YAZARLARIMIZ
Ali Durmaz
Vergi Başmüfettişi
durmaz.ali@hotmail.com



Zamanaşımını Durdurmak İçin Yapılan Takdir Komisyonuna Sevk İşlemi ve Takdir Komisyonlarının KDV İndirimini Reddetme Yetkisi Hakkındaki Son Yargı Kararları

213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun “Re’sen Vergi Tarhı” başlıklı 30 uncu maddesinde, re’sen vergi tarhı, vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitine imkân bulunmayan hallerde takdir komisyonları tarafından takdir edilen veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlarca düzenlenmiş vergi inceleme raporlarında belirtilen matrah veya matrah kısmı üzerinden vergi tarh olunması şeklinde tanımlanmıştır. Aynı kanunun 114 üncü maddesinde “Vergi alacağının doğduğu takvim yılını takip eden yılın başından başlıyarak beş yıl içinde tarh ve mükellefe tebliğ edilmiyen vergiler zamanaşımına uğrar. Şu kadar ki, vergi dairesince matrah takdiri için takdir komisyonuna başvurulması, zamanaşımını durdurur. Duran zamanaşımı mezkûr komisyon kararının vergi dairesine tevdiini takip eden günden itibaren kaldığı yerden işlemeye devam eder. Ancak işlemeyen süre her hâl ve takdirde bir yıldan fazla olamaz.” Ve 138 inci maddesinde “İnceleme, neticesi alınmamış hesap dönemi de dahil olmak üzere, tarh zamanaşımı süresi sonuna kadar her zaman yapılabilir.” Denilmektedir.

213 sayılı Vergi Usul Kanunu 114 üncü madde hükmü tarh zamanaşımını düzenlemektedir. Buna göre tarh zamanaşımı süresi 5 yıl olup bu süre, vergi alacağının doğduğu veya başka bir ifade ile vergiyi doğuran olayın gerçekleştiği takvim yılını takip eden yılda başlamaktadır. Buna göre örneğin vergiyi doğuran olay 2020 yılında gerçekleşmiş ise tarh zaman aşımı 01.01.2021 tarihinde başlamış olup (istisnai durumlar hariç) vergi alacağı 01.01.2026 tarihinde zamanaşımına uğrayacaktır. Aynı kanunun 138 inci maddesinde yer alan hükme göre ise vergi incelemesi sadece tarh zamanaşımı süresi içinde yapılabilecektir. Dolayısıyla tarh zamanaşımı süresi dolduktan son vergi incelemesi yapılması mümkün değildir. (Dikkat edilirse bu tarh zamanaşımı olup tahsil zamanaşımı ile karıştırılmamalıdır. Konumuz tarh zamanaşımı olduğundan tahsil zamanaşımına bu yazıda değinilmeyecektir.)

Daha önce tarh zamanaşımının durması sınırsız iken 213 sayılı Vergi Usul Kanunu 114 üncü maddesinin ikinci fıkrası Anayasa Mahkemesi tarafından (Anayasa Mahkemesi'nin 15/10/2009 tarihli ve E: 2006/124, K.: 2009/146 sayılı Kararı ile) iptal edilmiş olup Yasamaya verilen sürede yeniden yasal düzenleme yapılmış ve duran zamanaşımının en fazla bir yıl olması kabul edilmiştir. Diğer yandan, vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlar, tarh zamanaşımının son yılına ait incelemelerde, bazı durumlarda tarh zamanaşımına engel olmak için incelenen mükellef hakkında takdir komisyonuna sevk işlemi yapılmasını ilgili vergi dairesinden istemektedir. Bu durumda ilgili mükellef için takdir komisyonuna başvurulması ile tarh zamanaşımı süresinin durdurduğu değerlendirmesi yapılarak vergi incelemesi yapılmakta, yapılan inceleme neticesinde “Takdire Done” olmak üzere inceleme raporu tanzim edilmekte, takdir komisyonu bu raporu done alarak matrah takdiri yapmakta, vergi dairesi de takdir komisyonu kararı üzerine vergi tarhiyatı yapılmaktadır.

Ancak sırf zamanaşımını durdurmak amacıyla takdir komisyonuna başvurulmasının hukuka uygun olarak 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 114. maddesinde belirtilen zamanaşımı süresini durdurup durdurmayacağı halen tartışılmaktadır. Ayrıca, katma değer vergisi indirimlerinin reddini gerektiren incelemelerde takdir komisyonu tarafından ilave matrah takdir edilmesinin veya takdir komisyonu kararı üzerine katma değer vergisi indirimlerinin reddedilmesinin mümkün olup olmadığı tartışmalı bir husus olmaya devam etmektedir. Bu bakımdan, idarenin sırf zamanaşımını durdurmak amacıyla takdir komisyonuna başvurmasının hukuka uygun olmadığı, bu işlemin tarh zamanaşımını durdurmayacağı, takdir komisyonlarının katma değer vergisi indirimlerini reddetme ve KDV beyan tablosunu yeniden düzenleme gibi bir yetkisinin bulunmadığı gerekçe gösterilerek çok sayıda dava açılmıştır.

Danıştay 9. Dairesi  19.11.2013 Tarih Ve   2013/6870 Esas-  2013/10358 Karar Sayılı İlamında; Bu nedenle, bu gibi hallerde, mükelleflerin matrah takdiri için takdir komisyonlarına sevk edilmesi ve kendisine matrah, servet ve kıymet takdiri görevi verilmiş olan ve katma değer vergisi indirim reddi yetkisi bulunmayan takdir komisyonlarınca takdir edilen matrah üzerinden cezalı tarhiyat yapılması mümkün değildir. Bu nedenle yukarıda belirtilen mevzuat uyarınca, davacının sahte fatura kullandığından bahisle takdir komisyonuna sevk edilmesi üzerine, katma değer vergisi indirim reddi yetkisi bulunmayan takdir komisyonunca alınan karara istinaden davacı adına yapılan dava konusu cezalı tarhiyatta hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.

Danıştay 9. Dairesi 11.11.2014 tarih ve Esas No: 2014/11383 Karar No: 2014/7428 - Mükellefin sahte fatura kullandığından bahisle takdir komisyonuna sevk edilmesi üzerine, katma değer vergisi indirim reddi yetkisi bulunmayan takdir komisyonunca alınan karara istinaden mükellef adına yapılan cezalı tarhiyatta hukuka uyarlık bulunmadığı hk.: Davacının sahte fatura kullandığından bahisle takdir komisyonuna sevk edilmesi üzerine, katma değer vergisi indirim reddi yetkisi bulunmayan takdir komisyonunca alınan karara istinaden davacı adına yapılan dava konusu cezalı tarhiyatta hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varıldığından davanın kabulüne karar veren vergi mahkemesi kararı, sonucu itibarıyla yerinde görülmüştür.

Danıştay 4. Dairesi 2013/3222 Esas 14/10/2014 Tarihli Kararı: “İncelemenin 213 sayılı Kanunun 135. maddesinde sayılan yetkililer tarafından yapılması ve takdir komisyonunca; bunun dışında herhangi bir inceleme yapılmaksızın; bu rapor esas alınarak matrah belirlenmesi halinde ise, tarhiyatın vergi alacağının doğduğu takvim yılını takip eden yılın başından başlayarak beş yıl içerisinde yapılması gerekmektedir. Takdire done olmak üzere Kanunun 135. maddesine; sayılan yetkililer tarafından inceleme yapılmasına ve düzenlenen inceleme raporlarının takdir komisyonunca done olarak kullanılmasına yasal bir engel bulunmamakta ise de; bu usulün, 114. maddede düzenlenen, tarhiyatın vergi alacağının doğduğu takvim yılını takip eden yılın başından başlayarak beş yıl içinde yapılmasını zorunlu kılan zamanaşımı hükmünü aşmak amacıyla bir yöntem olarak kullanılması, idare hukukunda geçerli olan kanuni idare ilkesi ve hukuki güvenliğin korunması prensibine, dolayısıyla hukuka aykırı olacaktır.

Danıştay 9.Dairesi 2012/9726 Esas 22/05/2013 Tarihli Kararı: “Ancak, zamanaşımı süresinin takdir komisyonuna başvurulması nedeniyle durması için olayda, gerçek bir resen takdir nedeninin saptanmış olması, diğer bir deyişle salt zamanaşımını durdurmak amacıyla olayın gerçekte var olmayan bir resen takdir nedenine dayandırılmamış olması şarttır. Sırf zamanaşımını kesmek amacıyla takdire sevk işlemi 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 114 üncü maddesinde belirtilen zamanaşımı süresini durdurmayacağından ve olayda; davacı hakkında uyuşmazlık konusu husus ile ilgili olarak inceleme yapılmadan zamanaşımı gerekçe gösterilerek takdir komisyonuna sevki üzerine, takdir işlemlerine esas teşkil etmek üzere zaman aşımı süresinin dolmasından sonra düzenlenen basit rapor dikkate alınarak takdir komisyonunca belirlenen matrah üzerinden cezalı katma değer vergisi tarhiyatı yapılmasında hukuka uyarlık bulunmadığından yazılı gerekçeyle davayı reddeden Vergi Mahkemesi kararında isabet bulunmamaktadır.”

Danıştay 3. Dairesi Esas No : 2023/4653 Karar No : 2024/5331: 213 sayılı Kanun'un 30. maddesine göre vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitine imkan bulunmayan hallerde matrah, takdir komisyonu tarafından takdir edilebileceğinden, bu durumdaki bir mükellefin vergi incelemesine başlanılmadan önce takdire sevk edilmesine ve düzenlenen raporların takdir komisyonunca done olarak kullanılmasına yasal bir engel bulunmamakla birlikte inceleme başladıktan sonra takdire sevk işleminin zamanaşımı süresini durdurduğundan bahsedilemez. Bu durumda, davacının 2012 yılı işlemlerinin incelemeye başlanmasından sonra, takdire sevk işleminin zamanaşımı süresini durdurmadığı dikkate alındığında, zamanaşımı süresinin dolmasından sonra tebliğ edilen ihbarname içeriği cezalı verginin zamanaşımına uğradığı görüldüğünde yazılı gerekçeyle kaldırılmasına ilişkin Vergi Dava Dairesi kararında sonucu itibarıyla hukuka aykırılık bulunmamıştır.

Konu hakkında, Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunun son verdiği kararlara kadar, ilk derece mahkemelerde ve Danıştayda mükellefler lehine kararlar verildiği bilinmektedir. Söz konusu bu kararlardan yukarıda birkaç örnek gösterilmiştir. Bu kararlarda görüldüğü gibi, sırf zamanaşımını kesmek amacıyla takdire sevk işleminin 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 114 üncü maddesinde belirtilen zamanaşımı süresini durdurmadığı, katma değer vergisi indirim reddi yetkisi bulunmayan takdir komisyonlarınca takdir edilen matrah üzerinden cezalı tarhiyat yapılmasının mümkün olmadığı, takdir komisyonuna sevk işleminin zamanaşımı hükmünü aşmak amacıyla bir yöntem olarak kullanılmasının idare hukukunda geçerli olan kanuni idare ilkesi ve hukuki güvenliğin korunması prensibine aykırı olduğu, zamanaşımı süresinin takdir komisyonuna başvurulması nedeniyle durması için olayda gerçek bir resen takdir nedeninin saptanmış olması gerektiği yönünde birçok Danıştay kararı bulunmaktadır. Söz konusu bu Danıştay kararlarının tamamında idare aleyhine kararlar verilmiştir.

Diğer yandan, tarh zamanaşımının son yılına ait sahte belge kullanma incelemelerinde ve mükelleflerin yasal defter ve belgelerini incelemeye ibraz etmedikleri durumlarda, zamanaşımına engel olmak için incelenen mükellef hakkında takdir komisyonuna sevk işlemi yapıldıktan sonra yapılan vergi incelemesi neticesinde tanzim edilmiş olan “Takdire Done” raporlarında katma değer vergisi indirimlerinin reddi talep edilmektedir. İndirimlerin reddi ve KDV beyanlarının revize edilmesinin mümkün olmayacağından hareketle takdir komisyonları tarafından indirime isabet eden tutarda ilave matrah takdir edildiği, bu matrahlar üzerinden doğrudan tarhiyat önerildiği ve bu tarhiyatların dava konusu bilinmektedir. Yapılan bu uygulamanın kanunlara ve hukuka uygun olduğunun kabulü mümkün değildir. Kaldı ki bu şekildeki tarhiyatlar yargı mercileri tarafından iptal edilmekte olup bu hususta bir tartışma bulunmadığını düşünmekteyiz.   

Bununla birlikte, bu son durum dışında, son zamanlarda verilen Danıştay kararlarında görüş değişmiş ve 213 sayılı Kanun'un 30. maddesine göre vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitine imkan bulunmayan hallerde matrahın takdir komisyonu tarafından takdir edilebileceği, bu durumdaki bir mükellefin vergi incelemesine başlanılmadan önce takdire sevk edilmesine ve düzenlenen raporların takdir komisyonunca done olarak kullanılmasına yasal bir engel bulunmadığı ifade edilerek idare lehine kararlar verilmiştir. Nitekim, Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunun 2022/224 E, 2022/1018 K. Sayılı kararında “Kanun'da takdir komisyonuna başvurulmasına bağlanan, belirlilik ve öngörülebilirlik arz eden hukuki sonuç zamanaşımının durması olduğundan, takdir komisyonuna sevkle tarh zamanaşımının durduğunun kabulü gerekmektedir. Denilmiştir.

Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunun Esas No : 2022/1537 Karar No : 2024/238 nolu kararında ise “Tarh zamanaşımı süresi dolmadan önce yapılan takdire sevk işlemi, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 114. maddesi uyarınca işlemeye devam eden tarh zamanaşımı süresini durduracağından, ihbarnamelerin takdir komisyonu kararlarının vergi dairesine tevdi tarihinden itibaren kalan zamanaşımı süresi içinde tebliğ edilip edilmediği araştırılıp zamanaşımının bulunmadığı sonucuna ulaşıldığı takdirde işin esası incelenerek karar verilmesi gerektiği” ifade edilmiş ve tarhiyatı iptal eden Danıştay kararının bozulmasına hükmedilmiştir.

Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunun 15/5/2024 tarih ve E:2022/1663, K:2024/473, 15/5/2024 sayılı kararında iseKatma Değer Vergisi Kanunu'nun 29 ve 34. maddelerinde düzenlenen katma değer vergisi indiriminden yararlanma şartlarının yerine getirilmediği hususunun inceleme yetkisini haiz takdir komisyonlarınca tespit edilmesi halinde, katma değer vergisi indirimlerinin reddi suretiyle katma değer vergisi beyan tablosu yeniden düzenlenebilecek ve bu doğrultuda vergi dairesince katma değer vergisi tarhiyatı yapılabileceği” kabul edilmiştir.

Yukarıda gösterilen Danıştay kararlarına göre;

1- Zamanaşımını durdurmak için Takdir komisyonuna başvurulması tarh zamanaşımının durdurur.

2- Zamanaşımını durdurmak için vergi incelemesine başlanılmadan önce mükellefin takdire sevk edilmesine ve daha sonra düzenlenecek takdire done raporunun takdir komisyonunca done olarak kullanılmasına yasal bir engel bulunmamaktadır.

3- Takdir komisyonları, katma değer vergisi indiriminden yararlanma şartlarının yerine getirilip getirilmediğini inceleme yetkisine sahip olduğundan takdir komisyonu kararı üzerine katma değer vergisi indirimlerinin reddi suretiyle katma değer vergisi beyan tablosu yeniden düzenlenebilecek ve bu doğrultuda vergi dairesince katma değer vergisi tarhiyatı yapılabilecektir.

4- Takdir Komisyonu kararına göre düzenlenecek ihbarnamelerin, takdir komisyonu kararlarının vergi dairesine tevdi tarihinden itibaren kalan zamanaşımı süresi içinde tebliğ edilmesi gerekir.

11.02.2025

Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.

>> YILIN KAMPANYASI: Muhasebecilere Özel Web Sitesi 1.249 TL + KDV  Ayrıntılar için tıklayın.

GÜNDEM