YAZARLARIMIZ
Birol Can Akbaba
Serbest Muhasebeci Mali Müşavir
Bilim Uzmanı
birolcanakbaba@gmail.com



Elektronik Dönüşüm Sürecinde Elektronik Muhasebe Mesleği

GİRİŞ

 Bilgi ve internet teknolojisi bugün hızla yaygınlaştı. Bu hızlı gelişme aynı zamanda kamu ve özel sektör dünyasını da kapsamaktadır. Bu etkileşim sayesinde kamu ve özel sektör, işlemlerinin çoğunu elektronik ortama aktarmaya başladı. Böylece kurumlar işlemlerinde hızlı ve maksimum fayda sağlayacak ağlar dönüştürüyorlar. Özellikle kamu yönetiminin mali alanında yaptığı e-dönüşümler özel sektöre uyum sağlamayı zorunlu hale getirdi. Bu gelişmeler işletmelerdeki muhasebe uygulamalarında köklü değişikliklere neden olmuştur. Böylece muhasebe kelimesi edebiyatının önünde "e" harfiyle yeni kavramlar ortaya koymuştur. Bu kavramların bugün muhasebe mesleğini profesyonelce uygulayanların nitelikleri arasında olması gerektiği bir gerçektir ( Erdem, 2018).

Türkiye'deki üniversiteler, muhasebe eğitimi bölümünün çoğunluğundan öğrenci mali müşavirlik unvanından sorumlu olacak veya ön muhasebeye sahip olmak için gerekli nitelikleri sağlayacak başlık müfredatına sahiptir. Ancak, hem işletmelerde hem de mali müşavirlik bürolarında muhasebe uygulama alanlarının tümü elektronik ortama dönüştürülmüştür. Özellikle işletmelerin muhasebe departmanlarında çalışan mali müşavirlerin veya muhasebe personelinin, ortaya çıkan kavramlardaki eksikliklerin üstesinden gelmek için mali müşavirler odası tarafından düzenlenen danışmanlık, özel eğitim, seminer veya eğitimleri kullandıkları görülmektedir (Kahmi, 1999). Bu nedenle, bu çalışmanın amacı, muhasebenin elektronik ortamda yaşadığı dönüşümü ve bu dönüşümün ortaya çıkardığı uygulamaları açıklamaktır.

Bu çalışma, iş muhasebesi tarihinden itibaren; Ülkemizde Osmanlı İmparatorluğu'nda muhasebenin doğuşu ve gelişimi, Cumhuriyet döneminde muhasebeyle ilgili gelişmeler, muhasebenin amacı ve yararları, dijital muhasebe, muhasebenin endüstri 4.0 ile ilişkisi, e-muhasebe, e-dönüşüm, e - defter, defter bildirim sistemi, e-fatura ve sonuç ve öneri bölümlerinden oluşmaktadır.

BİRİNCİ BÖLÜM

MUHASEBE’NİN TARİHÇESİ VE AMACI

Mezopotamya'da yazının icadı ile toplanan vergilerin kaydı yan yana gitti. İran, Mısır, Babil ve Roma'dan muhasebe kayıtları bulundu. Parmak veya abaküs ile ticari hesapların terk edilmesiyle, batıdaki her aşamanın cebir ve yazılı kaydı, Fibonacci'nin büyük çalışması, LiberAbaci kitabı ve daha kısa ve daha popüler versiyonunda, Hint-Arap rakamlarında kâğıda yazılır. Arap şehirleri gezisinde babası ve babasıyla birlikte gördü. Aritmetik işlemleri açıklayarak başladı. İtalya'daki bu kabul buluşunun ticari nedeni, hesabı kaydeden aynı kişi olması ve daha az kişi işe alma ve hesapların daha sonra kontrol edilmesi sayesinde daha fazla çalışanı yönetebilmesiydi. (Güvemli, 1998). Daha sonra sanat ve bu kayıtlarla ilgili kuralları geliştirildi. Bankacılık ve sigortacılık mesleklerinin ortaya çıkışı bu döneme denk gelmektedir. Çift kalemli muhasebe tekniği Orta Doğu'da, daha sonra Avrupa'da, orta çağlarda kullanılmıştır. Türkiye'de cumhuriyetin ilanından sonra muhasebe 1932'de yasalaştı, uzun yıllar ve kalite sonuçlarında AB standartlarıyla eşdeğer kaliteye getirilmiştir.

1. TÜRKİYE’DE MUHASEBE MESLEĞİNİN DOĞUŞU VE GELİŞMESİ

1.1. Tanzimat (1839) Öncesinde Muhasebe Mesleği

Tüm mesleklerde olduğu gibi, muhasebe mesleğinin doğuşu, muhasebe kaydı ihtiyacı ve bu ihtiyacı karşılayacak profesyonel bir üyenin varlığı ile yaratılmıştır. Buradaki iki faktörden biri, muhasebe kaydının bir meslek gerektirecek kadar önemli ve nitelikli olmasıdır. Başka bir deyişle, tutarlı muhasebe olduğunu gösteren muhasebe kayıtlarına ve belgelerine ihtiyaç vardır. Çünkü muhasebe mesleği sadece muhasebe belgesi ile ispat edilemez. Bunun nedeni, hesaplamanın insanlık ve birincil ticaret ile gerçekleşmesidir ve bu basit kayıt, bir mesleğe ihtiyaç duymadan ticaret yapanlar tarafından gerçekleştirilebilir. İkinci faktör muhasebe mesleğini yapanlarla ilgilidir. Profesörler hakkında bilgi yoksa, eğitim, öğretim, kişilik hakkında bilgi ve belge yoksa; yani, profesörleri bilmiyorsak, muhasebeci, muhasebeciler hakkında konuşmak zordur. Bu açıklamalar muhasebe mesleği hakkında konuşmak için tutarlı muhasebe kayıtlarının ve bu kayıtları yapan muhasebecilerin varlığının kanıtlanması ve belgelenmesi gerektiğini göstermektedir. (Arıkan ve Güvemli, 2013).

Türk muhasebe kayıt kültürüne bu açıdan yaklaşıldığında aşağıdaki hususları tespit etmek mümkündür.

İstanbul'un fethi öncesinde Selçuklularda ve Osmanlılarda devlet muhasebesinde çalışan muhasebecilerin olduğu bilinmektedir. Ayrıca XIII. Yüzyılın başında ortaya çıkan Ahilik düzeninin ve onun yerini zamanla değiştiren Lonca düzeninin ne düzeyde bilinmese de, hangi düzeyde bilinmediği, kayıt düzenine ihtiyaç duydukları da bir gerçektir. Aynı şekilde XI. 19. yüzyılda ortaya çıkan Anadolu vakıf kültürünün kayıt düzenine önem verdiği de bilinmektedir. Ancak, muhasebe kayıtları ve bunlardan hiçbirinin bilgisi güncel değildir. Ayrıca, bu kayıtları tutan kişiler hakkında şu ana kadar mevcut bilgi bulunmamaktadır.

Türk kayıt kültürünün ilk belgeleri Osmanlı devlet muhasebesine aittir. Tutarlı bir sistem var. Ladder yöntemi adı verilen bir muhasebe yöntemi kullanılır. Halife, baş halife, defter, baş defter ve baş muhasebeci gibi unvanlı muhasebeciler vardır. Genç yaşta işe alınırlar ve usta-shakir (çırak) ilişkisi konusunda eğitilirler ve zamanla devlet muhasebe organizasyonunda önemli roller oynarlar.

Başka bir deyişle, Osmanlı devletinde devlet muhasebesinde organize bir muhasebe mesleği vardır. Bu Türkiye'deki ilk profesyonel muhasebe kuruluşudur. Devlet muhasebe kuruluşunun genel merkezi İstanbul'da olup, Anadolu ve Rumeli (Avrupa) illerine uzanan şubeleri bulunmaktadır. Ülkenin her yerinde devlet muhasebesinde çalışan bu dev örgütün kuralları vardır, başlama, eğitim (staj) ve unvan alma koşulları aynı kurallara bağlıdır. Onların durumu, günümüzün oda düzenindeki bağımlı çalışanların durumuna benzer. (Güvemli 1995).           

Osmanlı muhasebe mesleğinin bazı özelliklerinden bahsetmek gerekir. Tanzimat'a kadar Osmanlı devlet muhasebecileri mali kararlar aldılar, uyguladılar, kayıtlarını tuttular, raporlar hazırladılar ve denetlediler, yani hem mali hem de muhasebe işlevlerini yerine getirdiler. Bu durum mesleğin gücünü ve muhasebe mesleğinin organizasyonunu göstermektedir. Muhasebe başkanı Baş defterdar aynı zamanda maliye bakanıdır. Bu durum Tanzimat'a kadar devam etti. Tanzimat Fermanı'ndan sonra Maliye Bakanlığı kurulduğunda, mali yönetim muhasebeden ayrıldı. Bugün aynı adı taşıyan Muhasebe Genel Müdürlüğü 1838 yılında muhasebe işleri için kurulmuştur. Bu değişiklik kuşkusuz modern bir düzenlemeydi ve Tanzimat'tan sonra Osmanlı muhasebecileri mesleğini yapmaya devam etti ve bu kadrolar devlet muhasebesinde çift taraflı kayıt yöntemini kısa sürede başarılı bir şekilde uyguladılar. Osmanlı İmparatorluğu'nda muhasebe mesleğinin iki alanda daha başarılı bir şekilde uygulandığına dikkat edilmelidir. Türk muhasebe mesleğinin ilk bağımsız çalışanlarını oluşturan bu muhasebeciler aşağıda tartışılmaktadır.

Bu alanlardan ilki vakıflardır. Bilindiği gibi Türkiye'de önemli bir vakıf kültürü vardır ve özellikle İstanbul'un her mahallesinde çeşitli vakıfların bulunduğu bilinmektedir. Bu vakıflar, sosyal hedeflerine ulaşılıp ulaşılmadığını belirlemek için sürekli olarak devlet kontrolü altındadır. Hükümet bu kontrol altında muhasebeyi kullanır ve vakıflardan her yıl gelir ve gider, yatırım ve ödemeleri rapor etmesini ister. Bugün, bu raporların binlercesini Vakıflar Genel Müdürlüğü arşivlerinde görmek mümkündür. Bu muhasebe raporlarının yukarıda belirtilen ve devlet muhasebesinde kullanılan ladder yöntemine göre tutulduğunu belirtmek gerekir. Başka bir deyişle, bu yöntemi bilen muhasebecilerin, vakıfların muhasebe kayıtlarını yaptıkları ve muhasebe raporlarını hazırladıkları bilinmektedir. Muhasebeciye ödenen ücretin (yazar) vakıfların giderlerine de dahil olduğu görülmektedir. Bir mahalle vakfının bir muhasebeci istihdam ederek bunun bedelini ödeyemeyeceği açıktır. Raporlardaki düşük ücretler bunu göstermektedir. Bu durum ancak bir muhasebecinin zaman zaman vakfa gelmesi ve muhasebesi ile ilgili olması gerçeğiyle açıklanabilir  ve düşük ücretler, bir muhasebecinin birden fazla vakfın muhasebesi ile meşgul olduğunu gösterir. İstanbul'daki vakıfların sayısı da bu durumu kanıtlayan bir başka gerçektir. Bunlar muhtemelen İstanbul'daki ilk bağımsız muhasebecilerdir. Bunlar, dönemin popüler muhasebe yöntemi olan merdiven yöntemini bilen deneyimli muhasebecilerdir. Bu raporlar merkezi vakıf yönetimine gider ve oradaki yöneticiler tarafından değerlendirilir. Burada akla gelen soru, merkezi vakıf yönetiminde çalışan muhasebecilerin vakıflara gidip hesaplarını tutacağıdır. Bu zayıf bir olasılık. Çünkü vakıf sayısı çoktur ve muhasebeciler tarafından ziyaret edilmelidir. Ancak, raporları toplamak, gözden geçirmek ve denetlemekle görevli muhasebeciler için vakıflara muhasebe hizmeti sunmak zordur. Bu nedenle, bağımsız muhasebeci olmaları ve çırak yetiştirerek bir emirleri vardır ve usta-shakir (çırak) ilişkisinde mesleği öğrenirler. (Güvemli ve Güvemli 2007).

Bağımsız muhasebecilerin çalıştığı bir diğer alan terek (miras) muhasebesidir. Tereke muhasebesi, kadının miras yasasına uygun olarak, ölen kişinin varlıklarını ve bu mülk üzerindeki hak sahiplerinin haklarını listelemesi gerektiğinden kaynaklanmaktadır. Kadına yardım eden bir ekip var. Bu ekip, varlıkları, alacakları, borçları (yardım) belirleyen kişiyi, varlıkları değerlendiren kişiyi ve finansal tabloyu tasfiye bilançosu şeklinde hazırlayan kişiyi (kâtip muhasebeci) içerir. Günümüzde Şeriat kayıtlarında binlerce örneği bulunan bu uygulamanın muhasebe kaydında ladder yönteminin kullanıldığı ve muhasebe mesleğinin çok ileri olmasa bile gerekli olduğu görülmektedir. Terekenin işinin her mahkemede muhasebeci (katip) istihdam edilmesini gerektirecek kadar yoğun olmadığı bilinmektedir. Yukarıda bahsi geçen bağımsız muhasebecilerin muhasebe mesleği için gerekli olan bu görevi bugünün uzmanlığına benzer bir anlayışla yerine getirmeleri oldukça muhtemeldir. Mevcut örneklerde, bazen ileri düzeyde muhasebe bilgisine sahip kayıtlar ve bazen de muhasebecinin dikkatini çekmeden kayıt düzeniyle karşılaşma bu durumu açıkça göstermektedir. Vakıflarda olduğu gibi, düzenli muhasebe uygulamalarının daha çok İstanbul'da bulunması, bu şehirde bağımsız muhasebe mesleğinin oluşma olasılığını arttırmaktadır (Kulaksız, 2006).

1.2. Tanzimat Sonrası Osmanlı’da Muhasebe Mesleği

Tanzimat'tan (1839) sonra Osmanlı İmparatorluğu'nda muhasebe mesleği iki şekilde gelişti. Birincisi, devlet muhasebesindeki gelişmeler. İkincisi, çift giriş yöntemine dayanan işletme yönetimi çerçevesinde gelişen muhasebedir.

Muhasebe Genel Müdürlüğü bünyesinde devlet muhasebesinde gelişme Tanzimat öncesi devlet muhasebesi mesleği kadar etkili değildir. Buna ek olarak, merdiven yöntemi, çoğu araziye dayanan devlete dayalı sanayi işletmelerinin muhasebe ihtiyaçlarını karşılamakta güçlük çekmeye başladığında, eyalette ve XIX'te yeni muhasebe yöntemini araştırmaya başlamıştır. Yüzyılın ikinci yarısının ortasında (1879) ikili kayıt yöntemi getirilmiş ve bu yöntem devlet muhasebesinde de kullanılmıştır.

XIX. Yüzyılın ikinci yarısında, devlet muhasebesinde muhasebe mesleğinin yanı sıra, yönetimi temel alan ve kamuoyunu bilgilendirmeyi amaçlayan iş temelli muhasebe mesleğinin doğuşu. O zamana kadar Osmanlı devletçilik anlayışı, özel sektör kuruluşlarının muhasebe mesleğinin gerektirdiği ölçüde büyümesine izin vermedi. Üretim mahalle ihtiyacını karşılamak için esnaf (XIX yüzyılın ikinci yarısında Gedik emri) tarafından yönetildi. Ancak Tanzimat'tan sonraki gelişmeler, yeni üretim biçimlerini araştırmaya ve batı sanayi devrimine paralel hale geldiğinde, mesleğinin ağırlığının devlet muhasebesinden işletme temelli muhasebe mesleğine kaymıştır.

Bu gelişme Tanzimat'tan sonra modernleşme çabalarıyla başladı ve ilk iş 1850'de Kanunname-i Ticaret'in kabulü oldu. 1807 tarihli Napolyon Kod Ticaretinin bir kısmının çevrilmesi ile oluşturulan bu yasada, çiftin kitap sistemi taraflı kayıt yöntemi de dahil edildi. Ülkede çift giriş yöntemini bilen bir muhasebeci ya da yöntemi tanıtan bir kitap yoktu.

Batı başkenti Kırım Savaşı'ndan sonra Osmanlı ile baş etmeye başladığında, bu yasaya dayanarak yabancı sermaye şirketleri kurulmaya başlandı ve Osmanlı Bankası (1856) ve daha sonra Büyükşehir Beyoğlu tüneli İstanbul'da. Galata'dan Pera'ya Konstantinopolis Demiryolu adlı şirket (1872) kuruldu  ve bu şirketler çift taraflı kayıt yöntemini uygulamaya başladı. Böylece ikili kayıt yöntemine geçiş hem devlet muhasebesinde hem de özel sektörde başlamıştır.

Modernleşmenin ikinci hareketi, 1877-78 yılları arasında Türk-Rus savaşından sonra ortaya çıkan yeni aramalarla başladı ve bu arada 1879-1885 yılları arasındaki olaylar, muhasebe yaklaşımının iş yaklaşımına dayalı olarak doğuşunu etkiledi.

Bu yıllar arasında, Sultan Kararnamesi (1879) ile çift taraflı kayıt yöntemi getirilmiştir. Maliye Bakanlığı, Türkiye Teftiş Heyeti'nin (Bakanlık Teftiş Kurulu) (1879) çağdaş anlayışının yerinde denetlenmesinin yolunu açtı. Bugün Ticaret ve Sanayi Odası'nın en büyük odası olan İstanbul Ticaret Odası (1879) on beş üyeyle kuruldu. Hamidiye Ticaret Fakültesi, muhasebecileri işletme ve işletme yönetimi yaklaşımına uygun olarak eğitmek için eğitime başlamıştır (1883). Büyük sanayi kuruluşları izlenmeye başlanmıştır. Çift giriş yöntemini tanıtan ve Fransız muhasebe yazarlarından tercüme edilen kitapların art arda yayınlanmaya başlandığı görülmüştür. Bu dönemde vergilendirme alanındaki en büyük gelişme, Kârlar Üzerindeki Temettü Vergisinin kabul edilmesi ve Osmanlı vergi düzenindeki yerini sağlamlaştırmasıdır. Muhasebe mesleğinin doğum sürecini iş idaresi anlayışı ile hızlandıran tüm bu kararların uygun ve uygun olduğu zaman geçti. 1879-1885 arasındaki olayların Türk muhasebe düşüncesinde önemli bir kırılma noktası olduğunu belirtmek uygun olacaktır (Baraçlı, 2012).

Ancak, 1879-1885 arasındaki bu gelişmelerin etkisi otuz yıl sürebilir ve Balkan savaşları, Birinci Dünya Savaşı ve 1912-1922 arasındaki Bağımsızlık Savaşı muhasebe mesleğindeki gelişmelerin eksik olmasına neden olmuştur. Cumhuriyetin kurucuları, muhasebe mesleğinin işletme süreci yaklaşımına dayalı olarak doğmadan önce muhasebe mesleğini vergi-muhasebe birliğine yönlendirmiştir (Pakalın, 1993).

1.3. Cumhuriyet’in İlk Döneminde Muhasebe Mesleği

Cumhuriyet'in kurucularının zayıf bir ekonomi ve zayıf bir sosyal yapıyı devraldıkları bilinmektedir. Böyle bir ortamda, Cumhuriyet'i kuran yöneticiler, karma ekonomi modeli çerçevesinde finansal ve ekonomik kararlar almayı uygun bulmuşlardır. Burada, bu yöndeki kararların uygulandığı 1923-1950 dönemi Cumhuriyet'in ilk dönemi olmuş ve liberal ekonomi politikalarının uygulanmaya başlandığı 1950 yılına kadar devam etmiştir. Karma ekonomi modeli uygulamaları sırasında çağdaş gelişmelere uyum sağlamanın önemli olduğu görülmektedir. Birincisi, Anayasanın (1924) kabul edilmesiydi. Daha sonra sosyal yapının modernizasyonu için Türk Medeni Kanunu'nun (1925) kabul edildiği görülmektedir. Daha sonra ticaret ve vergilendirme düzenini oluşturan yasalar art arda yayınlanmaya başlandı. Türk Ticaret Kanunu'nun 1926 yılında günün koşullarına uyarlanarak kabul edildiği bilinmektedir. Bu yasayla ilgili üç kitap vardır. Bunlar günlük yazışmaların kopyaları ile birlikte günlük defteri, envanter defteri ve kopya kitaptır.

Muhasebe düşüncesini ve muhasebe mesleğini tüm yüz yıl boyunca etkileyecek temel yasal düzenlemeler, 1926-1930 yılları arasında çıkarılan üç vergi kanunu idi. Vergi-muhasebe birliğini gündeme getiren ve muhasebe mesleğinin gelişim sürecini Maliye Bakanlığına yönlendiren bu vergi kanunları aşağıda tartışılmaktadır (Türk Ticaret Kanunu 1926).

a) Kazanç Vergisi Kanunu:

Yukarıda bahsedilen Temettü Vergisi ile değiştirilen ve 1949 Vergi Reformu ile Kurumlar Vergisi ile değiştirilen bu yasal düzenleme (Kazançlar Vergisi Kanunu, 1926), muhasebe kayıtlarında ve mali tablolardaki vergi kayıtlarına vergi uygulayan ilk yasadır. İfadeleri. Yeterli nitelik ve muhasebeci sayısının bulunmaması ve gerek işletme gerekse finansal yönetim hakkında yeterli bilgi eksikliği nedeniyle sık sık değiştirilen yasanın önemli işletmeler Ticaret Kanunu'na göre devam edecektir. Nitekim verginin gerektirdiği özel kitapların büyük kitapla birlikte tutulmasını zorunlu kılmaktadır. Bu açıklamalar Gelir Vergisi Kanunu'nun sadece muhasebe kayıtlarından vergi öngören ilk yasal düzenleme değil, aynı zamanda kendi muhasebe kayıtlarını tutmayı gerektiren ilk yasal düzenleme olduğunu göstermektedir.

b) Muamele Vergisi Kanunu:

Günümüzde Katma Değer Vergisi Kanunu'nun öncüsü olan bu yasa uzun zamandır yürürlükte. Aylık beyannameye göre, satış ve gelir üzerinden belirli bir oranda uygulanan bu vergi, muhasebe kayıtlarından alınacak özelliğe sahiptir. Bu kanun, Ticaret Kanunu'ndaki kitaplara ek olarak, kitapların kendi özelliklerine göre tutulmasını zorunlu kılmıştır. Muhasebe uygulamaları açısından fark, yasanın (1927 Sayılı İşlem Vergisi Kanunu, Madde 36), mevcut değilse, en az yılda bir kez hesap müfettişleri tarafından sınai kurumların defterlerini inceleme öngörüsünü içermesidir. İşlem Vergisi Kanunu, Gelir Vergisi Kanunu ile öngörülen beyan usulü esaslarını, muhasebe kayıtlarındaki bilgilerden vergi alma, verginin gerektirdiği diğer defterlerde defter tutma ilk yasal düzenleme özelliğini kabul eder. denetim işlevini de içerir.

c) Dahili İstihlak Vergisi Kanunu:

Bu, bir yüzyıl boyunca muhasebe mesleğini şekillendiren üçüncü yasadır. Yağ üretimi ve ithalatından elde edilen değer üzerinden yüzde olarak şeker üretiminden ağırlık üzerinden düşülen bir vergidir. Önceki iki yasal düzenlemede olduğu gibi, beyanname üzerine muhasebe kayıtları esas alınarak alınmış ve yükümlülerin muhasebesine ek defter tutma yükümlülüğü getirilmiştir (İstihbarat Vergisi ve Resim Kanunu 1930, Madde 8). Önceki iki yasa kadar yaygın olmasa da, bu vergi kanunu da muhasebe yükünü artırmıştır.

Cumhuriyetin kuruluşuyla başlayan bu yeni dönemin özellikleri şu şekilde vurgulanabilir.

Muhasebe mesleğinin gelişimini vergilendirmeye yönlendiren bu üç temel vergi yasasının, beyan usulünü getirerek, çağdaş vergilendirme yaklaşımı doğrultusunda bir düzenleme yaptığı bilinmektedir. Cumhuriyet yöneticileri yasayı cesurca yürürlüğe koydular, ancak ne işletmeler ne de finansal yönetim hazırdı ve uygulamayı gerçekleştirmek için yeterli nitelik ve muhasebeci yoktu.

Muhasebecilerin eğitimi için eğitim tedbirleri alınmış, öncelikle Ticaret Liseleri ülkeye yayılmış, daha sonra 1936 yılında İktisat Fakültesi kurulmuştur.

- Bu üç vergi kanununun muhasebe defterlerini uygulamada tutarak yürürlüğe girmesi ve 1949 Vergi Reformuna kadar devam etmesi ve kendi muhasebe defterlerini belirleme dönemi Vergi Usul Kanunu'nun yürürlüğe girmesiyle sona ermiştir. Burada, 1949 Vergi Reformunun özünün, Kâr Vergisi Kanunu'nun üçe bölünmesi olduğu belirtilmelidir. Gelir vergisinde öngörülen kişilerden toplanan vergiler için Gelir Vergisi Kanunu kabul edildiğinden, her üç kanunda usul hükümleri için Vergi Usul Kanunu ve gelir vergisinin kurumlar vergisi için Kurumlar Vergisi Kanunu kabul edilmiştir. Ancak, 1949 Vergi Reformunun vergi muhasebesi birliği üzerinde güçlendirici bir etkisi olduğunu söylemek doğru olacaktır (Üçüncü, 1943).

- Muamele Vergisi Kanunu'nda hesap uzmanları tarafından yılda bir kez denetim kitaplarının sağlanması, vergi yasal düzenlemelerinde bir dönüm noktası yaratma çabası olarak görülmektedir. Çünkü bu hükmün kanuna dahil olması, Ticari Avukatı aktive etmiş ve 1932 yılında Hesap Uzmanlık Kanunu başlığı altında mesleğin ilk örgütsel taslak mesleğini hazırlamıştır. Aynı bakanlık aynı yasayı 1938'de hazırladı ve yasa koyuculara teslim etti. Bilindiği gibi, her iki girişim de başarılı olamamıştır. Her ne kadar bu konuda çalışan kişi sayısı muhasebeci sayısının yeterli olmadığını iddia etse de, bunun nedeni vergi kanunlarının muhasebe mesleğini Maliye Bakanlığına yönlendirmesidir. Nitekim Ticari Avukat bundan sonra başka bir girişimde bulunmamıştır, Maliye Bakanlığı tarafından yapılan girişimler sonucunda 1989 yılında diğer kurum ve kişiler tarafından hazırlanan birçok taslak çıkarılamamış ve meslek hukuku kabul edilmiştir.

- Kontrol açısından, gelişme farklı bir yol izlemiştir. Sadece tedavi vergisini değil, beyandaki diğer vergileri de almak, beyanların kontrolünü gündeme getirdi. Bu durumda vergi idaresi ilk kez 1936 yılında Varidat Denetim Departmanını tanıtırken, Maliye Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Kanunu hazırlanmıştır (Maliye Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Kanunu, 1936). Bu kontrolör 2011 yılına kadar geliştirilmiş ve Gelir Kontrolörü olarak hizmet vermiştir. Ancak İstanbul siciline başka bir girişimde bulunuldu. Bu girişim, iki ünlü muhasebe ve vergi düşünürünün denetim çalışmasına atanması şeklindeydi. Rasim Saydar, Kâr Vergisi Beyanları Denetim Bürosu Başkanlığına atandı; Ali Alaybek ayrıca İşlem Vergisi Beyannameleri Denetim Bürosu olarak atandı. Bu iki güçlü ismin bu çalışmalarda başarılı olması sonucunda ilk organizasyon İstanbul'da yapıldı ve 1945 yılında bir Hesap Uzmanları Kurulu kuruldu. Böylece İstanbul, en önemli vergi olacak bir kamu denetim kurumunun kurulmasına ev sahipliği yaptı.

- Karma ekonomi politikalarının uygulandığı bu dönemde, muhasebe mesleğini yürüten muhasebecilerin bulunduğu özel sektör firmaları da gelişme aşamasındayken, önemli Ekonomik Devlet İşletmeleri oluşturulmuş ve bu kurumlar önemli bir rol oynamaktadır. Bu kurumların muhasebe mesleği için önemi, işletme anlayışı ile muhasebe mesleğine ev sahipliği yapmak olmuştur. Bu muhasebeciler, zaman içinde büyüyen ve kar yönetimi, maliyet muhasebesi uygulamaları gibi alanlarda öncülük eden ve öğretici olan özel işletmelere geçmiştir. Kısaca ifade etmek gerekirse, 1930 ve 1940 arasında olaylar, ağırlıklı olarak muhasebe mesleğinin yönünü geliştirmenin yolunu açtı. 1940 ve 1950 yılları arasındaki olaylar, önceki on yılın gelişme yönünü güçlendirmek için adımlar atılan bir dönemdi.

1.4. 1950 Yılı Sonrası Muhasebe Mesleği

Bu dönem liberal ekonomi politikalarının muhasebe mesleğini etkilediği dönemdir. Muhasebe mesleği bu dönemde özel sektörde vergilendirmeye karşı daha belirgin hale gelmiştir. Özel sektöre yönelik bir ekonomik yapının benimsenmesi ve Devlet İktisadi Teşebbüslerinin giderek özelleştirilmesi bu yapıyı güçlendirmiştir.

Muhasebe mesleğinin vergilendirme ile ilişkisi 1949 Vergi Reformu ile güçlenerek devam etmiştir. Katma Değer Vergisinin kabul edilmesinden sonra bu ilgileşim güçlenmiştir. Öte yandan, kâr temelli iş anlayışı ekonomiye tamamen hâkim olmaya başladı ve büyük işletmeler arttığında muhasebe mesleği özel işletmelerde iki yönlü bir gelişme yaşamaya başladı. Bunlardan ilki, büyük işletmeler arttığında, kâr odaklı yönetim anlayışının, muhasebe ve finansal muhasebe gibi departmanların beklentilerini artırması, işletme yönetiminde kademeli olarak artmasıdır. İkincisi, ekonomideki küçük ve orta ölçekli işletmelerin (KOBİ) ağırlığı arttıkça, bu işletmelerde çalışan muhasebecilerin hesap verebilirliğinin mesleğinde artmasıdır. KOBİ'ler devletin denetimdeki titizliği nedeniyle vergi-muhasebe işbirliğine daha fazla önem verdikleri için, muhasebe mesleğinin vergilendirme çerçevesinde sürdürülmesini kolaylaştırmıştır. İşletme yaklaşımı çerçevesinde bu gelişmeler muhasebeci ihtiyacını artırmıştır ve bu ihtiyaç özellikle İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi'nin kuruluşundan sonra bu okulların mezunları ile karşılanmaya çalışılmıştır. Yükseköğrenim kurumlarından işletme eğitimi alarak mezun olanlar bu dönemde devlet kurumları yerine özel sektör işletmelerinde istihdam edilmeye başlanmıştır.

Liberal ekonomi politikaları 1950'lerin ikinci yarısından itibaren sonuç vermeye başladığında, işletme sayısında bir artış oldu ve muhasebe ihtiyacı belli bir şekilde artmaya başladı. Bu ortamda mesleği düzenleme çabalarının da yeniden başlatıldığı görülmektedir.

Esasen, 1949 Vergi Reformu sırasında mesleğin yasallaştırılması gündeme geldi ve Vergi Usul Kanunu hazırlanırken bu konuyu bu yasaya dâhil ettiği kabul edildi. Meslek hukuku tekniğinin ayrı bir yasal düzenleme gerektirdiği anlaşıldığında bu girişimden vazgeçildi. Böylece, Maliye Bakanlığı bu konuyu muhasebe-vergi işbirliği çerçevesinde ele almaya başlamıştır. Maliye Bakanlığı ilk ciddi girişimini 1956'da yaptı ve bir taslak hazırlandı. Bu yasadışı hazırlığın, bakanlığın gelecekteki çalışmalarının temelini oluşturduğu bilinmektedir.

Bakanlığın ikinci hazırlığı 27 Mayıs 1960 devriminin yarattığı olumlu bir ortamda gündeme gelmesine rağmen, bu girişimin başarılı olmadığı bilinmektedir.

Maliye Bakanlığı'nın üçüncü teşebbüsünün yapıldığı 1966 yılının hazırlanmasında, yasanın adı ortaya çıkmaya başlamış ve Serbest Finansal Danışmanlık Kanunu Tasarısı hazırlanmıştır. Bu tasarı Büyük Millet Meclisinin gündemine gelmiş olmasına rağmen, o zamana kadar yapılan en ciddi girişim olmuştur (Küçük, 2012).

Yürürlüğe girme çabalarının bir süre kesintiye uğradığı ve konunun 12 Eylül 1980'den sonra tekrar gündeme geldiği görülebilir. Maliye Bakanlığı'nın bu dördüncü denemesinde, kanunun adının daha fazla hale geldiği görülmektedir. Yeminli ve Serbest Mali Müşavirlik şeklinde anlaşılır. Danışma Kuruluna gelen yasanın gündeme alınmadığı bilinmektedir.

Maliye Bakanlığı'nın bu yöndeki girişimlerinin 1980'lerde daha sık olduğu görülmektedir. Nitekim, beşinci girişim 1984'te bir önceki hazırlığı geliştirerek yapılmış olsa da, bu girişim de başarısız olmuştur.

Maliye Bakanlığı'nın hazırlıklarını ve inisiyatiflerini sık aralıklarla sürdüren altıncı girişiminin sonuçları alınmış ve Bağımsız Muhasebe, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir ve Serbest Muhasebeci Mali Müşavir Kanunu (1.6.1989 tarihli 3568 sayılı Kanun) kabul edilmiştir. Serbest Muhasebeci unvanı 2008 yılında kaldırıldığında yasanın adı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik Kanunu ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu (26.7.2008 ve 5786 tarihli) olmuştur.

Maliye Bakanlığı'nın 1950'lerin ortalarında başlayan ve 1990'lara yönelik altıncı denemede sona eren mesleği yasallaştırma süreci varken, muhasebe mesleğinde bazı gelişmeler olmuştur.

1960'lardan bu yana belirginleşen bu gelişmelerin bağımsız profesyoneller için iki yönlü bir yol izlediği görülmektedir. Bunlardan biri, bağımsız muhasebeci olarak hizmet veren artan muhasebe bürolarıdır. Diğeri ise, Hesap Uzmanları Kurulu gibi devletin denetim kurumlarından ayrılan uzmanların, bazen kişisel bazen de şirket olarak mali müşavir adı altında daha fazla hizmet vermeye başlamasıdır. Bu iki gruptan ilki, muhasebe meslek hukukunun kabulünden sonra Serbest Muhasebeci ve Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik pozisyonunu alan ilk gruptur. İkinci grup bugün Yeminli Mali Müşavirlerin öncüleri olmuştur. 1960'larda telefon rehberlerinin incelenmesi ve o sırada profesyonel üyelerin kayıtlı olduğu odalardaki kayıtlar bu durumu açıkça gösterebilecek durumdadır.

Muhasebe mesleğinin yasallaştırma çalışmaları devam ederken, muhasebeciler bir araya gelerek dernek temelinde örgütlenmeye çalışmışlardır. İstanbul, diğer pek çok konuda olduğu gibi bu konuda da öncü olmuş ve bu şehirde çalışan muhasebeciler dernek çalışmalarına devam etmiştir. Bu girişimlerin en önemlisi Muhasebeciler Mali Müşavirler Derneği adı altında 1976 yılında kurulmuştur. Bu derneğin kısa sürede diğer şehirlerde şube açarak gelişmesi, muhasebe mesleğini İstanbul ve Anadolu'da organize etme arzusunu göstermek için önemlidir.

Öyle ki 3568 sayılı Kanun böyle bir ortamda kabul edilmiş ve yürürlüğe girmiştir. Kanunda üç başlık belirtilmiştir. Bunlardan ilki Serbest Muhasebeci (muhasebe kayıtlarının düzenlenmesi), Serbest Muhasebeci Mali Müşavir (kayıtların yürütülmesi ve denetlenmesi) ve Serbest Muhasebeci Mali Müşavirdir (finansal tabloların denetlenmesi ve onaylanması). Yukarıda da belirtildiği gibi, 2008 yılında kaldırılmıştır. Ancak, bu unvan askıya alınmış olmasına rağmen, bu unvanla mesleği yapanlar müktesebat hakları olarak unvanlarını korumuştur. Kanunda, bu başlıklardan ilk ikisinin, yani SM ve SMMM'nin, ayrı odalar oluşturmak için ayrı odalar ve YMM'ler kurması ve bu odaların birliğinin talep edilmesi öngörülmüştür.

1.5. Muhasebenin Amacı, Yararları ve İlgilenenler

Muhasebeye niçin ihtiyaç hissedildiği,  hangi koşullara çözüm olarak getirildiği ve hangi taraflara lazım olduğu maddeler halinde belirtilmiştir.

  • DEVLET: Kanun şart koşar, çünkü devletin ticaret yapılabilmesi için sağladığı huzur, altyapı (örneğin, yol, para, şirket tüzel kişilik altyapısı), ve ticareti düzenleyen kanunlar, anlaşmazlıklarda hâkimlik gibi hizmetleri sürdürmek için gerekli geliri vergi olarak alırken adaletli davranabilmesine yarar.
  • İDARECİLER: İş karmaşık ise, başkalarını çalıştırmak gerekiyorsa iş sahibi, ortakları ve diğer yöneticilerce istenir, çünkü çalışanların yaptıklarını kontrol etmeye, hangi yapılanın daha karlı hangisinin zarara sebep olduğunu anlamaya, daha da güzel sonuçlar yönünde daha hesaplı düzeltmeler yapmaya olanak verir. Günlük telaş içinde fark edilmesi mümkün olmayan ama uzun süreyi kapsayan yüksek sayıda veriye örneğin, istatistik analiz veya yapay zekâ uygulayarak toplu bakıldığında farkına varılabilecek öngörülmesi güç olan bilinmezlerin farkına varmaya olanak verir. Ayrıca karmaşık bir işletmenin günlük işleyişinde örneğin, vadeli ödemeler ve tahsilat konularında kurumsal hafıza işlevi görür.
  • SAHİPLERİ: Bir gün işletmenin kendisinin değeri söz konusu olursa (işletmeyi devretme, ortak olma, ortakların ayrılması, veraset, boşanma ve sözleşmeli evlilikte gerekebilen ortak mülkte pay hesabı gibi durumlarda) değerin saptanması için gerekli olan, işletmenin sahip olduğu kıymetler, alacaklar, borçlar ve olağan dönemsel girdi, çıktı, getiri gibi verilere muhasebe sayesinde ulaşılır.
  • DİĞER İLGİLİLER: İşletmenin faaliyetleri ile devlet, sahipleri ve idarecileri dışında, işletme için önemli başkaları da çeşitli sebeplerden ilgileniyor olabilirler. Bunlara da (örneğin, büyük borçlanmada karşı taraf, büyük müşteriler, nüfuzlu komşular, çevreciler, çoğu çalışanlar, iş müracaatı planlayanlar, işletmenin kullandığı iş gücünün tedarikçileri, ham madde tedarikçileri ya da hisselerinin ticaretinin aktörleri ya da onları yönlendirebilecek olanlar) değerlendirme ve müzakere için kesin verilerle destek sağlar.

İKİNCİ BÖLÜM

MUHASEBENİN DİJİİTALLEŞMESİ

DİJİTAL MUHASEBE

21. yüzyıldaki teknolojik gelişmeler insan hayatını etkiler, geleneksel uygulamaları kolaylaştırır ve yeni iş modellerinin geliştirilmesine yol açar. Teknoloji çağı olarak da adlandırılan bu çağda “dijitalleşme” ön plana çıkıyor. Dijitalleşme, bilgisayarlar ve dijital medya aracılığıyla manuel olarak işlenen verileri izlemek ve işlemek olarak tanımlanabilir. Diğer bir deyişle sayısallaştırma, gerçek bilginin fiziksel bir yere bağlı olmayacak şekilde sunulmasıdır.

Günümüzde dijitalleşme alanındaki gelişmeler, sosyal yaşam, bireylerin dünyası ve mesleklerin işleyişi gibi birçok konuyu yeniden tasarlama ve inşa etme ihtiyacını ortaya koymaktadır. Dijital sistemlere uyum çağımız için bir zorunluluk haline gelmiştir. Tüm mesleklerde olduğu gibi, muhasebe mesleği de dijital dönüşüm ve değişimden büyük ölçüde etkilenmektedir. Teknolojik gelişmelere paralel olarak bugün muhasebe mesleğinde yepyeni kurallara sahip farklı e-sistemler ortaya çıkmıştır. Muhasebe meslek mensupları tarafından daha önce kağıt ve defter gibi geleneksel yöntemlerle gerçekleştirilen birçok muhasebe görevi bugün e-defter, e-fatura ve defter beyannamesi sistemi gibi dijital sistemlerle gerçekleştirilmektedir.

2- Dijitalleşme ve Muhasebe Mesleğine Etkileri

Dünya eşi görülmemiş bir hıza ulaştı. Bu değişiklik beraberinde bilgi toplumu adı verilen bir kavram getirdi. Günümüzün bilgi toplumlarında, başarıya ulaşmak için güncel bilgilere ihtiyaç vardır. Bunda sürekli değişen ve gelişen teknoloji sürekli olarak takip edilmelidir.

Bireylerin ve dolayısıyla işletmelerin çağa yetişmek için modern bilgi teknolojilerini ve iletişim tekniklerini bilmesi ve kullanması önemlidir. Teknoloji, coğrafi sınırları ortadan kaldırarak yaşamın vazgeçilmez bir parçası haline geldi. Hızlı bilgiye erişim küresel olarak kolaylaştı. Muhasebe mesleğini gerçekleştirenler için teknolojideki değişiklikleri ve gelişmeleri yakından izlemek zorunludur. Buna göre, muhasebe meslek mensupları sadece çeşitli düzeylerde her türlü bilgi sistemini kullanmamalı, aynı zamanda bu sistemleri işletmelere uyarlama ve kullanımlarını geliştirme konusunda bilgi sahibi olmalıdır (Pekdemir, 1999: 7-14).

Finansal tablo hazırlayıcıları ve kullanıcıları, küreselleşen dünyada ortak bir muhasebe dilinde çalışmalıdır. Günümüzün bilgi teknolojileri, ortak muhasebe dilinin kullanımının gerçekleştirilmesine büyük katkı sağlayabilir (Fırat, 2003).

Sayısallaştırma ve e-dönüşüm süreci, ürün odaklılıktan bilgi odaklılığa geçişin temelini oluşturmaktadır. Son yıllarda hızla gelişen bilgi teknolojilerinin tanıtılmasıyla muhasebe mesleğinde yeni teknolojilerin başlattığı yeniden yapılanma süreci ortaya çıkmıştır. Dijitalleşme ve teknolojik gelişmeler sonucunda, diğer mesleklerde olduğu gibi, muhasebe mesleği değişmekte ve gelişmektedir. Muhasebe ve teknoloji gün geçtikçe artmakta ve muhasebe mesleğinde teknoloji ihtiyacı artmaktadır.

Günümüzde, muhasebe meslek mensupları görevlerini yerine getirirken daha önce hayal bile edilmeyen dijital sistemleri kullanmak zorundadır. Bilgi teknolojilerindeki bu gelişme, muhasebe mesleğinde yeni yeteneklerin olmasını gerekli kılmaktadır. (Akdoğan ve Akdoğan 2018: 5).

Bilgi teknolojisindeki gelişmenin olumsuz bir yönü, farklı profesyonel alanlardan işten çıkarılamayan muhasebe uygulamalarının geliştirilmesi olmuştur. Herhangi bir önlem alınmazsa, muhasebe mesleği için ciddi bir sorun vardır. Bu nedenle, muhasebeciler görevlerini muhasebe sistemleri tasarlama veya diğer bir deyişle işletme bilgi sistemleri, bu sistemleri işletmelere kurma, sistemleri yeni ihtiyaçlara göre yeniden düzenleme, işletme bilgi sistemlerini kontrol etme ve sistemlerinin hatalar. (Kahmi, 1999: 1).

Günümüzde muhasebe meslek mensupları için dijital sistemleri doğru ve etkin bir şekilde kullanmak muhasebe mesleğinin gereklilikleri arasındadır. Öte yandan, dijital sistemleri muhasebe mesleğinde yetkin bir şekilde kullanmak, okumak, anlamak ve yönetmek ayrı bir eğitim ihtiyacını ortaya koymaktadır. Muhasebe meslek mensuplarının dijital çağın zorluklarına ve fırsatlarına etkin bir şekilde cevap verebilmeleri, dijital düşüncelerini geliştirebilmeleri ve bu düşünceyi sürdürebilmeleri ve somut eylemlere dönüştürebilmeleri önem kazanmıştır. Muhasebe meslek mensupları dijital teknolojilerdeki analiz ve problem çözme becerilerini geliştirmeli ve bu konuda yetkinlik kazanmalıdır. Bu noktada “Dijital Muhasebe Okuryazarlığı” eğitimleri bir çözüm olarak önerilebilir.

2.1. Dijital Muhasebe Okuryazarlığının Tanımı ve Amacı

Muhasebe mesleğini başarıyla dijital dönüşüme uyarlayabilmek için, muhasebe meslek mensuplarının dijital beceri gelişimine, altyapı geliştirmede katkıda bulunmak için yatırımlar yapılmalıdır. Dijital sistemlerin yeterince yönetilmesini sağlamak için uluslararası kabul görmüş bir eğitim programının geliştirilmesi gerekmektedir. Dijitalleşmenin teknik ve sosyal yönlerini kapsayacak “Dijital Muhasebe Okuryazarlığı” eğitimleri bu gereksinimin karşılanmasını sağlayacaktır. Dijital muhasebe okuryazarlığı, muhasebe meslek mensuplarının dijital ortamda görevlerini etkin ve etkin bir şekilde yerine getirme, dijital sistemlerde veri okuma ve yorumlama ve edinilen yeni bilgileri işleme becerisi kazanma becerisini ifade eder (Tekbaş, 2018: 1-3).

Sayısal muhasebe okuryazarlığı; “Muhasebe bilgilerini dijital sistemlerde doğru, etkin, verimli ve eleştirel olarak kullanmak için teknolojik yeterliliğe ulaşmak için profesyonel muhasebe” olarak tanımlanabilir. Sayısal muhasebe okuryazarlığı temelinde, muhasebe meslek mensupları dijital sistemleri kullanma konusunda sahip olmaları gereken becerileri tanımlamaya çalışırlar. Günümüzde muhasebe sektöründeki dijital gelişmeler dikkate alındığında, dijital muhasebe okuryazarlığı yeterliliğinin muhasebe meslek mensuplarına yüksek düzeyde ihtiyaç olduğu görülmektedir.

 Dijital sistemlerin sunduğu fırsatlara ek olarak, siber saldırılar ve dijital güvenlik gibi tehditler de içeriyor. Dijital muhasebe okuryazarlığı eğitimi, muhasebe meslek mensuplarının dijital ortamın zorluklarını, sorunlarını ve fırsatlarını belirlemek ve anlamak için stratejik dijital bilgi ve kapasiteyi geliştirmeyi amaçlamalıdır. Sayısal muhasebe okuryazarlığı eğitiminin bir sonucu olarak, muhasebe meslek mensuplarının öğrenme ve öğretme süreçlerinde teknoloji ve eleştirel değerlendirme becerilerini kullanabilme becerisinin yanı sıra dijital sistemler üzerinde çalışmak için temel becerileri kazanmış olmaları gerekmektedir.

2.2. Dijitalleşme Işığında Muhasebe Mesleğinin Geleceği

Teknolojideki gelişmeler ya insanların ihtiyaçlarına göre ortaya çıkmış ya da insanları takip eden icatlar ortaya çıkmıştır. İlk başta hayatımıza yavaşça giren teknoloji zamanla hızla ilerledi. Daha sonra, elektrik ve mekanizasyonun bir sonucu olarak, bilgisayarların icadı ile dijital devrim gerçekleşti. Dijital devrimin bir sonucu olarak iletişim ağları ortaya çıktı. Sosyal alanlar sanal ortamlarda yer aldı ve saniyeler içinde dünya çapında bilgi aktarımını mümkün kıldı.

Adını 2011 yılında Almanya'daki Hannover Fuarı'nda ilan eden Endüstri 4.0, dünyanın yakından takip etmeye başladığı bir dijitalleşme sürecinin başlamasına neden oldu. Genel olarak, özellikle Almanya, gelişmiş ülkelerin endüstriyel üretim güçlerini Doğu'ya kaydırmak tehlikesiyle, demografilerinde yaşanan güçlüklerle ve küresel krizin yol açtığı kayıpların neden olduğu tehlikelerle karşı karşıya kalması, dijital dönüşümü zorunlu hale getirdi. (Gabaçlı ve Uzunöz, 2017: 150).

Sanayileşmiş toplumlarda ve ileri teknolojilerle üretim yapan toplumlarda, özellikle sanayi 4.0 bugün ön plana çıkmakta ve bu alana birçok finansal kaynak tahsis etmektedir. İşletmelerin beyni olarak adlandırılan muhasebe departmanları ve işletmelerin dili olarak adlandırılan muhasebe sürecinden sonra ortaya çıkan raporlar, Endüstri 4.0'ın kullanılmasında ve işletmelerin üretim süreçlerinin uyumlaştırılmasında önemli bir rol oynamak zorundadır.

Tabii ki, yeni teknolojilerin ortaya çıkması sadece değişimi hızlandırmakla kalmadı, aynı zamanda bize yeni fırsatlar sundu ve zorluklar getirdi. Kuşkusuz, muhasebe mesleğinin geleceği dijitalleşmeye ve bugünden çok daha basit uygulamalara dayanacaktır. Hızla değişen teknolojik gelişmeler zamanla, değişim ve dönüşümün nasıl yaratacağı anlaşılacak olsa da, muhasebe sektöründeki değişimin önemli fırsatlar sunması beklenmektedir. Muhasebe mesleğindeki dijitalleşme ve robotlardaki artış, verimliliği ve verimliliği artıracaktır. Öte yandan, teknolojinin hızlı gelişimi ve muhasebeye yoğun etkisi, muhasebe meslek mensupları için genellikle endişe verici bir durum yaratacaktır.

2.3. Endüstri 4.0 ve Dijitalleşme Kavramı

Endüstriyel geçmiş göz önüne alındığında, avcı-toplayıcı toplumlardan tarım toplumuna dönüşüm ile yaşam tarzlarında büyük bir değişim ve gelişme olmuştur. Üretim sistemleri de bu değişiklikten etkilenmiş ve bugüne kadar üç büyük sanayi devrimi yaşanmıştır. Endüstri 4.0 literatürü, Akıllı Fabrika Dönemi, Akıllı Üretim Dönemi vb. Farklı isimlerle kullanılabilecek yeni bir sanayi devrimi süreci olarak geçmeye başladı.

Ortaya çıkan üç büyük sanayi devriminden ilki, buhar makineleri kullanmanın sonucu olarak üretimi arttırmaktı. İkinci sanayi devrimi beraberinde elektrik enerjisi kullanımını da getirdi. Üretim sistemlerinden analog sistemlere sanayide dijital sistemlere geçiş üçüncü sanayi devrimi ile mümkün oldu. Ortaya çıkan dördüncü sanayi devriminde, bilgisayarlaşma süreci yüksek teknoloji ile başlar. Bunun sonucunda üretimde daha fazla bilgisayarlaşma, daha fazla yazılım, beyin fırtınası ve karar verme süreçleri ve hatta akıllı sistemlerin çalışması beklenmektedir (Kıymaz ve Can, 2016: 108).

Teknolojik yenilikler ve sürekli gelişme, önceki sanayi devrimlerinde olduğu gibi üretimde kademeli olarak ilerleyeceklerini göstermektedir. Endüstri 4.0 ile ulaşılacak nihai hedef; Kaynakların daha iyi planlanması, üretim miktarının artırılması, üretimlerin kalitesi, verimlilik ve gelir ve dolayısıyla yaşam kalitesinin artırılması yoluyla üretim maliyetlerinde tasarruf sağlanması beklenmektedir.

Gerçekleşen bu endüstri devrimlerinin gelişim süreçleri Şekil 1’de gösterilmektedir.

Şekil 1. Gerçekleşen Endüstri Devrimleri

Sanayi devrimi 19. yüzyılın ortalarında başladı ve bu dönemde dünyamızda büyük gelişmeler yaşandı. Sanayi devriminin merkezinde buhar gücü ve demiryolları, demir ve çelik benzeri ağır sanayi örnekleri, kalkınma ve ilerlemenin tek kriteri ve stratejisi olarak kabul edildi. 20. yüzyılın ortalarında ağır sanayi stratejileri yerini yeni ekonomi anlayışına bıraktı. Bilgi toplumunu veya bilgi teknolojisini başlatan bu yeni ekonomi sistemi, çiplere, fiber optik, atomik enerji kullanım teknolojisine ve bir dizi mikro elektronik teknolojiye dayalı bilgisayar üzerine kurulmuştur (Yücel, 2004: 100-101).

2011 yılında Hannover fuarında ilk kez bahsedilen Endüstri 4.0, yeni sanayi devrimidir. Vasıflı işgücü gerektirmeyen işleri otomatikleştirerek vasıflı işlerde uzmanlaşarak katma değer yaratma devrimi olarak ifade edilmektedir. Endüstri 4.0, gömülü sistemlerden siber-fiziksel sistemlere teknolojik gelişimi açıklar. Endüstri 4.0, değer zinciri sürecinde birbirleriyle özerk iletişim kuran teknolojiye ve cihazlara dayalı üretim süreçlerinin organizasyonu olarak ifade edilmektedir. Endüstri 4.0, geleceğe yönelik üretim tarzının ifadesidir (Müsiad, 2017: 50).

Endüstri 4.0'ı diğer endüstriyel devrimlerden ayıran en önemli faktörler; Sensor Veri, Bilgi ve İşleme olarak kabul edilir. Bu dört unsuru birleştirerek, niteliksiz işgücü dolaşımdan çıkar ve hatasız işlemler elde edilir (Şener ve Elevli, 2017: 26).

Şekil 2. Dört İşlemde Endüstri

Dünya Ekonomik Forumu’nun (WEF) kurucusu ve başkanı olan Klaus Schwab’a göre; gelişmekte olan teknoloji devrimini üç ana etkene dayandırarak dördüncü sanayi devriminin oluşturulduğunu ve üçüncü endüstri devriminin devamı niteliğinde olmadığını belirtmektedir. Bu etkenler;

Hız: Schwab için bu sanayi devrimi, lineer olarak değil, üstel bir hızda ilerliyor. Birbirine bağlı ve çok yönlü olduğu görülen yeni teknoloji, birbirleriyle etkileşime giriyor ve hızla gelişiyor. Genişlik ve Derinlik: Sayısallaştırma ile bu sanayi devrimi hızlandı. Teknolojinin çeşitliliği, bireysel sektörün daha fazla önem verdiği bir değişiklikle ilerleyen sanayi sektörünün bir sonucu olarak elde edilmiştir. Schwab, ekonomik sorular olan "ne ve nasıl" sorularıyla birlikte "biz kimiz" olarak değiştiğini belirtir. Sistem Etkisi: Endüstri 4.0'ın bir sonucu olarak, tüm ülkelere, şirketlere ve sektörlere dayalı bütüncül bir değişimin gerçekleşeceği umulmaktadır.

Akıllı, birbirine bağlı ve konuşabilen nesneler günlük hayatta endüstri 4.0 ile kullanılmaya başlanmıştır. Endüstri 4.0 kavramı birçok uygulamayı içerir: Nesnelerin İnterneti, büyük veri ağları, bulut bilişim sistemleri, endüstriyel internet, siber güvenlik ağları, siber sistemler, otonom robotlar, akıllı (insan-öğrenci) makineler, sistem entegrasyonu, artırılmış gerçeklik, üç- boyutlu yazıcılar. senyörler, akıllı fabrikalar, karanlık fabrikalar, akıllı ürün yönetimi, akıllı müşteri gibi (Erturan ve Ergin, 2018:154-155).

Şekil 3. Sanayi (Endüstri) 4.0

Endüstri 4.0, 2011'in gerçek tarihi başlangıç olarak kabul edildi ve sadece 4 yıl içinde teknik bir kavram olmanın ötesine geçti ve milyarlarca Euro'luk bir pazar hacmi yarattı. Avrupa'da bu platformda sadece 2020 yılına kadar yıllık 140 milyar Euro yatırım yapılması bekleniyor. Ayrıca, 2020 yılında, nesnelerin interneti aracılığıyla birbirleriyle etkileşen 14 milyar cihaza sahip olması öngörülmektedir.

2.4.1. Sanayi (Endüstri) 4.0’ın Getirdiği Yeni Kavramlar

3D Printers (Üç Boyutlu Yazıcılar):

Dijital üç boyutlu bilgisayar verilerini somut bir gerçek nesne formatına dönüştüren makinelerdir. Elektronik parçalar ve motorların yanı sıra, birçok mekanik parça üç boyutlu bir yazıcıyla basılabilir. Farklı tip ve tekniklerde baskı özelliklerine sahip 3D yazıcılar vardır. 3D yazıcıların en yaygın kullanımı, bilgisayarda tasarlanan herhangi bir üç boyutlu nesnenin sanal bölümlere ayrılması ve her bölümün erimiş hammaddeye dökülecek şekilde basılmasıdır. Dünyada her yıl% 25–30 oranında artan üç boyutlu yazıcı endüstrisi şu anda 4 milyar dolarlık bir pazar hacmine sahiptir (Ebso, 2015:10).

Nesnelerin İnterneti (Internet of Things- ITO):

Kevin Ashton'ın 1991'deki sunumunda ilk kez konuştuğu bir kavram İngilizcesi Nesnelerin İnterneti (ITO) Nesnelerin İnternet’ini ifade etti. Nİ kol saatinden başlayıp birçok elektrikli cihazla iletişim halinde olduğu ifade edilmektedir.

Örneğin; Bileğinde akıllı bir saat var. Bu akıllı saat, bu etkinlikler sırasında kat ettiğiniz mesafeyi, attığınız adımları ve kalp atış hızınızı hesaplayabilir. Buradan elde edilen bu verileri bir müşteri tarafından analiz etmek ve hayatlarımızı düzenlememize yardımcı olmak mümkündür. Bu iki cihaz arasındaki iletişimin ana özelliği, Nesnelerin İnternet’idir .

Dijital ağ ve internete sahip nesnelere sanal kimlik vererek ve çevreleriyle fiziksel ve sosyal bir bağlamda iletişim kurarak Nesnelerin İnterneti denir. Başka bir tanımda ise; Nesnelerin interneti bir araç olarak kullanarak iletişim kurma ve işi kendileri yönetme şeklinde ifade edilir.

Nesnelerin İnterneti sayesinde, işgücü ile ilgili hataları ortadan kaldırmak, kendi içindeki hataları ortadan kaldırabilecek otomatik olarak kendi kendini yöneten makineler ve sistemler oluşturmak hedeflenmektedir. Böylece kaynaklar daha etkin ve verimli kullanılacaktır. Siemens Almanya Amber’deki dijital fabrika, söz konusu teknolojiye en yakın fabrikalardan biri olarak kabul ediliyor. 1989 yılında şirketin üretim kapasitesi, fabrikadaki üretim alanında herhangi bir değişiklik yapılmaksızın 8 kat artırıldı. Akıllı makineler fabrikada yapılan işleri ¾ gerçekleştirirken; ¼ kısmı emek yoğun. Fabrikadaki ürün tamamlama başarısı% 99,99'dur ve bu rakam üretim hataları ve atık gibi kavramların olmadığının bir göstergesidir. (ITO)'nin doğrudan ve dolaylı olarak kullanılmasının avantajları aşağıda belirtilmiştir; (Erturan ve Ergin, 2017: 17).

Akıllı robotlar sayesinde fabrikalardaki üretim ve yönetim süreci mümkün olacak. İstenmeyen durumlarda üretim otomatik olarak durdurulabilir. Bu şekilde üretimi pratik hale getirmek mümkün olacaktır. Diğer bir avantaj; tedarik zincirini daha akıllı hale getirmektir. Ürünlerin, üzerine yerleştirilecek akıllı etiketler ve senyörler aracılığıyla tedarik zinciri döngüsünde kendi kendini yönetmelerine izin verecektir. Akıllı ölçüm cihazları ile uygun değer seviyenin belirlenmesi ile gereksiz enerji kullanımı ve altyapı maliyetleri önlenebilir. Akıllı fabrikalarda üretim sürecini robotik teknoloji ile gerçekleştirerek insan gücü ihtiyacını azaltmak mümkün olacaktır. Tüm bu gelişmelerden sonra; Maliyet ve giderlerin azalmasıyla gelir ve kar düzeyinde bir artış beklenmektedir.

Akıllı Fabrikalar (Smart Factory):

Nesnelerin interneti endüstri kapsamında değerlendirildiğinde, robotların ve cihazların neredeyse tüm üretim aşamasında internet ağları üzerinden günlük hayata paralel olarak hâkim olması mümkündür. Bu durum iş dünyasını akıllı üretim sürecinde kullanılan akıllı fabrikalarla ve oradan elde edilen akıllı ürünlerle karşılaştırdı. Endüstri 4.0'da önceliği olan akıllı fabrikaların özellikleri şu şekilde sıralanabilir.

1. Akıllı fabrikalar, karmaşık üretim aşamalarını sorunsuz ve hızlı bir şekilde yöneterek en büyük başarıyı elde etti.

2. Akıllı fabrikalardan ürünler daha az sorun ve daha uzun yaşam var.

3. İnsanlar, makineler ve üretim kaynakları akıllı fabrikalarda sürekli etkileşim halindedir.

Sistem Entegrasyonu (System Integration): Tek bir sistem olarak çalışan birçok sistemi bir araya getirerek sistem entegrasyonunu organize etmek mümkündür. Ayrıca söz konusu kavram ile; mühendislik tasarımı, üretim ve hizmet fonksiyonları, müşteriler, tedarikçiler ve dağıtım kanalları, her işletmenin sistem entegrasyonlarıyla birbirine bağlı olduğu anlamına gelir. Sistemlerin işlevselliğini artırmak için, birçok alt sistemin birbiriyle uyumlu olması gerekmektedir, böylece üretimin daha verimli, daha esnek, hızlı ve pürüzsüz olması beklenmektedir (Gabaçlı ve Uzunöz, 2017: 157).

Otonom Robotlar (Autonomous Robots):

Önceden programlanmış görevleri gerçekleştirebilen elektro-mekanik cihazlara robot denir. Robotlar, bir operatörün kontrolü altında doğrudan çalışabilmenin yanı sıra, bir bilgisayar programı aracılığıyla bağımsız olarak da çalışabilir. Akıllı robotlar, esnek üretim ortamlarındaki diğer makineler, malzemeler ve bileşenlerle etkileşime girerek üretkenliği artırır. Günümüzde akıllı robotlar çoğunlukla endüstriyel alanlarda kullanılmaktadır. Modern literatürde, akıllı robot teknolojisine robotik veya mekatronik de denir. Mekatronik kelimesi ilk kez Japonya'da kullanıldı ve mekanik ve elektronik kavramların birleştirilmesinden oluşuyordu. Sonuç olarak Akıllı Robotlar imalat sanayinin neredeyse tüm alanlarında kullanılmasına rağmen otomotiv endüstrisinde sıklıkla kullanılmaktadır (Davutoğlu vd. , 2017: 554).

Arttırılmış Gerçeklik (Augmented Reality- AR):

Basitçe söylemek gerekirse, bilgisayarda oynanan video oyunlarının daha gelişmiş sürümüdür. Üretilen AR bilgisayarları; Ses, video, grafik veya GPS verileri ile zenginleşir, sanal bir ortamda canlandırılan öğeleri birleştirerek kullanıcıların duygularını gerçek alandaki kullanıcıları etkileyecek düzeye getirebilir ve kullanıcı. Örneğin; Bir araba yarışı oyununda artırılmış gerçeklik sayesinde, kullanıcılar asla çökmek istemezler. Bu nedenle, oyunun duyguları o kadar yoğundur ki, kaza sırasında patinajdan size doğru gelen cam parçalarına kadar her şeyi hissetmek mümkündür.

Simülasyon (Simulation):

Ürün ve malzemelerin tasarımı ve üretim süreçleri sırasında üç boyutlu gerçek zamanlı verilerle oluşturulan sanal model olarak adlandırılır. Diğer bir deyişle, teknik temelde gerçek dünya verileri veya sistemin zaman açısından işleyişinin taklidi olarak tanımlanır. Bu bağlamda simülasyon, sistem nesneleri üzerinde tanımlanan ilişkileri kapsayan dijital bir süreç modeli olarak da ifade edilmektedir. Bu sanal modelde; Makineler, ürünler ve insanlarla fiziksel dünyanın sanal gerçeklik formu yaratılır. Bu durumda operatörler, üretim hattını takip edecek ürünün üretim aşamasından hemen önce test edilmesine ve en uygun kurulumla kalite iyileştirmesi sağlanmasına izin verecektir (Davutoğlu vd. , 2017: 553).

Siber-Fiziksel Sistemler (Cyber- Physical Systems- CPS):

Üretimin ana unsurları; Gözlem, koordinasyon ve kontrol, hesaplama ve iletişimin birlikte oluşturulmasıyla oluşturulan karma teknoloji ile yönetilen bir sistem dizisidir. Başka bir deyişle, fiziksel sistemleri siber teknoloji ile birleştirerek daha akıllı bir forma dönüştürülür. Bu nedenle, tüm süreç siber-fiziksel sistemler olarak ifade edilir. Siber teknolojinin makinelerle birleşmesi bizi nano teknolojiyle farklı bir boyuta taşıyarak tanıştırmamızı sağladı.

Bulut Bilişim: Bilgi cihazlarını aralarında paylaşan hizmetlere verilen genel ad denir. Başka bir deyişle, sahip olunan tüm uygulamalar, programlar ve veriler sanal bir sunucuda, diğer bir deyişle bulutta depolanıyorsa ve internete bağlıysa, bilgi, veri ve programlara kolay erişim sağlayan tüm hizmetler için test edilir cihazlar aracılığıyla. Kısacası, ana sunucuda yazılım ve bilgi paylaşımına izin veren, mevcut bilgi hizmetinin bilgisayar ve diğer cihazlardan her türlü veri ve bilgiyi aynı şekilde elektrik dağıtıcılarına dağıtmasına izin veren bir sistemdir.

Büyük Veri (Big Data): İnternetin yaygın kullanımı ve son zamanlarda teknolojik gelişmelerin hızıyla günde 2,5 şehir trilyonu (1018) byte veriye ulaşılabiliyor. Bu sayının önümüzdeki 10 yıl içinde 50 kat artması bekleniyor. Büyük veri; sosyal medya yayınları, internet istatistikleri, sistem günlükleri, GSM operatörleri tarafından sağlanan çağrı günlükleri, bloglar gibi RFID etiketleri ve sensörlerinden (ITO) elde edilen bilgiler. Diğer bir deyişle; Büyük veriler, anlamlı ve işlenebilir bir forma dönüştürülen fotoğraflar, sosyal medya paylaşımları, video, blog ve günlük dosyaları, bloglar gibi farklı kaynaklardan sağlanan tüm verilerin formu olarak ifade edilmektedir (Eldem, 2017: 15).

Büyük veri, servis bakım sürecinde kolaylık sağlarken, üretim maliyetleri azaltılabilir. Özetle, müşteri beklentilerinden piyasa hareketlerine kadar tüm konularda analiz ve tahminleri kolaylaştırarak karar verme süreçlerini ve değer zincirlerini geliştirmektedir. Günümüzde, manuel işlemler birbirlerini büyük verilerle değiştirmeleri durumunda bazı işleri gereksiz kılabilir, ancak güncel olmayan yeni meslek ve fırsat kategorilerini de ortaya çıkarabilir.

Muhasebe Mesleği ile Endüstri 4.0 İlişkisi

Meslek, bir kişinin hayatını sürdürmek amacıyla çalıştığı ve genellikle sıkı bir eğitim, bilgi ve iş yönünde tercih edildiği ve bu alanda yeteneklerin geliştirilmesinin gerekli olduğu unvanına verilen ad olarak ifade edilir. ilgili çalışmayla ilişkilidir ve tüm bu süreç sona erdiğinde kişiye unvan verilir.

Muhasebe mesleğinin, bir işin meslek olarak kabul edilebilmesi için gerekli bazı özellikleri vardır. Mesleğe hak kazanmak için bir işin bazı kriterleri karşılaması gerekir. Bunlar; Kamu yararı için çalışmak için profesyonel bir sorumluluk içeriyorsa, uygulamada ortaya çıkan sorunları çözmek için mesleki muhakeme kullanılıyorsa, karmaşık ve sürekli gelişen bir bilgi yapısı içeriyorsa bir meslek olarak kabul edilir.

Bir işletmedeki finansal olayları kaydeden, sınıflandıran, özetleyen, analiz eden ve yorumlayan ve bu bilgiye ihtiyaç duyanlara rapor verenlere muhasebeci olarak ifade edilir. 16 Haziran 1989'da 3568 sayılı yasa ile ülkemizde muhasebe meslek mensupları üç grupta toplanmıştır. 01.05.2008 söz konusu olduğunda; Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda, 3568 sayılı Kanun, serbest muhasebeyi kaldırmak için bir kanun taslağı ve serbest muhasebecilere mali müşavir olma hakkı sağlayan bir yasa tasarısı kabul edilmiştir.

 Bu kanun düzenlemesi ile, bağımsız Muhasebeci, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir, Mali Müşavir ve Yeminli Mali Müşavir Kanununda değişiklik yapma yönündeki işlevlerini yitirecek serbest muhasebecilerin durumu yeni Ticaret Kanunu ve Basel-2 kriterleri ile belirlenmiştir.

 Kanun adına "Serbest Muhasebecilik" ifadesi kaldırılmış ve "Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu" kapsamında değişiklikler yapılmıştır. Günümüz iş hayatında muhasebe mesleği önemli bir yeri bulunan ve toplumsal bir kurum olan bir meslek olarak ifade edilmektedir. Bundan ötürü bu meslek, değişen ve gelişen günümüz koşullarında bilgiye en hızlı uyumu gerçekleştirmek zorunda olan mesleklerdendir. Son dönemlerde özellikle gerçekleşen iktisadi gelişmelerle paralellikte olan, en kıymetli ürün şekline dönüşen bilgi, karar verici mercilere değer kazandırmak maksadıyla kullanılabilmesi söz konusudur (Allahverdi ve Kuzucu, 2015).

Her sahada vukuu bulduğu gibi, bu durumun muhasebe sahasında da ortaya çıkması, muhasebe mesleğinin en ehemmiyetli çıktısı namına kabul görülmektedir. Niteliği ve görevi ne olursa olsun, sorumluluk alanları göz önünde bulundurulduğunda birbirinden farklı bilgi kullanıcıları için bilgi üreten ve bu mesleği yapanların, bahsi geçen bu süreci gerçekleştirebilmesi maksadıyla belirli bir birikime ve eğitime sahip olması lazım gelir.

 Bugün endüstri 4.0 etkilerinin bir dönüşüm süreci göstermesi ve bunun muhasebe ve muhasebe eğitimi üzerinde bir etkisi olması beklenmektedir. İnternet ve iletişim kavramına, özellikle de şeylerin internetine yeni bir boyut getiren Endüstri 4.0'ın temelli olmasının, üretimin her aşamasında fiziksel nesnelerin iş akışları üzerinde önemli etkileri olacaktır (Öztürk ve Gündoğdu, 2013).

İşletmelerin finansal ve finansal olmayan verileri kaydedilecek ve analiz edilecek ve gelecekte raporlanacak, daha da hızlı ve daha karmaşık hale gelecektir. Bu süreçten sorumlu şirket yöneticileri ve mali işler, endüstri 4.0 ile değişen iş yöntemlerine uyum sağlayacak yeni ekipmanlara sahip olmalıdır. Geleneksel muhasebe yaklaşımı aynı zamanda nesnelerin iletişimi sonucunda muhasebe işlemlerinde işgücünün azalmasıyla bir değişim sürecine girecektir. Kaydedilen bilgiler işletmelerde büyük veri tabanları oluşturmaktadır. Mevcut anlamlı bilgilere erişmek ve bilgi kullanıcılarına zamanında ve faydalı bilgiler sunmak uzmanlık alanıdır. Bu nedenle, teknolojiyi kullanabilen sistem tasarımcısı muhasebe mühendislerine ihtiyaç vardır.

Doğal olarak, muhasebe mesleğinin bu teknolojik gelişmelerden etkilenmemesi mümkün değildir. ABD'de istihdamın geleceği ile ilgili yapılan bir çalışmada, bu mesleklerin 702 meslek grubunun teknolojiyle ilgisi ileride araştırılmıştır. Teknolojik gelişmeler sonucunda risk altında olan meslek grupları ve bu mesleklerin bilgisayarlaşma olasılığı ile ücretler ile eğitim düzeyi arasındaki ilişki sorgulanmıştır. Araştırmada elde edilen bulgulara göre, muhasebe üyelerinin teknolojinin gelişmesinden en çok etkilenen meslek grupları arasında olduğu görülmektedir.

Nesnelerin İnterneti sayesinde, geleceğin işletmelerinde envanter faaliyetleri temelinde; Stok siparişleri, depo sayıları ve çekleri ile fiziksel varlıkların eksiksizliği ve doğruluğu, amortisman süreleri ve fiziksel varlıklarla ilgili tutarlar, alım ve satımların takibi insan faktörü olmadan mümkün olacaktır. Ayrıca nakit ödeme işlemi olmaksızın, kasiyersiz kasiyer ve yazar kasaların kaybolması nedeniyle nakit kavramında ödeme şeklinde bir değişiklik olacaktır. parasal varlıkların denetim faaliyetlerine ihtiyacı olmayacak, bilgi şeffaflığı nedeniyle banka mutabakatlarının üstesinden kolayca gelinebilecek ve pek çok denetim etkinliği muhtemelen ortadan kalkacaktır. Böylece kayıt dışılığın önlenmesi için elektronik uygulamalara daha fazla önem verilecektir. Faturalar otomatik olarak müşterinin ve muhasebe sistemine girecek ve koordineli muhasebe kayıtları yapmak mümkün olacaktır (Yürekli ve Gönen, 2015).

Denetçiler, geleneksel sistemde denetlenen şirkete gidip görevlerini yerine getirirken, Endüstri 4.0 süreci, denetçiye eşgüdümlü bir şekilde iletilmesi sonucunda elde edilen bilgilerin analizi yapılmadan analiz edilecektir.

Siparişin ödeme süreci bankadan izlenecek ve işletme kayıt sistemine yüklenecektir. Hazırlanan siparişler, işletmeden müşterilere teslim edilmek üzere kargo şirketine teslim edilecektir. Teknolojik ilerlemeler ilerledikçe, her müşteri üç boyutlu yazıcılarla da üretici olacak ve satın aldıkları ürünleri yazıcıdan alacak.

Geleneksel sistemde lojistik işlemi, kargo şirketinin adresi, adresi, alınacak kişi ve koleksiyonun yapılıp yapılmayacağı gibi kurye şirketinde oluşturulacak paketler üzerine kutular eklenerek oluşturulur. değil. Bu geleneksel yöntem birkaç sipariş için uygulanabilir. Bununla birlikte, binlerce siparişin farklı kişilere ve adreslere teslim edilmesi gerektiğinde, sisteme ve muhasebe kayıtlarına girmeleri nedeniyle zaman kaybı ve hata olasılığı yüksektir.

Dijital üretim sürecinde, endüstriyel üretim makineleri sadece stoklar üretmekle kalmaz (hammadde sürecinden bitmiş ürün sürecine dönüşümde), ancak stoklar makinelerle iletişim kurar ve ne yapılacağı hakkında bilgi aktarır. Bu yeni sistemler ve endüstri 4.0 ile birlikte geleneksel fabrikalar ve üretim sistemleri yerlerini akıllı fabrikalara ve akıllı üretim sistemlerine bırakıyor. Endüstri 4.0 ile akıllı fabrikalar, tek bir ağdan birbirleriyle iletişim kuracak, böylece bir bütün olarak sistem kendi kendini organize etme yeteneğine sahip olacak.

Akıllı fabrikalarda üretilen verileri depolamak için bulut sistemi kullanılacaktır. Bu sistemin çalışması yüksek hızlı internet erişimi ile mümkündür.

Dijitalleşme ve yapay zeka sistemi, mesleki muhasebeyi ve dolayısıyla meslek üyelerini etkilemesi muhtemel olmakla birlikte, yeni fırsatlar yaratmaya devam edecektir. Dijitalleşmeyle birlikte muhasebe meslek mensupları daha üretken ve yetkin hale gelecek, ayrıca daha fazla müşteriyle anlaşacak ve müşterilere daha fazla katma değer sunacaktır (Yürekli ve Şahiner, 2017).

Teknoloji, muhasebeci ile birlikte yapay zeka sistemlerini bir araya getirerek birlikte çalışmayı gerekli kılacaktır. Gelecekte, yapay zeka sistemleri aracılığıyla, muhasebe meslek mensupları kısa sürede büyük miktarda veriyi doğru bir şekilde analiz edebileceklerdir. Gelecekteki muhasebeciler, bir müşterinin kayıtlarını ve vergi hesaplamalarını ve doğrulamasını yapan kişi olmayacak, geleceğe yönelik planlar yapan ve şirketlerin işlerine devam etmeleri için önemli iş kararları almaya yardımcı olan kişiler olacaktır.

Gelecekte başarılı olmak için, muhasebe meslek mensuplarının iş danışmanı olarak rollerini yeniden tanımlamaları, teknolojiyi benimsemeleri ve yeni bilgi becerilerini yönetmeleri gerekmektedir.

Endüstri 4.0 sürecinin etkisi mevcut aşamada tam olarak tahmin edilemez. Bize göre muhasebe; İnsansı makineler (akıllı makineler), öğrenme ve kendini revize eden sistemler, akıllı üretim sistemleri, akıllı raf sistemleri, akıllı depolar, akıllı tedarikçiler, akıllı müşteriler, akıllı stok vb. Ürettiği verilerle tam zamanlı bir muhasebe sisteminin kurulacağını savunuyoruz. Muhasebecinin, sistemi bu akıllı sistemde tasarlayan ve süreci kaydedip tamamlayabilen ve verileri kullanıcılara raporlayabilen kişi olarak yer alacağını düşünüyoruz.

Muhasebecinin sahip olması gereken yeterlilikler Endüstri 4.0 ile değişecektir. Muhasebe sisteminin dönüşümü ile “finans mühendisliği” ne yani “muhasebe mühendisliği” ne geçilmektedir. Bu açıklamalar doğrultusunda Endüstri 4.0 ile geleneksel muhasebeden “Yalın Muhasebe” kavramına geçiş olduğunu söyleyebiliriz.

Yalın Muhasebe; Muhasebe organizasyonunda, ticari bilgi ve belgelerin organizasyonunda ve arşivlenmesinde, mali olayların veya işlemlerin kaydedilmesinde, mali raporların hazırlanmasında ve kontrolünde, özet olarak, muhasebe ile ilgili tüm işlemlerde, sıfır hata hedefi hızlı olarak alınır, kolay, kullanışlı ve düşük maliyet vb. yöntemler ve yöntemler olup olmadığını araştırmak, bulmak ve uygulamaktır.

Ticari hayatta en belirgin teknolojik dönüşüm endüstri 4.0 olarak tanımlanan dijital iş yapma ve üretim sürecidir. Bu sürecin sonunda; Tüm canlı, cansız, fiziksel ve fiziksel olmayan nesneleri iletmek ve süreçleri bağımsız olarak yönetmek amaçlanmaktadır.

Bu süreçte, muhasebe meslek mensuplarının geleneksel yöntemleriyle iş yapmaya devam etmek gerçekliklerini kaybedecek ve kaybedecektir. Yaşamın olağan seyri değiştikçe ve değişeceğinden, dünün yöntemlerini kullanmak dün ne kalırsa değişime ve dönüşüme direnecektir ve takip edilen gelişmeler eski yöntemlerle sürekliliği neredeyse tamamen sınırlamıştır

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

E-MUHASEBE

3- E-MUHASEBE UYGULAMALARI

Teknoloji çağında yaşadığımız günümüz dünyasındaki hızlı değişim, her alanı etkilemekte ve muhasebe alanında ciddi bir değişikliğe neden olmaktadır. Bu elektronik dönüşüme (e-dönüşüm) uyum sağlamak için işletmeler ve kamu kurumları bile yapılarında radikal ve yapısal değişikliklere uğramıştır. Değişime yetişmeyen bazı mesleklerin kaybolduğu ve sektör veya alanın bu süreçte faaliyet göstermeye devam ettiği bu süreçte bilgisayar ve internet teknolojilerinin kullanılması zorunlu hale gelmektedir.

Özellikle son 15 yılda, muhasebe mesleğinin bakımında bilgi teknolojilerinin kullanımı muhasebe uygulamalarında yeni bir sürece yol açmıştır. Elektronik ortamda yapılan birçok uygulama Maliye Bakanlığı ve muhasebe profesyonellerinin çalışma sistemlerini yeni teknolojik altyapıya göre yeniden tasarlamalarına neden olmuştur. Muhasebe, deklarasyon hazırlama, fatura makbuzu, tahsilat veya ödeme işlemlerine kadar tüm finansal işlemlerin elektronik işleminin, devlet daireleri (finans, defter tutma vb.), Muhasebe uzmanları ve vatandaşlar tarafından e-muhasebe olarak tanımlanması mümkündür.

Muhasebe meslek mensupları ve vergi mükellefleri tarafından kullanılan e-muhasebe uygulamalarına her gün yeni bir uygulama eklenmektedir. İlgili uygulamalara geçiş başlangıçta bazı sorunlara neden olabilse de, gelecekte tüm taraflara önemli avantajlar getirecektir. Özellikle kayıt dışı ekonomi ile mücadelede, tüm işlemlerin elektronik ortamda tutulması ve sürdürülmesi çok daha sağlıklı bir yapı oluşturulmasında etkili olacaktır.

Buna ek olarak, hem muhasebe meslek mensupları hem de vergi mükellefleri işlemlerine daha hızlı devam etmekte ve daha nitelikli hizmet alma imkânına sahip olmaktadır.

Önemli bir avantaj, kırtasiye işlemlerinin azalmasından kaynaklanan tasarruf ve işleme maliyetlerinin azaltılmasıdır. E-muhasebe uygulamaları da etkin bir denetim ortamı oluşturmak için önemlidir.

E-dönüşüm kapsamında hayata geçirilen ve e-muhasebe çerçevesinde değerlendirilebilecek bazı uygulamalar aşağıdaki gibidir.

  1. E-fatura
  2. E-defter
  3. E-tebligat
  4. Hazır Beyan Sistemi
  5. Defter Beyan Sistemi
  6. E-beyanname
  7. Borç Sorgu ve ödeme
  8. E-yoklama
  9. E-kayıt
  10. İnteraktif Vergi Dairesi ve benzeridir.

3.1. E-Dönüşüm

2005 yılında ülkemizde muhasebe alanında e-Beyanname ile başlayan süreç e-Fatura, e-Arşiv Faturası, e-Konşimento, e-Üretici Makbuzu ve e-SMMM ile devam etmektedir. 2017 yılı itibarıyla kurumlar e-Dönüşüm sürecine dâhil edilmeye başlanmıştır. Sisteme ilk katılan Gümrük ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’dır.

Tablo1. Elektronik Ortama Geçiş Zamanları

E-Beyanname

2005

EFKS

2008

E-Fatura Uygulaması

2010

E-Defter Uygulaması

2013

E-Arşiv Fatura Uygulaması

2013

E-İrsaliye Uygulaması

2018

E-Müstahsil Makbuzu Uygulaması

2018

E-Serbest Meslek Makbuzu

2018

3.2.E-Defter

3.1.1. E-Defter Tanımı

E-fatura genel açıklamalarında ilk e-faturanın tanımı ile başladık. Bu bölümde ilk e-kitabı tanımlamak istiyoruz. Kağıt ortamında muhasebe kayıtlarıyla e-defter yapmak muhasebe ilkeleri açısından herhangi bir fark yaratmamaktadır. Yalnızca kayıt ortamı değişir ve kayıtların içeriği aynı kalır. Bu, e-kitap uygulamaları ile muhasebe süreçlerinde hiçbir şeyin değişmeyeceği anlamına gelmez (Uğur ve Doğan, 2012).

213 sayılı V.U.K'da elektronik kitabın tanımı “2. Elektronik kitap, form hükümlerinden bağımsız olarak bu Kanuna göre tutulması gereken kitaplara eklenmesi gereken bilgileri içeren elektronik kayıtların bir koleksiyonudur. ”Şeklinde yapıldı. Elektronik kitabın form hükümlerinden bağımsız olması, temel olarak V.U.K.'daki kağıt ortamdaki kitaplar hakkında tasdik gibi form hükümleri anlamına gelir. E-Defter ile ilgili genel hükümler kanunda yer almakta ve teknolojik düzenlemelere paralel olarak ikincil mevzuattaki değişikliklerle birlikte diğer düzenlemelerin yapılması öngörülmektedir. Tüm detayların kanunla düzenlenmesi mümkün değildir.

Defteri kebir genel hükümlerine ilişkin düzenlemeler yapılmış ve herhangi bir deftere dayalı düzenleme yapılmamıştır. Defter bazında düzenlemeler yapılmışsa, e-dergi, e-defter, e-envanter defteri ve e-karar defteri gibi ayrıntılı düzenlemelerin yapılması gerekecektir. Bununla birlikte, kanun kitabı yerine içerdiği bilgiler bilgisayar terminolojisi ve verileri ile ilgilidir. E-faturalarda olduğu gibi, e-kitapta veri bütünlüğü, güvenlik, değişmezlik ve özgünlüğün doğrulanması önemlidir.

E-Defter, form hükümlerinden bağımsız olarak Vergi Usul Kanunu ve / veya Türk Ticaret Kanunu'na uygun olarak tutulması gereken defterlere dahil edilmesi gereken bilgileri kapsayan elektronik kayıtların bir toplamı olarak tanımlanabilir. E-kitabı kendimiz tanımlarsak söyleyebiliriz.

Kâğıt ortamında tutulan kitaplarda yapılan kayıtların Maliye Bakanlığı'ndan alınan ifadelerle garanti edildiği ve elektronik ortamda yapıldığı elektronik kayıtların tamamıdır. Böylece, kağıt defter ve e-defter içeriğinin aynı olduğunu vurguladık ve belgelerin noterlerin kağıt defterde gerçekleştirdiği değişmezlik işlevine sahip olduğunu da açıkladık.

Sertifikaların sisteme yüklenmesi aydan hemen sonra değildir. Her ay, o ayı takip eden üçüncü ayın son gününe kadar alınmalıdır. Yani, Ocak'ın piyasaya sürülmesi Nisan ayının son gününe kadar yapılmalıdır.

A. TÜZEL KİŞİLER İÇİN

E-Defterin İlgili Olduğu Ay                    Berat'ın Yüklenmesi Gereken Son Gün

OCAK 2018                                               30 NİSAN 2018

ŞUBAT 2018                                             31 MAYIS 2018

MART 2018                                               30 HAZİRAN 2018

NİSAN 2018                                              31 TEMMUZ 2018

MAYIS 2018                                             31 AĞUSTOS 2018

HAZİRAN 2018                                        30 EYLÜL 2018

TEMMUZ 2018                                         31 EKİM 2018

AĞUSTOS 2018                                        30 KASIM 2018

EYLÜL 2018                                              31 ARALIK 2018

EKİM 2018                                                 31 OCAK 2019

KASIM 2018                                              29 ŞUBAT 2019

ARALIK 2018

*Kurumlar Vergisi Beyannamesinin verildiği ayın son gününe kadar. Hesap dönemi takvim olanlarda 30 NİSAN 2019 tarihine kadar.

B.  GERÇEK KİŞİLER İÇİN

E-Defterin İlgili Olduğu Ay                      Berat'ın Yüklenmesi Gereken Son Gün

OCAK 2018                                                    30 NİSAN 2018

ŞUBAT 2018                                                    31 MAYIS 2018

MART 2018                                                 30 HAZİRAN 2018

NİSAN 2018                                                 31 TEMMUZ 2018

MAYIS 2018                                                 31 AĞUSTIS 2018

HAZİRAN 2018                                             30 EYLÜL 2018

TEMMUZ 2018                                               31 EKİM 2018

AĞUSTOS 2018                                             30 KASIM 2018

EYLÜL 2018                                                  31 ARALIK 2018

EKİM 2018                                                      31 OCAK 2019

KASIM 2018                                                  29 ŞUBAT 2019

ARALIK 2018                                                  31 MART 2019

Yukarıdaki listede belirtilen tarihlerde beratlar alınarak e-defterin kesinleştirilmesi sağlanmış olacaktır.

B - E-Defter Teorik Özellikleri

E-Defterde dikkate alınması gereken teorik özellikler vardır. Birincisi, şeklin hükümlerinden bağımsız olmasıdır. Buradaki form hükümlerinden bağımsız olarak çok geniş bir şekilde yorumlanmamalıdır. Başka bir deyişle, kayıtların içeriğinden bağımsız olarak geçerli gibi bir anlayış, sertifikayı aldıktan sonra yanlış olacaktır. Ana şey, daha önce kağıt ortamında tutulan ve noter tarafından değiştirilmediği garanti edilen defterlerin içeriğinin elektronik olarak değiştirilmemesini sağlamaktır.

VUK Sanat. 183'e göre; kaydedilmesi gereken işlemlerin sırasıyla ve sırayla yazıldığı defterdir. E-Defterde, münferit şekilde yer alan kayıtlar belge bazında ve tarih sırasıyla defterde yer almaktadır.

V.U.K. defterleri Türkçe tutmakla yükümlüdür. E- kayıtları ve e-defter açıklamaları Türkçe 'dir. Tabii ki ithalat ve ihracat işlemlerine ilişkin belgeler yabancı dilde olabilir, ancak kayıtları Türkçe ve TL olacaktır.

V.U.K. Madde 218, E-defterde boş satır, çizgi veya sayfa atlanamayacağını öngörmektedir. E-defterde bir aylık açıklama aldıktan sonra o dönem için satır eklemek veya geriye doğru kayıt yapmak mümkün değildir.

V.U.K. Madde 218, sayfaların yırtılamayacağını, yırtılamayacağını ve sayfa saflarının kırılamayacağını öngörmektedir. E-defterde elektronik kayıtlar olduğu için sayfa yırtılması veya yırtılması mümkün değildir. Yine, o döneme ait kayıtların sıralaması veya yevmiye numaraları, bir aylık açıklama alındıktan sonra değiştirilemez.

V.U.K. 215. madde, defterlere kayıtların genellikle 10 gün içinde yapılmasını gerektirmektedir. Muafiyetleri muhasebe makbuzu, primanota ve bordro gibi yetkili şeflerin imzasını taşıyan ilk belgelere dayanarak yürütülen işyerlerinde 45 gün içerisinde defterlere kayıt yaptırmak mümkündür. E-defterde, Ocak ayına ait kayıtların 30. günü takip eden üçüncü ayın sonunda alınması, yani kayıtların V.U.K. E-defterde yapılan düzenleme doğrultusunda V.U.K. 215. Maddede gerekli düzenlemeler yapılmalıdır.

  • V.U.K. Madde 216, tüm defterlerde, hesaplar kapatılana kadar toplamların geçici olarak bir kalemle yapılabileceğini söylüyor. E-defterde, sistemden bir sertifika aldıktan sonra toplamları değiştirmek mümkün değildir. Ancak, toplamlar bir bilgisayar yardımıyla e-defterde bulunduğundan, toplama hataları beklenmemektedir. E-defterde günlük giriş toplamlarının gösterilmemesi büyük bir eksikliktir.
  • V.U.K. 217. maddede yer alan dergi kayıtlarında yapılan hataların ancak muhasebe kurallarına göre düzeltilebileceği söylenmektedir. Defterlerin kağıt ortamında saklandığı durumlarda, muhasebe yazılımı ile tutulan defterlerin uygulamada basılması 10 veya 45 gün içinde yapılmaz. Bu nedenle, düzeltme kayıtları yapmak yerine, kusurlu kayıtları değiştirerek düzeltme yöntemi uzun zamandır tercih edilen bir seçenek olmuştur. E-Defter uygulaması geriye dönük kayıtların sertifika ile değiştirilmesini önlediğinden, tespit sırasında yanlış kayıtların düzeltme kaydı ile düzeltilmesi gerekmektedir. Ayrıca yasanın denetim hükmü de bu doğrultudadır ( https://edefter.gov.tr/edeftermevzuat.html ).
  • E-Defter düzenlemesinin hem işletmeler hem de kontrolleri düzenleyen birimler için birçok avantajı vardır

2. Elektronik defterin ana özellikleri şunlardır.

  • ● E-defterin ilk özelliği Maliye Bakanlığı tarafından belirlenen elektronik form koşullarına kesin olarak uymasıdır.
  • ● E-defterin ikinci özelliği elektronik olmasıdır. E-defterin hazırlanması, belgelendirilmesi, saklanması ve sunulması her zaman elektronik ortamda olmalıdır.
  • ● E-defter, yazılıma özgü standartlara ve biçimlere sahip olmalıdır.
  • ● E-defterin kaynağı, bütünlüğü ve değişmezliği garanti edilmelidir.
  • ● E-defter tek bir sektör veya işletme türü için uygun olmamalı, ancak piyasanın tüm ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde olmalıdır.
  • ● E-defterin güvenilirliğine ek olarak, bozulmadan sistemde tutulması ve talep üzerine elektronik kitap kayıtlarının doğrulanmasını sağlamak gerekmektedir.
  • ● E-defter düzenlemesinin, kâğıt kitap düzenlemesinden yaklaşık olarak aynı veya daha kısa bir süre gerektirmesi önemlidir. Kâğıt ortamında tutulan kitaplarda, birden fazla belgeye ilişkin kayıtlar tek bir dergi öğesinde gösterilebilir. Ancak, e-defter bir belgeye dergi öğesi bazını belirlemiştir.

3.1.3. Defter Hukuki Dayanağı

3.1.4. E-Defter Sisteminin İşleyişi

E-fatura sisteminde olduğu gibi, e-defter sisteminde bir dizi işlem vardır. Operasyon süreci, e-defter oluşturulması ve onaylanması açısından önemlidir. Ayrıca, 19 Aralık 2012 tarihli ve 28502 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 'Ticari Defterler Hakkında Tebliğ'de yevmiye maddeleri en az aşağıdaki bilgileri içermelidir.

  1. Madde sıra numarası,
  2. Tarih,
  3. Borçlu hesap,
  4. Alacaklı hesap,
  5. Tutar,
  6. Her kaydın dayandığı belgelerin türü ile varsa tarihleri ve sayıları.” hükmü bulunmaktadır.

Şekil 4. E-Defter İşleyiş Süreci

Şekil 4'te açıklandığı gibi, e-defter oluşturulur ve imzalanır. Onaylanan defter imzası / mühür değeri alınır ve e-defter web sitesindeki e-defter uygulamasına yüklenir. Gelir İdaresi Başkanlığı sertifikayı kendi mali mührü ile onaylar. Son aşamada, vergi mükellefleri e-defteri ve sertifika dosyalarını sistemden indirir. İndirilen berat dosyaları gerektiğinde evraklarla gönderilebilmesi için saklanmalıdır.

3.1.4.1. E-Defter Usulüne Göre Kayıtlanmalıdır

  • Hangi bilgisayar yazılımı oluşturulursa oluşturulsun, e-defter kayıtları istenen formata dönüştürülmelidir. Burada açıklamak istediğimiz XBRL gibi bilgisayar formatları yok. Bu formatları şöyle özetleyebiliriz.
  • Her belgenin bir günlük kalemi olmalıdır: e-Defter uygulamasının temeli, her belgenin bir günlük öğesine işlenmesidir. Muhasebe yazılımlarının çoğu, e-defter uygulama modüllerinde ki günlük öğesine girilen birden çok belgeyi otomatik olarak böler.
  • Her kayıt için bir belge tarihi ve numarası bulunmalıdır: İstisnalar ve belgelendirilmemiş işlemler hariç olmak üzere belge tarihi ve numarası girilmelidir. Özellikle e-fatura kullanıcıları, belge numarası alanına e-faturanın ETTN numarasını değil fatura kimliğini girmelidir.
  • Belge türü seçilmelidir: İstisnalar ve belgelendirilmemiş işlemler hariç her işlemde belge türü seçilmelidir. Aşağıdaki belge türleri E-Defter Uygulama Kılavuzu'nda (sürüm 1.0) açıklanmaktadır.
  • Çek
  • Fatura
  • Müşteri Sipariş Belgesi
  • Satıcı Sipariş Belgesi
  • Senet
  • Navlun
  • Makbuz
  • Diğer

Serbest meslek makbuzu, çek bordrosu, z-raporu, ücret bordrosu, perakende satış fişi, masraf listesi gibi belgeler diğer seçeneği ile seçilmelidir.

Ödeme Yöntemi alanı doldurulmalıdır: Ödeme yöntemi nakit, havale, kredi kartı, çek, senet gibi seçilmelidir Aslında Genel kabul görmüş muhasebe ilke ve standartları zaten kayıt içeriğinden ödeme türünün görülmesini içerir (https://edefter.gov.tr/edeftermevzuat.html).

3.1.4.2. E-İmza ve Mali Mühür ile Defterler İmzalanır

E-faturalarda olduğu gibi, e-defter başvuruları, kaynağın doğruluğunu belirlemek için kurumlar için bir finansal mühür ve gerçek kişiler için bir finansal mühür veya e-imza ile imzalanmalıdır. Mali mühür ile imzalanan e-defter dosyaları, doküman doğruluğu, doküman bütünlüğü ve doküman kaynağı açısından güvence altına alınmıştır. Bu imzalama veya mühürleme işlemi e-defter yazılımı ile çok hızlı bir şekilde gerçekleştirilebilir. Bununla birlikte, unutulmaması gereken e-defter dosyalarının e-imza veya mali mühür ile imzalanması ve mühürlenmesi, Gelir İdaresi tarafından onaylanan makbuz alınmazsa ve imzalı e-defter yoksa hiçbir şey ifade etmez.

3.1.4.3. E-Defter Uygulamasına E-Defter Beratı Yüklenmelidir

E-defter uygulamasına www.edefter.gov.tr adresinden ulaşılabilir. E-defter uygulamasında beratlar GİB ’e iki yöntemle gönderilebilir.

1-           GİB e-Defter Uygulaması aracılığıyla

2-           2- Web servis aracılığıyla

GİB e-Defter Uygulaması e-deftere kayıtlı kullanıcılar tarafından beyanlarını göndermek için kullanılan e-fatura portal uygulamasına benzer bir ortamdır. Tüzel kişiler bu çevreye gerçek kişiler tarafından bir mali mühür ve elektronik imza veya mali mühür ile girilir ve Aylık yevmiye ve Büyük Defter beratı yüklenir. Yüklenen beratlar GİB tarafından mühürlenir. GİB tarafından imzalanan beratlar indirilmeli ve defterle birlikte saklanmalıdır.

GİB imzalı sertifika alınmadıkça, oluşturulan defterler imzalansa veya mühürlense bile yasal olarak geçerli olmayacaktır. GİB 'den onaylanmış bir sertifika alınır ve bilgisayar sistemine indirilirse, bunlar saklanmalıdır. Bir şekilde beraat etmiş ve GİB tarafından onaylanmış bir vergi mükellefinin e-defterlerini değiştirerek tekrar sertifika alması mümkün olmayacaktır.

E-faturadaki özel uyum yönteminde olduğu gibi, web hizmeti de kullanıcıların beyanlarını uyumlu yazılım programı aracılığıyla doğrudan GIB uygulamasına aktarmalarını sağlar. Uyumlu yazılım onayı alan tüm şirketlerin web servisini kullanarak çok daha hızlı bir sertifika almaları mümkündür. Bu yöntemde, onaylanmış sertifikanın GİB 'den alınması e-defterin geçerliliği açısından zorunludur (https://edefter.gov.tr/edeftermevzuat.html).

3.1.4.4. GİB Onaylı Beratlar Sistemden Nasıl İndirilir

E-defter sisteminin bir gereği olarak, 200 megabaytı aşan dosyalar bölünmeli ve sisteme yüklenmelidir. Daha sonra, e-defter ve yevmiye defteri bölümlerinin aynı dönemi kapsadığına dikkat edilmelidir. E-defter işleminin son aşaması, GİB onaylı sertifika dosyalarının indirilmesi ve saklanmasıdır. Ancak, GİB tarafından onaylanan defterler yasal olarak geçerli hale gelir. Sertifikanın oluşturulması veya alınması sırasında ortaya çıkan sorunlar GİB 'e yazılı olarak bildirilmelidir. Elektrik kesintisi, internet, ağ veya donanım sorunları gibi sorunlar sertifikanın alınmasını engellediyse, sertifika tekrar alınabilir.

3.1.4.5.E-Defter ile İlgili Diğer Hususlar

Vergi mükelleflerinin muhasebe kayıtları, defter veya defter kayıtları e-defter sistemindeki sisteme yüklenmez. Bu nedenle, e-defter GİB onaylı sertifika ile birlikte sunulmalıdır. Maliye Bakanlığı, vergi mükellefine sormadan tüm bilgileri bilgisayar sistemi üzerinden görme olanağına sahip değildir. E-defter uygulaması ile defterleri saklamak, taşımak veya kontrol etmek biraz daha kolaydır. Vergi müfettişleri, ww.edefter.gov.tr ​​adresindeki “E-Defter Görüntüleme Aracı” ile kendilerine sunulan beyanların doğruluğunu kontrol edebilecektir.

Vergi mükelleflerinin e-defter ve e-fatura bilgilerini sakladıkları bilgisayarlarına el koyma ve Mali Polis tarafından el konulması gibi nedenlerle vergi mükellefinin kontrolünden ayrılması durumunda, bu durum Gelir İdaresi Başkanlığına üç iş günü içinde iletilecektir.

Diğer durumlarda, vergi mükellefleri, örneğin veri bozulması, kazayla silinme, bilgi sistemine bulaşma veya bilgisayar korsanları olarak adlandırılan bilgisayar korsanlarının korsanlığı durumunda 15 gün içinde GİB 'e rapor vermelidir. Sadece bir bildirim yapmak yeterli değildir, aynı zamanda bu bilgileri hangi teknik yöntemlerle geri göndereceği de, bir plan kapsamında GİB 'e iletmek zorunludur.

E-defter uygulamasında, kağıt defter uygulamasında olduğu gibi, e-defterleri merkez ve şube için ayrı ayrı tutarak ve mali mühür ile mühürleyerek e-defter elde etmek mümkündür.

E-defter tutma sürecinde, mali dönemin ilk ayının alınması açılış onayıdır ve geçen ayın fişinin alınması kapanış onayının yerini alır. Elektronik defter uygulamalarında noterden açılış veya kapanış belgesi verilmemesi vergi mükelleflerini büyük çaba ve zaman kaybından kurtarmaktadır (https://edefter.gov.tr/edeftermevzuat.html).

3.1.4.6. E-Defter Başvurusu

Mali mühür sertifikasının temini ve e fatura uygulamasına geçmek için başvuruları öncelikle gerçekleştirilmelidir. Mükellefler, https://uyg.edefter.gov.tr/edefterbasvuru/ adresini kullanarak e- Defter Başvurusu yapabilir ve istenilen başlangıç dönemi seçebilirler.

Başvuru Sırasında Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar

1) Başvuru yapılacak bilgisayarda Java 32 bit olmalıdır.

2) Mevcut E-İmza/Mali Mühür Cihazının bilgisayara takılı ve kurulu olmalıdır.

3) Mozilla Firefox tarayıcısı veya Google Chrome tarayıcısı ile başvuruda kullanılabilir. Diğer tarayıcılarda ise Java’nın çalışmasına izin verilmelidir.

4) Güvenlikle ilgili uyarı geldiğinde Continue/Allow seçeneğini başvuru ekranını bloklama ile ilgili bir uyarı gelirse NO/Hayır seçeneği seçilerek uygulama mutlaka açılmalıdır.

5) Tüm bilgileri girip kaydede basıldığında kart Giriş ekranı gelir ve imzalama işlemi gerçekleştirilir.

6) Başvuru işlemi yine gerçekleşmezse Java Console' daki tüm bilgileri kopyalayarak Word dosyasına yapıştırıp edefter@gelirler.gov.tr adresine mail ile göndermek gerekir.

Şekil 6’da yer alan tüm bilgiler girildikten sonra kaydede basılarak kart okuyucusu ile imza atılmalıdır.

Şekil 5. E-Defter Başvurusu

3.1.5. E-Defter Özelgeleri

E-defter uygulamaları yeni başladığından bu konuda geçerli örnek olabilecek mahkeme ve Danıştay kararları henüz bulunmamaktadır. Bu sebeple e-defter konusundaki özelgeleri incelemek faydalı olabilecektir. (https://edefter.gov.tr/edeftermevzuat.html)

3.1.5.1. Özel Hesap Döneminde E-Defter

Bu konudaki özelge metni aşağıdadır.

Sayı: 27575268-105[2013-370]]-432 Tarih: 18/04/2014

Konu: Özel hesap döneminde elektronik defter uygulaması hk.

İlgili özelge talep formunuzda; ... Vergi Dairesi'nin vergi mükellefi olarak   ... ... 01 Ekim / 30 Eylül tarihleri ​​arasında özel bir hesap dönemine tabi tutuldunuz. 2013 / Ekim-Kasım-Aralık ayları arasında e-defteri kullanılmasının mümkün olmadığını belirten Başkanlığımızın, Eylül ayında kesinleşmiş bir E-defterinin kağıt ortamında kullanılmasının mümkün olup olmadığı konusunda görüşü talep edilmiştir.

Bilindiği üzere; 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 174. maddesinde; "Defterler hesap dönemi itibarıyla tutulur. Kayıtlar her hesap döneminin sonunda kapatılır ve bir sonraki dönemin başında yeniden açılır.

Hesap dönemi normal olarak takvim yılıdır.

Ancak, takvim yılı faaliyet ve işlemlerinin niteliğine uygun bulunmayanlar için Maliye Bakanlığı, başvuruları üzerine 12 aylık özel muhasebe süreleri belirleyebilir.

... hüküm dahildir.

Aynı Kanunun 221 inci maddesinin ikinci fıkrasında; Dönemleri Maliye Bakanlığı tarafından belirlenenler hesap döneminden önceki son ayda Maliye Bakanlığı tarafından onaylanmak zorundadır. (https://edefter.gov.tr/edeftermevzuat.html)

Diğer yandan; Söz konusu Kanunun 257'nci maddesinin birinci fıkrasının birinci fıkrasının üçüncü fıkrasında, Maliye Bakanlığı mikro filmler, mikro - İade veya elektronik bilgi ve kayıt araçları, Bu şekilde saklanacak defter ve kayıtların kopyalarının Maliye Bakanlığında veya saklanacak kurumlarda saklanması zorunluluğu getirilmesine ve bu konuda uygulama usul ve esasları aynı Kanunun 242 nci maddesinin ikinci fıkrası ile Maliye Bakanlığı; Elektronik defterlerin, kayıtların ve belgelerin yaratılması, kaydedilmesi, iletilmesi, saklanması ve sunumu ile elektronik ortamda defter ve belgelerin saklanması ve düzenlenmesi ile ilgili usul ve esasları belirlemeye yetkili olduğu belirtilmektedir. Kanun Genel Tebliği ile, anonim şirket ve limited şirketlerin elektronik fatura oluşturmasına izin verilen 416 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 232. maddesi kapsamında fatura çıkarmak zorunda olan mükelleflere elektronik fatura başvurusundan yararlanma hakkı , alıcılara iletin ve istendiğinde saklayın ve gönderin.

Bilindiği gibi 421 sayılı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği'nde; 04/12/2003 tarihli ve 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu kapsamında madeni yağ lisansına sahip olanlar ile 31/12/2011 tarihi itibariyle asgari 25 milyon TL brüt satış geliri elde edenler, 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanunu'nda (III) sayılı ve 2011 takvim yılında onlardan mal alanların 31/12/2011 tarihi itibariyle elektronik ortamda en az 10 milyon TL satış geliri, elektronik defter tutma ve elektronik fatura kullanmak zorundadır. Elektronik fatura başvurusu için 2013 takvim yılı (1/9/2013 tarihi itibariyle Gelir İdaresi'ne başvurmak gerekir) ve elektronik defter uygulaması için 2014 takvim yılı (elektronik defter yazılımlarını 01/09/2014 tarihinde geliştiren vergi mükellefleri) elektronik defter test süreçlerini başarıyla tamamladı.) gereklilik kapsamına alınmasına karar verildi.

Vergi Usul Kanunu ve 1 No'lu Elektronik Defter Genel Tebliği kapsamında tutulması zorunlu olan defterler arasında www.edefter.gov.tr, elektronik ortamda defterlerin oluşturulmasına ilişkin usul ve esaslar belirlenir. Elektronik vergi mükelleflerinin elektronik defter kullanmalarına izin verilmektedir. 397 Sayılı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği kapsamında yapılan tespitler çerçevesinde elektronik fatura uygulamasından yararlanma iznine sahip olması ve bu çerçevede Mali Mühür edinmesi gerektiği belirtilmektedir (https://edefter.gov.tr/edeftermevzuat.html).

Öte yandan, 1 Sıra No.lu Elektronik Defter Genel Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair yayımlanan 2 Sıra No.lu Elektronik Defter Genel Tebliğinin 4.Maddesinde de "Aylık dönem, sadece onaya sunulan ayın defter kayıtlarını ifade etmekte olup, önceki aylara ait kayıtları içermez. Hesap dönemi veya takvim yılı içerisinde de elektronik defter tutmaya başlanabilir. Ancak hesap dönemi veya takvim yılı içerisinde elektronik defter tutmaya başlayanlar, başladıkları tarihi izleyen bir aylık süre içerisinde eski defterlerine kapanış tasdiki yaptıracaklardır." hükmü yer almaktadır.

Ayrıca, 67 Seri No.lu Vergi Usul Kanunu Sirkülerinde,

"421 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği kapsamında elektronik defter tutma zorunluluğu bulunan mükelleflerden;

a) Elektronik defter uygulamasına 2014 Aralık ayı içerisinde başvuranların 1/1/2015 tarihinden itibaren,

b) Elektronik defter uygulamasına 2014 Aralık ayından önce başvuranların en geç 2014 Aralık ayından başlamak üzere,

c) Özel hesap dönemine tabi olanların 1/12/2014 tarihinden önce elektronik defter uygulamasına başvuru yapmaları ve en geç 2014 Aralık ayı içerisinde, elektronik defter tutmaya başlamaları gerekmektedir." düzenlemesi yer almaktadır.

Yukarıdaki hükümlere göre; Elektronik kitap başvurusunu kullanma izniniz varsa, ara dönemde e-Defter uygulamasına geçmek mümkündür, ancak özel hesap dönemine 01/01 tabi olmak üzere 2014 yılında kullanılacak kitapları onaylamak zorunlu olacaktır. 10 / -30 / 09 ve elektronik kitap. Uygulama 2014 takvim yılı içerisinde uygulandığı için 01/10 / 2013-30 / 2014 özel hesap döneminde kullanılacak defterleri noterde tasdik etmek mümkündür.

3.1.2. E-Deftere Geçiş

Bu konudaki özelge metni aşağıdadır.

Sayı: 11395140-105[Mük 257-2012/VUK-1- . . .]-1502 Tarih: 17/09/2013

Konu: E-fatura ve e-defter uygulama zorunluluğu olup olmadığı.

Kayıtlı ilgi formunuza ilişkin talep formunuzda; 20/11/1981 tarihli ve 2560 sayılı Kanunla kurulmuş kamu tüzel kişiliğine sahiptir ... Vergi Dairesi ... vergi kimlik numarası, ... Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı bağımsız bir bütçe kurumusunuz ... Büyükşehir Belediyesi su ve kanalizasyon hizmetlerini yürütmektedir. Kurumlar vergisinden muaf olduğunuz ve Vergi Usul Kanunu Belgesi Baskı Yönetmeliği hükümlerine tabi olmadığınızı, 2011 takvim yılında 421 Sayılı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde belirtilen vergi mükelleflerinden mal satın aldığınız halde, brüt tutarınız satış geliri de bu Tebliğ'de belirtilen tutarları aşıyor; Yukarıda bahsi geçen tebliğde, 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununda yer alan çizelgelerde yer alan idari kurum ve kuruluşların ve ekonomik kamu kurumlarının yer aldığını belirterek, kurumunuzun elektronik defter ve elektronik faturaya geçme yükümlülüğüne sahip olup olmadığınız konusunda tereddüt ediyorsunuz. Başkanlığımızın görüşlerinin bahisle talep edildiği anlaşılmıştır.

421 sayılı Vergi Usul Kanunu Hakkında Tebliğ ile;

- Tebliğ yayımı tarihinde 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu uyarınca madeni yağ ruhsatı olan ve Özel Tüketim Vergisi Kanununa ekli (III) listesinde yer alan malları imal eden, imal eden veya ithal eden kişiler ,

- 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu uyarınca madeni yağ ruhsatına sahip olan mükellefler, satın aldıkları malların türü, fiyatı, miktarı veya herhangi bir özelliğine bakılmaksızın, brüt satış geliri 25 olan mallarını 2011 takvim yılında satın almaktadır. milyon TL veya daha fazla. ,

- 2011 takvim yılında 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanunu'na ekli (III) numaralı listede yer alan, satın alınan malların türü, fiyatı, miktarı veya malları ne olursa olsun brüt satış geliri satın alan, satın alan veya ithal edenler 2011 yılı rakamları 10 milyon TL veya daha fazla mükellef, elektronik fatura kullanmak ve elektronik defter tutmakla yükümlüdür.

Tebliğ'in "Kapsanan Mükellefler" başlıklı 3.1.2 bölümünde; "Bu Tebliğ kapsamında, 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu'na bağlı grafiklerde yer alan idare, kurum ve kuruluşlar ile ekonomik kamu kuruluşlarının vergi mükelleflerinden mal alma zorunluluğu yoktur.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 2. Maddesinde "Ekonomik kamu kurumları: Devlete ait ticari, sınai ve tarımsal işletmeler, il özel idareleri, belediyeler, diğer kamu idareleri ve kuruluşları, faaliyetleri sürekli ve dışlanan birinci ve ikinci paragraflar. örgüt. "hükmü dahil edilmiştir.

Buna göre, 20/11/1981 tarihli ve 2560 sayılı Kanunla kurulan ve kamu tüzel kişiliğine sahip olan kurumunuz ... Büyükşehir Belediyesi'nin su ve kanalizasyon hizmetlerini veren kurumunuz ekonomik halkın kapsamındadır. (5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 2. maddesi, ikinci fıkraların dışında olduğu için elektronik fatura ve elektronik defter uygulamasına geçmek zorunlu değildir. (https://edefter.gov.tr/edeftermevzuat.html)

Yukarıdaki özelge incelendiğinde kamu kurum ve kuruluşlarının e-fatura ve e-defter uygulamalarına geçme yükümlülüğünün olmaması önemli bir eksikliktir. Örneği sadece kamuya iş yapan bir şirket hiç e-fatura düzenleyemeyecektir. Sadece e-fatura almak üzere sisteme kayıt olmuş bulunacaktır.

3.1.3. E-Deftere İlişkin Eleştirilerimiz

E-defter sistemindeki her belge için makbuz talep edilmesi, muhasebe iş yükünü gereksiz yere artırır. Ayrıca, muhasebe kayıtlarından hâlihazırda kolayca ödeme şeklinde anlaşılabilen bilgilerin yeniden üretilmesi iş yükünü tekrar arttırmaktadır. Benzer şekilde, her ay için ifade alma zorunluluğu da muhasebe iş yükünü artırır. Beyanlar, her ay yerine geçici vergi dönemlerine göre üç ayda bir alınabilir. Teknolojinin iş yükünü artırması değil azaltması bekleniyor. E-defter sisteminde, artan muhasebe iş yükü şeklinde olumsuz bir sonuç ortaya çıkmaktadır.

3568 sayılı meslek hukukumuza göre SMMM unvanı olan meslek mensupları defter tutabilirken, YMM unvanı olan meslek mensupları defter tutamaz. E-defter sistemi inşa edilirken bu ayrım ihmal edilmiş ve YMM'ler tarafından e-defter oluşturulmasını önleyecek bir kontrol mekanizması sisteme bütünleştirilmelidir.

Sistemde e-defter içerik bilgilerinin bulunmaması, e-defterin sisteme yüklenmesi sırasında bazı hatalara neden olabilir. E-deftere yüklenen ifadelere ait kitapların art arda olduğunu sistem üzerinden sorgulamak mümkün olmalıdır.

3.1.4. E-Defter Berat İlişkisi

E-defter kayıtları sisteme yüklenmez ve kayıtların içeriği doğrudan Maliye Bakanlığı tarafından görüntülenemez. Bu nedenle, e-defter kayıtlarına göre oluşturulan bir kod (şifreleme sistemi) içeren ifadeler, kayıtların değiştirilmemesini sağlamak için önem kazanmaktadır. Defter ve sertifika dosyalarının ayrı bir geçerliliği olmaması ve birlikte sunulmaları çok önemlidir.

E-Defter kayıtlarının sunulmasında Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından onaylanan e-defter ve gelir belgesi ibraz edilmelidir. Muhasebe ve vergi kültürümüzde yıllık olarak değil, aylık olarak e-defter uygulamasının oluşturulması, aylık sertifika dosyalarının önemini arttırmaktadır. Ayın teslim edildiği e-defterinin, o ayın sertifikasının da ibraz edilmesi gerekir.

Şubat sertifikası unutulursa ve Mart sertifikası, Ocak, Şubat ve Mart gibi art arda alınması gereken sertifikanın dosyasından alınmış olsa bile zamanında alınırsa ne olur ?

Bilindiği gibi, Ocak sürümü aynı zamanda açılış onayı anlamına da gelir. Bu durumda, vergi mükellefinin ilgili yıl için kitabı onayladığı kabul edilmelidir. Ancak, Şubat sertifikası olmadığından Şubat kayıtları onaylanmayacak mı? En azından Şubat faturaları KDV kanununda belirtildiği gibi e-deftere usulüne uygun olarak aktarılmadığından, alımlar ve harcamalar için KDV indirimi yapılacak mı ? Mart sertifikası zamanında alındığından, geçici vergi veya yıllık vergi başvurusu açısından ne tür bir değerlendirme yapılmalıdır? Tüm bu soruların cevapları başvuru sırasında netleşecek ve açılacak davalarla sonuçlandırılacaktır. Bu nedenle, defter boş olsa bile, e-defter sertifika alırken ay atlanmamalıdır, sertifika alınmalıdır (Doğan, 2014).

Uygulamada çok yaygın olmasa bile, bir defter şube bazında tutulursa, her bir şube defterinin benzersiz sayısı, sıra numarasını kendi içinde takip ederek artmalıdır.

Elektronik defterle ilgili kayıtların 50.000 firma tarafından yeni firmalar ile birlikte oluşturulması da bazı sorunlar yaratmıştır. Elektronik defterde temel bir kural olarak, her bir belgeye ayrı bir muhasebe kaydının uygulanması Finansal Danışmanların iş yükünü büyük ölçüde artırmıştır. Elektronik defterde her muhasebe kaydında aşağıdaki bilgiler yer almalıdır,

a) Belge Tarihi

b) Ödeme Türü

c) Belge Numarası

d) Belge Tipi

e) Açıklama

Muhasebe kaydının tarihinin veya belgenin tarihinin belgenin tarihi için aynı olup olmayacağı sorusu bize sıkça sorulur. Ancak, e-defter uygulama kılavuzunda böyle bir gereklilik yoktur.

Gelir İdaresinin yayınlandığı kılavuzda aşağıdaki sekiz belge türü tanımlanmıştır,

1-Çek

2-Fatura

3-Müşteri Sipariş Belgesi

4-Satıcı Sipariş Belgesi

5-Senet

6-Navlun

7-Makbuz

8-Diğer (Belge açıklaması kısmına, Serbest Meslek Makbuzu, Gider Pusulası, Sigorta Poliçesi, Ücret

Bordro, Teminat Mektubu, Perakende Fiş gibi belgeler ayrı ayrı yazılır.) Herkes muhasebe kayıtlarındaki ilk belge türünün fatura olduğunu bilir. Müşteri sipariş belgesi, satıcı sipariş belgesi ülkemizde muhasebe uygulamalarında kullanılan belgeler değildir, hatta bu belgelerin Vergi Usul Kanunu'nda muadili veya tanımı yoktur. Bilindiği gibi, her ay diğer belge türü olarak tanımlanan ücret bordrosu hazırlanmaktadır.

Başka bir deyişle, hiç kullanılmayan belgeler 3. veya 4. sırayı alırken, her ay düzenli olarak hazırlanan belge türü diğer formda son sırada yer almaktadır. E-defter kayıtlarına eklenmesi gereken son bilgiler açıklamadır. Açıklamanın bir koşulu, diğer belge türü seçildiğinde hangi belgenin açıkça yazılması gerektiğidir. Elektronik uygulamalar, insanların hayatlarını kolaylaştırır, hataları önler ve daha fazla zaman geçirmelerine neden olursa değerlidir. E-defter başvuruları mali müşavirlerin hayatlarını kolaylaştırmaz, daha zor hale getirir. Her bir dokümanda muhasebe kaydının ısrarı oldukça gereksizdir. Şirketler için e-defter beyanlarının açılış ve kapanış beyanlarının aynı anda talep edilmesi ve her ay talep edilmesi önemlidir. Uygulamanın sağlıklı olması için 12 berat yerine yılda 4 berat istemek yeterlidir. Başka bir sorun, ifadelerden biri unutulursa ne olur? Sorunun açık bir cevabı yoktur.

Mevcut vergi kanunu hükümlerine göre, bir aylık sertifika almamanın sonuçları çok ağırdır.

Muhasebe örnek kayıtlarını ayrı bir başlık altında toplayacağız. E-Defter, üniversitelerin muhasebe bölümlerine “E-Defter Genel Muhasebe Uygulamaları” dersini eklemek için pek çok kural getirme amacından sapmaktadır. Yüzlerce mali müşavir arkadaşımızın söyleyebileceğimiz sorular, konunun uzmanlarının bile e-deftere ne kadar tereddüt ettiğini gösteriyor.

Elektronik defter uygulamasında daha önce olduğu gibi noter tasdikli yevmiye defteri bulunmadığından kağıt çıktıları geçersizdir. Benzer şekilde, e-defter sertifikaları elektronik ortamda saklanmalı ve gönderilmelidir. Sertifikaların kağıt çıktıları da geçersizdir. Vergi soruşturması personeline, SGK müfettişlerine, uzmanlara veya diğer ilgili taraflara aynı anda ve elektronik olarak e-defter ve sertifikalar sunulacaktır.

Bu kişiler e-defter ve vergi mükellefi tarafından verdikleri sertifikalarını aldıktan sonra, “e-defter görüntüleme aracı” ile dönemin bu e-deftere ait olup olmadığını teyit edeceklerdir

Görüntüleme aracı ile ;

  • E-defterin firma mali mührünün doğru olup olmadığı,
  • E-defter beratında bulunan mükellef mali mührünün doğru olup olmadığı,
  • E-defterde bulunan mükellef mührü ile e-defter beratında bulunan deftere ait imza veya mühür değerinin birbiri ile eşleşip eşleşmediği,
  • E-defter beratında bulunan GİB mali mührünün doğru olup olmadığı, hususları mutlaka değerlendirilecektir. Bu sebeple elektronik defterin geçerli olabilmesi her aya ait beratların düzenli olarak alınması ve elektronik ortamda birazına bağlıdır (Doğan, 2014).

Beratların alınmaması veya beraatın unutulması halinde hangi cezalar söz konusudur. Çoğu meslektaşımız ve vergi mükellefimiz bu konuda tereddüt ediyor. Elektronik kitaptaki en önemli şey, aylık olarak oluşturmak ve paketleri GİB sistemine yüklemek ve takip eden üçüncü ayın sonuna kadar bir sertifika dosyası almaktır. Bir defada sisteme yüklenecek dosya boyutu 200 MB ile sınırlıdır. Bu boyutu aşan defter dosyaları varsa, parçalara bölünmeli ve her parça ayrı olarak onaylanmalıdır. Hesap dönemi için ilk ay sertifika açılış onayı, son ay sertifika kapanış onayının yerini alır. Eğer açılış ve kapanış açıklamaları alınmazsa para cezası vardır. Elektronik deftere ilişkin olarak getirilen zorunluluklara uymayanlar, beratlarını zamanında almayanlar hakkında 213 sayılı VUK’un ceza hükümleri tatbik olunur. Bunları kısaca özetlersek,

  1. E-defter zorunluluğu getirilen mükellefler artık kâğıt ortamında defter tutamazlar. Bu mükellefler kâğıt ortamında defter tutmaları halinde hiç defter tutmamış sayılacaklardır.

 Ayrıca kâğıt defter tuttukları tespit olunursa 213.s VUK’ un 359.maddesindeki “vergi matrahının azalması sonucunu doğuracak şekilde tamamen veya kısmen başka defter, belge veya diğer kayıt ortamlarına kaydetme” (çift defter) fiili işlenmiş olacaktır. Özellikle uygulamada bazı müfettişlerin “ben elektronik defterden anlamam bana yine eskisi gibi kâğıt çıktı getirin” dedikleri görülmektedir. Kesinlikle çıktı bile olsa kâğıt defter ibraz edilmemesi gerekir.

  1. E-Fatura ve e-deftere ilişkin getirilen zorunluluklara uymayanlara V.U.K. Madde 355’e göre Özel Usulsüzlük Cezası kesilecektir.
  2. Beratın alınmaması defterin tutulmadığı anlamına geleceğinden yasal defterlerden birinin tutulmamış olmasının 213 s. V.U.K’ da resen takdir nedeni sayılması nedeniyle mükellefin takdire sevk vergi idaresince gerçekleştirilecektir. Resen takdire sevk ise 2 kat birinci derece usulsüzlük cezası kesilmesine yol açacaktır.
  3. Berat alınmaması usulüne uygun defter tutulmadığı anlamına geleceğinden firmanın alış ve gider belgelerindeki KDV indirimleri reddi sonucunu doğuracaktır.
  4. Vergi Kanunlarına göre tutulan veya düzenlenen ve saklama ve ibraz mecburiyeti bulunan e-defterlerin gizlenmesi, kaçakçılık suçunu oluşturmaktadır. Bunun yaptırımı da 18 aydan 3 yıla kadar hapis cezasıdır (VUK md. 359/a). Varlığı noter tasdik kayıtları veya sair suretlerle sabit olduğu halde, inceleme sırasında vergi incelemesine yetkili kimselere defter ve belgelerin ibraz edilmemesi, gizleme suçu olarak kabul edilmektedir. Açılış onayı (ilk ay beratı) olan, kapanış onayı (son ay beratı) olan bir e-defterin ibraz edilememesi ayrıca gizleme suçu olarak değerlendirilebilecektir.
  5. Ticari defterlerin mevcut olmaması veya hiçbir kayıt içermemesi yahut bu Kanuna uygun saklanmaması hallerinde üç yüz günden az olmamak üzere adli para cezası (TTK Md.562/6) kesilmesini gerektirir.

Son olarak, elektronik uygulamalar şaka yapmaz. Meslektaşlarımızın e-defter ve e-fatura konuları hakkında bilgi sahibi olması kesinlikle gereklidir. Eğitimli personel eksikliği, eğitim eksikliği veya adil farkındalık eğitimi gibi konular, cezaların bu konuda ele alınacağını göstermektedir. Özellikle Finans Yönetiminin başvuruyu sık sık değiştirmek için verdiği özellikler arasındaki zıtlıklar, konunun kanun yerine ikincil düzenlemelerle belirlenmesi e-defter ve e-fatura davalarının artacağını göstermektedir. Bu bağlamda ofislerimizin büyük görevleri var. Sertifika almadan önce neler yapılması gerektiğini kısaca değinelim,

3.1.5. E-defter Teknik Yapısı ile İlgili Dikkat Edilmesi Gerekenler

  • E-defter ve beratları aylık olarak oluşturulmalıdır. İzleyen üçüncü ayın sonuna kadar berat alınması zorunluluğu bulunduğundan Ocak 2016 beratları Nisan 2016 sonun kadar alınmalıdır.
  • Defteri Kebirin beratı ayrı yevmiye defterinin beratı ayrıdır.
  • Defterin boyutu 200 MB geçiyorsa defter bölünmelidir. Örneğin 01 Ocak 20 Ocak birinci parça, 21 Ocak 31 Ocak ikinci parça olmalıdır. Yevmiye defteri 01.01.2018-20.01.2018 şeklinde bölünmüş ise defteri kebirde aynı paralellikte 01.01.2018-20.01.2018 diye bölünmelidir.
  • E-defter işleme kurallarına uyulmamış ise berat dosyasını oluşturamaz ve hata mesajı ile karşılaşırsınız.
    • Her belge ayrı bir yevmiye maddesine işlenmelidir.
    • Masraf listelerinde yer alan fatura ve benzeri belgeler ayıklanmalı ve ayrıca kayıtlanmalıdır.
    • Belge tipi, ödeme türü, belge numaraları açıklamaları bütün muhasebe kayıtlarında yer almalıdır.
    • Belge tipi diğer seçildiğinde “serbest meslek makbuzu” gibi açıklamalarda diğerin ne olduğu yazılmalıdır.
    • İcmal listeleri işlenirken çek bordrosu, ücret bordrosu, senet bordrosu gibi belge türü çek, senet yerine diğer seçilmelidir.
    • Perakende satış fişleri icmal listesi ile topluca işlenebilir.
    • E Arşiv mükellefleri 50 adedi geçmemek üzere bir fişte birden çok belge işleyebilirler.

3.1.6. Muhasebe Kayıtları ile İlgili Dikkat Edilmesi Gerekenler

  • Aylık KDV, kira, ücret tahakkukları yapılmalıdır.
  • Yevmiye fiş numaraları tekrar sıralanmalıdır.
  • Ters bakiye veren hesaplar düzeltilmelidir.
  • Kapanış işlemleri yapılması zorunlu değildir.
  • Dönemsellik ilkesi gereği yapılması gereken işlemler ve kayıtlar yapılmalıdır.
  • Muhasebe kayıtlarında berat alındıktan sonra değişiklik yapılamayacağından düzeltme kayıtları daha sıklıkla kullanılacaktır.

Beraat olmayanların KDV indirimlerinin reddine kadar ağır yaptırımları olduğu için, sertifika alma sürecine özellikle dikkat edilmelidir. Ayrıca sertifikalar elektronik ortamda saklanmalıdır.

Elektronik defter kayıtlarının yedeklenmesine de önem verilmelidir. Elektronik defterlerin ve elektronik faturaların ticari hayata girmesi uzun sürmedi. Ancak, vergi mükellefleri, gerekli altyapı hazır olmadan veya mevcut insan kaynaklarına gerekli eğitimi vermeden önce eğitimli personel istihdam etmeden bu sisteme geçmek zorunda kalmıştır. E-defter, e-fatura, e-arşiv faturası ve e-bilet hakkında konuşurken, bu elektronik vergi uygulamaları gerçekten karmaşık hale geldi. Vergi Usul Kanunu'nun 242. maddesi Maliye Bakanlığına uygulanmasına ilişkin düzenlemeleri yapma yetkisini bırakmıştır. Maliye Bakanlığı sık sık bu yetkiyi kullanarak değişiklik yaptı ve uygulama yönergelerini ve uygulama ilkelerini değiştirdi. Bu sık değişikliklerle Yeminli Mali Müşavirler, Yeminli Mali Müşavirler ve Bağımsız Denetçiler gibi uzman uzmanlar bile elektronik uygulamalarda kararsız hale gelmiştir.

Şirketler, tüccarlar, vergi mükellefleri, ticari hayatın bir parçası haline gelen elektronik faturalandırma uygulamalarının yasal yönünü benimsemede zorlanmadı. E-fatura, icra takibi ve ticari davalarda uygun şekilde kullanılmıştır. Uzmanlar e-fatura konularındaki ihtiyaca cevap verebilirler. Ancak, e-defter söz konusu olduğunda durumun aynı olduğunu söylemek çok zordur. Bunun temel nedeni, e-defter tutma kurallarının o kadar karmaşık ve ayrıntılı olmasıdır ki, bir işletmenin muhasebe biriminin iş yükünü gereksiz yere iki katına çıkarır. Bu nedenle, e-defter muhasebe ücretleri artar ve bu yüksek ücretleri ödemek istemeyen vergi mükellefleri, kendi bünyelerinde  bir mali müşavir çalıştırırlar.

Her bir belgeye yevmiye girişi talep etmek, e-defteri gereksiz yere şişirir ve klasik bir şekilde kontrol etmek istendiğinde, e-defter kayıtlarının uzun süre incelenmesi gerekir. Yeni Türk Ticaret Kanunu 64. maddede e-deftere izin vermiştir (https://edefter.gov.tr/edeftermevzuat.html).

Uygulama iki yasa ve tebliğ ile devam etmektedir. Vergi mükellefleri, e-defterler ve şüphelendikleri konularda e-faturalar için Maliye Bakanlığından özel beyanlar (yazılı görüş) alırlar. Bu kadar sığ bir alanda yasal mevzuat dönerken, vergi mükellefleri ve vergi denetçileri e-defter, e-fatura sorunları ile karşı karşıya kalmaktadır. Konuyla ilgili vergi davalarının açılması ve Danıştay Kararlarının ortaya çıkmasıyla uygulama daha sağlıklı hale gelecektir. Halen Maliye Bakanlığı bürokratları tarafından yapılan uygulama vergi mükellefleri açısından olaya bakmamaktadır ve uygulama aşırı sayman yaklaşımı ile yürütülmeye çalışılmaktadır. Ayrıca, yasal mevzuat çok sağlıklı olmadığından e-defter ve e-fatura mevzuatı ile Vergi Usul Kanunu ve diğer birçok kanun arasında uyumsuzluk ortaya çıkmaktadır.

Maliye Bakanlığı, bilgisayar yazılım şirketlerine özel entegrasyon sağlamıştır, yani e-defter ve e-fatura uygulamalarında aracılık yapmakla birlikte, sorumluluk bunlardan hizmet alan vergi mükelleflerine aittir. Özel entegratörün bilgisayar sisteminden kaynaklanan bir durumda bile vergi mükellefine sorumluluk vermenin ne kadar anlamlı olduğu tartışmalıdır. Benzer şekilde, Maliye Bakanlığı bilgisayar yazılım şirketlerine “velayet” hizmeti verme yetkisi vermiş ve sorumluluğun kendilerinden hizmet alan mükelleflere ait olduğunu belirtmiştir. E-defter ve e-fatura, vergi uygulamalarının temeli açısından çok önemlidir ve vergi cezalarının çoğunluğu bu iki kavramdan kaynaklanmaktadır. E-defterde, Maliye Bakanlığı'na e-defterler yerine defterdeki bilgilerin değiştirilmediğini ve berat dosyalarının alındığını gösteren bir şifreleme bilgisi yüklenir. Böylece, e-defterler noter tasdikli defterlerde yazılan kayıtlar gibi değiştirilemez. Uygulamada vergi davasının oluşacağı kesin olan hususlar şunlardır,

  1. Ocak ayının beratı alınmış ama örneğin şubat ayı unutulmuş ve mart ayının beratı alınmış ise ne olacak? Yani bir ayın beratı hiç alınmaz veya geç alınırsa bunun vergisel sonuçları ne olacaktır?
  2. E-defter yerine kâğıt defter tutarsam veya e-fatura yerine kâğıt fatura kesersem bunun yaptırımı ne olacaktır?
  3. Sırf e-defter beratı almadım diye ödediğim ve faturalarda gösterilen katma değer vergilerinin tamamı ret olunabilir mi?
  4. Bir yevmiye kaydına birden çok belgeyi kaydettiğim tespit edilirse ne olacak?

Vergi Usul Kanunu'nun 3. maddesine göre vergi üreten olayın gerçek doğası vergilendirmede esastır. Resmi bir yükümlülüğün yerine getirilmesi nedeniyle defter ve belgeleri saklaması nedeniyle Cumhuriyet Savcılığına vergi mükellefi verilebilir mi, örneğin bir aylık beraat alınmadı mı? Bu şekilde hapis cezasıyla karşı karşıya kalan vergi mükellefi ülkemize tekrar yatırım yapıyor ve işçi çalıştırıyor mu?

Vergiyle ilgili olaylar ciddidir ve yasal sonuçları çok ağır olabilir. Bu nedenle, elektronik uygulamalara ilişkin düzenlemeler, belli bir düzeyde de olsa, kanunla düzenlenmelidir. Kanun hazırlanırken, uygulayıcıların görüşleri alınmalı ve ticari hayatın aksamaması gerekmektedir. (https://edefter.gov.tr/edeftermevzuat.html)

3.1.7. Defter Kayıt Örnekleri

E-deftere ilişkin kayıt örneklerini e-defter uygulama kılavuzunda yer alan bilgilere göre hazırlandı. Ancak uygulamada kılavuzların sık sık değiştiği hususunu belirtmekte fayda var.

19 Aralık 2012 tarih ve 28502 Sayılı Resmî gazetede yayımlanan ‘Ticari Defterlere İlişkin Tebliğ’de Yevmiye maddelerinin en az aşağıdaki bilgileri içermesi şarttır,

a) Madde sıra numarası,

b) Tarih,

c) Borçlu hesap,

d) Alacaklı hesap,

e) Tutar,

f) Her kaydın dayandığı belgelerin türü ile varsa tarihleri ve sayıları.” hükmü bulunmaktadır.

Belge tipleri kılavuzda 8 adet olarak belirtilmiştir.

  1. 1-Çek
  2. 2-Fatura
  3. 3-Müşteri Sipariş Belgesi
  4. 4-Satıcı Sipariş Belgesi
  5. 5-Senet
  6. 6-Navlun
  7. 7-Makbuz
  8. 8-Diğer

Muhasebe kaydının temelini oluşturan işlem, yukarıda listelenen belge türlerinden birine dayanıyorsa, belge türü tanımı bu tabloda belirtildiği şekilde yapılmalıdır. Örneğin, fatura girişlerinde kullanılacak belge türü “fatura” olacaktır. Ancak "fatura" belge türü, faturanın yerini alan belgeler için kullanılamaz. Örneğin, serbest meslek makbuzu faturanın yerini alan bir belge olmasına rağmen, elektronik defterde bir "fatura" değildir; "Diğer" belge türünde gösterilmelidir. Açıklama bölümünde, “serbest meslek makbuzu” olarak tanımlanmalıdır.

İlk yedi belge türünün yanı sıra, muhasebe kayıtlarının temelini oluşturan belgeler ve bu belgenin ne olduğuna ilişkin belgeler için “diğer” belge türü kullanılır. Belge açıklama alanı serbest metin olarak girilen bir alandır.

Ancak, ana belgenin adı, işlemin adı değil, doğrudan belge açıklaması alanına girilmelidir. Örneğin, maaş bordrosu, teminat mektubu, sigorta poliçesi, makbuz vb. Belgeler "diğer" olarak tanımlanabilecek belgelerdir. Ancak, havale, EFT, ödeme vb işlem isimleri belge açıklama alanına kayıt için ana belge olarak yazılmamalıdır.

Örnek 1: 500.000,00 +KDV bedelle veresiye demir alınmış olup karşı firma e-fatura düzenlemiştir.

----------- / / ------------

153 Ticari Mallar 500.000,00

153.01.001 Demir

191 İndirilecek KDV 90.000,00

320 Satıcılar 590.000,00

Ödeme Türü: Cari Hesap/Boş/Ödeme Değil

Belge Tarihi : E-Fatura Tarihi

Belge No : ID Numarası

Belge Tipi : 2-Fatura

Açıklama : A Firmasından Alınan Temel E-Fatura

----------- / / ------------

 

Belge numarası ve Belge tarihi, elektronik defter xml 'deki sırasıyla belge numarası ve belge tarihi alanlarına karşılık gelir. Bu öğeler, yevmiye kaydı öğesinin kaynağını oluşturan belgenin sayısını ve tarihini gösteren öğelerdir. Bu nedenle, yevmiye kaydı girişinin tarihi ve numarası ile belgenin sayısı ve tarihi değişebilir.

Belgede kendi numarası ve tarihi varsa, belgedeki bilgiler belge numarası ve belge tarihi alanlarına yazılmalıdır.

Bilindiği gibi e-Defter uygulamasındaki faturalar, “18. Her fatura "Belge Türü" başlığında açıklandığı gibi ayrı bir günlüğe kaydedilmelidir. Ancak, e-Arşiv kullanıcısı olması koşuluyla, abonelik esasına göre çalışan şirketler ile yazılı talep üzerine Başkanlıkça uygun görülen sektörlerde faaliyet gösteren kargo şirketleri ve vergi mükelleflerine uymak için birden fazla faturaya kaydolabilir e-defter uygulamasına ilişkin diğer düzenlemeler. Bu şekilde yapılan kayıtta, doküman türü “diğer” olacak ve doküman açıklaması “e-Arşiv faturalandırılacaktır” ve bu öğenin sayı ve tarih bilgilerinin de yevmiye kaydında gösterilmesi gerekmektedir. Ayrıca, bu sunum bir e-arşiv raporu ve aynı içerik şeklinde olmalı ve bir elektronik mühür veya elektronik imza ile elektronik olarak imzalanmalıdır.

Örnek 2: İşletmeye 500,00 TL+KDV e-arşiv fatura şeklinde telefon faturası gelmiştir. Not. Özel iletişim vergisi kaydı ihmal edilecektir.

----------- / / ------------

770 Genel Yönetim Giderleri 500,00

770.03.001 Haberleşme Giderleri

191 İndirilecek KDV 90,00

102 Bankalar 590,00

 

Ödeme Türü: Banka

Belge Tarihi: E-Arşiv Fatura Tarihi

Belge No: ID Numarası 2015-101221112

Belge Tipi: 2-Fatura

Açıklama: Türk Telekom Faturası

----------- / / ------------

Ancak, muhasebe kayıtlarına tabi olacak faturaların aynı nitelikte gruplanması (örneğin, Mal ve Hizmet Satış Faturalarının Gruplandırılması, Mal ve Hizmet Satın Alma Faturaları, Genel Faturalar, vb.) günlük muhasebe süresi, maksimum 50 faturanın dahil edilmesi ve her faturanın ait olduğu hesap altında ayrı olarak listelenmesi kaydıyla, bir günlük kaleminde saklamak mümkündür. Burada açıkça belirtilmediğinden, yalnızca e-arşiv fatura kullanıcılarının 50 gider ve satın alma faturası işlemesini öneririz. Ancak, e-fatura veya e-arşiv faturası gelirle ilgilidir ve giderler üzerinde etkisi yoktur. Bu şekilde bir ayrım tamamen yapaydır ve Gelir İdaresi Başkanlığı veya vergilendirme açısından değişikliğe neden olmaz.

E-arşiv gelir faturalarının kaydında özel bir durum da vardır;

a) Abonelik esasına göre çalışan firmalar

b) Kargo Şirketleri

c) Yazılı talepleri uygun görülen firmalar gelir faturalarını icmal listesi haline getirerek müteselsil numara, tarih vererek imza ve kaşeli icmal listeleri aracılığıyla birden çok gelir faturasını tek bir fişe işleyebilirler. Bu icmal kaydında belge tipi diğer seçilmelidir.

3.1.8. Elektronik Defter Kayıtları

Elektronik deftere ilişkin kayıtların yeni e-deftere geçen firmalarla beraber 50.000 firma tarafından oluşturulması beraberinde bazı sorunları meydana getirmiştir. Elektronik defterde temel kural olarak her belgeye ayrı bir muhasebe kaydı uygulaması getirilmesi Mali Müşavirlerin iş yükünü çok arttırmıştır. Elektronik defterde şu bilgilerin her muhasebe kaydında yer alması gerekmektedir.

a) Belge Tarihi

b) Ödeme Türü

c) Belge Numarası

d) Belge Tipi

e) Açıklama

Gelir İdaresinin yayınlandığı kılavuzda sekiz belge türü tanımlanmıştır. E-defterde istenen bilgiler aşağıda gösterilmiştir.

Şekil 6. Yevmiye Defteri

Şekil 7. Kebir

Şekil 8. Para Kayıt

3.1.9. E-Defter Uygulamasında Masraf Listeleri

İşletmeler normal iş hayatlarının bir gereği olarak “iş avansı” olarak çalışanlarına belirli miktarlarda para verirler. Daha sonra çalışanlar aldıkları avansları “gider listesi” olarak adlandırdığımız listeler ve bunlara iliştirilmiş belgeler ile hesaplarlar ve harcamalarını açıklarlar.

İşletmeler, iş anlayışlarına uygun olarak avanslar ve gider listesi kurallarına ilişkin çeşitli kurallar uygularlar. Örneğin, işletme yönetimi, kendi anlayışına bağlı olarak, iş avansının on beş gün de bir sıfırlanacağı kuralını getirebilir.

Maliyet listelerindeki çalışanlar, seyahat parası, faturalı yiyecekler, perakende satış fişleri gibi çeşitli gider gruplarına yaptıkları harcamaları kanıtlayarak iş avansı olarak aldıkları maliyetleri açıklarlar. Maliyet listeleri basımevlerinde uygun bir şekilde basılabilir veya bilgisayarda hazırlanan özel olmayan listeler şeklinde olabilir. Genel kural, masrafları imzalamak için harcama yapan çalışan içindir. Daha sonra, işletme yönetimi yaklaşımına uygun olarak, bu gider listeleri ilgili makam tarafından gözden geçirilir. Böylece, aşırı harcama ve israf önlenmeye çalışılmaktadır.

Vergi uygulamaları açısından maliyet listeleri büyük önem taşımamaktadır. Şirketler maliyet listelerini bir bütün olarak kaydedebilir veya maliyet listesine ekli belgeleri tek tek kaydedebilirler. İkinci yöntemin pratikte daha sık kullanıldığı görülmektedir. Elektronik defter uygulamasına gelelim; Elektronik defterlerde genel kural, bir belgenin muhasebe makbuzuna kaydedilmesidir. Mali müşavirler sıklıkla maliyet listelerine ekli belgelerin tek tek belge olarak mı yoksa maliyet listesinin kendisinin tek bir belge olarak mı kabul edileceğini düşünür. Bu sorunun cevabının yasada eşdeğeri yoktur. Kanunun e-defter uygulama kılavuzları ile düzenlenmesi istenmektedir.

Sürüm 1.4, Mart 2016'da yayınlanmıştır. Başvuru kılavuzundaki açıklama aşağıdaki gibidir. Şirket veya personel tarafından gün içinde yapılan harcamalara ilişkin alınan belgeler teknik kılavuzda listelenen belgelerden biri ise, belge türü tam olarak kılavuzda belirtildiği gibi olmalıdır.

Örneğin, personel tarafından yapılan harcamalar arasında belge olarak bir fatura varsa, belge tipi-fatura tarih numarasının belge tipi fatura olarak yazılması koşuluyla, bu fatura ayrı bir günlüğe kaydedilmelidir. Giderle ilgili belge türü tablo 1'de listelenen ilk yedi belge türünden biri değilse, bir gider formu oluşturulur ve belge türü "diğer" olarak kaydedilir ve belge açıklaması e- Defter uygulaması. Ayrıca, bu gider formunun numarası ve tarihi de girilmelidir. Bu maliyet formlarında basılı sayı ve tarih olmadığından, oluşturulacak her form için ardışık bir sayı ve form tarihi oluşturulmuştur. Bu maliyet formunda yapılan harcamaların detayları dahil edilmelidir. Buna ek olarak, bu gider formu firma kaşesi ve imzası ile basılı olarak veya elektronik imza / mali mühür ile elektronik ortamda saklanmalıdır. Diğer basılı belgelerde olduğu gibi, vergi mükellefi saklanacak belgelerin elektronik olarak görüntülenmesinden ve doğrulanmasından sorumludur.

Açıklama incelendiğinde, orijinal gider listesine eklenen belgelerin belge türlerine göre sıralanması gerektiği anlaşılmaktadır. Örneğin, orijinal gider listesinin ekindeki faturalar ayrılacak ve bu faturalar gider listesinden çıkarılacaktır. Hazırlanacak ikinci gider listesinde, diğer belge türüne ait belgeler, örneğin perakende satış fişleri kalacaktır. Maliyet listesinde daha sonra bir tarih ve numara verilecek olan alışılacağın aksine, şirketin yanı sıra çalışanın damgası ve yetkili imzası da bu maliyet listesinde yer alacaktır. Damgalama ve imzalama, tarih ve numaralandırma gibi gereksiz prosedürlerin gider listesine kayıt yapmak yerine, muhasebeciler, bireysel gider listesine ekli belgelerin işlenmesine yönlendirilir. Orijinal maliyet listeleri de dosyalanır ve asla muhasebe kayıtlarına aktarılmaz ve bir anlamda “kayıt dışı” kalır.

Gereksiz bürokrasi ve evrak işleri yaratmak yerine, elektronik defterler, elektronik faturalar gibi uygulamalar insan hayatını kolaylaştıracak şekilde tasarlanmalıdır. Elektronik uygulamalar hataları önledikleri ve işleri hızlandırdıkları ölçüde değerlidir. Ayrıca, gider listesinin tarihli olduğunu, ancak birkaç dizi verildiğinde yanlış bir sayının atlandığını varsayalım. Şimdi, hangi yasaya göre, bir sayının atlanması durumunda gider listesini e-deftere kaydeden vergi mükellefine ne tür bir ceza verilecek? Ayrıca, ödenecek vergi değişmediği için, bu cezanın düzeltici içinde ne gibi bir işlevi olacaktır? Vergi davalarında e-defter ve e-fatura ile ilgili bu tür detaylar için ne tür bir yanıt olacaktır?

3.1.10. Elektronik Defter Görüntüleme Aracı

Elektronik kitapları incelerken kitabın içeriği görülmelidir. Bilgisayar yazılımı geliştirilmesine rağmen sınavlarda en önemli faktör insan faktörüdür.

Geliştirilmiş bir yazılım 3.000 sayfalık e-defteri yaklaşık 3 dakika içinde yaklaşık 1000 denetim kriteri açısından inceleyebilir. Ancak, denetim veya defteri kebir bilgileri ihtiyacı yalnızca vergiye tabi değildir. Elektronik defterlerin uzman incelemeleri, SGK müfettişleri ve müfettişleri, kara para aklama gibi mali suçlar açısından incelenmesinde birçok sorunla karşılaşılmaktadır. Her şeyden önce, elektronik defterin çıktısının, pdf versiyonunun geçersiz olduğu ve hiçbir anlamı olmadığı iyi bilinmelidir.

Piyasada sıkça söylendiği gibi, yevmiye kayıtları, defter içeriği Maliye Bakanlığı veya herhangi bir resmi kurum tarafından otomatik olarak görüntülenemez. E-Defter sertifikası, ait olduğu ay için defter içeriğinin tekrar değiştirilemeyeceğini gösterir. Elektronik defterde olduğu gibi, yıllık olarak değil, aylık olarak kabul edilir. Aylık bazda düşünüldüğü gibi, e-defterinin içeriği her ay için berat dosyası ile anlamlıdır.

Elektronik defterlerin incelenmesinde kullanılacak “e-defter görüntüleme aracı” ücretsiz olarak www.edefter.gov.tr ​​adresinden indirilebilir. E-Defter görüntüleyici klasöründe bulunan e-Defter Viewer.jnlp dosyasına çift tıklayarak Java tabanlı (4 GB ram ve Java7 ve üzeri sürümlerle) çalışan yazılımı açabiliriz. Program çalıştırıldıktan sonra, e-defterinin bir kısmı (günlük veya günlük dosyaları) "Dosya" sekmesinden yüklenir ve ilgili klasörden yüklenir. Alınan hatalar rapor şeklinde verilecektir. Durum raporunda yazılan hatalara dikkat etmek gerekir.

Bu hatalar ve kontroller önemlidir. Berat dosyası, GİB onaylanmadı gibi bir uyarıda hatalar giderilmelidir.

E-defterle ilgili olarak Türk Ceza Kanunu’nda tanımlı suçlar şunlardır,

  1. 1-) E-defter Sistemine Yetkisiz Girme
  2. 2-) E-Defter Sistemini Engelleme, Bozma, Verileri Yok Etme veya Değiştirme
  3. 3-) Mali mühür ve e-imza sertifikalarında dolandırıcılık
  4. 4-) Mali mühür ve e-imza izinsiz kullanımı
  5. 5-) Nitelikli hırsızlık ve nitelikli dolandırıcılık

E-defterle ilgili Vergi Usul Kanunu’nda tanımlı suçlar ise şöyledir,

  1. 1-) E-defteri gizleme suçu
  2. 2-) Vergi Ziyaı Cezası
  3. 3-) Usulsüzlükler (Birinci derece, ikinci derece ve özle usulsüzlük cezaları)

Görüldüğü üzere e-defterlerin tutulması, kayıtlanması, saklanması, ibrazı ve denetimi sıkı sıkıya şekil şartlarına bağlıdır. Bu konuda şirketlerin, mükelleflerin e-defter sorumlularına gerekli eğitimleri ve güvenlik tedbirlerini aldırmaları gerekmektedir.

3.1.11. Nev’i Değişikliği

E-Defter uygulamasına 15 gün içinde kayıt yaptıran bir kullanıcı, türünü değiştirirse, ticaret sicil gazetesinin değişikliğe ilişkin fotokopisi ve durumu ve Yeni Ziraat Mah. Etlik Cad. No: 16 Dışkapı / ANKARA adresi ve Kamu Sertifikasyon Merkezi, yeni unvanın mali mührünü almak için http://mm.kamusm.gov.tr/ adresinden elektronik olarak başvurmalıdır.

Yeni vergi kimlik numarası için istenen mali mühürün alınmasıyla, http://edefter.gov.tr/edefterbasvuru.html web sitesinde yeni kimlik numarası için elektronik defter başvurusu yapılmalıdır.

Başvuruda, elektronik defter başlangıç ​​tarihi önümüzdeki ayın en erken tarihi olarak seçilir, yani aynı değişikliğe sahip kayıt tarihi e-defter başlangıç ​​tarihi olarak seçilemez. Yeni türün elektronik defter başlangıç ​​tarihinin kayıt tarihine çekilmesi için, elektronik defter başvurusunun yapıldığı ve edefter@gelirler.gov.tr ​​adresine e-posta gönderilerek bildirilmesi gerekmektedir. Bu yeni başvuru ile vergi mükellefi, eski vergi kimlik numarası ve yeni kimlik numarası olmak üzere iki e-defter hesabına sahip olacak ve vergi mükellefi, oluşturulan defterlerin tarih aralığı, vergi mükellefinin eski unvanı için hesap döneminin son ayına karşılık geldiğinden, sertifikalar GIB e-Defter uygulamasına Kurumlar Vergisi beyannamesinin ( hesap döneminin başlangıcını değişiklik tarihine kadar). Seri Numarası Elektronik Defter Genel Tebliği) gönderilmelidir ve edefter@gelirler.gov.tr adresine bilgi verilmelidir.

 Değişiklikten önceki döneme ait son beyanların sunulmasıyla birlikte, eski vergi kimlik numarasına sahip e-defter kullanıcı hesabı GİB tarafından kapatılacak ve yeni kullanıcı hesabı açıldığında ifadelerini elektronik olarak iletmeye devam edebilecektir.

 Ayrıca, form değişikliğinin yapıldığı tarihi takip eden ayın fraksiyonuna ait yeni başlıklar ve vergi kimlik numara defterleri oluşturulmalı ve ifadeler, takip eden üçüncü ayın son gününe kadar GIB e-Defter Uygulaması'na gönderilmelidir.

3.1.12 E-Defter Uygulama Kılavuzu

E-defter  yevmiye kaydı kaydeden her profesyonelin okuması gereken temel belge e-defter uygulama kılavuzudur.

Fatura kaydına ilişkin açıklamalar bilindiği gibi e-Defter uygulamasında faturalar “18. Her fatura "Belge Türü" başlığında açıklandığı gibi ayrı bir günlüğe kaydedilmelidir. Ancak, e-Arşiv kullanıcısı olması koşuluyla, abonelik esasına göre çalışan şirketler ile yazılı talep üzerine Başkanlıkça uygun görülen sektörlerde faaliyet gösteren kargo şirketleri ve vergi mükellefleri birden fazla faturayı kapsayacak şekilde dergi kaydı düzenleyebilir e-defter uygulaması ile ilgili olarak belirlenen diğer düzenlemelere uymaları şartıyla. Bu şekilde yapılan kayıtta, doküman türü “diğer” olacak ve doküman açıklaması “e-Arşiv faturalandırılacak” olacak ve bu öğenin sayı ve tarih bilgilerinin de dergi öğesinde gösterilmesi gerekmektedir. Ayrıca, bu sunum bir e-arşiv raporu ve aynı içerik şeklinde olmalı ve bir elektronik mühür veya elektronik imza ile elektronik olarak imzalanmalıdır. (https://edefter.gov.tr/edeftermevzuat.html)

Ayrıca, muhasebe kaydına tabi olacak faturaların aynı nitelikte gruplanması (örneğin, Mal ve Hizmet Satış Faturalarını, Mal ve Hizmet Satın Alma Faturalarını, Genel Faturaları, vb.) 10 günlük hesap dönemi, 50 faturanın dahil edilmesi ve her bir dokümanın ait olduğu hesap altında ayrı olarak listelenmesi şartıyla bir günlük kaleminde saklamak mümkündür.

- e-Bilet kaydına istinaden açıklama

Bilindiği gibi, e-Defter uygulamasında, belgeler her bir belgeyle birlikte ayrı bir yevmiye fişine kaydedilmelidir. Ancak, bir e-Bilet kullanıcısı olması şartıyla, havayolu, denizyolu ve karayolu biletleri düzenleyen şirketler ve etkinlik bileti düzenleyen şirketler, diğerlerine uymaları koşuluyla, birden fazla elektronik bilet içeren bir yevmiye fişi girişi düzenleyebilecektir. e-Defter uygulaması için belirlenen düzenlemeler. Bu kayıtta doküman türü “diğer” ve doküman açıklaması “e-Bilet tabanlı” olacaktır ve bu fişin sayı ve tarih bilgilerinin de yevmiye de gösterilmesi gerekmektedir. Ayrıca, bu sunum bir e-Bilet raporu ve aynı içerik şeklinde olmalı ve bir finansal mühür veya elektronik imza ile elektronik olarak imzalanmalıdır.

– Banka İşlemlerine istinaden açıklama

Bilindiği gibi muhasebe kaydının temelini oluşturan belge, bankaya ait işlemlerin makbuzudur. Makbuzların e-Defter uygulamasında, doküman türü “diğer” olarak kaydedilir ve doküman açıklaması “makbuz” olur ve makbuz numarası ve tarihi girilmelidir. Ancak, makbuzda belge numarası tarihi yoksa, kullanılan muhasebe programı tarafından verilen tarih ve numara, belge numarası ve tarihi olarak yazılabilir. Bankanın işlemleri makbuz temelinde ayrı ayrı muhasebeleştirilemezse, bankanın ayrıştırılması şartıyla bu banka işlemleri günlük olarak bir muhasebe makbuzu ile işlenebilir. Muhasebe fişi e-defterde bu kaydın ana belgesi olarak gösterilebilir. Bu muhasebe makbuzu e-defter uygulamasında, belge türü "diğer" olarak kaydedilir ve belge açıklaması "Muhasebe Fişi" olarak girilir ve fişin numarası ve tarihi girilir.

- Masraf listesine istinaden açıklama

İşletme veya personel tarafından gün içinde yapılan harcamalara ilişkin alınan belgeler teknik kılavuzlarda listelenen belgelerden biri ise, belge türü tam olarak kılavuzda belirtildiği şekilde olmalıdır. Örneğin, personel tarafından yapılan harcamalar arasında belge olarak bir fatura varsa, belge türünün “fatura” olması, yani fatura belgesi tarih numarasının yazılması koşuluyla, bu fatura ayrı bir günlüğe kaydedilmelidir.

Giderle ilgili belge türü tablo 1'de listelenen ilk yedi belge türünden biri değilse, bir gider formu oluşturulur ve belge türü "diğer" olur ve belge açıklaması e-Defter'e "gider formu" olarak kaydedilir. Ayrıca, bu gider formunun numarası ve tarihi de girilmelidir. Bu maliyet formlarında basılı sayı ve tarih olmadığından, oluşturulacak her form için ardışık bir sayı ve form tarihi oluşturulmuştur. Bu maliyet formunda yapılan harcamaların detayları dahil edilmelidir. Buna ek olarak, bu gider formu firma kaşesi ve imzası ile basılı olarak veya elektronik imza / mali mühür ile elektronik ortamda saklanmalıdır. Diğer basılı belgelerde olduğu gibi, vergi mükellefi saklanacak belgelerin elektronik olarak görüntülenmesinden ve doğrulanmasından sorumludur.

- Z raporuna istinaden açıklama

Ödeme kayıt cihazları kullanılarak yapılan satışların gün sonu raporlarının muhasebeleştirilmesi esasen ayrı ayrı kaydedilir. Ancak, aynı işyerinde birden fazla ödeme kayıt cihazı kullanılıyorsa, günün sonunda her kasadan alınan Z raporları günlük olarak bir uygulamaya bağlanabilir ve “diğer” belge tipi ve “Z belge belgesi” olarak kaydedilebilir.

Temel Muhasebe Kavramlarında belirtilen tutarlılık ilkesinin, bir hesap dönemi boyunca bir kalemin aynı yapısını kullanması şarttır. İcra kapsamındaki belgelerin muhasebe kayıtlarının Vergi Usul Kanunu tarafından belirlenen süreler içinde yapılmasını sağlamak için muhasebe kayıtlarının yaratılması ve tabi tutulması gerekmektedir.

-Perakende Satış Vesikalarına istinaden açıklama

Vergi Usul Kanunu kapsamında, perakende satış makbuzları (VUK Hukuk Genel Tebliğleri ile onaylanmasına izin verilen giderlere ait kuponlar ve perakende satış makbuzları) ayrı muhasebe kayıtlarına tabi tutulabilir ve maksimum 10 hesaba katılabilir. Muhasebe kaydına tabi olmak da mümkündür. Bu sunum muhasebesinde, belge türü “diğer” olarak kaydedilir ve belge açıklaması “Perakende Satış Belgeleri ile Muhasebeleştirilen Giderler” dir.

Temel Muhasebe Kavramlarında belirtilen tutarlılık ilkesinin, bir hesap dönemi boyunca bir kalemin aynı yapısını kullanması şarttır. İcra kapsamındaki belgelerin muhasebe kayıtlarının Vergi Usul Kanunu tarafından belirlenen süreler içinde yapılmasını sağlamak için muhasebe kayıtlarının yaratılması ve tabi tutulması gerekmektedir.

- Çek bordrosuna istinaden açıklama

E-Defter uygulamasında kılavuzda listelenen tüm belge türlerinde olduğu gibi, her çek belgesinin ayrı yevmiye fişlerine kaydedilmesi önemlidir. Bununla birlikte, çek makbuzu ile kayıt yaptırmak mümkün olduğundan, e-Defter uygulamasında, aynı alıcıya veya satıcıya ait olması kaydıyla, aynı yevmiye kalemine birden fazla çek kaydedilebilir. Ayrıca, muhasebe kaydında, belge türü “diğer” olarak kaydedilir ve belge açıklaması “Çek Bordrosu” olarak kaydedilir ve bu çek fişinin numarası ve tarihi girilmelidir. Bu çek fişinde yazdırılmış numara ve tarih olmadığından, oluşturulacak her bordro için bir sayı verilmeli ve bordronun oluşturulduğu tarihte yazılmalıdır. Çeklerin detayları her çek fişine dahil edilmelidir. Bu çek fişi şirket mührü ve imzası ile yazılı olarak veya elektronik imza / mali mühür ile elektronik ortamda saklanmalıdır. Vergi mükellefi, saklanacak belgelerin elektronik olarak görüntülenebilir ve doğrulanabilir bir şekilde tutulmasından ve sunumundan sorumludur.

- Senet bordrosuna istinaden açıklama

E-Defter uygulamasında kılavuzda listelenen tüm belge türlerinde olduğu gibi, her senet ayrı münferit kalemlere kaydedilmelidir. Ancak senet kaydına kayıt yaptırmak mümkün olduğundan, aynı alıcıya veya satıcıya ait olması koşuluyla, e-Defter uygulamasında aynı yevmiye kalemine birden fazla senet kaydedilebilir. Ayrıca, muhasebe kaydında, belge türü "diğer" olarak kaydedilir ve belge açıklaması "Senet" olarak kaydedilir ve bu senetin numarası ve tarihi girilmelidir. Bu senet fişinde basılı sayı ve tarih olmadığından, oluşturulacak ve bordro tarihinde yazılacak her bordro için bir sayı verilmelidir. Senet bordrolarında, senetlerin detayları dahil edilmelidir. Bu senet elektronik olarak sağlam bir damga ve imza ile veya elektronik imza / mali mühür ile saklanmalıdır. Diğer basılı belgelerde olduğu gibi, vergi mükellefi saklanacak belgelerin elektronik olarak görüntülenmesinden ve doğrulanmasından sorumludur.

- Ücret Bordrosuna istinaden açıklama

Şirketler aylık bordrolarını çalışanları için e-Defter uygulamasına aktarırken, tüm personel için oluşturulan bordroları bir listeye bağlayabilir ve belge türünü “diğer” ve belge açıklamasını “Bordro Ödemesi” olarak kaydedebilirler. Ücret fişi makbuzunun numarasını ve tarihini girmek zorunludur. Bununla birlikte, ücret bordrosunda yazdırılmış bir numara ve tarih olmadığından, oluşturulacak her öğe listesi için bir sayı verilmeli ve oluşturulma tarihinde yazılmalıdır. Her maaş bordrosunun ayrıntıları bu bordroya dahil edilmelidir. Ayrıca, bu ürünler elektronik olarak şirket kaşesi ve imzası veya elektronik imza / mali mühür ile saklanmalıdır. Vergi mükellefi, saklanacak belgelerin elektronik olarak görüntülenebilir ve doğrulanabilir bir şekilde tutulmasından ve sunumundan sorumludur.

- Serbest Meslek Makbuzuna istinaden açıklama

Serbest meslek sahibi tarafından mesleki faaliyetleri ile ilgili her türlü koleksiyon için hazırlanan belge serbest meslek makbuzudur. Bu makbuz, e-Defter kılavuzunda listelenen dokümanlarda bulunan makbuz ile karıştırılmamalıdır. Serbest meslek makbuzu sayılan belgelere dahil edilmediğinden, belge türü “diğer” olarak kaydedilir ve belge açıklaması “serbest meslek makbuzu” olarak kaydedilir. Ayrıca dokümanın numarası ve tarihi de girilmelidir.

- Döviz ve Kıymetli Maden Alım Belgesine istinaden açıklama

E-Defter uygulamasında kılavuzda listelenen tüm belge türlerinde olduğu gibi, her bir Döviz ve Kıymetli Maden Satın Alma Belgesini ayrı yevmiye fişine kaydetmek önemlidir. Ancak, Mali Suçları Araştırma Kurulu, Hazine Müsteşarlığı, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu ve Kambiyo Mevzuatı ile ilgili diğer mevzuat (Döviz Alım Belgesi, Döviz Alım Belgesi, Döviz ve Kıymetler Metal Satın Alma Sertifikası). Kıymetli maden satan gerçek veya kuruluşun adı / soyadı / unvanı ve vergi kimlik numarasının gerekli olmadığı hallerde, elektronik defterde birden fazla Döviz ve Kıymetli Maden Satın Alma Belgesi kaydedilmesi mümkündür. Günlük icraya bağlanarak Döviz ve Kıymetli Maden Satın alma Belgelerinin muhasebe kaydı yapılırken, belge türü “diğer” olarak belirtilmeli ve belge açıklaması “Döviz ve Kıymetli Maden Satın Alma Belgeleri olmalıdır. Ayrıca, kayıtlara Döviz ve Kıymetli Maden Alım Belgelerinin sayısını ve tarihini girmek zorunludur. Döviz ve Kıymetli Maden Alım Belgelerinin hazırlanmasında yazılı sayı ve tarih bulunmadığından, oluşturulacak her bir Döviz ve Kıymetli Maden Satın alma Belgesi mali dönemin başında 1'den başlayarak numaralandırılmalı ve hesap dönemi sonu. Döviz ve Kıymetli Maden Alım Belgeleri İcra ve kuruluş tarihi için verilen numara uygun olarak belgeye yazılmalıdır.

- Döviz ve Kıymetli Maden Satım Belgesine istinaden açıklama

E-Defter uygulamasında kılavuzda listelenen tüm belge türlerinde olduğu gibi, her bir Döviz ve Kıymetli Maden Satış Belgesini ayrı yevmiye fişine kaydetmek önemlidir. Ancak, Mali Suçları Araştırma Kurulu, Hazine Müsteşarlığı, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu ve Kambiyo Mevzuatı, Kambiyo ve Kıymetli Maden Satım Belgesi (Kambiyo ve Kıymetli Maden Satışı) ile ilgili diğer mevzuata göre belirlenen hükümler uyarınca Belge). Kıymetli maden satın alan gerçek veya kurumun adının, soyadının / unvanının ve vergi kimlik numarasının gerekli olmadığı hallerde, elektronik kitapta birden fazla Kambiyo ve Kıymetli Madeni Satış Belgesinin kaydedilmesi mümkündür. Günlük icraya bağlanarak Döviz ve Kıymetli Maden Satış Belgelerinin muhasebe kaydı yapılırken, belge türü “diğer” ve “Döviz ve Kıymetli Maden Satış Belgeleri” belge tanımlaması ile belirtilmelidir. Ayrıca kayıtlara Döviz ve Kıymetli Maden Satış Belgelerinin tarih ve sayılarının girilmesi zorunludur. Döviz ve Kıymetli Maden Satış Belgelerinin hazırlanmasında yazılı sayı ve tarih bulunmadığından, yaratılacak her bir Döviz ve Kıymetli Maden Satış Belgesi mali dönemin başında 1'den başlayıp hesap dönemi sonunda sonlanmalıdır.

E-defter inceleme / denetime tabi ise; İnceleme / denetim personeli tarafından talep edilen sürelerle ilgili defter oluşturulmalı ve ilgili beyanlar e-Defter Uygulamasına yüklenmeli ve bu şekilde inceleme / denetim birimlerine teslim edilmelidir.

Yasal yükleme süresi dolmamış dönem defterleri incelemeye tabi ise, gözden geçirme / denetlemeye konu olan dönemler için e-defter oluşturulmalı ve ilgili beyanlar e-Defter uygulamasına yüklenmeli ve inceleme / denetim birimleri ne teslim edilmelidir.

Zaman damgasının amacı, GİB e-Defter sistemindeki bir sorun nedeniyle yasal süreler içinde yüklenmeye çalışılan ifadelerin GİB e-Defter uygulamasına yüklenememesi durumunda, bu sertifikaların zamana eklenmesi gerektiğidir. GİB sisteminde meydana gelen sorun çözüldüğünde, zaman damgasıyla depolanan zaman damgasının GİB e-Defter uygulamasına yüklenmesi ve GİB imzalı sertifikanın indirilmesi gerekir. Sertifikayı yasal dönemlerde oluşturduğunuzu anlamak için zaman damgaları kanıt olarak kullanılabilir. Yalnızca sertifikalara bir zaman damgası eklemek yeterlidir. Defterlerin zaman damgalı olması gerekmez. (https://edefter.gov.tr/edeftermevzuat.html)

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

DEFTER BEYANI

4. DEFTER BEYAN SİSTEMİ

Serbest meslek sahibi, defterlerini işletme hesabı bazında tutan mükelleflerin ve basit usule tabi olan vergi mükelleflerinin kayıtlarını tutmak, serbest meslek bazında defterleri iş hesabı bazında tutanların defterlerini oluşturmak ve tutmak ve vergi beyanlarına, bildirimlere ve dilekçelere elektronik beyanlar sunmak. Gelir İdaresi Başkanlığı kapsamındaki vergi mükellefleri veri tabanında elektronik belgelerin düzenlenmesini sağlayan ve vergi mükelleflerinin bilgisine sunulan bir sistemdir.

Sistemi Kimler Kullanacak?

Sistemi kullanması gereken mükellefler 17/12/2017 tarih ve 30273 sayılı Resmî Gazete ’de yayımlanan 486 Sayılı Vergi Usul Kanunu genel tebliğinde açıklanmıştır.

Sistemi kullanma yükümlülüğünün başladığı tarih

MADDE 16 – (1) Basit usule tabi mükellefler ile serbest meslek erbapları (noterler ile noterlik görevini ifa ile mükellef olanlar hariç) 01/01/2018, diğer mükellefler ise 01/01/2019 (serbest meslek kazanç defteri yanında işletme hesabı esasına göre defter tutanlar açısından 01/01/2018) tarihinden itibaren Sistemi kullanmaya başlayacaklardır. Kısaca serbest meslek erbapları bu sistemi 01.01.2018’den itibaren kullanmak zorundadırlar. Ayrıca basit usule tabi mükelleflerde bu sistemi 01.01.2018’den itibaren kullanmak mecburiyetindedirler. Ancak işletme defteri tutan mükellefler bu sistemi bu yıl değil, 01.01.2019’dan itibaren kullanmak zorundadırlar.

➜ E-işletme defteri

➜ E-çiftçi işletme defteri,

➜ E-serbest meslek kazanç defteri,

➜ E-amortisman defteri,

➜ E-envanter defteri,

➜ E-damga vergisi defteri,

➜ E-ambar defteri

➜ E-bitim işleri defter

Bu sistemden üretilebilecek belgeler,

➜ E-fatura ve fatura yerine geçen vesikalar,

➜ E-serbest meslek makbuzu,

➜ E-müstahsil makbuzu,

➜ E-Gider Pusulası,

➜ E-Sevk İrsaliyesi,

➜ E-benzer diğer vesikalar

➜ Özel mevzuatlarında yer alan düzenlemelere uygun olarak, Defter-Beyan Sistemi üzerinden veya bu Sistem vasıtasıyla elektronik ortamda düzenlenebilecektir.

4.1. Sistemi Kimler Kullanmayacak?

Bu sistem sadece ikinci sınıf defter tutan mükellefler içindir. Bilanço Bazında Mükellefler bu sistemle ilgili değildir. Serbest meslek defterleri ve bilançolar varsa, serbest meslek defterlerini bu sistemde ve bilançoları olduğu gibi tutacaktır. Serbest meslek kazancı defterine ek olarak, bilanço esasına göre defter tutan mükellefler, 01/01/2018 tarihi itibariyle serbest meslek faaliyetlerine ve kazanç defterine Sistem üzerinden kayıtlarını tutacaktır.

Yalnızca Gelir Ücreti, Gayrimenkul Sermaye İradesi, Menkul Kıymet Sermaye İradesi, Diğer Kazanç ve Gelirleri olan vergi mükellefleri bu sistemi tekrar kullanmayacaktır. Kısacası, bu sistem basit usul ve ikinci sınıf defterleri tutan mükellefler kullanmak zorundadır. (https://www.defterbeyan.gov.tr/tr/kilavuz , https://www.defterbeyan.gov.tr/tr/teblig )

4.2. Defter Beyan Sisteminin Amaçları Nelerdir?

  1. Vergisel ve ticari işlemlerin elektronik ortamda kayıt altına alınması
  2. Kayıtlardan hareketle defter ve beyannamelerin elektronik olarak oluşturulması
  3. Bürokratik işlemlerin ve uyum maliyetlerinin azaltılması
  4. Kayıt dışı ekonomi ile etkin bir şekilde mücadele edilmesi
  5. Vergiye Gönüllü Uyumun arttırılması

Avantajları ;

-Bir muhasebe programına ihtiyaç duyulmaksızın internetin olduğu her yerden vergisel ve ticari işlemlerin elektronik ortamda kayıt altına alınabilmesi.

-Kırtasiyeciliği azaltması.

-Defter tasdikine ihtiyaç duyulmaması.

-Defterleri muhafaza etmeye yönelik maliyetlerin söz konusu olmaması ile fatura ve makbuz gibi belgelerin elektronik olarak düzenlenebilmesi gibi imkânlar sayesinde yükümlülüklere ilişkin bürokratik işlemlerin ve uyum maliyetlerinin azaltılması.

-Kayıt dışı ekonomi ile etkin bir şekilde mücadele edilmesi.

-Vergiye gönüllü uyum seviyelerinin artırılması.

-Defter tasdikine gerek olmaması

4.3. Defter Beyan Sistemine Başvuru

Defter-Beyan Sistemini kullanmak zorunda olan vergi mükellefleri, sistemi kullanmaya başlayacakları takvim yılından önceki ayın son gününe kadar gelir vergisi açısından www.defterbeyan.gov.tr veya vergi daireleri aracılığıyla başvurmalıdır. (https://www.defterbeyan.gov.tr/tr/kilavuz , https://www.defterbeyan.gov.tr/tr/teblig )

İstisna 1: Sistemi kullanmak üzere yapılması gereken başvurular serbest meslek erbapları açısından 31/01/2018 tarihine uzadı.

İstisna 2: Basit usule tabi olan mükellefler açısından ise 30/06/2018 tarihine kadar yapılabilecektir.

A. Basit Usulde başvuruları aşağıda 30.06.2018 tarihine kadar yazılı olanlar gerçekleştirebilecektir.

a) Kendisi

b) Meslek Odaları

c) Meslek Mensupları

B. Serbest Meslek Erbabı başvuruları 31.01.2018 tarihine kadar aşağıda yazılı olanlar tarafından gerçekleştirebilecektir.

a) Kendisi

b) Meslek Mensupları

C. İşletme Hesabı Esasına Tabi Mükellefler başvuruları 31.12.2018 tarihine kadar aşağıda yazılı olanlar tarafından gerçekleştirebilecektir.

a) Kendisi

b) Meslek Mensupları

Yeni işe alınan vergi mükelleflerine yapılan başvurular www.defterbeyan.gov.tr adresinden veya istihdam başvurusunun yapıldığı tarihten itibaren 7 gün içinde ilgili vergi dairesine yazılanlar tarafından yapılabilir.

a) Kendisi

b) Meslek Mensupları

c) Basit Usul ise Meslek Odalar

Defter Beyan Sisteminin uygulanmasından sonra yeni bir vergi mükellefi kuran ve söz konusu Sistemi kullanmak zorunda olan vergi mükellefleri, bağlı oldukları çalışma saatlerinin sonuna kadar gelir vergisi açısından bağlı oldukları vergi dairesine başvuracaklardır. İstihdam bildiriminin verildiği günü takip eden yedinci iş günü. Söz konusu başvuru, iş ilanının verildiği günü takip eden yedinci iş gününün sonuna kadar (23.59 tarihine kadar) www.defterbeyan.gov.tr adresinden de yapılabilir. (https://www.defterbeyan.gov.tr/tr/kilavuz , https://www.defterbeyan.gov.tr/tr/teblig )

4.4. Sisteme Giriş

Daha önce bildirim şifresi almış olanlar bu şifreleri kullanacaktır. Yeni bir şifre almanıza gerek yoktur.

-Defter-Beyan sistemi kullanıcı kodu veya Türkiye Cumhuriyeti Kimlik Numarasıdır (hesapların kimlik bilgileri) ve giriş şifresi bilgileri kullanılarak www.defterbeyan.gov.t adresinde yapılacaktır.

- Sisteme girişte kullanılacak şifre bilgileri, vergi mükellefi veya noter tarafından yetkilendirilen kişi tarafından vergi dairesine bağlanan vergi dairesine yapılan başvuru ile elde edilebilir.

- Sistem, Tebliğ yürürlüğe girmeden önce vergi dairelerinden elektronik beyanname göndermek için sağlanan kullanıcı kodu ve şifre bilgileri ile giriş yapabilir.

- Vergi mükellefi, meslek mensubu veya meslek odaları sistem talebini kullanacaksa, Sistemi kullanmaları için çalışanlarını Sistem kullanıcısı olarak tanımlayabilecek ve yetkilendirebileceklerdir. Bu durumda, belirlenen kişilerin Sisteme girmek için kullanacakları şifreler,  Beyan Sistemi üzerinden elektronik olarak oluşturulacak ve kullanıcıya gösterilecektir.

- Vergi mükelleflerine kullanıcı şifresi verilecek ve vergi mükellefi faaliyetlerini sonlandırsa bile şifreleri aktif olacaktır.

- Sisteme girişte kullanılacak şifre bilgileri, vergi mükellefi veya noter tarafından yetkilendirilen kişi tarafından vergi dairesine bağlanan vergi dairesine yapılan başvuru ile elde edilebilir.

- Vergi dairesine başvurarak şifre istenirse, sistemden oluşturulacak şifreyi içeren kapalı bir zarf, muhatabına başvuru sırasında vergi dairesi tarafından sağlanacaktır. Şifre zarfının muhatabına tesliminde, vergi beyannamesi vergi kimlik numarasına Defter Beyan Sistemi ve İnternet Vergi Dairesi işlemlerinde kullanılacak kullanıcı kodunu ve parolayı içerir. ”Bir" Teslim Tutanağı "düzenlenecek ve tutanaklar vergi mükellefi veya yetkili kişi, müdür / vergi dairesi müdürü veya müdür yardımcısı tarafından imzalanacaktır. Teslim edilen teslim raporu ilgili vergi dairesinde saklanacaktır.

- Şifre bilgisi olmayan meslek mensupları, Vergi Usul Kanunu Genel Yönetmeliği 340 ekinde ve Vergi Usul Kanunu Genelgesi'ne ekli “Basit Usul” de vergilendirilen Vergi Mükelleflerinin meslek odalarında bulunabilir. İfadelerinin Elektronik Teslimi için Aracılık Yetkilendirme Talep Forumu'nu doldurarak bağlı oldukları vergi dairesine başvurarak kullanıcı kodları ve şifreler elde edebilirler.

- Vergi mükellefi, meslek mensubu veya meslek odası tarafından, kullanıcı kodları ve şifrelerin sağlanması için sistemin kullanımı için yapılan başvuruların değerlendirilmesinde, Vergi Usul Kanunu'nun 340 sayılı Genel Tebliği ve uygulanmasına ilişkin diğer ilgili mevzuat elektronik beyan dikkate alınacaktır. Vergi mükellefinin, meslek mensubunun veya meslek odalarının sistem talebini kullanmaları durumunda, sistemin belirli fonksiyonlarını kullanmaları için çalışanlarını Sistem kullanıcıları olarak tanımlayabilecek ve yetkilendirebileceklerdir. Bu durumda, belirlenen kişilerin Sisteme girmek için kullanacağı şifreler, Defter beyan Sistemi üzerinden elektronik olarak oluşturulacak ve kullanıcıya gösterilecektir. Bu şekilde Sistem kullanıcısı olarak tanımlanan kişiler, kendileri için oluşturulan kullanıcı kodunu ve parolayı kullanarak Sisteme giriş yapabilecektir. (https://www.defterbeyan.gov.tr/tr/kilavuz , https://www.defterbeyan.gov.tr/tr/teblig )

4.5. Kayıt Zamanı

486 sayılı VUK Genel Tebliğinde kayıt zamanı şu şekilde belirlenmiştir.

Kayıt zamanı

MADDE 7 – (1) İşlemlerin defterlere kaydı, ait oldukları aya ait katma değer vergisi beyannamesinin verilmesi gereken son günden fazla geciktirilemez.

(2) Takvim yılının son ayına ait kayıtlar, takvim yılına ait gelir vergisi beyannamesinin verilmesi gereken son gün saat 23:59’a kadar yapılabilir.

(3) Basit usule tabi mükelleflerin alış ve giderleri ile satış ve hasılatlarına ilişkin üçer aylık kayıtlar, izleyen ayın sonuna kadar Sisteme kaydedilir.

Yukarıda görüldüğü gibi serbest meslek defterleri günü gününe değil izleyen ayın KDV beyannamesinin verildiği tarihe kadar yani 24’üne kadar işlenebilecektir.

Protokol defterindeki doktorlar, hisse senedi acenteleri ve noterler ile noterler ve görevlerini ödemekle yükümlü olan kayıtlar ne olursa olsun, yükümlülük ile ilgili işlemler son teslim tarihleri ​​içinde sisteme kaydedilmelidir.

Defter-Beyan Sistemi üzerinden yapılan işlemleri, girilen kayıtları, deftere kaydedilme sürecini ve sunulan / verilen / düzenlenen beyan, belge, bildirim ve dilekçeleri dikkate almak için Sistem üzerinde onay sürecinin gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Onaylanacak prosedürün, yasal / idari sürenin son günü 23: 59'dan önce tamamlanması gerekir.

Sisteme giriş yapılarak gelir ve gider kayıtları elektronik olarak yapılabilir, defterler bu kayıtlara dayanarak elektronik olarak oluşturulabilir, saklanabilir ve tablolar hazırlanıp onaylanabilir. Öte yandan faturalar ve serbest meslek makbuzları gibi belgeler elektronik ortamda düzenlenebilir.

İstisna: 30/04/2018 tarihine kadar kaydedilecek basit vergi mükelleflerinin alım ve giderlerine ilişkin üçer aylık kayıtlar ile bunların satış ve gelirleri 31/07/2018 tarihine kadar Sisteme kaydedilebilir.

4.6. Kayıtları Kimler İşleyecek?

3568 sayılı Kanun ve serbest meslek geliri elde eden ilgili yasal düzenlemeler uyarınca meslek mensuplarına bu yetki verilmiştir.

a) İmzalamak zorunda olan mükellefler,

- Elektronik beyanname göndermek için veya meslek mensupları tarafından kullanıcı kodu, şifre ve şifre verilenler,

- Diğerleri için meslek mensupları tarafından,

b) İmza yükümlülüğü olmayan mükellefler,

- Elektronik beyanname göndermek için veya meslek mensupları tarafından kullanıcı kodu, şifre ve şifre verilenler,

- Diğerleri için, profesyoneller tarafından yapılabilir.

Sistemi kullanan vergi mükellefleri kitapları kağıt ortamında tutamayacakları için noterlik kitaplarını hiçbir şekilde belgeleyemeyecekler.

Serbest meslek sahipleri "Yıllık Gelir Vergisi Beyannamesi", "Katma Değer Vergisi Beyannamesi", "Geçici Vergi Beyannamesi", "Muhtasar Beyanname", "Kısa ve Prim Hizmet Beyannamesi" ve "Damga Vergisi Beyannamesi" ni Sistem üzerinden sunabilir. Vergi mükellefleri, sistemdeki amortisman ve amortismanlarını envanter defteri, amortisman defteri veya amortisman listesinde gösterebileceklerdir.

➜ *İşletme hesap hülasası (özeti),

➜ *Zirai kazanç hesap özeti,

➜ *Serbest meslek hesap hülasası (özeti)

➜ *Basit usul hesap özeti yapılan kayıtlardan hareketle Sistem tarafından üretilecektir.

4.7. Yanlış Kayıtların Düzeltilmesi

Kitaplarda ve kayıtlarda sayıların veya makalelerin yanlış girilmesi durumunda, yanlış kayıt aynı şekilde güncellenebilir veya iptal edilebilir ve Tebliğ'de belirtilen süre içinde aynı yöntemle doğru kayıt yeniden girilebilir.

VUK Madde 217- Yevmiye kayıtlarında yapılan hatalar sadece muhasebe kurallarına göre düzeltilebilir. Sayılar ve makaleler diğer tüm kitap ve kayıtlara yanlış yazılırsa, düzeltmeler sadece okunacak yanlış sayı ve makaleler çizilerek, üstüne veya yanına veya ilgili hesaba yazılarak yapılabilir.

Defterlere karalama vb. şekilde kayıt yapılamaz hale getirilmesi yasaktır.

486 sayılı tebliğde yanlış kayıtlara ilişkin hüküm şu şekildedir.

MADDE 8 – (1) Defter ve kayıtlara rakam veya yazıların yanlış girilmesi durumunda, Tebliğde kayıt zamanına ilişkin olarak belirlenen süreler zarfında, Sistem üzerinden yanlış kayıt güncellenebilecek veya iptal edilerek doğru kayıt aynı yöntemle tekrar girilebilecektir.

4.8. Defter Beyan Sisteminde Defter Tasdiki

Bu sistemde kağıt üzerinde defter tasdik onayı yapılmayacaktır. Defter Beyan Sistemi aracılığıyla elektronik ortamda tutulan defterlerin açılış onayı; İlk kez kullanmadan veya kayıtları yeniden başlatmadan ve değiştirmeden önce, aşağıdaki faaliyet dönemlerinde açılış onayları, defterlerin kullanılacağı faaliyet döneminin ilk gününde Başkanlık tarafından elektronik ortamda yapılır.

Açılış onayı 213 sayılı Kanunda öngörülen onay fıkrasındadır. Kapanış onayı, başkanlık tarafından ait oldukları takvim yılının son ayını takip eden dördüncü ayın sonuna kadar elektronik olarak yapılır. Kısaca defter beyan sisteminde açılış ve kapanış onayları  Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından yapılacaktır.

4.9. Defter Saklama Yükümlülüğü

Defter-Beyan Sistemi'nde tutulan defterler kullanıcı kontrolü, kullanıcı kodu, şifre ve diğer güvenlik mekanizmaları ile elektronik olarak yapıldığından, sistemin kullanımıyla ilgili tüm işlemler elektronik olarak yapılmakta ve her işlemin kayıtları inkar edilemez ve bir başka ortamda depolanması gerekmez.

Defter Beyan Sistemi ile tutulan defterler, 213 sayılı Kanun kapsamında geçerli yasal defterler olarak kabul edilecektir.

Defterleri sistem üzerinden çeşitli dosya formatlarında görüntülemek, yazdırmak veya indirmek (kaydetmek) mümkün olmakla birlikte, bu şekilde indirilen (kaydedilen) kitapların yasal geçerliliği yoktur.

Sistem üzerinden tutulan defter ve kayıtların muhafazası Gelir İdaresi Başkanlığı’na aittir. Başkanlık, vergi mükellefi, meslek veya meslek odası tarafından girilen kayıtları ve bu kayıtlara dayanarak oluşturulan defterleri elektronik ortamda tutar ve vergi mükelleflerinin kullanımına sunar.

Yükümlülükleri ile ilgili defterlerini ve kayıtlarını ibraz etmesi istenen vergi mükellefleri, bağlı oldukları vergi dairesi aracılığıyla en geç sunum süresinin bitiminden en geç 10 gün önce teslim talebinin bir örneğiyle Defterleri ve kayıtları ilgili makamlar tarafından ibraz edilmesi gereken vergi mükelleflerinin veya sunum mektubunun vergi mükellefine bildirilmemesi halinde, vergi mükellefinin bağlı olduğu vergi dairesi Başkanlığa uygulanacaktır.

4.10. Defter Beyan Sisteminden Çıkış

Vergi mükelleflerinin ölümü veya mağdur edilmesi, vergi mükellefinin feshi / terk edilmesi durumunda, Ölüm Tarihi / Mağduru ve gerektirdiği usul ve zorunluluklar hariç olmak üzere, Kayıt, Defter Tutma ve Beyannamenin gönderilmesinde Kitap Beyan Sistemi kullanılmayacaktır.  Ayrıca, Sistem önceki dönemlerle ilgili bilgileri görüntülemek için kullanılabilir.

213 sayılı Kanunun ilgili cezai hükümleri, Tebliğ'de öngörülen süre içerisinde başvurmayan ve Defter Beyan Sistemini kullanmakla yükümlü olmasına rağmen defter tutma, defter tutma yükümlülüklerini yerine getirmeyen mükelleflere uygulanır.

Defter Beyan Sistemini kullanan vergi mükellefleri, Sistemin dışında kağıt veya elektronik beyanname kaydedemez, defter tutamaz ve gönderemez. Bu vergi mükellefleri kayıtları ve defterleri kağıtta veya elektronik olarak Sistemin dışında tutarlarsa, daha önce hiç kayıtlı olmadıkları ve Defter Beyan Sistemi dışında gönderilen herhangi bir beyan almadıkları kabul edilecektir. Söz konusu kayıtların ve işlemlerin yapılmaması, defterlerin tutulmaması ve ifadelerin verilmemesi nedeniyle, 213 sayılı Kanunun ilgili ceza hükümlerine göre ceza uygulanır.

4.11. Defter Beyan Sisteminde Sorumluluk

Mükellefler, meslekler ve meslek odaları, vergi mükellefleri, profesörler veya meslek odaları tarafından yetkilendirilen çalışanlar kendilerine verilen kullanıcı kodu ve şifrenin güvenliğinden sorumludur.

Sistem kullanıcıları kullanıcı kodlarını ve şifrelerini başka herhangi bir amaçla kullanamazlar, üçüncü taraflara açıklayamazlar ve kullanımlarına izin veremezler, üçüncü taraflara aktarılamazlar, kiralanamazlar veya satılamazlar.

Sistem kullanıcıları, kullanıcı kodu ve şifrenin yetkisiz kişiler tarafından kullanıldığını öğrenir öğrenmez, Vergi İletişim Merkezini (444 0 189) veya ilgili vergi dairesini derhal bilgilendirmekle yükümlüdürler (kullanıcı kodunun ve şifrenin kaybolduğu durumlar da dahil olmak üzere, çalıntı vb.)

Başkanlık, mücbir sebepler, uzun vadeli elektrik veya internet kesintileri gibi bölgesel veya ülke çapında siber saldırıları ilgilendiren koşullar varsa, Defter Beyan Sistemini hem Başkanlık hem de vergi mükellefleri, meslekler veya meslek odaları açısından kullanılamaz hale getirirse, Elektronik ortamda kayıtların, defterlerin, beyannamelerin, bildirimlerin ve dilekçelerin düzenlenmesine ilişkin usul ve esasları belirtilen süre içerisinde tespit etmek, Tebliğ'de belirlenen süreleri uzatmak ve söz konusu işlemlerin Sisteme aktarılması söz konusu şartlar ortadan kalkar.

Defter-Beyan Sistemine yapılan kayıtlardan, Vergi mükellefleri elektronik belgelerin bilgilerinden, elektronik olarak gönderilen beyanlardan, bildirimlerden, dilekçelerden ve içeriğinden ve doğruluğundan sorumlu olacaklardır.

Sistemin aracılık ve yükümlülük sözleşmesi imzalanarak yetkili kişilerce kullanılması halinde; Vergi mükellefleri defterlere, beyanlara, bildirimlere ve dilekçelere kaydedilmesi / yansıtılması gereken her türlü bilginin mesleğe / odaya tam ve doğru sunumundan sorumludur.

Sistemin aracılık ve yükümlülük sözleşmesi imzalanarak yetkili kişilerce kullanılması halinde; mesleğe / mesleğe kaydedilen bilgilerin mesleğe ve ilgili uyumsuzluğa ve ilgili belgelere uygunluğundan dolayı vergi mükellefi, düşülecek ceza ve hesaplanacak faiz Belgelerin ve kayıtların dayandığı belgelerin aracılık ettiği beyan, bildirim ve dilekçelerden sorumludur. (https://www.defterbeyan.gov.tr/tr/kilavuz , https://www.defterbeyan.gov.tr/tr/teblig )

1.1 Sisteme Ait Ekran Görüntüleri

BEŞİNCİ BÖLÜM

E-FATURA

5. E-FATURA TEORİK ÇERÇEVE

5.1. E-Fatura Kavramı

“Fatura”, sözlük anlamında, satıcının satışta gerçekleştirdiği ve alıcıya verdiği miktarı, boyutu, fiyatı, özellikleri veya hizmetleri gösteren bir hesap özetidir. Fatura kelimesi Latince kökenlidir ve Fransızca'da "facture", Almanca'da "factura" ve İngilizce'de "fatura" olarak ifade edilir Rusçada “Söt Faktura” olarak ifade edilir ve Hesap Faturası olarak Türkçeye çevrilebilir. Fatura, satıcıya sunulan mal veya hizmetlerin içeriğini ve fiyatını gösteren, müşteriye verilmesi zorunlu olan bir belgedir. Alıcı açısından, satın alınan mülkün mülkiyet hakkını sembolize eden ve satın alınan mal veya hizmetlerin içeriğini, fiyatını ve fiyatını gösteren bir belgedir.

Vergi Usul Kanunu'nun (VUK) 229. Maddesine göre, tam fatura "satılan malın karşılığı olarak müşterinin borçlu olduğu miktarı göstermek için iş satan veya yürüten satıcı tarafından müşteriye verilen ticari bir belgedir. İş bitti." Yeni Türk Ticaret Kanunu'nun 21. maddesi faturayı dolaylı olarak "Satmış, üreten, bir işletme gören veya işi bağlamında menfaat sağlayan tüccar, karşı tarafa ödenmesi halinde fatura verilmesini isteyebilir" olarak tanımlamıştır.

VUK'un 242. Maddesinin tekrarlanmasının 2. paragrafında yer alan hükmün Maliye Bakanlığına verdiği yetki ile ilgili olarak; Fatura için yapılması gereken, müşteriye verilen, müşteri tarafından talep edilen ve alınan, elektronik ortamda müşteriye elektronik ortamda iletilen düzenlemeler ile oluşturulan e-fatura, koruma ve sunum elektronik ortamda, yeni bir belge türü değil, kağıt fatura ile aynıdır. yasal nitelikleri vardır6. Bu tanımda, e-faturanın kağıt fatura ile aynı yasal niteliklere sahip olduğu vurgulanmıştır. E-fatura, faturanın yerini alacak şekilde tasarlandığından, faturanın tüm yasal özelliklerini de içermelidir. e - Fatura, şekil hükümlerine bakılmaksızın Vergi Usul Kanunu'na göre düzenlenmesi gereken belgelerde yer alan bilgileri içeren tüm elektronik kayıtları ifade eder7. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere, kağıt faturanın esasına ilişkin tüm bilgiler e-faturaya dahil edilmelidir.

E-fatura, kağıt faturanın temeli ile ilgili tüm bilgi ve yasal niteliklere sahip elektronik bir belgedir ve kamu yetkilileri tarafından belirlenen usul ve esaslara göre düzenlenmesi, müşteriye gönderilmesi ve gerektiğinde gönderilmelidir. E-fatura elektronik bir belge olmasına rağmen, yeni bir özelliğe sahip olmasına rağmen, Vergi Usul Kanunu'nda ve özellikle son teslim tarihlerinde ilgili diğer kanun ve yönetmeliklerde yer alan usul ve esaslara göre düzenlenmelidir. Başka bir deyişle, V.U.K. e-fatura için özel bir düzenleme dahil edilmemiştir. farklı bir zaman için. E-fatura müşteriye posta, elden teslim veya kağıt fatura gibi kargo yoluyla iletilmeyeceğinden, satıcı ile alıcı arasında e-fatura iletimine özgü bir iletişim sistemi olmalıdır. E-posta göndermek için Hotmail ve Gmail gibi bir iletişim platformunda hesap açmak gerektiğinden, e-fatura iletişiminde kamu otoritelerinin kontrolü veya gözetimi altında bir platforma ihtiyaç vardır. Böylece, bu platformda hesabı olan satıcı ve alıcı arasında e-fatura iletimi, fatura kabul veya ret işlemleri yapılabilmektedir. (Ünal, 2006) 

5.2 E-Faturanın Kâğıt Faturadan Farkları

E-faturayı tanımladıktan sonra, kağıt fatura arasındaki farkları incelemekte fayda vardır. E-faturanın farklı yönlerini kağıt faturaya göre aşağıdaki şekilde sayabiliriz.

- Elektronik fatura düzenlenir. Elektronik olarak düzenlenen bir faturayı yazdırmak veya elektronik fatura yerine kağıt fatura düzenlemek mantıklı değildir.

Örneğin, elektrik kesildiği için e-fatura yerine kağıt fatura düzenlenemez. Elektronik ortamda düzenlendiğinden, e-fatura ormandan odun kesmek, kağıt atıkları ve kağıt atıkları gibi çevresel sorunlara neden olmaz.

- E-Fatura, elektronik ortamda saklanması ve sunulması gereken bir faturadır. Ayrıca, elektronik faturanın basılı çıktılarını sunmak veya saklamak geçersiz bir prosedürdür. Kağıt faturanın, inşaat ve onarım çalışmalarında olduğu gibi, fiziksel olarak 5 yıl veya daha uzun süre saklanması gerekebilir. Depolama maliyeti yüksek olmasına rağmen, aşırı güneş ışığı ve nem gibi fiziksel etkilerin olumsuz etkileri kağıt faturadaki bilgilere zarar verebilir. Bazen faturadaki tarih ve numaraların çok zayıf veya okunaksız hale geldiği bile görülür. E-faturada bu tür saklama koşullarından kaynaklanan risk yoktur.

- E-faturanın, tarafları arasında oluşturulma, gönderme ve alma zamanı gibi önemli kayıtların kamu yetkilileri tarafından güvence altına alınması temel bir özelliktir.

- Kamu yetkilileri sistemin veri güvenliğinden sorumlu olduğu için kağıt faturalar gibi sahtecilik yapmak mümkün değildir. Matbaada "ikiz fatura" adı verilen kağıt faturanın sahte / fotokopisi gibi olumsuzluklar e-fatura için mümkün değildir. Sistem e-imza ve mali mühür gibi güçlü güvenlik sistemleri ile korunmaktadır.

- Satıcının ve alıcının fatura içeriği hala kamu otoritelerinin sorumluluğunda olduğundan, alt kopyanın farklı olduğu ve içeriğin kağıt faturadaki gibi olmadığı

- E-fatura sistemi bilgisayar altyapısına dayandığından, faturada aritmetik hatalar yapmak ve toplama ve çıkarma işlemlerinde hata yapmak mümkün değildir.

- E-faturalama sistemi, ileriye dönük faturalara izin vermezken, bir sonraki Pazartesi başvurusu, yani olası faturalama (mevzuata uygun olmasa bile) kağıt faturalarda görülür. Aynı şekilde, gönderilerin e-faturaya gönderildikten sonraki 7 gün içinde bağlanması gerekir. E-fatura sistemi geriye dönük fatura düzenlemesine izin verir, ancak faturanın oluşturulduğu tarih ve faturanın müşteriye gönderildiği tarih sisteme kaydedilir.

- E-faturadaki faturaya itiraz, noterden kağıt faturada olduğu gibi noterden itiraz hakkında bir protesto düzenlemek. Ancak, ticari fatura senaryosu için, e-faturaya itiraz, e-fatura sistemi üzerinden bir ret yanıtı verilerek yapılır. E-fatura için 8 günlük itiraz süresi dikkatle izlenmelidir. Aksi takdirde fatura içeriği kabul edilecektir. Sistemden e-fatura hazırlayan veya e-fatura alan vergi mükelleflerinin, alım ve satım işlemleri için çok sık yapmadıkları yazılı bir sözleşme imzalama eğiliminde oldukları görülmektedir. Sözleşme içeriğine uymayan faturaların 8 günlük itiraz süresi kaçırılsa bile mahkemelerde hak aramak mümkündür. (Doğan, 2013)

5.3. Elektronik Faturanın Özellikleri

Yukarıdaki E-Fatura konusunu tanımladık ve Vergi Usul Kanunu'nun Maliye Bakanlığına verilen yetkiye dayanarak belirlenen ilkeleri içeren elektronik bir belge olduğunu belirttik. E-faturayı tanımlarken, genellikle kağıt faturadaki bilgilerin çoğunu içeren elektronik bir belge olduğunu söyleriz. Kağıt faturadaki fatura tarihi, varsa konşimento numarası, alıcının ve satıcının adı, adres, vergi dairesi, vergi numarası, mal ve hizmetlerin türü, birim fiyatın KDV'si gibi bilgiler ayrıca elektronik faturaya dahil edilir. Ancak, faturayı kağıt faturaya basan matbaa gibi bilgiler de elektronik faturaya dahil edilmez. Kağıt fatura, elektronik faturadaki sürüm numarası ve ETTN (Geçici kayıt sağlayan Evrensel Tekil Kimlik) numarası gibi bilgilere dahil değildir.

E-Fatura, kağıt fatura ile aynı niteliklere sahip olsa da, farklılıklarından daha önce bahsetmiştik. Burada yapılan yorumlarda “kağıt fatura içeriği ne olursa olsun, e-faturanın içeriği aynıdır. Kağıt fatura düzenleyebilen herkes e-faturada kolayca düzenleyebilir ”. E-faturanın ve kağıt faturanın özü, aynı yasal sonuçları olduğu gibi aynıdır. Bununla birlikte, sadece kağıt faturada yer alan tüm bilgiler elektronik ortama değil, aynı zamanda fatura düzenleme, saklama ve teslim etme gibi işlemlerde de elektronik ortama aktarılır. E-fatura sistemi, standart bir muhasebe ve bilgisayar kullanım bilgisine sahip olacak şekilde tasarlanmıştır. Ancak, e-faturalama sisteminin kullanımı yeni bir bilgisayar yazılımı öğrenilmiş gibi öğrenilmelidir. E-fatura sistemini uygulamada ilk kez kullanmaya başlayanların, sistemin işleyişi ve kullanımı ile ilgili birçok soru sordukları görülmektedir.

Elektronik faturanın temel özellikleri ;

• E-faturanın birinci özelliği Maliye Bakanlığı’nca belirlenen içerik şartlarına sıkı sıkıya bağlı olmasıdır. İçerdiği bilgilerin tam olması gerekir.

• E-faturanın ikinci özelliği ise elektronik olmasıdır. E-Fatura hazırlanması, imzalanması, iletilmesi, muhafazası ve ibrazı hep elektronik ortamda olmak zorundadır.

• E-fatura yazılım olarak belirli standart ve formatlara sahip olmak zorundadır.

• E-faturanın imzalanması, iletilmesi ile ilgili elektronik işlemler gerektiğinde mahkemelerde delil olmak üzere bir kamu otoritesi tarafsız bir biçimde kayıt altına alınması gerekir.

• E-faturanın kaynağı, bütünlüğü, değiştirilemez ve sistemde kesilen e-faturaların hacker adı verilen bilgisayar korsanların eline geçmeyeceği güvence altında olmalıdır.

• E-fatura tek bir sektör veya malzeme çeşidine göre değil piyasanın tüm ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde olmalıdır.

• E-faturanın güvenilirliğinin yanı sıra sistem üzerinde bozulmadan saklanması ve istendiğinde elektronik ortamdaki bu faturaların doğruluğu  sağlanması gerekir.

• E-fatura sisteminde düzenlenen faturaların tarih ve fatura numarası kontrollerinin otomatik olarak yapılması ve sistem kullanıcılarının buna müdahale edememesi gerekir.

• E-fatura düzenlenmesinin kâğıt fatura düzenlenmesi ile yaklaşık aynı süreyi veya daha kısa bir süreyi gerektirmesi önemlidir.

Uygulamada e-fatura düzenleme ve alma konusunda birçok hata yapıldığı görülmektedir. Gelen e-faturalar kontrol edilmeden muhasebe defterlerine aktarılır. Ancak, gelen her e-faturayı e-fatura görüntüleme aracıyla kontrol etmek önemlidir. Sorumluluk vergi mükellefine aittir. E-faturaları hazırlarken, vergi mükellefleri, Vergi Usul Kanunu ve diğer ilgili kanun ve yönetmeliklerdeki, özellikle son başvuru tarihlerindeki usul ve esaslara uymakla yükümlüdür. Diğer bir deyişle, V.U.K.'da e-fatura ile ilgili kağıt fatura dışında özel bir düzenleme yapılmamıştır. (Kumkale, 2013)

5.4. E-Fatura Sisteminin İşleyişi

E-fatura sisteminin yazılım altyapısına odaklanmak istemediğimizden, sistemin önceden tanımlanmış kullanıcılarının Maliye Bakanlığı aracılığıyla UBL-TR standardında elektronik olarak birbirlerine fatura gönderip aldığını belirtmekten memnuniyet duyacağız. . Sistemin çalışması söz konusu olduğunda, bilgisayarda nasıl posta gönderileceğini bilen bir bilgisayar kullanıcısı için yeterince basittir. İlerleyen sayfalarda sistemin ekran görüntüleri ile nasıl kullanıldığını açıklayacağız.

E-fatura göndermek ve almak isteyenler sisteme kayıt için başvurmalı ve başvurudan önce şirket mali mühür ve kişiye mali mühür veya e-imza almalıdır. E-fatura sisteminden yararlanmak isteyenler önce Gelir İdaresi Başkanlığı'na başvurmalıdır. Tüzel kişiler ücret karşılığında TÜBİTAK'tan mali mühür belgesi alabilirler. 424 sayılı VUK Genel Tebliği'ne göre gerçek kişiler gerekli değildir, ancak istedikleri takdirde mali mühür ile de kullanabilirler. Gelecekte açıklayacağımıza rağmen, burada ele almamız gereken başka bir önemli konu daha var. Vergi mükelleflerinin e-faturalarını kendi mali mühürleriyle imzalamaları esastır. Bununla birlikte, özel entegratör aracılığıyla e-fatura uygulamasından yararlanan vergi mükellefleri, istedikleri takdirde e-faturaları özel entegratörün mali mührü ile imzalayabilirler. Özel entegratörün mali mührü kullanılması durumunda, vergi mükellefleri mali mührü elde etmek zorundadır.

E-fatura göndermek ve almak isteyenler, sistemde kendi kullanıcı hesaplarına (e-posta adresi gibi) sahip olmalıdır. Başvurulara göre Maliye Bakanlığı tarafından başka bir tarih istenmediyse, kullanıcı hesabı başvuru tarihinden itibaren 7 gün içinde açılır. Kullanıcı hesabı olmadan sistemde kullanıcı hesabı olan şirketlere e-fatura göndermek veya almak mümkün değildir (başka bir deyişle, sisteme kayıtlı kullanıcılar listesinde bulunmadan). Sistem üyeleri (sistemdeki kayıtlı kullanıcılar sayfasındakiler) artık birbirlerine kağıt fatura düzenlememelidir. Hem alıcı hem de satıcı e-fatura sistemi, kağıt faturalar değil, birbirlerine e-fatura göndermelidir. Aynı müşteriye aynı anda hem e-fatura hem de kağıt fatura düzenlenirse, yinelenen bir fatura düzenlenir. Kayıtlı kullanıcılar sayfasındaki (http://www.efatura.gov.tr/efaturakayitlikullanlarlar.html) vergi mükelleflerinin sistem üzerinden birbirlerine e-fatura göndermeleri zorunludur. Buradan, e-fatura hazırlayacak olanların kayıtlı kullanıcılar listesinde faturalandırılıp faturalandırılmayacaklarına dikkat etmesi gerektiğini anlayabiliriz. E-fatura yerine kağıt fatura düzenlenirse ne olur? Kağıt fatura hala geçerli olacaktır, ancak formun hükümlerine uyulmadığı için (elektronik fatura düzenlenmez) Vergi Usul Kanunu'nda cezalar mümkün olacaktır. Sistem üzerinden gönderilen veya alınan faturaların kağıt çıktıları herhangi bir anlam ifade etmeyecektir. E-fatura elektronik olarak saklanmalı ve xml formatında gönderilmelidir. E-fatura aracıyla kontrol edilebilmesi için xml formatında sunulması önemlidir.

Pratikte, sorunun perakende satışlarda ortaya çıkması beklenmektedir. Fatura makbuzu düzenleme limitini (özellikle büyük alışveriş merkezlerindeki yazarkasalarda) aşarak faturalanması gereken bir işlemde müşterinin e-fatura sisteminin bir üyesi olması durumunda e-fatura düzenlenmesi zorunludur. Şu anda faturalandırılacak kişinin acilen kayıtlı e-fatura kullanıcıları listesinde olup olmadığını acilen belirlemek veya bir e-fatura veya kağıt fatura düzenlemek gerekir. E-Fatura Uygulamasına Kayıtlı Kullanıcıların Listesine portaldan erişilebilir. Bu listeye ulaşmak için; Soldaki menüden “Tools” menüsüne tıklanmalı ve sisteme kayıtlı bölüm seçilmelidir. Kayıtlı Listedeki vergi mükelleflerinden aşağıdaki bilgiler elde edilebilir.

1-Vergi Numarası,

2-Etiket,

3- Unvan/Adı Soyadı,

4- Tip (Kamu/Özel),

5- Kayıt Zamanı

Sistemde kayıtlı olanların listesini isteyenler, kendi bilgisayarlarında XML veya CSV formatında indirebilir.

Yurtdışındaki alıcılara e-fatura düzenlemek veya yurt dışındaki satıcılardan e-fatura almak henüz mümkün değildir. Başka bir deyişle, kağıt faturalar ithalat veya ihracat işlemlerinde kullanılmaya devam edecektir. Ancak, ihracat işlemlerinde e-fatura düzenleme çalışmalarının 2017 yılında tamamlanması beklenmektedir. Düzenlenecek e-faturalarda 20 haneli özel kod kullanılarak gümrük ve ilgili gümrük beyannamelerinde otomatik olarak gösterilmesi planlanmaktadır.

Kağıt fatura düzenlemesinde genellikle satıcı ve alıcı olmak üzere iki taraf vardır. Ancak, e-faturalandırma sürecinde üç taraf vardır. Bunlar satıcı (elektronik terim göndericisi), Maliye Bakanlığı sistemi (elektronik merkez) ve alıcıdır. Gönderen, mesajı alıcıya merkez yoluyla gönderir. Daha anlaşılır bir şekilde, satıcı Maliye Bakanlığı sistemi aracılığıyla alıcıya verilen e-faturayı gönderir. Maliye Bakanlığı'nın merkezi platformu, bu e-faturası satıcı ile alıcı arasındaki kapalı bir ağda üçüncü taraflara iletir.

5.5. Elektronik Faturalar Nasıl Kontrol Edilecek?

Ticari hayatta uzun süre kullanılan bir numaralı belge olan faturanın elektronik versiyonu ile iş dünyası yeni sürece uyum sağlamada zorluk çekiyor. Telafi edici kayıplarla karşılaşmamak, mali danışmanlarını ve muhasebe organizasyonlarını yeniden düzenlememek için personelini eğitimlere gönderiyorlar. Bununla birlikte, bunların yeterli olup olmadığı konusunda hala çekinceler bulunmaktadır. Kâğıt faturalarda karşılaşılan temel sorun, vergi cezalarına tabi olmak için içeriği bakımından sahte veya yanıltıcıydı. Kâğıt faturaların sahte olup olmadığı, matbaa çağrısından karşı incelemeye kadar çeşitli şekillerde kontrol edilebilir. Sahte elektronik fatura, elektronik faturalandırma döneminde nasıl kontrol edilebilir?

E-fatura, Maliye Bakanlığı portal sistemi kullanılarak bir e-fatura alınsa veya Bakanlık tarafından yetkilendirilmiş özel bir entegratör kullanılıyorsa veya kendi veri işleme hizmetiniz olsa bile, e-faturanın kontrolünden sorumludur. doğrudan Maliye Bakanlığı sistemine bağlıdır. Başka bir deyişle, bir faturanın mali mührünün doğruluğunu kontrol etmek vergi mükellefinin sorumluluğundadır. Birçok işletme, e-faturada GİB logosuna sahiptir ve e-faturanın sistem üzerinden bize geldiğini söyleyerek bize gelen e-faturaları kontrol etmez. Ardından, yüksek cezalardan kaçınmak için e-faturaların kontrol edilmesi gerekir.

E-faturayı kontrol etmek için ek bir ücret ödenmesi gerekmektedir. Tüm faturalar www.efatura.gov.tr ​​adresinden e-fatura görüntüleme programı ücretsiz indirilerek kontrol edilebilir. E-faturaları saklamak ve göndermek için geçerli olan format pdf değil xml formatıdır. Bazen pdf formatlarının e-faturaları saklamak için kullanıldığını görürüz. Ancak pdf formatları sadece baskı için kullanılmalı ve saklanacak formatın XML uzantısı olması gerektiği unutulmamalıdır.

E-fatura görüntüleme aracı bilgisayarınıza kolayca kurulacaktır. Programı kullanabilmek için bilgisayara Java 1.7 veya üstü kurulu olmalıdır. Bu programı yükledikten sonra çalıştırırsak, aç, doğrula, sorgula, belge, xml, çıktısı gibi menü seçeneklerini göreceğiz.

- “Aç” Düğmesi: E-Fatura/Uygulama Yanıtını içeren XML dosyası ilgili klasörden seçilerek açılır.

- “Doğrula” Düğmesi: Açılan E-Fatura/Uygulama Yanıtı XML dosyasının imzasını mali mührünü kontrol eder. Doğrulama yapılamıyorsa e-fatura üzerinde değişiklik yapılmış demektir.

- “Sorgula” Düğmesi: Açılan XML’in Gelir İdaresi Başkanlığı sisteminden başarıyla geçip geçmediğini ve ticari faturaysa alıcı tarafından başarıyla kabul/ret yanıtı verilip verilmediğini sorgular.

- “Belge” Düğmesi: Açılan XML’in sadece XSLT görüntüsünü gösterir. Faturanın içeriği ve kâğıt üzerindeki hali böylece kolayca görülebilir.

- “Xml” Düğmesi: Açılan XML’in sadece XML görüntüsünü gösterir.

- “Belge/Xml” Düğmesi: Açılan XML’in hem XSLT hem de XML görüntüsünü aynı anda gösterir. Hatalı kod satırlarının tespiti için kullanılmaktadır.

- “Hakkında” Düğmesi: E-Fatura Görüntüleyici programı sürümü hakkında bilgi verir.

- “Çıkış” Düğmesi: E-Fatura Görüntüleyici programından çıkılması için kullanılır.

Yukarıdaki menü açıklamalarından da anlaşılacağı gibi, e-faturayı e-fatura görüntüleme aracıyla açtıktan sonra, finansal mühür kontrolü için doğrulama seçeneğini kullanmamız gerekir. "Mali mühür onaylandı" mesajı görünürse, e-faturanın bir kısmı onaylanmıştır. "Mali Mühür Geçersiz!" Yazılırsa, fatura imzalandıktan sonra bir değişiklik yapılmıştır (İlk imzalama işlemi sırasında yanlış işlem yapılmış ve fatura doğru imzalanmamış olabilir) Bu durumda, e-fatura geçersizdir ve yapılamaz herhangi bir resmi işlemde kullanılabilir.

E-Fatura açıldıktan sonra "Sorgulama" düğmesine basılırsa, aşağıdaki yanıtlar görünebilir;

1. “İlgili fatura GİB sisteminden geçmiş ve alıcıya teslim edilmişse” mesajı alınırsa, fatura alıcıya ulaşmıştır.

Ancak, temel fatura noter gibi harici yollarla reddedilmiş olabilir. Bize gelen bir fatura ise, noterden zaten reddettiğimizi biliyoruz.

2. İlgili fatura IOP sisteminden geçmedi ve alıcıya teslim edilmedi. ”Fatura, GİB'den başarıyla geçirilmedi. Bu durum, sistemin arızalı veya sistemin kurulu olduğu durumlarda görülür.

3. “İlgili fatura IOP sisteminden geçti ve alıcı faturayı reddetti” mesajı görünürse, ticari fatura düzenlenmiş, ancak karşı taraf faturayı reddetmiştir. E-fatura kontrolü ve e-arşiv fatura kontrolü genellikle karıştırılır. E-arşiv faturasını ek bir program kullanmadan veya e-fatura görüntüleme aracı gibi bir araca başvurmadan kontrol etmek mümkündür. E-arşiv faturasının doğrulanması http://www.efatura.gov.tr/earsivsorgula.html adresine giderek ve aşağıdaki bilgileri yazarak çevrimiçi yapılabilir. (Satıcının, bir sonraki ayın 01-15 yılları arasında düzenlenen faturalar hakkında Maliye Bakanlığına bilgi verdiğine dikkat edilmelidir.)

  1. Satıcı Vergi Kimlik No veya T.C. Kimlik No
  2. Fatura No
  3. Ödenecek Tutar
  4. Güvenlik Kodu

Bu bilgiler girildikten sonra gönder tuşuna basılarak e-arşiv fatura doğrulanabilir. Çoğunlukla iletişim sektöründe olup öteden beri e-arşiv fatura sistemini kullananlara ait faturalar ise http://www.efatura.gov.tr/efkssorgu.html adresinden yine aşağıdaki bilgiler girilerek sorgulanabilir.

  1. Satıcı Unvanı
  2. Fatura No
  3. Ödenecek Tutar
  4. Güvenlik Kodu

Elektronik fatura vergi cezaları ve elektronik fatura davaları ile karşılaşmamak için iyi bir ön hazırlık yapmak gerekiyor.

5.6. Yanlış E-Faturalar Nasıl Düzeltilecek?

2016 yılında yaklaşık 25.000 vergi mükellefinin katılımıyla yaklaşık 50.000 e-fatura kullanıcısı vardı. Ancak sistemin yeniliği, bu alanda verilen eğitim eksikliğinin şirketlerin e-faturalarında hata yapmasına neden olmaktadır. SMMM ve YMM meslek üyelerinden bazıları odalar tarafından düzenlenen eğitimlere katılmıştır, ancak birçoğu bu alanda herhangi bir eğitim almamıştır. Ayrıca, şirketler bu sistemde e-fatura ve e-fatura alabilecek kalifiye ara eleman bulamamaktadır.

Bu alandaki mevcut personeline eğitim vermek istediğinde, bu alanda eğitim veren bir kurumda bulamaz. Bu alandaki ilk E-Fatura, E-kitap ve E-Arşiv kursunu açan Ankara Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası'nı tebrik etmek gerekiyor. Ancak bu alanda eğitim ihtiyacı, tek bir odanın çabasıyla karşılanabilecek seviyenin çok ötesindedir.

E-fatura konusunda eğitim verecek kurumların azlığı sınırlıdır, konuyla ilgili sınırlı kitaplar dikkatsizlikle birleştirilmiştir ve hatalar kaçınılmazdır. E-faturada yapılan hatalara birkaç örnek vermek gerekirse;

· KDV'nin birden çok kez hesaplanması (% 18 KDV bir kez ve% 18 KDV aynı miktarda iki kez)

· Birim fiyatlara bir veya daha fazla sıfır yazılır

· Miktarlara bir veya daha fazla sıfır yazma

· İlişkisiz ticari ilişkisi olmayan vergi mükelleflerine faturalama

· Yanlış fatura tarihleri ​​(02.01.2016 yerine 02.01.2015'e kadar faturalandırma gibi)

Fatura içeriği hatalı (Başka bir materyal gerçekten satıldığında, bunun yerine farklı bir materyal yazılır)

· E-fatura diğer tarafa ulaşmadığından, yinelenen e-fatura düzenlenir.

· E-fatura istenirken fatura düzenlenmelidir.

Şüphesiz, yukarıda verilen hata örneklerini çoğaltmak mümkündür. Kağıt faturalarda bu tür hatalar yapıldığında kağıt fatura doğrudan iptal edilebilir. E-fatura başvurusunda iptal faturası öngörülmemektedir. Bu nedenle finansal mühür veya e-imza ile mühürlenen ve diğer tarafa gönderilen e-faturanın iptali söz konusu değildir. Ancak, ticari fatura düzenlenmişse, karşı tarafın faturaya hataya tabi olarak iade etmesi mümkündür. Temel ve ticari faturalar için en iyi yol, faturayı kabul etmemektir. Ticari e-faturada sistem üzerinden bir ret yanıtı verilebilirken, temel e-faturalarda, ret yanıtı gibi dışarıdan ret yanıtı verilmelidir. Bazen hataların iki taraflı olduğu görülür. Satıcı A, bu fatura B'yi yanlışlıkla kabul etmiş olabilir; örneğin, 1.000,00 TL yerine 10.000,00 fatura düzenleyen alıcı B. Bu durumda taraflar karşılıklı mutabakat ile aşağıdaki işlemleri yapabilirler

a) Yanlış kesilen fatura temel fatura ise o faturanın tutarı kadar içeriği aynı bir faturayı B firması A’ya keser cari hesap böylece sıfırlanır. Daha sonra A firması B’ye doğru fatura keser.

b) Vergilendirmede vergiyi doğuran olayın gerçek mahiyeti esastır ilkesinden hareketle A ve B firması yetkilileri aralarında bir tutanak tutarak olayı tespit ederler ve ilgili vergi dairesine durumu dilekçe ile bildirirler.

Esas olan hata yapmamaktır. Ancak hata insana özgüdür. Hatalı işlemlerde hemen ceza kesilmesi yerine tarafların durumu düzeltebileceği yollar ihdas etmek gerekir. Sistemin çok yeni olması bu alanda yetişmiş uzmanların azlığı firmaları istemeden de olsa hata yapmaya itmektedir.

5.7. Elektronik Faturada Ret Süresi Hakkında

Elektronik fatura başvurusu yayılmaya başladıkça, başvuruda çeşitli sorunlar ortaya çıkmaya başladı. İster temel elektronik fatura ister ticari elektronik fatura olsun, en temel sorun istenmeyen elektronik faturaların reddedilmesidir. Türk Ticaret Kanunu'nun 21/2 nci maddesi “Fatura alan kişi, alındığı tarihten itibaren sekiz gün içinde faturanın içeriğine itiraz etmediyse, bu içeriği kabul ettiği varsayılır”. Bu 8 günlük süre, gelen elektronik faturaların günlük takibinin mümkün olmadığı işletmelerde veya gelen faturaların iş yükü nedeniyle uzun sürdüğü işletmelerde önem kazanmaktadır. Zamanında itirazda bulunmamanız nedeniyle büyük miktarda elektronik fatura ödemenizle sonuçlanabilecek bu süre yetersizdir. Noter gibi harici yollarla temel e-faturalara itiraz etmek gerekli olmakla birlikte, bu süre zarfında ticari e-faturalarda birkaç tuşa basılarak bir ret yanıtı verilebilir.

Türkiye'de e-faturalama dilekçesini kullanarak dolandırıcılık kuran ve sisteminden faydalanmak için sistemlerini veren bir dizi şirketin bu 8 günlük dönemi kullandığı görülmektedir. Şirketinizle ticari bir borsa olmamasına rağmen, hizmetle ilgili faturalar genellikle e-fatura sistemi aracılığıyla gönderilir. Bu elektronik faturaları 30.000,00 TL ve 50.000,00 TL gibi miktarlarda alan mükellefler, “AAA, bu temel e-fatura yanlışlıkla bize düzenlendi. Şimdi notere gidip para ödeyemiyorum. Öncelikle karşı şirketi aramama ve düzeltmeme izin verin. ”Ancak, şirkete çoğu zaman ulaşmak mümkün değildir ve ulaşılırsa, şirketin finansal danışmanı olarak kendini tanıtan biri sizi eğlendirmek için“ En kısa zamanda düzeltiriz ”der. 8 günlük itiraz süresi dolduğunda, dolandırıcıların verdikleri e-faturaları koyar ve banka hesaplarınıza ve araçlarınıza haciz uygular. (V.U.K Genel Tebliği 397)

Ticari e-faturalarda, 8 günlük ret süresi geçtikten sonra portal üzerinden bir ret yanıtı verilebilir. Firmalar, 8 günlük süreden sonra ret yanıtlarının geçerliliği konusunda anlaşamazlar. Bazen e-faturayı düzenleyen şirket, 8 günlük sürenin reddedilme nedenini kabul etmesinden sonra bile beyanını sunmuş olabilir. Bu durumda, reddetme yanıtı havada kalır. Reddetme cevabının reddi veya reddi olmadığı için ne yapılacak?

Maliye Bakanlığı 26.06.2015 tarihli ve 67854564-1741-317 sayılı genelgede bu konu hakkında açıklama yaptı.

- E-fatura uygulaması yoluyla temel fatura senaryosunda düzenlenen faturalara ret cevabı iade etme imkanı olmasa da, mali mühür ile imzalanmış bir elektronik belge ve imzalayan elektronik bir belgeyi içeren "ret" yanıtı e-fatura başvurusu, iade edilebilir.

- E-fatura başvurusu ile temel fatura senaryosunda verilen faturalara ret cevabının iade edilememesi, Türk Ticaret Kanununun 18 inci maddesinde belirtilen noterden (noter yoluyla) itiraz edebilme imkanı , kayıtlı posta, telgraf veya güvenli elektronik imza kullanan kayıtlı elektronik posta sistemi). kaldırın. Başka bir deyişle, temel fatura senaryosunda düzenlenen faturalara Türk Ticaret Kanunu'nun 18. maddesinde belirtilen yöntemlerle itiraz etmek mümkündür.

- Ticari fatura senaryosunda düzenlenen faturalarla ilgili olarak alıcıların e-fatura başvurusu üzerinden ret cevabı vermemeleri, Türk Ticaret Kanunu'nun 18. maddesinde belirtilen yöntemleri belirtilen süre içinde kullanma hakkını ortadan kaldırmaz. Kanunun 21 inci maddesinde.

- Bir tüccar olmanın, e-fatura başvurusu yoluyla ret yanıtına uymanın ve faturaya itiraz ile ilgili Türk Ticaret Kanunu'nun 21. maddesinde belirtilen 8 (sekiz) günlük itiraza itiraz etmenin yasal sonuçlarıdır. Türk Ticaret Kanunu'nun 18. maddesinde belirtilen yöntemler.

- Bu süreden sonra yapılan itirazlar ve e-Fatura başvurusu ile iade edilen ret yanıtları, söz konusu faturaların fatura içeriğinin alıcı tarafından kabulü ile sonuçlanır. Bu nedenle, son kullanma tarihinden sonra itiraz konusu e-faturalarınızı kitap kayıtlarınıza almanız ve ilgili oldukları vergilendirme dönemlerinde beyanlarına sunmanız ve herhangi bir düzeltme yapma zorunluluğu yoktur.

Önemli kısımları yukarıda belirtilen açıklamadan da anlaşılacağı gibi, 8 günlük süre Maliye Bakanlığı faturasının kesinleştiği süredir. Bu süreden sonra, ispat yükü satıcıya (e-faturayı düzenleyen şirket) değil, alıcıya (geç ret cevabını gönderen şirket) aittir. Mali Müşavir meslektaşlarımız bu konuya dikkat etmeli ve ret yanıtlarını (noterden ya da sistemden) arşivlemelidir. (V.U.K Genel Tebliği 397)

5.8. Geriye Dönük E-Fatura

E-fatura ticari hayatta yer almaya başladıkça, eski alışkanlıklar yavaş da olsa değişmeye başladı. Geçmişte şirketler, uzlaşmalara ulaşabilmek, hakkediş ödemeleri yapabilmek veya hesap alabilmek için ay sonunda boş kağıt faturalar tahsis edecekti. Amaçları vergiden kaçmak değil, iş hayatındaki ilerlemeyi uzlaştırmak, hesaplamak veya hesaplamak için uzun zaman almaktı. Ancak, boş e-faturaları ayırmak mümkün olmadığından, birbirlerine elektronik fatura düzenlemek zorunda olan şirketlerin geriye dönük faturalar çıkarması gerekir. Bu noktada, geriye dönük e-faturalandırmanın ceza ve sonuçlarını kısaca inceleyeceğiz.

Türk Ticaret Kanunu 21/2 “Fatura alan kişi, makbuz tarihinden itibaren sekiz gün içinde faturanın içeriğine itiraz etmediyse, bu içeriği kabul etmiş sayılır” hükmünü içerir. Türk Ticaret Kanunu'nda faturanın ters düzenlemesine ilişkin bir madde bulunmamaktadır. Vergi Usul Kanunu'nun 231. maddesinde, fatura düzenlenirken uyulması gereken kurallar 6 paragrafta sayılmaktadır. “Fatura, mal veya hizmetin teslim tarihinden itibaren en fazla yedi gün içinde düzenlenir. Bu süre içinde düzenlenmeyen faturaların hiç düzenlenmemiş olduğu varsayılır. ”Hüküm dahil edildi. Buna göre, e-faturaların yeniden düzenlenmesinde 7 günlük bir süre olduğu kabul edilmektedir. Burada unutulmaması gereken bir diğer nokta, başlangıç ​​zamanının dikkate alınmadığıdır. (V.U.K Genel Tebliği 397)

Ayrıca, e-fatura sisteminde 1 aylık bir fatura düzenleyebilirim. Bu yasak olsaydı, Maliye Bakanlığı'nın bunu sistem üzerinden yapmama izin vermeyeceği konusunda sık sık itirazlar ve sorular bana gelir. E-fatura sistemi gelecekteki faturalandırmaya izin vermese de, cari günden itibaren öngörme yapmak, geriye dönük olarak istediğiniz tarihe kadar faturalandırmaya izin verir.

Sistemin bu duruma teknik olarak uygun olması, cezalandırılmayacağımız anlamına gelmez. E-fatura başvurularında tüm sorumluluk her zaman vergi mükellefine aittir.

Geriye dönük e-fatura sayısında sıkça sorulan bir diğer sorun da, seri sipariş numaralarının birbirini takip etmemesidir. Fatura numarası, e-faturadaki sistemde otomatik olarak verilir. Vergi mükellefleri e-arşiv faturasında numarayı verirken, vergi mükellefinin fatura numarasına herhangi bir müdahalesi yoktur. 7 günlük dönemi geriye dönük olarak dikkate alan e-faturalarda, seri / sipariş numarasını takip etmemenin cezası yoktur. Maliye Bakanlığı e-fatura sistemini şartnamelerle yönetmeye çalışıyor. Ancak ticari yaşam çok hızlı değişiyor ve spesifikasyonlar yetersiz olabilir.

Retrospektif e-fatura düzenlenmesine ilişkin olarak Muğla Vergi Bölümü'nün 16.10.2015 tarihli 19579043-105 [242-2014-1] -104 nolu incelemesi yapılabilir. Anayasamızın 73. Maddesi “Vergiler, harçlar, harçlar ve benzeri mali yükümlülükler kanunla getirilir, değiştirilir veya kaldırılır” hükümlerini içerir. Aynı anayasal madde, Bakanlar Kuruluna çok sınırlı da olsa düzenleme yapma yetkisi vermektedir. E-faturanın kanunlar, tebliğler, kılavuz ilkeler veya şartnamelerle düzenlenmesi, bu anlamda bir otorite sorunu ve yasal dayanak oluşturmaktadır. Vergi mükellefleri e-fatura ve dosyalama vergi davaları üzerinde uzlaşma gibi yöntemleri sıklıkla kullanırlar. Maliye Bakanlığı, vergi daireleri ve vergi müfettişleri bu konuda farklı görüşler ifade edebilirler.

Uzman diyebileceğimiz insanların azlığı, sorunları daha da artırıyor. Geriye veya ileriye doğru faturalandırma aslında sistemin çekirdeğine aykırıdır. E-Defter ve e-fatura uygulamaları günlük muhasebenin takip edilmesini gerektirir. Günlük takip durumunda çok daha az sorun yaşanır ve işlemler muhasebeye daha etkin bir şekilde aktarılabilir. E-defterleri ve e-faturaları geçen şirketler ilgili personel hakkında eğitim almalıdır. Aksi takdirde, büyük vergi cezaları ile karşılaşılabilir.

6-SONUÇ VE ÖNERİLER

Tarihin ilk dönemlerinden modern çağa kadar, kağıt ve yazı kavramları muhasebe uygulamalarında önemli bir yere sahiptir. Önemli olan, kağıdın kağıda depolanması ve daha sonra herhangi bir anlaşmazlıkta "kanıt" olarak kullanılabilmesidir. Yazılı bilgiye kendi hafızasındaki insanlardan daha fazla "güven" hissederler. Muhasebe alanında bilgisayar teknolojilerinin kullanımı ile kâğıt, kanıt ve güven arasındaki bağlantı, bilgisayar, kanıt ve güven şeklinde değişmeye başlamıştır. Değişmezlik, güvenilirlik, doğruluk, gizlilik, verilere hızlı erişim ve verileri bozulmadan gizleme yeteneği gibi yeni kavramlarda ortaya çıkmıştır.

Teknolojik uygulamaların hayatımızın her alanında bizi önemli hissettirdiğini görüyoruz. Muhasebe meslek mensupları bu teknolojik gelişmelerden etkilenen mesleklerden biri olmuştur. Devlet tarafından talep edilen elektronik bildirimleri devletin istediği formatta hazırlamak için bir yarış düzenlenmektedir. E-fatura ve e-defter uygulamaları da bu yarışta yeni parkurlar yaratıyor. Elektronik uygulamaların e-finans uygulamalarındaki yüksek cezalar, vergi mükelleflerini zor duruma sokabilmektedir. Özellikle e-başvurularda yeterli süre yapılmadan uygulamaya başlandığında ve sistemin eğitimleri verildiğinde, vergi mükelleflerinin özellikle başvurunun ilk aylarında hata yaparak çeşitli cezalarla uğraştıklarını görüyoruz. E-defter ve e-faturada şu ana kadar sadece iki kitabın yayınlanması önemli bir eğitim eksikliğidir. Yeterli eğitim materyali oluşturmadan uygun bir ortam yaratmadan elektronik uygulamalardan istenen verimliliği sağlamak çok zordur.

Küçük ve orta ölçekli işletmeler diyebileceğimiz önemli bir vergi mükellefi segmentinin bilgisayar altyapıları bilgi teknolojilerine göre modern ve ileri kabul edilemez.

Mükellefler, e-defter ve e-fatura uygulamalarına geçmek için birçok BT yatırımı yapmak zorundadır. Ancak, bu vergi mükelleflerine herhangi bir vergi avantajı verilmemektedir.

Örneğin, e-faturaya tabi faturalar için% 1 indirimli KDV oranları uygulanabilir. E-fatura uygulamasında, sistemdeki temel faturaları ve ticari faturaları ayırt etmek önemlidir. Ancak, alıcı ve satıcının uzlaşma anlaşmasının sisteme kaydedilmemesi önemli bir eksikliktir. Ayrıca, portal üzerinden yabancı para cinsinden e-fatura düzenlenememesi de bir başka dezavantajdır. Portalda e-fatura hazırlanacak kayıtlı kullanıcıları aramak ve bulmak ciddi zaman alır. Ticari hayatı derinden etkileyecek bir sistem olan e-fatura sistemi ekonomiyi kaydetmeyi hedefliyor. Ancak, kamu kurumlarının e-fatura uygulamasının altyapısını oluşturamaması da bir başka eksikliktir.

Sistemde alıcı ve satıcı arasındaki ret işlemlerine ilişkin başvurular çatışma konularını artırabilir. E-fatura e-kitap kayıtları arasında doğrudan sistem üzerinden otomasyon sağlanamaz. Ancak, bazı yazılımların bu otomasyonu kendi ara yüzleri ile sağladığı görülmektedir.

E-kitap uygulamalarında sunulan düzenlemeler, uygulanmasını zorlaştıran birçok gereksiz ayrıntı içermektedir. Ödeme türü bilgileri, günlük girişinin içeriğinden zaten görülüyor.

Ayrıca, ödeme türünün kaydedilmesi veri girişini yavaşlatır ve gereksiz bilgilerin yeniden üretilmesine neden olur. Ayrıca, e-defter beyanlarının aylık olarak yüklenmesi, muhasebe meslek mensupları üzerinde gereksiz bir iş yükü yaratır. Geçici vergi dönemleri gibi üç aylık üç aylık dönemlerin alınması daha uygun olabilir. Defterler işletme içinde tutulursa, SMMM sözleşme bilgileri istenmelidir. E-kitap bölme ihtiyacı, bir belgenin bir günlük girişine uygulanmasıdır ve bu da muhasebe kayıt sürecini yavaşlatır.

Elbette, e-fatura ve e-defter uygulamalarının da faydaları vardır. E-Defter ile yıl sonunda kitapları notere taşıma sertifikası gibi süreçler ortadan kalkar. Aynı şekilde, vergi denetçisine sunulmak üzere kitaplar taşınmayacak, sadece elektronik ortamda sunulacaktır. E-kitapta açılış onayı yoktur ve kapanış onayı içinde notere gitmek gerekli olmayacaktır. Tüm bunların yanı sıra, kağıt tasarrufu, evrak işlerini azaltma, bilgisayarın etkin kullanımı nedeniyle insan hatalarını azaltma, e-kitap ve e-fatura uygulamalarının başlıca faydaları arasında sayılabilir.

E-Defter ve e-fatura başvuruları, vergi mükelleflerinin uzun süredir yükledikleri yükümlülüklerinin resmi olarak bir dönüşümüdür. Bu modern dönüşümle, vergi mükelleflerinin kağıt zamanından çok daha az zaman ayırması gerektiği açıktır. Aksi takdirde, bu e-dönüşümün vergi mükelleflerinin işini kolaylaştırdığını söyleyemeyiz. E-defter ve e-fatura sisteminde yapılması gerekenler, vergi mükellefinin çalışmalarına daha fazla zaman ayırabilmesi için pratik bir şekilde tasarlanması önemlidir. E-Defter, e-fatura uygulamalarında önemli bir adımı sembolize eder. Bununla birlikte, uygulayıcıların görüşlerini dikkate alarak sürekli olarak revize edilmesi büyük yarar sağlamaktadır.

7. KAYNAKÇA

Akdoğan N., Akdoğan M.U. (2018). Büyük Veri Bilişim Teknolojisindeki    Gelişmelerin Muhasebe Uygulamalarına ve Muhasebe Mesleğine Etkisi, Muhasebe ve Denetime Bakış Dergisi, Sayı:55, s.1-14.

Allahverdi, M. ve Kuzucu, S. C., (2015). Önlisans Muhasebe Bölümü Mezunlarının Meslek Standardı Problemi ve Bir Standart Önerisi. Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, 8(39), 770-778.

Allahverdi, Metin, Karaer, Memiş  (2019). E-Dönüşümün Muhasebe Mesleği Yeterlilikleri Üzerindeki Etkileri ve Türkiye’de Lisans Düzeyi Muhasebe Eğitiminin Mesleki Yeterlilikler Açısından Analizi. Muhasebe Bilim Dünyası Dergisi.

Arıkan, Yahya ve Güvemli, Batuhan (2013). Türkiye'de Muhasebe Mesleğinin Gelişimi ve İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası.

Can, Ahmet, Vecdi ve Güneşlik, Muhsin (2013). Yalın Yönetim Felsefesinin Önemli Bir Boyutu Olarak Muhasebede Yalınlaşma Düşüncesi Ve Bir Yalın Muhasebe Uygulaması Örneği: “Kendine Faturalama”. Muhasebe ve Finansman Dergisi.

Davutoğlu, N. A., Akgül B. ve Yıldız E., (2017). İşletme Yönetiminde Sanayi 4.0 Kavramı İle Farkındalık Oluşturarak Etkin Bir Şekilde Değişimi Sağlamak. Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, 5(52), 544-567.

Doğan, Uğur (2012) 100 Soruda E-Defter, Vergi Sorunları Dergi Eki, Ocak 2012, S.15

Doğan, Uğur (2013) 550 Soruda E-fatura E-Defter,, Seçkin Yayıncılık, 3. Baskı S.49

Doğan, Uğur (2014) Elektronik Vergisel Uygulamalar, TURMOB Yayınları-467, Ankara, S.270

Ebso, (2015). Sanayi 4.0.Ege Bölgesi Sanayiciler Odası. Araştırma Müdürlüğü.

Sayfa 1-53

Economic and Social Studies (ICPESS), 149-174.

Eldem, Mehmet, Oktay (2017). Endüstri 4.0. Tmmob Emo Ankara Şubesi Haber Bülteni. Sayfa 10-16

Erdem, Alper (2018). Dijital (E-) Muhasebe. Ankara Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası. E-kitap

Erturan, İ. E. ve Ergin E., (2018). Muhasebe Mesleğinde Dijitalleşme: Endüstri 4.0 Etkisi. The Journal of Academic Social Science,72,153-165

Erturan, İ. E. ve Ergin, E., (2017). Muhasebe Denetiminde Nesnelerin İnterneti: Stok Döngüsü. Muhasebe ve Finansman Dergisi, 13-30.

Fırat H. (2003). Globalleşmenin Ülkemiz Muhasebe Mesleğine YarattığıFırat, S. Ü., Fırat, O. Z. (2017). Sanayi 4.0 Devrimi Üzerine Karşılaştırmalı Bir İnceleme: Kavramlar, Küresel Gelişmeler ve Türkiye. Toprak İşveren Dergisi, 114, 10-23. Fırsatlar, Uluslararası Türkiye Muhasebe Denetimi Sempozyumu, 16-19 Nisan 2003.

Gabaçlı N ve, Uzunöz M., (2017). IV Sanayi Devrimi: Endüstri 4.0 ve Otomotiv Sektörü. 3 nd International Congress on Political, Economic and Social Studies (ICPESS), 149-174.

Gülten, Selçuk  ve Erdem, Alper (2016)  E-Fatura ve E-Defter Uygulamaları, Ankara.

Hayri Baraçlı (2012) Türkiye’de Toplu Taşımacılıkta Bir Öncü Kuruluş: İETT, XIX. Yüzyıl, Muhasebe ve Finans Tarihi Araştırmaları Dergisi, Makale. Sayı 3, Temmuz 2012.

https://www.mevzuat.gov.tr/

https://www.asmmmo.org.tr/

https://turmob.org.tr/

http://www.edefter.gov.tr/anasayfa.html

https://ebelge.gib.gov.tr/anasayfa.html

http://edefter.gov.tr/edeftermevzuat.html

https://www.defterbeyan.gov.tr/tr/yardim/kilavuz

https://www.defterbeyan.gov.tr/tr/teblig

İsmail Küçük: XX. Yüzyılın ilk Yarısında Türk Muhasebe Düşüncesinin Gelişini Etkileyen Eğtimciler : Serkiz Nihad, Muhasebe ve Finans Tarihi Araştırmaları Dergisi, Sayı 3, Temmuz, 2012.

Kablan, A., (2018). Endüstri 4.0, “Nesnelerin İnterneti - Akıllı İşletmeler Ve Muhasebe Denetimi”. Süleyman Demirel Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi. Endüstri 4.0 ve Örgütsel Değişim Özel Sayısı, 23, 1561-1579.

Kahmi, J., (1999). Bilgisayar Ortamında Muhasebe Uygulamalarındaki Gelişmeler. 4. Uluslararası Muhasebe Sempozyumu. İstanbul.

Kıymaz, M. ve Can A. V., (2016). Bilişim Teknolojilerinin Perakende Mağazacılık Sektörüne Yansımaları: Muhasebe Departmanlarında Endüstri 4.0 Etkisi. Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Sayı: CİEP Özel Sayısı, 107-117.

Kulaksız, Haydar ( 2006 ) Makale : Public Financial Administration of Otoman Empire Between t Years 1838-1880 and General Directorsate of Public Accounts ( Muhasebat Genel Müdürlüğü) Paper, 11. World Congress of Acconting Historians, July 19-22, 2006, Nantes, France.

M. Zeki Pakalın (1993) Osmanlı Tarhi Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü, Cilt 3 (Temettü Vergisi), İstanbul.

Müsiad, (2017). Endüstri 4.0 Ve Geleceğin Lojistiği 2017 Lojistik Sektör Raporu. İstanbul.

Nihat Ali Üçüncü,  ( 1943 ) Kazanç Vergisi Şerh ve İzahatı, Sayfa 19, İstanbul.

Oğuz Kürşat, ÜNAL (2006); “Fatura ve İspat Kuvveti”, Bilge Yay., 4. Baskı, Ankara, Sayfa 3

Oktay Güvemli ( 2003) İktisadi ve Ticari İlimler Akademileri Tarihi, S.105-341 İstanbul.

Oktay, Güvemli (1995). Türk Devletleri Muhasebe Tarihi, Cilt 2, S. 375  İstanbul.

Oktay, Güvemli (1998). Amortisman ve Yeniden Değerleme Uygulamaları,  İstanbul.

Özden, Altuk, V. E., (2018). Endüstri 4.0 Ve Uluslararası Finansal Raporlama Standartlarına Etkileri. Süleyman Demirel Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi. Endüstri 4.0 ve Örgütsel Değişim Özel Sayısı, 23, 1639-1650.

Öztürk, Mahmut, Sami ve Çarıkçı, Oğuzhan (2019). Elektronik Muhasebe Uygulamaları Kapsamında Geleceğin Muhasebecileri Üzerine Bir Araştırma. Avrasya Uluslararası Araştırmalar Dergisi.

Öztürk, Y., Gündoğdu, S. (2013). Uluslararası Eğitim Bildirileri El Kitabı 2010, Türmob Yayınları Ankara

Pekdemir R., Önal M. M., (1999). Bilgi Teknolojisindeki Gelişmelerin Muhasebe

Programından Beklentileri. KAÜ İİBF Dergisi, 6(10), 301-316.

Pekdemir R., Önal M. M., (1999). Bilgi Teknolojisindeki Gelişmelerin Muhasebe Mesleğine Etkileri, Yönetim Dergisi, Yıl 10, S:34, s.7-14.

Rüknettin KUMKALE(2013); “Bütün Yönleriyle e - Fatura ve e - Defter Uygulaması”, Seçkin Yayıncılık, Sayfa 74

Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu ( 3568)

Serçemeli, Murat (2018)  Muhasebe ve Denetim Mesleklerinin Dönüşümünde Yapay Zeka Şekillenmesine Bakış, Muhasebe Bilim Dünyası Dergisi

Şener, S. ve Elevli, B. (2017). Endüstri 4.0’da Yeni İş Kolları ve Yüksek Öğrenim. Mühendis Beyinler, S. 25-37.

Tekbaş, İsmail, (2018), Muhasebe Endüstrisinin Yeni Anahtarı: Dijital Okuryazarlık, https://hbrturkye.com/blog/muhasebe-endustrsnn-yen-anahtar-djtal-okuryazarlk, 06.04.2018.

Tekbaş, İ., Kurnaz, E. Ve Azaltun, M., (2018). Dijital Muhasebe Okuryazarlığı: Muhasebe Meslek Mensupları Üzerine Bir Araştırma. 5th International Congress on Accounting and Finance Research (ICAFR’18), Seferihisar, İzmir.

Türk Ticaret Kanunu

Türker M. (1999). Türkiye’deki Ekonomik Gelişmeler ve 10 Yıllık Muhasebe Denetimi Uygulamalarının Değerlendirilmesi, IV. Türkiye Muhasebe Denetimi Sempozyumu, (Editörler: Dr. Fatih YILMAZ ve Dr. Yakup SELV_), İstanbul SMMM Odası Yayınları30, Antalya.

Vergi Usul Kanunu

Yardımcıoğlu, Mahmut, Karahan, Murat ve Yörük, Ali (2019). Dijitalleşme Işığında Muhasebe Mesleğinin Geleceği. Muhasebe Enstitüsü Dergisi.

Yıldız, B. (2009). Finansal Analizde Yapay Zekâ. Detay Yayıncılık, Ankara.

Yücel, Fatih, (2004). Sürdürülebilir Kalkınmanın Sağlanmasında Çevre Korumanın ve Ekonomik Kalkınmanın Karşıtlığı ve Birlikteliği. Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Sayı 11(11), Sayfa 100-120.

Yürekli, E., Gönen, S. (2015). Muhasebe Meslek Mensuplarının Nitelikli Meslek Mensubu Yetiştirilmesine Yönelik Ön lisans Programından Beklentileri. KAÜ İİBF Dergisi, Sayı 6(10), Sayfa 301-316.

Yürekli, E. ve Şahiner, A., (2017). Muhasebe Eğitimi Ve Endüstri 4.0 İlişkisi. Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Sayı 55, Sayfa 152-162.

27.01.2025

Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.

>> YILIN KAMPANYASI: Muhasebecilere Özel Web Sitesi 1.249 TL + KDV  Ayrıntılar için tıklayın.

GÜNDEM