Kayıt dışı ekonomik faaliyetler azaldıkça, buna paralel olarak toplumun vergi bilinci artacak ve toplumda vergi kültürü daha da yerleşecektir. Bu kapsamda, Devletimizin hizmet kalitesini iyileştirerek kayıt dışı ekonomiyi azaltmaya ve vergiye gönüllü uyumu artırmaya yönelik çalışmaları büyük önem taşımaktadır. Kişisel olarak bireylerin de bu sürece ihbar sistemi yoluyla katkı vermesi de aynı derecede öneme sahiptir. İhbar dilekçeleri Anayasanın 74. maddesinde siyasi hak olarak yer alan “Dilekçe Hakkı’nın kullanma biçimi olan 3071 sayılı Dilekçe Hakkının Kullanılmasına Dair Kanun hükümlerine göre verilmekte ve değerlendirmeye tabi tutulmaktadır. Vatandaşlar tarafından vergi kayıp ve kaçağını ihbar edenlere ödenen ihbar ikramiyesi ise 1931 tarihinde yürürlüğe giren ve 93 yıldır aralıksız olarak uygulanmakta olan 1905 sayılı Menkul ve Gayrimenkul Emval ile Bunların İntifa Haklarının ve Daimi Vergilerin Mektumlarını Haber Verenlere Verilecek İkramiyelere Dair Kanun hükümlerine göre ödenmektedir.
1. İhbar İkramiyesinin Yasal Dayanağı
1905 sayılı Menkul ve Gayrimenkul Emval ile Bunların İntifa Haklarının ve Daimi Vergilerin Mektumlarını Haber Verenlere Verilecek İkramiyelere Dair Kanuna dayalı uygulanmaktadır.
Başka yasal bir düzenleme bulunmamakla birlikte çeşitli kanunlarda uygulamaya ilişkin hükümler içeren düzenlemeler bulunmamaktadır. Ayrıca uygulamaya yön vermek adına Maliye Bakanlığınca çıkartılmış olan genel yazı ve genelgeler ile yargı kararları da bulunmamaktadır.
2. İhbar İkramiyesi Ödenmeyecek Kişiler
1905 sayılı Kanunun 6. maddesinin son fıkrası hükmüne göre Maliye Bakanlığı merkez ve taşra teşkilatında görevli çalışanların tamamı ile tahrir ve tahmin komisyonları mensupları ve tahakkuk muamelesinde görevli olanlara ihbar ikramiyesi ödenmeyecektir. Bu madde ile birlikte 213 sayılı VUK’un 5. maddesini de değerlendirdiğimizde ihbar ikramiyesi verilmeyecek kişiler şöyledir; vergi muameleleri ve incelemeleri ile uğraşan memurlar, vergi kanunlarına göre oluşturulan komisyonlara (takdir ve uzlaşma komisyonu gibi) iştirak edenler, vergi mahkemeleri, bölge idare mahkemeleri ve Danıştay’da görevli olanlar ve vergi işlerinde kullanılan bilirkişiler.
3568 Sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavir ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanununun ‘Meslek Sırları’ başlıklı 43’üncü maddesine göre; meslek mensupları ve bunların yanlarında çalışanlar, işleri dolayısıyla öğrendikleri bilgi ve sırları ifşa edemezler. Çeşitli kanunlarda muhbire tanınan hak ve menfaatlerden faydalanamazlar. Anılan Kanun’da çeşitli kanunlarda muhbire tanınan hak ve menfaatlerden SMMM ve YMM’lerin faydalanamayacağı belirtildiğinden, serbest muhasebeci mali müşavirlere ve yeminli mali müşavirlere ihbar ikramiyesi ödenmemektedir. Vergi idaresinin uygulaması ve yargı kararları da bu yöndedir.
Öte yandan, ihbarcının, ihbarda bulunduğu kurumun ortağı, yöneticisi veya çalışanı olması ihbar ikramiyesi almasına engel değildir.
3. İhbarnamenin İçeriği
Herhangi bir mükellefin vergi kaçakçılığı yaptığına ilişkin ihbarın, ikna edici ve somut delillere dayanması gerekmektedir. Muhbirin yaptığı ihbar ile inceleme sonucunda bulunacak olan matrah farkları doğrudan ilişkili olmak durumundadır. İhbarın genel ve soyut kavramlarla yapılmış olması ve idarenin takdirini inceleme yapılmasından yana kullanması halinde ikramiye ödemesi söz konusu değildir.
Muhbirin kaçakçılığın nasıl yapıldığıyla ilgili inandırıcı bilgi ve belgeleri dilekçesine eklenmesi veya dilekçe içeriğinde yer vermesi gerekmektedir. Varsayım veya tahmine dayalı ihbarlar gerçek çıksa dahi ikramiye ödenmeyecektir.
İhbara konu edilen vergilerde zamanaşımı süresinin dolmamış olması gerekmektedir. Zamanaşımı süresi dolmuş olan vergilerle ilgili olarak yapılan ihbarların ise işleme alınması söz konusu değildir.
Usulüne uygun başvuru yapan muhbirin vergi kaçakçılığına katılıp katılmamasının herhangi bir önemi bulunmamaktadır. Başka bir deyişle kaçakçılığa iştirak veya yardım eden bir kimsenin muhbir olması halinde de diğer şartlar yerine getirilmiş ise ikramiye ödenecektir.
4. İkramiye Ödenmesinin Usul ve Esasları
1905 sayılı Kanunun yukarıda yer alan hükmü gereğince ikramiye ödenebilmesi, devamlılık arz eden vergilerden kaçırılanları veya gizli kalanları bir muhbirin haber vermesine bağlanmıştır. Vergi incelemesi sonucunda İhbar İkramiyesi Görüş Raporunun düzenlenmesi ve muhbire ihbar ikramiyesi ödenmesi için olumlu görüş belirtmesi (muhbirin bulunan matrah farkına katkısının yüzde olarak belirtilmesi) gerekmektedir. Buna göre, bir muhbire ihbar ikramiyesi ödemesi aşağıda yer alan usul ve esaslar çerçevesinde gerçekleşmektedir;
• İhbar müessesesi kapsamında verilen ihbar dilekçeleri Anayasanın 74. maddesinde siyasi hak olarak yer alan dilekçe hakkının kullanma biçimi olan 3071 sayılı Kanun hükümlerine göre verilmekte ve değerlendirmeye tabi tutulmaktadır.
• İhbar dilekçelerinin Maliye Bakanlığı tarafından işleme konulmasının hukuki dayanağı 1905 sayılı Kanun hükmü olup, Bakanlık tarafından yapılan düzenlemelerin dayanağı da aynı şekilde söz konusu Kanundur.
• Maliye Bakanlığına intikal ettirilen ihbar ve şikayet dilekçeleri; 3071 sayılı Kanun ve 1993/2 ve 2004/12 sayılı Başbakanlık Genelgeleri ile 22.11.1990 tarih ve 1990/1 Sıra No.lu İhbarlar Şubesi İç Genelgesi, 20.01.2000 tarih ve 2000/1 Sıra No.lu Vergi İhbarları İç Genelgesi ve 19.03.1992 tarih ve 1992/1 Sıra No.lu İhbarlar Şubesi İç Genelgesinde belirlenen esaslar çerçevesinde değerlendirilmektedir.
• 3071 sayılı Kanunun 4. maddesine göre dilekçelerde; dilekçe sahibinin adı, soyadı ve imzası ile iş veya ikametgah adresinin bulunması gerekmektedir. Aynı Kanunun 6. maddesinde ise; belli bir konuyu ihtiva etmeyen, yargı mercilerinin görevine giren konularla ilgili olan ve 4'üncü maddede yer alan şartlardan herhangi birini taşımayan dilekçelerin incelenemeyeceği hükme bağlanmıştır.
• İhbar ikramiyesi ödenmesi için, vergi ve kayıp ve kaçağına sebebiyet veren kişi veya kurumlar hakkında vatandaşlar tarafından ikramiye talepli olarak yazılı ihbarda bulunulması gerekmektedir.
• Yazılı olarak verilecek ihbar dilekçeleri belirlenen şartlar dahilinde Maliye Bakanlığının (Gelir İdaresi Başkanlığı-Vergi Denetim Kurulu Başkanlığı) merkez ve taşra birimleri ile denetim birimlerine elden veya posta ile yapılabileceği gibi Bakanlığın muhtelif web sayfalarına kimlik ve adres belirtilmek suretiyle elektronik posta yoluyla da yapılabilir. Ancak, muhbirin ikramiye talebi varsa, mutlaka yazılı olarak talepte bulunması gerekmektedir.
• Muhbirin ihbarından önce aynı konuda vergi incelemesine başlanmamış olması gerekir.
• Muhbirin kendisini gizlememesi gerekmektedir. İsimsiz ihbarlarda, vergi incelemesi bitmeden, muhbir ortaya çıkmış olmalıdır. İnceleme bittikten sonra isimsiz ihbarlara sahip çıkanlara ikramiye ödenmemektedir.
• Muhbirin, vergi incelemesi bitmeden ihbarından vazgeçmemesi gerekir.
• Muhbirin yaptığı ihbarın, somut olaylara ve delillere dayanması gerekir. Bir muhbir tarafından herhangi bir mükellef hakkında vergi kaçakçılığına ilişkin yapılan ihbarın somut olaylara ve delillere dayanması gereklidir. Belli bir konuyu ihtiva etmeyen; kişi, kurum ve olaylara doğrudan bağlantı kurulmaksızın genel nitelikli ifadeler taşıyan ya da yargı mercilerinin görevine giren konularla ilgili olan, adı-soyadı ve imza ile iş veya ikametgah adresi bulunmayan veya yanlış isim ve adres bulunan veya bu şartları taşımakla birlikte inandırıcı mahiyette olmayan, olayla ilgili yeterli bilgi ve belge eklenmeyen ihbar veya şikayet konusu dilekçeler işleme konulmamaktadır.
• İhbar konusu ile bulunan matrah farkları arasında illiyet bağı olmalıdır.
• İhbarcının, ihbar konusu ile ilgili bilgi ve somut belgeleri dilekçesine eklemesi gerekir.
• İhbar ikramiyesi ödenmesinde muhbirin vergi kaçırmaya dahil olup olmamasının önemi yoktur.
• Vergi inceleme elemanının vergi inceleme raporlarında ayrı olarak düzenleyeceği İhbar İkramiyesi Görüş Raporunda ikramiye ödenmesi konusunda olumlu görüş bildirmesi ve muhbirin bulunan matrah farkına olan katkısının açıkça belirtilmesi gerekir.
• Muhbire ihbar ikramiyesi ödenebilmesi için bulunan vergi ve ceza farkının mutlaka vergi incelemesine dayalı olarak bulunması gerekir.
• İhbar üzerine yapılan vergi incelemesi sonucu kesin olarak tahakkuk edecek vergi ile vergi ziyaı cezası toplamı üzerinden 1905 sayılı Kanunun 6. maddesine göre fiilen %10 ihbar ikramiyesi hesaplanmaktadır.
• İhbarın 213 sayılı Vergi Usul Kanununa göre 5 yıllık tarh zamanaşımı süresi içinde yapılması gerekir.
• Aynı konuda veya aynı mükellef hakkında birden fazla muhbir olursa, ihbar konuları ile matrah farkları arasındaki illiyet bağı aranmaktadır. Her ihbarda illiyet mevcutsa bu defa önce ihbarda bulunana ikramiye ödenir. Ancak, ihbar konuları farklı ise ikramiye talepleri ayrı ayrı değerlendirilecektir.
• 1905 sayılı Kanunun ihbar ikramiyesinin hesaplanması ve verilmesi ile ilgili 6. maddesine göre; vergi kayıp ve kaçağını haber verenlere tahakkuk edecek vergi ve vergi ziyaı cezası toplamı üzerinden, diğer ilk üç dilimdeki matrahların bugün için bir değeri kalmadığı için %10 oranında ikramiye hesaplanmaktadır. Bu %10 nispetinde hesaplanan ikramiyenin 1/3’ü verginin kati surette tahakkukunda 2/3’ü ise vergi veya vergi ziyaı cezasının tahsili sonrasında ödenmektedir.
• Maliye Bakanlığı tarafından hazırlanan 105 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde yapılan açıklamalara göre; vazifesinin mahiyeti icabı olmaksızın sair bir şekilde bilgisi dahiline giren bir vergi kaçakçılığı olayını ihbar eden bir Devlet memuruna veya memur olmayan herhangi bir şahsa ihbarlarının tahakkuk etmesi sebebiyle, 1905 sayılı Kanuna istinaden ödenen ikramiyelerin, bu ikramiyelerin Gelir Vergisi Kanununun 2’nci maddesinde sayılan gelir unsurlarından hiçbirine girmemesi sebebiyle, Gelir Vergisi konusuna ithaline mahal ve imkân bulunmamaktadır. Söz konusu ikramiyelerin, Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu hükümleri dairesinde veraset ve intikal vergisine tabi tutulması gerekir. Ancak, ihbar ikramiyeleri veraset ve intikal vergisine tabi tutulurken, Veraset ve İntikal Vergisi Kanununun 4/d maddesinde yer alan istisnanın da4 dikkate alınması gerekmektedir.
• Muhbirler tarafından çeşitli sebeplerle yaptıkları ihbarla ilgili olarak yapılan idari işlemlere karşı davanın hangi mahkemeye açılacağı konusu gündeme gelmektedir. İhbar ikramiyesi vergi kanunları içerisinde düzenlenmemiş ve 1905 sayılı Kanunla özel olarak düzenlenmiştir. Davanın işlemin tebliğinden itibaren 60 gün içinde idare mahkemesinde açılması gerektiğini savunanlar olmakla beraber; ikramiye tahakkuk eden vergi ve cezalar üzerinden ödendiğinden dolayı, ikramiye hesaplanması vergisel bir işleme dayanmakta olup, davanın 30 gün içinde vergi mahkemelerinde açılması gerekmektedir. Vergi İdaresinin uygulaması ve yargı kararları da bu yöndedir.
• Merkezî Yönetim Harcama Belgeleri Yönetmeliğinin 17’nci maddesinde yer alan ve 1905 sayılı Kanuna göre, muhbire ihbar ikramiyesi ödemesi yapılabilmesi için ödeme belgesine bağlanması gereken belgelerden biri olan 17 Örnek No.lu “İhbar Sonucu Tespiti ve İkramiye Hesap Çizelgesi’nin vergi idaresi tarafından düzenlenerek onaylanması gerekmektedir.
5. İhbar İkramiyesi Hesaplanacak Vergi ve Cezalar
İhbar ikramiyesi aşağıda yer alan vergi türleri itibariyle hesaplana bilmektedir.
6. İhbar İkramiyesi Hesaplanmayacak Vergi ve Cezalar
İhbar ikramiyesi aşağıda yer alan vergi ve cezalar itibariyle hesaplanmamaktadır.
7. İhbar Üzerine Yapılan Vergi İncelemeleri
Yapılan ihbar üzerine vergi incelemesine yapılmasına karar verilmesi halinde inceleme derhal gerçekleştirilir. Yapılan inceleme sonucunda inceleme elamanı tarafından inceleme raporu düzenlenecektir. İhbarın gerçek çıkması halinde ayrıca ikramiye ile ilgili bir rapor daha düzenlenmelidir. Bu raporda; muhbire ikramiye ödenip ödenmeyeceği, ödenmesinin önerilmesi halinde gerekçeleri ve bulunun matrah farkları ile ihbar arasındaki bağın ortaya konulması gerekmektedir.
Ayrıca, ihbar konusu vergiler dışında kalan vergilere ilişkin matrah farkı ve cezalar üzerinden ikramiye ödenmesinin önüne geçmek üzere ihbar ikramiyesinin hesaplayacağı değerin de ortaya konulması gerekmektedir. Bunun dışında aynı konuda birden fazla muhbirin olması hangi muhbire, ne oranda ikramiye ödeneceğinin de tespiti gerekmektedir.
8. İkramiyenin Ödenmesi
Yapılan inceleme sonucunda matrah farkı belirlenmesi ve ceza kesilmesi halinde muhbire verilecek ikramiyenin 1/3’ü verginin kesinleşmesi sonrası, 2/3’ü ise verginin tahsilini takiben ödenecektir. Ödenecek ikramiye matrahı üzerinden aşağıda yer alan tarifeye göre hesaplanacaktır.
500 liraya kadar |
% 15 |
5 000 liraya kadar, 500 liradan yukarı olan kısım için |
% 30 |
15 000 liraya kadar, 5 000 liradan yukarı olan kısım için |
% 20 |
15 000 liradan yukarı olan kısım için |
% 10 |
9. İkramiyenin Tabi Olacağı Vergi
İhbar ikramiyesinin ikramiyeyi alan kişi açısından vergiye tabi olup olmadığı konusu 105 no’lu Gelir Vergisi Genel Tebliği ile çözüme bağlanmış bulunmaktadır. Buna göre ikramiye gelirin unsurları arasında olmadığından Gelir Vergisine tabi değildir. İkramiyeler üzerinden Veraset ve İntikal Vergisi ödenmesi gerekmektedir.
Kayıt dışı ekonomiyi azaltmaya, vergiye gönüllü uyumu artırmaya ve bu konuda yardımı görülenleri ödüllendirmek için 1905 sayılı Kanun hazırlanarak 31.12.1931 tarihinden itibaren yürürlüğe girmiştir. Bu Kanunun temel amacı, vergi kayıp ve kaçağını bir ölçüde de olsa önleyebilmek, vergi kaçağına sebebiyet verenleri ihbar müessesesi ile ortaya çıkarmak ve ihbarı sabit görülenleri ise ödüllendirmektir.
KAYNAKÇA
27.05.2024
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.