Ülkemiz ekonomik olarak zor geçtiği bu dönemlerde; yurt dışından ülkemize giriş yapan kişilerden ve aynı zamanda ülkemizin turizm gelirlerini etkilemeyecek şekilde yurt içine giriş adı altında harç alınması bu yazımızın konusu oluşturulacaktır.
Geçici konaklama yapan turistlerden gece başına sabit ya da kıymet esaslı (Örneğin yüzde) alınan, çıkış esnasında konaklama işletmesine ödenen özel ve genellikle bölgesel bir vergi türüdür.
Bu vergi türünü bazı Avrupa ülkeleri örneğin; Fransa, İtalya, İspanya, Portekiz ve Yunanistan gibi bazı Avrupa ülkeleri bu vergiyi uygulamaktadır.
Turist vergisinin bir benzeri ise ülkemizde “Konaklama Vergisi” adı altında alınmaktadır. Fakat bu iki vergi türleri itibariyle birçok farklılıkları da bulunmaktadır. Bu farklılıklar aşağıdaki tablodaki gibidir.
Konaklama Vergisi |
Turist Vergisi |
Vergi, sunulan geceleme hizmetinin karşılığını üzerinden |
Kişiye özel olarak alınan bir vergi türüdür. |
Dolaylı Vergi Türüdür. |
Genelde Maktu Alınmaktadır. |
Vergi sadece verilen hizmet karşılığında alınır. |
Şehir vergisi ve ziyaretçi vergisi adı altında alınabiliyor. |
Genel bütçe tarafından tahsil edilir |
Belediyeler tarafından tahsil edilebilir. |
Birçok Avrupa ülkesinde uygulanan Turist vergisinin her ne kadar kanuni gerekçesi kent yönetimi, çevre, temizlik, ulaşım, peyzaj ve altyapı yatırımları için kullanılması açısından yapılmış olsa da asıl itibariyle; dolaylı olarak yurt içine giriş bedeli mahiyeti taşımaktadır.
Tüm toplumların temel hedefi, ekonomik büyümeyi sağlayarak daha müreffeh bir yaşam sürmektir. Son 60 yıl içerisinde en hızlı gelişim gösteren sektörlerin başında gelen, neredeyse her yıl kesintisiz büyümeye devam eden, makroekonomik verilerde önemli bir paya sahip olan turizm sektörü, gelişmiş ülkelerde ekonomik büyümenin sürdürülebilir hale gelmesinde önemli bir rol oynamakta iken gelişmekte olan ülkelerde ise büyümenin itici gücü olarak görülmektedir.
Bu itici gücün yurt içine giriş harcı uygulanması suretiyle sekteye uğratılması harcın konuluş amacına aykırılı olacaktır.
Gelir Vergisi Kanunu’nun üçüncü bölümünde Dar Mükellefiyet başlıklı 6. Maddesinde “Türkiye'de yerleşmiş olmayan gerçek kişiler sadece Türkiye'de elde ettikleri kazanç ve iratlar üzerinden vergilendirilirler.” hükmü yer almaktadır.
Aynı Kanunu’nun “Kazanç Veya İradın Türkiye'de Elde Edilmesi” başlıklı 7. Maddesi aşağıdaki gibidir.
Dar mükellefiyete tabi kimseler bakımından kazanç ve iradın Türkiye'de elde edildiği aşağıdaki şartlara göre tayin olunur:
1. Ticari kazançlarda; kazanç sahibinin Türkiye'de işyerinin olması veya daimi temsilci bulundurması ve kazancın bu yerlerde veya bu temsilciler vasıtasıyle sağlanması (Bu şartları haiz olsalar dahi iş merkezi Türkiye'de bulunmayanlardan, ihraç edilmek üzere Türkiye'de satın aldıkları veya imal ettikleri malları Türkiye'de satmaksızın yabancı memleketlere gönderenlerin bu işlerden doğan kazançları Türkiye'de elde edilmiş sayılmaz.)
Türkiye'de satmaktan maksat, alıcı veya satıcının veya her ikisinin Türkiye'de olması veya satış aktinin Türkiye'de yapılmış olmasıdır. İş merkezinden maksat ise, iş bakımından muamelelerin bilfiil toplandığı ve idare edildiği merkezdir.
2. Zirai kazançlarda: Zirai faaliyetlerin Türkiye'de icra edilmesi;
3. Ücretlerde:
a) Hizmetin Türkiye'de ifa edilmiş veya edilmekte olması veya Türkiye'de değerlendirilmesi;
b) Türkiye'de kain müesseselerin idare meclisi başkan ve üyelerine, denetçilerine tasfiye memurlarına ait huzur hakkı, aidat, ikramiye ve benzerlerinin Türkiye'de değerlendirilmesi;
4. Serbest meslek kazançlarında: Serbest meslek faaliyetlerinin Türkiye'de icra edilmesi veya Türkiye'de değerlendirilmesi;
5. Gayrimenkul sermaye iratlarında: Gayrimenkulün Türkiye'de bulunması ve bu mahiyetteki mal ve hakların Türkiye'de kullanılması veya Türkiye'de değerlendirilmesi;
6. Menkul sermaye iratlarında: Sermayenin Türkiye'de yatırılmış olması;
7. Diğer kazanç ve iratlarda:
Bu kazanç veya iratları doğuran işin veya muamelenin Türkiye'de ifa edilmesi veya Türkiye'de değerlendirilmesi;
Bu maddenin 3'üncü, 4'üncü, 5'inci ve 7'inci bentlerinde sözü edilen değerlendirmeden maksat, ödemenin Türkiye'de yapılması veya ödeme yabancı memlekette yapılmışsa, Türkiye'de ödeyenin veya nam ve hesabına ödeme yapılanın hesaplarına intikal ettirilmesi veya kârından ayrılmasıdır.
Yukarıdaki maddede yer alan kazanç sahiplerinden yurt içine girişlerinde “yurt içine giriş harcı” alınması ülke ekonomisine katkısı olacaktır.
Hatta GVK 7. maddesine yapılacak atıfla birlikte Türkiye’de gayrimenkulü olan gerçek kişilerden de “yurt içine giriş harcı” alınması gerekmektedir.
Yukarıda “Öneri” bölümünde geçen durum her ne kadar yurt dışında yaşayan Türk vatandaşlarını da etkileyecek bir durum olsa da; ülke ekonomisin kalkınmasına katkı sağlayacağından, yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın da bu durumu memnuniyetle karşılayacağından şüphe edilmemesi gerekmektedir.
24.06.2024
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.