Efendim, pek bilinmez, aramızda kalsın, vergi denetim elemanları yılın belli bir döneminde ünlü şarkıcılar ve tiyatro kumpanyaları gibi turneye çıkar. Yani esas olarak görevli oldukları illerden, ticari açıdan gelişmiş olan diğer illere geçici görevle gidip, 3-4 aylık bir süre içerisinde oradaki kalburüstü bilinen mükellefleri inceler. Bu sırada yaşanan anılar da askerlik anıları gibidir, üzerinden yıllar geçse de unutulmaz.
Mesleğe ilk girdiğim yıllardaydı. Tozu, horozu ve sıcağı ile ünlü bir ilimize 5-6 kişilik bir ekip olarak, geçici görevle gitmiştik. Bankalarda yaptığımız incelemelerde, sahte isimlere açılmış banka hesap kartonları üzerinden, hesapların gerçek sahiplerine ulaşmış, bu hesaplara yatan paraların ise kayıtdışı iplik ticaretinden kaynaklandığını ortaya çıkarmıştık.
Sırasıyla hesap sahiplerini çağırıp, olayı izah edip, haklarında rapor düzenlemek üzere ifadelerini tutanağa alıyorduk. O gün olanları unutamam. Çağırdığımız hesap sahiplerinden birisi iri yarı cüsseli bir vatandaşımızdı. Durumu izah ettik, kendisine çıkacak vergi ve ceza miktarını söyledik ki, adamcağız bir anda yerinden cama doğru fırladı. Ne olduğunu anlamadık ama gayri ihtiyarı biz de yerimizden fırladık, kendisini camdan atmadan zor bela tutmayı başardık. Adamcağız iki gözü iki çeşme, zar zor sakinleştirdik. Bu rakamların uzlaşmada daha makul tutarlara indirildiğini, ödemede sıkıntı çekerse, gerekirse tecil faiziyle takside bağlandığını bir güzel izah ettik ve sağ salim yolladık.
Uzlaşma uygulaması uzun yıllar boyunca çok başarılı şekilde uygulandı. Bu uygulamanın çok olumlu taraflarını gördük. Hem devlet bir an önce alacağını tahsil edip kasasına koymuş oluyor, diğer taraftan mükelleflerimiz borcunu daha uygun şartlarla ödeyip işine gücüne bakıyordu. Yazılan vergi inceleme raporlarının çok büyük bir kısmı uzlaşma ile sonuçlanıyor, böylece yargıya da pek fazla iş düşmüyordu.
Uzlaşmada toplantılarında, denetim elemanı tarafından yazılmış vergi inceleme raporunda iddia edilen matrah farkları üzerinde, idare ve mükellef temsilcileri görüşlerini açıkça ortaya koyuyor ve tartışıyordu. Bu görüşmelerde bir taraftan raporda yer alan delillerin sağlamlığı ve tarhiyat isteminin yerindeliği tartışılıyor iken, diğer taraftan mükellefin iyi niyetli olup olmadığı, ödeme gücü ile çıkacak vergi ve ceza tutarının işyerinin kapanmasına neden olmayacak ağırlıkta olması gibi mükellefe özgü unsurlar da dikkate alınıyordu.
Ancak, daha sonra bazı işler ters gitmeye başladı. Maliyecileri bilirsiniz, mükellefler ile olan ilişkilerinde çok hassastırlar. Kolay kolay hiç kimseyle yakınlık ve samimiyet kurmazlar. O yüzden aile çevrelerinde bile arkanızdan bu adam da amma soğuk diye denildiğini duyarsınız.
Uzlaşma görüşmelerine, meslek mensuplarının mükellef temsilcisi olarak girmeleriyle taşlar yerinden oynamaya başladı. Özellikle sektör incelemelerinde, uzlaşma görüşmelerinden pazar payı kapmaya çalışan bazı meslek mensupları arasında ortaya çıkan rekabet duygusu, mükelleflerin kendi aralarında yaptıkları şu meslek mensubuna daha çok iniyorlarmış gibi yaptıkları sübjektif değerlendirmeler ve dedikodular, ister istemez kamu görevlilerini rahatsız etmeye başladı.
Bunun üzerine, uzlaşma komisyonlarının yetkileri yasal olarak değil ama fiilen kısıtlanmaya başlandı. Merkezden verilen sözlü talimatlarla, vergi asıllarında indirim yapılmaması, cezalarda ise standart %80-85 oranında indirim yapılması şeklinde uygulamaya yön verildi. Böylece uzlaşma uygulaması asıl rotasından çıkmış oldu.
Diğer taraftan, haberler ne derece doğrudur bilemiyorum, ama son yıllarda medyada merkezi uzlaşmada büyük şirketlerin uzlaşmalarda borçlarının silindiği ve kayırıldığı konusunda çok fazla haber yayınlanmaya başladı. Açıkçası resmi bir bilgiye sahip olmadığım için bir şey söyleyemiyorum. Muhtemelen bu konu da idarede bir hayli rahatsızlık yaratmıştır.
Ne olduysa oldu, 7524 sayılı Kanunla yapılan düzenlemeyle, vergi aslı uzlaşma kapsamından çıkarıldı. Artık, sadece vergi ziyaı cezası ile belirli tutarı aşan usulsüzlük cezaları için uzlaşma başvurusu yapılabilecek. Ayrıca, cezalarda uzlaşmanın gerçekleşmesi, vergi aslı için dava açılmasına engel olmayacak.
Bu durumda mükellefler, vergi inceleme raporuna bağlı olarak ortaya çıkan cezalara uzlaşıp, nasılsa riski yok kazansak da kaybetsek de aynı parayı ödeyeceğiz, işleyecek gecikme faizini kesmek için vergi aslını ödeyip dava açalım, belki kazanırsak paramızı geri alırız diyebilir. Bu yeni seçeneğin mükelleflere cazip gelmesi, yargı organlarının yükünü artıracaktır. Ayrıca, “anasına dava aç, danasına uzlaş” şeklinde bir uygulamanın; vergi aslı ile cezası arasındaki kopmaz bağlar nedeniyle, idarede ve yargıda birtakım karışıklıklara yol açması olasıdır.
Yapılan son yasal düzenlemeyle bürokratların kendisini güvenceye aldığını ve kamuoyunun eleştiri oklarından artık kurtulacaklarını söyleyebiliriz. Vergi aslı uzlaşma kapsamından çıkarıldığı için, merkezi uzlaşmada baskı altında kalmayacakları gibi büyük mükelleflerin kayırıldığı yönündeki eleştiriler de gündemden düşecektir sanıyorum.
Vergi Usul Kanununda yine yıllardır süren güzel bir uygulamamız var: Cezalarda İndirim. Mademki tarhiyata muhatap olan mükellefin içinde bulunduğu özel durum ve şartları dikkate almayacağız, vergi aslına dokunmaksızın, sadece cezalar üzerinde tüm mükelleflere standart indirimlerde bulunacağız, uzlaşma için bu kadar insanı davet etmeye, bir araya toplamaya, sonucu başından belli olan konuşmalar ve görüşmeler yapmaya ne gerek var? Uzlaşma komisyonlarında yer alan görevlilerin ve mükellef temsilcilerinin harcadığı zamana yazıktır.
Vergi Usul Kanununun 376. maddesinde yer alan şartları yerine getirmek kaydıyla, cezalarda sağlanan %50 indirim oranını, (uzlaşmalarda fiilen uygulanan) %80-85 oranına çıkaralım ve uzlaşma uygulamasını tümden kaldıralım.
Dolayısıyla, sistemi otomatik hale getirmiş, cezalarda sağlanan indirim oranlarını tüm mükellefler açısından eşitliği sağlayacak şekilde standardize etmiş ve aylarca boşuna oyalamamış oluruz. Ayrıca, cezalarda indirimden yararlanmak isteyen mükelleflerin, vergi aslını da ödemelerini sağlamış ve yargı organlarının dava yükünü azaltmış oluruz. Sonuç olarak, bu kadar insanı sanki bir şey yapıyormuş gibi bir araya getirip, tiyatro oynamaktan da kurtarmış oluruz.
Ben bu makaleyi yazarken, sosyal medyada vergi müfettişi arkadaşlarımızın çağrısını okudum, yüreğim sızladı. Bu mesleğe adım atalı nerdeyse kırk yıla yakın olmuş, hiç mi bir şey değişmez. Mesleğe başladığımızda bu sıkıntıları çekiyorduk, hala aynı sıkıntıların çekiliyor olması çok acı.
Bildiğiniz üzere, kayıt dışı ekonominin önlenmesine karşı caydırıcılık sağlamak için vergi incelemeleri çok önemli. Vergi müfettişleri ise kolay yetişmiyor. Üniversitelerin ilgili bölümlerinden mezun olmuş yetenekli gençler sınavla bu mesleğe giriyor. Ardından uzun yıllar süren bir eğitimden geçiyorlar. Sonunda müfettiş olmak için tekrar sınava giriyorlar, ancak başarılı olanlar göreve devam ediyor.
Meclis kapanmadan yapılan son düzenlemeyle, diğer bakanlık müfettişleri ile Sayıştay denetçilerinin maaşlarında önemli sayılacak artışlar yapıldı. Ancak, bu düzenlemede maalesef vergi müfettişleri unutuldu.
Son yıllarda çok fazla sayıda vergi müfettişi ayrılarak özel sektörün yolunu tuttu. Ancak, gidenlerin yerini hemen doldurmak imkânı bulunmuyor ve kan kaybı devam ediyor. Vergi müfettişlerinin özlük haklarının en kısa sürede düzeltilmesi şart.
Şimdi duyuyorum ki vergi müfettişlerinin turneye çıktıklarında taksiye binmeleri de yasaklanmış. Müfettişler turnede büyük mükellefleri inceler, bu nedenle peşine adam takılıp, takip edildiği de olur, tehdit aldığı da olur. Yetkililere çağrım bir an önce bu tür sakıncalı uygulamalardan vazgeçilsin.
Diğer taraftan, turnedeki en sıkıntılı konu kalacak yer problemidir. Genellikle varsa kamu misafirhanelerinden yararlanılır. Yoksa sıkıntı büyür, konaklama tutarı doğru düzgün bir yerde kalmaya yetmez. Çoğu zaman ilgili ilin defterdarından yardım istenir. Ayrıca, alınan harcırah tutarı da son derece yetersizdir. Devletimizin, Vergi Müfettişlerine sahip çıkıp, artık bu basit sorunları çözmesinin zamanı gelmedi mi?
13.09.2024
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> YIL SONU KAMPANYASI: Muhasebecilere Özel Web Sitesi 1.249 TL yerine 999 TL + KDV
Ayrıntılar için tıklayın.
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.