Başbakan geçtiğimiz hafta yeni ekonomi eylem planını açıkladı. Söz konusu eylem planının temeli ni oluşturan beş unsur aşağıdaki gibi sıralanıyor.
1) Siyasal istikrarın sürdürülmesi ve buna bağlı olarak ekonomik öngörülebilirliğin sürdürülmesi.
2) İnsan odaklı kalkınma ve insan kaynağının geliştirilmesi.
3) Üretim teknolojisindeki değişime intibak ve öncülükedilmesi. (Ar-Ge ve inovasyon)
4) Ekonomide bütüncül bir anlayışın geliştirilmesi.
5) Ekonominin dünya ekonomisiyle tam entegrasyonunun sağlanması.
Bunlar zaten günümüz dünyasında bir ekonomide olmazsa olmaz temel kurallar aslında. Söz konusu temeller bütününde 9 maddelik eylem planını incelediğimizde ise aşağıdaki ana başlıklara ulaşıyoruz:
1) İthalata Olan Bağımlılığın Azaltılması Programı
2) Öncelikli Teknoloji Alanlarında Ticarileştirme Programı
3) Kamu Alımları Yoluyla Teknoloji Geliştirme ve YerliÜretim
4) Yerli Kaynaklara Dayalı Enerji Üretim Programı
5) Enerji Verimliliğinin Geliştirilmesi Programı
6) Tarımda Su Kullanımının Etkinleştirilmesi Programı
7) Sağlık Endüstrilerinde Yapısal Dönüşüm Programı
8) Sağlık Turizminin Geliştirilmesi Programı
9) Taşımacılıktan Lojistiğe Dönüşüm programı
Genel olarak eylem planı olarak bahsedilen programın ana başlıkları bunlar. Görüldüğü üzere farklı ve yeni bir şey yok. İthalata olan bağımlılığın azaltılmasından söz ediyor bunun için üretimin ve üreticinin desteklenmesi şart. Özel sektör, yatırımlarını ancak kar edebileceği mantığı ile gerçekleştirir.
Eğer kar elde edemeyeceği bir alan var ise bu alanda yatırıma girmez. Bunun için üretilen malın yurtdışındaki mukayeseli fiyat üstünlüğüne de dikkat eder. Siz daha ucuzuna ulaşabiliyorsanız elbette üretmenin maliyetine katlanmazsınız.
Bunun için maliyet avantajları ve özellikle vergi, sosyal güvenlik kesintilerinde sektörel avantajlar sağlamak gerekir ki eylem planı açıklanması sırasında bütçe disiplininden de bahsedilmiş olması bu seçeneği çok da mümkün kılmıyor. Yatırımcıların maliyet avantajı için teknolojik gelişme ve Ar-Ge çalışmalarından başka seçenekleri de kalmıyor. Bu da üretimin desteklenmesi için kısa vadede çokta çözümcül görünmüyor.
Zaten planın diğer maddelerinde bu teknolojik yapılanmaya ilişkin ipuçları da mevcut. Yani açıkçası devlet özel sektöre her zamanki gibi benden fazla bir şey bekleme ama ben senden bunları istiyorum diyor. Ancak teknoloji öyle sabahtan akşama değişecek bir unsur değil. Uzun vadede evet değişebilir ama kısa vadede bir sonuç beklenmesi hele hele devlet teşvikleri olmadan bir sonuç beklenmesi fazla umut tacirliği olur.
Bu aşamada mevcut hükümetin öncelikle yatırım teşvik müessesinin bugüne kadar bunları neden başaramadığı üzerinde ciddi bir analiz yapması gerekiyor. Söz konusu teşvik sistemindeki aksakallıkları ve teknolojiye veya ar-geye bugüne kadar neden özel sektörün yönelemediğini açıklaması ve öz eleştiri yapması gerekiyor.
Elinizde bir teşvik paketi var ve bu yeterli sonuç vermiyorsa ıslah etmek gerektiği de ortadadır. Çok basit bir örnek olsun diye söylüyorum teşvik paketi çıkarılırken termal turizm gibi sağlık turizmine yönelik yatırımlar için herhangi farklı bir destek öngörülmemiş ancak daha sonra yapılan bir düzenleme ile bu sektör için teşvik miktarları arttırılmıştır. Yani bugün eylem planın da var olan sağlık turizmi bile teşvik edilecek sektörler arasına anca daha yeni girmiştir.
Halbuki teşvik sistemi tasarlandığında hiç bahsedilmiyordu. Hedef olarak Başbakan; bu plan sayesinde 2018 sonuna kadar yani 4 yıl içinde, GSYHyi 1,3 trilyon dolara, cari açığı yüzde 5,2ye çekmek, işsizlik oranını da yüzde 7 civarına indirmeyi gösteriyor. Satırbaşlarını dikkatle incelediğimizde yeni kelimesinin çok da umut vermediğini açıkça söylememiz gerekiyor.
Nedeni hem reform diye sunulanların bu köşelerde yazan yüzlerce ekonomist tarafından defalarca üzerine basa basa söylenmiş olması hem de gerçekten farklı bir açıdan olayın değerlendirilememiş olmasından kaynaklanıyor. Kısacası üreticinin işi her zamankinden daha zor ve üretici devletten sadece düzenleyici ve denetleyici olmasını bekliyor.
Kendisi devlete ait bütün yükümlülüklerini yerine getirirken yanı başındaki aynı işi yapan kişi bu yükümlülüklerini yerine getirmiyorsa, kaybettiği bu maliyet avantajını istiyor özel sektör. Bunları yaptığınız sürece zaten son yıllarda özel sektör eliyle yapılan yatırımlar hız kazanarak devam edecektir.
12.11.2014
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.