Son günlerde yazılı ve görsel basında çok sıklıkla kara para, kara para aklama, suç gelirlerinin aklanması gibi kavramlar kullanılmaktadır. Bu kavramlar esasında literatürde çok eskiden beri kullanılmasına rağmen toplumun gündemine yeni gelmiş olması nedeniyle birçok alanda da yanlış kullanıldığı müşahede edilmektedir. Birçok yayında veya haberde kara para aklama ile kayıt dışı ekonomi kavramlarının birbiriyle karıştırıldığı görülmektedir. Makalemizin konusunu kara para aklama ile kayıt dışı ekonominin farklarını ortaya koymak ve bu iki kavramı tanımlamak oluşturmaktadır.
Kara para, yasadışı faaliyetler sonucu elde edilen para, mal veya değerler olarak tanımlanmaktadır. Dünyada ve Türkiye’de yasadışı yollardan büyük miktarlarda gelir elde edilmektedir. Söz konusu gelirlerin kaynağını çoğunlukla uyuşturucu ve psikotrop maddeler, silah kaçakçılığı, patlayıcı madde, yasa dışı bahis, kadın ve çocuk ticareti oluşturmaktadır..
Bu bağlamda, kara para, kaynağına göre iki grup içinde değerlendirilebilir. Birinci grupta; başlangıcından itibaren yasadışı faaliyetlerden elde edilen paralar sayılmaktadır. Örneğin uyuşturucu ve silah kaçakçılığından kazanılan paralar gibi. İkinci grupta ise; başlangıçta paranın kaynağını oluşturan faaliyet yasal olmakla beraber daha sonra sahte fatura düzenlenerek veya vesikaları tahrif etmek sureti ile yapılan vergi kaçakçılığı ile elde edilen paralar sayılmaktadır.
Kara para aklama ise; yasadışı faaliyetlerden elde edilen gelire meşru görünüm kazandırarak kullanılabilir hale getirmek amacıyla, kasıtlı olarak Kara paranın kaynağının gizlenmesi fiilidir.
Kayıt dışı ekonomi, kayıtlı oymayan ekonomik faaliyetler, (Fleming, Roman ve Farrell, 2000 : 387-409’den aktaran Çetintaş ve Vergil, 2003,15 -30), yer altı ekonomisi, resmi ekonomi, vergilendirilmeyen ekonomi, marjinal ekonomi, gizli ekonomi, örtülü ekonomi, enformel ekonomi, kara ekonomi (Gonca, 2002) ifadeleri ile açıklanmaktadır.
Muhtelif tanımlamaların yapıldığı kayıt dışı ekonomi, Prf. Dr. Osman Altuğ’a göre” ya hiç belgeye bağlanmayarak ya da içeriği gerçeği yansıtmayan belgelerle gerçekleştirilen ekonomik olayın devletten ve işletme ile ilgili öteki kişilerden tamamen ya da kısmen gizlenerek kayıtlı ekonominin dışına taşınmasıdır” şeklinde tanımlanmıştır.
Günümüzde kara para kavramı ile kayıt dışı ekonomi kavramı arasında önemli karışıklıklar olduğu görülmektedir. Çoğu zaman kara para, kayıt dışı ekonomi kavramı ile özdeşleştirilmekte ve aynı anlamda kullanılmaktadır. Oysa her iki kavramda farklı anlamlar içermektedir.
Yukarıda yapılan tanımlamalar doğrultusunda kayıt dışı ekonomi ile kara para arasındaki önemli farklılıklar aşağıda belirtilmiştir.
a) Kayıt dışı ekonomi ile kara para arasındaki göze çarpan en önemli fark, elde ediliş bir başka deyişle kazanılma biçimlerindedir. Kayıt dışı ekonomik değerler yasal faaliyetler sonucu elde edinilmesine karşın yukarıda da bahsettiğimiz gibi kara para yasadışı faaliyetler sonucu elde edilmektedir.
b) Kaynaklarını kayıt dışı tutmak isteyenlerin temel amacı, anılan kaynaklardan ödenmesi gereken vergi ve diğer kesintilerden kurtulmak olduğu halde, kara para elde edenlerin vergi ve diğer kesintilerden kaçınmak gibi bir amaçları yoktur. Onların tek amacı yasadışı yollardan elde ettikleri bu kaynakları yasal yollardan elde edilmiş gibi göstererek ekonomik sisteme entegre etmektir.
Bu bağlamda kayıt dışı ekonomide işlemlerin tamamı herhangi bir resmi kayda tabi tutulmadığı için kanuni vesikalarla belgelendirilememektedir. Oysa elde edilen Kara paraların yukarıda da değinildiği gibi kaynağını gizlemek ve ekonomik sisteme entegre etmek için resmi kayıtlara sokulması ve çeşitli kanuni vesikalarla belgelendirilmesi gerekmektedir.
c) Kayıt dışı ekonomi bireysel faaliyetler olduğu halde kara para örgütlü faaliyetler kapsamındadır.
d) Kayıt dışı ekonomi ile mücadele devletlerin kendi iç bünyesinde olduğu halde kara para ile mücadele uluslararası işbirliğini gerektirir.
e) Kayıt dışı ekonomi milli gelir hesaplamalarına dahil edilmesine karşılık kar apara elde etmek amacı ile yürütülen faaliyetler milli gelir hesaplamalarına dahil edilmezler.
Kayıt dışı ekonomi ile kara para arasındaki söz konusu farklılıkların bilinmesi ve doğru teşhis edilmesi bunlarla mücadelede tespit edilecek politikalar açısından da büyük önem arz etmektedir.
Danıştay 9. Dairesi 24.10.2013 tarih ve Esas No : 2013/6993 sayılı kararı özet olarak aşağıda yer almaktadır.
Bilindiği üzere vergi suçları ceza yargılamasının konusu iken vergi kabahatleri idari yargılamaya konu uyuşmazlıklar doğurmaktadır. Vergi suçları ve kabahatleri 213 sayılı Vergi Usul Kanununda tanımlanmış ve belirlenmiştir.
Suç ve kabahate göre uygulanacak yaptırımda farklılık göstermektedir. Şöyle ki; vergi suçlarına (vergi kaçakçılığı, mükellefin özel işlerini yapma, vergi mahremiyetini ihlal) karşılık yaptırımlar adli cezalar (hapis para cezası) iken, vergisel kabahatlere (özel usulsüzlük, birinci derece usulsüzlük, ikinci derece usulsüzlük, vergi ziyaı) yönelik yaptırımlar idari yaptırımlar olacaktır.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunun 282. maddesi kapsamında suçtan kaynaklanan malvarlığı değerini aklama suçu tanımlanmıştır. Söz konusu maddeye göre suça konu fiiller ve bu fiillere uygulanacak cezalar aşağıdaki gibi sıralanmıştır.
TCK m. 282/4’te göre; Örgütlü kara para aklama suçunun cezası; 6 yıldan 14 yıla kadar hapis ve 40 bin güne kadar adli para cezasıdır.
04.12.2023
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.