Vergi rekortmenleri liste açıklamaları, Vergi Usul Kanunu’nun 5. Maddesinde koruma altına alınan vergi mahremiyetine getirilen bir istisna olup, vergi güvenliğinin sağlanması amacıyla başlatılan bir uygulamadır.
Böylece görev sebebiyle mükelleflerin mesleklerine, işlerine, işletmelerine, servetlerine dair öğrenilen sırların ifşa edilmemesi kuralına getirilen bu istisna ile, gelir ve kurumlar vergilerinde beyan edilen matrahlar ve tarh edilen vergiler yıllık dönemler halinde yayımlanmaya başlanmıştır. Caydırıcı olacağı düşüncesi ile kesinleşen ve vadesinde ödenmeyen vergi ve cezaların açıklanması ve iş yerlerine vergi levhası asılması mükellefiyeti de aynı amaçla ihdas edilmişti.
Bu vergi ifşa yolu, zaman içerisinde en çok vergi verenlerin yer aldığı vergi rekortmenleri liste açıklaması beklentisine dönüşmüş olup, özendirici ve caydırıcı olması hedeflenen bu listeler, sadece beyan edilen matrahlar üzerinden tahakkuk eden gelir ve kurumlar vergilerini kapsadığı için, toplama ve beyan kapsamında olmayan gelirleri ve gelirlere uygulanan indirim ve istisna işlemleri sebebiyle beyan dışı kalan tutarlar ile işletmelerin gerçek vergi yükleri hakkında bilgi vermemektedir.
Zaman içerisinde asıl amaç kaybolmuş, kimin ne kadar vergi ödediği değil, ne kadar gelir beyanında bulunduğu algısını öne çıkardığı ve böylece amaca hizmet etmeyen bu algının yol açtığı çeşitli olumsuzluklar sebebiyle de rekortmenler listesi giderek “isminin açıklanmasını istemeyen” lerin yer aldığı listelere dönüşmeye başlamıştır.
Bu çalışmada mevcut listelerin, mükelleflerin adlarının görülmesinden mutluluk duyacakları, gıpta ile bakılacak bir muhtevaya kavuşturulması yanında, bu listelerin çok daha yararlı amaçlara tahsis edilmesi düşünce ve değerlendirmeleri bulunmaktadır. Mevcut uygulamada açıklanan bilgilerin tek gösterge olan yıllık gelir ve kurumlar vergilerine tahsis edilmiş olması yetersiz bir muhteva teşkil etmektedir. Bu uygulamanın, önce diğer tüm vergi ve yasal yükümlülükleri kapsayacak şekilde genişletilerek vergi kimliğine dönüştürülmesi, eş zamanlı olarak işletmelerin "kamu yararı kimliği"ni teşkil edecek bir niteliğe kavuşturulması suretiyle bir derecelendirme milli projesi haline getirilmesi önerilmektedir.
Bu profil bilgilerinin meslekler ve sektörler itibariyle derecelendirilerek yayımlanması ile, kamunun gerçek boyutlarıyla bilgilendirilmesi ve listelerin başarı listeleri olarak özendiriciliğinin öne çıkarılması ve devlet yardımları ve regülasyonların temel başvuru kaynağı haline gelmesi sağlanacaktır.
Ekonomik derecelendirmeler genellikle finansal tablolar içerisinden seçilecek bir kısım verilerin işlenmesi ile oluşturulmaktadır. Halen İSO tarafından sürdürülen 500 büyük sanayi kuruluşu araştırmasında temel alınan kriterler başarılı bir uygulama örneği teşkil etmektedir.
Ancak, işletmelerin, bilanço büyüklükleri ile işlem hacimleri ve izafe edilen piyasa değerlerinin, bu işletmelerin kamusal faydalarını yansıtmadığı, hatta bu değerlerin kamusal faydalarla ters orantılı bile olabileceğinin farkına varılması üzerine, kurumsal sosyal sorumlulukların değişik yöntemlerle gözetim altına alınmaya başladığını görüyoruz. Aşağıda bu ihtiyacın kurumsal bir yapıya kavuşturularak, işletmelere kamusal yarar kimliğinin oluşturulması için, bu kimliği teşkil edecek unsurlar önerilmektedir.
Kamu yararı kimliklerinin oluşturulmasında vergi kimliklerini teşkil edecek olan kamuya aktarılan vergi ve yasal yükümlülükler yanında, istihdama yapılan katkıların ve işletmelerin özvarlıklarının kapsama alınması ve bu üç unsura siyasi iradece belirlenecek stratejik hedeflere ulaşmayı sağlamak üzere özendirilecek yatırım ve ar-ge harcamaları gibi bazı verilerin dahil edilmesi ile birlikte, bu unsurların toplam içerisine alınması veya tayin edilecek katsayılarla temsil edilmesi sağlanabilecektir.
Kişiler / Kurumlar (Sektör listesi / genel liste) |
Vergi Karnesi (A) |
İstihdam Karnesi (B) |
Özvarlık Karnesi (C) |
Stratejik Unsur (D) |
Kamu yararı (A+B+C+D) |
1 - ………………………………. |
|
|
|
|
|
…….. |
…….. |
……… |
|
………. |
Kamu yararı kimliklerinin oluşturulmasında izlenecek bu yöntem ile, bir yandan sektör ve işletmeler tasnif edilirken, diğer taraftan devlet yardımlarının işletmelere tahsis edilmesinde, muhasebe, vergi ve diğer amaçlarla yapılacak denetim süreçlerinin belirlenmesinde etkili ve objektif kurallara dayalı değerlendirmeler yapılabilecektir.
Ödenen Vergi ve Yasal yükümlülüklerin tamamının izlendiği bir takip sistemi ile vergi kimliğinin oluşturulması, kamu yararı kimliğinin önemli bir unsurunu teşkil edecektir.
Vergi ve yasal yükümlülükler, mükellef veya vergi sorumlusu olarak ödenmektedir. Vergi kimliğinin oluşturulmasında, mükellef olarak yerine getirilen vergi ve yasal yükümlülüklerin, vergiler ve diğer yasal yükümlülükler olarak tasnif edilmesi, vergilerin gelir, harcama ve servetler üzerinden ödenen tüm vergileri kapsaması, vergi sorumlusu sıfatı ile yerine getirilen yükümlülüğün de, vergi kesintisinin mahiyetine göre tasnif edilmesi uygun olacaktır.
Önerilen vergi kimlik kapsamında aşağıdaki unsurlar yer alacaktır.
KDV’nin özel konumu sebebiyle 1 ve 2 no'lu beyannamelere göre ödenecek KDV tutarları ile gümrükte ödenen KDV tutarlarının sorumlu sıfatıyla ödenen vergilere alınması, devir KDV’lerinin ise Yasal Yükümlülük ödemeleri içerisinde gösterilmesi uygun olacaktır.
Bu tabloların detayları devlet bütçe vergi gelirleri tasnifine uygun olarak hazırlanarak izlenirse, yapılacak tasniflerin çift taraflı izlemeye dayalı yararları da ortaya çıkacaktır.
Vergi kimliğini oluşturan unsurların merkezi ve mahalli idareler ile düzenleyici ve denetleyici kurumlara ve gümrük idarelerine yapılacak tanım içerisindeki her türlü ödemeyi kapsaması, tek düzen hesap planlarında yapılacak bir düzenleme ile, firmalar tarafından muhasebe kayıtları içerisinde takip edilmesi, dolaylı olarak ödenen vergi ve resimler ile işletmeler adına yapılan vergi kesintilerinin de gösterilmesi suretiyle vergisel gerçek boyutların ortaya konulması sağlanacaktır.
İthalatta ödenecek KDV ile 2 numaralı KDV beyannamesi ile ödenen KDV nin aynı zamanda devir KDV nin içinde yer almasındaki mükerrerlikler ile, kesinti suretiyle ödenen bir kısım vergilerin hem vergi sorumlusunun hem de mükellefin vergi karnesinde yer almasındaki mükerrerlikler vergi ödevinin yerine getirilmesine taraf olanların karne oluşumunda göz ardı edilebilecektir.
Mükellef sıfatıyla ödenen vergi ve yasal yükümlülüklerle, sorumlu sıfatıyla ödenen vergi ve yasal yükümlülüklerin toplam içerisindeki payları uygulanacak bir katsayı ile farklı ağırlıklarla temsil edilebilecek, kamu yararı kimliğinin ikinci unsurunu teşkil edecek olan istihdam kriterleri çeşitlendirilebilecektir.
Başlangıçta, sistemin kolayca elde edilecek temel vergi ve yasal yükümlülük tutarları ile, net ücret ödemelerinin ve öz varlık tutarlarının toplam içinde doğrusal tutarları ile yer alması, zaman içerisinde bu tutarların da kademelere ayrılarak ve katsayılarla temsil edilmesi suretiyle artan oranlı katkılar uygulanabilecektir.
Bu karnelerin oluşumunda işletmelere sağlanan devlet yardımları ve teşviklerle, vergi harcaması olarak nitelendirilen indirim, istisna ve muafiyetlerin izlenmesi de sağlanmak suretiyle, kamu yararı karnelerinin, kamudan sağlanan yararlar kısmı da takip ve gözetim altına alınmış olacaktır.
Yeni Ticaret Kanunu ile ticaret dünyasına giren, ancak Anadolu işletmeleri için bir türlü ne işe yarayacağına karar veremediğimiz bağımsız denetim dayatmalarının önerdiğimiz bu sistem ile yararlı bir gayeye hizmet etmesi sağlanmış olacaktır.
Bağımsız denetim amaçları arasına alınmak suretiyle bu verilerin tespiti ve raporlanması ile bir yandan bu karnelerin teşkil edilip sağlıklı bir yapıda işlerliği sağlanırken, sistem işlemeye başladığında, bugünlerde Maliye Bakanınca basına yansıtılmakta olan mükelleflerin karne notlarına göre vergi indirimi tasarısında düşünüldüğü gibi, devletçe uygulanacak destek ve yönlendirmelerde temel başvuru kaynağı olması sağlanacak, ayrıca 3568 sayılı meslek kanunu çerçevesinde yapılacak görevlendirmelerde ve bağımsız denetimin sektörler ve işletme büyüklüklerine göre meslek mensupları arasında görev dağılımlarının belirlenmesinde yararlanılacaktır.
Bu önerinin, ülkemize bir milli derecelendirme sisteminin kurulması, geliştirilmesi ve kazanılmasında fikir öncülüğü yapmasını, kurgulama, kapsam belirleme ve kapsama girecek unsurların ağırlıklandırılması konularında yapılacak akademik çalışmalarla birlikte, bağımsız denetime bu verileri rapor etme amacı yüklenerek, Kamu Gözetimi ve Muhasebe Denetimi Standartları Kurumunun sistemin takip ve gözetimini yapan bir yapıya kavuşturulması sonuçlarını doğurması umulmaktadır.
23.09.2016
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.