Deprem Nedeniyle Değerini Kısmen Veya Tamamen Kaybeden Ticari Emtia Durumu:
Ülkemizin üçte birini etkisi altına alan bu depremin yaralarını sarmak için Anadolu insanının fedakârlığını görmekteyiz. Yine asrın en büyük felaketinde yakınlarını kaybeden ve derin yaralara sebep olan, depremden etkilenen tüm meslek camiamıza geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. Bu yazıyı birlikte tasarladığımız YMM İbrahim SEÇKİNER üstadımıza ayrıca teşekkür ediyorum.
Doğal afet sonucunda kıymeti düşen malların değerlenmesine ilişkin düzenleme Vergi Usul Kanunu’ nun 278 inci maddesinde yer almaktadır. Madde hükmü şöyledir: “Yangın, deprem ve su basması gibi afetler yüzünden ……. iktisadi kıymetlerinde önemli bir azalış vaki olan emtia ..... emsal bedel ile değerlenir. “
Deprem nedeniyle ticari emtiası kısmen ya da tamamen değer kaybına maruz kalan mükellefler, yukarıda zikredilen madde hükmü gereği, bu durumdaki emtialarını emsal bedel ile değerleyebilirler, böylece emtiadaki kıymet kaybını GİDER olarak dikkate alabilirler.
Pratikte Değerlemenin Yapıla bilmesi;
Bu değerleme yapılırken kullanılacak emsal bedel ölçüsü VUK’ un 267 inci maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre “emsal bedel, gerçek bedeli olmayan veya bilinmeyen veyahut doğru olarak tespit edilemeyen bir malın değerleme gününde satılması halinde emsaline nazaran sahip olacağı değer olarak tanımlanmaktadır.”
VUK 267. Madde metninde emsal bedel ölçüleri belirtilmesine rağmen, deprem neticesinde değer kaybına uğrayan mallarda maliyet bedeli esasına göre emsal bedelin tayini fiilen imkânsızdır. Ortalama fiyat esasının uygulanabilmesi için mal birimlerinin tümünün aynı derecede değer kaybına maruz kalmış olması ve belli oranlarda satış yapılmış olması gereklidir ki, bu da pratikte pek mümkün olmaz. Bu durumda, deprem nedeniyle değerini kaybeden malların emsal bedelinin tayininde takdir esasının kullanılması gerekmektedir. Nitekim Mali İdarenin görüş ve uygulaması da bu yönde cereyan etmektedir.
Deprem neticesinde kıymet kaybına uğrayan malların değerleri, emsal bedelin tayin usullerinden takdir esasına göre, mükellefin dilekçeyle bağlı bulunduğu vergi dairesi aracılığıyla başvurusu üzerine, Takdir Komisyonu tarafından belirlenir. Takdir Komisyonu tarafından değerini kaybeden mallar için belirlenen emsal değerlerle, bu malların maliyet bedelleri arasındaki olumsuz fark mükellef tarafından GİDER yazılabilecektir.
Mükellefler öncelikle fiili durumu tespit ettirmeleri gerekmektedir. Dolayısıyla mükellefler deprem felaketinin delilleri ortadan kaybolmadan öncelikle yetkili mercilerce fiili durumu tespit ettirmeli ve bu tespit tutanakları ile birlikte Takdir Komisyonuna başvurmalıdır. Deprem felaketi nedeniyle ticari emtiaları kısmen ya da tamamen değer kaybına uğrayan mükellefler, bu zararı ancak Takdir Komisyonunun alacağı karar neticesinde GİDER yazabilirler.
Deprem nedeniyle zayi olan emtianın sigortalı olması ve sigortadan tazminat alınması halinde, uygulamanın VUK’un 329 ve 330 uncu maddelerine göre yapılması gerekir. Bu maddelere göre, emtiada meydana gelen zayiat dolayısıyla alınan sigorta tazminatları emtianın maliyet bedeliyle karşılaştırılıp kar/zarar hesaplarına alınabilecektir.
Atik’lerin Kısmen Değer Kaybına Uğraması:
Doğal afetler neticesinde değerini tamamen veya kısmen kaybeden ATİK’ lerin değerlemesine ilişkin; VUK’ un 317 inci maddesinde aşağıdaki düzenlemeye yer verilmiştir: “Amortismana tabi olup; yangın, deprem, su basması gibi afetler neticesinde değerini tamamen veya kısmen kaybeden; ...........menkul ve gayrimenkullerle haklara mükelleflerin müracaatları üzerine ve ilgili bakanlıkların mütalaası alınmak suretiyle, Maliye Bakanlığınca her işletme için işin mahiyetine göre ayrı ayrı belli edilen “Fevkalade ekonomik ve teknik amortisman nispetleri” uygulanır. “
ATİK’ lerde deprem nedeniyle meydana gelen değer kaybının zarar olarak dikkate alınabilmesi (fevkalade Amortisman ayrılabilmesi) için mükelleflerin;
• ATİK’ lerin deprem nedeniyle zarara uğradığını mahkeme kararıyla veya ilgili belediyelere ya da diğer yetkili mercilere yaptıracakları tespitler ile tevsik etmeleri gerekir.
• Fevkalade Amortisman nispetinin belirlenmesi için mutlaka Maliye Bakanlığına başvurulması gerekir. Bu başvurunun süresi konusunda açık bir belirleme yapılmış olmamasına rağmen VUK’un 318 inci maddesinde yer alan “Maliye Bakanlığı’nca... ayrı ayrı tespit edilen nispetler ilgililerin müracaatta bulunduğu hesap döneminden muteberdir.” hükmü gereği zararın 2023 yılında dikkate alınabilmesi için başvurunun, depremin vuku bulduğu 2023 yılı (hesap dönemi) sonuna kadar yapılması gerekir.
ATİK’ lerin Kısmen Değer Kaybına Uğraması:
ATİK’ lerde kısmi zarar söz konusu ise, yukarıda belirttiğimiz şartlar dâhilinde yapılan başvuru neticesinde bu iktisadi kıymetlerin emsal bedeli belirlenir ve net değeri (Aktif değer – Birikmiş Amortismanlar) ile emsal bedel arasındaki fark, Amortisman gideri olarak dikkate alınır. Hasara uğrayan ATİK’ in fevkalade Amortisman ayrılmasından sonra itfa edilememiş değeri kalırsa bu kısım için doğal afetin meydana geldiği yıl da dâhil olmak üzere Amortisman ayrılmasına devam edilecektir.
Örneğin; 2022 yılında alınan, aktif bedeli 200.000 TL ve birikmiş Amortismanı 40.000 TL olan bir makinanın deprem nedeniyle hasara uğramış olduğunu ve makinenin emsal değerinin takdir komisyonunca 60.000 TL olarak tespit edildiğini varsayalım. Bu durumda mükellef (200.000-40.000-60000)= 100.000 TL farkı Amortisman gideri olarak kaydedebilecektir.
Atik’lerin Tamamen Değer Kaybına Uğraması:
Doğal afet nedeniyle ATİK’ ler niteliğini yitirmesine rağmen belli bir hurda değeri ihtiva ediyorsa, Gelir İdaresi Başkanlığı’nca tayin edilen “hurda değeri” ile makinanın net değeri arasındaki fark kadar fevkalade Amortisman ayrılmak suretiyle, zarar sonuç hesaplarına intikal ettirilir. Doğal afet nedeniyle ATİK’ ler tamamen değerini kaybetmişse Başkanlıkça tayin edilen “sıfır değer” uyarınca sabit kıymetin net değeri kadar fevkalade Amortisman ayrılarak gider leştirilir.
Değerini Kaybeden Emtianın Sigortalı Olması:
Kısmen ya da tamamen hasara uğrayan emtia için alınan sigorta tazminatları VUK’ un 330 üncü maddesi uyarınca değerlendirilir. Madde hükmü şöyledir: “ Emtia ve zirai mahsul ve hayvan kıymetlerinde vukua gelen zayiat dolayısıyla alınan sigorta tazminatları bunların değerlerinden fazla olursa bu fazlalık kara alınır. İşletme hesabı esasında tutulan defterde bu tazminat hasılat kaydedilir. “ Dolayısıyla, herhangi bir nedenle emtianın değer kaybetmesi neticesinde sigorta tazminatı alınmışsa yukarıdaki bölümlerde de açıkladığımız nedenler ve vergi idaresi görüşleri uyarınca ayrıca takdir komisyonu kararına gerek olmaksızın maliyet bedeli ile sigorta tazminatı arasındaki farkın kar-zarar yazılması mümkün olabilecektir.
Değerini Kaybeden ATİK’in Sigortalı Olması
Deprem nedeniyle hasara uğrayan ATİK’ ler için alınan sigorta tazminatları ile ilgili VUK’ un 329 uncu maddesinde aşağıdaki ifadelere yer verilmiştir:
“Yangın, deprem, sel, su basması gibi afetler yüzünden tamamen veya kısmen zıyaa uğrayan amortismana tabi iktisadi kıymetler için alınan sigorta tazminatı bunların değerlerinden (Amortismanı olanlarda ayrılmış olan Amortisman çıktıktan sonra kalan değerden ) fazla veya eksik olduğu takdirde farkı kar veya zarar hesabına geçirilir.”
Katma Değer Vergisi Kanununun 30/c maddesinde;
“Deprem, sel felaketi ve Maliye Bakanlığının yangın sebebiyle mücbir sebep ilân ettiği yerlerdeki yangın sonucu zayi olanlar hariç olmak üzere, zayi olan mallara ait katma değer vergisi, (Şu kadar ki Vergi Usul Kanununun 315 inci maddesine göre Maliye Bakanlığınca belirlenen faydalı ömürlerini tamamladıktan sonra zayi olan veya istisna kapsamında teslim edilen Amortismana tabi iktisadi kıymetlere ilişkin yüklenilen katma değer vergisi ile faydalı ömrünü tamamlamadan zayi olan veya istisna kapsamında teslim edilen Amortismana tabi iktisadi kıymetlere ilişkin yüklenilen katma değer vergisinin kullanılan süreye isabet eden kısmı indirilebilir.)” düzenlemesine yer verilmiştir.
Bu düzenleme uyarınca depremde zayi olan malların alımında yüklenilen KDV’nin iptali gerekmemektedir.
Depremde zayi olan ATİK için yüklenilen KDV için ise, bunun depreme kadar olan faydalı ömür süresine isabet eden kısmına ilişkin KDV’sinin iptaline gerek olmayıp, depremden sonrasına tekabül eden kısmı iptal edilecek, yani KDV beyannamesinde "Daha Önce İndirim Konusu Yapılan KDV'nin İlavesi" satırına yazılmak suretiyle hesaplanan KDV’ye ilave edilecektir.
BİR DAHA BÖYLE ACILARIN YAŞANMAMASI DİLEĞİYLE…
01.03.2023
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.