Asilhan Önsesveren
Vergi Müfettiş Yardımcısı
Bilim Uzmanı
İzmir KOÖMGB
asilhan_35@hotmail.com
Asgari Ücret Artışının Devletin Vergi Gelirlerine Etkisi
Asgari Ücret Artışının Devletin Vergi Gelirlerine Etkisi
Tarih: 29.06.2016
Asgari ücret kavramı, devletin ücret politikaları açısından uygulamaya koyduğu ve bir nevi taban ücret olarak da nitelendirilebilecek olan ücret düzeyini ifade etmektedir. Terminolojik açıdan ele alındığında böyle bir düzenlemenin varlığı bir nevi devletin piyasa üzerinde regülasyon görevini yerine getirmesi açısından da katkı sağlar nitelik taşımaktadır. Elbette bu tür bir ücret düzeyinin tespiti açısından hem ekonomik hem de sosyolojik bazı etmenler dikkate alınmaktadır. Ekonomik unsurlar arasında özellikle işverenin rekabet gücünün olumsuz etkilenmemesi ve ücret politikalarının belirli bir düzen içine oturtulması yer almaktadır. Sosyolojik açıdan ele alındığında ise bir toplumda asgari de olsa belirli bir refah düzeyinin sağlanması hem çalışanları toplum içinde belirli bir konumda tutma açısından hem de hakettiği değeri aldığını düşünen bir çalışanın iş verimliliği açısından oldukça önem arz etmektedir.
Asgari ücret kavramının tarihi gelişimi ele alındığında ilk defa 1890 yılında Avustralya ve Yeni Zelanda'da başlatılmış olup, 1900'lü yıllardan itibaren tüm dünyaya yayılmaya başlamıştır. Uluslararası Çalışma Örgütü'nün (ILO) 1928'de kabul ettiği 26 sayılı Asgari Ücret Belirleme Yöntemleri ile İlgili Sözleşme ile asgari ücret kavramı uluslararası önemli bir ölçüt haline getirilmiştir. Bu sözleşmeyi ülkemiz 1973 yılında imzalamış ve 1974 yılında ise onaylamıştır. İlk uygulama ise 1969 yılında altı farklı bölgeye ayrılan 26 ilde yapılmış ve daha sonraki dönemde bu illerin sayısı artırılmıştır[1].
ASGARİ ÜCRET ÜZERİNDEKİ VERGİ YÜKÜ HESAPLAMASI
Asgari ücret ülkemiz kamuoyunu sürekli meşgul eden bir gündem olmuştur. Nitekim Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Ocak 2016 verilerine göre 12.663.783 çalışanın 1.514.053’ü yani %11,9’u sendikalı görülmektedir Özel sektörde sendikasız ve ücretli olarak çalışanlarlın 11 milyon civarında olduğu dikkate alınırsa bu rakamın tahminen %48’inin yani yaklaşık 5 milyonunun asgari ücretli göründüğü daha önceki Meclis Soru Önergelerine Çalışma Bakanlığının verdiği cevaplar neticesinde ortaya çıkmaktadır
Asgari ücret, yaklaşık 5 milyon asgari ücretlinin var olduğu ülkemizde her çalışan grubunu çekirdek aile dahi kabul etsek en az 15 milyon kişiyi doğrudan, tüm toplumu ise dolaylı olarak etkileyen bir düzenleme olarak önem arz etmektedir. Fakat bilinen bir gerçek vardır ki bu da tüm asgari ücretlilerin tamamının aslında asgari ücretle çalışmadığıdır. Nitekim eski Maliye Bakanımız şuan Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı olan Mehmet Şimşek “Türkiye’de çalışanların %45’i hala asgari ücret üzerinden gösteriliyor” şeklinde açıklamada bulunmuştur Öyle ki 2.25 milyon çalışan kişi işverenler tarafından daha düşük sigorta primi ve daha az vergi ödemek amacıyla asgari ücretten gösterilmektedir. Bu konudaki sıkıntının denetimlerin daha da yoğunlaştırılması ile giderilmesi mümkündür.
Beş milyon asgari ücretlinin var olduğunu esas alarak asgari ücret üzerinden ne kadar vergi ödendiğini bir örnekle açıklarsak; 2015 yılında bekar ve çocuksuz bir asgari ücretli için vergi idaresi ilk 6 ay için 153,19 TL, ikinci 6 ay için ise 162,37 TL olmak üzere aylık ortalama 157,78 TL vergi tahsil etmektedir. Devletin bu geliri bekar ve çocuksuz bir asgari ücretliden elde ettiği düşünüldüğünde asgari geçim indirimi olan 90,11 TL’nin aylık ortalama vergi geliri olan 157,78 TL’den mahsup edilmesi sonucu aylık net 67,67 TL vergi geliri olacaktır. 2015 yılında yıllık bazda ele alındığında ise bekar ve çocuksuz bir asgari ücretliden elde edilen gelir ortalama 812,04 TL olacaktır. 2016 yılında ise bekar ve çocuksuz bir asgari ücretliden yılın ilk 9 ayında 209,99 TL, son 3 ayında ise Gelir Vergisi Kanunu 103’üncü maddesinin ikinci dilimine girilmesinden dolayı aylık 279,99 TL olmak üzere aylık ortalama 227,49 TL devletin vergi geliri olacaktır. Devletin bu geliri yine bekar ve çocuksuz bir asgari ücretliden elde ettiği düşünüldüğünde, asgari geçim indirimi olan 123,53 TL’nin aylık ortalama vergi geliri olan 227,49 TL’den mahsup edilmesi sonucu aylık net 103,96 TL vergi geliri olacaktır. 2016 yılında yıllık bazda ele alındığında ise bekar ve çocuksuz bir asgari ücretliden elde edilen gelir ortalama 1.247,52 TL olacaktır.
Yukarıda açıklamaya çalıştığımız hesaplamalardan da görüleceği üzere devletin asgari ücretliden elde ettiği vergi gelirleri 2016 yılında bir yıl önceki yıla göre yaklaşık 2.2 Milyar TL artış gösterebilecektir. Bu artışın temelde iki sebebi bulunmaktadır. Bunlardan birincisi 2016 yılında asgari ücretin net 1.300 TL olması, ikincisi ise Gelir Vergisi Kanunu 103’üncü maddesindeki mevcut bulunan vergi dilimleridir. Ücret gelirlerinin vergilemesinin stopaj yoluyla yapılması dolayısıyla işverenin vergi sorumlusu çalışanın ise vergi mükellefi olması teorik açıdan öngörülmüştür. Fakat yadsınamaz bir gerçek vardır ki bir çalışan eline geçen net ücretle, işveren ise çalışanın kendisine olan toplam maliyetiyle ilgilenmektedir. Hal böyle iken bekar ve çocuksuz bir asgari ücretlinin 2015 yılında yılın ilk 6 ayında aylık net 949.07 TL, ikinci 6 ayında ise aylık net 1.021,27 TL ücret geliri elde edecektir. İşverene maliyeti ise 2015 yılında aylık toplam 1.411,76 TL olacaktır. Bekar ve çocuksuz bir asgari ücretli 2016 yılında yılın ilk 9 ayında aylık net 1.300 TL, son 3 ayında ise aylık net 1.230 TL ücret geliri elde edecektir. İşverene maliyeti ise 2016 yılında aylık toplam 1.935,23 TL olacaktır. Ancak yeni bir düzenleme ile 2015 tarihi itibariyle 1300 TL ücret düzeyinin altında çalışmakta olan tüm işçiler ve asgari ücret düzeyinden yeni işe alınacak işçilerin %10’unu kapsayacak şekilde işverenler 110 TL devlet katkısının Hazine tarafından sağlanması öngörülmektedir. Bu uygulama işveren üzerindeki yükü nispeten hafifletmeyi amaçlamaktadır. Buna yönelik düzenlemenin detayları ve kesinleşmesi içinde bulunduğumuz yıl içinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından gerçekleştirilecektir.
GENEL DEĞERLENDİRME VE SONUÇ
Asgari ücret üzerinde yapılan artış gerçekten çalışanların refah düzeyinin arttırılması açısından önemli bir adımdır. Bu olumlu uygulamanın çalışanın motivasyonunun artırılmasını ve işini sahiplenmesini destekleyici olduğu söylenebilir. Ancak bunun yıl boyunca sürekliliğinin sağlanması da oldukça önemlidir. Öyle ki bir önceki bölümde tespitte bulunduğumuz olayın gerçekleşmesi halinde ücretliler net maaşlarındaki düşüşle karşılaşacaklar ve bu durum çeşitli sıkıntılar doğurabilecektir. Burada idareye düşen gerçek asgari ücretliler ile asgari ücretli gibi gösterilen yüksek ücret alanların birbirinden ayrıştırılmasıdır. Bu doğru şekilde tespit edildiği taktirde kanun koyucu GVK 103. Maddeye ilave bir hüküm dahil ederek asgari ücretlilerin %20’lik ikinci dilime kaymasını engelleyici istisnai bir madde getirmelidir. Bu sayede yaşanabilecek temel sıkıntının giderilmesi elbette muhtemeldir. Böylece hem yatay hem de dikey vergi adaletinin sağlanması da mümkün hale gelecektir. Nitekim temel husus gerçek asgari ücretlinin tespiti ve bunların mali yıl sonuna kadar vergilendirilmelerinde %15’lik dilimde kalmalarını sağlamaktır. Bu durumda devlet açısından ortaya çıkabilecek vergi kaybı ise asgari ücret üzerinden gösterilen fakat yüksek ücretle çalışan kişiler üzerindeki denetim ile rahatlıkla karşılanabilecektir. Yani önemli olan asgari ücretin toplumsal yapının sosyal açıdan daha adil bir gelir dağılımını sağlar düzeye çıkarılması ve bu alanı haksız şekilde kullanan kesimlerin ise yoğun denetimler ile kontrol altına alınmasıdır. Bu yolla hem gerçek asgari ücretlilerin para aldatmacasına diğer bir ifade ile vergi dilim kaymasına düşerek daha yüksek oranda vergi ödemelerinin önüne geçilmiş olacak hem de soğuk progresyonla karşılaşarak reel gelirlerinin azalması engellenmiş olabilecektir.
KAYNAKÇA
http://www.aksam.com.tr/ekonomi/iste-asgari-ucret-ile-calisan-isci-sayisi/haber-403360
http://bianet.org/bianet/bianet/51273-asgari-ucretin-tarihi-islevi-durumu
http://www.csgb.gov.tr/media/1719/ 2016_ocak_6856.pdf
http://www.hurriyet.com.tr/asgari-ucret-vaatler-ve-gercekler-29635464
MAKALE DOÇ. DR. AHMET ÖZEN İLE BİRLİKTE HAZIRLANMIŞTIR.
[1] http://bianet.org/bianet/bianet/51273-asgari-ucretin-tarihi-islevi-durumu.
[2] http://www.csgb.gov.tr/media/1719/ 2016_ocak_6856.pdf.
[3] http://www.aksam.com.tr/ekonomi/iste-asgari-ucret-ile-calisan-isci-sayisi/haber-403360.
[4] http://www.hurriyet.com.tr/asgari-ucret-vaatler-ve-gercekler-29635464.
29.06.2016
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.