TÜİK Temmuz 2104 enflasyon rakamlarını açıkladı.
TÜFE 2013 yılının Temmuz ayına göre % 9,32 arttı. ÜFE yani üretici fiyatları endeksindeki artış ise % 9,46 oldu. Bunun anlamı TÜFE de gelecek dönemlerde de gerilemenin çok zor olacağı yönünde.
Yani fiyatlar genel seviyesi sürekli artıyor.
Ancak artan fiyatlar sabit gelirlilerin ücretlerinin reel olarak azalmasına neden oluyor.
Bu durumda bireylerin hayali bilançolarında aktif değerleri reel olarak azalırken pasif tarafında bulunan borçların anlamı daha da önem kazanıyor.
Biz burada bireyler yönünden bir değerlendirme yapmaya çalışacağız. Belki diğer yazılarımızda şirket veya müteşebbis odaklı da değerlendirmeler yapabiliriz.
Bireylerin bilançolarındaki pasifler borçlarını ifade etmektedir. Genellikle daha önceden yapılmış ve gelecek dönemdeki fiyat etkileri dikkate alınmadan imzalanmış kredi sözleşmeleri, vadeli alışverişlerinden kaynaklanan taksit borçları veya diğer şahıslara veya kurumlara olan borçlarından oluşmaktadır.
Kişilerin bu borç stokları genellikle fiyat etkilerinden bağımsız ve belirli periyotlar halinde ödenmesi taahhüt edilen nakitlerden oluşmaktadır. Eğer bu bireyler sabit bir ücret gelirine sahip ise aktifinde yer alan bu gelirin reel olarak azalması elbette borçların geri ödenmesi noktasında bireyi zorlayacaktır.
Yani borç geri ödeme hızı yavaşlayabilecektir. Çünkü ortada daha önce imzalanmış ve yükümlülük altına girilmiş bir borç var iken, sabit geliriniz reel olarak azalıyor.
Sabit gelir neden azalıyor? Çünkü sabit gelir sadece borçların finansmanı için kullanılmıyor. Bireyler temel insani ve sosyal gereksinmelerini en başta bu gelirlerinden karşılıyor. İşte enflasyon, fiyatları artan bu harcamalara daha çok pay ayırmayı gerektirdiği için bireyin reel olarak gelirini azaltıyor. Böylece bireyin daha önce borç finansmanı için ayırdığı tutar enflasyonla birlikte azalıyor. Sonuç olarak kritik borç ödemeleri için kriz başlıyor.
Eğer yüz yirmi ay vadeli bir ev almışsanız enflasyon sonucunda bu ev için sabit gelirlinizden ayıracağınız pay azalıyor. Eğer bu pay kredi taksit sınırının altında kalıyorsa dönem taksitlerinde aksamalar başlıyor. Bu durum uzun sürdüğünde ise evi kaybetme ihtimali ile karşılaşıyorsunuz.
Ne oluyor ev kredi veren kurumun mülkiyetine geçiyor. Birey evsiz kaldığı gibi bankada aslında aşırı değerli bir ev sahibi oluyor. Çünkü zamanında inşaat sektörü yüksek kar elde etmek için evleri aşırı fiyatladığı gibi finans sektörü de kredi hacmini genişletmek için aşırı fiyatlıyor. Banka evi satmak istediğinde aşırı değerli gösterdiği bu evi gerçek fiyatından satamıyor. Böylece finansal sistem zora giriyor. Yani verilen krediyi karşılayamayan bir ev var ortada.
Zamanında verilen kredinin karşılığı gerçek olmadığı için, bankacılık sisteminin fon geri dönüşü sıkıntısı ortaya çıkıyor. Bu da bir sonraki aşamada bankacılık ve finans sisteminin istikrarı için faizlerin yükselmesi baskısı doğuyor.
İşte faizleri azaltıp enflasyonu arttırmanın geri dönülemez döngüsü, yine faizlerin artması baskısıyla sonuçlanıyor, olay bu kadar basit aslında.
12.08.2014
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.