Kıymetli okurlarım bugün bizlere son zamanlarda sıklıkla iletilen sorular üzerine ve sizler için de yararlı olacağını düşündüğüm bir konuyu kaleme almaya karar verdim.
Konumuz, fiilen işletmede mevcut olduğu halde belgesi alınmamış (bir başka ifade ile belgesiz olarak satın alınmış) emtianın, 7440 sayılı Sayılı Kanun ile getirilen imkânlar çerçevesinde “belgeli bir mal haline getirilmesine yönelik” düzenlemeler, bu düzenlemelerle elde edilebilecek avantajlar ve beyan edilen emtiaya ait KDV’nin “İndirim” ve “Ödeme” zamanına ilişkin hususlar…
İşletmelerin çeşitli nedenlerle belgesiz mal alımı gerçekleştirdikleri (bu nedenlerin neler olduğu ve bunların ortadan kaldırılmasına yönelik olarak vergi sistemimizde neler yapılabileceği hususları ayrı bir araştırma ve inceleme konusu olacak kadar derin bir konu olduğunu belirtmek gerekir) maalesef bir gerçek.
Böyle olunca işletmeye ait, kanuni defter kayıtlarında ve mali tablolarda işletmelerin emtia mevcutları (stokları) tutarı da eksik gözükmekte ve bir adım sonrasında da belgesi olmayan bu malların satışı da emtia dengesini tutturabilmek bakımından maalesef belgesiz olarak gerçekleştirilmek zorunda kalınmaktadır.
İşte bu çift yönlü mahsurun ortadan kaldırılmasına yönelik olarak vergi mükelleflerine 7440 sayılı Kanun’un “İşletme Kayıtlarının Düzeltilmesi” başlıklı 6’ncı maddesinin (1) no.lu fıkrasında önemli avantajları da barındıran özel bir düzenlemeye yer verilmiştir.
Kanuni düzenlemenin detaylarına BAZI ALACAKLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASINA DAİR 7440 SAYILI KANUN GENEL TEBLİĞİ (SERİ NO: 1)’in (https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2023/03/20230325-4.pdf) “VI-İşletme Kayıtlarının Düzeltilmesine İlişkin Hükümler” başlıklı bölümünün “A- İşletmede Mevcut Olduğu Hâlde Kayıtlarda Yer Almayan Emtia, Makine, Teçhizat Ve Demirbaşların Kayda Alınması” başlıklı alt bölümünde yer verilmiştir.
Ana hatları itibariyle aşağıdaki şekilde özetleyebiliriz:
1- İşletmede mevcut olduğu halde kayıtlarda yer almayan emtia, tabi olduğu KDV oranının yarısı oranında KDV beyan edilerek işletme kayıtlarına alınmakta ve belgeli bir mal haline getirilmesi sağlanmaktadır.
2- Yarı oranında beyan edilen ve ödenecek KDV tutarı, işletme açısından aynı zamanda İndirilecek KDV hesabına alınabilmekte bu yönüyle vergi etkisinin işletmede tolere edilmesine imkân sağlanmaktadır. Ancak beyan edilen ve indirime konu edilen bu KDV’nin iade konusu yapılamayacağına ilişkin hatırlatmamızı da ayrıca yapalım.
3- Bu suretle kayıtlara alınan emtianın bedeli işletmede, bir gelir kalemine kaydedilme veya işletmenin diğer varlık (aktif) kalemlerinden herhangi birinde bir azaltım yapma zorunluluğu olmadan ya da işletmeye ait borç kalemlerinden herhangi birinde artırım yapma zorunluluğu olmadan özel bir karşılık hesabı olarak tanımlanan “525-Kayda Alınan Emtia Özel Karşılığı Hesabı”na kaydedilerek muhasebeleştirilebilmesine imkân sağlanmaktadır.
4- Özel karşılık hesabına kaydedilen tutarın, ortaklara dağıtılması veya işletmenin tasfiye edilmesi halinde, sermayenin bir unsuru sayılarak vergilendirilmemesine (bir başka ifade ile ortaklara dağıtım yapılırken kâr payı stopajına tabi tutulmadan ya da tasfiye durumunda gelir olarak dikkate alınma zorunluluğu olmadan) imkân sağlanmaktadır.
Bütün bu imkanları bir arada dikkate aldığımızda, işletmeler için önemli vergisel avantajları barındırdığını söylemeden geçemeyeceğiz. Kaymaklı ekmek kadayıfı tadında bir düzenleme olarak da nitelendirilenler var…
7440 sayılı Kanunun 6 ncı maddesinin birinci fıkrası hükmü ile gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerine, işletmelerinde mevcut olduğu hâlde kayıtlarında yer almayan emtia, makine, teçhizat ve demirbaşları yasal kayıtlarına intikal ettirmek suretiyle, kayıtlarını fiili duruma uygun hale getirme imkânı sağlanmıştır.
Kayıtlarda bulunmayan emtia, makine, teçhizat ve demirbaşların kayıtlara intikal ettirilmesine imkân veren düzenleme, bütün gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerini kapsamaktadır.
Uygulama kapsamına; serbest meslek erbabı, ferdi ticari işletmeler, adi ortaklıklar, kollektif şirketler, adi komandit şirketler ile sermaye şirketleri, kooperatifler, iktisadi kamu kuruluşları, dernek ve vakıflara ait iktisadi işletmeler ve iş ortaklıkları dâhil bulunmaktadır.
İşletmede mevcut olan ancak kayıtlarda yer almayan emtianın kayda alınması ve yukarıda belirtilen imkanlardan yararlanılabilmesi için şu iki işlemin yapılması gerekir.
1- Tebliğ ekinde Ek-18 olarak yer verilen: 7440 Sayılı Kanunun 6/1 inci Maddesine Göre Stok Beyanında Bulunacak Vergi Sorumluları İçin (1015 C) kodlu KDV BEYANNAMESİ’nin ve Tebliğ ekinde Ek-19 olarak yer verilen ENVANTER LİSTESİ’nin, kağıt veya elektronik ortamda Katma Değer Vergisi mükellefiyeti yönünden bağlı olunan vergi dairesine en geç 31 Mayıs 2023 günü sonuna kadar başvurularak verilmesi (Envanter listesi olmayan beyannamelerin işleme alınmayacağı hususu önemli !!)
2- Beyan üzerine vergi dairesince tahakkuk ettirilen KDV tutarının da en geç 31 Mayıs 2023 günü sonuna kadar ödenmesi gerekmektedir.
Ayrıca belirtelim ki, vergi beyannamelerini elektronik ortamda vermek zorunda olan mükellefler, 1015 C kodlu KDV beyannamesini ve Envanter Listesini de elektronik ortamda vermek zorundadırlar.
31 Mayıs 2023 olarak belirlen bu tarih, 06.02.2023 tarihli Depremler nedeniyle Mücbir Sebep kapsamına alınan il ve ilçelerde mükellefiyeti bulunanlar bakımından 31 Ekim 2023 olarak düzenlenmiştir.
Stok bildiriminde bulunan mükelleflerden, Ba formu vermek zorunda olan mükellefler tarafından söz konusu form ile bildirim yapılması zorunluluğu da bulunmakta.
Ba Formu verme zorunluluğu bulunmayan mükelleflerin ise (örneğin işletme hesabı esasında defter tutanlar, Serbest Meslek Erbapları, bilanço esasında defter tutmayan; Zirai Kazanç sahipleri ile diğer gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri ) Ba Formunu vermek zorunda olmadıklarını belirtelim.
Verilmesi gereken Ba formunun “Soyadı/Adı Unvanı” bölümüne “Muhtelif Satıcılar (7440 sayılı Kanun Madde 6/1)”, “Vergi Kimlik Numarası” bölümüne (3333 333 333) yazılması gerekmektedir.
ÖTV’nin konusuna giren malları bu madde kapsamında beyan eden ve alış belgelerini ibraz edemeyen mükelleflerin, bu malların beyan tarihindeki miktarı ve emsal bedeli üzerinden geçerli olan ÖTV’yi 31 Mayıs 2023 tarihine (bu tarih dâhil) kadar ayrı bir beyanname ile beyan ederek aynı süre içinde ödemeleri hâlinde, bu mallar bakımından 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanununun 4 üncü maddesinin (3) numaralı fıkrası hükmünün uygulanmaması öngörülmüştür.
Bu şekilde beyan edilerek ödenen ÖTV için vergi cezası kesilmeyecektir.
Uygulama kapsamında olan mükellefler, işletmelerinde mevcut olduğu hâlde kayıtlarında yer almayan mallardan 4760 sayılı Kanuna ekli (I), (II), (III) ve (IV) sayılı listelerde yer alanlar için, beyan tarihindeki miktarları ve emsal bedelleri ile uygulanmakta olan vergi oranı, maktu ve asgari maktu vergi tutarlarını dikkate alarak, Ek-18 KDV Beyannamesi ve Ek-19 Envanter Bildirimi Yazısına ilave olarak Tebliğ Ekinde Ek-20 olarak yer verilen ÖZEL TÜKETİM VERGİSİ Beyannamesini de 31 Mayıs 2023 tarihine (bu tarih dâhil) kadar ÖTV yönünden bağlı oldukları vergi dairelerine (ÖTV mükellefiyeti bulunmayan ithalatçılar için KDV yönünden bağlı olunan vergi dairesine) verecek, hesaplanan ÖTV’yi de bu süre içinde ödeyecektir.
4760 sayılı Kanun ekindeki her bir liste [(II) sayılı listedeki kayıt ve tescile tabi araçların her biri] için ayrı beyanname verilecektir.
Bildirime konu edilebilecek emtia(stok) kapsamına;
- Alım satım işletmelerinde satışa hazır malları,
- İmalatçı işletmelerde ise hammadde, malzeme, yarı mamul ve mamul malları ifade etmektedir.
Aynı şekilde inşaat işletmelerinin (yıllara sari inşaat ve onarım işi, kat karşılığı veya kendi adlarına inşaat yapıp satanlar) varsa inşa edilen ve emtia niteliğindeki taşınmazları (daire, dükkan vb.) ile üretimde kullandıkları demir, çimento, tuğla gibi ilk madde ve malzemelerini veya yarı mamullerini de bildirmeleri mümkündür.
Stok bildirimine ilişkin Kanun düzenlemelerine ve Genel Tebliğdeki açıklamalara baktığımızda, stok bildirimi yapacak işletmelerin; en geç 31 Mayıs 2023 günü sonuna kadar yukarıda belirtilen KDV, ÖTV Beyanları ile Envanter listesini vergi dairesine kâğıt veya elektronik ortamda vererek başvurusunu yapması ve bu başvuru üzerine tahakkuk edecek KDV ve ÖTV yi de aynı süre içinde ödemesi gerektiği belirtilmektedir.
Son dönemlerde tarafımıza sıklıkla “Stok bildirimi nedeniyle tahakkuk eden KDV tutarının beyan tarihinde ödenmek zorunda olup olmadığı? Beyan daha önce yapılmakla birlikte verginin 31 Mayıs 2023 tarihine kadar ödemesinin mümkün olup olmadığı? Beyan ve ödemenin farklı vergilendirme dönemlerine sarkması halinde KDV indiriminin hangi dönemde yapılacağı? Şeklinde sorular sorulmaktadır.
Tebliğde bu konuya ilişkin en dikkat çekici açıklama: “ç-Beyan edilen emtiaya ait hesaplanarak ödenen KDV, 1 No.lu KDV Beyannamesinde genel esaslar çerçevesinde indirim konusu yapılabilecek ancak iade konusu yapılamayacaktır.” cümlesinde yer almaktadır.
Bu cümle farklı yönlerden analiz edildiğinde; ödemenin beyan ile aynı zamanda veya aynı vergilendirme döneminde yapılması gerektiği kanaatimizce açıkça anlaşılmamaktadır. Burada zikredilen ödeme koşulunun, Kanun ve Genel Tebliğde belirtilen verginin vade tarihi olarak da kabul edilen 31 Mayıs 2023 tarihi olduğunu değerlendirmekteyim. Bu tarihe kadar ödeme yapılması halinde İNDİRİM hakkının halel gelmeyeceğini, ancak bu tarihten sonra bir ödeme yapılması halinde ise İNDİRİM imkanının ortadan kalkabileceğini, daha önceki tarihlerde indirime konu edilmiş KDV tutarının ise muhasebe kayıtlarında düzeltme işlemine tabi tutularak İndirim Hesaplarından çıkarılması gerektiğini düşünmekteyim.
Genel Tebliğde yer verilen açıklamalarda ve yapılan muhasebe kaydı örneklerinde, beyan edilen KDV tutarının, beyan edildiği vergilendirme döneminde indirim konusu yapılabilmesi için mutlaka aynı dönemde de ödenmesi gerektiği yönünde herhangi bir açıklamaya biz rastlamadık.
Bu yönüyle örneğin Nisan 2023 ayı içinde gerekli KDV beyanı ve Envanter listesini doldurarak vergi dairesine başvuran ve gerekli tahakkuk işlemini yaptıran KDV mükelleflerinin bu KDV tutarını beyanı gerçekleştirdikleri Nisan 2023 döneminde indirim konusu yapmalarında bir engel bulunmadığını bu KDV tutarının da 31 Mayıs 2023 tarihine kadar herhangi bir gecikme faizi veya gecikme zammı olmadan ödenebileceğini değerlendirmekteyim.
Hatta tahakkuk eden KDV tutarı, verginin vade tarihi olan 31 Mayıs 2023 tarihinden sonra dahi gecikme zammıyla ödenmesi halinde söz konusu başvurunun geçersiz olmayacağı, sadece ödenecek tutarın gecikme zammı tutarı kadar artacağını değerlendiren görüşler bulunmakla birlikte, tahakkuk eden verginin 31 Mayıs 2023 tarihine kadar ödenmesinin, özellikle indirim konusu yapılan KDV tutarının düzeltilmesi riskini almamak bakımından gerekli olduğunu düşünenlerdenim.
Bir sonraki güncel yazımızda görüşmek dileğiyle…
10.05.2023
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)
>> YIL SONU KAMPANYASI: Muhasebecilere Özel Web Sitesi 1.249 TL yerine 999 TL + KDV
Ayrıntılar için tıklayın.
>> Duyurulardan haberdar olmak için E-Posta Listemize kayıt olun.
>> SGK Teşvikleri (150 Sayfa) Ücretsiz E-Kitap: hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Apple Store 'dan hemen indir.
>> MuhasebeTR mobil uygulamasını Google Play 'den hemen indir.