Türkiyede Kayıt Dışı Ekonomi Büyüyor
Maliye Bakanlığı tarafından açıklanan “kayıt dışı ekonomi ile mücadele eylem planına” göre, Türkiyedeki kayıt dışılık oran olarak azalmış görünüyor. 05.10.2012 de Maliye Bakanlığı tarafından açıklanmış istatistiklere göre;
Türkiyede kayıt dışı ekonominin GSYİHya oranı 2002 yılında %32,4 iken bu oran 2011 yılında %27,7 lere kadar gerilemiş durumda.
Ancak istatistikleri doğru yorumlamak lazım. Yukarıdaki istatistiki bilgilere göre kayıt dışı ekonomi oran olarak azalmış gibi görünse de aslında olay öyle değil.
2002 yılında Türkiyenin GSYH tutarı yaklaşık 230 milyar dolar, 2011 yılı için ise bu rakam 773 milyar dolar. Yani kabaca bir hesapla 2002 deki kayıt dışı ekonomi büyüklüğü 74 milyar dolar iken 2011 de bu tutar 214 milyar dolara yükseliyor. Yani olaya veya rakamlara nerden baktığımız önemli. Türkiyede maalesef kayıt dışı ekonomi büyüyor, sadece büyüme hızı yavaşlıyor.
Kayıt Dışı Ekonomi İle Mücadele Eylem Planı
Maliye Bakanlığının kayıt dışı ekonomi ile mücadele planında 5 ana unsur dikkat çekiyor:
1.Vergiye Gönüllü Uyumun Artırılması, 2.Denetim Kapasitesinin Güçlendirilmesi, 3. Yaptırımların Caydırıcılığının Artırılması, 4. Toplumsal Farkındalığın Artırılması ve 5. Veri Tabanı Paylaşımı.
Yani etkin bir kayıt dışı ekonomi ile mücadele için Maliye Bakanlığının temel stratejisi bu beş ana unsur etrafında toplanıyor. Bu unsurlar başlı başına bir yazı konusu ancak biz sadece henüz yeni açıklanan vergi denetimine ilişkin rakamlar üzerinde duracağız.
Vergi Denetim Sonuçları
Hepimizin bildiği üzere Vergi denetim Kurulu yeni bir örgütlenme. Aslında daha önce var olan örgütlenmelerin bir çatı altında toplanmış şekli. Haliyle bu yapının performansı en azından kayıt dışı ekonomi ile mücadele eylem planı açısından önemli görülüyor. Etkin bir denetim sistemi elbette kayıt dışı ekonominin azalması anlamında önemlidir. Ancak bu etkinlikten kastedilenin ne olduğu da bir o kadar önemli.
Etkinlik ve performans daha çok vergi incelemesi yapmak ve daha çok vergi cezası yazmakla mı sağlanacak? Yoksa daha etkili inceleme metodları geliştirip kayıt dışı ekonominin özellikle de hiç kaydı olmayan kayıt dışı ekonominin kayda alınmasını sağlamakla mı?
Son söz olarak bu konuya mutlaka değineceğiz ancak Türkiyede benimsenen görüşün, etkin bir denetimin daha fazla vergi cezası kesmek olduğunu maalesef söylemek zorundayız. Hep ülke ekonomisinin yapısal sorunlarından bahsediyoruz ya vergi inceleme ve denetim sistemimizin de yapısal sorunları mevcut. Hem de daha performans ve etkinlik anlamında başlıyor bu sorunlar. Başarıyı matrah farkına veya kesilen cezaya endeksliyoruz ve ona göre denetim elemanlarına performans notu bile veriyoruz.
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek Vergi Denetim Kurulunun bu yılın ilk dokuz aylık performansını değerlendiriyor.
Bu değerlendirme sonucunda aynen şu ifadeyi kullanıyor:
"VDK, her geçen yıl etkinliğini ve verimliliğini artırıyor. Geçen yılın tamamında 4,5 milyar liralık vergi kaybı tespit edilirken, bu yılın sadece 9 ayında söz konusu rakam 5,3 milyar lira olarak gerçekleşti. Ayrıca, ortaya çıkan tabloya bakıldığında, söz konusu tutarların, yılın sonu itibarıyla daha da artması bekleniyor"
Yani vergi inceleme sitemimizin etkinliği ile tespit edilen vergi kaybının artışı arasında doğrudan orantı olduğu zımnen kabul ediliyor. İronik olarak kayıt dışı ekonomi ile mücadele de başarılı olduğumuzda bu vergi farkları azalacak ve o zaman da bu anlayış onları başarısızlıkla(!)mı itham edecek?
Ancak daha vahim olan incelemeler sonucu bulunan vergi farkları giderek artıyorsa vergi incelemesinin etkinliğinden bahsedilebilir mi?
Doğru Olan Hangisi?
Türkiyede vergi sisteminin duayeni kabul edilen rahmetli Ali ALAYBEK vergi denetiminin etkinliği için aynen şu veciz ifadeyi kullanıyor:
“Vergi mürakabesi diğer bir tabirle vergi revizyonu, sadece vergi kaçakçılığı yapanları bulup meydana çıkarmağa yarayan, yani (detektiv) maksadı olan bir faaliyet değildir.
Hadisenin böyle dar bir zaviyeden mütalaa edilmesi, bugünün telakkilerine ve icaplarına uygun düşmez. Revizyonun asıl gayesi, kaçakçılık arayıcılığından ziyade, kaçakçılığa mani olmaktır. Bu itibarla vergi mürakabesinin daha ziyade prevantif (önleyici), tenvir, islah ve terbiye edici tesirleri üzerinde durmak ve bu suretle bu işin tatbikattaki manasını ve faydasını, bulunan matrah farklarının fazlalığında değil, bilakis vergi ziyaının sureti umumiyede azalmasında, vergilerin iyi ve doğru olarak tatbik edilmesinde, randımanlarının tedricen artmasında, memlekette vergi ahlakının yükselmesinde aramak lazımdır.”
Yani bir ülkede etkin bir vergi denetim sisteminden bahsedebilmek için bulunan vergi farklarının giderek azalıyor olması gerekmektedir, artması değil diyor Üstad, hem de 1950 li yıllarda…
Kısacası bir ülke de kayıt dışı ekonomi büyüyorsa (tutar olarak) vergi inceleme farklarının artması kadar doğal bir durumun olmaması gerekir.
02.11.2013
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.