Marka nedir?Ne Sağlar?
Markanın Hukuksal Boyutu?
Marka,bir teşebbüsün mal ve hizmetlerini,bir başka mal teşebbüsün mal ve hizmetlerinde ayırt etmeyi sağlaması koşuluyla kişi adları dahil,özellikle sözcükler,şekiller harfler,sayılar,malların biçimi veya ambalajları gibi çizimle görüntülenebilen veya benzer biçimde ifade edilebilen,baskı yoluyla yayınlanabilen ve çoğaltılabilen her türlü işaret”’lerdir.
Tanımdan da anlaşılacağı gibi “işaret” ve “ayırt edici olma” biçiminde iki unsurdan oluşmaktadır.Markayı oluşturan ana unsur işaretin niteliği değil ayırt edicilik özelliğidir.
Ayırt edicilik özelliği başlangıçta veya zaman içerisinde kazanılabilinir.Ayırt edicilik özelliğinin kuvvetli unsur olabilmesi ve değerinin artması için;
1.Markanın tüketici isteklerine göre oluşturulması gerekir.
2. Markanın hem kalbe hem beyne hitap etmesi gerekir.Marka henüz açılmamış bir paketin süslü cezbedici ambalajıdır. Markanın tüketiciyle kurduğu bağ platonik bir bağdır.İnsanlar ona ulaşmak için can atmalıdır.Bu ilişkiyi ölçülebilir kavramlarla açıklayamazsınız.
3. Marka karmaşık olmamalı. Teknolojik gelişim ve bilginin sınır tanımaz gelişimi bir çok unsuru karmaşık hale getirmektedir.Ancak marka için bu geçerli değildir.Karmaşadan kaçınmalıdır.
4. Marka karmaşık olmamalı ki dinsel, mekansal,kültürel ve coğrafik farklılıklara rağmen herkes için kolay anlaşılır olsun.Basit olanı tüketiciye daha kolay anlatabilirsiniz.
5.Markanın tüm özellikleriyle şirkete ait olmasını sağlamak. Yani marka, ürünün vaat ettiği tüm özellikleri üstünde taşımalı. Şirketle özdeşleşmeli.Bu sayede tüketici de hayal kırıklığına uğramaz.
6.Markanın tüm duyulara birden hitap etmesi gereklidir.Hatta markanın pazarlama stratejileri de buna göre oluşturuluyor. Örneğin ne kadar iyi bir restoran markası olursanız olun, içeriye girildiğinde tüketici eğer kötü bir kokuyla karşılaşıyorsa markanızın değerinin artması mümkün değildir. Tabii ki her ürünün hisse ve kokuya yönelik bir stratejisi olmayabilir. Ama bunu bir şekilde başarabilirlerse, marka değeri katlanarak artacaktır.
7. Markanın tüketiciye ne ifade ettiğini bir kez oturttuktan ve tüketiciye verdiğimiz mesajı net şekilde belirledikten sonra geriye kalan şey bunu sürekli tekrar etmektir. Başka türlü tüketicinin kafasında boş yer bulmamız ve bu yere yerleşmemiz zaten mümkün değildir.
Doğru oluşturulmuş bir marka sahibine aşağıdaki faydaları sağlar.
1-Yeni çıkan bir ürünün piyasada tutmasına yardımcı olur ve talep yaratmada çekicilik sağlar.
2-Tüketiciyle firma arasında manevi bir bağ sağlar.
3-İkame malları yüzünden satış kaybı tehlikesini önler.
4-Markalı bir ürün aracı kuruluşlarda aranır hale gelir ve tanınma ve benimsenme sürecini hızlandırır.
5-Fiyat istikrarına olumlu etki eder, aracı firmaların istedikleri gibi fiyat artışı yapmalarını önler.
6-Aracılar ve tüketiciler,marka olan malın yasal,teknik kurallara uymak zorunda olduğunu bilir. Ve bu malları tercih ederler.
Yukarda yazılanlardan da anlaşılacağı gibi,yalnızca işyeri sahiplerinin değil biz SM ve SMMM’de bu konuda hassas davranmalı,ve mükellefle rimizin ürettiği ürünleri ve ünvanlarını mutlaka marka haline getirmeliyiz.Bunun ilk aşaması ise derhal marka tescilini yaptırmaktır.Marka tescilini ise mevzuata hakim,işini iyi yapan bir MARKA VEKİLİ marifetiyle yaptırmalıdır.Çünkü tescil oldu artık marka benim diyemezsiniz.Artık sıra markanın takibine gelmiştir.İşte iyi bir Marka vekilinin marifeti de burada ortaya çıkmaktadır.Sizin istediğiniz gerçek korumayı ise İyi eğitim almış,işini ona buna takip ettirtmeyen,bizzat kendi ilgilenen başarılı bir MARKA VEKİLİ yapabilir. Bundan sonra Yurt içi ve Yurt dışı piyasalarında yarışacak,ülke ekonomisine katkıda bulunacak bu tescili,gerçek marka yapmak için marka stratejilerine ihtiyaç vardır.
Unutulmamalıdır ki,ünvanın tescil edilmiş olması demek, mar ka tescili demek değildir.İkisi apayrı unsurlardır.Sizin ünvanınız, bir gün başka bir firmanın markası olarak karşınıza çıkabilir. Markayı elinde bulunduran ise gücün sahibidir.Üstelik size bir çok yaptırım uygulayabilir.Bu yaptırımlar ise 4128 sayılı yasa ile düzenlenmiştir.Ceza kısmına girmeyeceğim ama şunu söyleyebi lirim,bahsi geçen cezalarla karşılaşmak istemezsiniz.!!!
Markanın Hukuksal Boyutu
Türkiye 14.06.1967 stokholm sözleşmesiyle kurulan 1975 yılından beri üye olduğumuz Dünya Fikri Mülkiyet Teşkilatı(WIPO/OMPI)tarafından yönetilen 11 adet uluslar arası anlaşmaya taraftır.14.03.2001 tarihi itiba riyle WIPO ‘ya 177 ülke üyedir.
Sınayi Mülkiyetin korunmasına ilişkin ilk sözleşme Pariste 11 ülke tarafından 20.03.1888 tarihinde imzalanmıştır.Türkiye ise Paris sözleşmesine 1925 yılında üye olmuştur.Bu sözleşmeye üye ülke sayısı ise 162 dir.
Markaların uluslararası tescili iki anlaşma ile düzenlenmiştir.1891 tarihli Markaların Uluslararası tesciline ilişkin Madrid anlaşması ile 1989 ‘da kabul edilen 01.04.1996 da yürürlüğe giren Madrid anlaşmasına ilişkin protokoldür.
Türkiye de marka ile ilgili ilk yasal mevzuat 551 sayılı markalar kanunu ile başlamış,27.06.1995 tarihinde 556 sayılı markaların korunması hakkında kanun hükmünde kararnamenin yürürlüğe girmesiyle uygulamadan kaldırılmıştır.
Bir markanın seçiminde dikkat edilmesi gereken 2 önemli madde hükmü vardır.Bunlardan birisi Marka tescilinde Red için mutlak nedenler başlığını taşıyan 7. madde,diğeri ise “Marka tescilinde Red için Nispi Nedenler” başlığını taşıyan 8. maddedir.
Markalar 5000 sayılı yasayla kurulu TPE tarafından tescil edilir.Tescil işlemi yapılırken de TPE Marka dairesi başkanlığının izleyeceği yol sırasıyla şöyledir;
I-Başvurunun İncelenmesi
Türk Patent Enstitüsü, başvuru için gerekli olan belgelerin varlığı ve herhangi bir şekil eksikliğinin bulunup bulunmadığını öncelikle inceler (KHK m. 29).
Enstitü yapacağı inceleme sonucunda aşağıda belirtilen kararlardan birini verir:
1-Eksiklik olmadığı
2-Enstitü inceleme sonunda herhangi bir eksikliğin olmadığına karar verirse, marka tescil başvurusu kesinleşir.
3-Uygunsuzlukların ve eksikliklerin giderilmesi
Enstitü inceleme sonunda başvurunun mevzuata uygun olmadığını saptarsa, uygunsuzlukların ve eksikliklerin giderilmesi için başvuru sahibine iki aylık süre verir.
Enstitü bundan sonra incelemesini başvuru yapma hakkı, mutlak red nedenleri ve rüçhan hakkı yönünden yapar.
II-Başvurunun yayınlanması
Başvuru şartları eksiksiz bir şekilde yerine getirilmiş ve reddini gerektirecek bir neden yoksa, marka tescil başvurusu ilgili bültende yayınlanır (KHK m. 33).
Başvurunun yayınlanmasının üçüncü kişiler ve başvuru sahibi yönünden hukuki sonuçları vardır.
III-Üçüncü kişilerin görüş ve itirazları
Marka tescil başvurusunun bültende yayınlanmasından sonra iki farklı gelişme olabilir.
1-Üçüncü kişilerin görüşleri
Marka başvurusunun yayınından sonra üçüncü kişiler, markanın tescilini önleyen mutlak nedenlerin bulunduğunu belirten yazılı görüşlerini Enstitü’ye sunabilir (HUMK m. 34).
Üçüncü kişiler, marka başvurusunun yayınından sonra, tescili istenen işaret için mutlak veya nispi bir red sebebine ilişkin itirazlarını yapabilir (KHK m. 35/I). İtiraz süresi, marka başvurusunun bültende yayınından itibaren üç aydır.
İtirazlar yazılı ve gerekçeli olarak yapılır.
Enstitü, itiraz üzerine aşağıdaki kararları verebilir:
· İtirazın reddine,
· İtirazın kabulüne,
· İtiraz, başvuruda kullanılmadığı belirtilen mallar veya hizmetlerden bir kısmıyla ilgili olarak geçerli bulunursa, bu mallar veya hizmetlere ilişkin olarak kabul edilir.
IV-Türk Patent Enstütüsünün kararına itiraz ve dava
Türk Patent Enstitüsü’nün kararlarına karşı, Enstitü nezdinde itiraz edilebilir (KHK m. 47).
İtiraz, kararın bildiriminden sonraki iki ay içinde yazılı olarak yapılır (KHK m. 49).
· Enstitü, itiraz üzerine aşağıdaki kararları verebilir:
· Enstitü itirazı haklı görürse, kararını düzeltir.
· Enstitü itirazı reddederse, itiraz Türk Patent Enstitüsü’nün Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu tarafından incelenir (KHK m. 50). Kurul, tarafları görüşlerini bildirmeye davet eder ve incelemesinden sonra kararını verir.
Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulunun KHK’nin 47 ila 52 nci maddelerinde belirtilen itiraz işlemleri ile ilgili kesinleşen kararlarına karşı, kesinleşen kararın bildirim tarihinden itibaren iki ay içinde, yetkili mahkemede dava açılabilir (KHK m. 53).
Dava hem Enstitü’ye hem de marka tescil başvurusunda bulunan yada itiraza rağmen başvurusu tescil edilmiş kişiye karşı açılır.
V-Tescil
KHK ve ilgili yönetmelik hükümlerine göre başvurusunu eksiksiz yapmış veya eksikliklerini gidermiş ve süresi içerisinde hakkında itiraz yapılmamış veya yapılan itiraz kesin olarak reddedilmiş bir başvuru, tescil edilerek sicile kaydedilir. Başvuru sahibine “Marka Tescil Belgesi” verilir (KHK m. 39/I).
KHK ile sağlanan marka koruması, tescil ile elde edilir ve koruma süresi on yıldır (KHK m. 6).
Tescil ile marka hakkının koruma kapsamı belirlenir.
Tescil ile marka hak sahipliği oluşur. Bundan sonra marka hakkı sahibi, mutlak hak sahibi olur.
Bir dahaki dergimizde Markanın Vergi Kanunları yönünden incelenmesi konusunu ele alacağım. Saygılar.
28.07.2007
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> YIL SONU KAMPANYASI: Muhasebecilere Özel Web Sitesi 1.249 TL yerine 999 TL + KDV
Ayrıntılar için tıklayın.
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.