Katma Değer Vergisi'nin uygulamasının altında üretilen ürünlerin her aşamasında o ürünün sağladığı ilave katma değeri vergilemek vardır. Yani ilave bir katma değer yaratıyorsanız KDV ortaya çıkar. Bu KDV önceki aşamalarda ürünün üzerinde var olmuş diğer KDV lerin indiriminden sonraki ilave KDV dir.
Bu durumda, her ne kadar vergi literatüründe adaletli bir vergi olmadığı halde (dolaylı vergi) her aşamada oluşan ilave değeri vergilediği için benzerlerine nazaran (eskiden uygulanan istihsal vergisi, umumi istihlak vergisi vb.) bir nebze katlanılabilir bir vergidir, KDV. O yüzden dünya üzerinde nerdeyse her ülkenin vergi sistemi içerisinde kendine yer bulmuştur. Ne var ki hizmet işletmelerinde durum biraz daha farklıdır. Hizmet üretiminin daha doğrusu sunumunun birden fazla aşamaya yayılması neredeyse mümkün değildir. Bir seferde sunulup aynı anda tüketilen bir değerdir, hizmet. İadesi yoktur, stoklanması mümkün değildir. Hal böyle olunca hizmet sunumunun farklı aşamaları da yoktur. Yani bir seferde KDV alınır hem de yüzde18 oranında. Bu hizmet sunan mükellefler için oldukça sıkıntılı bir durumdur. Şimdi içinizdeki denetim elemanının 'Ama KDV bir yük değildir, sonuçta karşı taraftan aldığımız tutarı devlete yatırıyoruz, sadece aracılık ediyoruz neticede' dediğini duyar gibiyim ki denetim elemanı olduğum zamanlarda ben de buna benzer ifadeleri kullanırdım. Ama biz mükelleflerin hesapladıkları KDV leri tahsil ettikleri harika bir dünyada (!) yaşıyormuşuz. Ya işler ters gidip KDV ler tahsil edilmezde? İşte o vakit mükellef için KDV artık bir yük olmaktadır. Mükellefler tahsil edemedikleri KDV nin yükünü taşımak zorunda kalmaktadır. Çünkü KDV tahsilata bağlı bir vergi değildir. Tahakkuk ettiği dönemde ödenmesi gerekir. Hizmet sunulmuş ise artık tahakkuk gerçekleşmiştir. İsterse karşı taraf hiç ödeme yapmasın, hizmeti sunan kişinin bunu bahane ederek KDV yi beyan etmeme gibi bir şansı yoktur. Bu yüzden 'KDV Tevkifatı' uygulaması ile hizmet sektörü üzerindeki sorunlar biraz olsun çözülmeye çalışılmıştır. Bu uygulama ile hizmeti satın alan kişi KDV nin bir kısmını tevkif edip yani kesip, hizmeti sunanın yerine mali idareye beyan etmeye mecbur tutulmaktadır. Ama tevkifatın kapsamı yeterli değildir. Özellikle müşavirlik, danışmanlık benzeri hizmetler için getirilen tevkifatın kapsamı oldukça dardır. Bu tip hizmetlerin muhatabı; kamu idareleri ve kurum ve kuruluşları, döner sermayeli kuruluşlar, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, kanunla kurulan veya tüzel kişiliği haiz emekli ve yardım sandıkları, bankalar, kamu iktisadi teşebbüsleri, özelleştirme kapsamındaki kuruluşlar, organize sanayi bölgeleri ile menkul kıymetler, vadeli işlemler borsaları dahil bütün borsalar, yarıdan fazla hissesi doğrudan burada sayılan idare, kurum ve kuruluşlara ait olan (tek başına ya da birlikte) kurum, kuruluş ve işletmeler ile payları Borsa İstanbul'da işlem gören şirketler ise tevkifat vardır. Yani uygulama sınırlıdır. Sadece bu bir örnek bir çok hizmet hala yüksek vergi oranında vergilendirilmekte üstüne üstlük tevkifat düzenlemesine de tabi değildir.
Bu sebeplerle özellikle hizmet sektörünün masaya yatırılıp ya oranlarda ciddi bir indirime gidilmesi bu yapılamıyorsa tevkifat uygulamasının kapsamının genişletilmesi özellikle kayıt dışı serbest meslek gelirlerinin kayda alınması açısından önem arz etmektedir.
26.07.2017
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.