213 Sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 359’ uncu maddesinde hangi fiillerin vergi kaçakçılığı suçunu oluşturacağı tahdidi olarak sayılmıştır. Bu fiillerin neler olduğu konusuna girmeden önce “vergi kabahati” ile “vergi suçu” kavramlarının tanımlanmasında fayda görmekteyiz.
Vergi suçu, diğer tarafın devlet olduğu vergilendirme aşamaları sırasında, mükellefin veya ilgililerin Vergi Usul Kanunun 359’ uncu maddesinde yer alan fiilleri işlemek suretiyle vergi kanunlarına muhalefet etmeleri nedeniyle hürriyeti bağlayıcı adli cezayı gerektiren suçlar olarak tanımlanabilir. Vergi kabahati ise, vergi suçlarından farklı olarak herhangi bir adli cezayı gerektirmeyen, yalnızca idari para cezasıyla caydırıcı nitelikle yaptırım uygulanan eylemlerdir.
213 Sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 359’ uncu maddesinde vergi suçunu ihtiva eden fiiller ve bunların karşılığı cezalar aşağıdaki tabloda gösterilmektedir.
Vergi Suçunu İhtiva Eden Fiiller |
Ceza |
Defter ve kayıtlarda hesap ve muhasebe hileleri yapanlar |
18 Aydan 3 Yıla kadar hapis cezası |
Gerçek olmayan veya kayda konu işlemlerle ilgisi bulunmayan kişiler adına hesap açanlar |
18 Aydan 3 Yıla kadar hapis cezası |
Defterlere kaydı gereken hesap ve işlemleri vergi matrahının azalması sonucunu doğuracak şekilde tamamen veya kısmen başka defter, belge veya diğer kayıt ortamlarına kaydedenler |
18 Aydan 3 Yıla kadar hapis cezası |
Defter, kayıt ve belgeleri tahrif edenler veya gizleyenler (İbraz etmeyenler) |
18 Aydan 3 Yıla kadar hapis cezası |
Muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenleyenler veya bu belgeleri kullananlar |
18 Aydan 3 Yıla kadar hapis cezası |
Vergi kanunları uyarınca tutulan defter, kayıt ve belgeleri yok edenler veya defter sahifelerini yok ederek yerine başka yapraklar koyanlar veya hiç yaprak koymayanlar |
3 Yıldan 5 Yıla kadar hapis cezası |
Belgelerin asıl veya suretlerini tamamen veya kısmen sahte olarak düzenleyenler veya bu belgeleri kullananlar |
3 Yıldan 5 Yıla kadar hapis cezası |
Maliye Bakanlığı ile anlaşması bulunan kişilerin basabileceği belgeleri, Bakanlık ile anlaşması olmadığı halde basanlar veya bilerek kullananlar |
2 Yıldan 5 Yıla kadar hapis cezası |
25 Mart 2022 tarihinde Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi TBMM TBMM Başkanlığına sunulmuştur. Söz konusu teklif ile Vergi Usul Kanunun 359’ uncu maddesi ve 367’ inci maddelerinde düzenlemelere gidilerek önemli reformlar gerçekleştirilmektedir. Yazımızın devamında söz konusu yeniliklere yer verilecektir.
TBMM Başkanlığına sunulan kanun teklifinin 4’üncü maddesi ile Vergi Usul Kanunun 359’uncu maddesinin son paragrafından önce gelmek üzere "Bu maddede yazılı fiillerle verginin ziyaa uğratıldığının tespit edilmesine bağlı olarak tarh edilen verginin, gecikme faizi ve gecikme zammının tamamı ile kesilen cezaların yarısı ve buna isabet eden gecikme zammının; soruşturma evresinde ödenmesi halinde verilecek ceza yarı oranında, kovuşturma evresinde hüküm verilinceye kadar ödenmesi halinde ise verilecek ceza üçte bir oranında indirilir. Tarh edilen vergi ve vergi aslına bağlı olarak kesilen cezanın bulunmadığı durumlarda verilecek ceza yan oranında indirilir. Yukarıdaki fıkralarda belirtilen ceza indiriminden faydalanabilmek için vergi mahkemesinde dava açılmaması, açılmışsa feragat edilmesi, kanun yollarına başvurulmaması veya başvurulmuşsa vazgeçilmesi şarttır. Bu maddede düzenlenen suçların birden fazla takvim yılı veya vergilendirme dönemi içinde ayrı suç işleme kararının icrası kapsamında işlenmesi halinde, Türk Ceza Kanununun 43 üncü maddesi uygulanır.” Hükümlerinin eklenmesi planlanmaktadır.
Kanun teklifinin gerekçesinde ise, vergi kaçakçılık suçlarını düzenleyen 213 sayılı Vergi Usul Kanunu 359’uncu maddesinde yer alan kaçakçılık suçlarına ilişkin hapis cezaları için Türk Ceza Kanunun 43’üncü maddesinde yer alan "zincirleme suç" hükümlerinin uygulanması ve kaçakçılık suçlarına ilişkin yargılama sürecinin etkinleştirilmesi sağlanarak cezanın kişiselleştirilmesi, suç ve ceza dengesinin sağlanması ile adil yargılanma hakkının daha da güçlendirilmesinin amaçlandığı ifade edilmiştir.
Yukarıda yer alan kanun maddesi teklifine göre; Vergi Usul Kanunu’nun 359’ uncu maddesinde yer alan fiilleri işleyenlerin teklifte öngörülen ceza indiriminden yararlanmaları bazı koşullara bağlanmış olup; söz konusu koşulların yerine getirilmesi halinde anılan ceza indirimleri uygulanacaktır. Bu şartlar aşağıda sayılmıştır.
- Vergi mahkemesinde dava açılmaması
- Dava açılmışsa davadan feragat edilmesi
- Kanun yollarına başvurmaması
- Kanun yoluna başvurulmuşsa vazgeçilmesi
213 Sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 359’ uncu maddesinde yapılan diğer bir düzenleme vergi suçunda her bir hesap döneminde gerçekleşen fiilin ayrı bir suç olmaktan çıkarılarak zincirleme suç kapsamına alınmasıdır. Vergi Usul Kanunun 359’uncu maddesinde yapılması planlanan değişiklikle birden fazla takvim yılı veya vergilendirme dönemi içinde aynı suç işleme kararının icrası kapsamında vergi kaçakçılığına sebebiyet verilmesi halinde, Türk Ceza Kanun’un 43’üncü maddesinin uygulanması öngörülmektedir. Türk Ceza Kanunun 43’üncü maddesinin birinci fıkrasında; “Bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi durumunda, bir cezaya hükmedilir. Ancak bu ceza, dörtte birinden dörtte üçüne kadar artırılır. Bir suçun temel şekli ile daha ağır veya daha az cezayı gerektiren nitelikli şekilleri, aynı suç sayılır. Mağduru belli bir kişi olmayan suçlarda da bu fıkra hükmü uygulanır.” Hükmü yer almaktadır.
Türk Ceza Kanun’un 44’üncü maddesinde fikri içtima müessesi tanımlanmıştır. Söz konusu madde kapsamında fikri içtima: “İşlediği bir fiil ile birden fazla farklı suçun oluşmasına sebebiyet veren kişi, bunlardan en ağır cezayı gerektiren suçtan dolayı cezalandırılır.” Şeklinde tanımlanmıştır.
Yapılan değişiklikle aynı suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda işlenen birden fazla suça ilişkin tek ceza verilecektir. Bu değişiklik sonucunda aynı dönemde farklı tarihlerde kullanılan sahte belgelerden dolayı her bir fiil ayrı ayrı cezalandırılmayacak tek bir suç olarak dikkate alınacaktır. Yapılması planlanan değişiklik bu konuda yaşanan kafa karışıklığını ortadan kaldırma yolunda önemli bir adım olacaktır.
213 Sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 359’ uncu maddesinde yapılan diğer bir düzenleme vergi suçlarında öngörülen hapis cezalarının artırılmasıdır. Kanun koyucu cezaları önemli bir oranda artırmak suretiyle vergi kaçakçılığının önlenmesini amaçlamaktadır. Aşağıda yer alan tablomuzda mevcut durumda öngörülen hapis cezaları ile kanun teklifinde yer alan hapis cezaları karşılaştırmalı olarak gösterilmektedir.
Vergi Suçunu İhtiva Eden Fiil |
Mevcut Durumda Ceza |
Teklif Edilen Ceza |
Defter ve kayıtlarda hesap ve muhasebe hileleri yapanlar |
18 Aydan 3 Yıla kadar hapis cezası |
18 Aydan 5 Yıla kadar hapis cezası |
Gerçek olmayan veya kayda konu işlemlerle ilgisi bulunmayan kişiler adına hesap açanlar |
18 Aydan 3 Yıla kadar hapis cezası |
18 Aydan 5 Yıla kadar hapis cezası |
Defterlere kaydı gereken hesap ve işlemleri vergi matrahının azalması sonucunu doğuracak şekilde tamamen veya kısmen başka defter, belge veya diğer kayıt ortamlarına kaydedenler |
18 Aydan 3 Yıla kadar hapis cezası |
18 Aydan 5 Yıla kadar hapis cezası |
Defter, kayıt ve belgeleri tahrif edenler veya gizleyenler (İbraz etmeyenler) |
18 Aydan 3 Yıla kadar hapis cezası |
18 Aydan 5 Yıla kadar hapis cezası |
Muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenleyenler veya bu belgeleri kullananlar |
18 Aydan 3 Yıla kadar hapis cezası |
18 Aydan 5 Yıla kadar hapis cezası |
Vergi kanunları uyarınca tutulan defter, kayıt ve belgeleri yok edenler veya defter sahifelerini yok ederek yerine başka yapraklar koyanlar veya hiç yaprak koymayanlar |
3 Yıldan 5 Yıla kadar hapis cezası |
3 Yıldan 8 Yıla kadar hapis cezası |
Belgelerin asıl veya suretlerini tamamen veya kısmen sahte olarak düzenleyenler veya bu belgeleri kullananlar |
3 Yıldan 5 Yıla kadar hapis cezası |
3 Yıldan 8 Yıla kadar hapis cezası |
Maliye Bakanlığı ile anlaşması bulunan kişilerin basabileceği belgeleri, Bakanlık ile anlaşması olmadığı halde basanlar veya bilerek kullananlar |
2 Yıldan 5 Yıla kadar hapis cezası |
2 Yıldan 8 Yıla kadar hapis cezası |
Tabloda görüldüğü üzere; Vergi Usul Kanunun 359’ uncu maddesinde öngörülen cezaların alt sınırlarında herhangi bir değişiklik yapılmaksızın sadece üst sınırlar artırılmıştır. Vergi kaçakçılığı ile etkin mücadele için en azından bazı fiiller için (Sahte ve muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenleyenler, muhasebe hilesi yapanlar vs.) alt sınırın yükseltilerek “Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması” müessesi kapsamından çıkarılmasının faydalı olacağı değerlendirilmektedir.
Vergi suçlarında; suç işlendiğinin savcıya idare aracılığıyla bildirilmesi durumunda mütalâa alınmaksızın, savcının başka yollarla haberdar olması halinde ise görüş alınmadan dava açılamaz. Mütalâa ya da görüş Cumhuriyet başsavcılığına bildirilinceye kadar şüpheli hakkında yeterli suç şüphesi olsa da iddianame düzenlenmez.
Vergi inceleme elamanlarının Vergi Usul Kanunu’nun 359’ uncu maddesi kapsamında bir suç işlendiğini tespit etmeleri halinde Cumhuriyet Başsavcılıklarına iletilmek üzere “Vergi Suçu Raporu” düzenlemeleri gerekmektedir. Ancak tek başına bu raporun düzenlenmesi dava açılması için yeterli değildir. Ayrıca Vergi Usul Kanunu’nun 367’ inci maddesi uyarınca Rapor Değerlendirme Komisyonca mütalaanın da hazırlanıp sunulması gerekmektedir.
TBMM Başkanlığına sunulan kanun teklifi ile Vergi Usul Kanunu’nun 367’ inci maddesinin dördüncü fıkrasından sonra gelmek üzere "359 uncu maddede yazılı suçlara ilişkin yürütülmekte olan soruşturma veya kovuşturmalarda mütalaaya konu fiilin, başka bir kişi tarafından veya başka bir kişiyle birlikte gerçekleştirildiğinin ortaya çıkması durumunda, bu kişi bakımından kamu davası açılması için rapor düzenlenmesi ve mütalaa verilmesi şartı aranmaz." fıkrası eklenmesi öngörülmektedir.
Kanun teklifinin gerekçesinde Vergi Usul Kanunu’nun 359’ uncu maddesinde yazılı suçlara ilişkin yürütülmekte olan soruşturma veya kovuşturmalarda mütalaaya konu fiilin, hakkında soruşturma veya kovuşturma yürütülen kişinin dışında başka bir kişi tarafından işlendiğinin veya başka bir kişiyle birlikte gerçekleştirildiğinin ortaya çıkması durumunda, bu kişi bakımından kamu davası açılması için rapor düzenlenmesi ve mütalaa verilmesi şartı aranmaması öngörülmektedir.
29.03.2022
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> YIL SONU KAMPANYASI: Muhasebecilere Özel Web Sitesi 1.249 TL yerine 999 TL + KDV
Ayrıntılar için tıklayın.
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.