Malum olduğu üzere vergi dairesi tahsil birimleri son zamanlarda yoğun bir şekilde kamu alacaklarının tahsili için çalışmaktadır. Amme alacağı borçlularına ödeme emri gönderilmekte ve ödeme süresi içerisinde borcun tahsil edilememesi halinde de e-haciz işlemleri yürütülmektedir. Mükellefler kendi borçlarından icra takibine muhatap olmakla birlikte kendilerinin borçları olmasa dahi mal ya da hizmet satın aldığı mükelleflerin borçlarından dolayı da ödeme emri ile muhatap olabilmektedir. Bu konuyu açmak gerekirse: amme borçlusundan mal ya da hizmet alan mükelleflere bildiri gönderilerek, amme borçlusunun kendilerinden olan alacaklarını vergi dairesinin hesaplarına intikal ettirmesini, amme borçlusuna yapılacak olan ödemenin geçersiz sayılacağı belirtilmektedir. Bu yazı kendilerine ulaşan mükellefler ödemeyi tahsil dairesine yapmadığı takdirde borç tutarıyla sınırlı olmak kaydıyla alacak hazine muhatap olabilmektedirler. Makalemizin konusunu, Amme borçlusunun üçüncü kişilerde yaralan mal ve haklarının haciz işlemlerine ilişkin dikkat edilmesi gereken hususlar oluşturmaktadır.
6183 sayılı yasanın 79.maddesiyle amme borçlusunun üçüncü kişilerde bulunan mallarının, alacaklarının haczi mümkün hake getirilmiştir.
Uygulamada yasanın bu amir hükmünden bilgisi olmayan mükellefler yasada belirtilen haklarını kullanmadıklarında asıl amme borçlusunun borcunu ödemekle karşı karşıya kalmakta ve tüm malvarlıklarına haciz yaptırımı uygulanmaktadır.
Söz konusu yaptırımların uygulanması için öncelikle asıl amme borçlusunun vergi dairesine olan borcu olduğu ve asıl amme borçlusunun üçüncü kişiden olan alacağının üçüncü kişi yerine vergi dairesine ödemesi gerektiği üçüncü kişiye haciz ihbarnamesi şeklinde tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Tahsil Dairesince düzenlenecek haciz bildirisinin kanunun açıkladığı ve belirttiği bilgilere ve hususlara yer verilerek düzenlenerek üçüncü kişiye gönderilmesi gerekmektedir. Aksi takdirde geçerli bir haciz bildirgesinden bahsedilmeyecektir.
6183 sayılı Amme Alacaklarının tahsili usulü hakkında kanunun 79.maddesinin uygulanabilmesi için üçüncü kişinin asıl amme borçlusuna borcu olduğunun ve borç miktarının somut olarak tespit edilmiş olması ve 3.kişinin elinde olan borçluya ait malın 79.maddenin ilk fıkrasında sayılan mallardan olması gerekir. Anılan kanunun 79.maddenin ilk fıkrasına göre ise asıl amme borçlusuna ait mal üçüncü kişinin elinde olan mal hamile yazılı bir senet olmamalı, cirosu kabil bir senet olmamalıdır.
Bunun haricinde asıl amme borçlusunun üçüncü kişilerde olan alacakları, menkul malları, maaş ve ücretleri kira gelirleri için haciz bildirisi gönderilebilecektir.
Haciz bildirisi tebliğ edilen üçüncü şahıs; borcu olmadığı veya malın yedinde bulunmadığı veya haczin tebliğinden önce borcun ödendiği veya malın tüketildiği ya da kusuru olmaksızın telef olduğu veya alacak borçluya veya emrettiği yere verilmiş olduğu gibi bir iddiada ise durumu, haciz bildirisinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde tahsil dairesine yazılı olarak bildirmek zorundadır. Üçüncü şahsın süresinde itiraz etmemesi halinde, mal elinde ve borç zimmetinde sayılır ve hakkında bu Kanun hükümleri tatbik olunur.
Üçüncü şahıs, haciz bildirisi üzerine yedi gün içinde alacaklı tahsil dairesine itiraz ettiği takdirde, alacaklı amme idaresi bir yıl içinde, üçüncü şahsın yaptığı itirazın aksini genel mahkemelerde açacağı davada ispat ederek, üçüncü şahsın İcra ve İflas Kanununun 338 inci maddesinin birinci fıkrasına göre cezalandırılmasını ve borçlu bulunduğu tutarın ödenmesine hükmedilmesini isteyebilir.
Herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde üçüncü şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundadır. Menfi tespit davası açılması halinde mahkemece bu Kanunun 10 uncu maddesinde sayılan türden teminat karşılığında takip işlemlerinin durdurulmasına karar verilebilir. Teminat, alacaklı tahsil dairesine verilir ve haciz varakasına dayanılarak haczedilir. Taraflar arasında teminata ilişkin olarak çıkan anlaşmazlıklar, takip işlemlerinin durdurulması hakkında kararı veren mahkeme tarafından çözümlenir. Davasında haksız çıkan üçüncü şahıs aleyhine, haksız çıktığı tutarın % 10'u tutarında ayrıca inkar tazminatına hükmedilir.
Üçüncü şahıslarca tebliğ edilen ödeme emrine idari yargı mercilerinde dava açılması halinde yürütmeyi durdurma kararı verilmediği, genel mahkemelerde menfi tespit davası açılması halinde ise mahkemece takibin durdurulmasına karar verilmediği sürece amme alacağının takibine devam edilecektir.
Yukarıda anlatılan mevzuat çerçevesinde olumsuz bir durumla karşılaşmamak adına mükellefler tarafından dijital vergi dairesi sistemi içerisinde yer alan e-tebligat bölümlerinin düzenli bir şekilde kontrol edilmesi ve alacak haczine ilişkin yapılan bildirimlere cevap vermesi ya da bildirimden sonra ödemeyi ilgili tahsil dairesine yapması önem arz etmektedir.
05.02.2024
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.