YAZARLARIMIZ
Anıl Bilen
Vergi Müfettişi
vmanilbilen@gmail.com



Ajanslarla Çalışan Sosyal Medya Fenomenlerinin Vergisel Yükümlülükleri

Dijital platformlar üzerinden kazanç elde eden sosyal medya fenomenleri, son yıllarda reklam ve pazarlama dünyasında önemli aktörler haline gelmiştir. Özellikle ajanslar ile anlaşmalı çalışan fenomenler, markalara ürün tanıtımı, sponsorluk ve reklam hizmetleri sunarak yüksek gelirler elde edebilmektedir. Bu gelirlerin vergisel açıdan nasıl değerlendirileceği, yakın dönemde yapılan yasal düzenlemeler ve idari açıklamalarla netleştirilmiştir. Türkiye’de 2022 yılından itibaren sosyal içerik üreticilerine yönelik özel bir vergisel istisna getirilmiş; nitekim 2023 yılında 9.676 sosyal içerik üreticisinden 138 milyon TL gelir vergisi stopajı yapılmış olup 2024 yılında bu rakamların %20 artışla 11.611 kişiye ve 160 milyon TL stopaj tutarına ulaşacağı öngörülmektedir?. Sosyal medya fenomenlerinin elde ettikleri kazançlar ticari kazanç niteliğinde olup vergilendirme ve beyan yükümlülükleri doğurmaktadır. Bu makalede, özellikle ajanslar aracılığıyla gelir elde eden fenomenlerin Gelir Vergisi Kanunu (GVK) ve diğer mevzuat çerçevesindeki vergisel sorumlulukları akademik bir bakış açısıyla incelenmektedir. Makale kapsamında fenomenlerin kazançlarının ticari kazanç sayılması, ajansların rolü, stopaj ve beyanname yükümlülüğü, Bağ-Kur (4/b) sigortalılığı ve tarafıma sıkça sorulan sorular ışığında konunun değerlendirmesi yapılacaktır.

1. Ticari Kazanç Kapsamı

193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu (GVK) bakımından gelir unsurları arasında sayılan ticari kazanç, her türlü ticari ve sınai faaliyetten doğan kazançları ifade etmektedir?. Sosyal medya fenomenlerinin dijital platformlarda içerik üretip paylaşarak ve reklam hizmeti vererek elde ettikleri gelirler, bu tanım kapsamında değerlendirilmiştir. Nitekim 7338 sayılı Kanun’un gerekçesinde, sosyal medya içerik üreticilerinin elde ettikleri kazançların ticari kazanç kapsamında vergilendirilmesi ve beyan edilmesi gerektiği açıkça vurgulanmıştır?. Bu yasal değişiklik öncesinde, fenomenlerin gelirlerinin ticari kazanç mı yoksa serbest meslek kazancı mı olduğu tartışmalıydı. Konuya ilişkin İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığının 07.06.2021 tarihli özelgesi, söz konusu sosyal medya gelirlerinin ticari kazanç sayılması ve fenomenlerin ticari kazanç yönünden mükellefiyet tesis etmeleri gerektiği yönünde görüş bildirmiştir?. Bu görüş, fenomenlerin faaliyetlerinin bireysel bir meslek icrasından ziyade süreklilik arz eden ticari bir organizasyon olarak görülmesi gerektiğine dayanmaktadır. Gerçekten de fenomenler içerik üretimi için ekipman yatırımları yapmakta, bazen ekip çalıştırmakta veya ajanslarla organize bir şekilde çalışmaktadırlar. Bu durum, klasik anlamda serbest meslek kazancı (örneğin bir avukatın veya doktorun şahsi mesleki faaliyeti gibi) niteliğinden ziyade, bir işletme faaliyeti niteliğini öne çıkarmaktadır.

GVK’nın 37. maddesinin ilk fıkrası uyarınca “her türlü ticari ve sınai faaliyetten doğan kazançlar ticari kazançtır”?. Sosyal medya fenomenlerinin reklam, sponsorluk, ücretli abonelik, dijital içerik satışı gibi faaliyetlerinden elde ettikleri gelirler de bu kapsamda ticari kazanç hükmündedir. Reklam işleriyle uğraşan gerçek kişiler, GVK’nın 51. maddesinin 6. fıkrasına göre basit usul gibi özel bir vergilendirme rejiminden de yararlanamazlar. Dolayısıyla, sosyal medya üzerinden gerçekleşen ilan ve reklam faaliyetlerinin basit usule tabi olamayacağını, bu faaliyetlerden elde edilen kazançların bilanço veya işletme hesabı esasına göre vergilendirileceği açıktır?. Dolayısıyla fenomenlerin kazançları, ilgili had ve şartlara göre işletme hesabı esasına göre (defter beyan sistemi üzerinden) veya belli büyüklüğü aşarsa bilanço esasına göre tespit edilerek gelir vergisine tabi olacaktır. Sonuç itibariyle, sosyal medya fenomenleri elde ettikleri kazanç itibariyle tacir sıfatı kazanmakta ve ticari kazanç hükümlerine tabi olmaktadır. Bu kapsamda elde edilen gelirler, GVK'nın 85. maddesi uyarınca, kazanç elde edilmemiş olsa bile yıllık beyanname ile beyan edilmek zorundadır?.

2. Ajansların Rolü

Pek çok sosyal medya fenomeni, profesyonel destek almak ve daha geniş bir müşteri kitlesine ulaşmak amacıyla dijital ajanslar veya menajerlik şirketleri ile işbirliği yapmaktadır. Bu ajanslar, fenomenlere reklam verenlerle iletişim kurma, kampanya yönetimi, içerik planlaması, marka işbirlikleri ayarlama ve hukuki süreçlerde destek gibi hizmetler sunmaktadır. Literatürde bu tip aracı konumundaki hizmet sunucuları “üçüncü taraf hizmet sağlayıcıları” olarak adlandırılmaktadır?. Üçüncü taraf hizmet sağlayıcıları, içerik üreticilerinin dijital platformlardaki gelir elde etme süreçlerinde aracılık yapar; örneğin reklam gelirlerini tahsil edip belirli bir komisyon kesintisi sonrası fenomenlere aktarır?. Ajansların sağladığı bu hizmetler, fenomenlerin vergiye ilişkin yükümlülüklerini ortadan kaldırmaz. Çünkü ajans, yaptığı faaliyetle kendi adına (çoğunlukla bir şirket olarak) belirli bir komisyon geliri elde etmekte ve bunu kendi vergisel yükümlülükleri kapsamında beyan etmektedir. Ancak fenomenin payına düşen gelir, esas itibarıyla fenomen tarafından sağlanan reklam/işbirliği hizmetinin karşılığı olup fenomenin ticari kazancı olarak kabul edilir.

Ajans ile çalışmak, fenomeni bir işçi/çalışan konumuna getirmez. Fenomen ile ajans arasındaki ilişki çoğunlukla bir hizmet tedariki sözleşmesine dayanır, işveren-işçi ilişkisi yoktur. Bu nedenle ajans tarafından fenomene yapılan ödemeler ücret sayılmaz; ücret gelirinin tanımı gereği bir işverene tabi çalışmaya dayanması şarttır?. Fenomen, ajansın rehberliğinde ancak bağımsız şekilde kendi içeriğini üretir ve kendi nam ve hesabına gelir elde eder. Ajansın varlığı sadece operasyonel kolaylık ve aracılık sağlamaktadır. Vergisel açıdan bakıldığında, fenomenin elde ettiği brüt gelirin nihai sahibi yine fenomen olup ajansa ödenen komisyon tutarı ise fenomen açısından gider niteliğindedir. Bu nedenle, ajanslar üzerinden ödeme alınması veya ajansın vergi kesintisi yapması, fenomenin yıllık beyanname verme yükümlülüğünü ortadan kaldırmamaktadır. Ajanslar kimi zaman fenomen adına reklam verenlerden gelen ödemelerden vergi kesintisi (stopaj) yaparak kalan tutarı fenomene iletmektedir; ancak bu durumda dahi fenomen, aşağıda detaylandığı şekilde, kendi kazancını hesaplayıp beyan etmek durumundadır.

3. Stopaj ve Beyanname Yükümlülüğü

Sosyal medya fenomenlerinin ajanslar aracılığıyla elde ettikleri gelirlerde, Vergi Usul Kanunu ve GVK uyarınca tevkifat (stopaj) uygulaması gündeme gelebilir. GVK’nın 94. maddesinde bazı ödemeler üzerinden vergi sorumlularınca (ödeme yapan tarafından) gelir vergisi tevkifatı yapılmasını öngörmektedir. Özellikle 6745 sayılı Kanun sonrasında GVK 94. maddesine eklenen 18. bent ile sosyal içerik üreticiliği kapsamında yapılan ödemelere (476 CBK) %15 oranında gelir vergisi stopajı uygulanması hükme bağlanmıştır?. Bu düzenleme gereği, ajanslar veya reklam veren şirketler, fenomene yaptığı reklam ve sponsorluk ödemelerinin brüt tutarı üzerinden %15 gelir vergisi kesintisi yapmakla yükümlü kılınmıştır (GVK m. 94/18). Benzer şekilde, eğer fenomen KDV istisnasından (KDVK 17/4-a) faydalanmıyorsa, yapılan reklam hizmeti ödemelerinde KDV tevkifatı da uygulanır; mevcut düzenlemelere göre reklam hizmetleri için KDV Kanunu 9. maddesi uyarınca alıcı tarafından 3/10 oranında KDV tevkifatı yapılması gerekmektedir?.

Burada önemle belirtilmelidir ki, stopaj yoluyla yapılan kesintiler, nihai vergi yükümlülüğü yerine geçmez. Ticari kazanç elde eden kişiler bakımından, kesilen vergiler nihai değil avans (peşin) vergi mahiyetindedir. GVK’nın 85. maddesi uyarınca ticari kazanç sahipleri, kazanç elde etmese dahi her halükârda yıllık beyanname vermek zorundadır?. Fenomenlerin durumu da bu kapsamdadır; ajansların ödediği tutarlardan kesilen %15’lik gelir stopaj, fenomenin ajans sayesinde vergiden istisna olduğu anlamına gelmez. Aksine, fenomen yıl sonunda tüm gelir ve giderlerini dikkate alarak ticari kazanç matrahını hesaplamalı ve yıllık gelir vergisi beyannamesini vermelidir. Beyannamede hesaplanan yıllık gelir vergisinden, yıl içinde ajanslar tarafından kesilmiş olan stopajlar mahsup edilir; eğer stopajlar hesaplanan vergiden fazla ise iade talep edilebilir?. Bu sayede, stopajlar nihai vergilendirmenin bir parçası haline gelir. Ancak ticari kazanç sahipleri için, stopaj uygulanmış olsa dahi, gelir vergisi tarifesi uyarınca daha yüksek bir vergi yükü doğabilir. Türkiye’de gelir vergisi dilimleri artan oranlıdır ve üst dilimlerde vergi oranı %40’a kadar çıkmaktadır. Fenomenin yıllık kazancı yüksek ise, %15 oranında kesilen stopaj yıl sonunda yetersiz kalacak ve ilave vergi ödemesi gerekecektir.

Öte yandan, 2022 yılı itibarıyla yürürlüğe giren GVK Mükerrer 20/B maddesi ile getirilen sosyal içerik kazançları istisnası kapsamında, belirli şartları sağlayan fenomenlerin elde ettiği gelirler belli bir tutara kadar gelir vergisinden müstesna tutulmuştur?. Bu istisnadan yararlanabilmek için fenomenin faaliyetini internet ve benzeri ortamlar üzerinden yapması, vergi dairesinden istisna belgesi alması, Türkiye’de kurulu bir banka hesabı açarak tüm gelirlerini bu hesap aracılığıyla tahsil etmesi ve yıllık kazancının ilgili sınırı (2025 yılı için 4.300.000 TL) aşmaması gerekmektedir. Şartların sağlanması halinde banka, fenomene yapılan ödemeler üzerinden %15 gelir vergisi kesintisi yapmakta ve bu kesinti nihai vergi yerine geçmektedir?. Yani istisna uygulamasından yararlanan bir içerik üreticisi, sadece banka tarafından kesilen %15’lik stopaj ile vergisini ödemiş sayılır ve ayrıca beyanname vermesine gerek kalmaz. Ne var ki, burada bahsedilen istisna oldukça spesifik koşullara tabidir ve özellikle ajanslar aracılığıyla çalışan fenomenlerin çoğu zaman bu şartları tam olarak sağlamadığı görülmektedir. Örneğin ajans ile çalışan bir fenomen, ödemelerini banka aracılığıyla alıyor olsa bile, yıllık kazanç sınırını aşabilir veya faaliyet türü istisna kapsamında olmayabilir. Bu gibi durumlarda, istisna hükümleri uygulanamayacak ve normal ticari kazanç hükümleri devreye girecektir. Sonuç olarak, ajansların kestiği stopajlar fenomene düşen vergi yükünün sadece bir kısmını karşılamakta, fenomenlerin yıllık beyanname verme yükümlülüğü ve kesin vergi hesaplaması sorumluluğu devam etmektedir?.

4. Bağ-Kur (4/b) Zorunluluğu

Sosyal medya fenomenlerinin vergisel statüsü ticari kazanç mükellefi (bir anlamda esnaf/tacir) olmalarını gerektirdiğinden, bu durumun sosyal güvenlik mevzuatı açısından da önemli bir sonucu vardır. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 4. Maddesi uyarınca, gelir vergisi mükellefi olan ticari kazanç sahipleri zorunlu Bağ-Kur (4/b) sigortalısı sayılmaktadır?. Bir başka deyişle, kendi nam ve hesabına bağımsız çalışan herkes gibi, sosyal medya fenomenleri de ticari faaliyete başladıklarında Bağ-Kur’a kayıt olmak ve prim ödemek durumundadır. Bu yükümlülük, vergi mükellefiyetinin başladığı tarihten itibaren fenomene re’sen tahakkuk ettirilen sosyal güvenlik primlerini kapsar. Fenomenlerin 18 yaşından küçük olmaları bu zorunluluğu değiştirmez; aile üzerinden sağlık sigortası veya isteğe bağlı sigorta gibi kapsamlar, ticari faaliyet başladığında yerini zorunlu 4/b sigortalılığına bırakır. Ancak fenomen aynı zamanda bir işverene bağlı olarak sigortalı (4/a) çalışansa, 4/a statüsü fiilen devam ettiği sürece 4/b prim ödemesi aranmamaktadır (5510 sayılı Kanun m. 53).

Bağ-Kur kapsamındaki sigortalılık, fenomenlerin emeklilik ve sağlık güvencesi açısından önem taşır. Prim ödemeleri düzenli yapıldığı takdirde, ileride emeklilik hakkı kazanılacak ve sağlık hizmetlerinden faydalanılacaktır. Ödenen Bağ-Kur primlerinin vergisel açıdan da kısmen avantajı bulunmaktadır: GVK’nın 89. maddesine göre, mükelleflerin ödedikleri sosyal güvenlik primleri, beyanname üzerinde beyan edilen gelirden indirim konusu yapılabilmektedir?. Örneğin bir fenomen yıl içinde ödediği Bağ-Kur primlerini, yıllık gelir vergisi beyannamesindeki matrahından düşerek vergi tasarrufu sağlayabilir. Bu nedenle, Bağ-Kur prim yükü her ne kadar ek bir maliyet gibi görünse de, hem sosyal güvence sağlama hem de vergi matrahını azaltma yönüyle avantaj sağlamaktadır.

Bağ-Kur zorunluluğuna uymamanın ise yaptırımları vardır. Vergi dairesine ticari kazanç mükellefi olarak kayıt yaptıran bir fenomenin bilgisi, sosyal güvenlik kurumuna iletilir ve Bağ-Kur tescili yapılır. Primlerin ödenmemesi halinde prim borcu birikir ve gecikme zammı uygulanır. Uzun vadede ödenmeyen primler, fenomene emeklilik hakkı sağlamayacağı gibi sağlık hizmetlerinden yararlanma konusunda da kısıtlama yaratabilir. Bu bakımdan, vergisel yükümlülüklerin bir parçası olarak Bağ-Kur primlerinin ödenmesi, yasal bir zorunluluğun ötesinde, fenomenin kendi sosyal güvenliği için de kritik bir konudur.

5. Sıkça Sorulan Sorular

1. Soru: Sosyal medya fenomenlerinin ajanslar üzerinden elde ettiği gelirler vergiye tabi midir? Hangi kazanç türü olarak beyan edilir?

Cevap: Evet, sosyal medya fenomenlerinin ajanslar veya doğrudan platformlar üzerinden elde ettikleri tüm gelirler vergiye tabidir. Mevzuat ve idari görüşler, bu gelirlerin ticari kazanç olarak değerlendirilmesi gerektiğini ortaya koymuştur?. Fenomenler, bir işverene bağlı çalışmadıkları için elde ettikleri kazanç ücret geliri sayılmaz; ayrıca faaliyetleri süreklilik arz ettiği için arızi (geçici) kazanç olarak da nitelendirilemez. Dolayısıyla kazançlarını GVK’nın 37. maddesi kapsamında ticari kazanç olarak yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan etmeleri gerekmektedir. Vergilendirme, diğer tacirlerde olduğu gibi işletme giderleri düşüldükten sonra kalan safi kazanç üzerinden artan oranlı tarifeye göre yapılır.

2. Soru: Ajans ile çalışıyorum, vergi mükellefi olmak (şahıs şirketi kurmak) zorunda mıyım?

Cevap: Evet, ajanslar fenomene sadece aracılık hizmeti sunar; fenomenin elde ettiği gelirin vergisel sorumluluğu fenomene aittir. Bu nedenle bir sosyal medya fenomeni, gelir elde etmeye başladığında vergi dairesine başvurarak şahıs işletmesi olarak mükellefiyet tesis ettirmelidir. Bu işlem halk arasında “şahıs şirketi kurmak” olarak da ifade edilir ve vergi mükellefiyeti başlatmayı, defter tutma ve fatura düzenleme yükümlülüklerini kabul etmeyi içerir. Mükellefiyet tesis edilmediğinde de elde edilen gelir vergiye tabidir; ancak bu durumda fenomen vergi idaresi nezdinde “kayıt dışı” kalmış olacağından, ileride tespit edilirse geriye dönük vergi tarhiyatı ve cezalarla karşılaşabilir. Ajans ile çalışmak, vergi mükellefi olmama seçeneği sunmaz; aksine ajanslar çoğu zaman fenomenin vergi kayıtlarının olmasını talep eder. Çünkü fatura vb. belgeler düzenlenmesini tercih ederler. Sonuç olarak, gelir elde eden her fenomenin yasal olarak bir vergi kimlik numarası edinip ticari kazanç mükellefi sıfatıyla kayıt yaptırması şarttır.

3. Soru: Ajans benim adıma stopaj kesintisi yapıyor. Bu kesinti tüm vergi yükümü karşılar mı, ayrıca gelir vergisi ödemem gerekir mi?

Cevap: Hayır, ajansların yaptığı %15’lik stopaj kesintisi, nihai gelir vergisi yerine geçmez. Bu kesinti GVK’nın 94. maddesi gereği yapılan bir peşin vergi niteliğindedir ve sizin adınıza vergi dairesine yatırılır. Yıl sonunda, fenomen olarak siz yine yıllık beyanname verecek ve tüm yılın kazancına göre gelir verginizi hesaplayacaksınız?. Beyanname üzerinde, yıl içinde kesilen stopajları beyan edip hesaplanan vergiden mahsup edersiniz. Eğer yıl sonu hesaplanan verginiz, stopaj tutarını aşarsa kalan kısmı ödersiniz. Örneğin, yıl boyunca ajanslar toplam 50.000 TL stopaj kesti fakat beyannameye göre yıllık gelir vergisi tutarınız 80.000 TL çıktıysa, aradaki 30.000 TL’yi sizin ödemeniz gerekir. Tersi durumda, eğer stopaj toplamı hesaplanan vergiden yüksek ise (örneğin geliriniz beklenenden düşük çıktıysa) aradaki farkı iade alabilirsiniz?. Kısacası, stopaj kesintisi bir ön ödemedir; ticari kazanç sahibi olarak yıllık beyannamenizi vermeniz ve gerçek vergi borcunuzu hesaplayıp beyan etmeniz yasal zorunluluktur.

4. Soru: Elde ettiğim gelirler için herhangi bir istisna veya vergi muafiyeti var mı?

Cevap: 2022 yılından itibaren yürürlüğe giren bir düzenleme ile sosyal içerik üreticileri ve mobil uygulama geliştiriciler belirli şartlarda gelir vergisi istisnasından yararlanabilmektedir?. Bu istisna, yalnızca içeriklerin internet ve benzeri ortamlar üzerinden paylaşılması ve gelirlerin bir banka hesabı aracılığıyla tahsil edilmesi şartına bağlanmıştır. Ayrıca yıllık hasılatın belli bir tutarı aşmaması gerekmektedir (2025 yılı için 4.300.000 TL). Bu şartlar sağlanır ve vergi dairesinden gerekli istisna belgesi alınırsa, elde edilen gelirler gelir vergisinden müstesna olur; banka brüt hasılat üzerinden %15 stopaj keser ve bu kesinti nihai vergileme sayılır?. Bu durumda ayrıca beyanname verilmez ve başka gelir yoksa fenomene vergi çıkmaz. Ancak istisna kapsamına girmeyen durumlarda –örneğin gelirlerin istisna kapsamı dışında faaliyetlerden elde edilmesi, yıllık tutarın sınırı aşması gibi– genel vergi rejimi geçerli olacaktır. Özetle, birçok fenomen için genel kural vergileme iken, sınırlı bir grup belirli koşullarla istisnadan yararlanabilir. Her halükarda, istisna uygulamasının kapsamına giren bir durumda olup olmadığınızı tespit etmek ve gerekiyorsa istisna belgesi almak için bir mali müşavire danışmanız önerilir.

5. Soru: İçerik üretimi geliri elde etmek için şirket kurmak (örnek limitet şirket) avantajlı mıdır?

Cevap: Fenomenler faaliyetlerini isterlerse bir sermaye şirketi çatısı altında da yürütebilirler. Örneğin birçok yüksek gelirli fenomen, bir limitet şirket kurarak tüm anlaşmaları şirketi üzerinden yapmayı tercih etmektedir. Bu durumda elde edilen gelirler artık gerçek kişinin ticari kazancı değil, şirketin kurumsal kazancı sayılır ve Kurumlar Vergisi Kanunu hükümlerine tabi olur. 2025 yılı itibarıyla kurumlar vergisi oranı %25’dir; şirket kazancı üzerinden bu oranla vergi ödenir. Ancak şirketin uhdesinde kalan parayı fenomene aktarmak için ya ücret ödemesi ya da kâr payı dağıtımı yapmak gerekir. Ücret ödenirse, fenomen bordrolu çalışan olarak ücret geliri elde etmiş olur ve gelir vergisi tarifesi üzerinden vergilendirilir (ayrıca SGK primleri uygulanır). Kâr payı dağıtımında ise şirketin ödediği kurumlar vergisine ek olarak, dağıtılan tutar üzerinden %15 stopaj yapılır ve belirli bir tutarı aşarsa fenomenin ayrıca beyanname vermesi gerekebilir?. Görüldüğü gibi şirket kurmak vergisel yükü azaltmaktan ziyade farklı aşamalara bölüştürmektedir. Gelir düzeyi çok yüksek olup ticari riskleri ayrı bir tüzel kişilikle sınırlamak isteyen fenomenler için şirket kurmak düşünülebilir; ancak başlangıç veya orta ölçekteki fenomenler için şahıs işletmesi daha basit ve maliyetsiz bir yapı sunar. Vergisel açıdan ödenecek toplam vergi tutarında bazen şirket kurmanın avantajı olmayabilir, hatta çift katmanlı vergileme nedeniyle dezavantajlı olabilir. Bu karar, gelirin istikrarı, büyüklüğü ve işletme giderleri dikkate alınarak mali müşavirle birlikte değerlendirilmelidir.

6. Soru: İstisna Belgesinin Mükelleflere Sağladığı Yararlar nelerdir?

Cevap: İstisna belgesine sahip mükellefler, vergi mevzuatında belirli muafiyetlerle bazı kolaylıklara sahiptirler. Bu kolaylıklarla, vergi ödevlerinin önemli ölçüde azalmasıyla mükelleflerin vergi süreçlerinde daha az prosedür ile karşılaşmaları sağlanır. İstisna belgesine sahip mükellefler, özellikle Gelir Vergisi ve KDV gibi temel vergilerden istisna hakkına sahip olmalarının yanı sıra, stopaj yükümlülüğüne tabi tutulmadıkları gibi defter tutma, belge düzenleme ve beyanname verme gibi yükümlülüklerden de muaf tutulmaktadır.

Bu istisna ve muafiyetler, mükelleflerin zaman ve kaynak tasarrufu sağlamalarına olanak tanırken, mali müşavir desteği ve şirket kurma gibi ek yükümlülüklerden de kaçınmalarını mümkün kılar. Sonuç olarak, istisna belgesine sahip mükellefler, daha az vergi yükümlülükleri ile karşı karşıya kaldıklarından daha düşük maliyetli bir süreç geçirirler. Aşağıda, istisna belgesine sahip mükellefler ile istisna belgesi olmayan mükelleflerin vergi yükümlülüklerini gösteren tabloda, istisna belgesinin sağlayacağı avantajlar somut bir şekilde ortaya konulmuştur.

7. Soru: Kazancım çok düşük (veya bir defaya mahsus) ise yine de beyanname vermem gerekir mi?

Cevap: Ticari kazanç mükellefiyeti tesis etmiş olan herkes, kazanç elde etmese dahi yıllık beyanname vermek zorundadır?. GVK’nın 85. maddesi bu konuda açıktır: Tacirler zarar etseler veya gelir elde etmeseler bile beyanname verirler?. Dolayısıyla bir yıl içinde kazancınız çok düşük olsa da (hatta hiç olmasa da) “boş” da olsa beyanname vermeniz gerekir. Sadece istisna kapsamına giren ve bankadan %15 stopajla vergilendirilip beyan dışı bırakılan gelirler varsa, o gelirleri ayrıca beyan etmezsiniz. Bir defaya mahsus ve süreklilik arz etmeyen tek seferlik bir işbirliğinden gelir elde ettiyseniz, durum arızi kazanç hükümlerine girebilir (GVK m. 82). Arızi kazançlar için 2025 yılı itibarıyla 280.000 TL’lik istisna mevcuttur; kazanç bu tutarı aşmıyorsa vergi doğmaz, aşarsa sadece aşan kısım için beyanname gerekir. Ancak sosyal medya fenomenliği genelde arızi bir faaliyet olarak kabul edilmez; düzenli içerik üretimi ve farklı markalarla devam eden işbirlikleri söz konusu olduğunda, artık faaliyet süreklidir ve arızi kazanç istisnası uygulanmaz?. Bu nedenle “kazancım az” diyerek beyanname vermekten imtina etmek, kanuna aykırı olur. Matrahınız düşük olduğu takdirde, ödeyeceğiniz vergi tutarı da buna bağlı olarak düşük olacaktır. Ayrıca, zarar beyan ettiğiniz yıllarda düzenleyeceğiniz beyanname sayesinde, söz konusu zararı izleyen yıldaki kârınızdan mahsup edebilme olanağına sahip olursunuz.

8. Soru: Fatura ve Katma Değer Vergisi yükümlülüğüm var mı?

Cevap: Evet, bir ticari işletme olarak vergi mükellefi olduğunuzda Vergi Usul Kanunu gereği yaptığınız satış veya hizmetler için fatura düzenlemek mecburiyetiniz vardır. Sosyal medya fenomenleri, verdikleri reklam ve tanıtım hizmeti karşılığında genellikle ajansa veya doğrudan reklam veren firmaya fatura kesmelidir. Fatura üzerinde %20 oranında KDV uygulanır (reklam hizmetleri genel orana tabidir). Aylık KDV beyannamesi vererek tahsil ettiğiniz KDV’den ödediğiniz KDV’yi mahsup edip farkı vergi dairesine ödersiniz.

Şunu da belirtelim: Sosyal medya platformları üzerinden elde edilen bazı gelirler (örneğin, YouTube videolarının yurt dışına isabet eden izlenmelerinden elde edilen reklam gelirleri), KDV’nin konusuna girmeyebilir veya alıcı tarafından KDV’si ödenebilir. Bu teknik detaylar, faaliyetinizin niteliğine göre değişeceğinden, KDV yükümlülüklerinizi bir mali müşavir yardımıyla tespit etmeniz önerilir. Genel kural olarak, Türkiye’de mal veya hizmet satan her tacir gibi fenomenlerin de KDV mükellefiyeti bulunmaktadır.

9. Soru: Vergisel yükümlülüklere uymazsam ne gibi yaptırımlarla karşılaşırım?

Cevap: Vergi mevzuatına aykırılık durumunda Vergi Usul Kanunu çerçevesinde çeşitli cezai yaptırımlar öngörülmüştür. Örneğin, vergi mükellefiyeti tesis ettirmeden gelir elde eden bir fenomen tespit edilirse, geçmişe dönük (2025 yılında tespit edilen kazançlar açısından 2020 yılından başlamak üzere) olarak elde ettiği kazançlar re’sen takdir edilip tarhiyat yapılır ve bu tutarlar üzerinden vergi ziyaı cezası kesilir. Vergi ziyaı cezası, ödenmeyen verginin bir katı (hiç mükellefiyet yoksa 1,5 kat) tutarına kadar çıkabilen ağır bir para cezasıdır. Ayrıca gecikilen her ay için gecikme faizi işletilir. Beyannamenin zamanında verilmemesi de ceza sebebidir; her beyanname için usulsüzlük cezası kesilebilir ve verginin geç ödenmesi halinde yine vergi ziyaı cezası uygulanır. Eğer fenomene yapılan ödemeler bankalar veya ajanslar üzerinden geçtiyse, vergi idaresi bu kayıtları inceleyerek mükellefiyet tesis etmemiş kişilere kolaylıkla ulaşabilmektedir. Dolayısıyla “nasıl olsa fark edilmem” düşüncesi büyük bir yanılgıdır. Öte yandan, kasıtlı olarak defter ve belgeleri tahrif etmek, sahte fatura düzenlemek gibi kaçakçılık fiilleri daha da ağır yaptırımlar getirir; VUK 359. maddesi uyarınca bu gibi durumlar hapis cezasına kadar varan cezalara tabidir. Sosyal güvenlik yönünden de Bağ-Kur primlerini ödemezseniz SGK tarafından gecikme zamlı prim borcu tahakkuk ettirilir ve sağlık hizmetlerinden yararlanmanız engellenebilir. Prim borçları uzun vadede yapılandırılsa bile anaparaya eklenen yüksek faizler ciddi bir yük yaratır. Sonuç olarak, vergisel yükümlülüklere uymamanın maddi açıdan katlanılması güç sonuçları vardır. Fenomenlerin, kazançlarının hızla görünür hale geldiği bu dijital çağda, mevzuata uygun davranarak hem kanuni sorumluluklarını yerine getirmeleri hem de ileride karşılaşabilecekleri cezai riskleri bertaraf etmeleri en doğru yaklaşım olacaktır.

10. Soru: Ajans ile çalışıyorum ve vergi mükellefi olacağımı bilmiyordum; şimdi gidip beyanlarımı bildirirsem ne gibi yaptırımlarla karşı karşıya kalırım?

Cevap: Sosyal medya fenomeni olarak ajanslar aracılığıyla reklam veya sponsorluk gelirleri elde eden gerçek kişilerin, kural olarak “ticari kazanç” mükellefi sayılmaları gerekir. Bazı istisnai durumlarda —özellikle sosyal içerik üreticiliği istisnası (GVK Mükerrer 20/B) koşulları sağlandığında— gelir vergisinden muafiyet mümkündür. Bu bakımdan, “istisna belgesi” sahibi olup olmamak ve “yıllık gelir tutarının yasal sınırı” aşılıp aşılmaması, geriye dönük vergi ve ceza riskinin doğup doğmayacağında kritik role sahiptir. Aşağıda, iki temel senaryo üzerinden olası vergisel sonuçlar incelenmiştir.

A) Ajansla Çalışıyorum ve İstisna Belgem Var

GVK Mükerrer 20/B hükmü kapsamında, sosyal içerik üreticiliği veya mobil uygulama geliştirme gibi faaliyetlerden gelir elde eden ve istisna belgesi alan mükelleflerin, ilgili kazançlarını Türkiye'de kurulu bir banka hesabı üzerinden tahsil etmeleri ve yıllık belirlenen kazanç sınırını aşmamaları halinde, gelir vergisi istisnasından yararlanmaları mümkündür. Ancak kazançların ilgili yıl için belirlenen sınırı aşması durumunda, 318 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği’nin 6/3 maddesine göre geriye dönük defter tasdiki, defter-beyan sistemine kayıt yaptırma ve belge düzenleme yükümlülüğü doğmayacaktır. Bu durumda söz konusu yıl içinde elde edilen tüm kazançlar, yalnızca sınırın aşıldığı tarihten itibaren değil, yılın başından itibaren genel hükümler çerçevesinde vergilendirilecektir.

Öte yandan, Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliği’nde yer alan özel düzenlemeye göre, gelir vergisi açısından kazancın genel hükümlere tabi olması, söz konusu kazanca ilişkin teslim ve hizmetlerin KDV istisnasından yararlanmasına engel teşkil etmemektedir. Buna göre, gelir vergisi açısından belirlenen kazanç sınırı aşılmış olsa dahi, KDV istisnası uygulaması devam edecektir. Ayrıca, gelir vergisi bakımından istisna şartlarını sağlamadığı belirlenen mükellefler, yalnızca şartları taşımadıkları dönemler için istisnadan faydalanamayacak olup şartları yeniden sağladıkları dönemlerde ise tekrar istisnadan yararlanmaya devam edeceklerdir. Örneğin 2024 yılında şartları ihlal etmiş olsanız bile 2025 yılında şartlar yeniden sağlamış olursanız istisnadan 2025 yılında faydalanabilirsiniz.

B) Ajansla Çalışıyorum Ancak İstisna Belgem Yok

İstisna belgesi bulunmayan bir sosyal medya fenomeninin, ajanslarca ödenen reklam, sponsorluk veya tanıtım bedellerini ticari kazanç olarak beyan etmesi zorunludur. Bu yükümlülüğünü hiç veya süresinde yerine getirmeyen mükellefler bakımından iki ihtimal söz konusudur:

1. Pişmanlıkla Beyan

VUK 371. maddesi uyarınca, henüz idare tarafından bir inceleme veya tespit yapılmadan önce geçmiş dönemlere ait beyannamelerin “pişmanlık” hükümleri çerçevesinde verilmesi mümkündür. Bu uygulamanın avantajları şöyledir:

Pişmanlık müessesesi gereği, gecikmiş beyan için vergi ziyaı cezası kesilmeyip bunun yerine pişmanlık zammı uygulanır. Zamanaşımı süresi içinde (5 yıl) beyan edilmemiş gelirler, pişmanlıkla beyan edilerek kayda alınabilir. Pişmanlık beyanı ile resen veya ikmalen tarhiyat önlenebilir; dolayısıyla daha ağır idari yaptırımlarla karşılaşma olasılığı azaltılır.

Bu şekilde vergi aslı ve pişmanlık zammını ödeyen mükellef, geriye dönük beyan eksikliğini asgari cezayla gidermiş olur.

2. Vergi İncelemesine İstinaden Tespit

İstisna belgesi bulunmayan bir sosyal medya fenomeninin, 2025 yılında “affiliate marketing” kapsamında bir ajans aracılığıyla 500.000 TL tutarında reklam anlaşması yaptığı varsayılmıştır. Ajans, bu faaliyetle ilgili 100.000 TL tutarındaki masrafı (komisyon vb.) düştükten sonra kalan 400.000 TL üzerinden, 476 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararı uyarınca %15 oranında (60.000 TL) stopaj uygulamış ve fenomenin banka hesabına net 340.000 TL ödeme gerçekleştirmiştir. Vergi Denetim Kurulu (VDK) tarafından tespit edilen bu işlem, detaylı inceleme yapılmak üzere Vergi Müfettişine sevk edilmiştir. Vergi Müfettişi, yaptığı inceleme neticesinde ayrıca 40.000 TL tutarında gider takdir etmiş ve böylelikle fenomenin net kazancını 300.000 TL olarak belirlemiştir.

2.1. Gelir ve Gelir Geçici Vergi

Fenomenin elde ettiği gelir, artan oranlı tarifeye tabi olan “ticari kazanç” niteliğinde olup ve inceleme sonucunda gelir vergisi olarak 52.100 TL olarak hesaplanmıştır. Fenomenin daha önce mükellefiyet tesis ettirmemiş olması sebebiyle, VUK 344. maddesi uyarınca 1,5 kat oranında vergi ziyaı cezası (78.150 TL) kesilecektir. Ayrıca ilgili dönemde geçici vergi yükümlülüğünün ihlali de olduğundan, bu nedenle geçici vergi aslı aranmamakla birlikte yine 1,5 kat oranında (11.722,50 TL) vergi ziyaı cezası uygulanacaktır.

2.2. Katma Değer Vergisi

Yapılan incelemede, reklam hizmetlerinin %20 oranında KDV’ye tabi olduğu dikkate alınarak 68.000 TL tutarında KDV aslı hesaplanmış, mükellefiyet tesis ettirilmemiş olması sebebiyle ayrıca 1,5 kat oranında (102.000 TL) vergi ziyaı cezası uygulanacaktır.

2.3. Özel Usulsüzlük Cezası

Fatura düzenlenmediği tespit edildiğinden, VUK 353. madde uyarınca KDV dâhil toplam bedelin %10’u tutarında (40.800 TL) özel usulsüzlük cezası kesilmiştir.

2.4. Toplam Vergi ve Ceza Yükü

Yapılan inceleme sonucunda tespit edilen vergi aslı toplamı 120.100 TL (Gelir Vergisi ve KDV toplamı), kesilecek toplam ceza ise 232.672,50 TL (Gelir vergisi, geçici vergi ve KDV’ye ilişkin vergi ziyaı cezaları ile özel usulsüzlük cezası) olarak hesaplanmıştır.

Bu örnek, sosyal medya platformları üzerinden ticari faaliyette bulunmakla birlikte mükellefiyet tesis ettirmeyen kişilerin, VUK ve Gelir Vergisi Kanunu hükümleri doğrultusunda karşılaşabilecekleri ağır yaptırımları açıkça ortaya koymaktadır. Bu kapsamda, ajans aracılığıyla gelir elde eden fenomenlerin faaliyetlerine uygun şekilde mükellefiyet tesis ettirmeleri, gerekiyorsa VUK’un 371. maddesinde düzenlenen pişmanlık hükümlerinden yararlanarak beyanda bulunmaları veya GVK Mükerrer 20/B kapsamında belirtilen istisna şartlarını sağlamaları, ileride oluşabilecek yüksek tutarlı vergi ve cezai yaptırımların riskini önemli ölçüde azaltacaktır.

Sonuç ve Değerlendirme

Dijital ekonominin hızla gelişen ve dikkat çeken aktörlerinden biri olan sosyal medya fenomenleri, ajanslar aracılığıyla elde ettikleri gelirler nedeniyle vergi hukuku açısından ticari kazanç mükellefi olarak kabul edilmektedir. Bu nedenle fenomenler, ajanslarla gerçekleştirdikleri iş birlikleri sonucunda kazanç elde ettikleri ilk andan itibaren vergi mükellefiyetlerini tesis ettirmek ve kazançlarını yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan etmek zorundadırlar. Ajansların yaptığı stopaj kesintileri, vergisel sorumlulukları ortadan kaldırmamakta, aksine yıllık gelir vergisi beyannamesinde hesaplanacak vergiden mahsup edilecek avans niteliği taşımaktadır.

GVK Mükerrer 20/B kapsamında sağlanan sosyal içerik üreticiliği istisnası, belirli şartları taşıyan fenomenlere önemli avantajlar sunmaktadır. İstisna kapsamında, yıllık belirlenen kazanç sınırını aşmayan ve gerekli şartları yerine getiren fenomenler için banka tarafından yapılan %15 oranındaki stopaj, nihai vergilendirme olup beyanname verme yükümlülüğünü ortadan kaldırmaktadır. Ancak bu sınırın aşılması veya şartların ihlali halinde, ilgili yılın tamamındaki kazançlar genel hükümlere göre vergilendirilmekte; bu durum da fenomenleri ağır vergi ve cezai sonuçlarla karşı karşıya bırakabilmektedir.

Mükellefiyet tesis etmeden veya vergi yükümlülüklerini zamanında yerine getirmeden faaliyetlerini sürdüren fenomenler, Vergi Müfettişi tarafından yapılan incelemeler sonucu ciddi yaptırımlara maruz kalabilmektedirler. Bu durum, geriye dönük ağır vergi ziyaı cezaları, özel usulsüzlük cezaları ve gecikme faizlerini içermekte olup maddi açıdan büyük külfet yaratmaktadır. Buna karşılık, fenomenlerin vergi idaresince herhangi bir inceleme veya tespit yapılmadan önce VUK’un 371. maddesinde öngörülen pişmanlık hükümlerinden yararlanarak geçmiş dönem beyannamelerini vermeleri, bu cezaların büyük ölçüde önlenmesini sağlamaktadır. Bu noktada fenomenlerin, vergiye uyum konusunda bilinçli ve proaktif olmalarının kritik öneme sahip olduğu açıktır.

Ayrıca sosyal medya fenomenlerinin vergi mükellefi statüsünde olmaları, aynı zamanda Bağ-Kur (4/b) zorunlu sigortalılık yükümlülüğünü doğurmakta; bu primlerin düzenli ödenmesi hem sosyal güvenlik açısından avantaj sağlamakta hem de gelir vergisi matrahından indirim imkânı sunmaktadır. Buna karşın, primlerin ödenmemesi halinde prim borçları ve gecikme zamlarıyla birlikte sağlık hizmetlerinden yararlanamama gibi olumsuz durumlarla karşılaşılmaktadır.

Sonuç itibarıyla, sosyal medya fenomenlerinin ticari faaliyetlerinden kaynaklanan vergisel yükümlülükleri, sadece hukuki bir zorunluluk değil, aynı zamanda dijital ekonomide sürdürülebilir bir iş modeli oluşturmanın temel şartlarından biridir. Ajanslarla çalışan fenomenlerin, profesyonel destek alarak, vergisel yükümlülükleri konusunda bilgili hareket etmeleri, istisna imkânlarını doğru değerlendirmeleri ve faaliyetlerini yasal mevzuata uygun biçimde yürütmeleri, uzun vadede yüksek ceza risklerini bertaraf edecek ve faaliyetlerinin sürekliliği açısından güvenli ve avantajlı bir konum sağlayacaktır. Bu bilinçle hareket eden fenomenler, vergisel uyum sayesinde sadece hukuki güvenceden yararlanmakla kalmayacak, sektör içerisinde de saygın ve sürdürülebilir bir varlık elde etmiş olacaklardır.

KAYNAKÇA:

193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu,

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu,

213 sayılı Vergi Usul Kanunu

318 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği.

Bilen, A. (Ocak 2025). Dijital Ekonominin Vergilendirilmesi: Sosyal Medya Gelirleri Üzerine Kavramsal ve Uygulamalı Bir Analiz, Vergi Raporu, 304, (21-37).

Bilen, A. (Mart 2025). Sosyal Medya Fenomenlerinin Gelir Vergisi Matrahı ve Beyan Sürecine Yönelik Derinlemesine Bir Analiz, Vergi Müfettişleri Derneği Yayınları.

Anıl Bilen (13 Mart 2025). “Sosyal İçerik Üreticiliği Vergi İstisnası: Şirket Sahiplerinin Durumu, Giderlerin Belgelendirilmesi, Hediye Ürünler ve Diğer Özellikli Uygulamalar Hakkında 5 Kritik Soru” MuhasebeTR.  https://www.muhasebetr.com/yazarlarimiz/anilbilen/001/

24.03.2025

Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.

>> YILIN KAMPANYASI: Muhasebecilere Özel Web Sitesi 1.249 TL + KDV  Ayrıntılar için tıklayın.

GÜNDEM