Bildiğimiz gibi kamu alacakları bakımından şirketler birinci derecede malvarlıkları ile sorumludurlar. Ancak devlet kendi alacağını garanti altına almak amacıyla, şirket ile birlikte ortaklara ve müdürlere de bazı ikincil sorumluluklar getirmiştir.
Konuya ilişkin olarak 6183 sayılı “Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanun”da belirlenen temel prensipler şöyledir:
1.Limited şirket ortakları ödemediği veya ödeyemeyecek durumda olduğu kamu borçlarından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumludurlar.
2.Ortağın sermaye payını devretmesi halinde, payı devreden ve devralan şahıslar devir öncesine ait borçlardan müteselsilen sorumludurlar.
3.Borcun doğduğu ve ödenmesi gerektiği zamanlarda pay sahiplerinin farklı şahıslar olmaları halinde de bu şahıslar, borçtan müteselsilen sorumludurlar.
Görüldüğü üzere temel prensip şirket sorumluluğu olsa da eğer şirket borcu ödemez veya ödeyemez duruma düşerse ortakların sorumluluğu başlayacaktır. 6183 sayılı Kanunun 35 inci maddesi uyarınca limited şirket ortakları hakkında takibe geçilebilmesi için, Kanunun 54 ve müteakip maddelerine göre şirket hakkında yapılan takip muameleleri sonucunda amme alacağının şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilememesi veya tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması gerekmektedir.
Tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan borçlar, 6183 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinde;
-Tahsil edilemeyen amme alacağı terimi; “Amme borçlusunun bu Kanun hükümlerine göre yapılan mal varlığı araştırması sonucunda haczi kabil herhangi bir mal varlığının bulunmaması, haczedilen mal varlığının satılarak paraya çevrilmesine rağmen satış bedelinin amme alacağını karşılamaması gibi nedenlerle tahsil edilemeyen amme alacaklarını,”
-Tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağı terimi; “Amme borçlusunun haczedilen mal varlığına bu Kanun hükümlerine göre biçilen değerlerin amme alacağını karşılayamayacağının veya hakkında iflas kararı verilen amme borçlusundan aranılan amme alacağının iflas masasından tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması gibi nedenlerle tahsil dairelerince yürütülen takip muamelelerinin herhangi bir aşamasında amme borçlusundan tahsil edilemeyeceği ortaya çıkan amme alacaklarını,” şeklinde tanımlanmıştır
Ortakların kamu borcundan sorumluluğu sermaye payları oranındadır. Yani limited şirkete %1 payla herhangi bir kişiyi ortak yapıp tüm borcu bu kişiye yıkıp kurtulmak mümkün değil.
Burada sorun daha çok pay devirlerinde ortaya çıkmaktadır. Pay devirlerinde de o an için doğmuş olan kamu borçları için payı devreden de devralan da sorumlu tutulmuştur. Ortaklık payının devir tarihi bu nedenle önem arz etmektedir.
6102 sayılı Yeni TTKnun 595 inci maddesine göre, ortaklık payının devri; tescil ve ilan edilmese de noter tasdikli devir sözleşmesi, şirket sözleşmesinde aksi öngörülmemişse ortaklar genel kurulunun onayı bu onayın bulunmadığı halde üç aylık sürenin geçmesi ile hüküm ifade etmektedir. Bu durumda ortaklık payının devredildiği tarih olarak noter tasdikli devir sözleşmesi tarihinin esas alınması gerekmektedir.
Diğer taraftan, ortaklık payının noter tasdikli devir sözleşmesi ile devredilmesine rağmen devrin genel kurul tarafından reddedilmesi halinde, ortaklık payı devredilmemiş sayılacak ve ortağın ortaklık sıfatı devam edecektir.
Buraya kadar yazdıklarımız ortakların sorumluluğu ile ilgili idi. Limited şirketlerde birde müdür veya müdürler kurulu var. Söz konusu kanun bu tür temsil yetkisine sahip kişiler içinde sorumluluk anlamında düzenlemeler yapmıştır.
Şöyle ki; ortaklar için sermaye payları oranı kadar olan sorumluluk müdürler için genişletilmiş ve ödenemeyen borçtan tamamen sorumlu tutulmuşlardır. Yani şirket ortaklarının hepsi müdür sıfatını haiz ise artık payları oranında değil ödenemeyen borcun tamamından sorumlu olacaklardır.
6183 sayılı kanunun mükerrer 35. Maddesine göre; limited şirket gibi tüzel kişilerin mal varlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacakları, kanuni temsilcilerin şahsi mal varlıklarından bu Kanun hükümlerine göre tahsil edilir.
Yeni TTKna göre, limited şirketin kanuni temsilcisi, şirket sözleşmesi ile tayin edilmiş müdür sıfatını taşıyan bir veya birden fazla ortak veya tüm ortaklar ya da üçüncü kişiler olabilecektir. Ancak üçüncü kişilere şirketin yönetim ve temsilinin verilebilmesi için ortaklardan en az birinin şirketi yönetim hakkının ve temsil yetkisinin bulunması gerekmektedir.
Buna göre, limited şirket ortakları hakkında 6183 sayılı Kanun uyarınca yapılacak takip; 35 inci madde hükümlerine göre sermaye hisseleri oranında, 6102 sayılı Kanun hükümlerine göre tespit edilen kanuni temsilcileri hakkındaki takip ise 6183 sayılı Kanunun mükerrer 35 inci maddesine göre amme alacağının tamamından, müşterek ve müteselsil sorumluluk esasına göre yürütülecektir.
24.09.2013
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> YIL SONU KAMPANYASI: Muhasebecilere Özel Web Sitesi 1.249 TL yerine 999 TL + KDV
Ayrıntılar için tıklayın.
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.