193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu gereğince gerçek kişiler tarafından bir takvim yılında elde edilen gelirler vergilendirilmektedir. Gerçek kişiler tarafından elde edilen her gelir, gelir vergisinin konusuna girmemekle birlikte vergilendirilmesi gereken gelir anılan Kanun’un 2’nci maddesinde ticari kazanç, zirai kazanç, ücret, serbest meslek kazancı, gayrimenkul sermaye iradı, menkul sermaye iradı ve diğer kazanç ve iratlar olmak üzere yedi bent halinde sayılmıştır.
Gelir Vergisi Kanunu’nun 1’inci ve 2’nci maddelerinde yer alan hükümler gereğince Kanun kapsamında olan kazanç ve iratlar vergilendirilecek olup yukarıda sayılan yedi gelir unsurunun kapsamına girmeyen bir gelir ise vergilendirilmeyecektir.
Gelir vergisinin mükellefi gerçek kişilerdir. Mükellef demek kendisine vergi kanunlarıyla herhangi bir vergi borcu yüklenen şahıs demektir. 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 8’inci maddesinde de bu tabir; “vergi kanunlarına göre kendisine vergi borcu terettüp eden gerçek veya tüzel kişi” şeklinde tarif ve izah olunmuştur.
Gelir vergisine tabi mükellefler “tam mükellef” ve “dar mükellef” olmak üzere ikiye ayrılmıştır. Türkiye’de yerleşmiş olan gerçek kişiler memleketin içindeki ve dışındaki bütün kaynaklardan elde edilen kazanç ve iratların tamamını hedef tutan tam mükellefiyet esasına göre vergiye tabi tutulmuşlardır. Türkiye’de yerleşmiş olmamakla birlikte, gelirinin bir kısmını Türkiye’de elde eden gerçek kişiler ise gelirin Türkiye’de elde edilen kısmını kavrayan dar mükellefiyet esasına göre vergiye tabi tutulmuşlardır.
Gelir Vergisi Kanunu’nun 85’inci maddesine göre mükellefler, ikinci maddede yazılı kaynaklardan bir takvim yılı içinde elde ettikleri kazanç ve iratları için mezkûr Kanun’da aksine hüküm olmadıkça yıllık beyanname verirler. Bu Kanun’a göre beyanı gereken gelirlerin yıllık beyannamede toplanması zorunludur.
Tacirlerle çiftçiler ve serbest meslek erbabı ticari, zirai ve mesleki faaliyetlerinden kazanç temin etmemiş olsalar bile yıllık beyanname verirler. Söz konusu yasal düzenleme şirketlerin faaliyet ve tasfiye dönemlerine şamil olmak üzere kolektif şirket ortakları ile komanditeler hakkında da uygulanacaktır.
Bu kapsamda yurt içinde elde edilen gelirlerin tamamı şartları taşıması halinde gerek tam gerekse dar mükellefiyete tabi olanlar tarafından toplamaya dâhil edilecektir. Ancak yurt dışında elde edilen gelirler şartları taşıması halinde sadece tam mükellefiyete tabi olanlar tarafından toplamaya dâhil edilecektir. Yabancı memleketlerde elde edilen kazanç ve iratlar ise;
• Mükellefin bunları Türkiye’de hesaplarına intikal ettirdiği yılda,
• Türkiye’de hesaplara intikal ettirilmemesinin mükellefin iradesi dışındaki sebeplerden ileri geldiği tevsik olunan hallerde mükellefin bunlara tasarruf edebildiği yılda, elde edilmiş sayılacaktır. Yurt dışında elde edilen gelir unsurları Türkiye’de hesaplara intikal ettirildiği veya mükellefin bunları tasarruf edebildiği tarihteki T.C. Merkez Bankası döviz alış kuru ile beyannameye dâhil edilecektir.
Diğer taraftan Gelir Vergisi Kanunu’nun 86’ncı maddesine göre aşağıda belirtilen gelirler için yıllık beyanname verilmez, diğer gelirler için beyanname verilmesi halinde bu gelirler beyannameye dâhil edilmez:
Tam mükellefiyette;
a) Gerçek usulde vergilendirilmeyen zirai kazançlar, Gelir Vergisi Kanunu’nun 75’inci maddesinin (15) ve (16) numaralı bentlerinde yazılı menkul sermaye iratları, kazanç ve iratların istisna hadleri içinde kalan kısmı,
b) Tek işverenden alınmış ve tevkif suretiyle vergilendirilmiş 103’üncü maddede yazılı tarifenin dördüncü gelir diliminde yer alan tutarı aşmayan ücretler (birden fazla işverenden ücret almakla beraber, birinciden sonraki işverenden aldıkları ücretlerinin toplamı, 103’üncü maddede yazılı tarifenin ikinci gelir diliminde yer alan tutarı ve birinci işverenden alınan dâhil ücret gelirleri toplamı 103’üncü maddede yazılı tarifenin dördüncü gelir diliminde yer alan tutarı aşmayan mükelleflerin, tamamı tevkif suretiyle vergilendirilmiş ücretleri dâhil),
c) Vergiye tabi gelir toplamının [(a) ve (b) bentlerinde belirtilenler hariç)] 103’üncü maddede yazılı tarifenin ikinci gelir diliminde yer alan tutarı aşmaması koşuluyla Türkiye’de tevkifata tabi tutulmuş olan birden fazla işverenden elde edilen ücretler, menkul sermaye iratları ve gayrimenkul sermaye iratları,
d) Bir takvim yılı içinde elde edilen ve toplamı 2.800 TL’yi (2021 yılı için belirlenen tutar) aşmayan tevkifat ve istisna uygulamasına konu olmayan menkul ve gayrimenkul sermaye iratları.
Dar mükellefiyette, tamamı Türkiye’de tevkif suretiyle vergilendirilmiş olan ücretler, serbest meslek kazançları, menkul ve gayrimenkul sermaye iratları ile diğer kazanç ve iratlar.
Öte yandan 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun geçici 67’nci maddesinde; 01.01.2006 - 31.12.2025 tarihleri arasında menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarının; elde tutulması sürecinde elde edilen gelirlerle söz konusu araçların elden çıkarılmasından doğan gelirlerin ve mevduat faizleri, repo gelirleri ve özel finans kurumlarından elde edilen gelirlerin vergilendirilmesine yönelik düzenlemelere yer verilmiştir.
Bu çalışmamızda gelir vergisinin konusuna giren menkul sermaye iratlarının vergilendirilmesi ve beyanı 2021 yılı için belirlenen had ve tutarlar dikkate alınarak açıklanacaktır.
2.1- Tanımı
Gelir Vergisi Kanunu’nun 75’inci maddesinin birinci fıkrasında menkul sermaye iradı “sahibinin ticari, zirai veya mesleki faaliyeti dışında nakdi sermaye veya para ile temsil edilen değerlerden müteşekkil sermaye dolayısıyla elde ettiği kar payı, faiz, kira ve benzeri iratlar olarak” tanımlanmıştır. Söz konusu yasal tanıma göre bir iradın menkul sermaye iradı olabilmesi için;
şartlarının bir arada gerçekleşmesi gerekmektedir.
Ticari, zirai ya da mesleki bir faaliyete yöneltilmiş bulunan sermayenin de nihayetinde nakdi sermayeden veya para ile temsil edilebilen hisse senedi, tahvil vb. değerlerden karşılanmış olduğu bu bağlamda ticari, zirai ve mesleki faaliyetten elde edilen karın da menkul sermaye iradı olduğu akıllara gelebilecektir. Bu tür sorulara mahal vermemek adına menkul sermaye iradı tanımı yapılırken “sahibinin ticari, zirai veya mesleki faaliyeti dışında” ifadesine yer verilmiştir.
O halde ticari, zirai veya mesleki bir faaliyet dolayısıyla sermaye olarak konulan nakdi değerlerden elde edilen kazanç menkul sermaye iradı değil; sırasıyla ticari, zirai veya mesleki kazanç olacaktır. Zira bu durumdaki gelir ticari, zirai ve mesleki faaliyet kapsamındaki mal ve hizmet satışının doğrudan doğruya karşılığını teşkil etmektedir. Bir başka deyişle menkul sermaye iratları içinde vergilendirme yapılabilmesi için menkul kıymetlerin ticari, zirai veya mesleki faaliyet kapsamı içinde yer almaması gerekmektedir. Aksi takdirde anılan kazançların belirlenmesi ve vergilendirilmesiyle ilgili usuller çerçevesinde vergilendirme yoluna gidilecektir.[1]
Gelir Vergisi Kanunu’nun 75’inci maddesinin ikinci fıkrasında, kaynağı ne olursa olsun bir kısım iratların menkul sermaye iradı sayılacağı belirtilmiştir. Söz konusu iratlar aşağıda sayılmıştır:
Söz konusu iratlar genel tanımdaki özellikleri taşımasalar dahi yani nakdi sermaye veya para ile temsil edilen değerlerden müteşekkil sermaye dolayısıyla elde edilmeseler bile menkul sermaye iradı olarak değerlendirileceklerdir. Örneğin; Gelir Vergisi Kanunu’nun 75’inci maddesinin ikinci fıkrasının (3) numaralı bendinde, kurumların idare meclis başkan ve üyelerine verilen kar payları menkul sermaye iradı olarak kabul edilmiştir. Kurum ortağı olan yönetim kurulu başkan ve üyelerinin ortağı oldukları şirketten aldıkları kar payının menkul sermaye iradı olduğu hususunda bir tereddüt yoktur. Ancak yönetim kurulu başkan ve üyelerinin kurum ortağı olmadığı varsayımı altında söz konusu gelir (menkul sermaye iradının genel tanımında yer alan özellikleri taşımamasına rağmen) yine menkul sermaye iradı olarak kabul edilecektir.
Öte yandan, Gelir Vergisi Kanunu’nun 75’inci maddesinin ikinci fıkrasında kaynağının niteliğine bakılmasına gerek olmadığı belirtilen ve 17 bent halinde sayılan iratlar menkul sermaye iradının kapsamını sınırlayıcı nitelikte değildir. Bu kapsamda olmasa dahi genel tanıma uyan iratlar da menkul sermaye iradı sayılacaktır.[2]
2.2- Menkul Sermaye İratlarında Elde Etme
191 seri No.lu Gelir Vergisi Kanunu Genel Tebliğinde menkul sermaye iratlarında “elde etmenin” gelirin hukuki ve ekonomik tasarruf etme imkânının doğmuş olmasına bağlandığı ifade edilmiştir. Aynı tebliğde “hukuki tasarrufun” gelir sahibinin gelir üzerinde talepte bulunma hakkını, “ekonomik tasarrufun” ise ödemeyi yapacak olan tarafından gelirin sahibinin emrine amade kılınmasını ifade ettiği açıklanmıştır. Buna göre bir gelir hukuken talep edilebilir hale geldiği halde ödemeyi yapacak olanın yükümlülüklerini yerine getirmemek suretiyle gelirin fiilen sahibinin emrine amade kılınmaması halinde gelir elde edilmiş kabul edilmeyecektir.
2.3- Menkul Sermaye İradı Sayılmayan Haller
Gelir Vergisi Kanunu’nun 76’ncı maddesinin birinci fıkrasında menkul sermaye iradı sayılmayacak gelirler belirtilmiştir. Bunlar:
2.4- Safi Menkul Sermaye İradı
Gelir Vergisi Kanunu’nun 78’inci maddesinde safi iradın bulunması için menkul sermaye iradından aşağıdaki giderlerin indirileceğine hükmedilmiştir.
2.5- Defter Tutmaya Mecbur Olan Mükelleflerin Menkul Sermaye İratlarına Ait Kayıtlar
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’na göre defter tutmaya mecbur olan gerçek kişi mükelleflerin, gelir vergisine tabi menkul sermaye iratları ve bunlara müteallik giderleri, diğer kazançlarını tespit için tuttuğu hesaplarla karıştırılmadan ve onlarla birleştirilmeden, defter-i kebir veya işletme hesabının veya serbest meslek kazanç defterinin ayrı bir sayfasına veya ayrı bir deftere veyahut bir cetvele ayrı ayrı kaydetmesi gerekmektedir.
Gerçek kişilerce 2021 yılında elde edilen menkul sermaye iratlarının bir kısmı beyan edilecek gelir toplamının 53.000 TL’yi aşması halinde, bir kısmı ise vergi kesintisine ve istisnaya tabi olmadıkları için 2.800 TL’yi aşması halinde yıllık beyanname ile beyan edilecektir. Yine 2021 yılında elde edilen menkul sermaye iratlarının bir kısmı ise hiç beyan edilmeyecektir
Menkul sermaye iratlarının yıllık beyanname ile beyan edilip edilmeyeceğine ilişkin açıklamalar aşağıda yer almaktadır.
3.1- Her Nevi Hisse Senetlerinden Elde Edilen Gelirler
3.1.1- Kar Payları
Hisse senedi anonim ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerde ortakların şirketteki sermaye payını gösteren bir belgedir. Kanun maddesinde geçen her nevi hisse senedi ibaresi ile kastedilen ise; kurucu ve intifa senetleri dâhil tüm hisse senetleridir.
Hisse senetlerinden elde edilen kar payları üzerinden, Gelir Vergisi Kanunu’nun 94’üncü maddesinin birinci fıkrasının (6) numaralı bendinin (b) alt bendi hükmüne göre %10 oranında vergi tevkifatı yapılacaktır.
Kar payını dağıtan kurumun tam mükellef kurum olması durumunda, elde edilen kar payının yarısı Gelir Vergisi Kanunu’nun 22 inci maddesinin (3) numaralı fıkrası hükmü gereği istisnadır. Bu durumda istisna sonrası kalan kar payının brüt tutarı Gelir Vergisi Kanunu’nun 86’ncı maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinin (c) alt bendi uyarınca 2021 takvim yılı için belirlenen 53.000 TL beyan sınırını aşması halinde tam mükellef gerçek kişilerce beyan edilecektir. Söz konusu gelirin beyan edilmesi durumunda kar payı üzerinden yapılan vergi tevkifatının tamamı mahsup edilecektir. Söz konusu kar paylarının dar mükellefler tarafından elde edilmesi durumunda Gelir Vergisi Kanunu’nun 94’üncü maddesinin birinci fıkrasının (6) numaralı bendinin (b) alt bendi uyarınca yapılacak tevkifat nihai vergilendirme olacak ve mezkûr Kanun’un 86’ncı maddesinin ikinci fıkrası kapsamında beyan dışı kalacaktır.
3.1.2- 31.12.1998 Dönemi ve Önceki Karların Dağıtılması
Hisse senedi kar payı kaynağının, kurumlar vergisi mükelleflerinin 31.12.1998 veya daha önceki tarihlerde sona eren hesap dönemlerinde elde ettikleri kazançlardan oluşması halinde, söz konusu kar payının elde edilmesi sırasında Gelir Vergisi Kanunu’nun 94’üncü maddesi hükmü uyarınca vergi kesintisi yapılmayacaktır. Söz konusu kar payları Gelir Vergisi Kanunu’nun geçici 62’nci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca gelir vergisinden istisna olduğu için bu gelirler mezkûr Kanun’un 86’ncı maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinin (a) alt bendi uyarınca yıllık beyanname ile beyan edilmeyecektir.
3.1.3- 01.01.1999-31.12.2002 Hesap Dönemlerinde Elde Edilen, Kurumlar Vergisinden İstisna Edilmiş Kazançların Dağıtımı
Gelir Vergisi Kanunu’nun geçici 62’nci maddesi uyarınca, hisse senedi kar payı kaynağının, kurumlar vergisi mükelleflerinin 01.01.1999-31.12.2002 hesap dönemlerinde elde edilen, kurumlar vergisinden istisna edilmiş kazançlardan oluşması halinde, söz konusu kar payının elde edilmesi sırasında Gelir Vergisi Kanunu’nun 94’üncü maddesi hükmü uyarınca vergi kesintisi yapılmayacaktır. Söz konusu kar paylarının net tutarına elde edilen kâr payının 1/9’u eklendikten sonra, bulunan tutarın yarısı vergiye tâbi gelir olarak dikkate alınacaktır. Bu şekilde bulunan kar payı tutarının Gelir Vergisi Kanunu’nun 86’ncı maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinin (c) alt bendi uyarınca 2021 takvim yılında 53.000 TL’yi geçmesi halinde yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan edilecektir. Bu gelirler ile ilgili olarak yıllık beyanname verilmesi halinde, beyannameye intikal ettirilen tutarın 1/5’i beyanname üzerinden hesaplanan gelir vergisinden mahsup edilecektir.
3.1.4- 01.01.1999-31.12.2002 Hesap Dönemlerinde Elde Edilen, Kurumlar Vergisinden İstisna Edilmiş Kazançların Dağıtımı
Gelir Vergisi Kanunu’nun geçici 62’nci maddesi uyarınca, hisse senedi kar payı kaynağının, kurumlar vergisi mükelleflerinin 01.01.1999-31.12.2002 hesap dönemlerinde elde edilen, kurumlar vergisinden istisna edilmiş kazançlardan oluşması halinde, söz konusu kar payının elde edilmesi sırasında Gelir Vergisi Kanunu’nun 94’üncü maddesi hükmü uyarınca vergi kesintisi yapılmayacaktır. Söz konusu kar paylarının net tutarına elde edilen kâr payının 1/9’u eklendikten sonra, bulunan tutarın yarısı vergiye tâbi gelir olarak dikkate alınacaktır. Bu şekilde bulunan kar payı tutarının Gelir Vergisi Kanunu’nun 86’ncı maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinin (c) alt bendi uyarınca 2021 takvim yılında 53.000 TL’yi geçmesi halinde yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan edilecektir. Bu gelirler ile ilgili olarak yıllık beyanname verilmesi halinde, beyannameye intikal ettirilen tutarın 1/5’i beyanname üzerinden hesaplanan gelir vergisinden mahsup edilecektir.
3.1.5- Diğerleri
Kurucu hisse senetleri, katılma intifa senetleri ve diğer intifa hisse senetleri Gelir Vergisi Kanunu’nun 75’inci maddesinin ikinci fıkrasının (1) numaralı bendinin parantez içi hükmü uyarınca menkul sermaye iradı olarak kabul edilmiştir. Söz konusu senetlerden elde edilen gelirler üzerinden, Gelir Vergisi Kanunu’nun 94’üncü maddesinin birinci fıkrasının (6) numaralı bendinin (b) alt bendi hükmüne göre % 10 oranında vergi tevkifatı yapılacaktır. Kar payını dağıtan kurumun tam mükellef kurum olması durumunda, elde edilen kar payının yarısı Gelir Vergisi Kanunu’nun 22’nci maddesinin (3) numaralı fıkrası hükmü gereği istisnadır. Bu durumda istisna sonrası kalan kar payının brüt tutarı Gelir Vergisi Kanunu’nun 86’ncı maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinin (c) alt bendi uyarınca 2021 takvim yılı için belirlenen 53.000 TL beyan sınırını aşması halinde beyan edilecektir. Söz konusu gelirin beyan edilmesi durumunda kar payı üzerinden yapılan vergi tevkifatının tamamı mahsup edilecektir. Bu gelirlerin dar mükelleflerce elde edilmesi durumunda Gelir Vergisi Kanunu’nun 94’üncü maddesinin birinci fıkrasının (6) numaralı bendinin (b) alt bendi uyarınca yapılacak tevkifat nihai vergilendirme olacak ve mezkûr Kanun’un 86’ncı maddesinin ikinci fıkrası kapsamında beyan dışı kalacaktır.
3.1.6- Sermayeye Eklenen Karların Elde Edilmesi
Kurumlar vergisi mükellefleri tarafından elde edilen karlar ortaklara dağıtılabileceği gibi bu karlar sermayeye de eklenebilir. Kurumların karlarını sermayeye eklemek suretiyle gerçekleştirdikleri kar dağıtım işlemlerinde gerçek kişi ortaklarca elde edilen kar payları ise beyan edilmeyecektir.
3.2- İştirak Hisseleri
Gelir Vergisi Kanunu’nun 75’inci maddesinin ikinci fıkrasının (2) numaralı bendinde iştirak hisselerinden doğan kazançlar menkul sermaye iradı olarak kabul edilmiştir. Aynı bendin parantez içi hükmüne göre;
bu zümreye dâhildir. Burada bahsi geçen komanditer ortaklar adi komandit şirketlerdeki komanditer ortaklardır. Çünkü yukarıda yer verildiği üzere sermayesi paylara bölünmüş şirketlerin komanditer ortaklarına ortaklık paylarını temsilen hisse senedi verildiğinden, bunların kar payları 75’inci maddesinin ikinci fıkrasının (1) numaralı bendi uyarınca vergi konusuna girmektedir.
İştirak hisselerinden doğan kazançlar üzerinden, Gelir Vergisi Kanunu’nun 94’üncü maddesinin birinci fıkrasının (6) numaralı bendinin (b) alt bendi hükmüne göre %10 oranında vergi tevkifatı yapılacaktır. Kar payını dağıtan kurumun tam mükellef kurum olması durumunda, elde edilen kar payının yarısı Gelir Vergisi Kanunu’nun 22’inci maddesinin (3) numaralı fıkrası hükmü gereği istisnadır. Bu durumda istisna sonrası kalan kar payının brüt tutarı;
• Tam mükelleflerce Gelir Vergisi Kanunu’nun 86’ncı maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinin (c) alt bendi uyarınca 2021 takvim yılı için belirlenen 53.000 TL beyan sınırını aşması halinde beyan edilecektir. Söz konusu gelirin beyan edilmesi durumunda kar payı üzerinden yapılan vergi tevkifatının tamamı mahsup edilecektir.
• İştirak hisselerinden doğan kazançların dar mükelleflerce elde edilmesi durumunda Gelir Vergisi Kanunu’nun 94’üncü maddesinin birinci fıkrasının (6) numaralı bendinin (b-ii) alt bendi uyarınca yapılacak tevkifat nihai vergilendirme olacak ve mezkûr Kanun’un 86’ncı maddesinin ikinci fıkrası kapsamında beyan dışı kalacaktır.
3.3- Kontrol Edilen Kurumlardan Elde Edilen Kar Payları
Gelir Vergisi Kanunu’nun 75’inci maddesinin ikinci fıkrasının iki numaralı bendi uyarınca, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 7’nci maddesindeki şartların birlikte gerçekleşmesi halinde; Türkiye’de yerleşik gerçek kişilerin doğrudan veya dolaylı olarak ayrı ayrı ya da birlikte sermayesinin, kâr payının veya oy kullanma hakkının en az %50’sine sahip olmak suretiyle kontrol ettikleri yurt dışı iştiraklerinin kazançları dağıtılsın veya dağıtılmasın, iştirakin hesap döneminin kapandığı ayı içeren yıl itibarıyla dağıtılan kâr payı olarak sayılacaktır.
Kontrol edilen kurum kazançları için ne Gelir Vergisi Kanunu’nun 94’üncü maddesinde nede geçici 67’nci maddesinde bir tevkifat öngörülmüştür. Bu nedenle söz konusu gelirler üzerinden vergi kesintisi yapılmayacak olup, söz konusu kar payları için Gelir Vergisi Kanunu’nun 86’ncı maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinin (d) alt bendi uyarınca 2021 takvim yılı için 2.800 TL beyan sınırını geçmesi durumunda yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan edilecektir. Bu şekilde Türkiye’de vergilendirilecek kazancın iştirak tarafından sonradan dağıtılması durumunda, elde edilen kâr paylarının vergilendirilmiş kısmı bu tutardan indirilecektir.
3.4- Kurumların İdare Meclisi Başkan ve Üyelerine Verilen Kâr Payları
Gelir Vergisi Kanunu’nun 75’inci maddesinin ikinci fıkrasının (3) numaralı bendi uyarınca, kurumların idare meclisi başkan ve üyelerine verilen kar payları menkul sermaye iradı olarak sayılmıştır.
Kurumların idare meclisi başkan ve üyelerine verilen kar payları üzerinden Gelir Vergisi Kanunu’nun 94’üncü maddesinin birinci fıkrasının (6) numaralı bendinin (b) alt bendi hükmüne göre %15 oranında vergi tevkifatı yapılacaktır. Kar payını dağıtan kurumun tam mükellef kurum olması durumunda, elde edilen kar payının yarısı Gelir Vergisi Kanunu’nun 22’nci maddesinin (3) numaralı fıkrası hükmü gereği istisnadır. Bu durumda istisna sonrası kalan kar payının brüt tutarı;
• Tam mükelleflerce Gelir Vergisi Kanunu’nun 86’ncı maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinin (c) alt bendi uyarınca 2021 takvim yılı için belirlenen 53.000 TL beyan sınırını aşması halinde beyan edilecektir. Söz konusu gelirin beyan edilmesi durumunda kar payı üzerinden yapılan vergi tevkifatının tamamı mahsup edilecektir.
• Söz konusu kazancın dar mükelleflerce elde edilmesi durumunda Gelir Vergisi Kanunu’nun 94’üncü maddesinin birinci fıkrasının (6) numaralı bendinin (b) alt bendi uyarınca yapılacak tevkifat nihai vergilendirme olacak ve mezkûr Kanun’un 86’ncı maddesinin ikinci fıkrası kapsamında beyan dışı kalacaktır.
3.5- Devlet Tahvili ve Hazine Bonosu Faiz Geliri (TL Cinsinden)
Gelir Vergisi Kanunu’nun 75’inci maddesinin ikinci fıkrasının (5) numaralı bendi uyarınca, “Her nevi tahvil ve Hazine bonosu faizleri ile Toplu Konut İdaresi, Kamu Ortaklığı İdaresi, Özelleştirme İdaresince çıkarılan menkul kıymetler ve varlık kiralama şirketleri tarafından ihraç edilen kira sertifikalarından sağlanan gelirler.” menkul sermaye iradı olarak sayılmıştır.
3.5.1- 01.01.2006 Tarihinden Önce İhraç Edilen
01.01.2006 tarihinden önce ihraç edilen Devlet Tahvilleri ve Hazine Bonoları ile Toplu Konut İdaresi ve Özelleştirme İdaresince çıkarılan menkul kıymetlerin tam mükellefler tarafından elde tutulması dolayısıyla 2021 takvim yılında elde edilen gelirlere Gelir Vergisi Kanunu’nun 76’ncı maddesinin ikinci fıkrasında yer verilen indirim oranının uygulanması sonucu bulunacak tutarın mezkûr Kanun’un 86’ncı maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinin (c) alt bendinde yer alan 53.000 TL tutarındaki beyan sınırını aşması durumunda beyanname verilecektir. Diğer taraftan indirim oranı dövize, altına veya başka bir değere endeksli menkul kıymetler ile döviz cinsinden ihraç edilen menkul kıymetlerden elde edilen gelirlere uygulanmayacaktır.
Beyanname verme sınırı olan 53.000 TL’nin hesabında, indirim oranı uygulanabilecek menkul sermaye iradı tutarı, indirim oranı uygulandıktan sonra kalan kısım itibarıyla dikkate alınacaktır. Öte yandan indirim oranın 1’den büyük olması halinde ise anılan menkul sermaye iratları beyan edilmeyecektir.
Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre 2021 yılı için tespit edilmiş olan yeniden değerleme oranı % 36,20’dir. Bu dönemde Devlet tahvili ve Hazine bonosu ihalelerinde oluşan bileşik ortalama faiz oranı ise % 16,64’tür. Buna göre, 2021 yılında elde edilen bir kısım menkul sermaye iradının beyanında uygulanacak indirim oranı (%36,20 / %16,64=) % 2,17 olmaktadır.
Bu oranlar dikkate alındığında, 2021 yılı gelirlerine uygulanacak indirim oranı birden büyük çıkmaktadır.
Bu kapsamda, 2021 yılında elde edilen menkul sermaye iratlarından, 01.01.2006 tarihinden önce ihraç edilmiş olan ve Gelir Vergisi Kanunu’nun 75’inci maddesinin ikinci fıkrasının (5) numaralı bendinde sayılan her nevi tahvil ve Hazine bonosu faizleri ile Toplu Konut İdaresi ve Özelleştirme İdaresince çıkarılan menkul kıymetlerden sağlanan gelirler indirim oranının birden büyük olması dolayısıyla beyan edilmeyecektir.
Devlet Tahvilleri ve Hazine Bonoları ile Toplu Konut İdaresi ve Özelleştirme İdaresince çıkarılan menkul kıymetlerin elde tutulmasından sağlanan dönemsel getirileri dar mükelleflerin elde etmesi durumunda Gelir Vergisi Kanunu’nun 94’üncü maddesinin birinci fıkrasının (7) numaralı bendi uyarınca yapılacak tevkifat nihai vergilendirme olacak ve mezkûr Kanun’un 86’ncı maddesinin ikinci fıkrası kapsamında beyan dışı kalacaktır.
3.5.2- 01.01.2006 Tarihinden Sonra İhraç Edilen
01.01.2006 tarihinden sonra ihraç edilen devlet tahvilleri ve Hazine Bonoları ile Toplu Konut İdaresi ve Özelleştirme İdaresince çıkarılan menkul kıymetlerin elde tutulmasından sağlanan dönemsel getiriler üzerinden Gelir Vergisi Kanunu’nun geçici 67’nci maddesinin (1) numaralı fıkrası uyarınca %10 oranında vergi tevkifatı yapılacaktır. Vergi tevkifatı yapılan söz konusu gelirler mezkûr kanunun geçici 67’nci maddesinin (7) numaralı fıkrasına göre beyan edilmeyecektir.
3.6. Euro Tahvil (Eurobond) Dönemsel Getirileri
Eurobondlardan elde edilen faiz gelirlerine Gelir Vergisi Kanunu’nun geçici 67’nci maddesinin (2) numaralı fıkrasında yer alan parantez içi hüküm gereği vergi tevkifatı yapılmamaktadır. Diğer taraftan mezkûr Kanunun 76’ncı maddesinin ikinci fıkrası uyarınca indirim oranı dövize, altına veya başka bir değere endeksli menkul kıymetler ile döviz cinsinden ihraç edilen menkul kıymetlerden elde edilen gelirlere uygulanmayacaktır.
Bu açıdan bakıldığında eurobond faiz gelirlerinin vergilendirilmesinde hem geçici 67 hem de 76’ncı madde hükmünün uygulanamadığı bu nedenle bu gelirlerin vergilendirilmesinde ihraç tarihinin bir öneminin bulunmadığı ortaya çıkacaktır.
Bu doğrultuda söz konusu gelirin;
• Tam mükellef gerçek kişiler tarafından elde edilmesi halinde, Gelir Vergisi Kanunu’nun 94’üncü maddesinin (7) numaralı bendinin (a) alt bendi kapsamında % 0 oranında tevkifat yapılacaktır. Mezkûr kanunun 86’ncı maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinin (c) alt bendi uyarınca, söz konusu tevkifata tabi gelirin 2021 takvim yılı için belirlenen 53.000 TL tutarındaki beyan sınırını aşması halinde yıllık beyanname ile beyan edilecektir.
• Eurobond faiz gelirinin dar mükelleflerce elde edilmesi durumunda, söz konusu gelir üzerinden Gelir Vergisi Kanunu’nun 94’üncü maddesinin (7) numaralı bendinin (a) alt bendi kapsamında %0 oranında tevkifat yapılacak ve mezkûr kanunun 86’ncı maddesinin birinci fıkrasının (2) numaralı bendi kapsamında beyan edilmeyecektir.
3.7. Özel Kesim Tahvil, Finansman Bonosu
3.7.1- 01.01.2006 Tarihinden Önce İhraç Edilenler
01.01.2006 tarihinden önce ihraç edilen özel kesim tahvillerinin tam mükellefler tarafından elde tutulması dolayısıyla 2021 takvim yılında elde edilen gelirlere Gelir Vergisi Kanunu’nun 76’ncı maddesinin ikinci fıkrasında yer verilen indirim oranının uygulanması sonucu bulunacak tutarın mezkûr Kanun’un 86’ncı maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinin (c) alt bendinde yer alan 53.000 TL tutarındaki beyan sınırını aşması durumunda beyanname verilecektir. Diğer taraftan indirim oranı dövize, altına veya başka bir değere endeksli menkul kıymetler ile döviz cinsinden ihraç edilen menkul kıymetlerden elde edilen gelirlere uygulanmayacaktır. Öte yandan, söz konusu sınırın aşılması halinde Gelir Vergisi Kanunu’nun 94’üncü maddesinin birinci fıkrasının (7) numaralı alt bendi uyarınca yapılan tevkifatın indirime tekabül eden kısmı beyanname üzerinden hesaplanan gelir vergisinden mahsup edilemeyecektir.
01.01.2006 tarihinden önce ihraç edilen özel kesim tahvillerinin elde tutulmasından sağlanan dönemsel getirileri dar mükelleflerin elde etmesi durumunda Gelir Vergisi Kanunu’nun 94’üncü maddesinin birinci fıkrasının (7) numaralı bendi uyarınca yapılacak tevkifat nihai vergilendirme olacak ve mezkûr Kanun’un 86’ncı maddesinin ikinci fıkrası kapsamında beyan dışı kalacaktır
3.7.2- 01.01.2006 Tarihinden Sonra İhraç Edilenler
01.01.2006 tarihinden sonra ihraç edilen özel kesim tahvillerinin elde tutulmasından sağlanan dönemsel getiriler üzerinden Gelir Vergisi Kanunu’nun geçici 67’nci maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca %10 oranında vergi tevkifatı yapılacaktır. Vergi tevkifatı yapılan söz konusu gelirler mezkûr kanunun 67’nci maddesinin (7) numaralı fıkrasına göre beyan edilmeyecektir.
3.8. Kira Sertifikalarından Elde Edilen Gelirlerin Vergilendirilmesi
Gelir Vergisi Kanunu’nun 75’inci maddesinin ikinci fıkrasının (5) numaralı bendi uyarınca varlık kiralama şirketleri tarafından ihraç edilen kira sertifikalarından sağlanan gelirler menkul sermaye iradı olarak kabul edilecektir.
Yurt içinde ihraç edilen kira sertifikalarından elde edilen kira gelirleri Gelir Vergisi Kanunu’nun geçici 67’nci maddesinin (1) ve (2) numaralı fıkraları ve 2010/926, 2011/1854 sayılı Bakanlar Kurulu Kararları kapsamında %10 oranında vergi tevkifatına tabidir. Söz konusu gelirler, Gelir Vergisi Kanunu’nun Geçici 67’nci maddesinin (7) numaralı fıkrası uyarınca beyana tabi olmayıp, tam ve dar mükellef gerçek kişilerce bu gelirler için beyanname verilmeyecektir.
3.9-Mevduat Faizleri
Gerçek kişilerce Türkiye’de yerleşik bulunan bankalardan elde edilen faiz gelirleri Gelir Vergisi Kanunu’nun geçici 67’nci maddesi gereğince ödeme yapanlarca tevkifat yapıldığından elde edilen bu gelirler beyan edilmeyecektir. Bu husus dar mükellef gerçek kişiler için de geçerli olacaktır.
Gerçek kişiler tarafından Türkiye dışında bulunan bankalardan elde edilen faiz gelirleri ise Gelir vergisi Kanunu’nun geçici 67’nci maddesi kapsamında tevkifata tabi tutulmadığından bu gelirlerin beyanında aynı Kanun’un 86’ncı maddesinin birinci fıkrasının d numaralı bendine yer alan hükümler dikkate alınacaktır.
Buna göre Türkiye’de yerleşik tam mükellef gerçek kişiler tarafından yurt dışında bulunan bankalardan elde edilen faiz gelirleri 2021 yılı için 2.800 TL’yi aşması halinde bu gelirler yıllık beyanname ile beyan edilecektir. Yine kıyı bankacılığından (off-shore bankacılık) elde edilen faiz gelirleri ile yurt dışından elde edilen diğer menkul sermaye iratları ( repo, kar payı vb.) da bu kapsamda beyan edilecek ve vergilendirilecektir.
Dar mükellef gerçek kişilerin sadece Türkiye’de elde ettikleri kazanç ve iratları vergilendirildiğinden gelir vergisi uygulamasında dar mükellef kapsamında vergilendirilen gerçek kişilerin Türkiye dışında elde ettikleri bu ve benzeri faiz gelir beyan edilmeyecektir.
3.10- Kar Ve Zarara Katılma Hesabı Karşılığında Ödenen Kar Payları
Özel finans kurumlarınca (Katılım Bankaları) kar ve zarara katılma hesabı karşılığında ödenen kar payları Gelir Vergisi Kanunu’nun geçici 67’nci maddesi kapsamında vergilendirildiğinden tam veya dar mükelleflerce özel finans kurumlarınca kar ve zarara katılma hesabı karşılığında ödenen kar payları beyan edilmeyecektir.
3.11- Repo Kazançları
Repo, kısa süreli bir menkul değerin belirli bir süre aralığının sonunda ilk satıcısı tarafından geri alınmasını taahhüt eden satış işlemidir. Repoları diğer para piyasası araçlarından ayıran en belirgin özellik, bir menkul kıymetin gerçek vadesinin alıcı ve satıcının ihtiyaçlarını karşılamak için kısaltılmasıdır.
Repo işlemlerine konu olabilecek menkul kıymetler şunlardır; devlet tahvilleri, hazine bonoları, banka bonoları ve banka garantili bonolar, Kamu Ortaklığı İdaresi ve Toplu Konut İdaresince ihraç edilen borçlanma senetleri ile piyasada veya borsada işlem gören VDMK dışındaki diğer borçlanma senetleri.
Uygulamada, menkul kıymetler, müşteriye teslim edilmeyip, TCMB’de bloke hesaplarda ya da İMKB Takas Ve Saklama A.Ş.’de depo edilmektedir. Hazine bonosu veya devlet tahvilinin teslimi yerine, bir makbuz düzenlenir. Müşteri repo vadesi dolduğunda makbuzu edip, tutar kendisine nakden ödenir.
Repo kazançları Gelir Vergisi Kanunu’nun geçici 67’nci maddesi kapsamında vergilendirildiğinden Türkiye’de elde edilen bu kazançlar tam ve dar mükellefler tarafından beyan edilmeyecektir.
Yurt dışından elde edilen repo kazançları ise Gelir Vergisi Kanunu’nun 86’ncı maddesinin birinci fıkrasının d bendine yer alan 2.800 TL’lik had dikkate alınarak beyan edilir. Buna göre tam mükellef gerçek kişiler tarafından istisnaya ve tevkifata konu olmayan yurt dışından elde edilen ve değeri 2.800 TL’yi (bu tutarın tespitinde tevkifata ve istisnaya konu olmayan gayrimenkul sermaye iradı ve menkul sermaye iradının toplamı birlikte dikkate alınır) aşan repo kazançları yıllık beyanname ile beyan edilirken dar mükelleflerce yurt dışından elde edilen bu gelirler beyan edilmeyecektir.
3.12- Hisse Senetleri Ve Tahvillerin Vadesi Gelmemiş Kuponlarının Satışı
Gelir Vergisi Kanunu’nun 75’inci maddesi gereğince 01.01.2006 tarihinden önce ihraç veya iktisap edilen hisse senetleri ve tahvillerin vadesi gelmemiş kuponlarının satışından elde edilen bedeller menkul sermaye iradı olarak vergilendirilmesi gerekmektedir. Bu kazançlar ise Gelir Vergisi Kanunu’nun 86’ncı maddesinin birinci fıkrasının d bendine yer alan 2.800 TL’lik had dikkate alınarak beyan edilir.
Buna gereğince 01.01.2006 tarihinden önce ihraç veya iktisap edilen hisse senetleri ve tahvillerin vadesi gelmemiş kuponlarının satışından elde edilen kazançlar 2021 yılı için belirlenen 2.800 TL haddi aşması halinde beyan edilecektir.
01.01.2006 tarihinden sonra iktisap edilen hisse senetlerinin ve 01.01.2006 tarihinden sonra ihraç edilen tahvillerin vadesi gelmemiş kuponlarının satışına banka veya aracı kurumlar aracılık etmişse bu gelirler üzerinden Gelir Vergisi Kanunu’nun geçici 67’nci maddesi gereğince vergi tevkifatına tabi tutulduğundan bu kazançlar beyan edilmeyecektir.
3.13- İştirak Hisselerinin Sahibi Adına Henüz Tahakkuk Etmemiş Kar Paylarının Devir Ve Temliki
Gelir Vergisi Kanunu’nun 75’inci maddesi gereğince İştirak hisselerinin sahibi adına henüz tahakkuk etmemiş kar paylarının devir ve temliki karşılığında alınan para ve ayınlar menkul sermaye iradı olarak vergilendirilmesi gerekmektedir. Bu kazançlar ise Gelir Vergisi Kanunu’nun 86’ncı maddesinin birinci fıkrasının d bendine yer alan 2.800 TL’lik had dikkate alınarak beyan edilir.
3.14- Her Çeşit Senetlerin İskonto Edilmesi Karşılığında Alınan İskonto Bedelleri
Her çeşit senetlerin iskonto edilmesi karşılığında alınan iskonto bedelleri Gelir Vergisi Kanunu’nun 75’inci maddesinin ikinci fıkrasının (10) numaralı bendi uyarınca menkul sermaye iradı olarak kabul edilerek vergilendirilmektedir. Alacak senetlerinin vadesinden önce nakde çevrilmesi karşılığında ödenen iskonto bedeli iskonto eden açısından menkul sermaye iradıdır. Burada en önemli husus söz konusu iskonto bedeli denilen faiz gelirini iskonto ettirenin (senedi satanın değil) değil iskonto edenin (senedi satın alanın) elde ettiğidir.
İskonto bedellerinde herhangi bir indirim ve istisna uygulaması söz konusu değildir. Diğer bir deyişle, Gelir Vergisi Kanunu’nun 94 ve geçici 67’nci maddeleri kapsamında herhangi bir tevkifat öngörülmemiştir. Bu nedenle söz konusu iskonto bedelleri;
• Tam mükellef gerçek kişilerce Gelir Vergisi Kanunu’nun 86’ncı maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinin (d) alt bendi gereğince 2021 takvim yılı için belirlenen 2.800 TL’lik beyan sınırını aşması halinde, beyan edilecektir.
• Dar mükellef gerçek kişiler tarafından elde edilen iskonto bedelleri vergi tevkifatına tabi olmadığından, bu kişilerce elde edilen gelirlerde Gelir Vergisi Kanunu’nun 85 ve 86’ncı maddesinin birinci fıkrasının (2) numaralı bendi gereğince (Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşması olup olmaması hususu da dikkate alınarak) herhangi bir tutar sınırı olmaksızın beyan edilecektir.
3.15- Her Türlü Alacak Faizi
Gelir Vergisi Kanunu’nun 75’inci maddesinin ikinci fıkrasının (6) numaralı bendine göre, her nevi alacak faizleri (adi, imtiyazlı, rehinli, senetli alacaklarla cari hesap alacaklarından doğan faizler ve kamu tüzel kişilerince borçlanılan ve senede bağlanmış olan meblağlar için ödenen faizler dâhil) menkul sermaye iradı olarak sayılmıştır. Alacak faizi kabul edilen menkul sermaye iratları uygulama yönüyle ödünç para verilmesi suretiyle faiz elde edilmesidir.
Alacak faizleri Gelir Vergisi Kanunu’nun 94’üncü maddesi uyarınca tevkifata tabi olmadığı gibi, mezkûr Kanun’un geçici 67 nci maddesinde düzenlenen tevkifat uygulaması da alacak faizlerini kapsamamaktadır. Bu nedenle alacak faizlerinin beyanında;
• Tam mükellef gerçek kişilerce Gelir Vergisi Kanunu’nun 86’ncı maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinin (d) alt bendi gereğince 2021 takvim yılı için belirlenen 2.800 TL’lik beyan sınırını aşması halinde beyan edilecektir.
• Dar mükellef gerçek kişiler tarafından elde edilen alacak faizi vergi tevkifatına tabi olmadığından, bu kişilerce elde edilen gelirlerde Gelir Vergisi Kanunu’nun 85 ve 86’ncı maddesinin birinci fıkrasının (2) numaralı bendi gereğince (Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşması olup olmaması hususu da dikkate alınarak) herhangi bir tutar sınırı olmaksızın beyan edilecektir.
3.16- Avans Kâr Payının Vergilendirilmesi
1 seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin “15.6.6. Avans Kâr Payı Dağıtımı” başlıklı bölümünde kurumlar vergisi mükelleflerince avans kâr payı dağıtımı yapılması halinde dağıtılan kâr payları üzerinden elde edenin hukuki niteliğine göre vergi kesintisi yapılacağı, kesilen vergilerin avans kar payı dağıtımının yapıldığı aya ait muhtasar beyanname ile beyan edileceği ifade edilmiştir.
Avans kâr payı dağıtımında kurum ortakları açısından elde etme kurumun yıllık safi kazancının kesinleşip karın nakden veya hesaben dağıtıldığı diğer bir ifadeyle avansın kâr dağıtım kararı uyarınca dağıtılan kardan mahsup edildiği tarihte gerçekleşecektir. Şu kadar ki; bu süre ilgili hesap dönemine ilişkin beyannamenin verilmesi gereken tarihi içeren hesap döneminin sonunu geçemeyecektir.
Örneğin 2019 yılında avans kâr payı dağıtılması halinde 2021 yılı sonuna kadar kâr dağıtımı için karar alınarak avans kâr paylarının mahsup edilmesi gerekmektedir. Kâr payı elde eden tam mükellef gerçek kişi ortaklarca elde edilen kâr payının tek başına ya da vergiye tabi gelirlerle birlikte 2021 takvim yılı için 53.000 TL’yi aşması halinde ise kâr paylarının tamamı için tam mükellef gerçek kişilerce beyanname verilmesi gerekmektedir.
Beyan edilen kâr payı üzerinden hesaplanan gelir vergisinden %15 oranındaki vergi kesintisinin tamamı (istisnaya isabet eden kısım dâhil) mahsup edilecek olup, mahsup sonrası kalan tutar genel hükümler çerçevesinde red ve iade edilecektir.
Dar mükellef gerçek kişiler tarafından tam mükellef kurumlardan elde edilen kâr payları tevkifata tabi olduğundan Gelir Vergisi Kanunu’nun 86’ncı maddesinin birinci fıkrasının (2) numaralı bendi gereğince tutarı ne olursa olsun beyan edilmeyecektir.
3.17- Emekli Sandıkları, Yardım Sandıkları İle Emeklilik/ Sigorta Şirketleri Tarafından Yapılan Ödemeler
Tüzel kişiliği haiz emekli sandıkları, yardım sandıkları ile emeklilik ve sigorta şirketleri tarafından ayrılmalar nedeniyle yapılan ödemelerin ve bireysel emeklilik sisteminden ayrılanlara yapılan ödemelerin içerdiği irat tutarları ne olursa olsun beyan edilmeyecektir.
4.1- Beyannamenin Verilme Zamanı ve Şekli
2021 yılında elde edilen beyana tabi menkul sermaye iratlarının, Yıllık Gelir Vergisi Beyannamesi ile 1-31 Mart 2022 tarihleri arasında beyan edilmesi gerekmektedir.
Yıllık Gelir Vergisi Beyannamesi,
verilebilir.
Ayrıca bu mükelleflerin takvim yılı içinde memleketi terk etmesi halinde, memleketi terkten önceki 15 gün içinde; ölümü halinde, ölüm tarihinden itibaren 4 ay içinde vefat eden kişi namına varislerce, Yıllık Gelir Vergisi Beyannamesi ile beyanda bulunulması gerekmektedir
4.2- Hazır Beyan Sistemi
Beyana tabi gelirleri sadece menkul sermaye iradı, gayrimenkul sermaye iradı (kira geliri), ücret ile diğer kazanç ve iratlardan ibaret olan mükellefler; bu gelirlerine ilişkin beyannamelerini Başkanlığımız tarafından önceden hazırlanarak mükelleflerin onayına sunduğu kullanımı kolay ve hızlı bir sistem olan Hazır Beyan Sistemi üzerinden verebilirler.
Bu sistemden, sadece menkul sermaye iradı, kira, ücret veya diğer kazanç ve irat gelirlerini ayrı veya birlikte elde eden mükellefler yararlanabilecektir.
Gelir Vergisi Kanunu’nun 75’inci maddesinde sahibinin ticari, zirai veya mesleki faaliyeti dışında nakdi sermaye veya para ile temsil edilen değerlerden müteşekkül sermaye dolayısıyla elde ettiği kar payı, faiz, kira ve benzeri iratlar olarak nitelendirilen menkul sermaye iratlarının vergilendirilmesi ve beyan edilmesinde özellik arz eden durumlar detaylı olarak açıklanmış olup beyana tabi menkul sermaye iratlarının yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan edilmesi gerekmektedir.
KAYNAKÇA
193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu
191 seri No.lu Gelir Vergisi Kanunu Genel Tebliği
310 seri No.lu Gelir Vergisi Kanunu Genel Tebliği
1 seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği
Beyanname Düzenleme Rehberi, Vergi Müfettişleri Derneği 1. Cilt, Ankara,2020
[1] Yılmaz ÖZBALCI, Gelir Vergisi Kanunu Yorum ve Açıklamaları, Oluş Yayıncılık, Ankara, s612
[2] Beyanname Düzenleme Rehberi, Vergi Müfettişleri Derneği 1. Cilt, Ankara,2020 s425
09.03.2022
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> Uygulamalı Enflasyon Muhasebesi (171 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.