GİRİŞ:
Makalemizin konusu Türkiye de yatırım yapmak isteyen yabancı yatırımcıların ticari faaliyetlerini yürütmek amacıyla temsilcilik, şube ve iştirak yoluyla şirket kuruluşu yapmalarının hem vergisel yönden, hem de işlemlerin yetkili merciler nezdin de nasıl yapılması gerektiğinin Türkiye deki mevzuat açısından değerlendirilmesidir.
Yabancı uyruklu firmaların ve şahısların Türkiye de bir şirket kurmasındaki mevzuat, ülkemizdeki şahısların veya tüzel kişiliklerin şirket kuruluşlarıyla hemen hemen aynıdır. Farklılık gösteren durumlar yalnızca ilgili ülkenin yetkili kurumundan alınacak apostil onaylı sicil/faaliyet özeti, iştirak kararı ve ödenecek sermaye tutarından oluşmaktadır. Yabancılar tarafından ülkemizde şirket kuruluşunda pek fazla farklılık olmaması sebebiyle, şube olarak faaliyet gösterilmesinin farklılıkları ve avantajları var mıdır? Sorusuna cevap olarak aşağıda gerekli konulara özet olarak değinmek istiyorum.
Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 40. Maddesinde de bu husus düzenlenmekte ve “Merkezleri Türkiye dışında bulunan ticari işletmelerin Türkiye’deki şubeleri, kendi ülkelerinin kanunlarının ticaret unvanına ilişkin hükümleri saklı kalmak şartıyla, yerli ticari işletmeler gibi tescil olunur. Bu şubeler için yerleşim yeri Türkiye’de bulunan tam yetkili bir ticari mümessil atanır. Yabancı şirketler Türkiye’de şube açabilmek ve faaliyetlerini etkin bir şekilde sürdürebilmek için tam yetkili bir vekile ihtiyaç duymaktadır. Bu vekilin ikametgahı Türkiye’de bulunmak zorundadır. Ticari işletmenin birden çok şubesi varsa, ilk şubenin tescilinden sonra açılacak şubeler yerli ticari işletmelerin şubeleri gibi tescil olunur.
Yabancı yatırımcılar tarafından Türkiye’de gerçekleştirilen şirket kuruluşları olduğu gibi şube açılışları da 4875 sayılı Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu (“4875 sayılı Kanun”) çerçevesinde “doğrudan yabancı yatırım” olarak kabul edilmektedir. Dolayısıyla merkezi yurtdışında bulunan yabancı şirketler, Türkiye’de ayrı bir şirket kuruluşu gerçekleştirmeksizin “şube açılışı” prosedürü ile faaliyetlerine devam edebilmektedir.
İlaveten, TTK’nın 48. maddesinin 3. fıkrası uyarınca “Merkezi yabancı ülkede bulunan bir işletmenin Türkiye’deki şubesinin ticaret unvanında, merkezin ve şubenin bulunduğu yerlerin ve şube olduğunun gösterilmesi şarttır.” Madde hükmü kapsamında şube unvanında şube olduğunun belirtilmesi, merkez ve şube adreslerinin gösterilmesi gerekmektedir.
Bu kapsamda merkezi yurt dışında bulunan ticari işletmelerin, Türkiye’de açılacak ilk şubelerin unvanı;
‘Merkez unvanı- Merkezin Bulunduğu Ülke- ilgili il Merkez Şubesi’ şeklinde belirlenmelidir (Örneğin: X Company GMBH Merkezi Almanya İzmir Merkez Şubesi). Merkez şubenin açılışından sonra açılan diğer şube unvanlarında ‘Merkez’ kelimesine yer verilmeyecektir.
Yabancı firmaların Türkiye’de şube açabilmesi için gerekli olan en önemli şart yabancı şirketin sermayesinin paylara bölünmüş olmasıdır. Aksi takdirde şube açılması mümkün değildir.
Yabancı uyruklu bir şirketin Türkiye’de şube açabilmesi için;
1- T.C. Ticaret Bakanlığından izin almalıdır.
Merkezi yurtdışında bulunan şubelerin, 4875 sayılı Kanun’da “yabancı yatırımcı” olarak tanımlanmış olmaları sebebiyle 30438 sayılı Resmi Gazete’ de yayımlanan Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu Uygulama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik kapsamında Türkiye Cumhuriyeti Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın Elektronik Teşvik Uygulama Sistemi (E-TUYS) üzerinden yetkilendirme başvurusunda bulunarak yetkili bir kullanıcı tanımlamaları, “Şirket ve Şube Kuruluş Bildirim Formu”nu doldurmaları ve ilgili kapsamdaki bildirim yükümlülüklerini yerine getirmeleri gerekmektedir.
2- Ticaret Odasına ve Ticaret Siciline kayıt gerçekleştirilmelidir.
Bu kapsamda prosedür ve gerekli belgeler her bir ticaret sicili müdürlüğü özelinde belirtilmektedir. Temel olarak öncelikle bu şubelerin ilk aşama prosedürlerinin tamamlanmasının ardından alacakları potansiyel vergi numarası ile Merkezi Kayıt Sistemi (MERSİS) üzerinden kayıtlarının tamamlanması ile şubenin bulunacağı ticaret sicili müdürlüğü uygulamaları nezdinde gerekliliklerin yerine getirilmesi gerekecektir.
YABANCI ŞİRKETLERİN TÜRKİYE’DE AÇTIĞI ŞUBENİN VERGİ SORUMLULUĞU
Türkiye’de kazanç sağlayan şubeler vergi mükellefi olur. Türkiye’nin yabancı yatırımcıların ve şirketlerin ağır bir şekilde vergilendirilmesini ve çifte vergilendirmeyi engellemek amacıyla birçok ülke ile anlaşması vardır. Yabancı uyruklu şirketlerin de vergi yükümlülüğü bulunmakla birlikte, bu şirketlerin Türkiye’de açtıkları şubelerin vergi yükümlülüğü, menşe ülkesinde ödediği vergilere ve yaptığı ticari faaliyetine bağlı olarak değişmektedir. Almanya gibi yüksek potansiyelde yatırımcıları olan ülkeler de bu anlaşma ülkeleri arasında yer alır. Bu kapsamda çifte vergilendirmenin önüne geçilir. Yani vergisel bakımdan şirketin hangi pozisyonda olduğu ve menşe ülkesinde ne gibi vergiler ödediği de önemlidir.
Açılan şube bulunduğu faaliyetlere göre;
Kurumlar Vergisi Yönünden: Yabancı sermayeli kişi veya kuruluşların Türkiye’de şube açmaları veya şirket kurmaları durumunda vergilendirilmeleri yönünden bir özellik arz etmemekte Türkiye de elde ettikleri kazanç ve iratlar üzerinden vergilendirilmektedirler. Bu şekilde kurulan şube veya şirketlerin izlemesi, yerine getirmeleri gereken yasal prosedür diğer yerli sermaye ile kurulmuş şube veya şirketlerden farklı değildir. Tam anlamıyla bir Türk şirketi gibi vergilendirilirler.
Gelir Vergisi Yönünden: Yabancı sermayeli kişi ve kuruluşların Türkiye de şube açmaları veya şirket kurmaları durumunda gelir vergisi stopajı yönünden de bir özellik arz etmemekte; kiralamış oldukları gayrimenkullerin kira bedelleri üzerinden ve yanlarında çalıştırdıkları Türk veya yabancı personelin ücretleri üzerinden sorumlu sıfatı ile gelir vergisi stopajı yapıp vergi dairesine yatırmaları gerekmektedir.
Katma Değer Vergisi Yönünden: Kurumlar vergisi yönünden olduğu gibi katma değer vergisi yönünden de açılan şube veya kurulan şube tam mükellef kurumlar gibi Türk Vergi Mevzuatına uygun olarak vergilendirilirler, vergilendirilmeleri bir özellik arz etmez.
YABANCI ŞİRKETLERİN TÜRKİYE’DE ŞUBE AÇMASININ AVANTAJLARI
Türkiye jeopolitik konumu, sahip olduğu iş gücü, yatırım potansiyeli gibi etkenler dolayısıyla oldukça büyük bir öneme sahiptir. Yapılan mevzuat değişiklikleriyle birlikte yabancı yatırımcılara TTK’ da tanımlanan her türlü şirketi kurma imkânı tanınmış şube açma anlamındaysa yalnızca şirket sermayesinin paylara bölünmesi şartı tanınmıştır. Artık yalnızca anonim ya da limited şirket değil, adi şirket dahi kurabilmektedir. Yapılan düzenleme ile birlikte, yatırım yapmak için gereken ön sermaye şartı ortadan kalkmıştır. Yabancı şirketlerin gösterdikleri faaliyetlerinden doğan ödemeleri kolaylıkla yurtdışına transfer etmeleri mümkündür.
Türkiye’nin, yabancı yatırımcıların ve şirketlerin çifte vergilendirilmesinin önüne geçmek adına, birçok ülke ile anlaşması bulunmaktadır. Bu vergi indirimi sayesinde, yabancı yatırımcılar çifte vergilendirmenin yükümlülüğünden kurtulmaktadır. Bu durum, yabancı uyruklu şirketleri ve yatırımcıları ülkemizde yatırım yapmaya daha çok teşvik etmekte, ülkemizi yatırım açısından daha cazip kılmaktadır.
YABANCI ŞİRKETLERİN TÜRKİYE’DE ŞUBE AÇABİLMESİ İÇİN GEREKLİ EVRAKLAR
Şubeler, E-TUYS sistemine bir yetkili kullanıcı tanımlamak zorundadırlar. Kullanıcı yetkilendirme işlemleri için müracaat ederler ve belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde işlemlerini yürütürler. Kullanıcılar, elektronik sertifika hizmet sağlayıcılarından temin edilecek nitelikli elektronik sertifikaya, şubeler kayıtlı elektronik posta hizmet sağlayıcısından temin edilecek kayıtlı elektronik posta hesabına sahip olmak zorundadır. Başka amaçlarla daha önce temin edilen ve geçerlilik süresi olan nitelikli elektronik sertifikalar ve kayıtlı elektronik posta hesapları E- TUYS için kullanılabilir.
Yetkilendirmiş oldukları nitelikli elektronik sertifika sahibi kullanıcı vasıtasıyla, yetkilendirmeyi müteakip en geç 1 ay içinde, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı internet sayfasında erişim sağlanan E-TUYS’a giriş yaparak “Yatırımcı”,“Ortak Listesi” ve varsa “Bağlı İştirakleri” alanlarındaki bilgileri elektronik ortamda doldurarak kaydedebilirler.
Yabancı uyruklu şirketler Türkiye’de şube açabilmek için şu belgeleri Ticaret Bakanlığı’na sunmalıdır.
Ticaret Bakanlığından şube açma izninin alınmasının ardından şu belgeler ile Ticaret Sicil Memurluğu’na başvurulmalı ve açılacak şube tescil edilmelidir:
Yukarıdaki bilgi ve belgelerin hazırlanması sırasında yetkili mercilerin resmi internet sitelerinin ziyaret edilerek, mevzuat güncellemelerinin de dikkate alınarak yeniden bir araştırma yapılmasının daha uygun olacağı kanaati hasıl olmaktadır.
YABANCI ŞİRKETİN ŞUBESİNE MÜDÜR ATAMA İŞLEMİ
Merkezi yurtdışında bulunan ve Türkiye’de şube açan yabancı uyruklu şirketlerin, Türkiye şubesinde gerçekleştirdiği müdür atama işlemleri de aynı şekilde ilgili ticaret odasına bildirilmelidir. Bu bildirimde de gerekli belgeler şunlardır:
SONUÇ:
Yabancı şirketler ticari faaliyetlerini Türkiye’de de sürdürmek isterlerse bunu bir Türkiye şubesi açma yoluyla yapabilirler. Şirket kuruluşundan daha kolay olması ve bir an önce faaliyete başlayabilmesi nedeniyle de şubeler tercih sebebi olmaktadırlar. Ancak Şube yetkilisinin ikametgahının Türkiye de olması şartı, şirket kuruluşuna göre bir dezavantajdır.
Şube kuruluşu için Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’ndan izin alınması ve ticaret siciline gerekli tescil işlemlerinin yapılması gerekir. Başvuruların kısa sürede ve kolaylıkla tamamlanabilmesi gerekli başvuru evraklarının şartlara uygun şekilde hazırlanmasına ve tescil başvurusunun süreyi kaçırmadan usulüne uygun şekilde yapılmasına bağlıdır.
Bazı özel izne tabi şirket kuruluşları haricinde, bakanlıktan izin alınmadan gerekli evrakların hazır olması halinde sadece ticaret odasında gerekli tescil işlemleri yapılarak şirket kuruluş işlemleri yapılabilirken, şube kuruluş işlemlerinde bakanlıktan izin alınması şube açmanın bir diğer dezavantajını oluşturmaktadır.
Öngörülen kurallara uyulmaması hem başvuru sürecinin sekteye uğramasına hem de bazı idari para cezası yaptırımlarının şirket hakkında uygulanmasına sebebiyet verebilir. Şube faaliyete geçtikten sonraki aşamada da tescile tabi işlemlerin ticaret siciline tescillerinin yaptırılmasının takibi gerekmektedir.
YARARLANILAN KAYNAKLAR:
29.08.2022
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.