Bilindiği üzere gerçek kişilerin kazançları gelir vergisi olarak vergilendirilmektedir. Gelir vergisi ile ilgili düzenlemeler ise Gelir Vergisi Kanununda yapılmıştır. Söz konusu kanunda gelirin tanımı, hangi kazanç ve gelirlerin bu tanıma girdiği, gelir unsurları ve gelirden istisna edilmiş veya vergiden muaf tutulmuş faaliyetler açıkça yer almaktadır.
Gelir Vergisi Kanununun “Vergiden Muaf Esnaf” başlıklı 9. maddesine 6322 sayılı Kanunla eklenen (8) numaralı bent hükmü ile; geleneksel ve kaybolmaya yüz tutmuş bazı meslek kollarında faaliyet gösterenler için bir muafiyet hükmü getirilmiştir.
Söz konusu muafiyet, geleneksel bazı meslek kollarında çalışan esnaf için vergiden muaf faaliyetlerini devam ettirebilmeleri ve bu mesleklerin teşvik edilmesi anlamında önemlidir.
Muafiyet 15.06.2012 den itibaren yürürlüktedir.
Söz konusu madde hükmü ise aynen aşağıdaki gibidir:
“El dokuma işleri, bakır işlemeciliği, çini ve çömlek yapımı, sedef kakma ve ahşap oyma işleri, kaşıkçılık, bastonculuk, semercilik, yazmacılık, yorgancılık, keçecilik, lüle ve oltu taşı işçiliği, çarıkçılık, yemenicilik, oyacılık ve bunlar gibi geleneksel, kültürel, sanatsal değeri olan ve kaybolmaya yüz tutan meslek kollarında faaliyette bulunanlar esnaf muaflığından yararlanacaklardır.”
Konu ile ilgili olarak yayımlanan 283 Seri Nolu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde ise anılan meslek kollarında faaliyette bulunanların söz konusu muafiyetten yararlanabilmeleri için Gelir Vergisi Kanununun 47nci maddesinde yazılı basit usule tabi olmanın genel şartlarını topluca taşımaları ve münhasıran kendi ürettikleri ürünleri satmak suretiyle faaliyette bulunmaları gerekmektedir.
Ayrıca; söz konusu meslek kollarında; devamlı veya arızi olarak, işyeri açılarak, motorlu araç kullanılarak, yardımcı işçi veya çırak çalıştırılarak faaliyette bulunulması muafiyetten yararlanmaya engel teşkil etmeyecektir.
Tebliğ ile sınırları iyiden iyiye belirlenen söz konusu muafiyet, uygulama noktasında bazı sıkıntılara yol açmaktadır.
Yasa hükmü bazı meslek kollarını sayıp bunun gibi diğer meslek kollarının da bu muafiyete girmesi gerektiğini ifade ederken, vergi idaresi vermiş olduğu muktezalarda açıkça madde de sayılmayan meslek gruplarının muafiyet kapsamında olmadığı görüşünde.
Bunun en son örneği ise Karagöz ve Hacivat gösterilerinin bu kapsamda vergiden muaf olup olmadığı konusunda vergi dairesinden istenmiş görüştür.
Söz konusu soruya verilen cevapta; (08.09.2014 tarih ve 96620903-120[9-65/14-1]-90 sayılı Gelir İdaresi Başkanlığı Muğla Vergi Dairesi Başkanlığı özelgesi) “Karagöz Perde Oyunu geleneksel, kültürel, sanatsal değeri olan ve kaybolmaya yüz tutan meslek kolları arasında sayılmadığından esnaf muaflığından yararlanmanız mümkün bulunmamaktadır” ifadesi yer almaktadır.
Halbuki TC Kültür ve Turizm Bakanlığı Araştırma ve Eğitim Genel Müdürlüğünün resmi sitesinde “gölge oyunu” “Hammaddesi Hayvansal Deri vb. Olan Geleneksel El Sanatları” başlığı altında geleneksel el sanatı olarak sayılıyor. (http://aregem.kulturturizm.gov.tr/TR,12750/geleneksel-el-sanatlari.html)
Bunun gibi yine oltu ve lüle taşı işçiliği faaliyetinin bu kapsama girmediği yönünde (Gelir İdaresi Başkanlığı Ankara Vergi Dairesi Başkanlığının 31.10.2013 tarih 38418978-120[9-13/9]-1152 sayılı özelgesi) idarenin görüşü mevcut. Yine TC Kültür ve Turizm Bakanlığı Araştırma ve Eğitim Genel Müdürlüğünün resmi sitesinde “oltu ve lüle taşı işçiliği” “Hammaddesi Taş Olan Geleneksel El Sanatları” başlığı altında geleneksel el sanatı olarak sayılıyor.
Her iki görüşte Maliye Bakanlığı yasada açıkça söz konusu meslek gruplarının sayılmamış olmasını gerekçe gösteriyor. Ancak yasa dikkatli okunduğunda sadece sayılanların değil benzeri faaliyetlerin de muafiyet kapsamında değerlendirilebileceğine açıkça görülüyor. Bence burada idarenin yapmış olduğu uygulama son derece hatalı.
Yasa benzeri veya bunun gibi ifadelerini kullanıyorsa bu genişletici bir hükümdür. Ve diğer benzeri, meslek kolalarını buna göre yorumlamak gerekir. Ya yasada değişiklik yapıp “bunun gibi” ifadesini kaldıracaksınız ya da benzeri kastının ne olduğunu ülkenin bu işle ilgilenen asıl kurumunun görüşüne göre belirleyeceksiniz.
Doğru olan TC Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından “geleneksel, kültürel, sanatsal değeri olan ve kaybolmaya yüz tutan meslek” ifadesinin tanımı yapılması veya yapılmış tanımlar varsa bunların dikkate alınması,
Maliye Bakanlığının da bu tanımları referans almasıdır. Aksi halde verilen bu ve benzeri görüşlerle, ülkenin geleneksel sanatlarının ne olduğuna karar veren mercii Maliye Bakanlığıdır algısı oluşuyor ki bu son derece yanlıştır.
04.11.2014
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> YIL SONU KAMPANYASI: Muhasebecilere Özel Web Sitesi 1.249 TL yerine 999 TL + KDV
Ayrıntılar için tıklayın.
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.