YAZARLARIMIZ
Ali Durmaz
Vergi Başmüfettişi
durmaz.ali@hotmail.com



Elektronik Ortamda Tebliğ Usulü ve Yaşanan Sorunlara Dair Çözüm Önerileri

Tebliğ, vergilendirmeyi ilgilendiren ve hüküm ifade eden hususların yetkili makamlar tarafından mükellefe veya ceza sorumlusuna yazı ile bildirilmesi olarak tanımlanmıştır. Bu anlamda, (tahakkuk fişi hariç) vergilendirme ile ilgili olup, hüküm ifade eden her türlü belge, vesika ve yazının ilgili kişilere tebliğ edilmesi gerekmektedir.

Tebliğ işlemleri kanundaki usul hükümlerine göre yapılmaktadır. Öteden beri süregelen uygulamada, tebliğ, mükelleflerin veya ilgili diğer kişilerin bilinen (ikamet-işyeri) adreslerine yapılmakta iken Vergi Usul Yasasına yapılan ekleme ile (Madde 107/A) elektronik ortamda tebliğ müessesesi getirilmiştir. Yasal düzenlemede; Vergi Usul Yasası hükümlerine göre tebliğ yapılacak kimselere, tebliğe elverişli elektronik bir adres vasıtasıyla elektronik ortamda tebliğ yapılabileceği kabul edilmiş ve tebliğe elverişli elektronik adres kullanma zorunluluğu getirmeye, elektronik ortamda tebliğ yapılacakları ve elektronik tebliğe ilişkin diğer usul ve esasları belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkili kılınmıştır. Maliye Bakanlığı bu yetkisini 456 Sıra Nolu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile kullanmış ve elektronik ortamda tebliğ müessesesine ilişki usul ve esasları açıklamıştır.

456 Sıra Nolu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği 27.08.2015 tarihinde resmi gazetede yayınlanmış ve kurumlar vergisi mükellefleri ile ticari, zirai ve mesleki kazanç yönünden gelir vergisi mükellefiyeti bulunanlara (kazançları basit usulde tespit edilenlerle gerçek usulde vergiye tabi olmayan çiftçiler hariç) elektronik ortamda tebliğe elverişli elektronik adres kullanma zorunluluğu getirilmiştir. Sayılan mükellefler, elektronik tebligat adresi almak ve elektronik tebligat sistemini kullanmak zorunda bırakılmıştır. Bu mükelleflerin dışında kendilerine elektronik tebligat yapılmasını talep eden kişiler de sistemden isteğe bağlı olarak yararlanabileceklerdir.

Yasal düzenlemeye göre, tebliği gereken evrak, elektronik imza ile imzalanacak ve tebliğ yapılacak muhatabın elektronik tebligat adresine iletilecektir. Kanunun 107/A maddesi gereğince, elektronik imzalı tebliğ evrakı, muhatabın elektronik ortamdaki adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda tebliğ edilmiş sayılacaktır. Yani, tebliğ işleminin geçerli olması için, elektronik imzalı tebliğ evrakının muhatabın elektronik ortamdaki adresine ulaşması yeterlidir. İlgili kişinin tebliğ evrakının adresine ulaştığından başka yollar ile haberdar olması şart değildir. Tebliğ bilgisi ilgili kişinin sistemde kayıtlı mobil telefonuna SMS olarak ve/veya kayıtlı e-posta adresine mail olarak da gönderilmektedir. Ancak, tebliğ bilgisinin SMS olarak ve/veya e-posta olarak ulaşıp ulaşmaması tebliğin geçerliliğini etkilememektedir. Tebliğin muhatabın elektronik ortamdaki adresine ulaşması haricinde tebliğin geçerliliği için başka bir şart aranmadığından SMS ve/veya e-postanın ayrıca ilgili kişiye ulaşmaması tebliğin geçersiz sayılmasına neden olmamaktadır.

Diğer yandan, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 7/a maddesine dayanılarak hazırlanan ve 19.01.2013 tarih ve 28533 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Elektronik Tebligat Yönetmeliği'nin "Muhatabın Diğer Usullerle Bilgilendirilmesi" başlıklı 10. maddesinde; Muhatap tarafından hizmet sağlayıcıya iletişim için diğer bir elektronik posta adresi bildirilmişse, elektronik tebligatın ulaştığı anda bu adrese, bilgilendirme mesajı gönderileceği, kısa mesaj alma özelliği olan telefon numarası bildirilmişse, talep halinde ve ücreti muhataba ait olmak üzere bu telefon numarasına hizmet sağlayıcı tarafından elektronik tebligat bilgilendirme mesajı gönderileceği, ancak bu madde kapsamındaki bilgilendirmelerin herhangi bir nedenle yapılamamış olmasının tebligat süresini ve geçerliliğini etkilemeyeceği hükmü yer almaktadır.

Diğer yandan, 456 Sıra Nolu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile yapılan düzenlemelere göre, zorunlu veya ihtiyari olarak elektronik tebligat sistemine dahil olanların sayılacak durumlar dışında sistemden çıkmaları mümkün değildir. Tüzel kişilerde ticaret sicil kaydının silindiği tarih itibarıyla elektronik tebligat adresi kapatılır. Gerçek kişilerde ise ilgilinin ölümü veya gaipliğine karar verildiğinin idare tarafından tespit edildiği durumlarda ölüm/karar tarihi itibarıyla ilgilinin elektronik tebligat adresi re’sen kapatılır. Bunların dışında elektronik tebligat sisteminden çıkılması mümkün değildir.

Yukarıda açıklanan ikincil düzenlemeler uyumlu olup her iki düzenlemeye göre, elektronik tebligat muhatabının kendisine elektronik ortamda yapılan tebligatlardan haberdar olmaması tebligatın geçerliliğini etkilememektedir. Mükelleflerin kendi istekleri ile sistemden çıkmaları veya kendilerine fiziki tebliğ yapılmasını istemeleri hüküm ifade etmemektedir. Bu bakımdan, sisteme dahil olan mükellefler açısından elektronik tebligat uygulaması zorunlu bir uygulama haline gelmiştir. Ancak, mükelleflerin elektronik ortamda kendilerine yapılan tebligatlardan süresinde bilgi sahibi olmamaları durumunda, dava ve/veya itiraz haklarını süre yönünden kaybetmektedirler. Bu da uygulamada mağduriyetlere ve yoğun şikayetlere yol açmaktadır.  

Bilindiği gibi, elektronik tebligat uygulamasına 01.01.2016 tarihi itibariyle başlanılmıştır. Bu tarihten itibaren artan oranda kullanılmaya devam edilmektedir. Vergi dairelerinin ihbarname ve ödeme emri gibi hemen tüm tebliğ işlemleri artık elektronik ortamda yapılmaktadır. Vergi denetim kurulu başkanlığı da “Bilgi İsteme ve Defter Belge İsteme” gibi yazıları elektronik ortamda tebliğ etmeye başlamıştır. Söz konusu elektronik tebligatlar sadece interaktif/internet vergi dairesinde görüntülenebilmektedir.

Uygulamada, bazı mükelleflerin interaktif vergi dairesine sık sık girmedikleri, bazı mükelleflerin interaktif vergi dairesinde elektronik tebligat işlemlerini sık kontrol etmeyi ihmal ettikleri, bazı mükelleflerin sistemde kayıtlı mobil telefon numaraları ile e-posta adreslerini güncellemedikleri, bu nedenle kendilerine e-tebligat bilgisinin gelmediği, bazı mükelleflerin işlerini terk ettikten sonra düzenli olarak İnteraktif/internet vergi dairesine girmeyi ihmal ettikleri dile getirilmektedir. Ayrıca, bazı mükelleflerin İnteraktif/internet vergi dairesi kullanımını tamamen meslek mensuplarına bıraktıkları ancak meslek mensuplarının tüm mükelleflerin İnteraktif/internet vergi dairesinden e-tebligat kontrollerini yapmalarının imkan dahilinde olmadığı ifade edilmektedir. Yaşanan bu durumlar nedeniyle bazı mükelleflerin elektronik ortamda yapılan bazı tebliğlerden süresinde bilgi sahibi olamadıkları belirtilmektedir.

Diğer yandan, ülkemizde, her yıl ve sürekli olarak çok sayıda şirket kurularak veya şahıs olarak mükellefiyet tesis edilmektedir. Ancak bunların büyük bir kısmının ticari hayatı kısa sürmektedir. Tesis edilen mükellefiyet kayıtlarının önemli bir kısmı, adresinde bulunamadığından veya iki dönem üst üste beyanname verilmediğinden bahisle, vergi dairesi tarafından, re’sen terkin edilmektedir. Bazı mükellefler ise işi bırakma bildirimi yaparak mükellefiyetlerini kendileri sona erdirmektedir. Ancak, faaliyeti sona eren şirketlerin çok azı tasfiye edilmekte olup bu şirketlerin çok büyük bir kısmı, vergi dairesi kayıtlarında gayrifaal mükellef olarak kalmaya devam etmektedir. Vergiye tabi faaliyetleri sona eren gerçek kişi mükellefler de vergi dairesi kayıtlarında gayrifaal mükellef olarak görülmektedir.

Çeşitli nedenlerle ticari faaliyeti sona eren tüzel kişi şirketlerin çok büyük bir kısmı tasfiye edilmediğinden ve vergi dairesi kayıtlarında gayrifaal mükellef olarak kalmaya devam ettiklerinden,  ticaret sicil kaydından silinmemektedir. Vergiye tabi faaliyetleri sona eren gerçek kişi mükellefler de vergi dairesi kayıtlarında gayrifaal mükellef olarak görülmeye devam etmektedir. Ancak, gayrifaal mükelleflere kendi isteği ile de olsa sistemden çıkmalarına imkan verilmemiştir. Tüzel kişilerde ticaret sicil kaydının silinmesi ile gerçek kişi mükelleflerde ise sadece ölüm halinde veya gaiplik kararı ile sistemden çıkılması mümkündür. Dolayısıyla, bu durumdaki gayrifaal mükelleflerin elektronik tebligat sisteminden çıkmaları da mümkün olmamaktadır.

Bu durumdaki şirketlerin ortakları ve temsilcileri ile gayrifaal şahıs mükellefler, elektronik tebligat sisteminde en çok sorun yaşayan ve mağdur olan mükellef grupları olmaktadır. Çünkü bu durumdaki şirketlerin ortakları ve temsilcileri ile gayrifaal şahıs mükellefler, interaktif vergi dairesini takip etmedikleri gibi bunların işlemleri genellikle meslek mensupları tarafından da takip edilmemektedir. Bunların iletişim bilgileri de sık olarak güncellenmemektedir. Bu durum da ilgili kişilerin elektronik tebliğlerden bilgi sahibi olmalarını engellemektedir. Dolayısıyla, söz konusu mükellefler, elektronik ortamda yapılan tebliğ işlemlerinden süresinde haberdar olmadıklarından, bu durum, dava ve itiraz haklarını kaybetmelerine neden olmaktadır.

Sayılan bu nedenlerle bazı elektronik tebligatlar ya sonradan görülmekte ya da hiç fark edilmemektedir. Elektronik ortamda vergi daireleri tarafından gönderilen ihbarname ve ödeme emri ile Vergi Denetim Kurulu Başkanlığı tarafından gönderilen bilgi isteme ve defter belge isteme yazıları özellikle çok önem arz etmektedir. Bunlardan, vergi daireleri tarafından elektronik ortamda tebliğ edilen vergi ve ceza ihbarnamelerinden süresinde haberdar olunamaması durumunda, vergi ve cezaya karşı dava açma süresi geçmekte ve tebliğ tarihinden itibaren 30 günlük dava açma süresi sonunda vergi ve ceza tahakkuk ederek kesinleşmektedir. Bilgi isteme yazılarının yaptırımı özel usulsüzlük cezası olup telafisi diğerlerine göre imkan dahilindedir. Bununla birlikte, Vergi Denetim Kurulu Başkanlığı tarafından gönderilmesi muhtemel diğer yazı ise telafisi zor ve yaptırımı ağır olan “Defter ve Belge İsteme” yazılarıdır.

Son zamanlarda, Vergi Denetim Kurulu Başkanlığı da “Defter ve Belge İsteme” yazılarını elektronik ortamda göndermektedir. Bu yazılarda, ilgili mükelleflerden, belli bir süre (genellikle 15 gün) içinde yasal defter ve belgelerin incelemeye ibrazı talep edilmektedir. Mükelleflerin “Defter ve Belge İsteme” yazılarını fark etmemeleri, görmemeleri veya gözden kaçırmaları, istenilen yasal defter ve belgelerin belirtilen süre içinde incelemeye ibraz edilmemesi sonucuna yol açmaktadır. Bu durumda ilgili mükellef kaçınılmaz olarak Vergi Usul Yasasında hapis cezasını gerektiren suç olarak tanımlanmış olan “gizleme” fiilini işlemiş olmaktadır.

Vergi Usul Yasasında, varlığı çeşitli şekillerde tespit edilen (tasdikli) yasal defter ve belgelerin, inceleme sırasında vergi incelemesine yetkili kimselere defter ve belgelerin ibraz edilmemesi, “gizleme” olarak kabul edilmiştir. Söz konusu yasanın 359/a-2 madde hükmünde, defter, kayıt ve belgeleri gizleyenler hakkında on sekiz aydan üç yıla kadar hapis cezası öngörülmüştür. Dolayısıyla, yasal defter ve belgelerin ibraz edilmemesi, hapis cezasını gerektiren ciddi bir suçtur. Mükelleflerin gerekli dikkat ve özeni göstermedikleri durumlarda, istemeden de olsa bu suçu işlemelerinin imkan dahilinde olduğu görülmektedir. Tutulan defterin e-defter olması ve e-fatura mükellefi olunması sonucu değiştirmemektedir.

Nitekim, son yıllarda, yasal defter ve belgelerin ibraz edilmemesinden kaynaklı olan vergi ve ceza davalarının gittikçe arttığı hissedilmektedir. Vergi Denetim Kurulu Başkanlığı tarafından elektronik ortamda gönderilen tebligatların gözden kaçabildiği söylenmekte ve şikayetlere konu olmaktadır. Özellikle, bazı mükelleflerin, düzenli olarak tebligatları kontrol etmedikleri, bazı mükelleflerin değişen mobil telefon numaraları ile e-posta adreslerini vergi dairesine bildirmedikleri, bu nedenle kendilerine e-tebligat bilgisi gelmediği, bazı mükelleflerin işlerini terk ettikten sonra düzenli olarak İnteraktif/internet vergi dairesine girmeyi ihmal ettikleri, bazı mükelleflerin İnteraktif/internet vergi dairesi kullanımını tamamen meslek mensuplarına bıraktıkları, meslek mensuplarının tüm mükelleflerinin İnteraktif/internet vergi dairesinden e-tebligat kontrollerini yapmalarının imkan dahilinde olmadığı ifade edilmektedir. Bu nedenle sistemin bilinen ve yukarıda açıklanmış olan bazı aksaklıklarının giderilmesi gerekmektedir.

Bu bakımdan, elektronik tebliğ işlemlerinden, mükelleflerin, mobil telefon ve e-posta yoluyla haberdar edilmesi ve sistemin bu yönde iyileştirilmesi önem arz etmektedir. Özellikle e-devlet uygulaması üzerinden de elektronik tebliğ bilgisinin ilgili kişiye gönderilmesi sağlanmalıdır. Bu bağlamda, mükelleflerin mobil telefon numaraları ile e-posta adreslerinin sürekli olarak güncel tutulması, mükelleflerden sık sık bu hususta güncelleme yapmalarının istenmesi, beyannamelerde buna ilişkin bilgi girişinin zorunlu tutulması, e-devlet uygulamasındaki mobil telefon numarası ve kayıtlı e-posta adresi ile elektronik tebligat sistemindeki bilgilerin uyumlaştırılması, elektronik tebliğ bilgisinin ilgili meslek mensubunun eposta adresine de bildirilmesi, işini terk eden ve kayıtlarda gayrifaal olarak görünen mükelleflere sistemden çıkış imkanı verilmesi veya bunlara fiziki tebliğ işleminin ayrıca yapılmasının sağlanması ve elektronik tebliğ bilgisinin e-devlet uygulamasına mesaj olarak da yansıtılması gibi hususlar çözüm önerisi olarak düşünülebilir.

31.01.2022

Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)

>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.

>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.

>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.


GÜNDEM