyan edilecek her bir alıcı firma için analiz ücreti olarak Eximbank’a 140 TL ödeme yapılmaktadır.
Örnek olması adına, 100.000 USD lik bir ihracat için poliçe tutarı Almanya için Onbinde 3,9 (390 USD), Bulgaristan için Onbinde 4,7 (470 USD) ve Fas için Onbinde 7 (700 USD) dir.
Yukarıda belirtilen başvurular tamamlandıktan sonra, yapılacak bir poliçe ile teminat altına alınan risklere göre 100.000 USD lik bir ticaret için ödenecek poliçe prim tutarları, bu enstrümanın kullanımını teşvik etmelidir. En yüksek risk olarak yukarıdaki tabloda tanımlı Kırgızistan ihracatının tahsilatı yapılamasa bile poliçeye ödenen 1.050 USD sayesinde 90.000 USD lik tahsilat ihracatçıya ödenmektedir. Bu yapılan poliçe ödemesi, riskli bir ticaret için büyük avantaj yaratmaktadır.
Yapılan açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, Türk EximBank tarafından uygulanmakta olan Alacak Sigortası programının, ihracatçılarımızın daha rahat bir finansman sahnesinde rollerini gerçekleştirmelerine olanak sağlamaktadır. Bu sayede ihracatçılarımız yeni pazarlara açılarak, tahsilat risklerinin minimum seviyelerde tutabilmektedir. 1989 yılından bu yana bu programı kullanan ihracatçıların büyüklük ölçüleri, bu kaynağın faydalarını anlamada önemli bir göstergedir. Günümüzde ihracatçılarımız halen bu programı tam anlamı ile kullanmamaktadır. Kullanımın sıklığı, beraberinde ihracatçılarımızın şirket büyüklüklerine de doğru orantılı bir şekilde etki edecektir.
02.03.2021
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.